Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/93 E. 2021/25 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/93 Esas
KARAR NO : 2021/25

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/09/2019
KARAR TARİHİ : 12/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; 02.08.2017 tarihinde davalı sigorta şirketi nezdinde …numaralı ZMMS sigorta poliçesi ile teminat altında olan, davalı …’in maliki, davalı … ’ ün sevk ve idaresindeki …plakalı aracın yaya konumundaki davacı…’ un annesi, davacı…’ nin nikâhsız imam nikahlı eşi … ’a çarpması neticesinde vefat ettiği olayda, davacıların murisin desteğinden yoksun kaldıklarını ve manevi olarak etkilendiklerini, dava öncesinde 12.06.2018 (tebliğ tarihi) tarihinde destekten yoksun kalma tazminatı talebi ile yazılı olarak başvurulmuş olmasına karşın talebe cevap verilmediğini belirterek, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile, 02.08.2017 günü meydana gelen ölümlü trafik kazasında yaya konumunda olan müteveffa …’ ın aynı gün vefatı nedeni ile desteğinden yoksun kalan nikahsız eşi davacı …ve kızı … için ayrı ayrı 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı olarak şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden, diğer dava-lılar işleten ve sürücüsü yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müşterek ve müte-selsilen tahsili ile davacılar için ayrı ayrı 25.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı işleten ve sürücüden kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalılar… ve… vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; kazanın müteveffanın tam kusuru ile meydana geldiğini, ceza davasında alınan raporlarla da açık olduğunu, davacı kızı …’ un evli ve 2 yaşında kızının olduğunu, kız çocuklarının evlenme yaşı olarak kabul edilen 22 yaşına kadar ancak destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceklerini, ancak annesini kaybettiği tarihte evli olan davacının maddi tazminat talep edemeyeceğini, imam nikahlı olduğu iddia edilen diğer davacı…’ nin ise müteveffa ile beraber yaşadıklarını, sürekli ve düzenli des-teğinde olduğunu ispatlar herhangi bir belge sunulmadığını, 22 yaşında ortak bir kızlarının olmasının beraber bir hayat sürdüklerini ispatlayamayacağını, bu bağlamda davacı …’ nın maddi ve manevi tazminat talebi-nin reddinin gerektiğini, ayrıca; 02.08.2017 tarihinde meydana gelen kazada maktulün üzerinden kimlik çıkmaması üzerine kimlik tespiti için polis memurları tarafından etrafta yapılan araştırmayla yaralanan kişinin … olduğunun tespit edildiği ve işbu hususun Polis memurları tarafından tutulan tutanakta; “ Kimlik bilgileri tespit edilmek amaçlı çevrede yaptığımız araştırma neticesinde İnönü Mah. … Sokak içerisinde metruk binada kaldığı tespit edilmiş bahse konu adrese gittiğimizde üvey oğlu 01.01.1995 doğumlu …-… oğlu… isimli şahsın adreste olduğu, şahsa konuyu anlattığımızda üvey annesi …’ ın evde olmadığını, gece saatlerinde evden gittiğinde alkollü olduğunu, daha sonra kendisini görmediğini, üvey annesinin Cumhuriyet caddesi üzerinde çiçek satarak geçimini sağladığını söylemesi üzerine, kimliği belirsiz şahsın … isimli şahıs olabileceği değerlendirilerek,…Hastanesi Morguna gidilmiş, burada maktul bayan şahsın… isimli şahsa gösterildiğinde maktul şahsın üvey annesi … olduğunu doğruladığı.” nın belirtildiğini, bu tutanaktan da açıkça anlaşıldığı üzere, maktulün üvey annesi olduğu ve müteveffa ile birlikte yaşadığı ve babasının da … olmadığı, bu bağlamda davacı …’ nin davada ispat külfeti olduğunu ve davacı vekilinin iddiaları ile örtüşmediğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı …SİGORTA A.Ş. vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan … plaka sayılı araç müvekkil şirket nezdinde kaza tarihini kapsayan… numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğunu, bu poliçedeki kişi başı sakatlık ve ölüm teminatları ise kaza tarihi itibariyle kişi başına 330.000,00-TL olduğunu, davacılar, …’ın 02.08.2017 tarihinde meydana gelen kaza sebebi ile vefat ettiği gerekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuştur. kabul anlamına gelmemek kaydıyla, öncelikle davacıların destekten yoksun kalıp kalmadıklarının tespiti gerektiğini, müteveffanın kızı davacı … 03.10.1995 doğumludur. yani kazanın meydana geldiği tarihte 22 yaşında evli ve yetişkin bir insan olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında erkek ve kız çocuklarının yaşları, müteveffanın desteğinden gerçekten yoksun kalıp, kalmadıkları gibi hususların dikkate alınması gerektiğini, yargıtay kararlarına göre, kız çocukları için olağan destek yaşı 22 iken, üniversite eğitimi almayan erkek çocukları için destek yaşı 18 olduğunu, davacı dilan oğuz ise 13.05.2015 tarihinde evlenmiş olup destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunmadığını, müteveffanın imam nihalı eşi olan davacı yahya tanrıverdi’nin de murisin desteğinden yoksunluğu söz konusu olabilmesi için imam nikahlı eş olduğunun ve murisin desteğinden yoksun kadığının ispatı gerektiğini, davacının müteveffa ile imam nihaklı eş olduğunun ispatı bulunmaması sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunmadığını, davacıların talebinin reddi gerektiğini, müvekkil şirkete sigortalı aracın kusurlu olduğu iddiasının kabulü mümkün olmadığını, davacıların kazanın meydana gelmesinde müvekkil şirket sigortalısının kusuru bulunduğunu ispatlamakla yükümlü olduğunu, trafik sigortası genel şartları a.1.maddesi uyarınca sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı trafik kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine göre temin eder. kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkil şirketin sigortalısının kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunun ispat edilmesi halinde, sigortalısı araç sürücünün kusuru oranında poliçe limitleri ile sınırlıdır, mahkeme tarafından kusur oranlarının belirlenmesi amacıyla; sigortalısının kusuru oranında sorumlu olan müvekkil sigorta şirketinin de sorumluluğunun tespiti açısından tüm dosyanın; savcılık / ceza davası evraklarının da eklenerek adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesinden kusur raporu alınmasını talep edip, haksız davanın reddine, lehlerine masraf ve vekalet ücretine hükmedilmesine, müvekkil şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması halinde, davacıların ve dava dışı kimselerin destekten yoksun kalıp kalmadıklarının tespitini, destekten yoksun kalan kimselerin olması halinde, alanında uzman bilirkişilerce azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek hesaplama yapılmasını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkil şirket aleyhine tazminata hükmedilmesi halinde dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davacı vekilinin Adli Yardım talebinin mahkememizin 09/09/2019 tarihli ara kararı ile reddedildiği, davacı vekilinin 14/09/2019 tarihli dilekçesi ile adli yardım talebinin reddine itiraz edildiği ve İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne dosyanın karar verilmek üzere gönderildiği, İstanbul … Asliye Ticaret mahkemesi’nin …tarihli kararı ile Davacılar vekilinin Adli Yardım Talebinin Kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
TANIK BEYANLARI:
Adana … Asliye Ticaret Mahkemesinin…Talimat Sayılı dosyasında dinlenen DAVACI TANIĞI … beyanında; “Davacı … eşim olur. Eşimin ailesi Beyoğlunda oturuyordu, ben de Anadolu yakasında oturuyordum. Davacı … eşimin babası olur. Adana’ya yerleşmeden önce arada bir kaynanam muris…’a gidiyorduk. Sonrasında biz Adana’ya geldik cenaze dolayısıyla taziyeye gittik. Muris … satıyordu. …ile birlikte yaşıyorlardı. Bana karşı maddi bir yardımı olmasa da kızı davacı …’a harçlık veriyor olabilir. Murisin eşi davacı …de çalışıyordu evin geçimini sağlamaya uğraşıyorlardı. Maddi durumları çok iyi değildi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Adana … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Talimat Sayılı dosyasında dinlenen DAVACI TANIĞI … beyanında; “Muris … benim dünürüm oluyor. Davacı kızı … benim gelinimdir. Kız isteme işi için İstanbula gitmiştik. Murisi bu vesile ile tanıyorum, karı koca küçük bir evde oturuyorlardı. Gördüğüm kadarıyla durumları pek iyi değildi. Muris …’nın bildiğim kadarıyla gelinime karşı maddi bir yardımı yoktu. Durumları zaten pek iyi değildi ve davacı eşi … çay ocağında çalışıyordu, davacıya karşı ne gibi bir maddi desteği vardı benim bir bilgim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLER: İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası, kaza tespit tutanağı, olay yeri krokisi, ölü muayene tutanağı ve olay yeri krokisi, CD izleme tutanağı, soruşturma aşamasında alınan 13/08/2017 tarihli bilirkişi raporu, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, … plakalı aracın ruhsat bilgileri ve trafik kayıtları, davacılar ve müteveffanın SGK kayıtları, davalıların sosyal ve ekonomik durum araştırmaları, nüfus kayıt örnekler, UYAP üzerinden yapılan adres araştırması, 02/08/2017 tarihli kolluk tutanağı, ATK Trafik İhtisas Dairesinin 16/04/2019 tarihli raporu, ATK Trafik İhtisas Dairesinin 19/03/2020 tarihli raporu, 16/10/2020 tarihli aktüer bilirkişi raporu, tanık beyanları, arabuluculuk son tutanak aslı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava; 02/07/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle müteveffa …’ın vefat etmesi nedeniyle davacıların destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat koşulları oluşup oluşmadığı, varsa miktarı hususlarından ibaret olduğu anlaşılmaktadır.
Davacılar vekili; 02/07/2017 tarihinde… plakalı aracın sürücüsü …’ün davacı …’un annesi, davacı…’nin imam nikahlı eşi müteveffa…’a çarpmak suretiyle ölümüne sebebiyet verdiğini, davalı …’in aracın ruhsat sahibi olduğunu ve araç işleteni olarak sorumlu olduğunu, davalı sigorta şirketin aracın ZMMS sigortacısı olup sorumlu olduğunu, müteveffanın çeşitli işlerde çalışarak eşine ve kızına destek olduğunu, davacıların maddi ve manevi zararlarının bulunduğunu belirterek davacılar için ayrı ayrı 500,00 TL maddi tazminat, 40.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulundukları anlaşılmıştır.
Davalılar… ve…ekili; müteveffanın intihar ettiğini, davalıların kusurunun bulunmadığını, davacı …’un evli ve kazanın meydana geldiği tarihte 22 yaşının dolmasına 2 ay bulunduğunu, müteveffadan maddi destek gördüğünü ispatlayamadığı ve destekten yoksun kalma tazminatı şartlarının oluşmadığını, davacı …’nin imam nikahlı eş olduğunu ispatlayamadığı bu nedenle hem maddi hem manevi tazminatın reddi gerektiğini, müteveffa ile aynı evde yaşayan …’nun tanık olarak dinlenmesini talep ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
Davalı sigorta vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, davacıların destekten yoksun kalıp kalmadıklarının tespitinin gerektiğini, davacı …’un 22 yaşında olup destekten yoksun kalma tazminatına hak kazanamayacağını, davacı …’nin müteveffanın imam nikahlı eş olduğunu ispat edemediğini belirterek davacıların maddi tazminat talep edemeyeceklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta vekili zamanaşımı definde bulunmuşsa da KTK 109/2 maddesi gereği zamanaşımı süresi içerisinde davanın açıldığı anlaşıldığından zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
Kaza tespit tutanağının incelemesinde; 02/08/2017 günü saat 04:18 sıralarında sürücü…’ün sevk ve idaresindeki… plakalı aracı ile Cumhuriyet caddesi Taksim istikametine sol şeritte seyir halinde iken yola hangi noktadan çıktığı bilinmeyen yaya… isimli şahsa ön kısımlarıyla çarpmasından sonra çarpmanın etkisiyle yaya …’ı 22 metre sürükleyerek No:119/A önünde durabildiği, kazanın oluşumunda yaya …’ın 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 68/1-B-3 maddesini, sürücü …’ün 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 52/1-B maddesini ihlal ettiği tespit edilmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığının…soruşturma sayılı dosyasında alınan 13/08/2017 tarihli bilirkişi raporunda; 02/08/2017 günü saat 04:18 sıralarında sürücü …sevk ve idaresindeki …plaka sayılı ticari taksi ile Cumhuriyet caddesi üzerinden Taksim istikametine seyir halinde iken yol ortasında bulunan …’a aracının ön kısımlarına çarpması sonucu ölümlü trafik kazasının meydana geldiği, yaya…’ın KTK 68/1-b-3 maddesini ihlal ettiği, birinci derece %70 oranında kusurlu olduğu, sürücü …’ün ikinci derece %30 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinin …E. … K. sayılı dosyasının incelemesinde; sanık … hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan kamu davası açıldığı, yargılama sırasında kusur durumuna ilişkin alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 16/04/2019 tarihli raporunda; sürücü …’ün tali kusurlu, yaya…’ın asli kusurlu olduğu tespit edildiği,
sanık hakkında 1 yıl 8 ay hapis cezası verildiği hapis cezası adli para cezasına çevrilerek 12.100,00 TL adli para cezası verildiği, kararın istinaf edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 19/03/2020 tarihli raporunda; sürücü …’ün %30 oranında kusurlu, yaya …’ın %70 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Davalı sigorta şirketi tarafından gönderilen poliçe ve hasar dosyasının incelemesinde; … plaka numaralı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile kayıtlı olduğu, davacının sigorta şirketine başvuru yaptığı anlaşılmıştır.
02/08/2017 tarihli ölü muayene tutanağında; kimlik tanığının … olduğu, müteveffanın üvey annesi olduğunu ve sürekli alkol aldığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
02/08/2017 tarihli kolluk tutanağında; müteveffanın İnönü mahallesi Küçükbayır sokak içerisinde metruk binada kaldığı, söz konusu evde …’nun yaşadığı, …’na sorulduğunda üvey annesi …’ın evde olmadığını, geç saatlerde evden çıktığında alkollü olduğunu, üvey annesinin Cumhuriyet caddesinde çiçek satarak geçimini sağladığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
SGK’ya yazılan müzekkere cevabında; davacı …’un 2012 yılının 10. Ayında SGK’ya 4/a statüsünden ilk girişinin yapıldığı, düzenli ve sürekli olmayan gelirinin 2017 yılının 3. Ayına kadar devam ettiği, davacı …’nin SGK hizmet kaydının bulunmadığı, müteveffa …’ın SGK hizmet kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır.
UYAP üzerinden dosyaya alınan nüfus kayıt örneklerinin incelenmesinde; davacı …’nin bekar olduğu, 29/04/2003 tarihinde davacı …’u tanıdığı, adresinin kayıtlı olmadığı, davac…’un 03/10/1995 doğumlu olduğu, anne adının Nurşen, baba adının Yahya olduğu, 13/05/2015 tarihinde evlendiği, 11/11/2015 doğumlu bir kızının olduğu, adresinin “Mithatpaşa mah. …sokak No:.. İç kapı no:3 …/Adana” olduğu anlaşılmıştır.
Davacıların sosyal ekonomik durum araştırması için yazılan müzekkerelere olumsuz yanıt verildiği, yeni adreslerinin tespit edilemediği, davacı vekili tarafından beyan edilen adreslerine yeniden müzekkere yazıldığı ancak olumsuz yanıt verildiği anlaşılmıştır.
…Emniyet Müdürlüğü müzekkere cevabında; davalı…’in evli ve 2 çocuğunun olduğu, kira vermediği, çalışmadığı, emekli maaşı aldığı, adına araç ruhsatı, Esenyurt ilçesinde bir daire tapusu ve hissedarı olduğu Arnavutköy ilçesinde bir arsasının bulunduğu, davalı …’ün taksicilik yaptığı, kira ödemediği, ortalama ayda 3.000 TL kazancının olduğu, boşanmış olduğu ve bakmakla yükümlü olduğu bir çocuğunun bulunduğu, malvarlığının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacıların tanıkları … ve … talimat mahkemesince dinlenmiş olup, davalılar…ve … vekili tanık olarak …’nun dinlenmesini talep etmişlerse de Mahkememizce tanık …’nun cezaevinde olması sebebiyle SEGBİS yoluyla duruşmada ulaşılmaya çalışıldığı, tanığın COVİD izninde olduğu ve ne zaman cezaevine döneceğinin belli olmadığı, tanığın UYAP’ta kayıtlı ve cezaevine bıraktığı adres ile aynı olan adresine tebligat çıkartıldığı ve tebligatın da iade geldiği anlaşılmakla; tüm dosya kapsamı itibariyle ispat yükünün davacılarda olduğu da gözetilerek tanık …’nun dinlenilmesinden vazgeçilmiştir.
Aktüer bilirkişinin 16/10/2020 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; “02.08.2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu hayatını kaybeden …’ ın desteğinden yoksun kaldığı iddia edilen; davacı müteveffanın kızı …’ un annesini kaybettiği tarihte 22 yaşında, evli ve bir çocuk sahibi olduğu, eşi ve kızı ile birlikte yaşadığı ve 2012 yılının 10 ayında 5510 sayılı Kanunun 4 maddesinin a bendi dahilinde çalışmasının oldu-ğunun tespiti ile 02.08.2017 tarihinde annesini kaybetmesi sonucu desteğinden yoksun kaldığından söz edilemeyeceği, müteveffa…’ in …’ nun üvey annesi olduğu, (bir başka kişi ile birlikte yaşadığı), davacı …’ nin sürekli ve düzenli olarak müteveffanın desteğinde olduğunun ispatlanamadığı, bir başka değişle imam nikahlı eşi olduğunu ve beraber yaşadıklarını delillerle kanıtlanamadığı anlaşılmakla, davalılardan destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceğinin takdirinin elbette Yüce Mahkemeye ait olduğu, davacılar için manevi tazminat talebinin elbette tüm değerlendirme ve takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/15518 E. 2017/6331 K. Sayılı ilamına göre; “Desteğin, küçük çocuklarının bakım ihtiyacından ne zaman kurtulacağını tayin etmek çocuğun yaşadığı yöreye, sosyal çevreye, çocuğun özelliklerine, cinsiyetine, ailenin sosyal ve ekonomik durumuna göre değişmektedir. Hakim, her somut olayda, destek ölmeseydi, ne kadar süre ile destek olacak idiyse bu süreyi destek süresi olarak kabul eder. Ana-babaya yardımda, onların yaşama süreleri; çocuklara yardımda ise, çocukların çalışmaya başlama süresi esas alınır. Çocuklarda, kız veya erkek olmalarına, yüksek öğrenim yapıp yapmamalarına göre farklı süreler kabul edilmektedir. Bunun dışında kız çocukları için genellikle, çalışmaya başlama veya evlenme ile destek ihtiyacı ortadan kalkar.”
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, 02/07/2017 tarihinde …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile Cumhuriyet Caddesinden Taksim istikametine seyir halindeyken yaya…’a aracının ön kısımlarıyla çarpması sonucunda trafik kazasının meydana geldiği, yaya …’ın vefat ettiği, davalı …’in … plakalı aracın ruhsat sahibi olduğu, davalı sigorta şirketinin … plakalı aracın ZMMS sigortacısı olduğu, davacının dava açmadan önce sigorta şirketine başvurduğu, Mahkememizce alınan ve hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 19/03/2020 tarihli raporunda; sürücü …’ün %30 oranında kusurlu, yaya…’ın %70 oranında kusurlu olduğu, söz konusu kusur raporunun soruşturma dosyası ve kaza tespit tutanağı ile uyumlu olduğu, davacı … her ne kadar destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuşsa da kaza tarihinde evli olduğu ve kaza tarihinden önce çalışmasının bulunduğunun anlaşıldığı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/15518 E. 2017/6331 K. Sayılı ilamına göre; kız çocuklarının çalışmaya başlama veya evlenme ile destek ihtiyacının ortadan kalktığı, bu nedenle müteveffanın desteğinden bahsedilemeyeceğinden düzenlenen bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun hükme ve denetime elverişli olduğu anlaşıldığından koşulları oluşmayan maddi tazminat davasının reddine karar verilmiştir. Davacı … her ne kadar her ne kadar destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuşsa da müteveffanın imam nikahlı eşi olduğunu ispatlayamadığı, davacı tanıklarının bu kapsamda bilgilerinin olmadığı, davacı ile müteveffanın aynı adreste oturmadıkları ve dosya kapsamında bulunan tutanaklarla müteveffanın üvey oğlu…ile yaşadığı, kaza tarihi itibariyle 22 yaşında ortak çocuklarının bulunması birlikte yaşama ve destek olgusunu ispat edemeyeceği anlaşılmakla düzenlenen bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun hükme ve denetime elverişli olduğu anlaşıldığından koşulları oluşmayan maddi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
Davacılar uğradıkları manevi zararlara ilişkin manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Manevi tazminatın miktarını tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber, hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli; manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Ayrıca Yargıtay HGK’nın 23.6.2004 tarih ve 2004/13-291E.-2004/370K. sayılı kararında manevi tazminat ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede; “Manevi tazminat, gelişmiş ülkelerde artık eski kalıplarından çıkarılarak caydırıcılık unsuruna da ağırlık verilmektedir. Gelişen hukukta bu yaklaşım, kişilerin bedenine ve ruhuna karşı yöneltilen haksız eylemlerde veya taksirli davranışlarda tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gereğini ortaya koymakta; kişi haklarının her şeyin önünde geldiğini önemle vurgulamaktadır. Bu ilkeler gözetildiğinde; aslolan insan yaşamıdır ve bu yaşamın yitirilmesinin yakınlarında açtığı derin ızdırabı hiçbir değerin telafi etmesi olanaklı değildir. Burada amaçlanan sadece bir nebze olsun rahatlama duygusu vermek; öte yandan da zarar veren yanı da dikkat ve özen göstermek konusunda etkileyecek bir yaptırımla, caydırıcı olabilmektir.” denilmek sureti ile manevi tazminatın belirlenmesine caydırıcılık unsuru ve insan yaşamının önemine özellikle vurgu yapılmıştır.
Davaya konu somut olay anılı yasal düzenlemeler ve yukarıdaki ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde; davaya konu trafik kazası neticesinde, davacı …yönünden kazanın oluş şekli, kaza tarihi, tarafların kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının ve müteveffanın yaş, ülkenin ekonomik koşulları, paranın alım gücü birlikte değerlendirilerek kaza nedeniyle davacıda yarattığı elem ve ızdırabın ağırlığı ve manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin tüm ilke ve kurallar nazara alınarak davacı …’un davalılar …, …aleyhine açmış olduğu manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile; 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 02/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemin reddine karar verilmiştir. Davacı …yönünden kaza tarihinde müteveffa ile birlikte yaşama olgusunun ispat edilemediği bu nedenle manevi zararının varlığından bahsedilemeyeceğinden manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacılar … ve …’un davalılar …, … ve … Sigorta A.Ş aleyhine açmış oldukları maddi tazminat davasının REDDİNE,
2-) Davacı …’nin davalılar …, … aleyhine açmış olduğu manevi tazminat davasının REDDİNE,
3-)Davacı …’un davalılar …, … aleyhine açmış olduğu manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile; 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 02/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemin reddine,
4-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan(10.000,00-TL) kısım üzerinden hesaplanan 683,10-TL nisbi karar harcının davalılar … ve …’den tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-)Davalılar lehine maddi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen(1.000-TL) kısım üzerinden hesaplanan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılara verilmesine,
6-)Davacı…lehine manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan(10.000,00-TL) kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin Davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
7-)Davalılar… ve … lehine manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen(40.000,00-TL) kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’den tahsili ile Davalılar … ve …’e verilmesine,
8-)Davalılar…ve… lehine manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen(30.000,00-TL) kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile Davalılar … ve …’e verilmesine,
9-)Davacıların Adli Yardım Talebi kabul edildiğinden suç üstü ödeneğinden karşılanan 750,00-TL Bilirkişi ücretinin kabul ve red oranı dikkate alınarak 92,55-TL sinin Davalılar… ve …’den, 657,45-TL’sinin Davacılar… ve ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
10-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin kabul ve red oranı dikkate alınarak 162,88 TL’sinin davalılar … ve …den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, 1.157,12-TL’sinin davacılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
11-) Davacılar tarafından yapılan 200,00 TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 50,00 TL’sinin davalılar …ve …den alınarak davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
12-)Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 23/03/2020 tarihli … numaralı 300,00-TL fatura bedelinın kabul red oranı dikkate alınarak 37,02 TL’sinin (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla)davalılar …ve…’den, 262,98 TL’sinin davacılardan tahsilinin gereği için yazı işleri müdürlüğünce harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
13-)Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacılar vekilinin ve davalılar … ve … vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
12/01/2021

Katip
¸e-imzalı

Hakim
¸e-imzalı