Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/927 E. 2021/785 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/927 Esas
KARAR NO : 2021/785
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/10/2019
KARAR TARİHİ : 02/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali(Haksız Eylemden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; 10.08.2018 tarihinde … İşletme Müdürlüklerince hizmet sahasında bulunan … İlçesi … Mahallesi, … /İSTANBUL adresinde davalılar tarafından yapılan çalışma sırasında müvekkili şirkete ait tesislere hasar verildiğini, müvekkili şirket personelince arızanın giderilmesi ve enerji verilmesine müteakip hasara maruz kalan tesislerin onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedelleri kapsayan hasar bedeli olan 17.082,70-TL hasar verenler aleyhine tahakkuk ettirildiğini, davalılar/borçlular tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlular aleyhine 17.082,70-TL hasar bedeli 817,16-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 17.899,86-TL’nin tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün 2019/… E. sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapılmış ve borçluya Örnek No:1 ödeme emri gönderildiğini, davalılar/borçlular ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borca ve icra takibine itiraz ettiğini ve takibe konu borca, borç miktarına, faize, faiz orana ve ferilerine itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasını talep ettiğini, Davalının … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine hükmolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemeye mahküm edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın yetkilileri tarafından inşaat sahasında herhangi bir tesisat bulunmadığının bildirilmesi üzerine müvekkili şirket tarafindan inşaat faaliyetlerine devam edildiğini, gerçekleştirilen kazı işlemleri sırasında davacı tarafa ait kablolara rastlandığını ve durumun ivedilikle davacı şirkete bildirildiğini, müvekkili şirketin inşaat faaliyetlerine devam edebilmesi için davacı tarafın da bilgisi dahilinde inşaat sahası içerisinde bulunan kabloların deplase işlemi, hiçbir yasal zorunluluk bulunmamasına rağmen müvekkil şirketin iyi niyetli yaklaşımı çerçevesinde tüm masrafları müvekkil şirkete ait olmak üzere gerçekleştirildiğini, davacı tarafça, müvekkili şirket imzasını taşımayan ve ne şekilde tanzim edildiği belirli olmayan bir tutanak dayanak gösterilmek sureti ile talepte bulunduğu ise de müvekkili şirketin bilgisi dahilinde olmayan iş bu tutanağın kabulünün mümkün olmayacağını, her zaman tek taraflı olarak tanzim edilebilir nitelikteki tutanakta müvekkili şirkete ait herhangi bir imza bulunmamakla, hiçbir kabulü tazammun anlamına gelmemek kayıt ve şartı ile dava konusu edilen hasar bedelin hangi veriler baz alınarak hesaplandığı ve tahakkuk ettirildiği de anlaşılabilir ve denetlenebilir olmadığını, açıklanan sebeplerle; davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar beyan ve talep etmiştir.
Mahkememizin 19/01/2021 tarihli duruşmasında davacı tanığı … :(TC.No: … ) beyanında; ” Ben davacı kurumda işletme ve bakım uzmanıyım, hasarın gerçekleştiği tarihde … bölgesinde görev yapmaktaydım, bize hasara ilişkin öncelikli ihbar gelmektedir, saha elemanları hasarın meydana geldiği yere giderler, gittiklerinde kazı çalışması devam eder kablonun onarılması beklenir, bu sırada da çalışmanın bulunduğu yerdeki tabeladan kimin gerçekleştirdiğini tespit ederler ve tutanağı düzenlerler, ben sahaya gitmedim arkadaşlar tutanağı getirdikden sonra en son tutanağı ben imzaladım bu nedenle hasarın nasıl gerçekleştiği konusunda görgüye dayalı bilgim yoktur, tutanağın altındaki imza bana aittir tutanağın içeriğini kabul ediyorum “diyerek beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 19/01/2021 tarihli duruşmasında davalı tanığı … :(TC.No: … ) beyanında;” Ben davalı kurumda proje müdürüyüm, 01/08/2018 tarihinde işe başladım, davalı şirket ile … arasında 2017 yılının Nisan ayında bir proje imzalanmıştır bu proje kapsamında çalışma yapılan yerde alt yapı geçiyorsa kaldırılmasına ilişkin olarak …, … dahil olmak üzere tüm kurumlara yazı göndermiştir, bazı kurumlar bu yazıya cevap vererek saha içerisindeki alt yapılarını kaldırmışlardır ancak … bu yazıya cevap vermemiştir, 10/08/2018 tarihinde … inşaatın harfiyat çalışmaları sırasında ekskavatörün kırmızı renkli bir kabloya raslamıştır, daha sonra bana çalışan tarafından haber verildi, …’a da kabloya rastlandığına ilişkin olarak bilgi verilmiştir, kabloya dokunulduğunu ve hasar verildiğini biliyorum ancak bunda çalışanın bir kusuru bulunmamaktadır aynı gün içerisinde …’a kablonun deplase edilmesine ilişkin olarak yazı yazılmış ve talep edilmiştir, 15/08/2018 tarihinde aynı yazıyı yeniden yazdık ancak bu yazımıza … tarafından yanıt verilmemiştir, 12/09/2018 tarihinde …’ye yazı yazdık, … tarafından kablonun deplase edilmesine yönelik olarak yeniden … a yazı yazılmıştır, kablonun deplase işleminin yapılmaması üzerine … inşaat ekim, kasım ayında bu işlemi tamamlamıştır ve kabloları saha dışına almıştır, bu kabloların saha dışına alınması gerekiyordu çünkü inşaat çalışmasını yapamıyorduk, geçici kabul … ile 05/12/2018 tarihinde yapmıştır, … inş. Bu kabloların saha dışına işlemine ilişkin olarak 130.000 TL ödemiştir ve bu bedeli de geri alamamıştır, geçici kabul sırasında … bu çıkartılan kabloları da geri almıştır, 15/12/2018 tarihinde de kablolara hasar verildiğine ilişkin olarak yaklaşık 17.000 tl lik hasar bedeline yönelik olarak tutanak gönderilmiştir ancak bu kabloların hasarı giderilirken görevliler tarafından bir şey söylenmemiş olup davalı şirkete de bir bildirim yapılmamıştır, 28/12/2018 tarihinde biz tutanağa itiraz ettik, 250 metre kabloyu saha dışına davalı şirket çıkarmıştır.
Davacı vekilinin sorusu üzerine tanıktan soruldu: Projeye başlamadan önce alt yapıların kaldırılmasına yönelik olarak kurumlara yazı yazılmıştı, … tarafından herhangi bir cevap verilmeyince davalı şirket alt yapı olmadığını düşünmektedir, ayrıca inşaatlara başlamadan önce 08/08/2018 tarihinden önce sözlü olarak … aranarak tekrardan alt yapı olup olmadığı sorulmuştur, “bildiğimiz bir kablo yoktur saha temizdir” şeklinde sözlü olarak cevap verilmiştir, bu nedenle alt yapı olmadığını düşünerek ve aldığımız cevaba istinaden çalışmalara başladık, ekstradan gözcü ve nezaretçi talebinde bulunmadık zaten talep etsek de verilmeyecektir, ayrıca deney çukuru da kazılmamıştır, 27.000 metre karelik alanda deney çukuru kazılması mümkün değildir, dedi.
Lüzum üzerine tanıktan soruldu: Kazı çalışması yapılan yerde kablonun hasarlandığı yerde herhangi bir uyarıcı levha, koruyucu ekipman bulunmamaktaydı, zaten çalışmaya başlamadan önce tüm personellere uyarıcı levha gördüğünüz taktirde muhakkak çalışmayı bırakın şeklinde uyarı yapılmaktadır, personel bu durum bilincindedir, dedi.
Davacı vekilinin sorusu üzerine tanıktan soruldu: Kablonun hasarlandığı yerde kabloya ulaşmadan önce tuğla ve kırmızı şerit bulunması gerekiyordu ancak ben hasarın meydana geldiği yere gittiğimde kablonun bulunduğu yerde bu şekilde koruyucu tabaka bulunmamaktaydı, ben kendim bizzat gördüm,” diyerek beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 19/01/2021 tarihli duruşmasında davalı tanığı … :(TC.No: …) beyanında;”Ben davalı kurumda idari işler bölümünde çalışıyorum, 2018 yılından önce işe başladım, ben şirketin ofis bölümünde çalışıyorum, 10/08/2018 tarihinde davalı şirketin … bölgesindeki inşaat alanında değildim olayın nasıl gerçekleştiği konusunda bilgim,görgüm ve duyumum bulunmamaktadır, ben mahkemeniz tarafından kağıt gelmesi üzerine buraya geldim” diyerek beyanda bulunmuştur.
DELİLLER: …. İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı icra dosyası aslı, arabuluculuk son tutanağı aslı, hasar tespit tutanağı, keşif tutanağı, … Başkanlığı tarafından 21/12/2017 tarihli gönderilen alt yapıların kaldırılmasına ilişkin yazı, hasar yerine ilişkin görüntüler, tanık beyanları, bilirkişi kök ve ek raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava hukuksal niteliği itibariyle, davalı borçlu tarafından gerçekleştirilen haksız eylem neticesinde davacı şirketin tesislerinde oluşan zararın tazmini için başlatılan icra takibine vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık 10/08/2018 tarihinde gerçekleştirilen alt yapı çalışmaları nedeniyle oluşan zarar arasında uygun illiyet bağı olup olmadığı, davalının sorumlu olup olmadığı, var ise tespit edilen zarar kalemlerinin davalının haksız fiiline nazaran kadri maruf olup olmadığı ve talep edip edemeyeceği, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı konularında toplanmaktadır.
…. İcra Müdürlüğünün 2019/… E. Sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı aleyhine 17.082,70 TL asıl alacak ve 817,16 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.899,86 TL borcun ödenmesi amacıyla 20/02/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 11/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 14/03/2019 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Elektrik mühendisi bilirkişinin 14/05/2021 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Söz konusu adreste, davalı tarafından yapılan kazı çalışması sırasında davacıya ait 0,4 kV luk 1×95/16 mm2 kesitli gerilim kablolarına zarar verildiği, ilgili çevrede oluşan elektrik kesintisinin giderilmesi için davacı, dosya kapsamında mevcut 10.08.2018 tarihli hasar tutanağını tanzim ettiği, konu ile ilgili dosya kapsamındaki hasar tespit tutanağı, malzeme formu, tranşe arıza formu, … nolu iş emri, mevcut fotoğraflar ve diğer yazışmaların değerlendirilmesinin neticesinde, davalının yaptığı kazı çalışmasında, 1×95 mm2 kesitindeki besleme hattına zarar verdiği bu nedenle oluşan hasarda davalının kusurlu olduğu, davalının verdiği hasarla ilgili davacı tarafından onarılarak çalışır hale getirdiği işlerin tutarı … Birim Fiyatları baz alınarak toplam 7.488,42 TL olduğu, davacı şirketin hesaplarında yer alan toplam 3.883,96 TL tutarındaki araç ve personel bedeline ilişkin, davacının kendi çalıştırdığı işçilerine ve araç giderlerine ödediği ücretler genel idare giderleri olduğu, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderler olduğu, bunların zararla ilgisinin olmadığından, 768,69 TL tutarındaki ‘’Dağıtılamayan Enerji Bedeli’’nin ; tüketilmeyen elektrik, santrallerde otomatik olarak üretilmeyip ancak kullanıldığı anda üretilerek enerji nakil hatları üzerinden dağıtılan bir enerji türü olduğu, kullanılan enerji miktarı günün değişik saatlerinde farklı olduğundan kesinti (İntika) süresi belirlenemeyeceği bu sebeple de satılamayan enerji bedeli olamayacağından,1.133,00 TL tutarındaki’’ Eşik Kesinti Süresi Aşım Bedeli’’, 409,79 TL ‘’Etüt Koordinasyon Bedeli’’, 341,56 TL ‘’Manevra Bedeli’’, 319,78 TL ‘’Şebeke Yıpranma Bedeli’’, ve 1.154,96 TL ‘’Arıza Ölçüm Bedeli’’ adı altındaki işlere ilişkin, yasal dayanağı olmadığından değerlendirilmediği, dava konusu talep, davacının tesislerine zarar verilmesi olgusuna dayandığından, 27.12.2018 tarih ile 20.02.2019 icra takip tarihine kadar geçen 60 gün için %9 yıllık yasal faiz işletilerek yapılan hesaplamada işlemiş faiz tutarının 7.488,42 TL. x 60 gün x 9 / 36500 = 110,78 TL olduğu, davacının davalıdan 7.599,20 TL alacaklı olduğu ” şeklinde rapor düzenlenmiştir. Davacı … davalı vekilinin rapora itirazlarının değerlendirilmesi özellikle tanık beyanları davalı tarafça sunulan evraklar birlikte değerlendirilerek davacının kusurunun bulunup bulunmadığı ve iade alınan kabloya ilişkin olarak mahsup talebinin değerlendirilmesi noktasında ek rapor alınmasına karar verilmiş, elektrik mühendisi bilirkişinin 27/07/2021 tarihli 8 sayfadan ibaret raporunda özetle; dosya kapsamındaki yazışmalar ve tanık ifadelerinin incelenmesi neticesinde, dava konusu kabloya hasarın davalı tarafından verildiği, … yetkililerinin de söz konusu hasarı giderdikleri, hasardan sonraki kablonun deplase işlerinin davalı tarafından yapıldığı kanaatine varıldığı, dava konusu olan 1×95/16 mm2 kesitindeki kablo hasarının, davalıya ait iş makinelerinin kazı çalışması esnasında meydana geldiği, söz konusu hasarın oluşumunda, tanık beyanlarının da incelenmesi neticesinde, davacının %30, davalının da % 70 oranında kusurlu oldukları, davalının verdiği hasara ilişkin, davacı tarafından onarılarak çalışır hale getirdiği işlerin … Birim Fiyatları baz alınarak hesaplanması neticesinde, oluşan hasar tutarı ve iade alınan kablonun da mahsubu sonucunda 6.659,42 TL asıl alacağa, işlemiş faiz tutarı olan 98,52 TL ilavesiyle toplam 6.759,94 TL hesaplandığı, meydana gelen zararda, davacı …’ın 6.759,94 TL x %30 = 2.027,98 TL, davalının da 6.759,94 TL x %70 = 4.731,95 TL tutarında sorumlu olduğu” şeklinde ek rapor düzenlenmiştir.
10/08/2018 tarihinde “… ilçesi, … mah. … /İstanbul” adresinde davalı tarafından gerçekleştirilen çalışma esnasında davalı tarafından kullanılan ekskavatör ile davacıya ait kablonun kopartılması sonucunda hasarın meydana geldiği anlaşılmıştır.
15/06/2006 tarih ve 26199 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliği” nin 4. Maddesinde tanımlandığı üzere “altyapı” kavramı “içme suyu kanalizasyon projeleri, elektrik doğalgaz, telefon, kablolu televizyon bağlantı hatları gibi telekomünikasyon projeleri hafif yaylı toplu taşıma ve metro projeleri, termal ısınma ve enerji besleme projeleri ve benzerleri gibi raylı toplu taşıma sistemleri ile yollar ve kaplamaları” ifade etmekte ve kazı çalışmalarına başlanılmadan alt yapı kazı müsaadesi alınması zarureti olduğu, yüklenicinin kazıyla ilgili belediyeden alt yapı kazı müsaadesi almadan ve bölgede alt yapısı olabilecek kurumdan gözcü talep etmeden, kabloya hasar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda anlatılan gerekçelerle yüklenicinin kazı çalışmalarına başlanılmadan alt yapı kazı müsaadesi alınması zarureti olduğu, yüklenicinin kazıyla ilgili belediyeden alt yapı kazı müsaadesi almadan ve bölgede alt yapısı olabilecek kurumdan gözcü talep etmeden, alt yapı araştırması yapmadan kazıya başlanılmış olması ve çalışmalar sırasında kazı çalışması yapanın daha dikkatli olması, çalışmalarını ona göre yönlendirmesi ve gerekiyorsa elle kazı yapması gerektiğinden , meydana gelen olayda yüklenicinin kazı yaparken dikkatsiz çalıştığı ve gereken tedbirleri almadığı anlaşılmıştır. Davalı tarafça dosyaya sunulan belgeler ve Mahkememizce dinlenen davalı tanığı …nin beyanı ile davalı tarafından …’ye 11/12/2017 tarihinde çalışma yapılan sahada alt yapıların olup olmadığının bildirilmesi ve deplase işlemi konusunda görüş sorulduğu, … tarafından 21/12/2017 tarihinde aralarında davacı …’ın da bulunduğu kurumlara varsa altyapıların deplase işlemi için yazı gönderildiği, bu anlamda çalışmanın yapılacağı konusunda davacının haberinin bulunduğu anlaşıldığı ve altyapıların kaldırılmadığının anlaşıldığı, ayrıca sunulan fotoğraflardan ve davalı tanığı …nin beyanı ile kabloların hasarlandığı yerde koruyucu levha, tuğla, kırmızı şerit bulunmadığı anlaşılmakla davacının da kusurlu olduğu kanaatine varılmış, bilirkişi ek raporunda belirtilen kusur oranının olayın özelliklerine uygun olduğu anlaşılmakla davacının %30 oranında davalının %70 oranında kusurlu olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; düzenlenen bilirkişi ek raporu denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olmakla hükme esas alınmış, hasarla ilgili olarak davacı tarafından onarılarak çalışılır hale getirilen işlerin … birim fiyatlarına göre hesaplama yapıldığı, davacının oluşan hasar tutarı ve iade alınan kablonun da mahsubu sonucunda 6.659,42 TL alacaklı olduğu, davacı tarafından talep edilen araç, personel ve montaj talebi yönünden Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08/12/2010 tarih 2010/7-530 E. 2010/636 K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere; haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olduğu, zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebileceği ve zarar görenin zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilerine ödediği ücretler genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderler olmakla zararla ilgisinin bulunmadığı, özel olarak adam tutulup çalıştırıldığı kanıtlanmadıkça haksız fiil meydana gelmeseydi dahi yapılacak bu nitelikteki giderler zarar kapsamına dahil edilemeyeceğinden davacı Davacı taraf onarım işlemlerinin İşletme Müdürlüğünün komutasında olan AOB (Arıza Onarım ve Bakım) birimi tarafından gerçekleştirildiğini ileri sürmüşse de buna ilişkin delillerini sunmadığı ve hasarın özel olarak adam tutulup çalıştırılmak suretiyle giderildiğine ilişkin fatura vs. İspatlayıcı belge sunulmadığı anlaşılmakla haksız fiillerde gerçek zarar ilkesinin benimsendiği bu anlamda gerçek zarar olarak nitelendirilemeyeceği anlaşılmakla montaj ve araç ve personel giderleri talebi yönünden alacak kalemi olarak dahil edilmemiş, davacı tarafça talep edilen dağıtılamayan enerji bedeli talebi yönünden Yargıtay 4. HD’nin 2015/10383 E. 2015/12692 K., Yargıtay 3. HD 2012/19781 E. 2012/24032 K.) Sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere;” tüketilmeyen elektrik santrallerde otomatik olarak üretilmeyip ancak kullanıldığı anda üretilerek enerji nakil hatları üzerinden dağıtılan bir enerji türüdür. Kullanılan enerji miktarı günün değişik saatlerinde farklı olduğundan kesinti (inkıta) süresi belirlenemez ve bu sebeple de satılamayan enerji bedeline hükmedilemez.” “Hasar nedeniyle enerji nakil enerjisinin beslediği mahalde bir miktar elektrik kesintisinin olduğu muhakkaktır. Davacı … enerjisi üreten bir şirket değildir, sadece dağıtımını yapmaktadır. Dolayısıyla kesinti nedeniyle henüz üreticiden bir elektrik almamıştır. Öte yandan mesken ve işyerlerine kullanılan elektrik miktarı günün değişik saatlerinde farklılık göstermektedir. Kablodaki hasar nedeniyle bir mahaldeki kesintinin hasar görmeyen enerji nakil hattından beslenmesi olanağı da mevcuttur. Kullanılan enerjinin kesinti süresinin kesin olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı dikkate alındığında satılamayan enerji bedeli talep edilmesi usul ve yasaya uygun değildir.”(İzmir BAM 4. HD 2018/563 E. 2019/524 K.) içtihatlar gereğince gerçek zarar ilkesine göre davacının dağıtılamayan enerji bedeli talebi yönünden alacak kalemi olarak dahil edilmemiş, davacının eşik kesinti süresi aşım bedeli talebi yönünden Elektrik Dağıtımı Ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliğine göre, abonelerin, yıllık eşik değerlerin aşılmasında veya günlük süreleri aşan kesintilerde dağıtım şirketi tarafından ilgili kullanıcıya tazminat ödenmesi gerekmektedir. Yani, sözü geçen yönetmelik, davacı şirketin abonelere tazminat ödemesine ilişkindir. Bu nedenle, davacı şirketin eşik kesinti süresi aşım bedelini davalıdan talep edebilmesi için sözü geçen bedeli ilgili kullanıcılara ödediğini somut belgelerle kanıtlaması gerekmekte olup, dosyada bu konuda bilgi ve belge bulunmadığı ve ispatlanamadığı anlaşılmakla gerçek zarar ilkesi gereğince eşik kesinti süresi aşım bedeli talebi yönünden alacak kalemi olarak dahil edilmemiş, davacının etüd koordinasyon bedeli talebi yönünden davacı tarafça sunulan Hasar keşif özetinde, Etüt koordinasyon bedelinin firmanın/yüklenici şirketin kendi personelince karşılandığı dava dosyasında görüldüğünden etüd koordinasyon bedeli talebi yönünden alacak kalemi olarak dahil edilmemiş, davacının diğer talepleri olan manevra bedeli, şebeke yıpranma bedeli, arıza ölçüm bedeli talebi yönünden alacaklı olduğuna dair belge sunulmadığı, yasal dayanağı bulunmadığından gerçek zarar ilkesi gereğince alacak kalemi olarak dahil edilmemiş ve oluşan hasar tutarı ve iade alınan kablonun da mahsubu sonucunda 6.659,42 TL asıl alacağa, işlemiş faiz tutarı olan 98,52 TL ilavesiyle toplam 6.757,94 TL alacaklı olduğu, meydana gelen zararda, davalının %70 oranında kusurlu olduğundan 6.757,94 TL x %70 = 4.730,55 TL (4.661,59 TL asıl alacak ve 68,96 TL işlemiş faiz) tutarında sorumlu olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir. (bilirkişi ek raporunda her ne kadar toplam 4.731,95 TL alacak bulunmuşsa da 6.659,42 TL ile 98,52 TL’nin toplamının sehven 6.759,94 TL olarak bulunduğu anlaşılmakla yapılan hesap hatası Mahkememizce dikkate alınarak doğru sonuç olan 6.757,94 TL kabul edilmiştir.)
Faiz yönünden; Dava konusu hasar haksız fiil şeklinde gerçekleşmiş olup, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Faiz bu tarihten itibaren başlayacaktır. 3095 sayılı Yasa’nın 2/3. maddesi uyarınca, gerçek veya tüzel kişi tacirler arasında, haksız eylem dahil her türlü nedenden kaynaklanan alacaklarda, istek halinde T.C.Merkez Bankası’nın kısa vadeli kredilere uyguladığı avans faizi oranında temerrüt faizine hükmedilmesi gerekmekte olup, davacı vekili tarafından yasal faiz talep edildiği görülmüştür. Bilirkişi ek raporunda yapılan hesaplama denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olmakla hükme esas alınmış ve davacının kusur oranı dikkate alınarak 68,96 TL faiz alacağının bulunduğu Mahkememizce kabul edilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı talebi yönünden; uyuşmazlığın haksız fiile dayalı olduğu tartışmasızdır. Diğer bir anlatımla alacak likit olmayıp kimin ne kadar ve hangi sebeple sorumlu bulunduğu yargılamayı gerektirdiğinden davacı tarafın şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, takibin 4.661,59 TL asıl alacak, 68,96 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.730,55 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren, yasal faiz işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-)Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine
3-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 323,14-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 305,69-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 17,45-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-)Davacı tarafça yatırılan 44,40-TL başvuru ve 305,69-TL peşin harç olmak üzere toplam 350,09-TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-)Davacı tarafından yatırılan 750,00-TL Bilirkişi ücreti ve 166,50-TL posta giderinden ibaret toplam 916,50-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 242,23-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
8-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin kabul red oranına göre 348,87-TL’sinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine 971,13-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
9-)Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı … davalı vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 02/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır