Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/926 E. 2021/70 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/926 Esas
KARAR NO : 2021/70

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/10/2019
KARAR TARİHİ : 19/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalı/ borçlular tarafından müvekkil şirket tesislerine verilen hasar bilgileri; 24/07/2018 tarihinde Küçükköy cad…. GAZİOSMANPAŞA/İSTANBUL adresinde davalılar tarafından yapılan çalışma sırasında müvekkil şirkete ait tesislere hasar verildiği, müvekkil şirket personelince arızanın giderilmesi ve enerji verilmesine müteakip hasara maruz kalan tesislerin onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedelleri kapsayan hasar bedeli olan KDV dahil 38.791,54-TL hasar verenler aleyhine tahakkuk ettirildiği, davalı/borçlu tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlular aleyhine 38.791,54-TL hasar bedeli 2.018,22-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 40.809,76-TL’nin tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapılmış ve borçluya ödeme emri gönderildiği, davalı/borçlu ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra, borca, faize, vekalet ücretine, diğer borçlu ise borca, yetkiye, faize ve ferilerine itiraz ederek takibin durdurulmasını talep ettiği, borçlular borca itiraz ederek takibi durdurmuş ise de, borçluların itirazının haksız ve dayanaksız olduğu, icra takibine konu olan alacağın dayanağı hasar bedeli olduğu, söz konusu hasarlar sebebiyle borç tahakkuku ve akabinde de icra takibine geçildiği, borçluların haksız fiilden kaynaklı müvekkil kuruma vermiş oldukları zararı henüz tazmin etmediği, hasar bedeli alacağına ilişkin icra takibine de kötü niyetle itiraz ettiği, söz konusu tutanaklar ekte olup, incelendiğinde davalıların tüm itirazlarının haksız olduğunun ortaya çıkacağı, yukarıda açıklanan nedenlerle, borçlunun itirazının iptaline ve hükmolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı…vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde belirtiği bahse konu adreste taahhüdünüz altındaki ‘’ Avrupa 1. Bölge 2015 yılı 3. Kısım müteferrik Atıksu ve Yağmursuyu Kanal İnşaatı’’ işi kapsamında atık su kanal çalışması yapıldığı, idaremiz ile firmanız arasında imzalanan sözleşmenin 17. Maddesinde, İnşaat işleri genel teknik şartnamesinin 3.4, 10.1 ,10.2 nolu maddelerine, Yapım işleri Genel teknik şartnamesinin 9, 25, 26 nolu maddelerine göre ‘’Yüklenici yaptığı işlerle ilgili olarak ortaya çıkabilecek her türlü kaza , hasar, şikayet, zarar ve ziyandan dolayı maddi, manevi, hukuki ve cezai olarak sorumludur. Ayrıca yüklenicinin sigorta kapsamı içinde veya dışında kalan hareket ve fiilerinden dolayı meydana gelecek bütün talep ve iddiaların karşılanması yükümlülüğü de yükleniciye aittir.’’ Dava konusu olayda idaremiz elemanların çalışması olmadığı, idaremiz araç ve gereçleri kullanılmadığı, yapılan sözleşmede yüklenicinin 3. Şahıslara verdiği tüm zararlardan dolayı dorudan doğruya sorumlu olduğu , açıkça belirtildiği, … tacir bir kamu tüzel kişisi olduğu, hizmetlerini özel hukuk hükümlerine göre yaptığı, idaremiz ile müteahhit firma arasında yapılan sözleşmede işin müteahhit elemanlarınca firmanın araç ve gereçleri ile yapılacağı, bu işin yapılması sırasında 3. Şahısların mülklerine karşı oluşacak zararlardan müteahhit firmanın sorumlu olacağı , bu gibi durumlardan ortaya çıkan iddia, dava, hasar, masraf, ödeme, harcamayla ilgili bedellerin müteahhit firma tarafından tazmin edileceği açıkça yazıldığı, davanın usul ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER:
İstanbul … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası, hasar tespit ve hasar keşif tutanakları, …Koordinasyon Daire Başkanlığı müzekkere cevabı, arabuluculuk son tutanak aslı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava hukuksal niteliği itibariyle, davalı borçlular tarafından gerçekleştirilen haksız eylem neticesinde davacı şirketin tesislerinde oluşan zararın tazmini için başlatılan icra takibine vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık 24/07/2018 tarihinde davalı … A.Ş tarafından gerçekleştirilen alt yapı çalışmaları nedeniyle oluşan zarar arasında uygun illiyet bağı olup olmadığı, diğer davalı …’nin sorumlu olup olmadığı, var ise tespit edilen zarar kalemlerinin davalının haksız fiiline nazaran kadri maruf olup olmadığı, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı konularında toplanmaktadır.
Yetki itirazı yönünden; yetkili icra dairesinde takip yapılması itirazın iptali davasının koşullarından biridir. Dava koşulunun mahkemece öncelikle gözetilip değerlendirilmesi gerekmektedir.İİK’nun 50/1 maddesi yollamasıyla icra müdürlüğünün yetkisi bakımından HMK’nun yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekir. 6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesininin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine aynı Kanunun 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. Zarar gören davacı tüzel kişinin yerleşim yeri mahkememiz yetki sınırları içinde olup, davalı… vekilinin icra dairesinin ve mahkememizin yetkisine itirazı öninceleme duruşması ile reddedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacının İstanbul … İcra Dairesinin …E. sayılı takip dosyasında 20/02/2019 tarihinde haksız fiilden kaynaklanan 38.791,54 TL asıl alacak ve 2.018,22 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 40.809,76 TL üzerinden davalılara yönelik icra takibinin yapıldığı, davalıların icra takibine itiraz ettikleri, icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Elektrik mühendisi bilirkişinin 07/12/2020 tarihli 11 sayfadan ibaret raporunda özetle; … koordinesinde yürütülmekte olan iş kapsamında “Küçükköy cad. … Gaiosmanpaşa/İSTANBUL” adresinde 24/07/2018 tarihinde …A.Ş.’nin; altyapı sisteminin hasara uğratılması akabinde…A.Ş. Yetkililerince hasar tespit tutanağı tanzim edildiği ve akabinde Kullanılan Malzeme ve işçilikle ilgili olarak Hasar ve Giderilme Detayı düzenlendiği, hasar nedeniyle davacının maddi zarar talebinin 38.791,54 TL olduğu, hasar nedeniyle hasarın onarımı için kullanılan emtiaların kullanılması gerekli ve hasar onarım bedelinin haddi layığında olduğu, talep edilen tutarın makul tutarlar içinde ve …Elk. birim fiyatlarına uygun olduğu, davacının kendi adamları tarafından yaptırılmış ise işçilik ve araç personel bedelinin hasara dahil edilemeyeceği ( 10.074,74 TL+1.442,96 TL=11.517,70 TL) aksi durumda söz konusu bedelinin hasara dahil edilebileceği, dava dosyasında bu husus ile ilgili bir bilgi bulunmadığından takdir mahkemenin olduğu, davalı koordinesinde yürütülmekte olan iş kapsamında alt yapı müsaadesi alınmadan çalışmaya başlandığı, çalışmaya başlamadan önce gözcü talep edilmediği, alt yapı çalışma izni alınmış olsa idi ilgili belediyece bölgede alt yapısı olabilecek kuruluşlara yönlendirilerek kazı yapılacak bölgede alt yapı olan kuruluşlar haberdar edilebileceği, davacının kablo kazı derinliği yeter şartını sağlamadan kablo dösemesi nedeniyle; kusurlu olduğu, davalının kılavuz talep etmeden kazı çalışmalarına başlaması nedeniyle; kusurlu olduğu ve Yargıtay 3. Hukuk dairesinin E.2007/16515 ve K.2007/17740 sayılı 22/11/2007 tarihli içtihatı gereği; Davalıların müştereken ve mütelselsilen sorumlu tutulmaları gerektiği şeklinde rapor hazırlamışlardır.
24/07/2018 tarihinde “Küçükköy cad. …Gaiosmanpaşa/İSTANBUL” adresinde…koordinesinde yürütülmekte olan ve davalı … A.Ş tarafından gerçekleştirilen çalışma esnasında davacıya ait kablonun kopartılması sonucunda hasarın meydana geldiği anlaşılmıştır.
15/06/2006 tarih ve 26199 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliği” nin 4. Maddesinde tanımlandığı üzere “altyapı” kavramı “içme suyu kanalizasyon projeleri, elektrik doğalgaz, telefon, kablolu televizyon bağlantı hatları gibi telekomünikasyon projeleri hafif yaylı toplu taşıma ve metro projeleri, termal ısınma ve enerji besleme projeleri ve benzerleri gibi raylı toplu taşıma sistemleri ile yollar ve kaplamaları” ifade etmekte ve kazı çalışmalarına başlanılmadan alt yapı kazı müsaadesi alınması zarureti olduğu, yüklenicinin kazıyla ilgili belediyeden alt yapı kazı müsaadesi almadan ve bölgede alt yapısı olabilecek kurumdan gözcü talep etmeden, alt yapı araştırması yapmadan kazıya başlanılmış olması nedeniyle kabloya hasar verildiğinin anlaşıldığı, davalının kazı sonucunda verilen hasardan dolayı kusurlu olduğu, Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 58/6-11-13 maddeleri ve Elektrik Dağıtım Şebekeleri Enerji Kabloları Montaj (Uygulama) Usul ve Esasları Bölüm II Madde 2/b’ye göre kablo kanalının derinliğinin 80 cm olması, dip genişliğinin 40 cm olması, ağız genişliğinin 60 cm olması gerektiğinin belirtildiği ve bilirkişi raporunda kabloların kazı derinliği yeter şartını sağlamadan döşendiği bu nedenle davacının kusurlu olduğu belirtilmişse de bu konuda dosyada delil bulunmadığı ispatlanamadığı anlaşılmakla davalıların kusurlu olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir.
Yukarıda anlatılan gerekçelerle yüklenici şirketlerin kazı çalışmalarına başlanılmadan alt yapı kazı müsaadesi alınması zarureti olduğu, yüklenicinin kazıyla ilgili belediyeden alt yapı kazı müsaadesi almadan ve bölgede alt yapısı olabilecek kurumdan gözcü talep etmeden, alt yapı araştırması yapmadan kazıya başlanılmış olması ve çalışmalar sırasında kazı çalışması yapanın daha dikkatli olması, çalışmalarını ona göre yönlendirmesi ve gerekiyorsa elle kazı yapması gerektiğinden , meydana gelen olayda davalıların kazı yaparken dikkatsiz çalıştığı ve gereken tedbirleri almadığı anlaşıldığından davalıların kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davalı … vekilince müvekkiline husumet düşmeyeceği iddia edilmiş ise de bilirkişi raporlarında belirtildiği ve davalı İSKİ tarafından aksi iddia edilmeyen açıklamaya göre benzer olaylarda taraflar arasında düzenlenen TİP sözleşmelerinin ve eki şartnamelerin ilgili maddeleri ile yüklenici firma tarafından yapılacak çalışmalar esnasında verilecek her türlü hasarlardan yüklenicinin sorumlu olacağı hükmü getirilmiş ise de işveren konumunda olan …’nin yüklenici firma tarafından yapılan işlerin yönetmelik ve şartnamelere uygun olarak yapılmasını denetlemek ve kontrol etmekle gözetim ve denetim yetkisi bulunmaktadır. Bu itibarla davalı … meydana gelen zarardan TBK. 66 Maddesi anlamında müteselsilen sorumludur.
Malzeme Bedeli Yönünden:
Davacı tarafından talep edilen malzeme bedellerin, piyasa fiyatlarına uygun olduğu, davacının davalılardan 16.844,75 TL malzeme bedeli talep edebileceği Mahkememizce kabul edilmiştir.
Araç- Personel ve Montaj Bedeli Yönünden
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08/12/2010 tarih 2010/7-530 E. 2010/636 K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere; haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Zarar görenin zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilerine ödediği ücretler genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderlerdir. Bunların zarar ile ilgisi bulunmamaktadır. Özel olarak adam tutulup çalıştırıldığı kanıtlanmadıkça haksız fiil meydana gelmeseydi dahi yapılacak bu nitelikteki giderler zarar kapsamına dahil edilemez. Davacı taraf bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde onarım işlemlerinin İşletme Müdürlüğünün komutasında olan AOB (Arıza Onarım ve Bakım) birimi tarafından gerçekleştirildiğini ve dilekçesi ekinde hizmet alım sözleşmesini sunmuşsa da sözleşmenin incelemesinde götürü bedel usulü ile anlaşıldığı yani sözleşmede belirtilen bedelin önceden ödendiği her bir gerçekleştirilen hasar için ayrı ücret çıkarılmadığı yani dava konusu hasar gerçekleşmese dahi söz konusu sözleşme bedelinin davacı şirket tarafından yüklenici şirkete ödeneceği anlaşılmakla haksız fiillerde gerçek zarar ilkesinin benimsendiği bu anlamda gerçek zarar olarak nitelendirilemeyeceği anlaşılmakla montaj ve araç ve personel gideri olan ( 10.074,74 TL+1.442,96 TL=11.517,70 TL) hasar bedeline dahil edilemeyeceği Mahkememizce kabul edilmiştir.
Dağıtılamayan Enerji Bedeli Yönünden
Yargıtay 4. HD’nin 2015/10383 E. 2015/12692 K., Yargıtay 3. HD 2012/19781 E. 2012/24032 K.) Sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere;” tüketilmeyen elektrik santrallerde otomatik olarak üretilmeyip ancak kullanıldığı anda üretilerek enerji nakil hatları üzerinden dağıtılan bir enerji türüdür. Kullanılan enerji miktarı günün değişik saatlerinde farklı olduğundan kesinti (inkıta) süresi belirlenemez ve bu sebeple de satılamayan enerji bedeline hükmedilemez.”
“Hasar nedeniyle enerji nakil enerjisinin beslediği mahalde bir miktar elektrik kesintisinin olduğu muhakkaktır. Davacı elektrik enerjisi üreten bir şirket değildir, sadece dağıtımını yapmaktadır. Dolayısıyla kesinti nedeniyle henüz üreticiden bir elektrik almamıştır. Öte yandan mesken ve işyerlerine kullanılan elektrik miktarı günün değişik saatlerinde farklılık göstermektedir. Kablodaki hasar nedeniyle bir mahaldeki kesintinin hasar görmeyen enerji nakil hattından beslenmesi olanağı da mevcuttur. Kullanılan enerjinin kesinti süresinin kesin olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı dikkate alındığında satılamayan enerji bedeli talep edilmesi usul ve yasaya uygun değildir.”(İzmir BAM 4. HD 2018/563 E. 2019/524 K.)
Bilirkişi raporunda her ne kadar dağıtılamayan enerji bedeli yönünden davacının talep edilebileceği belirtilmişse de yukarıda belirtilen içtihatlar gereğince gerçek zarar ilkesine göre davacının dağıtılamayan enerji bedeli olan 657,43 TL’nin hasar bedeline dahil edilemeyeceği Mahkememizce kabul edilmiştir.
Eşik Kesinti Süresi Aşım Bedeli Yönünden
Bilirkişi raporunda her ne kadar eşik kesinti süresi aşım bedeli yönünden davacının talep edilebileceği belirtilmişse de Elektrik Dağıtımı Ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliğine göre, abonelerin, yıllık eşik değerlerin aşılmasında veya günlük süreleri aşan kesintilerde dağıtım şirketi tarafından ilgili kullanıcıya tazminat ödenmesi gerekmektedir. Yani, sözü geçen yönetmelik, davacı şirketin abonelere tazminat ödemesine ilişkindir. Bu nedenle, davacı şirketin eşik kesinti süresi aşım bedelini davalıdan talep edebilmesi için sözü geçen bedeli ilgili kullanıcılara ödediğini somut belgelerle kanıtlaması gerekmektedir. Dosyada bu konuda bilgi ve belge bulunmadığı ve ispatlanamadığı anlaşılmakla gerçek zarar ilkesi gereğince eşik kesinti süresi aşım bedeli olan 2.596,80 TL’nin hasar bedeline dahil edilemeyeceği Mahkememizce kabul edilmiştir.
Etüd Koordinasyon Bedeli Yönünden
Davacı tarafça sunulan Hasar keşif özetinde, Etüt koordinasyon bedelinin firmanın/yüklenici şirketin kendi personelince karşılandığı dava dosyasında görüldüğünden etüd koordinasyon bedeli olan 66,94 TL’nin hasar bedeline dahil edilemeyeceği Mahkememizce kabul edilmiştir.
Manevra Bedeli ve Şebeke Yıpranma Bedeli Yönünden
Davacı tarafça manevra ve şebeke yıpranma bedeli talep edilmişse de söz konusu zarar kalemleri yönünden dosyaya delil sunulmadığı, zararın varlığı ispatlanamadığından gerçek zarar ilkesi gereğince manevra bedeli ve şebeke yıpranma bedeli olan 170,78 TL+319,78 TL=490,56 TL’nin hasar bedeline dahil edilemeyeceği Mahkememizce kabul edilmiştir.

Sonuç itibariyle malzeme bedelinin talep edebileceği, malzeme bedeli 16.844,75 TL ve 3.032,05 TL KDV olduğu, toplam 19.876,80 TL asıl alacaktan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Faiz yönünden; Dava konusu hasar haksız fiil şeklinde gerçekleşmiş olup, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Faiz bu tarihten itibaren başlayacaktır. 3095 sayılı Yasa’nın 2/3. maddesi uyarınca, gerçek veya tüzel kişi tacirler arasında, haksız eylem dahil her türlü nedenden kaynaklanan alacaklarda, istek halinde T.C.Merkez Bankası’nın kısa vadeli kredilere uyguladığı avans faizi oranında temerrüt faizine hükmedilmesi gerekmekte olup, davacı vekili tarafından yasal faiz talep edildiği görülmüştür. Bilirkişi raporunda her ne kadar faiz hesaplaması yapılmamışsa da bu yönden usul ekonomisi ilkesi gereği tekrar ek rapor alınması gerek görülmemiş ve Mahkememizce faiz hesaplaması yapılmıştır. Haksız fiilin gerçekleştiği tarih 24/07/2018, takip tarihi 20/02/2019 olmakla aradan 211 gün geçtiğinden, davacı taraf takip talebinde yasal faiz talep etmiş olmakla 19.876,80 TLx211x9/36500=1.034,14 TL işlemiş faiz bulunmuştur.
İcra İnkar Tazminatı talebi yönünden; uyuşmazlığın haksız fiile dayalı olduğu tartışmasızdır. Diğer bir anlatımla alacak likit olmayıp kimin ne kadar ve hangi sebeple sorumlu bulunduğu yargılamayı gerektirdiğinden davacı tarafın şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacı tarafından davalılar aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalılar tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, takibin 19.876,80 TL asıl alacak, 1.034,14-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.910,94 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren, yasal faizi işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 1.428,43-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 697,10-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 731,33-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara eşit şekilde verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan 697,10-TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvuru, 6,40-TL vekalet harcı, 700,00-TL Bilirkişi ücreti ve 164,20-TL posta giderinden ibaret toplam 915,00-TL yargılama giderinin kabul ve red oranları dikkate alınarak 468,66-TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına;
8-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk sarf kararı düzenlenmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde re’sen yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalılar vekillerinin yüzüne karşı kabul edilen ve reddedilen kısım itibariyle HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 19/01/2021

Katip
¸e-imzalı

Hakim
¸e-imzalı

¸e-imzalı ¸e-imzalı