Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/863 E. 2020/614 K. 24.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/863 Esas
KARAR NO : 2020/614

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2019
KARAR TARİHİ : 24/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … E sayılı dosyası ile açılmış olan icra takibine 18.05.2017 tarihinde borçlu tarafından itiraz edilip takip durduğu, Cari hesaptan ve teslim edilmesi gereken malların davacı şirkete teslim edilmemesinden kaynaklı alacak bulunduğu, Davalı Santek’ in cari hesap uyarınca teslim etmekle mükellef olduğu mallara istinaden ve söz konusu malların teslim edilmemesinden kaynaklı 113.000,00 TL tutarındaki ana para borcunun varlığının sabit olduğu. Davalı borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve takibin 113.000 TL asıl alacak ve takip tarihinden sonra işleyecek avans faizi ile birlikte devamına, takip konusu alacağın % 20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; İş bu dava süresi içinde açılmadığı, icra takibine yapılan itirazda takibin dayanağı olan belgelerin tebliğ edilmediğinden bu yönden itirazın saklı tutulduğu, iş bu seferde davacı tarafından davanın dayanağı olan belgeler davalı şirkete gönderilmediği, Davalının davacı şirkete borcu olmadığı, davacı dilekçesinde kendisine teslim edilmeyen mallar olduğunu ifade ettiği, davacının dilekçesinde bahsi geçen kendisine teslim edilmeyen malların ne olduğunu, bu malların bedelinin ne olduğunu ne zaman teslim edilmesi gerektiğini, bu malların teslim edilmesi ile ilgili davalı şirketin bir temerrüdünün olup olmadığının açıklanmadığı, Davacı şirketin ticaret sicil kayıtları incelendiğinde davalı şirketin şube adresinde kurulduğu ve fabrikanın bir kısmının kullanıldığı, davalı şirket kompozit işi ile uğraştığı, davacı da bu sektörde faaliyet göstermek üzere … tarafından kurulduğu, şirketin kurulması aşamasında davacı bazı malların siparişini davalı şirkete ve davalı şirketin çalıştığı şirketlere verdiği, bu doğrultuda davalı tarafından mallar üretilerek teslime hazır hale getirildiği, davacı malları almaktan vazgeçtiğini söyleyerek 29.000 TL kendisine iade edilmesini istediği ve davalı tarafından 29.000 TL …hesabına iade edildiği, Davanın reddine, davacının % 20′ den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
CEVABA CEVAP:Davacı vekilinin mahkememize verdiği cevaba cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilin ürün bedellerini banka havalesi yoluyla davalıya gönderdiği ve davalının müvekkile ürünleri teslim etmediği husunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığını, bu sebeple müvekkil alacaklı olduğu miktarı banka dekontu ve ileride yapılacak defter incelemesi neticesinde de ispatlamış olacağını, borçlu …Teknolojileri San. ve Tic. A.Ş. (“…”) hakkında İstanbul … İcra Dairesi’nde…E. Dosya numarası ile açılmış olan icra takibine 18/05/2017 tarihinde borçlu tarafından itiraz edilmiş ve takibin durduğunu, borçlunun yapmış olduğu itirazın haksız olduğu, zira cari hesaptan ve teslim edilmesi gereken malların müvekkil şirkete teslim edilmemesinden kaynaklı alacak bulunmadığını, müvekkilin alacağının kaynakların biri cari hesap (AÇIK HESAP) diğeri ise ödemesi yapılıp teslim edilmesi gereken malların teslim edilmediği, davalı Santek’in cari hesap uyarınca teslim etmekle mükellef olduğu mallara istinaden ve söz konusu malların teslim edilmemesinden kaynaklı 113.000,00 TL tutarındaki ana para borcunun varlığı sabit olup, miktarın tahsili amacıyla başlatılan davaya konu icra takibine yapılan itiraz haksız ve hukuka aykırı olduğu, bu nedenle işbu hukuki mesnetten yoksun itirazın iptalini ve davalı aleyhinde %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etme gereği hasıl olduğunu beyan etmiştir.
İKİNCİ CEVAP: Davalı vekilinin mahkememize verdiği ikinci cevap dilekçesinde özetle;davacı ile borç ve teslim konusunda mutabakat bulunmadığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkili ile davacı şirket arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığı gibi taraflar arasında işleyen cari hesap ilişkisinin de bulunmadığını, davacının dilekçesinde bahsi geçen kendisine teslim edilmeyen malların ne olduğunu, bu malların bedelinin ne olduğunu, ne zaman teslim edilmesi gerektiğini, bu malların teslim edilmesi ile ilgili temerrüdün olup olmadığını açıklaması gerektiğini, davacı tarafından istenilen malların teslime hazır hale getirildiğini, davacının malların bedelini ödemekten ve teslim almaktan imtina ettiğini, daha sonra işi yapmaktan vazgeçtiğini söyleyerek ödediği paranın masrafa sayılmasını ve 29.000 TL’nin kendisine iade edilmesini söylediğini, söz konusu 29.000 TL’nin davacı şirket yetkilisi …’a iade edildiğini, davacının alacağının kalmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğü… esas sayılı icra dosyası, cari hesap ekstresi, arabuluculuk tutanağı, davacı ticari defter ve kayıtları, banka dekontları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; davacının davalıdan cari hesap ve teslim edilmesi gereken malların teslim edilmemesinden kaynaklı alacak bulunduğunu, davacının cari hesap uyarınca söz konusu malların teslim edilmemesinden kaynaklı 113.000,00 TL ana para borcunun bulunduğunu, bu nedenle başlatılan icra takibinde borçlu davalı tarafından yapılan haksız itirazının iptaline karar verilmesini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili dilekçelerinde özetle; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davalının davacıya borcunun bulunmadığını, aralarında cari hesap ilişkisinin bulunmadığını, davacının kendisine teslim edilmeyen malların ne olduğunu, bedelinin ne olduğunu açıklamadığını, davacının ürettirdiği malları teslim almadığını ve bedellerini de ödemediğini, davacı tarafından istenilen malların teslime hazır hale getirildiğini, davacının malların bedelini ödemekten ve teslim almaktan imtina ettiğini, daha sonra işi yapmaktan vazgeçtiğini söyleyerek ödediği paranın masrafa sayılmasını ve 29.000 TL’nin kendisine iade edilmesini söylediğini, söz konusu 29.000 TL’nin davacı şirket yetkilisi…’a iade edildiğini, davacının alacağının kalmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İstanbul…. İcra Müdürlüğü …E. Sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 113.000,00 TL asıl alacak ve 59.961,69 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 172.961,69 TL borcun ödenmesi amacıyla 03/05/2017 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 17/05/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 18/05/2017 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği, itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğine ilişkin evrakın bulunmadığı bu nedenle hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı, davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir Bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre; “davacının 2011 yılına ait ticari defter ve kayıtlarının incelendiği, davalı şirketin şirket merkezinde yapılan incelemede ticari defterlerin sunulmadığı, davacı ile davalı arasında dava konusu ile ilgili olarak aralarında bir sözleşmenin bulunmadığı, davacının 2011 yılına ait yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yapıldığı, yevmiye defterinin kapanış tasdikinin süresi içerisinde yapılmadığı, davacının 2011 yılına ilişkin defterlerinin lehine delil teşkil etmeyeceği, Davacı …A.Ş.’ (Yeni unvan…A.Ş.) ne ait 2011 yılı yevmiye defterlerinde davalı … A.Ş….cari hesap koduyla kayıtlı olduğu, bu cari kodla yevmiye defterinde yapılan işlemler kayıt altına alındığı, davacı şirketin davalı şirketten 31.12.2011 tarihi itibariyle 113.000,00 TL ALACAKLI olduğu, davacı şirket yasal defterlerinde kayıtlı olan davalı şirkete dava dışı… tarafından 4 adet (20.000+22.000+16.000+25.000 TL) ödeme gönderildiği iki tanesinin (20.000+22.000 TL) banka dekontları üzerinde açıklama olarak “… A.Ş. Cari Hesaba Mahsuben” yazdığı, iki tanesinin (16.000+25.000 TL) banka dekontları üzerinde açıklama olarak “…A.Ş….’ yazdığı. 23.06.2011 tarihli 30.000 TL ödemenin davacı şirket tarafından davalı şirket hesabına gönderildiği, gönderilen toplam tutarın 113.000 TL olarak hesap edildiği, davacı şirketin kuruluşunun davalı şirket adresinde gerçekleştiği, Davalı şirket tarafından dava dışı … adına 31.01.2014 tarihinde 20.000 TL ve 09.06.2014 tarihinde 9.000 TL olarak iki adet ödemenin yapıldığının dekontlardan anlaşıldığı, 13.05.2011 saat 16:28 de Işıl …com.tr tarafından…com adresine sonrasında 17:08 de …com tarafından .. adresine gönderilen elektronik postada “Erkan bey merhaba, İlgi görüşmelerimiz doğrultusunda hazırlamış olduğumuz proformamız ekte belirtilmiştir. Burada dikkat edilecek konular aşağıda belirtilmiştir. 1. Ödeme … kompozitten gelmeyecek. Telefonda görüştüğümüz şekilde …’ tan gelmeli ve havale yapıldığı zaman firma adı yazılmayacak. Çünkü firma kurulum aşamasında. 2. Malzemenin KDV bedeli fatura kesildiğinde tahsil edilecektir. Konuyu bilgilerinize sunar, gerekli hassasiyetin gösterilmesi önemle rica ederiz. … A.Ş. …” yazılı olduğu, davalı şirkete gönderilen 4 adet ödemenin neden… tarafından gönderildiğinin elektronik postadan anlaşıldığı, ira takibinin davalıya 17.05.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun ise 18.05.2017 tarihinde itiraz dilekçesini verdiği, dolayısıyla davalı borçlu 7 günlük yasal sürede itiraz ettiği, davalı vekili tarafından 10.08.2020 tarihinde tarafıma verilen üretilen makine ile ilgili hesaplamalar ve dışarıya yaptırılan işlerle ilgili yazışmalar, proforma, sevk irsaliyelerinin teknik bir inceleme gerektiğinin değerlendirmesinin Sayın Mahkemeye ait olduğu” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispat etmekle yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı ispatlaması gerekir (HMK madde 190). Bu nedenle ispat külfeti öncelikle davacıdadır. Davacı ise hukuki ilişki gereği iddiasını ancak yazılı delil ile ispat edebilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Yazılı delille veya yazılı delil başlangıcı yoksa davanın, ikrar (HUMK. md.236-HMK.md.188) yemin (HUMK.md.344-HMK.md227) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 200. maddesi gereğince bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri 2.500 Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle bu miktardan aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Davacı taraf cari hesaptan ve teslim edilmesi gereken malların teslim edilmemesinden kaynaklanan 113.000,00 TL ana para borcuna dayalı olarak davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptalinin dava konusu olduğu, dosya kapsamına taraflarca sunulan delillerden taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, ayrıca taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığı gibi davacı ticari defterlerinde süregelen cari hesap ilişkisinin de bulunmadığı, davacı tarafa Mahkememizin 10/03/2020 tarihli celsesinde dava konusu teslim edilmeyen malların ne olduğu, malların bedelinin ne olduğu, ne zaman teslim edilmesi gerektiği, karşılığında ödeme yapılıp yapılmadığı, ayrıca malların teslim edilmesi ile ilgili davalının temerrüdünün olup olmadığı konusunda talep sonucunu açıklaması ve ilgili belgeleri sunması için HMK 31. Maddesi gereğince 2 haftalık kesin süre verildiği, verilen kesin süre içerisinde sunulan beyan dilekçesinde teslim edilmeyen mallar hakkında açıkça bilgi verilmediği, ödemelerin banka havalesi ile yapıldığı, makina satış bedeli olan 113.000,00 TL’nin ödenmesiyle eş zamanlı olarak makinanın teslim edilmediğini beyan ettiği, davalı tarafça davacıya herhangi bir borcun bulunmadığını, malların teslime hazır hale getirildiğini ancak davacı tarafça teslim alınmadığını beyan ettiği, 2011 yılına ait davacı ticari defter ve kayıtlarının yevmiye defterinin kapanış tasdikinin bulunmadığı, bu nedenle davacı ticari defter kayıtlarında 113.000,00 TL alacaklı olarak gözükse de davacı lehine delil teşkil edemeyeceği, davalı ticari defter ve kayıtlarının sunulmadığı, bilirkişi raporunda davalı tarafça 10/08/2020 tarihinde sunulan belgelerin teknik inceleme gerektiği yönünde görüş bildirilmişse de davalı tarafa öninceleme duruşmasında HMK 140/5 maddesi gereğince dilekçelerinde gösterdiği ancak sunmadığı delilleri ibraz etmesi için 2 haftalık kesin süre verildiği, ancak verilen kesin sürede belgelerin sunulmadığı, kesin süreden sunulan belgelerin savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında değerlendirileceğinden incelenmesi talebinin reddine karar verilmiş, somut olayda ispat yükü davacı taraf üzerinde olup HMK 200 ve devamı maddeleri gereğince hangi malların teslim edilmediği, söz konusu ödemenin taraflar arasındaki hangi ticari ilişkiye istinaden yapıldığı konusunda ispata yarar yazılı delillerle ispat edemediği, taraflar arasında mevcut cari hesap ilişkisinin de bulunmadığı anlaşıldığından davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine, somut olayda kötüniyet tazminatı koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça davalı aleyhine açılan davanın REDDİNE,
2- Şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 54.40 TL harcın peşin alınan 1.064,95-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 1.010,55-TL’nin davacıya iadesine,
4-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7. Madde gereğince hesap olunan 14.685,00- TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Taraflarca yatırılan artan gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen bakiye kısmının yatıran tarafa iadesine,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk giderine ait sarf karar düzenlenmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair,davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 24/11/2020

Katip … Hakim …
¸e-imzalı ¸e-imzalı

¸e-imzalı ¸e-imzalı