Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/857 E. 2020/300 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/857 Esas
KARAR NO:2020/300

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/10/2019
KARAR TARİHİ:16/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketten iş ilişkisinden kaynaklı alacağı için 12.10.2018 tarihinde … seri nolu fatura kesilmiş olup, işbu faturaya karşılık ödeme alamadığını, bu nedenle …. İcra Dairesinin … Esaslı dosyası ile takip yapıldığını, HMK madde 29 uyarınca; ”Taraflar dürüstlük kuralına uygun davranmak zorundadırlar”. Ancak davalı/ borçlu şirket borcu ödemek yerine müvekkili mağdur ettiğini, kötü niyetli davranışlarına devam ederek 10.09.2019 tarihli dilekçesi ile borca ve fer’ilerine itiraz ettiğini, takip konusu alacak likit fatura alacağı olduğunu, davalı şirket müvekkil şirketin takibe konu faturalandırdığı ödemeyi yapmamış ve ödemekle yükümlü olduğu diğer bedellere ilişkin faturaları da ibraz etmediğini, bu nedenle müvekkil şirketin daha fazla mağdur olmaması adına davalı/borçlunun borcunun ödememek için mal kaçırmasını önlemek amacıyla; davalı şirketin menkul ve gayrimenkul malları ile adına kayıtlı banka hesapları üzerindeki 3. kişilerdeki hak ve alacakları için ihtiyati haciz konulması gerektiğini, davamızın kabulüne karar verilerek davalı/ borçlunun …. İcra Müdürlüğü’nün … Esaslı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile takibin devamına, likit alacağa haksız ve kötü niyetli itiraz eden borçlu aleyhine 25.561,69 TL dava konusu miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı tarafa yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalı taraf davaya cevap vermeyerek ve duruşmalara katılmayarak davayı reddetmiştir.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası
2-Davacının ticari defter ve kayıtları
3-Bilirkişi raporu
4-12/10/2018 tarihli … numaralı 25.561,19 TL tutarlı fatura ve tebliğine ilişkin evraklar
5-Arabuluculuk son tutanak aslı,
6-Taraflar arasında düzenlenen ve imzalanan 02/05/2018 tarihli sözleşme ve tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Fatura tek başına alacağın kanıtı değildir. Faturanın dayanağı olan temel ilişkinin ispatı gerekir. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kayıt edilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaz.
Faturalarda belirtilen malların davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki malların davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacının …. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında 23/07/2019 tarihinde faturadan kaynaklanan 25.561,69 TL asıl alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin 05/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 10/09/2019 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mali bilirkişinin 12/03/2020 tarihli 3 sayfadan ibaret raporunda özetle; davacı tarafın 2018 yılı ticari defterler ve belgelerini ibraz ettiği, davacının ibraz edilen ticari defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, davacının ibraz edilen ticari defterlerinin kendi lehine delil vasfı taşıdığı, davacının ibraz edilen ticari defterlerinde takip ve dava konusu yaptığı … no lu 12/10/2018 tarihli ve 25.561,69 TL tutarlı faturanın usulüne uygun olarak kayıtlı olduğu ve fatura tutarını 2018 yılı dönem sonu itibariyle davalı taraftan tahsil edemediğinin tespit edildiği, davalı tarafın ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, davada taraflar arasında yapılmış olan 02/05/2018 tarihli sözleşme olduğu, sözleşmenin taraflar arasındaki ticari ilişkiyi düzenlediği, uyuşmazlık konusu faturada yer alan hizmetlerin davalıya verildiğinin tespit edilmesi hususunun uzmanlık alanı dışında olduğu şeklinde rapor hazırlamıştır.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının faturaya dayalı alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacının alacağına dayanak olan faturanın davalıya tebliğ edildiği, faturaya itiraz olmadığı, davacının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu, faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, davalı taraf ticari defterlerini dosyaya sunmadığı gibi davacı şirkete borçlarının bulunmadığı yönünde icra takibinde itirazda bulunmuş ise de taraflar arasında bilişim hizmeti alımı bulunduğu ve buna ilişkin faturanın düzenlendiği sabit olup, davalı tarafça borcu bulunmadığı hususunda ispata yarar delil ibraz edememiştir. Bu haliyle davacı taraf takip konusu faturadan dolayı davalı şirketten alacaklı olduğunu ispat ettiği anlaşılmakla bu hususta hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporunun hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilerek,
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, asıl alacağın % 20 si (5.112,23 TL) oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
KARAR:Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 25.561,19 TL asıl alacak yönünden İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına,
b) Hükmolunan asıl alacağın %20’si (5.112,23 TL) oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 1.746,08-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 308,72-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.437,36-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-)Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 3.834,18-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-)Davacı tarafça yatırılan 308,72-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvuru, 6,40-TL vekalet harcı, 700,00-TL Bilirkişi ücreti ve 117,00-TL posta giderinden ibaret toplam 867,80-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri hususunda henüz sarf kararı düzenlenmediği anlaşıldığından bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına,
7-)Davacı tarafça yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.16/07/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı