Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/856 E. 2021/490 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/856 Esas
KARAR NO : 2021/490

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2019
KARAR TARİHİ : 15/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında 02.05.2018 tarihinde … yazılımının satış ve kiralama hakkı verilmesi ve bunun usul ve esaslarının belirlendiği sözleşmenin akdedildiğini,
Sözleşmenin imzalanmasından sonra müvekkili şirketin, sözleşme kapsamında kendisine tanınan haklar çerçevesinde, davalı şirkete ait yazılımın satımı ve kiralanması ile ilgili hizmetleri sürdürdüğünü ve bu hizmetler çerçevesinde yazılımın satış ve kiralanmasına aracılık ettiği okullarla müvekkili şirket arasında sözleşme akdedildiğini, Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedilen sözleşmenin 8.maddesinde; müvekkili şirketin yapmış olduğu tüm satma ve kiralama faaliyetlerinden ortaya çıkacak müşterileri davalıya bildireceği ve davalının sözleşme ve faturalama süreçlerini eksiksiz ve zamanında yöneterek ortaya çıkacak hizmet bedelinin tahsilatını yapacağının kararlaştırıldığını, Akdedilen sözleşmenin 10.maddesinde; müvekkili şirketin yapmış olduğu tüm satma ve kiralama hizmetlerinden ortaya çıkacak bedelin %30’una denk gelen bedeli davalıya fatura edeceğini, davalının bu fatura karşılığında müşteriye kestiği faturanın tahsilatını yaptıktan sonraki 15 gün içerisinde müvekkili şirketin sözleşmede belirtilen banka hesabına ödeme yapılacağının kararlaştırıldığını, Müvekkili şirketin sözleşmenin imzalanması aşamasına kadar olan süreçte ve satış ve kiralama hizmetleri sonrasında müşteri bilgileri ile ilgili hususlarda üzerine düşen tüm sorumlulukları eksiksiz olarak yerine getirdiğini, ancak davalı şirketin, müvekkilinin aracılık ettiği okullar ile imzalanan sözleşmeler ve fiyat bilgileri hakkında müvekkili şirkete hiçbir bilgi vermediğini, davalı şirketin, müvekkili şirket aracılığı ile bulunan ve sözleşme imzalanan tüm müşterilerin bilgileri ve sözleşme bedellerini, müşterilerle imzalanan sözleşmeler gereğince müvekkilinin hak kazandığı belirlenen miktarların ayrıca ve açıkça bildirilmesi gerektiğini, Aynı zamanda müvekkili tarafından aracılık edilen müşterilerle imzalanan sözleşme sonrası fatura edilen bedellerin müvekkili şirkete bildirilmediği için müvekkilinin bu zamana kadar – sözleşme gereği- fatura edilmesi gereken satış ve kiralama hizmetlerinden kaynaklanan bedeli alamadığını, işbu nedenle zarara uğradığını, Müvekkilinin, davalının kusurlu davranışları nedeniyle uğramış olduğu zararı tahsil etmek amacıyla davalı şirkete 10.07.2019 tarihinde … 7.Noterliği aracılığıyla … yevmiye numaralı ihtarname çekilmiş olup, işbu ihtarnamenin tanınmadığı gerekçesi ile alınmadığını, Yapılan ihtardan sonuç alınmaması nedeniyle 22.07.2019 tarihli takip talebi ile takip yapılmış olup, tebligat aynı gerekçe ile alınmadığından davalı şirketin Ticaret Sicil Gazetesindeki adresine Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre tebligat yapıldığını, Ancak davalı şirketin borcu ödemek yerine müvekkilini mağdur ettiğini, 10.09.2019 tarihli dilekçesi ile borç ve fer’ilerine itiraz ettiğini, Davalı şirketin 10.09.2019 tarihinde itiraz etmiş olması nedeniyle itiraz üzerine duran icra takibinin devamı için huzurdaki davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, Takip konusu alacağın likit alacak olduğunu, bu durumda likit alacağa haksız şekilde itiraz eden borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğinin Yargıtay kararlarıyla da sabit olduğunu, Davalı şirketin, müvekkili şirketin faturalandırdığı ödemeleri yapmadığını ve ödemekle yükümlü olduğu diğer belgelere ilişkin faturaları da ibraz etmediğini, bu nedenle müvekkili şirketin daha fazla mağdur olmaması adına davalının borcunu ödememek için mal kaçırmasını önlemek amacıyla; davalı şirketin menkul ve gayrimenkul malları ile adına kayıtlı banka hesapları üzerindeki 3. kişilerdeki hak ve alacakları için ihtiyati haciz konulması gerektiğini, Taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği hizmet verilen …, …, …, …, … okullarına müzekkere yazılarak davalı adına kesilen faturaların gönderimi konusunda müzekkere yazılmasını ve bu konuda gereğini talep ettiklerini, Huzurdaki davanın ikamesinden evvel dava şartı arabuluculuk kapsamında … Arabuluculuk Bürosuna … büro, …Arabuluculuk numarası ile başvuruda bulunulduğunu, 07.10.2019 tarihinde yapılan toplantıda davalı tarafla uzlaşmanın mümkün olmadığını, buna ilişkin son tutanağın düzenlenmiş olup, tutanağın bir örneğinin dilekçe ekinde sunulduğunu iddia ederek, Davalının mal kaçırma ihtimali göz önüne alınarak adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallar ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, Davalarının kabulüne karar verilerek davalının … 9.İcra Müdürlüğü’nün … Esaslı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile takibin devamına, likit alacağa itiraz eden borçlu aleyhine 125.000,00 TL dava konusu miktarın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usul ve yasaya uygun yapılan tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmadığı, davalı vekilinin 26/11/2020 tarihinde beyan dilekçesi sunduğu, mahkememize verdiği beyan dilekçesinde özetle; Davacı şirketin … 9.İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden müvekkili şirket aleyhine 125.000,00 TL’lık asıl alacak için ilamsız icra takibi başlattığını, davacı tarafça söz konusu takibe dayanak fatura ve sair hiçbir belgenin dosyaya ibraz edilmediğini, Anılan takibe taraflarınca itiraz edilmiş olup, akabinde davacı tarafça huzurdaki itirazın iptali davasının ikame edildiğini, huzurdaki davanın aşağıdaki gerekçeler ile Sayın Mahkemece reddi gerektiğini, Davacının; …, …, …, … ve …’ye müvekkili şirketin tüm fikri haklarının sahibi olduğu … yazılımının, taraflar arasında imzalanan 02.05.2018 tarihli Bayilik Sözleşmesi uyarınca satış ve kiralamasını yaptığını, bu nedenle de anılan sözleşmenin 10.maddesi uyarınca hak edişinin doğduğunu ileri sürdüğünü, ancak davacının söz konusu iddiaları hiçbir surette gerçeği yansıtmayıp, tamamen müvekkili şirketin ticari itibarına zarar verme kastı taşıdığını düşündüklerini, … Bakımından: Müvekkili şirket ya da davacı şirketin anılan müşteriye ilişkin herhangi bir satış veya kiralama hizmetinin olmadığını, bu hususun … tarafından dosyaya gelen 20.10.2020 tarihli müzekkere cevabı ile de sabit olduğunu, dolayısıyla bu hususta davacının hiçbir hak edişi olamayacağının izahtan vareste olduğunu, … ve …Bakımından: … ve … sunulan … satış ve kiralama hizmetlerinde davacı şirketin hiçbir aracılık faaliyet veya hizmeti olmadığını, nitekim söz konusu müşterilerin, taraflar arasında ilgili Bayilik Sözleşmesi’nin imzalanmasından yaklaşık 1 yıl öncesinde tamamen müvekkili şirketin kendi çabası ile hizmet sunulmaya başlanan müşteriler olduğunu, nitekim söz konusu müşteriler ile ilk kontak ve satışın, müvekkili şirket ortağı …ve … tarafından, anılan şahısların başka bir firma nezdinde bağlı olarak çalıştığı dönemde kurulduğunu, keza 28.01.2016 tarihli … Okul Bilgi ve Yönetim Sistemi Satış Lisansı Devir sözleşmesi kapsamında …’in, geliştirdiği bu yazılımın çalıştığı firma bünyesinde satış ve kiralamalarını gerçekleştirdiğini, söz konusu firmadan ayrılması ile de taraflar arasında bir fesih protokolü imzalanarak o güne dek… tarafından yapılan satış ve kiralamalara ilişkin hakların…’e devredildiğini, ilgili fesih protokolünde de görüleceği üzere İrfan ve … da …’in bu dönem içerisinde hizmet sunduğu müşteriler arasında anıldığını, dolayısıyla söz konusu okullar bakımından davacı şirketin hiçbir katkısı ve aracılık faaliyetinin söz konusu olmayıp, bu okullara kesilen fatura bedelleri üzerinden hak iddia etmesinin mümkün olmadığını, … Bakımından: …’na sunulan … satış ve kiralama hizmetlerinde davacı şirketin hiçbir aracılık faaliyet veya hizmeti olmadığını, anılan müşteriye ilk teklif ve bilgi paylaşımının yaklaşık olarak 2018 yılının ilk ayında, diğer bir ifadeyle davacı taraf ile imzalanan Bayilik Sözleşmesi’nden önceki dönemde başlamış olup, davacı tarafın hiçbir dahli olmadan, tamamen müvekkili şirketin kurucu ortaklarının şahsi emeği ve çabası ile hizmet sunulmaya başlandığını, bu nedenle davacı şirketin bu husustaki talep ve iddialarının da hiçbir surette gerçeği yansıtmadığını, … Bakımından: …’na sunulan … satış ve kiralama hizmetlerinde davacı şirketin hiçbir aracılık faaliyet veya hizmeti olmadığını, bütün pazarlama, teklif paylaşımı ve satış işlemlerinin bizzat müvekkili şirket tarafından gerçekleştirildiğini, dolayısıyla davacı şirketin bu husustaki alacak iddialarının da hiçbir suretle kabulünün mümkün olmadığını, Davacının müvekkiline zarar verme maksadı taşıyan ve müvekkili şirketin ticari itibarını zedeleyen söz konusu eylemlerinden dolayı bu eylemlerden doğan tüm zararların tazmini talebiyle taraflarınca … 23. Noterliği’nin …tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi keşide edilerek taraflar arasındaki sözleşmenin haklı nedenle sona erdirildiğini, Taraflar arasındaki Bayilik Sözleşmesi’nin 10.maddesinin “… A.Ş. yapmış olduğu tüm satma ve kiralama faaliyetlerinden ortaya çıkacak müşterileri … A.Ş.’ye bildirecek ve … A.Ş. sözleşme ve faturalama süreçlerini eksiksiz ve zamanında yöneterek ortaya çıkan hizmet bedelinin tahsilatını yapacaktır.” hükmünü havi olduğunu, bu hükümden de görüleceği üzere davacı şirketin, satış ve kiralama yaptığı müşterileri öncelikle müvekkili şirkete “bildirmesi” gerektiğini, diğer bir ifadeyle, eğer aracılık ettiği bir müşteri var ise davacı şirketin bunu müvekkili şirkete bildirmiş olması gerektiğini, ancak davacının buna ilişkin dosyaya hiçbir belge ibraz etmediğini, Bayilik Sözleşmesi’nin hak edişi düzenleyen 10.maddesinin ise şu şekilde olduğunu; “ … A.Ş. yapmış olduğu tüm satma ve kiralama hizmetlerinden dolayı ortaya çıkacak bedelin %30 (yüzde otuz) una denk gelen bedeli … A.Ş.’ye fatura edecektir. … A.Ş. bu fatura karşılığında müşteriye kestiği faturanın tahsilatını yaptıktan sonraki 15 (onbeş) gün içerisinde … A.Ş ‘nin aşağıdaki banka hesabına ödemeyi yapacaktır.” Sözleşme hükmünden de açıkça görüldüğü üzere, davacının sözleşme uyarınca hak edişini talep edebilmesi için öncesinde fatura kesmesi gerektiğini, müvekkili şirketin ödeme yükümlülüğünün ise bunun akabinde doğduğunu, her ne kadar davacı şirketin dava dilekçesinde müvekkili tarafından kendilerine bildirilmemesi nedeniyle fatura kesmediklerini belirtmiş olsa da davacı tarafın sözde alacağını 125.000,00 TL olarak hesapladığını ve bu tutar üzerinden icra takibi açtığını, dolayısıyla davacının ne kadar bedelli fatura düzenleyeceklerini bilmedikleri gerekçesiyle fatura kesemedikleri şeklindeki iddialarının hayatın olağan akışı ve ticari teamüller çerçevesinde kabulünün mümkün olmadığının izahtan vareste olduğunu, diğer bir ifadeyle davacı şirketin herhangi bir fatura düzenleyemediğini; çünkü müvekkili şirketten iddia edildiği gibi bir alacağının olmadığını, Davacı tarafından huzurdaki davaya dayanak icra takibine konu sözde alacak için herhangi bir fatura tanzim edilmediğini, Davacı tarafça, taraflar arasında imzalanan 02.05.2018 tarihli Bayilik Sözleşmesi haricinde dosyaya herhangi bir belge ve delil sunulmadığını, Davacı tarafça, yukarıda bahsi geçen okullara yapılan kiralama ve satışlarda aracılık ettiğine, bu müşterilerin davacı tarafça getirildiğine dair dosyaya hiçbir delil sunulmadığını, İddialarını ispatla mükellef olan tarafın, davacı olduğu ileri sürülerek, İzah edilen gerekçeler ile huzurdaki davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER: … 9. İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra dosyası, arabuluculuk son tutanağı aslı, taraflar arasında düzenlenen 02/05/2018 tarihli … Okul Bilgi ve Yönetim Sistemi bayilik sözleşmesi, …, …, …,…, … yazılan müzekkere cevapları, davacı ve davalı tarafın ticari defter ve kayıtları, … 7.Noterliği’nin … tarihli … yevmiye no.lu ihtarnamesi, fatura ve dekontları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre;dava davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf davalı ile aralarında düzenlenen sözleşme gereğince davalıya ait yazılımın satımı ve kiralanması ile ilgili yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davalı tarafından aracılık ettiği okullar ile imzalanan sözleşmeler ve fiyat bilgileri hakkında bilgi vermediği için sözleşme gereği kararlaştırılan bedeli alamadığını, bu nedenle başlatılan icra takibinde davalı tarafından yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf davacının satış ve kiralama hizmetlerinde aracılık ettiğini iddia ettiği müşterilerle aracılık faaliyetinin olmadığını, davacının sözleşme uyarınca hakedişi talep edebilmesi için öncesinde fatura kesmesi gerektiğini ancak fatura kesilmediğini, davacının iddialarını ispatlayamadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… 9. İcra Müdürlüğünün…E. Sayılı icra dosyasının gönderildiği ve dosya arasına alındığı, … 9. İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 125.000,00 TL asıl alacak ve 467,47 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 125.467,47 TL borcun ödenmesi amacıyla 22/07/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 05/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 10/09/2019 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı ve davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir Bilirkişi tarafından 19/03/2021 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre; “Usulüne uygun tutulan davacı şirket defterlerine göre, 23.07.2019 takip tarihi itibariyle davalı şirketin 120-Alıcılar hesabında 31.059,90 TL borç bakiyesinin bulunduğu, bakiyenin takip tarihinden sonra tahsil edildiği, yapılan gelir tahakkuku sebebiyle de 181-Gelir Tahakkukları hesabında 20.772,00 TL borç bakiyesinin bulunduğu, tahakkuk işleminin hesaplaması ile ilgili dosyada herhangi bir tablo, belge v.s. veri bulunmadığı, usulüne uygun tutulan davalı şirket defterlerine göre ise; takip tarihi itibariyle davacı şirketin 2.553,49 TL borç bakiyesinin bulunduğu, taraflar arasında imzalanan 02.05.2018 tarihli sözleşme kapsamında davacı şirketin yapmış olduğu tüm satma ve kiralama hizmetlerinden ortaya çıkacak bedelin %30 (yüzde otuz) una denk gelen bedeli davalı şirkete fatura edeceğinin kararlaştırıldığı, takip ve dava konusu alacağa ilişkin herhangi bir fatura düzenlenmemiş olduğu, bunun sebebi olarak davacı şirketin, faturalara dayanak bildirimlerin davalı şirket tarafından yapılmadığı yönünde beyanda bulunduğu, sözleşmenin 8.maddesi kapsamında; davacı şirket tarafından, satma ve kiralama faaliyetlerinden ortaya çıkacak müşterilerle ilgili, davalı şirkete bildirimde bulunulduğuna dair, dosyada herhangi bir belge ve bilgi bulunmadığı, dosyada mevcut e-posta yazışmalarının çıktıları dikkate alındığında; davalı şirketin, … A.Ş ye bağlı…’na ve … Kurumları Tic. A.Ş’ne, sözleşmenin imza tarihi olan 02.05.2018 den önce hizmet vermeye başladığı sonucuna varıldığı, yapılan değerlendirmeler ışığında, Sayın Mahkemece davacı şirketin alacaklı olduğunun kabulü halinde; davalı şirket tarafından, dava dışı eğitim kurumlarına düzenlenen, dosyada mevcut faturalar dikkate alınarak, takip tarihi itibariyle, … Kurumlarından oluşan %30 davacı payının 28.028,23 TL, …Kurumlarından oluşan %30 davacı payının 92.979,00 TL,… A.Ş. den oluşan %30 davacı payının 3.765,00 TL, toplamda davacı payının 124.772,23 TL olarak hesaplandığı, başlatılan ilamsız takipte 467,47 TL işlemiş faiz talep edildiği, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin temerrüde ilişkin bir hüküm içermediği, davacı şirket tarafından keşide edilen ihtarnameye ait tebliğ şerhi de bulunmamakta olup; işlemiş faiz talebine dayanak olabilecek herhangi bir belge de ibraz edilmediği” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Bu açıklamalar ışığında tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır. Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında imzalanan 02.05.2018 tarihli sözleşmenin konusu, tüm hakları … A.Ş.’ye ait olan … yazılımının … A.Ş. tarafından … A.Ş.’ye satma ve kiralama hakkı verilmesi ile ilgili olduğu, sözleşmenin 8. Maddesi gereğince davacı …Ş. yapmış olduğu tüm satma ve kiralama faaliyetlerinden ortaya çıkacak müşterileri … A.Ş.’ye bildireceğinin düzenlendiği, sözleşmenin 10. Maddesine göre davacı …Ş. yapmış olduğu tüm satma ve kiralama hizmetlerinden ortaya çıkacak bedelin %30 (yüzde otuz) una denk gelen bedeli … A.Ş. ye fatura edeceği, … A.Ş. bu fatura karşılığında müşteriye kestiği faturanın tahsilatını yaptıktan sonraki 15 (onbeş) gün içerisinde … A.Ş.’nin banka hesabına ödeme yapmayı kabul ettiği, sözleşmenin 8.maddesi kapsamında; davacı şirket tarafından, satma ve kiralama faaliyetlerinden ortaya çıkacak müşterilerle ilgili, davalı şirkete bildirimde bulunulduğuna dair, dosyada herhangi bir belge ve bilgi bulunmadığı, dosyada mevcut e-posta yazışmaları dikkate alındığında; davalı şirketin, …Tic. A.Ş ye bağlı …’na ve …Tic. A.Ş’ne, sözleşmenin imza tarihi olan 02.05.2018 den önce hizmet vermeye başladığı bu nedenle davacı alacaklı tarafça davalı borçlu aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle dava açılmış ise de; yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere davacı tarafından sözleşme kapsamında müşterilere davalıya ait yazılımın satımı ve kiralanması konusunda aracılık ettiğine ve sözleşme kapsamında yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispatlayamadığından davacı tarafın davalıdan alacaklı olduğu sabit olmayıp alacağın varlığı hukuka ve usule uygun delillerle kanıtlanamadığından davalı borçlu tarafça icra takibine yönelik yapılan itirazın haklı olması nedeniyle davacı tarafça açılan itirazın iptali davasının reddine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça davalı aleyhine açılan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 1.509,69-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 1.450,39-TL’nin davacıya iadesine,
3-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7. Madde gereğince hesap olunan 15.825,00- TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5- Taraflarca yatırılan artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa re’sen iadesine,
6-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 15/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır