Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/855 E. 2021/443 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/855 Esas
KARAR NO : 2021/443
DAVA : Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2019
KARAR TARİHİ : 01/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkil, çanta üretim işi yapan “… ” isimli iş yerini kendi nam ve hesabına işlettiğini, fason iş yapmış olduğu … A.Ş. isimli firmaya ait … … Çağlayan şubesinin 31.12.2017 vadeli 80.000 TL ( Seksen Bin TL ) bedelli müşteri çekini, davalı …. ye başvurarak nakite çevirtmek istemiş ve ilgili firma yetkilileri tarafından gerekli araştırmalar yapılmış, araştırmanın olumlu neticelenmesi ile çek davalıya teslim edilmiş davalı da müvekkilin … Bankası hesabına 76.000 TL çeke mahsuben ödeme yaptığını, taraflar arasında faktoring sözleşmesi kurulurken müvekkilden bir kısım evraklar imzalaması istenmiş ve dava dilekçelerinin delil olarak sundukları belgeler, davalı tarafından 06.10.2017 tarihinde müvekkile imzalatılmış ve müvekkil, davalı şirketle yapmış olduğu faktoring sözleşmesi kapsamında bir adet 80.000 TL bedelli çeki ciro ederek davalıya teslim ettiğini, davalı ile faktoring kredi sözleşmesinin imzalanmasından yaklaşık on beş gün geçtikten sonra davalı şirketten bir yetkili müvekkili telefonla arayarak, çek keşidecisinin Kredi Kayıt Bürosundaki olumsuz kaydı nedeniyle çek bedelinin kendilerine derhal geri ödenmesini istemiş ve müvekkil de çekin vadesine iki ay olduğunu ve vadesinde ödenmemesi halinde kendisi tarafından çek bedelinin davalı firmaya ödeneceğini söyleyerek konuşmayı sonlandırdığını, davalı, bu görüşmenin ardından, müvekkile göndermiş olduğu 30.10.2017 tarihli … Noterliğinden … yevmiye nolu ihtarnamesi ile müvekkil ile yaptığı faktoring sözleşmesini tek taraflı olarak feshedildiğini, hesap katı ve borcun ödenmesini içeren ihtarnameyi davacıya gönderdiğini, müvekkil tarafından düzenlenen ve davalıya verilen 1.000.000 TL bedelli bir senet olmadığını ve hatta senedin tanzim edildiği tarih itibariyle firmaya doğmuş bir borcunun olmadığını açıklamasına rağmen hiçbir açıklaması kabul görmemiş ve müvekkilin iş yerinden, tüm iş makineleri, alet ve edevatları muhafaza altına alınmış ve iş yeri bu haciz ve muhafaza işlemi sebebiyle fiilen çalışamaz hale getirildiğinden yaklaşık 15 gün kadar kapalı kaldığını, davalının haksız eylemlerinden müvekkilin 10.000 TL maddi zararı olmuş ayrıca, iş yerinin kapanmasından dolayı; iş çevresi, ailesi ve tüm çanta işi yapan çevresinde itibarı sarsılmış olup yaşadığı üzüntü ve sıkıntılar sebebiyle de 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, müvekkilin iş yerinde, haciz ve muhafaza işlemi yapılması sebebiyle adına kayıtlı taşınmazını derhal gerçek değerinin altında satarak davalıya henüz vadesi gelmemiş borcunu … İcra Müdürlüğünün 2017/ … E. dosyasına 09.11.2019 tarihinde 89.552,88 TL olarak davalı vekili Avukat … hesabına ödendiğini, müvekkile, davalı tarafından 76.000 TL ödeme yapılmasına rağmen kendisinden icra tehdidi altında 89.552,88 TL tahsil edilmesi nedeniyle 13.552,88 TL’si fazladan ödeme yapmasına sebep olduğunu, ayrıca; müvekkil icra yoluyla muhafaza altına alınan mallarının iadesi için 1.334 TL icra müdürlüğüne, yolluk ve yeddiemin ücreti, 2.000 TL nakliye masrafı, 1.000 TL hamal ücreti olmak üzere masraf yaptığını, bunun dışında müvekkilden başlangıçta alınan 4.000 TL faizden, 2.419 TL’si yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olup toplamda, müvekkilden tahsil edilen ve yaptığı tüm masraf toplamı olmak üzere; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.305,88 TL’nin müvekkile ödendiği tarihten itibaren banka reeskont faiziyle birlikte iadesi gerekmekte olup iş bu davanın açılması zorunluluğu doğduğunu, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerden dolayı; davalının hileli işlemler yaparak müvekkilden almış olduğu belgeye rızası hilafına senet vasfı kazandırması ve taraflar arasında imzalan faktoring sözleşmesine aykırı davranarak müvekkil aleyhine takip başlatması nedeniyle; müvekkilin, davalıya yersiz ödemek zorunda kaldığı 20.305,88 TL’nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ödendiği tarihten itibaren banka reeskont faiziyle birlikte iadesine ve davalının haksız eylem ve işlemleri nedeniyle, müvekkilin uğramış olduğu 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi zararlarının haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren banka reeskont faiziyle taraflarına ödenmesine karar verilmesi, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Borç faktoring sözleşmesinin imzalanması ile birlikte doğduğunu, müvekkil, faktoring piyasasında faaliyet gösteren bir sermaye şirketi olduğunu, Borçlar Kanunu madde 90 “İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur.” Borçlar Kanunu madde 117 “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.” Hükümleri uyarınca borcun doğumu ile birlikte muaccel olduğu açık olduğunu, itiraz eden borçluya gönderilen hesap kat ihtarnamesi ile sözleşme kapsamında temlik alınan alacağın vadesinin geçmiş olmasına karşılık ödenmemesi nedeni ile sözleşmenin fesih edildiği ve borcun ödenmesi ihtar edilmiş ve ihtarnamenin gereği ifa edilmediğinden davacının temerrüde düştüğünü, bu nedenle talep edilen alacak muaccel bir alacak olduğunu, müvekkil sözleşmeden doğan fesih yetkisini kullandığını, müvekkil, davacı tarafından temlik edilen alacağın günü geçmiş olmasına rağmen ödenmemesi nedeni ile müvekkil taraflar arasında akdedilen Faktoring Sözleşmesinin IV- Sözleşmenin Süresi, Sona Ermesi ve Sonuçları başlığı altında düzenlenen 2. Maddesi uyarınca … Noterliği’nin … yevmiye numaralı 30.10.2017 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshetmiş ve borcun ödenmesini ihtar ettiğini, müvekkil ile davacı arasında yapılan temlik işlemi taraflar arasında akdedilen Faktoring Sözleşmesi kapsamında yapıldığını, bu nedenle Borçlar Yasasının temlik hükümleri karşısında, yasadan kaynaklı olarak devir anında alacağın varlığı ve temlik borçlusunun ödeme gücü garanti edilmiş ve ayrıca faktoring sözleşmesi ile de temlik borçlusunun ödeme günündeki ödeme gücünün varlığını garanti etmiş, müşterisinin veya kendisinin kredibilitesinde oluşacak her hangi bir olumsuzluk halinde müvekkilin kullandırdığı krediyi geri çağırma hakkını kabul ve taahhüt ettiğini, davacı ile akdedilen Faktoring Sözleşmesi hükümleri açık iken davacı kötü niyetli olarak huzurdaki davayı ikame ettiğini, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/… D.iş sayılı dosyasından sadır ihtiyati haciz kararı …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, Tazminat davasının açılabilmesi, alınan ihtiyati haciz kararının uygulanması ve bu nedenle zarara uğranılması şartına bağlı olduğunu, zarara uğranıldığının ispat yükü davacıda olup, davacı uğradığını iddia ettiği zararı ispata yarar hiç bir belge sunmadığını, davacı nezdinde yapılan haciz gerçek, muaccel, muaccel olmasına karşılık ödenmemiş ve bu nedenle takibe konu edilmiş bir alacağın tahsili için uygulandığını, davacı, gönderilen ihtarnameye rağmen borcunu ödemekten imtina etmesi nedeni ile asıl mağdur olan müvekkil şirket olduğunu, zarara ilişkin somut sunulan belge bulunmaması nedeni ile davanın dava şartı yokluğundan reddini talep ettiklerini, alacağın tahsili için davacı adresine 06.11.2017 tarihinde hacze gidilmiş ödeme olmadığından mahalde bulunan bir kısım menkulleri haczedilmiş ve muhafaza altına alındığını, davacı daha sonra 09.11.2017 tarihinde dosya borcunu icra tahsil harcı hariç olarak haricen ödemiş ve ödeme ile aynı gün ekte dosyaya sunulu talimattan da anlaşılacağı üzere malların davacıya teslimi için … İcra Müdürlüğü’nün 2017/ … Talimat sayılı dosyasına talimat gönderildiğini, davacının ödeme yaptığı gün yani muhafaza işleminden 3 gün sonra malların teslimi için gerekli işlemler müvekkil tarafından yapıldığını, bu hali ile müvekkil tarafından yapılan haciz işlemi nedeni ile davacı iş yerinin 2 hafta kapalı kalması söz konusu olamayacağını, davacı tarafından kişilik hakkının zedelendiğine dair ile ilgili hiçbir delil ve bilgi sunulmadığını, davacı taraf mahkemeyi yanıltma ve manevi tazminat için gerekli koşulları oluşturma çabası içerisinde olduğunu, ancak ispata yarar hiç bir delil sunmadığını, bu nedenle manevi tazminat talebinin de reddi gerektiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle haksız ve dayanaktan yoksun olarak müvekkile karşı açılan davaya cevap verme zorunluluğu doğduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; süresi içinde açılmayan davanın reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise haksız ve kötü niyetle açılan davanın reddine, Davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER: …. İcra Müdürlüğü 2017/… esas sayılı icra dosyası, arabuluculuk son tutanağı aslı, … İcra Dairesi 2017/… talimat sayılı dosyasının uyap kayıtları, …. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/… D.İş sayılı dosyasının uyap kayıtları, taraflar arasında düzenlenen factoring sözleşmesi, … Noterliğinin 30/10/2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … …’a yazılan müzekkere cevabı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından idari yaptırım uygulandığına dair müzekkere cevabı, dekont suretleri, bilirkişi kök ve ek raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava; davalı tarafından davacı aleyhine factoring sözleşmesi kapsamında davacıdan alınan bir adet bonoya istinaden alınan ihtiyati haciz kararı nedeniyle davacının yapmış olduğu ödemenin iadesi şartları oluşup oluşmadığı, ihtiyati haciz kararının haksız olup olmadığı, maddi ve manevi tazminat koşulları oluşup oluşmadığından ibarettir.
Davacı vekili taraflar arasında düzenlenen factoring sözleşmesine istinaden davalıya çekin ciro ve teslim edildiğini, davalının çekin vadesine iki ay kala çek keşidecisinin … ndaki olumsuz kaydı nedeniyle çek bedelinin geri ödenmesini istediğini, akabinde … Noterliğinin 30/10/2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile factoring sözleşmesini tek taraflı olarak feshettiğini, 31/10/2017 tarihinde kendisinin bilgi ve rızası olmadan açıklama yapılmadan imza atılan evraklardan biri olduğu düşünülen 1.000.000,00 TL’lik senedin 80.000,00 TL’si için alınan ihtiyati haciz kararına istinaden işyerinde haciz ve muhafaza işlemlerinin yapıldığını, işyerindeki eşyaların alınması nedeniyle iş yapamaz durumda olduğunu, 10.000,00 TL tutarında maddi zararının olduğunu, çek nedeniyle icra tehdidi altında davalı vekilinin hesabına 09/11/2019 tarihinde 89.552,88 TL ödendiğini, davalı tarafından 76.000,00 TL ödeme yapılmasına rağmen 89.552,88 TL ödeme yapıldığını, fazladan yapılan 13.552,88 TL’nin iadesinin gerektiğini, ayrıca malların iadesi için icra müdürlüğüne 1.334,00 TL yolluk ve yediemin ücreti, 2.000,00 TL nakliye masrafı, 1.000,00 TL hamal ücreti ödendiğini, ayrıca başlangıçta alınan 4.000,00 TL faizden 2.419,00 TL’sinin iadesinin gerektiğini belirterek 20.305,88 TL’sinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ödendiği tarihten itibaren reeskont avans faizi ile birlikte ödenmesini, 10.000 TL manevi tazminat ödenmesini talep etnmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın İİK 72/7 maddesi gereği 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, ihtirazi kayıt olmaksızın rızaen ödeme yapıldığını, ayrıca davacının factoring sözleşmesi ile temlik borçlusunun ödeme gününde ödeme gücünün varlığını garanti ettiğini, müşterinin veya kendisinin kredibilitesinde oluşacak herhangi bir olumsuzluk halinde kullanılan krediyi geri çağırma hakkını kabul ve taahhüt ettiğini, ihtiyati haczin haksız olmadığını, davacının ödenene paraların iadesi ve maddi ve manevi zararlarının koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/… D.İş sayılı kararı ile 27/10/2017 tarihli 1.000.000,00 TL’lik bonoya istinaden davalı tarafın ihtiyati haciz talep ettiği ve 01/11/2017 tarihinde davacı aleyhine 80.000,00 TL’nin %15’i oranında teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verildiği, alınan ihtiyati haciz kararının … İcra Müdürlüğü 2017/… esas sayılı icra dosyasında uygulandığı anlaşılmıştır.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 31/08/2020 tarihli müzekkere cevabında; BDDK’nın 30/05/2019 tarihli … sayılı kararı ile taraflar arasında gerçekleştirilen factoring işleminde davalı tarafından vade tarihi olan 31/12/2017 tarihinden önce 13/11/2017 tarihinde munzam senedin tahsili yoluna gidilmesinin mevzuata aykırılık teşkil etmesi nedeniyle idari yaptırım uygulandığı, 31.08.2020 tarihli BDDK cevap yazısı ekinde yer alan 06.03.2019 tarihli “murakıp raporu” nun içeriğinde; Usul yönetmeliği hükümleri çerçevesinde, ek teminat niteliğindeki çek/senetlerin tahsil edilebilmesi için öncelikle esas alacağın vadesinde ödenmemesi gerektiği, şirketin anılan faktöring işleminin vadesi olan 31.12.2017 tarihinden önce 13.11.2017 tarihinde munzam senedin tahsili yoluna gidildiği anlaşılmaktadır ifadesinin yer aldığı, sonuç kısmında da faktöring şirketinin bu uygulamasının, Usul Yönetmeliğinin 8.3 maddesine aykırı olması nedeni ile Kanunun 44.3 maddesi uyarınca şirket hakkında işlem tesis edilmesi gerektiğinin ifade edildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili istirdat istemine ilişkin olarak davanın İİK 72/7 maddesi gereği davanın 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığını ve ihtirazi kayıt konulmaksızın rızaen ödeme yapıldığı itirazında bulunmuşsa da Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2016/6087 E. 2017/17160 K . Sayılı ilamında da belirtildiği üzere davacının iadesini istediği fazladan ödediği parayı alınan ihtiyati haciz kararı sonrasında icra tehdidi altında icra takip dosyasına değil haricen davalı tarafa ödediği bu nedenle istirdat davası olarak değil de TBK 77. Maddesine göre alacak isteminde bulunduğu TBK 77 vd maddelerine göre zamanaşımı süresi içerisinde davanın açıldığı ve icra tehdidi altında yapılan ödeme nedeniyle ihtirazi kayda gerekli olmadığı anlaşılmakla itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafa ticari defter ve kayıtlarını Mahkememizce belirlenen inceleme gününde sunması için duruşmada hazır olan davalı vekiline ihtar edildiği, davalının ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir Bilirkişi ve İcra iflas Hukuku alanında uzman bilirkişi tarafından 13/02/2021 tarihli düzenlenen bilirkişi raporuna göre; ” İncelenen davacı yana ait 2017 yılı İşletme defterler tasdikinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda işletme defterinin usulüne uygun tutulduğu, davalı yan incelemeye gelmemiş, ticari defterlerini ibraz etmemiş olmakla birlikte, BDDK tarafından davalı şirket nezdinde, davacı şikayetleri dikkate alınarak yapılan inceleme aşamasında davaya konu olay ile ilgili davalı şirket kayıtlarının alınarak cevap yazısı ekinde dosyaya sunulduğu, söz konusu kayıtlara göre, 80.000,00 TL tutarındaki çekin portföye alındığı, karşılığında 76.000,00 TL ödeme yapıldığı, faktöring hizmet bedeli kaydı ile 1.000.000,00 TL tutarındaki senede ilişkin kaydın yapıldığı, icra takibi sonucunda çekin tahsil kaydının yapılarak buna dayalı olarak çekin iade kaydının yapılmış olduğu, dava dosyasına sunulu BDDK cevap yazısından, davalı şirketin başlatmış olduğu icra takibinin, 04.02.2015 tarih, 29257 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Faktöring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğe aykırı olduğu, buna göre de davacı yanın tazminat taleplerinin karşılanması gerektiği değerlendirilmiş olup takdirin mahkemeye ait olduğu, faktöring hizmetine konu çek tutarı olan 80.000,00 TL nin her halükarda vadesinde ödenmesi gerektiğinden, fazla ödenen tutarın 9.552,88 TL olabileceği, başlangıçta yapılan 4.000,00 TL kesintiden iadesi gereken tutarın 2.372,09 TL olduğu, icra yoluyla muhafaza altına alınan mallarının iadesi için 1.334 TL icra müdürlüğüne, yolluk ve yeddiemin ücreti, 2.000 TL nakliye masrafı, 1.000 TL hamal ücreti ödemelerine ilişkin olarak dava dosyasında herhangi bir belgenin yer almadığı görüldüğünden, bu yönde bir değerlendirme yapılamadığı ancak davacı yanın bu ödemeleri belge ile ispat edebilmesi halinde, davalı şirketin usulsüz icra işlemi nedeni ile davacının bu tutarların tazminini de talep edebileceği, davacı yanın manevi tazminat talebinin mahkemenin takdirinde olduğu” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 8/2 maddesi Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 8/2 maddesi gereğince faktoring şirketleri, teminat olarak aldıkları kambiyo senetlerinin tahsil edilebilmesi için alacağın vadesinde ödenmeyip sorunlu hale geldiğini, kambiyo senedinin hiçbir şekilde ilgililerine finansman sağlanmadığını ve bu senedin borcun teminatı karşılığında alındığına ilişkin muhasebe kayıtlarında kayıt düşülmesi gerektiğini ispat etmesi gerekir. Somut olay bakımından ihtiyati haciz isteyen faktoring şirketi anılan maddedeki yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispatlayamadığı, BDDK müzekkere cevabında gönderilen raporda da belirtildiği üzere usul yönetmeliği hükümleri çerçevesinde, ek teminat niteliğindeki çek/senetlerin tahsil edilebilmesi için öncelikle esas alacağın vadesinde ödenmemesi gerektiği, şirketin anılan faktöring işleminin vadesi olan 31.12.2017 tarihinden önce 13.11.2017 tarihinde munzam senedin tahsili yoluna gidildiği, bu anlamda çekin vadesinden önce alınan ihtiyati haciz kararının haksız olduğu anlaşılmıştır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 2019/2985 E. 2019/2870 K. Sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Davacı ve davalı arasında factoring sözleşmesi düzenlendiği, davacının … A.Ş isimli firmaya ait … … Şubesinin 31/12/2017 vadeli 80.000,00 TL bedelli çekini davalı factoring şirketine başvurarak nakite çevirmek istediği, davacı ve davalı arasında 06/10/2017 tarihinde factoring sözleşmesi düzenlendiği, çekin davalıya teslim ve ciro edildiği, ve davalının çeke mahsuben davacıya 76.000,00 TL ödeme yaptığı, davalının factoring sözleşmesinin imzalanması sırasında ek teminat niteliğinde davacıdan alınan 27/10/2017 tarihli 1.000.000,00 TL’lik bonoya istinaden 80.000,00 TL ‘si için … Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/… D.İş sayılı kararı ile davacı aleyhine ihtiyati haciz kararı alındığı, ihtiyati haciz kararının yukarıda anlatılan gerekçelerle haksız olduğu, … İcra Müdürlüğü 2017/… esas sayılı icra dosyasında ihtiyati haciz kararının uygulandığı, … İcra Dairesi 2017/… talimat sayılı dosyasında 06/11/2017 tarihinde davacı hakkında muhafazalı haciz işleminin yapıldığı, 09/11/2017 tarihinde davacı tarafından davalı vekilinin hesabına 89.552,88 TL’nin haricen ödendiği, 10/11/2017 tarihinde … İcra Dairesi 2017/… talimat sayılı dosyasında davacının yedieminde bulunan mallarını teslim aldığı anlaşıldığı; düzenlenen bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olmakla hükme esas alınmış, faktöring hizmetine konu çek tutarı olan 80.000,00 TL nin her halükarda vadesinde ödenmesi gerektiğinden, fazla ödenen tutarın 9.552,88 TL olduğu, başlangıçta yapılan 4.000,00 TL kesintiden iadesi gereken tutarın 2.372,09 TL olduğu, davacının yolluk ve yeddiemin ücreti, 2.000 TL nakliye masrafı, 1.000 TL hamal ücreti ödemelerine ilişkin olarak belgeleri dosyaya sunduğu ve ödemelerin iadesi gerektiği, davacı taraf icra yoluyla muhafaza altına alınan mallarının iadesi için 1.334 TL icra müdürlüğüne ödeme yapıldığını ileri sürmüşse de icra dosyası ve talimat dosyasında davacı tarafından ödeme yapıldığına ilişkin belge bulunmadığı, bu nedenle iadesi koşulları oluşmadığı anlaşılmakla; fazla ödenen tutar 9.552,88 TL + kesintiden iadesi gereken tutar 2.372,09 TL + yediemin ve nakliye masrafı 3.000,00 TL olmak üzere toplam 14.924,97 TL’nin ödeme tarihi olan 09/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan  tahsili ile davacıya verilmesine,  fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin maddi tazminat talebine ilişkin olarak muhafazalı haczin 06/11/2017 tarihinde yapıldığı, malların 10/11/2017 tarihinde teslim alındığı da dikkate alınarak davacının dilekçesinde ileri sürdüğü maddi zararına ilişkin olarak delillerini ibraz etmediği ve ispatlayamadığı anlaşıldığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden davalının kötü niyetli veya ağır kusurlu olması ve zarar koşullarının oluşması gerekir. Somut olayda; davacı aleyhine alınan ihtiyati haciz kararının, …. İcra Müdürlüğü 2017/… esas sayılı icra dosyasında ihtiyati haciz kararının uygulandığı, … İcra Dairesi 2017/… talimat sayılı dosyasında 06/11/2017 tarihinde davacı hakkında muhafazalı haciz işleminin yapıldığı bu anlamda davalının ağır kusurunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle düzenlenen bilirkişi raporu da hükme esas alınarak davacının manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir. (Emsal nitelikte İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2019/499 E. 2021/910 K. Sayılı ilamı)
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesi 11.fıkrasında yer alan “taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmez.” düzenlemesi gereğince dosyada bulunan arabuluculuk son tutanağın incelemesinde davalı tarafın mazeret göstermeksizin arabuluculuk görüşmesine katılmadığı anlaşıldığından yargılama giderlerinin tamamının davalı tarafa yükletilmesine karar verilmiş, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile
1- 14.924,97 TL’nin ödeme tarihi olan 09/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan   tahsili ile davacıya verilmesine,  fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacının maddi tazminat talebinin reddine,
3-10.000 TL manevi tazminatın haksız haczin gerçekleştiği 06/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan(24.924,97-TL) kısım üzerinden hesaplanan 1.702,62-TL nisbi karar harcının peşin alınan 688,33-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 1.014,29-TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan(24.924,97-TL) kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı lehine reddedilen kısım yönünden ve manevi tazminat talebi yönünden 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesi 11.fıkrasında yer alan düzenleme gereğince vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davacı tarafça yatırılan 44,40-TL başvuru ve 688,33-TL peşin harç olmak üzere toplam 732,73-TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan 1.600,00-TL Bilirkişi ücreti ve 102,40-TL posta giderinden ibaret toplam 1.702,40-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
9-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
10-Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacının ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 01/06/2021

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı