Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/831 E. 2020/707 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/831 Esas
KARAR NO : 2020/707
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2019
KARAR TARİHİ : 22/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle;
Davacı müvekkilleri ile davalı şirket arasında yapılan Gözetim ve Kontrol Hizmetleri Sözleşmesine dayalı olarak müvekkilleri şirket tarafından davalı şirkete ait “… Cad. … Sk. No: … /İSTANBUL” adresinde bulunan bina tesis ve alanların giriş çıkış kontrolü ve gözetim hizmetinin sağlanması hususunda davalı şirkete hizmet verildiğini, davalı şirket ile akdedilmiş sözleşmenin sözleşme Bedeli ve ödemeler başlıklı bölümün 4.1. Bendinde yer alan ibareye göre; Toplam 3 personel ile verilecek hizmetin aylık bedeli 6.032,21 TL + KDV olarak belirlendiğini, müvekkilleri şirket tarafından üstlenilen hizmet, taraflar arasındaki anlaşma ve iyi niyet kurallarına uygun olarak yerine getirilmiş olup ücretin karşılığı olan hakediş alacağına istinaden, sözleşmede belirlenen doğrultuda müvekkil şirket tarafından faturalar tanzim edildiğini, ancak davalı şirket müvekkilleri şirket personelinin ücreti olan alacakları ödemediğini, fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine hesap alacağına istinaden, davalı hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak başlatılan icra takibi davalı vekilinin itirazı nedeniyle durduğunu, davalı şirket aldıkları hizmetin bedelini ödemedikleri gibi söz kokusu takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu, bu sebeple davalı tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E Sayılı dosyası ile başlatılan takibe olan haksız itirazın iptali ile takibin devamınına %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle;
Davacı ile müvekkil arasında 28.12.2018 tarihli ‘Gözetim ve Kontrol Hizmetleri Sözleşmesi imzalanmış olup, sözleşme hükümleri doğrultusunda davacı müvekkilin adresinde bulunan fabrika, otopark ve bahçesini içeren yerleşkede giriş çıkış ile diğer alanlarının kontrol, gözetim ve güvenliğinin sağlanması edimini yüklendiğini, davacı, kanuna ve taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine tamamen aykırı şekilde, 13.09.2019 tarihinde ilgili personelleri müvekkilin adresinde hazır etmekten imtina ettiğini, sözleşmenin yükümlülüklerine uygun davranması yönündeki müvekkil taleplerini sonuçsuz bıraktığını, taraflar arasındaki sözleşme ‘tam iki tarafa borç yükleyen sözleşme’ niteliğinde olup, davacının müvekkillerinden ödeme talep edebilmesi için, öncelikle sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini, davacı ise en temel yükümlülüğünü dahi yerine getirmemiş olup, sözleşmeyi sona erdirme yönünde müvekkillerine hitaben herhangi bir ihtarname keşide etmemiş, sözleşmede öngörülen sürelere uyarak herhangi bir fesih gerçekleştirmediğini, davacının sözleşmeyi haksız şekilde sona erdirmesine bağlı olarak, başkaca bir şirketle sözleşme imzalayarak, taraflar arasındaki sözleşmeye konu hizmeti dava dışı bir şirketten almaya başladığını, tüm bu nedenlerle yasa ve usule aykırı, haksız ve mesnetsiz işbu davanın reddine, davacının icra inkar tazminatı taleplerinin reddine, davacı aleyhine % 20’ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
TANIK BEYANLARI:
DAVACI TANIĞI … :(TC.No: … )18/02/2020 tarihli duruşmada beyanında: “ben davacı şirkette danışman olarak çalışmaktayım, davalının … Cad. … Sok. No: … İstanbul adresinde Mayıs 2019 ve Eylül 2019 tarihleri arasında çalıştım, biz üç kişi çalışıyorduk, ben araç giriş ve çıkışlarının kaydını alıyordum ve gelen araçların bildirimini içeriye yapıyordum, daha sonra başka yere geçtim, duyduğum ve bildiğim kadarıyla davalı şirketin ödemelerinin geç yapmasından dolayı ordan benimde o zaman maaşların şirketin geç ödeme yapmasından dolayı yatmamıştır, bildiklerim bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … ‘in dinlenilmesinden davacı vekili tarafından vazgeçildiği anlaşıldığından davacı tanığı … ‘in dinlenilmesinden vazgeçilmesine karar verilmiştir.
Davalı tanıkları … ve …’ın dinlenmesi için Mahkememizce davalı tarafın bildirdiği adrese tebligat yapıldığı, Mahkememizin 18/02/2020 tarihli celsesinde gelmedikleri, davalı vekilinin bir sonraki celse hazır edeceğini beyan ettiği ve süre verildiği ancak bir sonraki celse de hazır edilmedikleri anlaşıldığından davalı tanıklarının dinlenilmesinden vazgeçilmesine karar verilmiştir.
DELİLLER:
… İcra Dairesinin 2019/… E. Sayılı dosyası, taraflar arasında düzenlenen gözetim hizmet sözleşmesi, faturalar, … Vergi dairesi yazı cevabı, davacı ticari defter ve kayıtları, tanık beyanı, bilirkişi raporu, arabuluculuk son tutanak aslı ve tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Fatura tek başına alacağın kanıtı değildir. Faturanın dayanağı olan temel ilişkinin ispatı gerekir. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kayıt edilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaz.
Faturalarda belirtilen malların davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki malların davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde; … İcra Müdürlüğünün 2019/… E. Sayılı icra dosyasının incelemesinde; davalı/alacaklı tarafından davacı/borçlu aleyhine faturaya dayalı 28.767,01 TL borcun ödenmesi amacıyla 17/09/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 19/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ödeme emrine 24/09/2019 tarihinde itiraz ettiği, icra takibinin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafa ticari defter ve kayıtlarını Mahkememizce belirlenen inceleme gününde sunması için ihtaratlı tebligat yapıldığı ancak davalının ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı anlaşılmıştır.
Mali müşavir bilirkişinin 21/10/2020 tarihli 7 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacının 2019 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; Davacının takip tarihi (17.09.2019) itibariyle davalı yandan cari hesap olarak 28.767,01 TL alacağının bulunduğu tespit edildiği, davalı yan incelemeye gelmemiş, ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, davacı ile davalı arasında 28.12.2018 tarihli ‘Gözetim ve Kontrol Hizmetleri Sözleşmesi’ imzalanmış olup, sözleşme hükümleri doğrultusunda davacı; davalının adresinde bulunan fabrika, otopark ve bahçesini içeren yerleşkede; giriş çıkış ile diğer alanlarının kontrol, gözetim ve güvenliğinin sağlanması edimini yüklendiği, davalı yan cevap dilekçesinde; “davacı, kanuna ve taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine tamamen aykırı şekilde, 13.09.2019 tarihinde ilgili personelleri müvekkilin adresinde hazır etmekten imtina ettiğini, sözleşmenin yükümlülüklerine uygun davranması yönündeki müvekkil taleplerini sonuçsuz bıraktığını” beyan etmiş ancak dosya içeriğinde davalı yanın iddiasına ilişki bir belge ve verinin mevcut olmadığı görüldüğü, dava dosyasına cari hesaba konu davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturaların ibraz edildiği görüldüğü, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen mübrez faturaların açık fatura (bedeli tahsil edilmemiş) şeklinde usulüne uygun olarak tanzim edildiği, cari hesaba konusu faturalara icra takibinden önce davalının herhangi bir itirazının bulunmadığı, davalının teslim ve faturaya ilişkin takip dosyasında da somut bir itirazının bulunmadığı, faturaların taraflar arasındaki sözleşme uygun olarak düzenlenmiş olduğu kanaati edinildiği, davalı yanın 2019 yılı BA formunda; Davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen 9 adet faturadan “8 adeti olan KDV Hariç 49.999,00 TL” bedelli faturanın davalı tarafından Maliyeye bildirimde bulunulduğu tespit edildiği, neticeten; Davacı yanın takip tarihi (17.09.2019) itibariyle davalı yandan cari hesap olarak 28.767,01 TL alacağının bulunduğu, Sayın Mahkemece davacının davasında haklı görülmesi ve takibin devamına takdir edilmesi halinde, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan olan asıl alacağına takip tarihinden (17.09.2019) itibaren davacının talebi ile bağlı olarak faiz talep edebileceği” şeklinde rapor hazırlanmıştır.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; davacı ile davalı arasında 28.12.2018 tarihli ‘Gözetim ve Kontrol Hizmetleri Sözleşmesi’ imzalanmış olup, sözleşme hükümleri doğrultusunda davacı; davalının adresinde bulunan fabrika, otopark ve bahçesini içeren yerleşkede; giriş çıkış ile diğer alanlarının kontrol, gözetim ve güvenliğinin sağlanması edimini yüklendiği, davacı tanığının beyanına göre davacının sözleşme konusu edimini yerine getirdiği, davacının sözleşmeye uygun olarak düzenlediği faturalara dayalı alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacının alacağına dayanak olan faturalara itiraz olmadığı, davacının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu, faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, davalı yanın 2019 yılı BA formunda; Davacı yan tarafından davalı yana cari hesap babaında düzenlenen 9 adet faturadan “8 adeti olan KDV Hariç 49.999,00 TL” bedelli faturanın davalı tarafından Maliyeye bildirimde bulunulduğu, davalı taraf ticari defterlerini dosyaya sunmadığı gibi davalı taraf davacının taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine tamamen aykırı şekilde, 13.09.2019 tarihinde ilgili personelleri kendi adresinde hazır etmekten imtina ettiğini belirttiği ancak düzenlenen faturaların 13/09/2019 tarihinden önceki döneme ilişkin olduğu anlaşıldığı ve böylece faturalara konu hizmetin verildiği sabit olup, davalı tarafça borcu bulunmadığı hususunda ispata yarar delil ibraz edememiştir. Bu haliyle davacı taraf takip konusu faturalardan dolayı davalı şirketten alacaklı olduğunu ispat ettiği anlaşılmakla bu hususta hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporunun hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilerek,
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, asıl alacağın % 20 si ( 5.753,40 TL) oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına,
b) Hükmolunan asıl alacağın %20’si (5.753,40 TL) oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 1.965,07-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 347,43-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.617,64TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 4.315,05-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-)Davacı tarafça yatırılan 347,43-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvuru, 6,40-TL vekalet harcı, 750,00-TL Bilirkişi ücreti ve 222,00-TL posta giderinden ibaret toplam 1.022,80-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
7-)Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 22/12/2020

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı