Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/827 E. 2019/143 K. 11.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/827 Esas
KARAR NO : 2019/143

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2019
KARAR TARİHİ : 11/10/2019
KARARIN

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği 10/10/2019 havale tarihli dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı nezdinde …numaralı vadesiz mevduat hesabı bulunduğunu, 22.08.2019 tarihinde… numaralı hattan kendisini… yetkilisi olarak tanıtan ve müvekkilin ismini sorması üzerine kendisini …olduğunu öğrendiği kişi tarafından kart bilgilerinin başka şahıslar tarafından ele geçirildiğini ve hesabına giriş yapılmaya çalışıldığını söylediğini, bunun üzerine de endişelen ve paniğe kapılan müvekkilin ekte sunulan ekran görüntüsünden ve davalı bankanın mesaj sisteminden geldiği anlaşılan kısa mesajdaki yazılı şifre ile de … Yetkilisi olduğuna inandırıldığı kişi ile şifreyi paylaştığını, bu telefon konuşması üzerinden 8 dakika sonra davalı bankanın müvekkili aradığını ve…isimli şahsı tanıyıp tanımadığını sorduğunu, … isimli şahsın davalı banka aracılığı ile müvekkil adına 18.200,50-TL tutarında kredi çektiğini ve kendi hesabına aktardığını söylediğini ayrıca davalı bankanın hesaba bloke koyduğunu ve 3. Kişinin parayı çekemeyeceği bilgisini verdiğini ancak 3. Kişinin parayı çektiğini ve başka bir hesaba aktardığını, davalı bankanın müvekkile kimlik bilgilerinin e-devlet üzerinden ulaşıldığını ve kullanıldığını söylemesi üzerine önce davalı banka nezdinde olay tarihinden hemen sonra 23.08.2019 tarihinde Kart Hamili Harcama / Nakit İtiraz Formu ile itiraz ettiğini ancak davalı bankanın müvekkile verdiği cevapta müvekkilin internet bankacılığı şifrelerinin başkaları tarafından ele geçirilmesinde herhangi bir sorumluluğunun olmadığını ve 18.200,50-TL tutarındaki kredinin geri ödeme tutarının 30.000,00-TL kadar olduğunu ve bu rakamın her halükarda müvekkilde tahsil edileceğinin ve kendisine savcılığa başvurmasını oradan çıkacak bir karar neticesinde bu meblağın kendisine iade edilip edilmeyeceğine yine kendileri tarafından karar verileceğini bildirdiklerini, müvekkilinin şikayet başvurusunda bulunduğunu ve bu olayla ilgili… Cumhuriyet Başsavcılığının …sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, bankaların güvenlik önlemlerinin yetersiz kalmakta ve bankanın açıkça kusurlu olduğunu, davacı müvekkilinin sadece internet bankacılığının değil aynı zamanda e-devlet kapısı giriş şifrelerinin de ele geçirildiğini ve rızası dışında başkaları tarafından pek çok sorgu ve hareket geçirildiğini beyan ederek öncelikle müvekkilin şifresi kırılarak iradesi dışında kullanılan kredinin tamamının ve taksitlerinin ödemesi telafisi mümkün olmayan zararlara yol açacağından ödemelerin dava süresince durdurulması için ivedi olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde tüm dosya kapsamına göre; dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan zararın davalı bankadan tahsili istemini konu almaktadır.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
Görev hususundaki ihtilafın çözümü için, mülga 4077 sayılı Kanunla 5464, 6102 ve 6502 sayılı kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
01.03.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 44. maddesinin birinci fıkrasında, “tüketici olan kart hamili” tarafından açılacak davalarda 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22 ve 23. maddelerinin uygulanacağını ve dolayısı ile tüketici mahkemelerinin görevli olacağı, İkinci fıkrasında ise “kart çıkaran kuruluşlar” tarafından kart hamili aleyhine açılacak davalar yönünden 1086 sayılı HUMK’nın (6100 sayılı HMK’nın 447/2. maddesinde, başka kanunların HUMK’ya yaptığı atıfların HMK’ya yapılmış sayılacağı belirtildiğinden 01.10.2011 tarihinden itibaren bu atıf HMK olarak anlaşılmalıdır) görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir. Aynı Kanunun 43. maddesinde ise, “tacirlere verilen kurumsal kredi kartları hakkında” 44. madde hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilerek ana kurala istisna getirilmiştir.
Ancak, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun Geçici-1/1. maddesinde ise “bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan” davaların “açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam” edeceği belirtildiğinden, 28.05.2014 tarihinden önce açılmış davalar yönünden 5464 sayılı Kanunun 44. maddesindeki görev hükümleri geçerli olmaya devam edecektir. 6502 sayılı Kanun, kart hamili ya da kartı veren kuruluş gibi bir ayrıma gitmeksizin bütün bankacılık işlemlerini (m. 3/1-k kapsamına girmeyen tacirler hariç olmak üzere) kanun kapsamına aldığı ve 83/2. maddesi hükmü karşısında diğer kanunlardaki görev kuralları bu kanun kapsamına giren uyuşmazlıklarda uygulanmayacağı için, 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi,10/12/2018 tarih, 2018/5871 E.-2018/8050 K. Ve Yargıtay 20. Hukuk Dairesi, 21/01/2019 tarih, 2018/5936 E.-2019/306 K. Sayılı içtihatları da bu yöndedir.
Dava konusu olayda uyuşmazlık, bankacılık sözleşmesinden kaynaklanmakta olup; dosya kapsamı itibariyle davaya konu bankacılık işlemlerinin davacının ticari faaliyetlerine ilişkin olmaması, davacının tacir olmaması ve bankadaki hesabın vadesiz mevduat hesabı olması nedeniyle ve eldeki davanın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra 29/03/2019 tarihinde açılmış olduğundan, davalı tacir olmayıp 6502 sayılı Kanunun 3/1-k maddesi uyarınca tüketicidir. Bu haliyle uyuşmazlığın, anılan Kanunun 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca, tüketici mahkemesi tarafından çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde, TTK 5. Maddesi ve 6502 sayılı yasanın ilgili maddeleri gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3- Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/10/2019

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır