Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/787 E. 2021/401 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/787 Esas
KARAR NO : 2021/401
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2019
KARAR TARİHİ : 21/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle;Davacı müvekkili şirket Bluecom çağrı merkezi (call center) 7/24, profesyonel ekibi ve son teknoloji ile donatılmış, dış kaynaklı çağrı merkezi hizmeti veren bir şirket olduğunu, Müvekkili şirket çağrı merkezi sektöründe yerli ve yabancı şirketlere farklı dillerde (Almanca, İngilizce, Türkçe, Fransızca ve Arapça) hizmet verdiğini, Davalı şirket ile 20.12.2018 tarihli çağrı merkezi hizmet sözleşmesi imzalandığını ve bu doğrultuda alt yapı çalışmaları gerçekleştirildiğini, davalıya hizmet verebilmek için personel alımı yapıldığını, normal şartlar altında ek ödeme ile yapılması gereken işlemler ise bila bedel olarak davalıya sunulduğunu, Buna karşılık; 06.03.2019 tarihli … fatura nolu 3.638,33 TL bedelli fatura, 06.03.2019 tarihli … fatura nolu 22.141,52 TL bedelli fatura, 06.03.2019 tarihli … fatura nolu 21.830,00 TL bedelli fatura, 05.04.2019 tarihli … fatura nolu 21.830,00 TL bedelli fatura, 15.05.2019 tarihli … fatura nolu 25.960,00 TL bedelli fatura, 07.06.2019 tarihli … fatura nolu 21.830,00 TL bedelli faturalara ilişkin herhangi bir ödeme davacı müvekkili şirkete yapılmadığını, Davalı tarafın her ne kadar … icra müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı dosyasına davacı müvekkiline herhangi bir borcu olmadığından bahisle itiraz etmişse de yapılan sözleşme gereği bu hizmetin davalı şirkete verildiğini, Takibe konu edilen ve yukarıda detaylı bilgileri yer alan faturaları davalı şirkete gönderildiğini ve süresi içerisinde bir itiraz olmaksızın işbu faturaların kabul edildiğini, davacı müvekkilinin herhangi bir ödeme alamamış olması nedeniyle … Noterliği’nin 19.06.2019 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı şirkete bir ihtarname keşide edildiğini, ödemelerin yapılmaması halinde verilen hizmetin durdurulmak zorunda kalınacağı ve alacağın tahsili için yasal takibe geçme zorunluluğunun doğacağını ihtar edildiğini, alacak taleplerimize ilişkin olarak, arabuluculuk işlemlerinin olumsuz sonuçlandığını, ileri sürerek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; alacağımızın ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti alacağının karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa çıkarılan tebligatın davalıya usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf davaya cevap vermeyerek ve duruşmalara katılmayarak HMK 128. maddesi gereğince davacının iddialarının tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER:
… İcra Dairesinin 2019/… E. Sayılı dosyası, taraflar arasında düzenlenen çağrı merkezi hizmet sözleşmesi ve gizlilik sözleşmesi, … Noterliğinin 19/06/2019 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi, icra takibine dayanak faturalar, tutanaklar, arabuluculuk son tutanak aslı ve tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine faturadan kaynaklanan alacak nedeniyle İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete çağrı merkezi hizmeti verdiğini, verilen hizmete istinaden faturalar düzenlendiğini, faturaların davalı tarafça ödenmediğini, bu nedenle başlattığı icra takibine borçlu davalının haksız itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa usul ve yasaya uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermemiş ve davayı inkar etmiştir.
… İcra Dairesinin 2019/… Esas Sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 124.031,07 TL borcun ödenmesi amacıyla icra takibi başlatıldığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 05/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 09/08/2019 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafın delillerinde bilirkişi incelemesine dayandığı, Mahkememizin 04/06/2020 tarihli ara kararı ile ticari defter incelemesine karar verildiği, 10/07/2020 tarihinin inceleme günü olarak belirlendiği, ara kararı içerir tebligatın davacı tarafa iade gelmesi üzerine inceleme gününün 18/09/2020 tarihi olarak belirlendiği, buna ilişkin ara karar kurulduğu, davacı tarafa Tebligat Kanunu m. 35′ e göre tebligatın yapıldığı, Mahkememizce belirlenen 18/09/2020 tarihinde davacı tarafın bilirkişi ücretini yatırmadığı ve ticari defterlerini ibraz etmediğine ilişkin tutanak tutulduğu, dosyanın işlemden kaldırılması sonra yenilendiği ve Mahkememizin 09/02/2021 tarihli celsesinde pandemi koşulları ve davacı vekilinin davacının işyerini taşıdığını ve tebligatın yapılamadığını belirtmesi üzerinde yeniden ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için inceleme günü verildiği ve bilirkişi ara kararı kurulduğu, ayrıca HMK 222. Maddesi gereğince ticari defter ve kayıtlarının belirlenen inceleme gününde sunulmaması halinde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı ihtaratı yapıldığı, ve duruşmada davacı vekiline ihtar edildiği, belirlenen inceleme gününde davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı ve inceleme gününden önce geçerli bir mazeret sunmadığı anlaşılmış ve davacı tarafın ticari defterlerini sunmaması nedeniyle incelemenin yapılamadığına ilişkin 01/03/2021 tarihli tutanak hazırlanmıştır.
Ticari defterle ilgili olarak; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2).Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Nitekim Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Esas No : 2016/3858, Karar No : 2017/2944 sayılı ilamında ” Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.” görüşüne yer verilmiştir.
İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda ön görülen istisnalar dışında karşı taraf kanuni karinenin aksini ispat edebilir. (HMK m.190). İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır. Ancak borçlunun itirazındaki beyana göre ispat yükü yer değiştirebilir. Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir.
Davacı taraf iddiasını ispat için zorunlu olan ticari defter ve belgelerini belirlenen gün ve saatte ibraz etmediğinden ihtar gereğince ibrazdan kaçınmış sayılacağından bilirkişi incelemesinin yapılamamış olması ile alacağın var olup olmadığının tespiti de mümkün olamamış, davacı tarafça davanın ispatlanamaması nedeniyle davanın reddine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça davalı aleyhine açılan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 44,40-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 14,90- TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7. Madde gereğince reddolunan miktar üzerinden hesap olunan 15.732,95- TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5- Taraflarca yatırılan artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa re’sen iadesine,
6-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 21/05/2021

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı