Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/785 E. 2020/284 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/785 Esas
KARAR NO :2020/284

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/10/2019
KARAR TARİHİ:14/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davacı yanın, davalın iş yerinde davacının çalışanları vasıtasıyla … Danışmanlığı Hizmeti verildiğini, tarafların defter ve kayıtları ile sabit söz konusu fatura bedellerinin davacıya ödenmesi gerektiği hususu sabit olduğunu, davalı ile davacı tarafından verilen hizmet sonrası davalı tarafından gönderilen ve ekte yer alan faturaları kabul ettiğini, faturalara süresinde herhangi bir itirazda bulunmadığını, arz ve izah olunan sebeplerle, davalının söz konusu takip tutarını zaten kabul ettiğini, takip talebinde talep olunan asıl alacak, faiz oranı tutarlarında usul ve yasaya bir aykırılık bulunmadığını, KDV tutarları düşülerek takibe konulan tutar nedeniyle fazlaya ilişkin talep hakları saklı olduğunu, tüm bunlara rağmen, mesnetsiz ve haksız itiraz ile takibin durmasına sebebiyet verilmiş olunması itibarıyla %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, arz ve izah olunan sebeplerle, haksız ve kötüniyetli olarak itiraza uğrayan takipte, davalının itirazının iptalini ve takibin devamını talep etme zorunluluğu hasıl olduğunu, %20 icra inkâr tazminatı ve mahkeme masraflarının ile vekalet ücretin davalıdan tahsiline karar verilmesini…” talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği süresinde olmayan cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı arasında danışmanlık işlerinden kaynaklı olarak ticari ilişkin bulunmakla birlikte iddia edildiği şekilde davalının davacı tarafa danışmanlık hizmet bedeli ya da her ne nam ve ad altında olursa olsun başka bir nedenle borcu bulunmadığını, davacı ve davalı iddia ettiği alacağının neyden ve hangi dönemden kaynaklandığını somut olarak açıklamak zorunda olduğunu, zira takip talebine de borcun dayanağı belgeler eklenmediği gibi davalıya tebliğ edilmediğini, davacı …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin davacı tarafa borcu bulunmamasından ötürü itiraz edildiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki ve borç alacak durumları tarafların ticari defterleri ile sabit olduğunu, davalının takibe konu bahsi geçen ancak davacı tarafından açıklanmayan sözde danışmanlık bedeli borcundan kaynaklı herhangi bir borcu bulunmamakta olup ticari defterler incelendiğinde bu husus açıklığa kavuşacağını, tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde davacının davasının haksızlığı sabit hale geleceğini, davacı alacaklı açıkça kötü niyetli olup alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
…. İcra Müdürlüğü’nün … E Sayılı dosyası, faturalar, davacı ticari defter ve kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı
…. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 5.707,29 TL borcun ödenmesi amacıyla 26/03/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 28/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 02/04/2019 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre; “Davacı yan tarafından davalı yana; 04.01.2019 tarihli Seri … no.lu “Aralık Ayı … Danışmanlığı” açıklamalı KDV Dahil 3.540,00 TL tutarlı ve 16.01.2019 tarihli Seri … no.lu “…” açıklamalı KDV Dahil 2.950,00 TL tutarlı fatura düzenlenmiş olduğu, düzenlenen faturalar davacı yan yevmiye defterinde kayıtlı olduğu, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen mübrez faturaların açık fatura (bedeli tahsil edilmemiş) şeklinde usulüne uygun olarak tanzim edildiği, ancak takibe konu faturaların davacı yan tarafından davalı yana ne şekilde teslim edildiği, fatura içeriği “Eğitimlerin” davacı yan tarafından davalı yana verildiği ile ilgili dosyada belge ve verinin bulunmaması nedeniyle, davacının dava konusu faturaların içeriği … hizmetinin davalıya verildiğinin ispat için yeterli delil niteliğinin bulunmadığı, davacının 2019 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına karşın Sayın Mahkemenin tayin ettiği 07.02.2020 tarihli incelemeye katılmamış ve ticari defter-belge ibraz etmediği, davacının takip tarihinden önce davalıya bir ödeme ihtarının bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davacının 207,29 TL işlemiş faiz talebinin dayanağı bulunmadığından, takip tarihi itibariyle işlemiş faiz yönünden alacağının bulunmadığının kabulünün gerekeceği şeklinde” raporunda belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, davacı tarafça davalı aleyhine faturaya dayalı …. İcra Müdürlüğü’nün … E esas sayılı icra dosyası ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf davalının iş yerinde davacının çalışanları vasıtasıyla … Danışmanlığı Hizmeti verildiğini, verilen hizmete ilişkin 04.01.2019 tarihli Seri … no.lu “Aralık Ayı … Danışmanlığı” açıklamalı KDV Dahil 3.540,00 TL tutarlı ve 16.01.2019 tarihli Seri … no.lu “…” açıklamalı KDV Dahil 2.950,00 TL tutarlı faturaların ödenmediğini, davalının faturaları kabul ettiğini ve bir itirazının bulunmadığını, icra takibine haksız olarak yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Her ne kadar davalı taraf cevap dilekçesi adı altında 26/12/2019 tarihli dilekçesini ibraz etmişse de dava dilekçesinin davalı şirketin sicil adresine 28/11/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup 2 haftalık yasal süre geçtikten sonra verildiği anlaşıldığından Mahkememizce cevap dilekçesi olarak değerlendirilmemiş, beyan dilekçesi olarak kabul edilmiştir, davalı taraf beyan dilekçesi ile davacı tarafa danışmanlık bedeli borcunun bulunmadığını beyan etmiştir.
Davalı taraf icra dosyasına itiraz dilekçesinde davalıya herhangi bir borcunun olmadığını belirterek borca, faize itiraz etmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … E Sayılı dosyasında Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine 5.707,29 TL alacak için başlatılan ilamsız icra takibine davalı borçlu tarafın itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yargılama sırasında taraf delilleri toplanmış, dosya kapsamı itibariyle Mali Müşavir bilirkişiden alınan bilirkişi raporuna göre; Davacı yan tarafından davalı yana; 04.01.2019 tarihli Seri … no.lu “Aralık Ayı … Danışmanlığı” açıklamalı KDV Dahil 3.540,00 TL tutarlı ve 16.01.2019 tarihli Seri … no.lu “…” açıklamalı KDV Dahil 2.950,00 TL tutarlı fatura düzenlenmiş olduğu, düzenlenen faturalar davacı yan yevmiye defterinde kayıtlı olduğu, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen mübrez faturaların açık fatura (bedeli tahsil edilmemiş) şeklinde usulüne uygun olarak tanzim edildiği, ancak takibe konu faturaların davacı yan tarafından davalı yana ne şekilde teslim edildiği, fatura içeriği “Eğitimlerin” davacı yan tarafından davalı yana verildiği ile ilgili dosyada belge ve verinin bulunmadığı, davacının 2019 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına karşın Sayın Mahkemenin tayin ettiği 07.02.2020 tarihli incelemeye katılmamış ve ticari defter-belge ibraz etmediği, davacının takip tarihinden önce davalıya bir ödeme ihtarının bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davacının 207,29 TL işlemiş faiz talebinin dayanağı bulunmadığı tespit edilmiştir.
Dava 2004 sayılı Yasanın 67.maddesine dayalı itirazın iptali istemine dairdir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Fatura tek başına alacağın kanıtı değildir. Faturanın dayanağı olan temel ilişkinin ispatı gerekir. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kayıt edilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaz.
Faturalarda belirtilen malların davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki malların davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.(Y.19.H.D. 2016/19744E. 2018/5005K.)
Yemin delili 6100 sayılı HMK’nın 225 ve devamı maddelerde düzenlenmiştir. Yemin kesin delillerdendir. Yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlüdür. Şu durumda kural olarak, yemin teklifi hakkı kullandırılmadan karar verilemez.
Bu açıklamalar ışığında tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır. Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde davacı alacaklı tarafça davalı borçlu aleyhine başlatılan 2 adet faturaya dayalı alacaktan kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle dava açılmış ise de; ;davalı tarafça taraflar arasındaki ticari ilişkinin kabul edilmediğinin anlaşıldığı, mahkememizce bilirkişi incelemesi yapıldığı, davalının ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, davacının ticari defter ve kayıtlarının incelendiği, davacının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu, faturaların ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, ancak yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere faturanın davacının defterlerine kayıtlı olmasının alacağın varlığına tek başına ispata yeterli olmadığı, ispat yükünün davacıda olduğu, bu nedenle davacının … danışmanlığı hizmeti verdiğine ilişkin edimini dava değeri itibariyle HMK’nın 200 ve devamı maddeleri uyarınca yazılı deliller ile ispat etmesi gerektiği, davacının defterlerinde ve dosya içerisinde faturaya konu hizmetin verildiğine ilişkin belge bulunmadığı, davalı taraf söz konusu hizmetin verildiğine ilişkin davalı tarafın internet sitesinde görüntüler olduğunu beyan etmişse de söz konusu hizmetin davacı tarafça verildiğinin ispat edilemediği, davacının yemin deliline açıkça dayandığı. Mahkememizce 2. celse yemin hakkının hatırlatıldığı, davacının yemin deliline dayanmadığı, davacı tarafın fatura konusu hizmetin davalıya verildiği iddiasını ispata elverişli deliller vasıtasıyla kanıtlayamaması nedeniyle takibe konu faturalara konu hizmetin verildiği ispatlanamadığından söz konusu faturalardan kaynaklı olarak davacı tarafın davalıdan alacaklı olduğu sabit olmayıp alacağın varlığı hukuka ve usule uygun delillerle kanıtlanamadığından davalı borçlu tarafça icra takibine yönelik yapılan itirazın haklı olması nedeniyle davacı tarafça açılan itirazın iptali davasının reddine, davalı tarafça süresinde sunulan cevap dilekçesi ile kötüniyet tazminatı talep etmediğinden ve koşulları da oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesi 11.fıkrasında yer alan “taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmez.” düzenlemesi gereğince dosyada bulunan 24/05/2019 tarihli arabuluculuk son tutanağın incelemesinde davalı tarafın usulüne uygun davet mektubuna rağmen arabuluculuk görüşmesine katılmadığı anlaşıldığından davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacı tarafça davalı aleyhine açılan davanın reddine,
2-)Kötüniyet tazminatı koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-)Harçlar kanununca karar tarihinde alınması gereken 54,40-TL harcın peşin alınan 93,93 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 39,53 TL harcın davacıya iadesine,
4-)6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesi 11.fıkrasında yer alan düzenleme gereğince davalı taraf yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-) 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesi 11.fıkrasında yer alan düzenleme gereğince 700,00 TL bilirkişi ücreti, 81,70 TL tebligat masrafları olmak üzere toplam 781,70 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri hususunda henüz sarf kararı düzenlenmediği anlaşıldığından bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına,
7-)Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 14/07/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)