Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/764 E. 2021/309 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/764
KARAR NO : 2021/309

DAVA : Adi Ortaklık Feshi ve Tasfiyesi
DAVA TARİHİ : 07/10/2019 BİRLEŞEN DAVA
KARAR TARİHİ : 01/04/2021 TARİHİ : 16/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Adi Ortaklık Feshi ve Tasfiyesi ve Yöneticinin Azli davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA TALEP: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 07/10/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Şti. ile davalı … Ltd. Şti. arasında … 6. Noterliği … tarih … yevmiye no.lu 9 maddeden ibaret Adi Ortaklık Sözleşmesi yapıldığını, Adi Ortaklığın amacı, … Kooperatifi ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca … İli … İlçesi … Mah. …pafta 7229 ada 59 parseldeki inşaatın yapılması olarak belirlendiğini, Müvekkili …, … 6. Noterliği … tarih … sayılı sözleşmesi ile adi ortaklıktaki hisselerini diğer davacı …’a devrettiğini, bu hususta davalı … İnşaat’ın da muvafakati alındığını, adi ortaklığın kurulma amacına uygun olarak … 1. Noterliği … tarihli … yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve … 1. Noterliği … tarihli … yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat ek sözleşmesi uyarınca inşaatın tamamlandığını, ancak adi ortaklık sözleşmesinde verilen temsil yetkisi uyarınca yönetici ortak olan davalı bu yetkileri kötüye kullanarak ortaklığı zarara uğrattığını, Adi Ortaklık Sözleşmesi’nin 5. maddesinde adi ortaklığı üçüncü kişilere temsil yetkisi …’a verildiğini, aynı maddede bankacılık işlemlerini yapma, çek keşide etme, resmi kurumlar nezdindeki işlemleri yapma, tapu müdürlüğü nezdindeki işlemleri yapma gibi çok önemli ve mali sonuçlar doğuran yetkiler davalı tarafa verildiğini, yine sözleşmenin 6. maddesinde her ayın ilk haftası içinde önceki aya ilişkin şirket faaliyetlerinin mali ayrıntısının çıkartılacağının belirlendiğini, ancak davalının, uhdesinde bulundurduğu ortaklık muhasebesini müvekkillerinin incelemesine ve denetlenmesine imkan vermediğini, müvekkillerinin mali değerlendirme yapılmasına ilişkin tüm talepleri davalı tarafça geçiştirildiğini ve reddedildiğini, bu doğrultuda davalıya … 13. Noterliği’nin …. tarih … yevmiye no.lu ihtarnamesi gönderildiğini, İşbu ihtarname ile bundan sonra tek başına hiçbir işlem yapmaması, ortaklığa ilişkin tüm mali dökümlerin müvekkiline iletilmesi ve tek başına yapmış olduğu işlemlerin hesabını vermesi, aksi halde ortaklığın feshedileceği hususları ihtar edildiğini, müvekkili tarafından davalının muhasebe kayıtlarında yapmış olduğu inşaat maaliyetlerini gerçekten fazla gösterdiğini, adi ortaklık adına tescil edilen taşınmazları yakınlarına düşük bedelle devrettiğini, müvekkilinin bilgisi dışında temsil yetkisini kötüye kullanarak taşınmaz satışı vb. işlemler yaptığı tespit edildiğini, müvekkili, mali kayıtları inceleyemediğinden ortaklığın ne derece zarara uğratıldığını kesin biçimde belirleyemediğini, davalı tarafın tapuda yaptığı işlemler, banka kayıtları, ortaklık defterleri ve ortaklığın mali kayıtları bilirkişilerce incelendiği takdirde bu hususun ispat edileceğini, Sözleşmenin 4. maddesinde: “Müşterek alınmış geçerli bir karar olmaksızın şirket adına bir işlem yapan ortak bundan doğan zarardan şahsen sorumlu olacaktır.” denildiğini, davalının müvekkillerinin bilgisi ve onayı dışında yapmış olduğu tüm işlemler nedeniyle her türlü zarardan kaynaklanan tazminat haklarını saklı tutulduğunu, yine davalının tek başına yaptığı muvazaalı taşınmaz devirleri için tapu iptali tescil davaları açma hakkını saklı tuttuklarını, taraflarınca … Tapu Müdürlüğünde yapılan inceleme neticesinde halen … Adi Ortaklığı adına kayıtlı 47 adet taşınmaz bulunduğu tespit edildiğini, bu taşınmazların davalı tarafından ortaklık zararına muvazaalı bir şekilde 3. kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, daha önce ortaklık adına kayıtlı olup 3. kişilere devredilen 198 adet taşınmazla ilgili tapu iptali tescil davası açma haklarını saklı tuttuklarını, aksi halde, davalı tarafça temsil yetkisinin kötüye kullanılması suretiyle ortaklığın malvarlığının hileli işlemlerle azaltılması, ortaklığın telafisi güç zararlara uğraması söz konusu olacağını, bu nedenle ortaklık adına kayıtlı bulunan taşınmazlarla takdiren teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiklerini beyanla müvekkilleri ile davalı arasında 26.03.2013 tarihli adi ortaklık sözleşmesi ile kurulan … İnşaat Adi Ortaklığı’nın feshine ve tasfiyesine, müvekkillerinin katılım payının ve adi ortaklığın mal varlığından müvekkillerin %50 hissesine düşen kar payının müvekkillere ödenmesine, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak ve ileride arttırılmak üzere şimdilik her bir müvekkil için ayrı ayrı 10.000’er TL katılım payı ve 10.000’er TL kar payı olmak üzere 40.000 TL’nin işleyecek faiziyle davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA TALEP: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 16/10/2019 tarihli birleşen dava dilekçesinde özetle; müvekkil … Şti. ile davalı … Ltd. Şti. arasında … 6. Noterliği … tarih … yevmiye no.lu 9 maddeden ibaret adi ortaklık sözleşmesi yapıldığını, adi ortaklığın amacı, … Kooperatifi ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca … İli … İlçesi … Mah. … pafta 7229 ada 59 parseldeki inşaatın yapılması olarak belirlendiğini, adi ortaklığın kurulma amacına uygun olarak … 1. Noterliği … tarihli … yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve … 1. Noterliği… tarihli … yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat ek sözleşmesi uyarınca inşaat tamamlandığını, adi ortaklık sözleşmesi’nin 5. maddesinde adi ortaklığı temsil yetkisinin davalı …’a verildiğini, aynı maddede resmi kurumlar nezdindeki işlemleri yapma, banka hesapları açma, kapama, çek hesabı açma ve çek keşide etme, tapu müdürlüğü nezdindeki işlemleri yapma gibi çok önemli ve mali sonuçlar doğuran yetkiler davalı tarafa verildiğini, davalı tarafın bu temsil yetkisini kötüye kullandığını ve hileli işlemler tesis ederek ortaklığı zarara uğrattığını, taraflarınca … Tapu Müdürlüğü’nde yapılan incelemede kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği ortaklığa devredilen taşınmazlardan 198 tanesinin davalı tarafından temsil yetkisi kötüye kullanılarak 3. kişilere satılmış olduğunu tespit ettiklerini, davalının bu taşınmazları muvazaalı olarak akrabalarına, tanıdıklarına düşük bedelle sattığı müvekkil tarafından öğrenildiğini, davalının kendi çıkarına tesis ettiği bu muvazaalı ve kötüniyetli işlemlerle ortaklığı ciddi şekilde zarara uğrattığını, tüm bu durumların sona ermesi için öncelikle davalının yönetim yetkisinin ivedilikle sınırlandırılmasını ve akabinde kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği 14/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı … İnş. Ltd. Şti. Arasında … 6. Noterliğinin … tarihli … yev. Sayılı işlemi ile Adi Ortaklık Sözleşmesi imzalandığını, Adi ortaklığın amacının, … Koop. ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca … ili, … İlçesi, … Mah. 7229 Ada, 59 parseldeki inşaatın yapılması olarak belirtildiğini, … 1. Noterliği …tarihli … yev. Sayılı Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi ve … 1. Noterliği … tarihli … yevmiye sayılı Kat Karşılığı İnşaat Ek Sözleşmesi uyarınca inşaat yapılmaya başlandığını, ne var ki davacıların iddialarının aksine henüz inşaat tam olarak tamamlanamadığını, İnşaat Adi Ortaklığı İşletmesi, imar affına başvurduğunu ve bu af kapsamında yapılması gereken yola terk ve akabinde tapuların kat mülkiyetine çevrilmesi işlemleri bulunmadığını, bu işlemlerden projede bulunan 600’ü aşkın daire maliki etkilendiğini, Adi Ortaklığın inşaatını yapmış olduğu gayrimenkuller ile ilgili olarak Belediye’de birçok işlem yapıldığını, keza, Adi Ortaklık adına sözleşmeler imzalandığını, bu sözleşmelerin yerine getirilmesi yükümlülüğü bulunmadığını, Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmeleri ile halihazırda İnşaat Adi Ortaklığı İşletmesi adına kayıtlı olan dava dilekçesinde bahsedilen 47 gayrimenkul satıldığını, imar barışı işlemleri bitmediği için tapuları devredilemediğini, henüz Adi Ortaklık İşletmesi amacını tam olarak gerçekleştiremediğini, imar barışı kapsamında işlemler bitmediği için projeye uygun teslimi ve tapu devirlerini geçekleştiremediğini, dolayısıyla Adi Ortaklık İşletmesinin feshi ve tasfiyesinin yapılması henüz mümkün değil olmadığını, Huzurdaki davada feshi ve tasfiyesi istenen, zarar sebebiyle alacak talebinde bulunulan adi ortaklığın yapmış olduğu projenin mali değeri, imalat bedeli olarak yaklaşık olarak 70.000.000 TL’lik bir iş olduğunu, Halihazırda adi ortaklık ticari işletmesinin adına kayıtlı olan dairelerin tümü satılmış ve tapu devri yapılması gerektiğini, davacılar tarafından müvekkiline karşı, … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile tapu iptal ve tescil davası açıldığını, Mahkeme tarafından 10.000 TL teminat karşılığında 47 adet gayrimenkulün 1/2 hissesinin satış ve devrinin önlenmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davacı tarafın, dava değerini 100.000 TL olarak gösterdiğini ve 10.000 TL teminat karşılığında bu tedbiri aldığını, bu mülklerin her birinin en az satış fiyatı olarak bugün itibarıyla yaklaşık 300.000 TL ile 1.000.000 TL arasında değişmekte olup, en düşük değer bile göz önüne alınsa bu dava en az 23.500.000 TL bedelli bir dava olduğunu, müvekkil tarafından gerek ihtiyati tedbirin koşullarına gerekse miktarına itiraz edilmiş olup mahkeme tarafından itirazlarının duruşmalı olarak değerlendirilmesine karar verildiğini, bu hususunun belirtilmesinin nedeninin taraflar arasındaki uyuşmazlığın boyutunu anlatabilmek ve aslında davacının amacının müvekkilini zor durumda bırakarak isteklerini kabul ettirme çabası olduğunu gözler önüne serebilmek olduğunu, Adi Ortaklık İşletmesinin ortağı … şirketi, beyan ettikleri gibi Adi Ortaklıktaki hisselerini diğer davacı …’a … 6. Noterliğini … tarihinde devrederek ortaklıktan çıktığını, devir evrakının mübrez olduğunu, dolayısıyla, … şirketinin, “Adi Ortaklık İşletmesi”nin tasfiyesini talep etmesi ya da müvekkilinin temsil yetkisinin kısıtlanmasının talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacı … şirketinin bu yöndeki taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, taraflar arasındaki uyuşmazlığın boyutu göz önünde bulundurulduğunda Adi Ortaklık İşletmesinin temsil yetkisinin kısıtlanması ya da değiştirilmesinin şirketi büyük zarara uğratacağı, imzalanmış olan sözleşmelerin ve imar barışı kapsamındaki işlemler ile İmar K.’nun 18. Maddesi uyarınca yola terk işlemlerinin yapılmasını neredeyse imkansız hale getireceği açık olduğunu, kaldı ki, delilleri toplandığında ve bilirkişi incelemesi yapıldığında davacının iddialarının hiçbirinin doğru olmadığının görüleceğini, TBK 629. Madde uyarınca ortaklık yetkilerinin sınırlanması ya da kaldırılabilmesinin ancak haklı bir sebep varsa mümkün olduğunu, davacının, talebinin dayanağı olan haklı sebebini ispat etmesi gerektiğini, huzurdaki davanın basit bir adi şirket olarak değerlendirilmemesi gerektiğini, zira bu adi ortaklık, … Ticaret Sicil Memurluğu tarafından, Adi Ortaklık İşletmesi olarak tescil edildiğini, yaptığı tüm ticari işler sebebiyle, karşı muhatapları ve sorumlulukları olduğunu, bu sebeple verilmiş olan kararın, ticari işlerin maffına sebep olacak nitelikte olduğunu, davacıların tüm ticari işletme faaliyetleri sırasında hazır olmuşlar ve haklarından daha fazla para aldıklarını, bu dosyaya sunulacak cari hesap kayıtları ve ticari defterlerle sabit olduğunu, 660 konut yapan ve bunu kat karşılığı inşaat sisteminde yapan iki şirketten birisinin, benim hiçbir şeyden haberim yoktu demesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının iddialarının aksine, satılan veya satışı vaad edilen gayrimenkullerin tamamından bilgisi olduğunu, davacı … şirketinin de satış ve devir yaptığı bir çok gayrimenkul bulunduğunu, müvekkili şirketin temsil yetkisini kötüye kullanması, hileli işlemlerle ortaklığı zarara uğratması, gayrimenkulleri akraba ve tanıdıklarına satması söz konusu olmadığını, davacının mali hesapları inceleyemediğini, ihtarlarına cevap verilmediğini iddia ettiklerini, bilirkişi incelemesinin yapılması ve yargılama safahatında bu husus ispat edileceğini, davacı tarafından hem müvekkil şirketin temsil yetkisinin kısıtlanması hem de hem de gayrimenkullerin satış ve devrinin önlenmesi için tedbir konulması talep edildiğini, gayrimenkullere ilişkin tedbir tapu iptal ve tescil davasında Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilmiş ve taraflarınca itiraz edildiğini, temsil yetkisinin kısıtlanması ise belirtildiği gibi adi ortaklık ticari işletmesinin çok büyük ticari ve maddi kayba uğramasına sebep olacağını, huzurdaki davaya sunulan ihtiyati tedbir kararına itiraza ilişkin dilekçesindeki beyanları tekrar ettiklerini, Kaldı ki, adi ortaklık işletmesinin bugüne kadar ki finansmanı müvekkil şirket tarafından sağlandığını, davacı … tarafından hiçbir fianansman sağlanmadığı gibi, davacı … de müvekkiline borçlu durumda olduğunu, bilançoların incelenmesi ve bilirkişi incelemesi yaptırılması ile müvekkilinin alacaklı olduğunun ortaya çıkacağını, bu sebeple resmi tasfiye işlemleri neticesinde müvekkili şirket lehine tahakkuk edecek tüm alacağa ilişkin talep ve dava haklarımızı saklı tuttuklarını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: … 6. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye sayılı adi ortaklık sözleşmesi, … 6. Noterliği’nin …tarih ve … yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesi, … 6. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye sayılı hisse devri muvafakatnamesi … 13 Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi, Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları, … Tapu Müdürlüğü kayıtları, … Belediyesi imar kayıtları, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile İmar ve Şehircilik Müdürlüğü kayıtları, Banka kayıtları, … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
… 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacılar … ve … İnşaat Ltd. Şti tarafından davalı …Tic. Ltd. Şti. aleyhine taraflar arasındaki adi ortaklık adına kayıtlı taşınmazların tapusunun 1/2 sinin iptali ile davacılar adına tesciline ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Mali Müşavir Bilirkişi …, Borçlar Hukukçusu … ile Ticaret Hukukçusu … tarafından sunulan 25/01/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; hissesini devretmiş olan Davacı …’nin ortaklığın tasfiyesini talep edemeyeceği (böyle bir hakkı bulunmadığı) gibi, katılım payı ve kar payı alacaklarının da ödenmesini talep edemeyeceği; diğer davacı/…’ın bu hususları talep edebileceği; bu nedenle davacı/… Şirketi’nin bu davada taraf sıfatının bulunmadığı, somut olayda adi ortaklığın feshini gerektirecek bir haklı sebebin varlığının anlaşılmadığı; davacının fesih gerekçelerini ispat edemediği, bu nedenle ortaklığın feshinin gerekli olmadığı tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; asıl dava, davacılar tarafından davalı şirket aleyhine aleyhine açılan adi ortaklığın feshi, tasfiyesi ile katılım ve kar payı talebine, birleşen dava adi ortaklığı yönetim yetkisini elinde bulunduran ortağın yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
Davacı taraf asıl davada adi ortaklığın hissedarı ve yöneticisi olan davalının muhasebe kayıtlarında yapmış olduğu inşaat maaliyetlerini gerçekten fazla gösterdiğini, adi ortaklık adına tescil edilen taşınmazları yakınlarına düşük bedelle devrettiğini, ortaklık muhasebesini müvekkillerinin incelemesine ve denetlenmesine imkan vermediğini bu şekilde kötü yönetim nedeniyle zarara uğrattığından adi ortaklığın feshini talep etmiş, birleşen davada ise aynı gerekçelere dayanarak kötü yönetim sebebiyle davalının adi ortaklığı yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf adi ortaklığın mali hesaplarının hiçbir zaman davacıdan gizlenmediğini, hesapların gerek davacı şirketin yetkilisine gerekse muhasebesine gönderildiğine dair e-postalar mevcut olduğunu kaldı ki davacı yetkilisinin de her zaman hesapları inceleyebildiğini, inşaat maliyetinin fazla gösterildiği iddiasının da doğru olmadığını, müvekkilinin hesaplarının her zaman açık olduğunu, davacı Adi Ortaklık Sözleşmesinin 4. maddesine atıf yaparak, müşterek alınmış karar olmadan işlem yapılması halinde işlem yapan ortağın bundan sorumlu olacağını belirtildiğini, ne var ki, müvekkili tarafından yapılmış olan bütün işlemlerden davacının bilgisi ve onayı bulunduğunu, adi ortaklık işletmesinin bugüne kadar ki finansmanının müvekkil şirket tarafından sağlandığını, davacı … tarafından hiçbir fianansman sağlanmadığı gibi, davacı … şirketinin de müvekkiline borçlu durumda olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce davacı tarafın asıl davaya ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine, birleşen davaya yönelik tedbir talebinin kabulüne karar verilmiş ancak teminatın süresinde yatırılmadığından tedbirin kendiliğinden kalktığı, davacı tarafça tekrar tedbir talebinde bulunulduğ ve mahkememizce tedbir talebinin reddi kararının davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Hukuk Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 13/02/2020 tarih, 2020/21 Esas, 2020/180 Sayılı kararıyla ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; Adi ortaklık sözleşmesinin 5. maddesindeki temsil yetkisi başlığındaki işlere ilişkin olarak … İnşaat Adi Ortaklığı’nın temsilinin dava sonuna kadar davacı … ve davalı … Ltd. Şti. tarafından birlikte kullanılmasına, davalı adi ortak … Şirketinin Adi Ortaklık Sözleşmesi 5. maddedeki yetkilerinin bu şekilde sınırlandırılmasına, teminat olarak takdiren 50.000,00 TL nakit veya kesin-süresiz banka teminat mektubu alınmasına, teminatın ilk derece mahkemesine ibraz edilmesine veya yatırılmasına karar verildiği ve kararın taraflara tebliğ edildiği ve dava tarafça teminatın yatırıldığı anlaşılmıştır.
… Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarının incelenmesinde; feshi ve tasfiyesi istenilen adi ortaklığın şirketin … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı … Adi Ortaklığı İşletmesi unvanlı şirket olduğu ve ticaret merkezinin … / … olduğu, adi ortaklığın inşaat yapım işi amacıyla kurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce dava konusu adi ortaklığın ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir Bilirkişi …, Borçlar Hukukçusu … ile Ticaret Hukukçusu … tarafından sunulan 25/01/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; hissesini devretmiş olan Davacı …’nin ortaklığın tasfiyesini talep edemeyeceği (böyle bir hakkı bulunmadığı) gibi, katılım payı ve kar payı alacaklarının da ödenmesini talep edemeyeceği; diğer davacı/…’ın bu hususları talep edebileceği; bu nedenle davacı/… Şirketi’nin bu davada taraf sıfatının bulunmadığı, somut olayda adi ortaklığın feshini gerektirecek bir haklı sebebin varlığının anlaşılmadığı; davacının fesih gerekçelerini ispat edemediği, bu nedenle ortaklığın feshinin gerekli olmadığı tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf asıl ve birleşen davada tarafların ortaklığında kurulan adi ortaklığın feshi ve davalı şirketin adi ortaklığı yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılması koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkindir.
Dava konusu ihtilaf adi ortaklığı ilişkin olup adi ortaklığa ilişkin yasal düzenleme Türk Borçlar Kanununda yapılmış olup, davacı şirket adi ortaklıktaki hissesini gerçek kişi olan diğer davacı şahsa devretmiş ise de davacı gerçek kişinin ticari şirket olan diğer davacının haklarına halef olarak davacı sıfatına sahip olması nedeniyle adi ortaklığın ve davanın her iki tarafının ticari şirketlerden oluşması nedeniyle nispi ticari dava niteliğindeki bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olduğundan yargılamaya devam olunmuştur.
Taraflar arasındaki ihtilafa ilişkin yasal düzenlemelerin yer aldığı 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Ortaklığın sona ermesi başlığı altında adi ortaklığın sona erme sebepleri olarak belirlenen TBK madde 639’a göre; adi ortaklığın aşağıdaki durumlarda sona ereceği belirtilmiştir.
“1. Ortaklık sözleşmesinde öngörülen amacın gerçekleşmesi veya gerçekleşmesinin imkânsız duruma gelmesiyle.
2. Sözleşmede ortaklığın mirasçılarla sürdürülmesi konusunda bir hüküm yoksa, ortaklardan birinin ölmesiyle.
3. Sözleşmede ortaklığın devam edeceğine ilişkin bir hüküm yoksa, bir ortağın kısıtlanması, iflası veya tasfiyedeki payının cebrî icra yoluyla paraya çevrilmesiyle.
4. Bütün ortakların oybirliğiyle karar vermesiyle.
5. Ortaklık için kararlaştırılmış olan sürenin bitmesiyle.
6. Ortaklık sözleşmesinde feshi bildirme hakkı saklı tutulmuş veya ortaklık belirsiz bir süre için ya da ortaklardan birinin ömrü boyunca kurulmuşsa, bir ortağın fesih bildiriminde bulunmasıyla.
7. Haklı sebeplerin bulunması hâlinde, her zaman başkaca koşul aranmaksızın, fesih istemi üzerine mahkeme kararıyla.”
Adi ortaklıkta kazanç ve zararın paylaşımına ilişkin TBK madde 643’e göre;
“Ortaklığın borçları ödendikten ve ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve koymuş olduğu katılım payı geri verildikten sonra bir şey artarsa, bu kazanç, ortaklar arasında paylaşılır.
Ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse, zarar ortaklar arasında paylaşılır.”
şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Dava konusu somut olayda feshi istenen adi ortaklığın taraf şirketlerce … 6. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye sayılı adi ortaklık sözleşmesi ile inşaat yapım işi amacıyla kurulduğu, davacı … İnş. Ltd. Şti. tarafından dava konusu adi ortaklıktaki hisselerin … 6. Noterliği’nin …tarih ve … yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesi ve davalı tarafça … 6. Noterliği’nin…tarih ve … yevmiye sayılı hisse devrine muvafakatname kapsamında diğer davacı şahıs …’a devredildiği sabit olup, davacı … Ltd. Şti.’nin dava konusu adi ortaklıkta dava tarihi itibariyle hissesi bulunmadığından aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle davalı adi ortaklığın feshi ve davalının adi ortaklıktaki yönetim/temsil yetkisinin kaldırılmasına yönelik davacı … Ltd. Şti.’nin açılan asıl ve birleşen davanın dava şartı yokluğundan ayrı ayrı usulden reddine karar verilmiştir.
Dava konusu adi ortaklığa davacı … Ltd. Şti.’nin hisselerini devralmak suretiyle ortak olan davacı … tarafından dava konusu adi ortaklığın yöneticisi olan davalı şirketin ortaklığın mali kayıtlarını incelemesine izin vermediği, mali durumuna ilişkin bilgilendirmediği, inşaat maaliyetlerini gerçekten fazla gösterdiği, adi ortaklık adına tescil edilen taşınmazları yakınlarına düşük bedelle devrettiği, bu şekilde kendisinin ve adi ortaklığın zararına sebebiyet verdiği gerekçesiyle adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi ile davalının adi ortaklıktaki yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılmasına yönelik dava açılmış ise de, dava konusu adi ortaklığın ticari defter ve kayıtları üzerinde uzman bilirkişiler vasıtasıyla yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunan bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere, adi ortaklığın yönetim yetkisini adi ortaklık sözleşmesinin 5. maddesi uyarınca elinde bulunduran davalı şirket tarafından adi ortaklığın ticari defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulduğu, adi ortaklığın davalı şirket tarafından finanse edildiği ve halen davalı şirketin adi ortaklıktan alacaklı olduğu, davacı tarafın adi ortaklığa finansal katkı sağlamadığı gibi adi ortaklığa borçlu olduğu, davacı tarafça adi ortaklık adına çekilen kredilerin davalı şirketin hesabına yönelik iddiada bulunulmuş ise de adi ortaklığın ayrı bir tüzel kişiliği bulunmaması ve yönetim yetkisinin davacı ortağın kabulü ve açık rızası ile sözleşme kapsamında davalı ortak şirkete verilmesi nedeniyle kredinin davalı şirket hesabına aktarılmasının olağan bir durum olduğu ve adi ortaklık adına çekilen kredilerin adi ortaklığın amacına aykırı kullanıldığına yönelik bir tespitin de bulunmadığı, davacı tarafça davalı yönetici şirketin adi ortaklığı mali olarak zarara uğrattığına yönelik iddialarını ispata yarar somut delillerle ortaya koymadığı, yukarıda yer alan TBK’nın 639. maddesinde yer alan adi ortaklıklığın sona erme nedenlerinden herhangi birinin de somut olayda gerçekleşmediği, davalı yönetici şirketin adi ortaklığı kötü yönettiği kendi menfaatine hareket ederek adi ortaklık zararına sebep olduğuna yönelik iddiaların davacı tarafça ispatlanamaması nedeniyle davacı tarafça adi ortaklığın feshi ve davalı şirketin adi ortaklığı yönetim yetkisinin kaldırılmasına yönelik davaların reddine, davacı …’ın adi ortaklığın feshi yanında talep ettiği katılım ve kar payı alacağının TBK 643. maddesi gereğince ortaklığın borçları ödendikten sonra talep edilmesi mümkün olduğundan adi ortaklığın amacı ve faaliyet konusu henüz tamamlanmamış olması nedeniyle ortaklığın zarar ve kar durumunun bu aşamada belirsiz olması ve davacı …’ın hali hazırda borçlu olduğunun tespiti karşısında katılım ve kar payını bu aşamada talep edebilmesi mümkün olmadığından adi ortaklığın feshi ile katılım ve kar payı talebine yönelik davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı … Ltd. Şti.’nin HMK 114/1-d maddesindeki taraf ehliyetine sahip olma dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi uyarınca bu davacı tarafından açılan ASIL ve BİRLEŞEN DAVANIN AYRI AYRI USULDEN REDDİNE,
2- Davacı … tarafından davalı aleyhine açılan ASIL ve BİRLEŞEN DAVANIN AYRI AYRI REDDİNE,
3- Davacı tarafça asıl dava açılırken yatırılan peşin harçtan alınması gereken 59,30-TL karar harcının mahsubu ile fazla yatırılan 623,80-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
4- Davacı tarafça birleşen dava açılırken yatırılan peşin harcın alınması gereken 59,30-TL karar harcından mahsubu ile bakiye 14,90-TL karar harcının davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
5- Davacılar tarafından yargılama sırasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
6- Davalı tarafça yargılama sırasında yapılan 4 adet tebligat-posta masrafı 33,60-TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7- Davalı taraf asıl davaya ilişkin yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nisbi 6.000,00-TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı tarafa verilmesine,
8- Davalı taraf birleşen davaya ilişkin yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen maktu 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı tarafa verilmesine,
9- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/04/2021

Başkan …
e-imza *
Üye …
e-imza *
Üye …
e-imza *
Katip …
e-imza *

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.