Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/757 E. 2020/546 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/757 Esas
KARAR NO : 2020/546

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/10/2019
KARAR TARİHİ : 03/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle;
Müvekkil firma ile…A.Ş. arasında 25.06.2009 tarihinde Lisans ve Bakım Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamda 28.09.2018 tarihinde TBB Risk Merkezi Genelgesi Değişikliği, Risk Raporu Münferit Sorgu İlave Bilgi Başlıkları Altyapı Değişikliği, 31.10.2018 tarihinde… & …Excelleri, 05.07.2018 tarihinde YPK Testi geliştirmeleri yapıldığını, geliştirmelerin yapılmasını takiben faturaları gönderildiğini, geliştirme hizmetlerinin tamamlanmasından itibaren 12 ay geçmemiş olmasına rağmen müvekkil firma çalışanlarından üstelik davalı firma ile olan geliştirmelerde görevli olan …’ın 27.05.2019 tarihinde müvekkil firmadan ayrılması üzerine davalı firma iştiraklerinden …Tic. A.Ş. firmasında işe başladığı duyumu alındığını, sözleşmenin ihlal edilen 5.4. maddesi uyarınca davalı firma iştirakinde işe başlayan …’ın son aldığı 14.553,34-TL aylık brüt ücret üzerinden 1 yıllık brüt ücret tutarı olan 174.640,08-TL’sının talep edilmesi zorunluluğu doğduğunu beyan ederek 174.640,08-TL’sının dava tarihinden işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı firmadan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle;
Taraflar arasında 25.06.2009 tarihinde imzalanan sözleşmeye göre müvekkil şirketin davacı şirketten… adlı yazılım ürününü satın almış olup, verilen hizmete geliştirme, bakım ve destek hizmetleri de dahil edildiğini, cezai şart niteliğinde olan sözleşmenin 5.4. maddesinin uygulanma süresi geliştirme hizmeti tamamlanmasından 12 ay sonra bittiğini, davacı şirketin davaya konu çalışanının 23.05.2019 tarihinde işten ayrıldığını belirttiğini, ancak davacı şirketten yazılım ürününün satın alınma tarihi 2009 olup, sözleşmeye göre geliştirme hizmetinin tamamlanması yıllar önce gerçekleştiğini, bu bağlamda ilk olarak dayanak gösterilen sözleşme hükmü gereğince çalışanın işten çıkmasından önceki 12 ay içinde olmak üzere daha da öncesinde herhangi bir geliştirme hizmeti alınmamış olup, cezai şart hükmünün bu açıdan uygulanması mümkün olmadığını, “28.09.2018 tarihli TBB risk merkezi genelgesi değişiklik: risk raporu münferit sorgu ilave bilgi başlıkları altyapı değişikliği hizmeti ile 05.07.2018 tarihli YPK testi hizmeti” davacı şirket tarafından hizmet verdikleri şirketler için zaman zaman getirilen kanuni zorunluluklar çerçevesinde hazırlanan ve kendi bünyelerinde oluşturulmuş olan eklenti paketleri olup, bu paketler taraflar arasında yapılmış sözleşmeden bağımsız olarak müvekkiline teklif edildiğini ve ayrı bir ücret karşılığı satın alındığını, bu eklenti paketleri müvekkiline davacı tarafça önceden meydana getirilmiş bir ürün olarak ayrıca satılmış olup, davacı şirket tarafından müvekkil şirkete münhasıran verilmiş bir hizmet ya da mevcut yazılım üzerinde çalışılmış bir hizmet olmadığını, “31.10.2018 tarihli convertion envanteri ve deta tablo exelleri hizmeti” ise davacıdan satın alınmış ve geliştirme hizmet çoktan tamamlanmış olan yazılımda yer alan verilerin müvekkil şirket tarafından kullanılacak olan yeni sisteme aktarılması işleminin davacı şirketçe yapılması için müvekkiline verilecek fiyat teklifinin ön çalışmasına ait olduğunu, bu hizmette de mevcut yazılım üzerinde herhangi bir çalışma geliştirme yapılmamış olup, fiyat teklifi verilebilmesi için yapılan ön çalışma işleminden ibaret olduğunu, davacı tarafça bildirilen tüm bu hizmetlerin kendileri tarafından hazırlanmış paket halinde ek uygulamalar ya da eklentilerin diğer tüm müşterileri ile birlikte müvekkiline de teklif edilerek satılması ya da talep edilen bir iş için teklif verilmek üzere yapılan ön hazırlık hizmetleri olduğunu, bu bağlamda 2019 mayıs ayından geriye 12 aylık süreçte herhangi bir geliştirme hizmeti alınmadığı gibi davacı tarafça sunulan ve bildirilen bu işler geliştirme hizmetlerine ait işler olmadığını, huzurdaki davaya dayanak rekabet yasağı içeren cezai şart maddesinin Türk Borçlar Kanunu Rekabet Yasağı maddeleri ile çeliştiğini, üzerinden 10 yıl geçmiş bir sözleşmeye dayanarak işçinin ya da sözleşme tarafının bu derece kısıtlamaya uğramasının iyiniyet ve hakkaniyet ilkeleri ile çelişmediğini, dava konu işçi dava dışı … şirketinde davacı şirkettekinden farklı bir pozisyonda çalıştığını, davacı şirkette yapmış olduğu işi yapmadığını, bu hususun ise tek başına huzurdaki davada talep edilen cezai şartın geçerliliğini çürüttüğünü, dava dışı … A. Ş.nin müvekkil şirketten tamamen farklı ayrı tüzel kişiliğe haiz bir şirket olduğunu, müvekkil şirketin ilgili şirketin kararlarına bir etkisi bulunmadığını, müvekkil şirketin davaya konu işçinin dava dışı… şirketinde çalışması hususunda arabuluculuk sürecine değin hiçbir bilgiye sahip olmadığı gibi, herhangi bir şekilde … şirketinde çalışmasını sağlamış ya da aracılık etmiş de olmadığını, yine müvekkilinin sembolik bir hissesi bulunduğu ve tamamen farklı bir yönetime ve karar merciine sahip dava dışı şirketin eleman alımlarını sürekli ya da geçici olarak takip etmesi ya da hiçbir söz hakkı olmayan bir şirketin işleyişine müdahale etmesi hayatın olağan akışına aykırı olup, böyle bir hususun müvekkilden beklenilmesinin de hakkaniyete aykırı olduğunu beyan ederek davanın dava dışı …Geliştirme Danışmanlık Destek San Ve Tic A.Ş’ne ihbarını ve davanın reddini talep etmiştir.
CEVABA CEVAP:Davacı vekili, cevaba cevap dilekçesinde özetle;
Davalı talebi ile taraflar arasında imzalanan 02.05.2014 tarihli protokolle Infact sistemine ait kodlarını müvekkilin diğer 13 müşterisinin kullandığı kod bloğundan ayırmayı ve tamamen kendine özel kodlar üzerinde geliştirim yapmayı tercih ettiğini, dolayısı ile bu tarihten sonra yapılan tüm geliştirimlerin davalı firmaya özel yapıldığını, Infact üzerinde yapılan ortak yazılım geliştirim kod bloklarının direk Finans Faktoring sistemine geçilecek davalının cevap dilekçesinde belirttiği gibi hazır bir eklenti paketi olmadığını, bu noktada davalı firma kodunun ayrı olduğunu bilmesine ve ortak geliştirimlerin kendi koduna eklenti olamayacağını, geliştirim olarak eklenebileceğini bilmesine rağmen cevabında davayı yanıltacak bir ifade kullandığını, ayrıca projelerin kurumun kodunda yapılan değişiklik ve fonksiyon eklenmesi tanımlarına uygun olarak ne gibi güncellemeler yapıldığı, kurumun kodunun mevcut factoring yazılımı kodundan ayrı olduğu ekran görüntüleri ile belgelendiğini, cevap dilekçesinde belirtilen 31.10.2018 tarihli “…envanteri ve detay tablo exelleri” hizmetinin bir ön çalışma olduğu belirtildiğini, kuruma yapılan ön çalışma sonrası fiyat teklifi iletildiğini, bu ön çalışmada BIS Çözüm’ün ürünle ilgili tablo ve ilişkileri konusunda bilgi birikimi kullanılarak çalışma yaptırıldığını, maliyeti onaylandığını, sonrasında müvekkil firma yazılımcısı işe alınarak kendisine proje yaptırıldığını, davalı firma ile sözleşme gereği aylık kesilen sabit faturalar ile davalı firmanın kendine özgü talep ettiği tüm geliştirmeler ilgili hizmet bedeli karşılığında yapıldığını, kuruma kesilen kendine özgü geliştirmeleri içeren fatura detayları da dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, bakım ve geliştirme hizmetleri iki farklı fatura ve iki farklı işlem olduğunu, sistemin sağlıklı çalışması için verilen bakım hizmeti ile sistemi geliştirmek için yapılan geliştirmeler tamamen birbirinden farklı olup, faturalar senelerce bu hizmetlerin karşılığı olarak kesildiğini, müvekkil firma proje çalışanının davalı firma tarafından en basit tabiri ile “transfer edilerek” müvekkil tarafından geliştirilen yazılıma ait bilgi birikimi ve know-how’ın kullanılarak geliştirme işleminin yeni transfer edilen elemana yaptırıldığını, “conversion” bir ön çalışma olarak müvekkil tarafından yapıldığını, …’ın “transferi” sonrasında davalı firma tarafından tamamlandığını, hatta yazılıma ait kaynak kodu yedeklemesi 06.05.2019 tarihinde … tarafından yapıldığını beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İKİNCİ CEVAP:Davalı vekili, ikinci cevap dilekçesinde özetle;
Davacı şirketin amacının firmalara satabileceği yazılımları geliştirmek olup kuruluş amacı doğrultusunda yazılım geliştirerek müşterisi olan tüm faktoring firmalarına, bu firmalar ile aralarındaki sözleşmelerden bağımsız olarak belirli bir ücret karşılığında sattığını, nitekim müvekkil şirkete özel olarak geliştirildiği iddia edilen fonksiyonların da bu amaç doğrultusunda geliştirilen uygulamalar olduğunu, 31.10.2018 tarihli ”… envanteri ve detay tablo exelleri”nin davacıdan satın alınmış ve geliştirme hizmeti çoktan tamamlanmış olan yazılımda yer alan verilerin müvekkil şirket tarafından kullanılacak olan yeni sisteme aktarılması işleminin davacı şirketçe yapılması için müvekkile verilecek fiyat teklifine dair ön çalışmadan ibaret olduğunu, müvekkil şirketin davacının conversion teklifindeki fahiş fiyatı kabul etmediğinden işlemi kendi iç kaynakları ile tamamladığını, kendi kaynakları ile geliştirdiği yazılımı 01/01/2019 tarihi itibariyle kullanıma açmış olup bu durumda bahsi geçen yazılımcının conversion sürecinde faaliyette olması imkansız olduğunu, 05.07.2018 tarihli YPK testi hizmetinin hizmet verdikleri şirketler için zaman zaman getirilen kanuni zorunluluklar doğrultusunda hazırlanan eklenti paketleri olup yine taraflar arasında yapılmış sözleşmeden bağımsız olarak müvekkiline teklif edildiğini ve ayrı bir ücret karşılığı satın alındığını, bu eklenti paketleri müvekkiline davacı tarafça önceden meydana getirilmiş bir ürün olarak ayrıca satılmış olup, davacı şirket tarafından müvekkil şirkete münhasıran verilmiş bir hizmet ya da mevcut yazılım üzerinde çalışılmış bir hizmet olmadığını, davacının müvekkil şirket tarafından Banka Skorlama Projesi kapsamında geliştirim talebinde bulunulduğunu ve son olarak Nisan 2019 tarihinde geliştirimler yapıldığını iddia ettiğini, ancak bahsi geçen proje kapsamında Nisan 2019’da müvekkil şirketin herhangi bir talebi olmadığını, sunulan ekran delilleri davacı tarafından hangi talebe istinaden yapılmıştır anlama imkanı da olmadığını, ekran görüntüleri davacı taraf için çalışan “…” kullanıcısının bilgisayarında bulunan kodların müvekkil şirketin herhangi bir talebi olmaksızın sisteme aktarılmış olduğunu gösterdiğini, fakat ekranda geliştirme yapıldığına dair bir gösterge olmadığını, bahsi geçen tüm hizmetlerin davacı tarafın paket halinde hazırladığı ek uygulamaların veya eklentilerin tüm müşterileri ile birlikte müvekkile de teklif edilerek satılması ya da bir iş için teklif verilmek üzere ön hazırlık hizmetlerinin sunulmasından ibaret olup huzurdaki dosyada alanında uzman bir bilirkişi tarafından yapılacak işbu faturalar ve verilen hizmetler üzerinde inceleme ile bu hususun ortaya çıkacağını, sunulan faturalar ve yazışmaların teklif – onay süreci sonrasında satın alındığını gösterdiğini, davacı şirketin iddia ettiği üzere bu işlemlerin hiçbiri geliştirme hizmetleri kapsamında olmadığını, bizzat davacı tarafından sunulan işten çıkış bildirgesinde görüleceği üzere davacı tarafın davaya konu ettiği eski çalışanının davacı şirket bünyesinde … olarak çalıştığını, dava dışı … şirketinde ise BİLGİSAYAR MÜHENDİSİ olarak çalıştığını, rekabet yasağı hükümlerinin geçerli olması için gereken aynı veya birebir pozisyon olması şartının gerçekleşmediği izahı gerektirmeyecek kadar açık olduğunu, kaldı ki bu husus gerek dava dışı… şirketine ihbar işlemi gerçekleştiğinde, gerekse SGK’ya yazılan müzekkerenin cevabı geldiğinde açıkça görüleceğini, müvekkilinin davaya konu çalışanı kendi bünyesinde işe almadığını, iştiraki olan başka bir şirkette de işe alınmasına aracılık etmediğini, sebebiyet vermediğini, müvekkil şirketin ayrı tüzel kişiliklerinin var olması sebebiyle dava dışı … şirketinin eleman alımından ya da işe alınan şahsın davacı şirketin eski çalışanı olduğundan işe alım öncesinde, sırasında ya da sonrasında haberdar olmamakla birlikte, haberdar olmak gibi bir yükümlülüğü de olmadığını, bu nedenle ortada ne bir kasıt ne de bir ihmal söz konusu olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Taraflar arasında düzenlenen 25/06/2009 tarihli lisans ve bakım sözleşmesi, taraflar arası yazışmalar ve faturalar, dava dışı …’ın SGK Kayıtları, ticaret sicil kayıtları, arabuluculuk son tutanak aslı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava; taraflar arasında 25/06/2009 tarihli lisans ve bakım sözleşmesinin 5.4 maddesi uyarınca davacının davalıdan cezai şarta dayalı maddi tazminat alacağının olup olmadığı hususlarından ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf dilekçelerinde özetle; taraflar arasında sözleşmeye konu geliştirme hizmetlerinin tamamlanmasından itibaren 12 ay geçmemiş olmasına rağmen davacı firma çalışanlarından, davalı firma ile olan geliştirmelerde görevli olan, …’ın 27.05.2019 tarihinde davacı firmadan ayrılması üzerine davalı firma iştiraklerinden … Geliştirme Danışmanlık Destek San. ve Tic. A.Ş. firmasında işe başladığı duyumu alındığını, bu nedenle sözleşmenin ihlal edilen 5.4 maddesi uyarınca davalı firma iştirakinde işe başlayan …’ın son aldığı 14.553,34-TL aylık brüt ücret üzerinden 1 yıllık brüt ücret tutarı olan 174.640,08-TL’sının dava tarihinden işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı firmadan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir
Davalı taraf dilekçelerinde özetle; davaya konu personelin davacı işyerinden ayrılmasına kadar olan süreçte geliştirme hizmetinin alınmadığını, sözleşmeye göre geliştirme hizmetinin alınmasının yıllar önce gerçekleştiğini, bu nedenle sözleşmedeki cezai şart hükmünün uygulanmasının söz konusu olmadığını, sözleşmedeki cezai şart maddesinin rekabet yasağı içerdiğini, dava dışı işçinin dava dışı … şirketinde davacı şirketten farklı bir pozisyonda çalıştığını, davadış…şirketinin davalı şirketten ayrı bir tüzel kişiliğe haiz olduğunu ve ilgili şirketin kararlarına bir etkinin bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 25/06/2009 tarihli lisans ve bakım sözleşmesi 5.4. maddesine göre; “Taraflar geliştirme hizmetlerinin tamamlanmasından 12 (on iki) ay sonrasına kadar, yazılı onay almadan diğer tarafın bordrosunda çalışan ve işbu sözleşme ilişkisi dolayısıyla diğer tarafın elemanı olduğunu açıkça bildiği elemanları kendi bünyesinde ya da herhangi bir iştirakinde veya hissedarı olan herhangi bir kurumda işe almayacağını, bu hükmü ihlal ederse, diğer tarafa ilgili elemanın 1 (bir) yıllık brüt ücreti tutarında bir bedel ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt eder” şeklinde düzenleme bulunduğu anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplandıktan sonra dosya; davacı tarafından davalıya verilen hizmetlerin incelenerek davalının davacıdan geliştirme hizmeti alıp almadığı, almış ise geliştirme hizmetinin ne zaman tamamlandığı, davaya konu çalışanın davacı ve dava dışı … isimli şirkette aynı iş ve konumda çalışıp çalışmadığı, dava konusunun rekabet yasağı kapsamında olup olmadığı ve davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olup olmadığı varsa alacak miktarı hususunda mali müşavir, bilgisayar mühendisi ve sözleşme-rekabet hukukçusundan oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 15/06/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; “taraflar arasında 25.06.2009 tarihinde lisans ve bakım sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin konusunun davacı tarafından sözleşme ekinde belirtilen yazılım ürününün lisansının davalıya sağlanması ile yazılımın davalının belirlediği lokasyona kurulumu, bakım, destek ve geliştirme hizmetlerinin verilmesi hususuna dayandığı, işten ayrılış bildirgesine göre …’ın 23.05.2019 tarihinde işten ayrılışının yapıldığı ve meslek adının “… Elemanı” olarak geçtiği, Sigortalılık Tescil ve Hizmet Kaydı tespitine göre …’ın 12/08/2013 tarihinde davacı şirkette işe başladığı ve 23.05.2019 tarihinde işten ayrılışının gerçekleştiği, 10/06/2019 tarihinde ise dava dışı … Uluslararası isimli şirkette işe başladığı, şirket içi ve taraflar arasında gerçekleşen email yazışmaları, fatura içerikleri ve sair belgeler üzerinde yapılan incelemede; davacı tarafın davalı tarafa yazılım geliştirme, bakım ve destek hizmetleri verdiği, özellikle bazı projelerde ihbar olunan … Araştırma Geliştirme Danışmanlık Destek San ve Tic A.Ş isimli şirket çalışanlarının da proje/yazılım geliştirme, satın alma vb süreçlere dahil oldukları gözlendiği, SGK kayıtlarına göre dava dışı …’ın davacı şirketteki meslek adı “… elemanı” olarak geçse de davalı şirkete sağlanan proje/yazılım geliştirmelerinde ve buna ilişkin yazışmalarda ilgili şahsın adının geçtiği görüldüğü, ayrıca …’ın…isimli şirkette pozisyonunun Bilgisayar Mühendisi olarak belirtildiği, ancak dosya kapsamında ilgili kişinin mühendis sıfatıyla hangi alanda çalıştığı, görev ve sorumluluklarının ne olduğuna dair detaya ulaşılmadığı, dava dışı işçi ile davacı şirket arasında TBK m. 445 anlamında işçinin rekabet etme yasağına ilişkin bir sözleşmenin söz konusu olmadığını, dolayısıyla TBK m. 445’in doğrudan uygulanamayacağını, sözleşme süresinin 1 yıllık olduğu ve bir yıllık sürenin sonunda bir ay önce taraflardan biri tarafından feshedilmedikçe uzayacağının kararlaştırıldığı, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden sözleşmenin feshedildiğinin tespit edilemediği, bu durumda sözleşme hala yürürlükte olup tarafların sözleşmenin 5.4 maddesine uyma yükümlülüğünün bulunduğunu, halen yürürlükte olan 25.06.2009 tarihli lisans ve bakım sözleşmesi uyarınca davalının davacıdan geliştirme hizmetleri almaya devam ettiği ve buna ilişkin son faturanın tarihinin 09.06.2019 olduğu ve bu faturanın içeriğinde mal/hizmetin …Uygulama Programı Haziran 2019 geliştirme bedeliyle ilgili olduğu, davalı cevap dilekçesinde davalının, dava dışı şirketin 2.000 TL ve 0.013 % oranında pay sahibi olduğunun beyan ve ikrar edildiği, dava konusu işçinin bir yıllık brüt ücreti tutarındaki (14.553,34 TL aylık brüt ücret x 12 ay (1 yıl)=174.640,08 TL’yi davacıya ödemesi gerektiği” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, sözleşme hükümleri, mail yazışmaları, faturalar, SGK ve ticaret sicil kayıtları ile düzenlenen bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasında 25.06.2009 tarihinde lisans ve bakım sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin konusunun davacı tarafından sözleşme ekinde belirtilen yazılım ürününün lisansının davalıya sağlanması ile yazılımın davalının belirlediği lokasyona kurulumu, bakım, destek ve geliştirme hizmetlerinin verilmesi hususuna dayandığı, şirket içi ve taraflar arasında gerçekleşen email yazışmaları, fatura içerikleri ve sair belgeler üzerinde yapılan incelemede; davacı tarafın davalı tarafa yazılım geliştirme, bakım ve destek hizmetleri verdiği, düzenlenen dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davacı şirketin eski çalışanı …’ın 23.05.2019 tarihinde işten ayrılarak, 10.06.2019 tarihinde davalı şirketin hissedarı olan dava dışı …Destek San ve Tic A.Ş’de çalıştırılmaya başlanmasının taraflar arasındaki 25.06.2009 tarihli lisans ve bakım sözleşmesinin 5.4 maddesine aykırılık oluşturduğunu ve davalının söz konusu hükümde kararlaştırılan dava dışı işçinin brüt ücreti tutarındaki (14.553,34 TL aylık brüt ücret x 12 ay (1 yıl)=174.640,08 TL’yi davacıya ödemesi gerektiği anlaşıldığından davanın kabulü ile; 174.640,08 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan   tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile
1-) 174.640,08 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan   tahsili ile davacıya verilmesine, 

2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 11.929,66-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 2.982,42-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 8.947,24-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 20.540,81-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-)Davacı tarafça yatırılan 2.982,42-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvuru, 6,40-TL vekalet harcı, 2.400,00-TL Bilirkişi ücreti ve 143,60-TL posta giderinden ibaret toplam 2.594,40-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
7-)Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 03/11/2020

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı