Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/715 E. 2020/563 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/715 Esas
KARAR NO : 2020/563

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/10/2019
KARAR TARİHİ : 05/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 04/10/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; dava dışı … A.Ş.’nin kuruluş aşamasında söz konusu şirketin dava dışı …ve dava dışı … ortaklığında kurulmasına karar verildiğini, ancak …’nin Türk vatandaşı olmaması hesabı ile ortaklığın bu şahıs ile kurulamadığını, bu şahsın yerine davalı …’ın geçtiğini, ve …’nin söz konusu ortaklıktaki haklarının… nezdinde devam ettiğini, şirket kurulduktan sonra bu şirketin faaliyetlerine devam edebilmesi için gerekli olan makinelerin müvekkili firmadan alınmasına karar verilmiş olup, bu çerçevede 10.03.2017 Tarihli Protokol Sözleşme başlıklı sözleşme ile 5 adet kamyon, 2 adet excavator ve 5 adet damper alınması yönünde karar verildiğini, bu sözleşme çerçevesinde …’nin müvekkili firmaya 200.000,00 USD paraya karşılık 16.03.2017 tarihinde 549.780,00 TL ve 23.03.2017 tarihinde 180.000,00 TL karşılığında toplam 729.780,00 TL müvekkili firmanın hesabına gönderdiğini, daha sonra söz konusu sözleşme çerçevesinde geriye kalan ödemelerin müvekkili firmaya ödenmediğinden dolayı ortaklığın yürümemesi nedeni ile bu protokolün feshedilerek ortadan kaldırıldığını, bu çerçevede …’ın. ile 15.07.2018 tarihinde Borç Tasfiye Sözleşmesi düzenlediğini ve bu sözleşme ile …’nin göndermiş olduğu 200.000,00 USD bedeli ödeyeceğini ve karşılığında 11.04.2018 keşide tarihli, 15.07.2018 vade tarihli, 200.000,00 USD bedelli senedi düzenleyerek verdiğini, davalı …’ın,… ile yapmış olduğu Borç Tasfiye Sözleşmesini müvekkili firmaya ibraz ederek söz konusu alacağın kendisine ödenmesini talep ettiğini, bu çerçevede müvekkili firma yetkililerinin … ile görüşüp onayını aldıktan sonra yapılan hesaplamalar sonucunda bakiye bedel için; 28.03.2019 tarihli,… Seri Nolu, 150.000,00 TL bedelli, 26.04.2019 tarihli, … Seri Nolu, 200.000,00 TL bedelli, 30.05.2019 tarihli, … Seri Nolu, 320.220,00 TL bedelli olmak üzere toplam 670.220,00 TL için 3 adet çeki keşide ederek …’a teslim ettiğini, aradan geçen zamandan sonra …’ın …’ye vermiş olduğu senedin bedelini ödemeyince …’nin müvekkili firmaya gelerek alacağını talep ettiğini, müvekkili firmanın resmi kayıtlarında alacaklının …’nin görülmesi ve Borç Tasfiye Sözleşmesi’nin yasal olarak müvekkilini bağlamaması nedeni ile müvekkili firmanın yapılan hesaplamalar sonucunda 200.000,00 USD’ye denk gelecek şekilde; 30.07.2019 tarihli, … Seri Nolu, 365.780,00 TL bedelli, 28.06.2019 tarihli, …Seri Nolu, 364.000,00 TL bedelli olmak üzere toplam 2 adet çeki hazırladığını, ancak bu çekleri …’ye teslim etmek için daha önce davalı …’a teslim etmiş olduğu ve dava konusu yapmış oldukları 3 adet çekin iadesini şart koştuğunu ve davalı ile yapılan görüşmelerde, bu çeklerin kendisi tarafından müvekkili firmaya getirilerek teslim edilmesi ve karşılığında …adına kesilen çekleri alıp …’ye teslim edilmesi konusunda anlaşıldığını, bunun üzerine 05.10.2018 tarihinde davalı …’ın, müvekkili firmaya gelerek imza karşılığında bu çekleri teslim aldığını, ancak bu çekleri alırken teslim etmesi gereken 3 adet çeki yanında getirmediğini, gün içerisinde bu çekleri getirip teslim edeceğini beyan ederek firmadan ayrıldığını, aradan geçen zaman içerisinde davalı…’ın müvekkili firmayı sürekli oyalayarak çekleri teslim etmediğini, bu nedenle müvekkilinin söz konusu borcu mükerrer olarak ödeme tehdidi altında kaldığını iddia ederek müvekkili şirketin söz konusu çekler nedeni ile borçlu olmadığının tespiti ve çeklerin 3.kişilere ödenmesi halinde ödenecek olan bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği 23/12/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın dava konusu edilen 3 adet çeki müvekkiline keşide edip verdiğini, her ne kadar çeklerin daha sonra geri verileceği konusunda sözlü olarak anlaşıldığını beyan ediyor ise de; taraflar arasında böyle bir anlaşma bulunmadığını, bu hususta sözlü bir anlaşmanın yapıldığını düşünmenin ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’nun 18.maddesinin Tacir Olmanın Hükümleri başlığı altında “her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir “amir hükmünü düzenlediğini, davacı yanın beyanlarının bu hükme aykırı olduğunu, davacı yanın İstanbul Anadolu …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…E. sayılı dosyası ile konkordato davası ikame ettiğini ve kesin mühlet kararı aldığını, ilgili mahkemenin alacaklıları alacaklarını bildirmeye davet etmek üzere ilan yayınladığını, bu ilanın üzerine de müvekkilinin işbu davaya konu alacaklarını konkordato komiserliğine bildirdiğini, ancak bu alacakların kambiyo senetlerinden kaynaklanmalarına rağmen şirket defterlerinde yer almadığını, bu durumun konkordato projesine zarar vereceği sebepleriyle, alacağın varlığının tartışmasız olmasına rağmen inkâr edilerek hukuken çekişmeli alacak olarak gösterme çabası ile kötü niyetli olarak bu davanın ikâme edildiğini, davada borçlu olmadığını ileri süren ve bu hususun tespit edilmesini isteyen davacı yanın bu iddiasının kabul edilebilir olması için, öncelikle bu konudaki ispat yükümlülüğünü yerine getirmiş olması gerektiğini, yani davacı yanın bahsi geçen çeklerden kaynaklı borçlu olmadığını yazılı delil ile ispat ermesi gerektiğini, dava konusu borcun soyut borç ikrarını içeren bir kambiyo senedinden ileri geldiğini ve kambiyo senedi ile borç altına giren kimsenin borçlu olmadığını iddia ediyor ise bu hususu ispat etmek yükümlülüğü altına girdiğini, çek veya senedin bedelsiz olduğunun iddia edilmesi sureti ile açılan menfi tespit davasında ispat külfetinin de davacı borçluya düştüğünü beyanla davanın reddine, yargılama ve avukat vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER: Borç tasfiye sözleşmesi, senet ve çekler, protokol sözleşmesi, İstanbul Ticaret Odası kayıtları, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 13/03/2020 tarih 2020/229 Esas 2020/663 Karar sayılı ilamı, İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, arabulucu tutanağı ve sarf kararı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kaspamı.
Mali Müşavir Bilirkişi… tarafından sunulan 04/09/2020 havale tarihli bilirkişi raporuna göre; davacı… İnş. ile dava dışı …A.Ş. arasında 10.03.2017 tarihli protokol sözleşme imzalandığı, sözleşme kapsamında dava dışı … tarafından davacı şirkete 200.000.- USD karşılığı 729.780,00 TL ödeme yapıldığı, dava dışı … ile davalı …arasında ise 200.000.- USD ile ilgili Borç Tasfiye Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme kapsamında davalı …’ın belirtilen tutarı dava dışı …’ye ödemekle yükümlü olduğu, davacı şirketin Borç Tasfiye Sözleşmesi’nin tarafı olmayıp, bahsi geçen sözleşmede davacı şirketle ilgili herhangi bir hüküm bulunmadığı, dava dışı …’nin davacı şirkete yapmış olduğu 729.780,00 TL ödemenin davalı …’a iade edilmesine ilişkin yazılı bir talimatının bulunmadığı, usulüne uygun tutulan davacı şirket defterlerine göre; davalı …’ın 31.12.2018 tarihi itibariyle herhangi bir bakiyesinin bulunmadığı, işbu dava konusu çeklerin … emrine düzenlenmiş olduğu, çeklerin arka yüzünde karşılıksız olduğuna ilişkin ilgili bankaların kaşelerinin bulunduğu, ibraz edilen çek fotokopilerinin üzerinde düzenlenme sebebine ilişkin herhangi bir bilgi bulunmadığı, düzenlenen çeklerin toplam bedeli ile (670.220,00 TL), iadesi için düzenlendiği ifade edilen tahsilat tutarının (729.780,00 TL) birbiriyle uyumlu olmadığı tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalı aleyhine açılan kambiyo senedinden kaynaklı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı tarafça davalıya verilen dava konusu üç adet çekten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafça davacının iddialarının haksız ve yersiz olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması üzerine Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından sunulan 04/09/2020 havale tarihli bilirkişi raporuna göre; davacı … ile dava dışı …Hafriyat San. ve Tic. A.Ş. arasında 10.03.2017 tarihli protokol sözleşme imzalandığı, sözleşme kapsamında dava dışı … tarafından davacı şirkete 200.000.- USD karşılığı 729.780,00 TL ödeme yapıldığı, dava dışı … ile davalı … arasında ise 200.000.- USD ile ilgili Borç Tasfiye Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme kapsamında davalı …’ın belirtilen tutarı dava dışı …’ye ödemekle yükümlü olduğu, davacı şirketin Borç Tasfiye Sözleşmesi’nin tarafı olmayıp, bahsi geçen sözleşmede davacı şirketle ilgili herhangi bir hüküm bulunmadığı, dava dışı …’nin davacı şirkete yapmış olduğu 729.780,00 TL ödemenin davalı …’a iade edilmesine ilişkin yazılı bir talimatının bulunmadığı, usulüne uygun tutulan davacı şirket defterlerine göre; davalı…’ın 31.12.2018 tarihi itibariyle herhangi bir bakiyesinin bulunmadığı, işbu dava konusu çeklerin …emrine düzenlenmiş olduğu, çeklerin arka yüzünde karşılıksız olduğuna ilişkin ilgili bankaların kaşelerinin bulunduğu, ibraz edilen çek fotokopilerinin üzerinde düzenlenme sebebine ilişkin herhangi bir bilgi bulunmadığı, düzenlenen çeklerin toplam bedeli ile (670.220,00 TL), iadesi için düzenlendiği ifade edilen tahsilat tutarının (729.780,00 TL) birbiriyle uyumlu olmadığı tespit edilmiştir.
Davacı tarafça taraflar arasındaki borç tasfiye protokolü kapsamında verilen üç adet toplam 670.220,00-TL miktarlı çek teslim edildiği, ancak daha sonra bu çeklerin teslimi karşılığında 2 adet farklı çekin teslim edilmesine rağmen davalı tarafça dava konusu üç adet çekin teslim edilmediği bu çeklerden dolayı davalıya borçlu olmadığı iddiasıyla menfi tespit davası açılmış ise de; davacı tarafın borçlu olmamasının gerekçesi olarak dava dilekçesinde belirttiği çeklerin teslim edilmesi koşuluna rağmen üç adet teslim edilmeden iki adet çekin verildiğine yönelik beyanların basiretli bir tacirden beklenmeyecek bir davranış olması ayrıca bu iddianın hayatın olağan akışına aykırı olmasının yanı sıra, iadesi gereken çek miktarları ile verilen iki adet çek miktarlarının birbiriyle uyuşmaması, düzenlenen dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunan bilirkişi incelemesiyle yapılan tespit ile davacının beyanlarıyla ticari kayıtlarının uyumsuz olması göz önüne alındığında davacı tarafça davalı tarafa verilen üç adet çeke ilişkin çeklerin ödendiği veya bedelsiz kaldığına yönelik ispat yükümlülüğü yerine getirilmediğinden dolayı davacı tarafça ispatlanamayana davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN REDDİNE,
2- Davacı tarafça yatırılan peşin harçtan alınması gereken 54,40-TL karar harcının mahsubu ile fazla yatırılan 11.391,29-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3- Davanın türü ve niteliğine göre zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olmasa da tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin haksız çıkan taraf olan davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kara/ tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 50.561,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.05/11/2020

Başkan
e-imza *
Üye
e-imza *
Üye
e-imza *
Katip
e-imza *

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.