Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/697 E. 2019/106 K. 04.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/697 Esas
KARAR NO : 2019/106

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 03/10/2019
KARAR TARİHİ : 04/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacının mahkememize verdiği 03/10/2019 havale tarihli dilekçesinde özetle; Şirket kurucu ortağı olduğu “… Ltd. Şti.” ile ticari faaliyet ortaklığı bulunan “… Ltd. Şti -… Ltd. Şti. Adi Ortaklığı’na ait Bilanço ve Gelir Tablolarıyla ilgili 10.06.2011 tarihinden itibaren bugüne kadar tarafına hiçbir bilgi ve belge verilmeden ticari faaliyetlerine devam ettiğini, piyasa borç ve alacakları ile ilgili bilgi istediği halde bilgi verilmediğini, 10.06.2011 tarihinden itibaren bugüne kadar davalı şirketlere ait taşınmazların kimlere hangi bedellerle satıldığının tespit edilmesini, 2011-2012 ve 2013 tarihinden itibaren davalı şirketlere bugüne kadar Bilanço ve Gelir Tablosu ile ilgili hesaplarının incelenmesi hususunda bilirkişi tayin edilerek hesap detaylarının tarafına verilmesi hususu ile ilgili özet bilgilerin sağlanmasını, 2011-2012 ve 2013 yıllarında davalı şirketlere aktifine giren ve çıkan menkul veya gayri menkul bilgilerinin tarafına verilmesi hususunda gereğinin yapılarak bilirkişi tarafından tespit edilmesi ve şirkette payı bulunduğu payının devri hususunda gerekli işlemlerin yapılması konusunda gereğinin yapılmasını talep ettiğini beyanla, 2011-2012 ve 2013 yıllarına ait, şirket kurucu ortağı ve ticari faaliyet ortaklığı bulunduğu davalı şirketlerden bilanço ve gelir tablosu dayanağı hesapların incelenmesini ve detaylarının rapor haline getirilmesi için bilirkişi atanmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafından davalı şirketler aleyhine açılan 2011-2012 ve 2013 yıllarına ait, şirket kurucu ortağı ve ticari faaliyet ortaklığı bulunduğu, davalı şirketlerden bilanço ve gelir tablosu dayanağı hesapların incelenmesini ve detaylarının rapor haline getirilmesi için bilirkişi atanmasını talebine ilişkindir.
HMK’nın 115/1 maddesi gereğince Mahkemeler dava şartının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
Tespit davasının dinlenebilmesi için genel dava şartlarından başka iki özel koşula daha ihtiyaç vardır. İlki, tespit davasının konusunu ancak bir hukuki ilişkinin oluşturabileceğidir. Gerçekten, tespit hükmü, hak ve alacakların doğduğu hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığını tespit etmekte olup, miktarları hakkında bir şey içermez. Bu nedenle uygulamada, konusu yalnızca maddi vakıa ya da vakıalar olan tespit davaların dinlenemeyeceği sonucuna varılmıştır. Kural olarak maddi vakıa ya da vakıalar ancak hukuki bir ilişki ile birlikte tespit davasına konu olabilirler.
İkinci olarak, hukuki ilişkinin, mevcut olup olmadığının hemen tespitinde hukuki bir yaran bulunmalıdır. Hukuki yarar koşulu, tespit davasını hükme bağlayan tüm yasalarda, öğretide ve uygulamada kararlılıkla aranmaktadır. Bir hukuki ilişkinin, hemen tespitinde, hukuki yararın varlığının kabul edilebilmesi için, üç koşulun birlikte olması zorunludur. Sözü edilen üç koşulu hemen açıklamak gerekirse;
a) Davacının bir hakkı veya hukuki durumunun halihazır bir tehlike ile ciddi biçimde tehdit edilmiş olması ve sözü edilen tehlikenin yakın ve tehdidin ciddi olması gerekir.
b) Bu ciddi tehdit sebebiyle davacının hukuki durumunun tereddüt ya da belirsizlik içinde olması, bu hususun davacı için bir zararı meydana getirebilecek nitelikte bulunması gerekir. Tehdit, objektif olarak değerlendirildiğinde, bir zarar doğurabilecek nitelikte olmalıdır.
c) Yalnızca koşulları usulün 237. maddesi hükmünde tanımlanan biçimde kesin hükmün sonuçlarını meydana getiren, cebri-icraya yetki vermeyen bir başka deyişle icra ve infaz kabiliyeti bulunmayan tesbit hükmünün bu tehlikeyi ortadan kaldıracak nitelikte olması zorunlu olduğu gibi, davacının, hukuken korunma ihtiyacı da halihazırda bulunmalıdır. Özellikle hukuki yarar koşulu tesbit davasının açıldığı günde mevcut olmalı ve hüküm verilene değin varlığını da sürdürmesi zorunludur. Açıklanan nedenle davacının, hukuki korunma ( himaye ) ihtiyacını, başka bir vasıta ile tamamen tatmin edebilmesinin mümkün olduğu hallerde, hukuki ilişkinin mücerret tespitinde, hukuki yararının bulunmadığı bu nedenle tespit davası açamayacağı kuşkusuzdur.
Genel dava şartlarından ayrık olmak üzere tespit davasına özgü koşulların mahkemece resen gözetilmesi zorunludur. Bu hukuksal olguların ışığı altında duraksamasız belirtmek gerekirse hukuki yarar, dava koşuludur.
Öğreti ve yerleşik Yargıtay uygulamasında kararlılık kazanan görüşlere göre; tespit davalarının dinlenebilmesi için, davacı tarafın dava açmakta hukuki yararının bulunması gerekir. Hukuki yarar olumlu dava koşulu olup, taraflarca öne sürülmese dahi mahkemece “re’sen” kendiliğinden dikkate alınması zorunludur.
“Eda davası” açılmasının mümkün olduğu hallerde tespit davası açılmasında hukuki bir yarar yoktur.
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, bilanço ve gelir tablolarına ilişkin hesapların incelenmesi, şirket aktifine giren malların bilgisinin verilmesi, taşınmazların kime hangi bedelle satıldığı hususlarının tespiti için davacının eda davası açabilecek yerde tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığından ve hukuki yarar dava şartlarından olup mahkemece res’en nazara alınması gerektiğinden, davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK’nın 114/1-h gereği hukuki yarar yokluğundan 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2- Davacı tarafça yatırılan peşin harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına.
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize gönderilecek veya sunulacak dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/10/2019

Katip … Hakim …
e-imza* e-imza*

*Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.