Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/692 E. 2021/407 K. 24.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/692
KARAR NO : 2021/407

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/10/2019
KARAR TARİHİ : 24/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;Davacı ile davalı şirket yetkilisi… arasında geçmiş zamanlarda bir takım ortak işler yapıldığını, tarafların para ihtiyaçları olduğunda birbirlerine havale gönderdiklerini, nitekim takibe konu edilen parada davalı şirket tarafından 26/01/2017 tarihinde 24.140,00 TL olarak müvekkilleri hesabına (…a borç açıklamalı olarak) gönderildiğini, davalı/alacaklı şirket 22.03.2019 tarihinde İstanbul… İcra Müdürlüğü …Esas numaralı dosyası ile müvekkilleri aleyhine kötüniyetli olarak icra takibi başlattığını, davalı tarafça yapılan iş bu takibin haksız ve kötüniyetli bir takip olduğunu, çünkü takibe dayanak borç fazlasıyla ödendiği halde hatta davacının alacaklı olduğu halde karşı taraf müvekkilleri aleyhine iş bu takibi başlattığını, müvekkilleri 21.04.2017 tarihinde … Bankası hesabından davalı şirkete borcu İade Etme açıklamalı olarak 19.950.00 TL’yi ödediğini, ayrıca … bankasından bankamatik şubesi yolu ile de tam olarak hatırlamadığı 10.000 TL ödeme yaptığını, bu iki ödeme karşısında müvekkilleri karşı taraftan alacaklı konuma geçtiğini, yukarıdaki ödemeler dışında müvekkillerine gönderilen borç tarihinden sonra müvekkillerinin davalı şirket yetkilisine … 21/07/2017 tarihinde 8.000 TL, davalı şirket çalışanı şoförü … 14/11/2017 tarihinde 2.000TL Ödeme gönderdiğini beyanla davacının İstanbul … İcra … esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, takibin tedbiren durdurulması ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, masraf ve avukatlık ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Mahkemenin dava konusu ve tarafları itibariyle görevsiz olduğunu, görevli mahkemeninin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkil şirket yetkilisi …ile davacı … yaklaşık 15 yıldır tanıştıklarını, 2016 yılından itibaren de birlikte birtakım ortak işler yaptıklarını, bu husus davacı tarafından da dava dilekçesinde beyan edildiğini, müvekkilleri şirketin faaliyet alanı taşımacılık olup, uhdesinde yer alan yolcu otobüsleri ve hafriyat kamyonları ile yük, yolcu ve hafriyat taşımacılığı yapmakta olduğunu, davacının hisse sahibi olduğu …Ltd. Şti.’de taşımacılık sektöründe faaliyet gösteren bir ticaret şirket olduğunu, bu durum itibariyle gerek müvekkilleri şirket, gerek davacı ve gerekse davacının hissedar olduğu şirket aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, davalı şirket ile davacı 2016 yılında birlikte ortak işler yapmaya başladıklarını, taraflar arasında yapılan ortak işler müvekkilleri şirket üzerinden yürütüldüğünü, ortak işlerin yapılması için müvekkilleri şirket adına hafriyat kamyonu satın alınmış ve bu taşıtların kredi borçları müvekkilleri şirket üzerine kaldığını, taraflar arasında yapılan harici anlaşmada, borçlar ve faaliyetler müvekkilleri şirket üzerinden yürütülecek, yapılan işlerden elde edilen karın ise taraflar arasında %50 olarak paylaştırılacağı kararlaştırıldığını, 2017 yılının başlarında davacı …, müvekkilleri şirket yetkilisinden eşinin kanser hastası olduğunu söyleyerek borç istediğini, müvekkilleri şirket yetkilisi de birlikte iş yaptığı davacının bu isteğine kayıtsız kalmayarak kendisine şirket adına kredi kullanarak 24.146,00-TL’yi …üzerinden gönderdiğini, her ne kadar taraflar arasında bu borcun ilerleyen zamanlarda aydan aya taksitler halinde ödenmesi kararlaştırılmışsa da, davacı tarafından müvekkillerine bu borçla ilgili olarak hiçbir ödeme yapılmadığını, davacı tarafından dilekçede belirtilen borç ödemeleri adı altında birtakım ödemelerin yapıldığı iddiası doğru olmadığını ve son derece kötü niyetli olduğunu, ödeme yapıldığı iddia edilen banka dekontlarının davacının eşinin hastalığı için müvekkillerinden almış olduğu 24.146,00 TL borcun ödemesi olmadığını, yapılan ortak işten elde edilen tahsilatların bu şekilde borç ödemesi olarak gösterilmesini beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER : İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası,…Bankası yazı cevabı, …Vergi Dairesi yazı cevabı, …Dairesi yazı cevabı, …Vergi Dairesi yazı cevabı, …Dairesi yazı cevabı, bilirkişi raporu, bilirkişi ek raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün…esas sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespiti ve kötü niyet tazminatı istemine ilişkin açılan menfi tespit davasıdır.
Dava konusu olan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı davalı şirket tarafından borçlu davacı aleyhine, 24.146,00-TL asıl alacak ve 6.649,00-TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 28.795,00-TL alacak için adi takip yoluyla icra takibi başlatıldığı, dosyanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
Ticaret Mahkemesinin görev alanını düzenleyen 6102 Sayılı TTK’nın 4 ve 5 maddeleri şu şekildedir:
“MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447,  yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”
6100 Sayılı HMK’nın 2.maddesinde ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanı düzenlenmiş olup, bu madde;
” Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmünü haizdir.
Somut olayda; davacı, davalıdan ödünç aldığı parayı iade etmesine rağmen, davalı tarafça bu paranın tahsili amacıyla giriştiği icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Uyuşmazlığın ödünç sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmış olup, bu haliyle eldeki dava mutlak ticari davalardan olmadığından uyuşmazlığın çözümünde tarafların tacir olup olmamalarına göre, davaya bakma konusunda mahkemenin görev hususunun belirlenmesi gerekmekmiştir.
Celp edilen Vergi Dairesi kayıtlarından; davacı …’ın; 4570100102 vergi kimlik numarası ile … Vergi Dairesi Müdürlüğünün , …Vergi Dairesi Müdürlüğünün, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün ve … Vergi Dairesi Müdürlüğünün terk mükellefi olduğu, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün faal mükellefi …vergi kimlik numaralı… Ve Ort.’nın ortağı olduğu, …Vergi Dairesi Müdürlüğünün faal mükellefi olan…vergi kimlik numaralı…Ltd. Şti’nin hissedarı ve müdürü olduğunun bildirildiği görülmüştür. Celp edilen … Vergi Dairesi kayıtlarında; davacı …’ın 2009-2013 tarihleri arasında faal mükellef olduğu, 2013 sonrası faaliyetini sonlandırdığı görülmüştür.
Uyuşmazlık konusu ödünç paranın 26/12/2017 tarihinde davalı tarafça davacıya banka havalesi yolu ile gönderildiği, bu dönemde davacının kendi adına faal ticari işletme kaydının bulunmadığı, limited şirket ortağı olsa da, şirketi kendi adına işletmediği için TTK gereğince tacir olmadığı, uyuşmazlık konusu ödünç paranın davacının ticari faaliyeti veya işletmesi ile ilgili olmadığı anlaşılmıştır. Eldeki davanın ticari dava olarak kabulü için ve davada asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunun kabul edilebilmesi için uyuşmazlık konusu kapsamında her iki tarafın tacir olması ve yine işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının tacir olmadığı, uyuşmazlığın ödünç sözleşmesinden kaynaklandığı, uyuşmazlık konusu ödünç paranın davacının ticari işletmesi veya faaliyeti ile ilgili olmadığı, bu kapsamda taraflar arasındaki uyuşmazlığın da ticari nitelikte bulunmadığı açıktır. Bu nedenle, somut olayda; 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanamayacağı ve uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığı kuşkusuzdur. Genel görevli mahkeme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yargıtay içtihatları, yasal düzenlemeler ve tüm bu açıklamalar uyarınca Mahkememizin görevli olmaması, eldeki davaya ilişkin aksine bir düzenleme bulunmadığından Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması sebebiyle davanın görev yönünden usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
KARAR: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına resen karar verilmesine,
3-Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.24/05/2021

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.