Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/675 E. 2021/326 K. 02.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/675 Esas
KARAR NO : 2021/326
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 02/10/2019
KARAR TARİHİ : 02/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; … plakalı aracın davacı şirkete 26.04.2018/2019 vadeli … no.lu … Sigorta poliçesiyle kasko sigortalı olduğunu, aracın 03.09.2018 tarihinde davalının malik ve sürücüsü olduğu … plakalı aracın tam ve asli kusuruyla neden olduğu kazada hasar gördüğünü, toplam 25.389,56-TL hasar tazminatı ödediğini, TTK 1472. Maddesi uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu, hazırlanan ekspertiz raporunda tespit edilen 25.389,56-TL’nin 08.10.2018 tarihinde 212,40 TL, 10.10.2018 tarihinde 25.177,16 TL olmak üzere ödendiğini, davalının tam ve asli kusurlu olması nedeniyle ödenen tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istediklerini belirtmiştir.
CEVAP: Müvekkilinin … Ticari taksi plakasının sahibi olduğu, yaklaşık 5 yıldır plakasını kirada bulundurduğunu, kaza tarihinde ticari plakanın, … Ltd. Şti ‘ne kiralandığını ve … Ltd. Şti’nin de bu plakayı … isimli şahsa kiraladığını, müvekkilinin aracı uzun dönem olarak kiralaması nedeni ile işleten sıfatının bulunmadığını, müvekkilinin meydana gelen kaza ile bir ilgisi bulunmadığını belirterek öncelikle davanın husumet yokluğundan reddini, esasa ilişkin açıklanan nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Genişletilmiş Kasko Sigortası Poliçesi, Hasar Dosyası Kapsamı, Trafik Kazası Tespit Tutanağı, Ekspertiz Raporu, Ödeme Dekontları, Tanık anlatımları, OGS kayıtları, Bilirkişi İncelemesi, her türlü yasal delil ve tüm dosya kapsamı.
Makina Mühendisi Bilirkişisi … ve Sigorta ve Nitelikli Hesaplama Uzmanı Bilirkişisi … tarafından düzenlenen 17/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda;”Dava konusu olayda davalı şirkete ZMS sigortalı … plakalı aracın firari sürücüsünün %100 oranında asli ve tamamen kusurlu olduğu, davacı şirketin davalı şirketten talep edebileceği toplam maddi zararın 25.389,56-TL olduğu, davacı sigorta şirketinin TTK 1472 madde uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğu, davalı tarafça aracın uzun dönem kiralanmasına ilişkin olarak kira bedeli alındığına dair her hangi bir belge ibraz edilmediği, sadece adi kira sözleşmesi ibraz edildiği anlaşıldığından, davalının meydana gelen zarardan işleten sıfatı ile sorumlu olacağı” tespit edilmiştir.
Davalı tanığı … mahkememizin 18/11/2020 tarihli duruşmasında; “Ben şuanda bir firmada müdür olarak çalışmaktayım daha önce … plakalı 1 yıl kiralamıştım, kiralamış olduğum aracın trafik sigortasını kiraladığım yer yaptırdı, ben isteğe bağlı şoför sigortası yaptırdım, ardından vergi dairesine gidip kaydımı yaptırdım, ben kirayı sözleşme yaptığım galerideki … Bey’e ödüyordum, ödemeyi elden yapıyordum, karşılığında makbuz almıyordum, 7.200,00-TL civarında ödeme yaptığımı hatırlıyorum, ben … Taksi durağında çalışıyordum, gelen yolcunun durumuna göre o civardaki güzergahlara yolcu taşıyordum, bana söylemiş olduğunuz 3 eylül tarihinde öğleden önce çalışmadım, öğleden sonra Yalova’ya yolcu götürdüm, akşamında da Zonguldak Ereğliye yolcu götürdüm. Ben söylediğiniz 03/09/2018 tarihinde 10:15’te söylenilen kaza mahallinde olmam mümkün değil, plakamı söyleyen kişilerin başka bir taksi ile benim plakamı karıştırmış olabileceklerini düşünüyorum ayrıca OGS kayıtlarından da benim o gün orda olmadığım tespit edilebilir. Daha önce plaka benzerliğinden trafik cezaları yediğim olmuştu, bu konuda da böyle olabileceğini düşünüyorum..” “.. Ben aracı ile kira sözleşmesi yaptım, aracı kendi adıma işlettim, aracı tek başıma kullanıyordum, tek başıma çalışıyordum, aracı çalıştırdığım dönemde herhangi bir kazaya karışmadım.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda tüm dosya kapsamına göre; Dava, davacı sigorta şirketinin trafik kazası nedeniyle sigortalısına ödediği bedelin tazmini talebine ilişkin bulunmaktadır.
2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre trafik kaydı, işleteni kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü de yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde “işleten, araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görünen veya aracın uzun süreli kiralama ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin olan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse bu kimse işleten sayılır” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenlemeler karşısında kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir.
Somut olayda; davalı … ile dava dışı … San. Ve Tic. Ltd. Şti arasında kaza tarihinden önce … plakalı aracın üçüncü şahıslara kiralanması hususunda komisyonculuk sözleşmesi imzalandığı, söz konusu sözleşmeye istinaden komisyoncu ile … arasında 24/08/2018 başlangıç 24/08/2019 bitiş tarihli araç kiralama sözleşmesi imzalandığı, davalı adına tanıklık eden …’in beyanında aracı kendi adına işlettiğini, tek başına kullandığı, tek başına çalıştığı beyanında bulunduğu, davalı tarafça sunulan kaza dönemini kapsar OGS kayıtlarında aracın OGS kaydının kiracı … adına olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar düzenlenen bilirkişi heyet raporunda, davalı tarafça aracın uzun dönem kiralanmasına ilişkin olarak kira bedeli alındığına dair her hangi bir belge ibraz edilmediği, sadece adi kira sözleşmesi ibraz edildiği, davalının meydana gelen zarardan işleten sıfatı ile sorumlu olacağı tespitine yer verilmiş ise de; davalı tarafça sunulan uzun dönem araç kiralama sözleşmesinin tanık anlatımı ve ogs kayıtları gibi yan delillerle desteklendiği görülmüş olup bilirkişi heyet raporunun bu yöndeki tespitlerine itibar edilmemiştir.
Davalı tarafça sunulan uzun dönem araç kiralama sözleşmesinin tanık anlatımı ve OGS kayıtları gibi yan delillerle desteklendiği, sözleşme hükümlerinin incelenmesinden aracın kazanın meydana geldiği tarihte kiralayanı olan maliki davalı yanın araç üzerinde fiili hakimiyetinin bulunduğuna ilişkin bir hüküm bulunmadığı, davacı tarafından da kaza tarihinde aracın davalının fiili hakimiyeti altında olduğuna ilişkin bir delil dosyaya sunulamadığı, bu hali ile kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması sebebiyle davalı araç malikinin artık işleten sıfatından bahsedilemeyeceği anlaşılmakla, oluşan vicdani kanıya göre davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK’nın 114/1-d ve 115/2. maddeleri gereğince pasif husumet yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan peşin harcın alınması gereken 59,30-TL karar harcından mahsubu ile bakiye 4,90-TL karar harcının davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Tarafların zorunlu arabuluculuk görüşmeleri sonucunda anlaşamamaları nedeniyle arabuluculuk faaliyeti sona erdiğinden 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yatırılan 19,00-TL posta gideri, 40,00-TL tanık ücreti olmak üzere toplam 59,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.02/04/2021

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*

*Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.