Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/652 E. 2021/62 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/652 Esas
KARAR NO : 2021/62
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2019
KARAR TARİHİ : 19/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Çağrı merkezi alanında faaliyet gösteren müvekkil şirket ile davalı ile çağrı merkezi hizmet alımı kapsamında cari hesap ilişkisi içinde çalıştıklarını, müvekkil şirket, davalı şirketin müşteri ilişkileri kapsamında her türlü işlemi için çağrı merkezi faaliyeti verdiğini, cari hesap içerisinde faturalı ve muntazam kayıtlı çalışıldığını, müvekkil şirket vermiş olduğu hizmet kapsamında davalı borçluya 31.03.2019 tarih … numaralı 17.346 TL, 30.04.2019 tarih … numaralı 17.474,49 TL ve 22.05.2019 tarih … numaralı 17.346 TL’lik faturalı keserek e-fatura olarak göndermiş, ancak davalı borçlu dava konusu 3 adet fatura olan toplam 52.166,49 TL’yi tüm taleplere rağmen ödememiş, müvekkil şirketin tüm taleplerine rağmen davalı borçlu tarafından bir ödeme yapılmadığından, bu defa …. İcra Müdürlüğü 2019/… E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu 06.08.2019 tarihinde icra takibine borcun tamamına ve faize itirazda bulunmuş, davaya konu olan uyuşmazlık konusu borç bir sözleşmeye dayalı olduğu için likit bir alacaktan kaynaklandığını, alacaklarının tahsili için yasal haklarını kullanılarak icra takibi yapıldığını, yukarıda anlatılan nedenlerle müvekkilinin alacağının tahsilini güçleştirmek maksadı ile yapılan itiraz haksız olup, İİKmd.67 gereği, iş bu itirazların iptalini ve asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, davalı tarafın icra takibine yapmış olduğu itiraz açık bir şekilde haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu sebeplerle söz konusu itirazın iptali ile takibin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa çıkarılan tebligatın davalıya usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf davaya cevap vermeyerek HMK 128. maddesi gereğince davacının iddialarının tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER: …. İcra Müdürlüğü 2019/… esas sayılı icra dosyası, davacı yana ait 2019 yılı ticari defter ve kayıtlar, 31.03.2019 tarih … numaralı 17.346 TL, 30.04.2019 tarih … numaralı 17.474,49 TL ve 22.05.2019 tarih … numaralı 17.346 TL’lik faturalar, arabuluculuk son tutanak aslı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalı aleyhine faturaya dayalı …. İcra Müdürlüğü 2019/… esas sayılı icra dosyası ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf davalı ile çağrı merkezi hizmet alımı kapsamında cari hesap ilişkisi içinde çalıştıklarını, 31.03.2019 tarih … numaralı 17.346 TL, 30.04.2019 tarih … numaralı 17.474,49 TL ve 22.05.2019 tarih … numaralı 17.346 TL’lik faturaların e-fatura olarak davalıya gönderildiğini, ancak 3 adet fatura bedeli olan 52.166,49 TL’nin ödenmediğini, icra takibine haksız olarak yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa usul ve yasaya uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermemiş ve davayı inkar etmiştir.
Davalı taraf icra dosyasına itiraz dilekçesinde davalıya herhangi bir borcunun olmadığını belirterek borcun tamamına, faize ve borcun tüm ferilerine itiraz etmiştir.
… İcra Müdürlüğü 2019/… E. Sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 3 adet faturaya istinaden 52.166,49 TL asıl alacak ve 1.832,93 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 53.999,42 TL borcun ödenmesi amacıyla 29/07/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 06/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 06/08/2019 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, 07/08/2019 tarihinde borçlu yönünden takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafa ticari defter ve kayıtlarını Mahkememizce belirlenen inceleme gününde sunması için ihtaratlı tebligat yapıldığı ancak davalının ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir Bilirkişi tarafından 12/03/2020 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre; “Davacının ibraz edilen ticari defterlerinde dava konusu yapılan faturaların usulüne uygun olarak kayıtlı olduğu, 29.07.2019 takip tarihi itibariyle takip konusu faturaların cari hesap bakiyesinden dolayı davalıdan 52.166,49 -TL alacağı olduğu, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği, uyuşmazlık konusu faturalara da yer alan hizmetleri davalıya verildiğinin tespit edilmesi uzmanlık alanımızın dışında olduğu, bu konuda konusunda ( Bilişim uzmanı ) uzmanı görüş alınması gerektiği, davacının dava konusu faturalardan dolayı davalıdan alacaklı olup, olmadığı alacaklı ise ne kadar alacaklı olduğu hususu fatura içeriğindeki hizmetin verilip, verilmediği konusunda Bilişim uzmanından görüş alınmasıyla ortaya çıkacaği” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davalı vekili bilirkişi raporuna beyan ve itiraz dilekçesi ile ticari defterlerin tek başına delil niteliğinde olmadığını, faturalara konu hizmetin verildiğine ilişkin HMK 200. Maddesi uyarınca yazılı delil sunulmadığını beyan ederek ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava 2004 sayılı Yasanın 67.maddesine dayalı itirazın iptali istemine dairdir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Fatura tek başına alacağın kanıtı değildir. Faturanın dayanağı olan temel ilişkinin ispatı gerekir. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kayıt edilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaz.
Faturalarda belirtilen malların davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki malların davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.(Y.19.H.D. 2016/19744E. 2018/5005K.)
Yemin delili 6100 sayılı HMK’nın 225 ve devamı maddelerde düzenlenmiştir. Yemin kesin delillerdendir. Yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlüdür. Şu durumda kural olarak, yemin teklifi hakkı kullandırılmadan karar verilemez.
Bu açıklamalar ışığında tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır. Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde davacı alacaklı tarafça davalı borçlu aleyhine başlatılan 3 adet faturaya dayalı alacaktan kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle dava açılmış ise de; ;davalı tarafça taraflar arasındaki ticari ilişkinin kabul edilmediğinin anlaşıldığı, mahkememizce bilirkişi incelemesi yapıldığı, davalının ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, davacının ticari defter ve kayıtlarının incelendiği, davacının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu, faturaların ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, ancak yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere faturanın davacının defterlerine kayıtlı olmasının alacağın varlığına tek başına ispata yeterli olmadığı, ispat yükünün davacıda olduğu, bu nedenle davacının çağrı hizmeti verdiğine ilişkin edimini dava değeri itibariyle HMK’nın 200 ve devamı maddeleri uyarınca yazılı deliller ile ispat etmesi gerektiği, davacının defterlerinde ve dosya içerisinde faturaya konu hizmetin verildiğine ilişkin belge bulunmadığı, davacının yemin deliline açıkça dayandığı. Mahkememizce 2. celse yemin hakkının hatırlatıldığı, davacı vekiline yemine ilişkin beyanda bulunması aksi halde yemin hakkından vazgeçmiş sayılacağına ilişkin süre verildiği, verilen süre içerisinde davacı vekilinin mail yazışmalarını sunduğu ve gerekirse ses kayıtlarının yerinde incelenmesini talep ettiği, yemin deliline dayanılmadığı, davalı vekilinin sonradan sunulan delile muvafakatinin olmaması ve iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında kaldığı anlaşılmakla delilin Mahkememizce değerlendirilmediği, ve beyan dilekçesinde belirttiği ses kayıtlarına dava dilekçesinde dayanılmadığı ve davalı vekilinin de muvafakatinin olmaması ve iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında kaldığı anlaşılmakla inceleme talebinin reddine karar verildiği, verilen süre içerisinde yemin deliline dayanılmadığı anlaşılmakla yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verildiği, davacı tarafın faturalara konu hizmetin davalıya verildiği iddiasını ispata elverişli deliller vasıtasıyla kanıtlayamaması nedeniyle takibe konu faturalara konu hizmetin verildiği ispatlanamadığından söz konusu faturalardan kaynaklı olarak davacı tarafın davalıdan alacaklı olduğu sabit olmayıp alacağın varlığı hukuka ve usule uygun delillerle kanıtlanamadığından davalı borçlu tarafça icra takibine yönelik yapılan itirazın haklı olması nedeniyle davacı tarafça açılan itirazın iptali davasının reddine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça davalı aleyhine açılan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 922,18-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 862,88-TL’nin davacıya iadesine,
3-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 7.819,92-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine,
5-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 19/01/2021

Katip … Hakim …
¸e-imzalı ¸e-imzalı