Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/627 E. 2022/139 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/627 Esas
KARAR NO : 2022/139
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının Butlanı İstemli)
DAVA TARİHİ : 30/09/2019
KARAR TARİHİ : 24/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının Butlanı İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 30/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin 28.06.2019 tarihinde yapılan 2017-2018 yılları olağan genel kurul toplantısı hazirununun TTK 415. maddeye aykırı şekilde teşekkül etmiş olması ve bu sebeple de genel kurul toplantısının geçerlilik unsurlarını taşımadığından yokluğunun tespiti ile şirket ortaklık yapısının tespiti istemi ile müvekkilinin 7.600.000 TL sermayeli davalı şirketin 23.357 payına doğrudan kendisi sahip olduğunu, müvekkilinin babası ve murisi olan şirket ortaklarından … … 15.08.2015 tarihinde vefat etmiş olduğunu, … … terekesi için yetkili … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/… Tereke Sayılı dosyasından davalı şirkete 01.12.2015 tarihinde … … ile ilgili şirketteki hak ve alacakları hususunda müzekkere yazıldığını, davalı şirketin 3 ay sonra 03.03.2016 tarihinde vermiş olduğu cevap ile bir kısım ortaklar pay defteri göndermiş olduğunu, diğer taraftan yine Tereke Mahkemesinin talimatı ile Mudanya Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/… Talimat sayılı dosyasında merhum … …’nın … Köyü, … Mevkii, 30 Parsel’de bulunan taşınmazında, giysi dolabının içinde, tek gözlü çift kademeli bir kasa tespit edilerek mahkeme heyeti huzurunda açılmış olduğunu, açılan kasa içerisinde davalı … A.Ş.’ye ait yeni hisse senetleri çıktığını, davalı şirketin hisse senetlerini hamiline olarak bastırmış olduğu açık olduğunu, bunu sürekli olarak yapmakta olduğunu, ancak müvekkile herhangi bir hisse teslimi yapılmadığından doğal olarak müvekkil, genel kurul toplantılarına pay defterlerine göre katılmış olduğunu, müvekkil, davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olmadığını, Yönetim kurulunun hazirun cetvelini TTK hükümlerine uygun olarak düzenlediğine itimat etmiş ancak tereke mahkemesi tespitleri ile durumun böyle olmadığının anlaşıldığını, şirket hisseleri hamiline yazılı olmasına rağmen, dava konusu Şirket Genel Kurulu mevcut pay defterlerindeki ortaklık yapısına göre toplanmış ve hazirunlar da ortaklar pay defterindeki hisselere göre teşekkül ettirilmiş olduğunu, Genel Kurul toplantısı öncesinde hamiline yazılı hisse senetleri ibraz edilmediğinden dava konusu Olağan Genel Kurul Toplantısında %25 asgari toplantı nisabının dahi sağlanamadığı da ortaya çıkmış olduğunu, Davalı şirkete ait 7.600.000 TL’lik sermayenin 3.502.040 TL nominal bedelli hamiline yazılı hisse senedinin merhum … … terekesine ait menkul kıymet olarak Tereke Mahkemesinde bulunduğunun sabit olduğunu, bunun yanı sıra müvekkil de kendisine hamiline yazılı hisse senedi teslim edilmediğinden ortaklık pay defteri gereğince sermayenin 23.357 TL nominal bedelli hissedarı olduğunu, müvekkil haricinde genel kurula katılan kişilerin gerçek hissedar olup olmadıkları hususunun net olmadığını, genel kurul toplantı nisabı oluşmamış olduğunu, bu sebeple alınan tüm kararlar da yok hükmünde olduğunu, bu sebeple Genel Kurul toplantısında alınan kararların tümünün yok olduğunun tespiti ile iptalini, Şirkete ivedilikle kayyum atanması, ortaklık yapısı tespit edilerek kayyumun yeniden Genel Kurul toplantısı yapmasının sağlanması, davalı şirketin mal varlıklarının korunması ve yetkisiz devrinin engellenmesi için araç ve gayrimenkuller üzerine tedbir konulması, davalı şirketin yetkisiz yönetildiği de dikkate alınarak TTK 439. maddesi gereğince ivedilikle özel denetçi tayin edilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 21/10/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketinin … Tic. A.Ş., 1980 yılında kurulmuş Bursa’nın otelcilik hizmet sektöründe faaliyet gösteren köklü firmalardan olduğunu, … …’nın 18/08/2015 tarihinde vefatı üzerine mirası aynı zamanda müvekkil şirketin de ortakları arasında bulunan kızları davacı …, … … ve …’ya kaldığını ve vasiyetname davası açıldığını, tereke temsilcisi mahkeme kararı ile atanınca, müteveffa … …’nın hissesini temsil etmek, tereke yararına oy kullanmak ve şirket organlarında görev almak isteğinde bulunduğundan, müvekkilimiz şirket dahil aile şirketlerinin tamamında yönetim kurullarının görev süresinin bitmesine bir yıl varken erken genel kurulun yapılmasına karar verilmiş olduğunu ve tereke idara memuru 15.6.2016-17.5.2017 ve davaya konu 28.6.2019 tarihlerinde yapılan genel kurullara terekeyi temsilen yönetim kuruluna alınmış olduğunu, … A.Ş.nin başka bir genel kurulun iptalli için açılan davada …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/… e.sayılı dosyasından verilen 17.11.2016 tarihli kararında şirket organsız bulunmadığı için kayyum atama talebinin reddine dair karar vaz edilmiş olduğunu, yine aynı nedenlerle açılan aile şirketlerinden … A.Ş.ve … A.Ş.için açılan davalarda da mahkemeler şirket organsız bulunmadığından ve yasada aranan kayyum atanma nedenleri olayda bulunmadığından kayyum atanması taleplerini reddetmiş olduklarını, davacı tarafın özel denetçi talebi de mesnetsiz olduğunu, davacı TTK.439.maddesinde belirtilen yeterli hisseye sahip olmadığını, terekeden doğan tüm hak ve yetkiler de tereke temsilcisi eliyle kullanılacağından davacının kendisi tarafından vaziyet edilmesi mümkün olmayan paya dayanarak TTK’nun 439.maddesinde nisabı aştığını iddiasında bulunamayacağı da izahtan vareste olduğunu, uzun yıllar davacının babası müteveffa … … ile kardeşi … … bütün aile şirketlerini olduğu gibi davaya konu şirketi de hiçbir çekişmeye konu etmeden uyumlu bir şekilde idare etmiş olduklarını, davaya konu şirket aile şirketi olduğundan taraflar cüz’i de olsa aile fertlerinin şahıslarına da hisse verdiğini ve bu güne kadarki bütün genel kurullarda kararlar ortakların oybirliği ile alındığını, bu tarihten evvel yapılan tüm genel kurulların da bunlardan farkı olmadığını, … … vefat etmiş ise de aile büyüğü … … hayatta olduğunu, bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da şirketin, hak ve hukuka riayet edilerek idare edileceğinden kimsenin kuşkusu olmadığını, nitekim menfaatleri ortak olduğu halde vasiyete itiraz etmeyen davacının diğer kardeşleri, alınan kararlara, pay defterine, hazirun cetveline itiraz etme gereği duymadığı gibi bizzat davacı da dava dilekçesinde davaya dayanak gösterdiği pay miktarı hazirun cetveliyle aynı olduğunu, davadaki davacının tüm iddia ve bayanları hukuka aykırı ve mesnetsiz olduğunu ve bu nedenle davanın reddini talep etmişlerdir.
DELİLLER : Davalı Şirket ticari defter ve kayıtları, Davalı şirkete ait kuruluştan bu yana pay defteri, ticaret sicil kayıtları, sanayi ve ticaret bakanlığı kayıtları, Davalı şirket 28/06/2019 tarihli genel kurulu tutanağı ve ekleri, hazirun cetveli, … Sulh Hukuk Mahkemesi 2015/… Tereke dosyası, … Sulh Hukuk Mahkemesi 2016/… Talimat dosyası, … Sulh Hukuk Mahkemesi 2016/… Talimat dosyası, … Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen 2019/… Esas 2021/… Karar sayılı ilamı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
… Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/… Talimat dosyasının tespit tutanağının incelenmesinde; Kiralık kasa içinde herhangi bir şekilde zinet para ve dövize rastlanmadığı sadece … A.ŞA, … A.Ş. Ve … A.Ş.’ye ait kıymetli evrakların bulunduğu (hisse senetlerinin) anlaşılmıştır. … A.Ş’ye ait 100000 TL’lik 3 adet, 50000 TL’lik 4 adet, 10000 TL’lek 18 adet, 5000 TL’lik 13 adet, 10 TL’lik 10 adet, … A.Ş.’ye ait 10000 TL’lik 6 adet, 5000 TL’lik 12 adet, 1000 TL’lik 18 adet, 500 TL’lik 21 adet, 100 TL’lik 13 adet, 10 TL’lik 20 adet, … A.Ş.’ye ait 500000 TL’lik 3 adet, 100000 TL’lik 12 adet, 50000 TL’lik 12 adet, 10000 Tl’lik 12 adet, 5000 TL’lik 12 adet, 1000 TL’lik 18 adet, 100 TL’lik 18 adet, 10 TL’lik 20 adet hisse senedinin olduğun tutanaklar ile tespit edilen hisse senetlerinin birbirini doğruladığı anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… Esas 2021/… Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacı … tarafından davalı … A.Ş. aleyhine açılan davalı şirketin 28/06/2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespiti ve davalı şirkete kayyım atanması istemine yönelik davanın reddine 07/07/2021 tarihinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi Heyeti tarafından sunulan 12/06/2020 tarihli Bilirkişi raporunda özetle; Şirket sermayesinin 600.000,00 TL artırılarak 7.600.000,00 TL’ye çıkartılmasına ilişkin 15.06.2010 tarihli olağan üstü genel kurul kararının 21.06.2010 tarihinde tescil edilerek ilan olunduğu, bu anlamda yapılan sermaye artırımı işleminin 6102 sayılı yeni TTK nun yürürlük tarihinden önce olduğu, dolayısı ile artırılan sermaye paylarına ilişkin pay senedi bastırma zorunluluğunun bulunmadığı, dolayısıyla mükerrer hisse basımından söz edilemeyeceği, 600.000,00 TL tutarındaki sermaye artışından sonra 22.02.2016 tarihli yönetim kurulu kararı çerçevesinde 600.000,00 TL bedelli hisse sentlerinin bastırılarak, şirket ortaklarına hisseleri nispetinde dağıtılmalarına karar verildiği anlaşılmakla, şirketin 17.05.2017 genel kurul tarihindeki son hisse yapısının aşağıdaki gibi olduğu ve hazirun cetveli ile uyumlu olduğu, Rapor içerisinde yer verilen tespit ve değerlendirmeler ışığında, davaya konu 28.06.2019 tarihli genel kurul toplantısında gündem m.5 ve m.6 ile alınan kararların TTK m.436/2 hükmüne aykırılık taşıdığı, TTK m.445 gereğince iptali gerektiği kabulünün bulunduğu bildirilmiştir
Bilirkişi Heyeti tarafından sunulan 22/12/2021 tarihli Bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin hisse durumunun aşağıdaki tabloda gösterildiğini,
Toplam 7.600.000,00 TL tutarındaki davalı şirket sermayesinin tamamen ödenmiş durumda olduğunun anlaşıldığını, Şirketin toplam sermayesi her biri 1,00 TL itibari değerde olmak üzere 7.600,000 hisseden oluştuğunu, tüm ortakların asaleten ve vekaleten olmak üzere katıldıkları anlaşılan dava konusu Olağan Genel Kurul Toplantısı tarihi itibarıyla düzenlenmiş “Hazirun Cetveli” verilerine göre davacı …’nin hissesi 23.357 adet karşılığı 23.357,00 TL olarak göründüğünü, şirket ticari defterlerinde sermaye payı karşılığı ise, 23.357,31 TL olarak raporlanmış durumda bulunduğunu, Şirketin en son 2016 yılında ara tasdiki olduğu görülen Ortaklar Pay Defterinde kayıtlı şirket sermayesi toplamı da 7.600.000,00 TL olduğunu, Davacı …’nin ise, kayıtlı hisse miktarı 23.357 adet, karşılığı da 23.357,00 TL olarak göründüğü, dolayısıyla da dava konusu “Hazirun Cetveli” verileri ile uyumlu bulunduğunu, tespitlerimize göre Müteveffa … …’nın, vefatından önceki hisse miktarı 520.881 adet hisse karşılığı olarak görülmekte, dava konusu Olağan Genel Kurul Toplantısına ilişkin “Hazirun Cetveli”nde “Tereke Memuru” tarafından temsil edilen hisse miktarı da 520.881 adet olarak göründüğünü, Davacı tarafça her ne kadar Tereke Mahkemesinde bulunan ve huzurdaki dava dosyasına fotokopileri celp edilen 3.502.040.,00 TL itibari değerli hamiline yazılı hisse senedinin, şirket sermayesinin bu miktardaki bölümüne ilişkin bulunduğu ileri sürülmekteyse de söz konusu hisse senetlerinin sadece 3.500.000,00 TL’lik bölümünün, davalı şirketin bu miktardaki sermayesi karşılığı olarak dikkate alınabilecek özellikte olduğunu çünkü, davalı şirketin sermayesi 3.400.000.000 (eski TL) (3.400,00 YTL) iken bastırılmış hisse senetlerinin 2.040,00,000,00 TL’lik bölümüne ilişkin bulunan hisse senetleri, “5083 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesi ve Türk Ticaret Kanunu’nun 399’uncu maddesi ve 1’inci geçici maddesi gereğince bâtıl bulunmakta olduğunu, kaldı ki fotokopileri incelenen hamiline yazılı hisse senetlerinin, 3.500.000,00 (yeni) TL tutarındaki bölümünün, davalı şirket sermayesinin 7.000,000,00 YTL düzeyine eriştiği dönemde ve anılan yasal düzenlemeler gereği “düzetilmiş değer” olarak bastırıldığının açıklıkla anlaşıldığını, eski TL üzerinden bastırılmış tüm hisse senetleri yerine geçtiği değerlendirildiğini, hisse senetlerinin kıymetli evrak niteliğinde olduğunu ve kıymetli evrakta hakkın senede bağlı olup, senetsiz devredilemeyeceği ve senetsiz hakkın ileri sürülmesi mümkün olamayacağı için, aynı ortaklık haklarını temsil etmek üzere birden fazla veya payların itibari değerlerini aşan değerde senet bastırılamayacağının tartışmasız olduğunu, ne var ki; dava dosyasına sunulu diğer belgeler ve kayıt örneklerinden de hareketle yukarıda Sayın Mahkemenin takdirlerine sunulu tespitlerimize göre, “davacı şirketin toplam 7.600.000.00 TL”’lik sermayesinin karşılığında mükerrer hisse senedi bastırıldığı” yönündeki davacı taraf iddialarına dayanak olacak özellikte objektif denetime elverişli somut bir veriye rastlanmadığını, Davacı taraf dava konusu genel kurul kararlarına muhalif kalmış ve muhalefeti zapta yazdırmış iseler de Dava konusu genel kurul toplantısı gündeminin 3. ve 4. Maddeleri kapsamında alınan kararların iptali için gerekli koşulların bulunduğundan söz etmenin olanaklı görünmediğini, Yönetim kurulu üyeleri, bem kendi ibralarında, hem diğer YK üyelerinin ibralarında oy hakkından yoksun olduklarını, (TTK., 436) fakat üyelerin, pay sahiplerinin paylarından doğan oy haklarını, onların temsilcisi sıfatıyla kendi ibralarında kullanabilmekte olduğunu, bu yönüyle de alınan kararın iptalini gerektiren bir aykırılık tespit edilemediğini, 7. Gündem maddesi kapsamındaki kararın oybirliği ile kabul edildiği görülmekle, yokluk veya butlan gerektiren bir ihlale de rastlanmadığı, 8. Gündem maddesi TTK. 445 uyarınca, kanuna veya anasözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırılığını gösterir bir gerekçe ve delil sunulamadığını, 9. maddesi ile ilgili bulunan beyanı da tek maddeden oluştuğunu, 9. Gündem maddesi ile ilgili iptali koşullarının değerlendirilebileceği bir karar söz konusu bulunmadığını, yapılan incelemeler çerçevesinde ortaklık yapısına dair, yukarda yaptığımız tespit ve açıklamalar uyarınca alınan kararların yokluğunu veya butlanını gerektiren bir ihlalin tespit edilemediği, kararların iptalini gerektiren sebep ve şartların da tahakkuk etmediğinin anlaşıldığı tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalı şirket aleyhine açılan dava konusu Davalı şirketin 28/06/2019 tarihinde yapılan 2017-2018 faaliyet yıllarına ilişkin genel kurul toplantısının TTK 415. maddesine aykırı şekilde teşekkül etmesi nedeniyle geçerlilik unsurlarını taşımadığından alınan kararların yokluğunun tespiti ve şirket ortaklık yapısının tespiti talebine ilişkindir.
Davacı taraf dava konusu şirketin hisse senetlerinin mükerrer basıldığını, toplamda 7.602,040 adet hisse senedi ispatlı olup toplam 8.200.000 adet hisse bastırıldığını, şirketin sermayesinin 7.600.000,00-TL olduğunu, tereke de şirketin eksik temsil edildiğini, eksik temsil edilen kısım … Holding adı altında … … tarafından kullanıldığını, bu nedenle 28/06/2019 tarihli genel kurulun TTK’nun amir hükümlerine aykırı olduğundan butlanına karar verilmesini ayrıca şirketin ortaklık yapısının tespitini talep etmişlerdir.
Davalı taraf ise davacı tarafın beyanlarının kabul edilemez olduğunu, mükerrer hisse senedi basılmadığını, terekede tam temsil sağlandığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin son celsesinden önce davacı vekilinin vekillikten çekilme dilekçesinin davacı asile usulüne uygun tebliğ edildiği ve duruşma gün ve saatinden haberdar olan davacı asilin duruşmaya katılmaması üzerine davalı vekilinin davayı takip ettiğini beyan etmesi üzerine davaya devam olunarak karar verilmiştir.
Dava konusu ihtilaf davalı şirketin 28/06/2019 tarihli 2017-2018 faaliyet yıllarına ilişkin genel kurul kararlarının yoklukla malul olup olmadığı, şirketin hisse senetlerinin mükerrer basılıp basılmadığı ve bu kapsamda ortaklık yapısından kaynaklıdır.
Davalı şirketin Ortaklar pay defterinin incelenmesinde; defter açılış tasdikinin …. Noterliği’nin 30/12/2014 tarih ve … yevmiye numarası ile yapıldığı, şirketin toplam 7.600.000 adet hissesi olup, ortaklardan … …’nın 520.881 adet, … …’nın 487.689 adet, … …’nın 35.195 adet, … …’nın 35.036 adet, …’nin 23.357 adet, … … ‘in 21.513 adet, Hanzade …’nın 23.517 adet, … A.Ş’nin 6.417.776 adet, … …’nın 35.036 adet hisseye sahip olduğu ve her bir hisse değerinin 1,00-TL olduğu, defter ara tasdikinin …. Noterliği’nin 08/01/2016 tarih ve … yevmiye numarası ile yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında düzenlenen ilk bilirkişi raporunun karar vermeye elverişli bulunmaması nedeniyle Mahkememizin 08/04/2021 tarihli 4. celsesinde verilen ara karar ile; celp edilen hisse senetleri sureti, şirket pay defterleri ve tüm dosya kapsamına göre, dosyanın farklı bir mali müşavir ve bir şirketler hukuku alanında uzman bilirkişi heyetine tevdii ile Mali Müşavir bilirkişi tarafından davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle davalı şirketin 28/06/2019 tarihli genel kurul toplantısında toplantı ve karar nisaplarına uyulup uyulmadığı alınan kararların yoklukla malul olup olmadığı veya iptalinin gerekip gerekmediği, şirket ortaklık yapısının tespiti hususunda yeni rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi Heyeti tarafından düzenlenen 22/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen yukarıdaki tespit ve açıklamalar uyarınca alınan davalı şirketin 28/06/2109 tarihli genel kurul kararların yokluğunu veya butlanını gerektiren bir ihlalin tespit edilemediği, kararların iptalini gerektiren sebep ve şartların da tahakkuk etmediğinin anlaşıldığı tespit edilmiştir.
TTK 447. maddesinde Butlan halleri; ” a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır.” şeklinde belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde davacı tarafça davalı şirketin 28/06/2019 tarihli genel kurul toplantısına kendisi dışında katılanların gerçek hissedar olup olmadığının belirsiz olduğu, tereke dosyasında tespit edilen hisseler ile mükerrer hisse senedi basıldığı, terekede şirketin eksik temsil edildiğini bu nedenle genel kurul usul ve yasaya uygun teşekkül ettirilmediğinden bahisle davalı şirketin 28/06/2019 tarihli 2017-2018 yıllarına ilişkin genel kurul kararlarının yoklukla malul olduğuna ve şirket ortaklık yapısının tespitine karar verilmesi talep edilmiş ise de; düzenlenen dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunan 22/12/2021 tarihli bilirkişi raporundaki tespitler kapsamında şirket sermaye yapısının yukarıda tabloda belirtildiği şekilde teşekkül ettiği, bu haliyle davalı şirketin hisse senetlerinin mükerrer olduğuna yönelik iddiaların gerçek dışı olduğu ve bu hususun ispatlanamadığı anlaşıldığından şirket sermaye ve hisse durumunun tabloda belirtildiği şekilde şirket hisse durumunda gerçek dışı duruma rastlanmadığından şirket sermayesinin gerek terekede gerek genel kurullarda usulüne uygun temsil edildiği bu haliyle şirket sermaye yapısının tespitini gerektiren bir neden bulunmadığı, dava konusu olan 28/06/2019 tarihli genel kurul toplantısında da şirket hisselerinin usulüne uygun temsil edilerek, toplantı ve karar nisaplarına uygun şekilde davranıldığı, genel kurulda yetkisi ve hakkı olmadığı şekilde katılım ve oy kullanmak suretiyle alınan kararlara etki etme halinin söz konusu olmadığı sabit olup, yasada belirtilen butlan hallerinden herhangi birinin dava konusu genel kurul kararları yönünden geçerli olmadığı, şirket sermaye ve hisse durumunun belirtildiği şekilde usulüne uygun temsil edildiği anlaşılmakla, dava konusu davalı şirketin 28/06/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların toplantı ve karar nisaplarına uygun alındığı ve genel kurulun takdirinde bulunduğu açık olup ayrıca alınan genel kurul kararlarında kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı bir hal olmadığından dava konusu genel kurul kararlarının butlan ve yokluk şartlarının bulunmadığı, dava konusu genel kurul kararlarının geçerli olduğu anlaşıldığından davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklanacağı üzere;
1- Davacı tarafından açılan DAVANIN REDDİNE,
2- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan peşin harcın alınması gereken 80,70-TL karar harcından mahsubu ile bakiye 36,30-TL karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafça yargılama sırasında yapılan 2 adet tebligat posta masrafından oluşan 31,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5- Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan maktu 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacı tarafın yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize gönderilecek veya sunulacak dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/02/2022

Başkan …
e-imza*

Üye …
e-imza*

Üye …
e-imza*

Katip …
e-imza*

Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.