Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/623 E. 2020/517 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/623 Esas
KARAR NO : 2020/517

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 30/09/2019
KARAR TARİHİ : 22/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 30/09/2019 havale tarihli dilekçesinde özetle; davalı şirketin 20/09/2019 tarihli 2016-2017-2018 yılları olağan genel kurul toplantısına davetin usulüne uygun yapılmadığını, toplantının usule aykırı şekilde gizli yapılmadığını, şirketin yönetim kurulu başkanı olarak tüm yetkilerle donatılmış olan davalı …’in aynı zamanda şirketin 50.000 hisse üzerinden 41.500 hisseya sahip kurucu ortak olduğunu, şirketin kuruluşundan beri yönetim kurulu başkanı olduğunu, toplantının 4. gündem maddesinin 2016-2017-2018 yılları çalışmalarından dolayı yönetim kurulu ibrasına ilişkin olduğunu davalının bu maddenin oylanmasında TTK 436 maddesi gereğince oy kullanmasının yasak olduğunu, bu nedenle 2,3 ve 4 gündem maddelerinde kararların iptali gerektiğini, yine 5. ve 7. gündem maddelerinde de davalı yönetim kurulu başkanının oy yoksunluğu olmasına rağmen oy kullanması nedeniyle 5 ve 7. maddelerin de iptali gerektiğini ayrıca yönetim kurulu üyelerinin sadakat yükümlülüğü ve dürüstlük kuralına aykırı davranışları nedeniyle davalı şirket yönetimine kayyım atanmasına karar verilmesini, davalı şirketin 20/09/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısını yokluk ile malul olduğunun tespiti, olmadığı takdirde 2,3,4,5 ve 7 numaralı gündem maddelerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 18/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın 20.09.2019 tarihli olağan genel kurul toplantısının ve gündem maddelerinin iptali taleplerinin reddi gerektiğini, 2016-2017-2018 yılları olağan genel kurul toplantısının 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ve şirket esas sözleşmesi hükümlerine uygun olarak yapıldığını, davacının öne sürdüğü iddialardan hiçbiri genel kurul toplantısının ve gündem maddelerinin iptalini gerektirecek nitelikte olmadığını, tüm işlemlerin usul ve yasaya uygun şekilde gerçekleştirildiğini, 2016-2017-2018 yılları olağan genel kurul toplantısına davetin usulüne uygun olarak yapıldığını, davacıların bilgi edinme haklarının engellenmeye çalışıldığı iddiasının doğru olmadığını, müvekkil şirketin 20.09.2019 tarihli olağan genel kurul toplantısının gizli yapılmaması ve yetkisiz kişilerin katılmasının söz konusu olmadığını, davacı tarafın müvekkil şirkete kayyum atanması yönündeki taleplerinin de kabulünün mümkün olmadığını, davacıların hissedarları oldukları müvekkil şirkete karşı nitelikli dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma ve suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçlarını işlemeleri nedeniyle; …Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı soruşturma dosyası üzerinden suç duyurusunda bulunulduğunu, tüm bu nedenlerle; sadakat yükümlülüğüne ve dürüstlük kurallarına aykırı davranan davacı şirket ortaklarının haksız olarak açmış oldukları işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Ticaret sicil kayıtları, Davalı şirketin 20/09/2019 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantı tutanakları, …Müdürlüğü kayıtları, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin… Esas, … Karar sayılı ilamı, İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesinin …esas sayılı dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … ve … sayılı soruşturma dosyaları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi Heyeti tarafından düzenlenen 29/09/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; davalı şirketin 20/09/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısının veya gündeminin toplantı çağrısının usulüne uygun olmadığı, şirket hissedarı olmayanların toplantıya katılması, oydan yoksun olmasına rağmen yönetim kurulu başkanının oy kullanması nedeniyle TTK 395 ve 396 maddelerine aykırı davranıldığı tespit edilerek olağan genel kurulun 2,3,4,5 ve 7. gündem maddelerinin iptalinin Mahkemenin takdirinde olduğu belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava; davacı tarafça davalı şirketin 20/09/2019 tarihli Olağan Genel Kurul Kararının İptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafça davalı şirketin 20/09/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 2,3,4,5 ve 7 numaralı kararların iptaline karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı tarafça 20/09/2019 tarihli genel kurul kararının iptalini gerektiren bir neden bulunmadığını, kararların usul ve yasaya uygun olduğunu bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirketin Ticaret sicil kayıtları, dava konusu genel kurul toplantı tutanakları dosyaya celp edilerek incelenmiştir.
Davalı şirketin Ticaret Sicil kayıtlarının incelenmesinde; davalı şirketin…Ticaret Sicil Müdürlüğünün …sicil numarasına kayıtl… A.Ş. ünvanlı şirket olduğu ve ticaret merkezinin Beşiktaş / İstanbul olduğu, buna göre Mahkememizin yetkili olduğu, ana sözleşmesinin tescilinin 22/02/2016 tarihinde, şirketin son tescilinin 01/10/2019 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf davalı şirketin 20/09/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan ve iptali talep edilen kararların şirket esas sözleşmesine, usul ve yasaya uygun olup, olmadığına ilişkindir.
Dava konusu ihtilafa ilişkin TTK’da Genel kurul kararlarının iptali başlığı altında belirtilen düzenlemelere bakılacak olursa;
TTK 445. maddesinde; İptal sebepleri ; “446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
TTK 446. maddesinde ise İptal davası açabilecek kişiler ; ” (1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir. ” şeklinde belirtilmiştir.
Davacılar tarafından iptal davasının 3 aylık yasal süresinde açıldığı, dava konusu kararlara muhalif olma şartının genel kurul toplantı gündeminin 2,3,4,5,7 maddelerine istinaden alınan kararlar açısından toplantı tutanağındaki muhalefet şerhi ile sağlandığı anlaşılmıştır.
Davalı şirketin 20/09/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısına çağrı davetinde belirtilen toplantı adresi hatalı olduğundan dolayı genel kurula çağrı usulüne uygun yapılmamış ise de davalı şirketin tüm hissedarlarının 20/09/2019 tarihli genel kurul toplantısında hazır bulundukları ve davacıların toplantıda kendilerini vekilleri ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından toplantının TTK 416 maddesi gereğince çağrısız genel kurul niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi Heyeti tarafından düzenlenen 29/09/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; davalı şirketin 20/09/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısının veya gündeminin toplantı çağrısının usulüne uygun olmadığı, şirket hissedarı olmayanların toplantıya katılması, oydan yoksun olmasına rağmen yönetim kurulu başkanının oy kullanması nedeniyle TTK 395 ve 396 maddelerine aykırı davranıldığı tespit edilerek olağan genel kurulun 2,3,4,5 ve 7. gündem maddelerinin iptalinin Mahkemenin takdirinde olduğu belirtilmiştir.
TTK 436. maddesine göre ;”(1) Pay sahibi kendisi, eşi, alt ve üstsoyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hâkimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin olan müzakerelerde oy kullanamaz. (2) Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz. “
TTK 559. maddesine göre; ” Kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, denetçilerin, şirketin kuruluşundan ve sermaye artırımından doğan sorumlulukları, şirketin tescili tarihinden itibaren dört yıl geçmedikçe sulh ve ibra yoluyla kaldırılamaz.”
Davacı tarafça dava konusu davalı şirketin 20/09/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 2,3,4,5 ve 7 numaralı kararların iptaline yönelik dava açılmış olup;
Dava konusu 20/09/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısı 2. maddesi’nin 2016-2017-2018 mali yıllarına ait yönetim kurulu faaliyet raporunun oylanmasına ilişkin olduğu, TTK’nın 436/1.maddesi gereğince pay sahibi, kendisi ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme ilişkin müzakerelerde oy kullanamayacağı açık olup, dava konusu genel kurul toplantısına tüm ortaklar katılmış olup 2 numaralı gündemdeki faaliyet raporlarının oylamasında 41.500 hisse kabul, kalan 8.500 adet hisse sahipleri ise red yönünde oy kullanmıştır. Bu kapsamda yönetim kurulu başkanının kendisi ile ilgili oylamalara katılarak oy kullandığı sabit olduğundan söz konusu 2. maddedeki genel kurul kararının TTK 436/1 maddesine aykırı olmasından dolayı iptali gerektiği,
Dava konusu 20/09/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısı 3. maddesi’nin 2016-2017-2018 mali yıllarına ait finansal tabloların oylanmasına ilişkin olduğu, TTK’nın 436/1.maddesi gereğince pay sahibi, kendisi ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme ilişkin müzakerelerde oy kullanamayacağı açık olup, dava konusu genel kurul toplantısına tüm ortaklar katılmış olup 3 numaralı gündemdeki finansal tabloların oylamasında 41.500 hisse kabul, kalan 8.500 adet hisse sahipleri ise red yönünde oy kullanmıştır. Bu kapsamda yönetim kurulu başkanının kendisi ile ilgili oylamalara katılarak oy kullandığı sabit olduğundan söz konusu 3. maddedeki genel kurul kararının TTK 436/1 maddesine aykırı olmasından dolayı iptali gerektiği,
Dava konusu 20/09/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısı 4. maddesi’nin 2016-2017-2018 yılları çalışmalarından dolayı yönetim kurulu üyelerinin ibralarının oylanmasına ilişkin olduğu, TTK 436/2 maddesindeki “Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz. ” düzenleme gereği davalı şirket yönetim kurulu başkanı olan davalı …’in kendi ibrasına ilişkin oydan yoksunluk hali bulunmasına rağmen oy kullandığı ayrıca şirket ana sözleşmesinin tescil tarihi olan 22/02/2016 tarihinin üzerinden 4 yıl geçmediğinden TTK 559 maddesi gereğince yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu ibra yoluyla kaldırılamayacağı sabit olmakla söz konusu 4. maddedeki genel kurul kararının TTK 436/2 ve 559 maddelerine aykırı olmasından dolayı iptali gerektiği,
Dava konusu 20/09/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısı 5. maddesi’nin yönetim kurulu üyeliği seçimine ilişkin olduğu, TTK’nın 436/1.maddesi gereğince pay sahibi, kendisi ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme ilişkin müzakerelerde oy kullanamayacağı açık olup, dava konusu genel kurul toplantısına tüm ortaklar katılmış olup 5 numaralı gündemdeki yönetim kurulu seçimi oylamasında 41.500 hisse kabul, kalan 8.500 adet hisse sahipleri ise red yönünde oy kullanmıştır. Bu kapsamda yönetim kurulu başkanının kendisi ile ilgili oylamalara katılarak oy kullandığı sabit olduğundan söz konusu 5. maddedeki genel kurul kararının TTK 436/1 maddesine aykırı olmasından dolayı iptali gerektiği,
Dava konusu 20/09/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısı 7. maddesi’nin TTK 395 ve 396 maddeleri gereğince şirketle işlem yapma, şirkete borçlanma ve rekabet yasağına ilişkin izin verilmesinin oylanmasına ilişkin olduğu, TTK 395. maddesinde yönetim kurulu üyesinin genel kuruldan izin almadan şirketle işlem yapamayacağı ve şirkete borçlanamayacağı, TTK 396 maddesinde de yönetim kurulu üyelerinden biri, genel kurulun iznini almaksızın, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi, aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla da giremeyeceği düzenlenmiş olup, bu kapsamda davalı şirket yönetim kurulu başkanı olan davalı …’in kendisi hakkında getirilen şirketle işlem yapma yasağı ve rekabette bulunmama yasağına ilişkin oylamaya katılması TTK 436 maddesine aykırıdır ve üyenin oylamaya katılmaması oy çoğunluğunun sağlanmasına etki edeceğinden kararın hukuka ve yasaya aykırı olmasından dolayı iptali gerektiği,
Bu haliyle davalı şirketin esas sözleşmesi, dosya kapsamında bulunan tüm belgeler, dava konusu 20/09/2019 tarihli genel kurul toplantı tutanağı birlikte değerlendirildiğinde, düzenlenen bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunması nedeniyle bilirkişi raporuna itibar edilerek yukarıda bahsedilen yasal düzenlemeler kapsamında davalı şirketin 20/09/2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan 2,3,4,5,7 numaralı kararların yasaya ve hukuka aykırı olmasından dolayı iptallerine karar verilmiş, davacı tarafın davalı şirkete kayyım atanmasına yönelik talebine ilişkin davalı şirket yönetim kurulu başkanının sadakat yükümlülüğüne ve dürüstlük kuralına aykırı hareket etmesi gerekçe gösterilmişse de bu hususu ispatlar nitelikte somut ispat olmaması ve sırf bu gerekçeyle davalı şirkete kayyım atanmasının mümkün olmaması, kayyım atanması için şirkette yönetim boşluğu olması gerektiği, mevcut duruma göre daha önce seçilen yönetimin görevinin devam etmesi ve davalı şirkette yönetim boşluğu olmaması nedeniyle davacı tarafın davalı şirkete kayyım atanması talebinin reddine karar verilmiş, davacı tarafça davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olan … aleyhine de dava açılmış ise de genel kurul kararının iptali davalarında husumetin şirkete yöneltilmesi gerekmekte olup, şirket ortağına veya yöneticisine husumet yöneltilmesi mümkün olmadığından davalı … yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça davalı şirket aleyhine açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
a) Davalı şirketin 20/09/2019 tarihli Genel Kurul Toplantısında alınan gündem maddelerine ilişkin 2,3,4,5 ve 7 numaralı kararların ayrı ayrı İPTALLERİNE,
b) Davalı şirkete kayyım atanması talebinin reddine,
2- Davacı tarafça davalı şirket yöneticisi aleyhine açılan davanın, HMK’nın 114/1-d ve 115/2. maddeleri gereğince pasif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine,
3- Davacı tarafça yatırılan peşin harcın alınması gereken 54,40-TL karar harcından mahsubu ile bakiye 10,00-TL karar harcının davalı şirketten tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan 9 adet tebligat-posta masrafı 61,70-TL, bilirkişi ücreti 2.400,00-TL olmak üzere toplam 2.482,50-TL yargılama giderinin davalı şirketten alınarak davacılara verilmesine, davalı şahıs yönünden yapılan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5- Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacılara verilmesine,
6- Davalı şahıs yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacılardan eşit şekilde alınarak davalı şahsa verilmesine,
7- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacılar vekilinin ve davalılar vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize gönderilecek veya sunulacak dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 22/10/2020

Başkan …
e-imza*
Üye …
e-imza*
Üye …
e-imza*
Katip …
e-imza*

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.