Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/568 E. 2021/859 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/568 Esas
KARAR NO : 2021/859
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2019
KARAR TARİHİ : 02/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 26/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil banka ile dava dışı … Anonim Şirketi arasında akdedilen kredi sözleşmesine istinaden davalı şirkete kredi kullandırıldığını, anılan sözleşmeyi davalılar …, … ile …’ın müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, dava dışı asıl borçlu şirkete kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi üzerine kredi hesabının 02/07/2019 tarihinde kat edilerek borçlulara …. Noterliği’nin 03/07/2019 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin gönderildiğini ve alacağın kat tarihi itibariyle muaccel hale getirildiğini, borcun ödenmemesi üzerine, …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı icra dosyası ile 8.183.467,93-TL alacak üzerinden icra takibi başlatıldığını, takipten sonra yapılan tahsilatlar neticesinde 4.664.574,19-TL alacağının kaldığını, davalıların takibe itirazı üzerine takibin durduğunu, davalıların itirazlarının dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu belirterek davalıların takibe yaptığı itirazın iptaline, takibin bakiye miktar üzerinden devamına, gayri nakdi alacağın depo edilmesine, alacağın %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
CEVAP : Davalı … vekili tarafından sunulan 05/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı bankanın keşide etmiş olduğu ihtarname müvekkiline tebliğ edilmediğini, ödenmesi talep edilen kredi miktarını kabul etmediklerini davacı banka tarafından başlatılan ilamsız icra takibinde müvekkili aleyhinde 7.687.667,49-TL nakit alacak, 495.800,44-TL gayrınakit alacak tahsili talebiyle ilamsız icra takip başlatıldığını, müvekkilinin bu takibe karşı borçu bulunmadığını, icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edildiğini, alacağın tamamına işlemiş faizi işleyecek faize ve faiz oranına itiraz neticesinde takibin durduğunu, huzurdaki dava ile davacının asıl borçlu şirketten olan alacağının 4.664.574.19-TL olduğu beyan edildiğini, davacının kendi beyanına göre ihtarnamesinde yer alan alacak talebi arasında 4.000.000 TL fark bulunmakta olup bu husus dahi müvekkilinin itirazında haklı olduğunun ispatı olduğunu, ayrıca davacının yaptığı beyan ettiği tahsilatları ne şekilde mahsup ettiği belirsiz olduğunu, kefaletin bulunduğu iddia edilen kredi sözleşmesinde müvekkilinin imzaların inçelenmesi gerektiğini, yine sözleşmenin her sayfasında müvekkilinin imzasının bulunup bulunmadığını, imzanın kendisine ait olup olmadığı müvekkili ve taraflarınca incelenemediğini, kime kefil olunduğunun yazılı olmadığını, borcu kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafın hesapladığı anapara miktarı müphem olduğu gibi talep ettiği faiz uygulanan cari faiz ve temerüt faizi oranları haksız hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyanla davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili tarafından sunulan 11/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Tic A.Ş nin 3 ortağından biri olduğunu, davacı banka … Tic A.Ş kredi kullandırdığını, müvekkili … ile beraber diğer ortaklar … ve … bu kredi sözleşmesine müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeye taraf olarak dahil edilmek istendiğini, ancak davacı bankanın deliller arasında gösterdiği kredi sözleşmesi incelendiğinde TBK 581, 582, 583 maddelerinin arandığı şartlarda bir kefalet ilişikisi kurulmadığını, zira TBK 583 madde göre kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeye yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır” amir hükmünün mevcut olduğunu, genel kredi sözleşmesinde TBK 583 maddesi amir hüküm olarak aradığı şartlardan hiçbiri mevcut olmadığını, bu kapsamda iş bu kefalet sözleşmesi her şeyden önce şekil eksikliğinden dolayı yok hükmünde olduğunu, bundan dolayı davanın reddini talep ettiklerini, kefillere taahhüt ve ödemelerin yapılmadığı ihbar edilmeden temerüt faizi yürütülemez hükmünden hareketle müvekkili aleyhine geriye dönük işlediğini ve işleyecek temerüt faizleri talep edilemeyeceğini beyanla icra takibine itirazının kabulünü talep etmiştir.
Davalı … vekili tarafından sunulan 06/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 70 yaşlarında ev hanımı olup sözleşmeye imzalayıp imzalamadığını bilemediği için kefalet sözleşmesinin yasal koşullarının tam olup olmadığı konusunda bilgi sahibi olmadığını, bu sebeple bu konuda inceleme yapılmasını, takibe konu kredilerin kefalet sözleşmesi kapsamında olup olmadığı dahi belli olmadığını takibe konu sözleşmelerin müvekkilinin sorumluluğu gerekçe gösterilen kefalet sözleşmesi kapsamında olup olmadığının değerlendirilmesini talep ettiklerini, işlemiş faizin talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu ve faizin fahiş olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER : … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyası, … Noterliği’nin 03/07/2019 tarih, … yevmiye sayılı ihtarnamesi ve tebliğ şerhi, kredi sözleşmesi ve ekleri, hesap haraketleri, davacı banka kayıtları, arabulucu tutanağı, arabulucu sarf kararı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
… İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı davacı banka tarafından borçlu davalılar aleyhine genel kredi sözleşmesine dayalı alacağa ilişkin başlatılan adi takip yolu ile icra takibine borçlu davalılar tarafından itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği borçlu davalılar tarafından yapılan itirazın süresinde olduğu ve itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bankacı Bilirkişi … … tarafından düzenlenen 12/01/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; Davacı banka kayıtlan üzerinde yapılan inceleme sonunda; Davacı bankanın takip talep tarihi itibariyle; Davalı Müşterek borçlu müteselsil kefillerden, (kefalet limitinin de yeterli olduğu gözetilerek,) Kefalet limiti TL 18.750.000 “Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla,” 19.07.2019 tarihi itibariyle Rotatif ve Iskonto kredilerinden 8.214.167,02 TL alacaklı olduğu hesaplanmıştır. Davalılar takibe itiraz etmiştir Davacı banka 26.09,2019 tarihinde davalılar hakkındaitirazın iptal davasını 4.664.574,19 TL üzerinden açmıştır. Takipten sonra asil kredi borçlusunun bankaya tevdü ettiği çeklerin tahsili sonucu bu çek bedelleri borçlunun … nolu hesaplarına alacak geçmiş daha sonrada bu hesaplardan Borçlu cari hesap kedilerine ve iskonto kredi borçlarına mahsup edilmiştir. Takip ile dava tarihi arası temerüt faizi %37 uygulanmıştır. Alacaklı olduğu hesaplanmıştır. davacı banka 4.664.574,00 TL talep etmiştir. Ayrıca, Davacı bankanın takip tarihinden İtibaren borç bitene kadar davalılardan % 37 temeriit faizi ve bunun %5 gider vergisini istemesi uygun olacağı tespit edilmiştir.
Bankacı Bilirkişi … tarafından düzenlenen 13/06/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; Davacı banka ticari kredi alacağına ilişkin, …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itiraz nedeniyle davacı bankanın davalılardan Mahkemece de kabul edilmesi halinde 19.07.2019 takip tarihi itibarı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 7.687.667.49 TL asıl alacak 495.800.44 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.183.467.93 TL alacaklı olduğu, 7.687667.49 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 37 temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSM nin davalıdan istenebileceği, taraflar arasında imzalanan sözleşmede çek depo talebine ilkişkin net bir ifadeye rastlanılamadığı, asıl borçlu ile kefilin gayrinakdi kredilerin deposundan sorumlu tutulabilmesi için açık ve net bir şekilde sorumluluk içeren düzenleme bulunmaması nedeniyle aşağıdaki Yargıtay içtihatları doğrultusunda davacı bankanın çek depo talebinin yerinde olmadığı Mahkemenin takdirlerinde mütalaa olunduğu, Mahkemece davacı bankanın depo talebinin kabul edilmesi halinde ise 403.970.00 TL lık çek depo talebinin yerinde olduğu, takiple dava arasında tahsilatların bulunduğu; Yargıtay HGK 22/11/2018 tarih, 2017/19-822 E., 2018/1754 Karar sayılı içtihadında belirtilen ” Ödemelerin alacaktan mahsubunda ise; takip tarihinde belirlenen asıl alacak, temerrüt faizi ve ferîleri toplamından mahsubu öncelikle Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak temerrüt faizinden yapılacaktır. Bir başka deyişle, her bir ödeme tarihine kadar takip tarihinde belirlenen asıl alacağa temerrüt faizi ve ferileri uygulanıp bulunan ve takip öncesi işleyen temerrüt faizi toplamından ödemenin düşülmesi, fazlası var ise asıl alacaktan mahsup edilerek belirlenecek olan asıl alacak miktarı bulunmalıdır. Bu uygulama her bir ödeme için ayrı ayrı yapılmak zorundadır. Bu şekilde yapılan hesaplamaya göre son ödemeden sonra dava tarihine kadar hesaplanacak temerrüt faizi ve ferileri ile birlikte alacaklının dava tarihindeki alacağı tespit edilmelidir.” açıklamasına uygun şekilde davacı bankanın davalılardan alacaklı olduğu tutar aşağıda tespit edileceği, faize faiz işletilmememesi adına faize esas 7.687.667.49 TL asıl alacak alınacak olup,aşağıda tablonun sağ en üst köşesinde takip tarihi itibarı ile biriken faiz ve ferileri BK 100 e göre mahsup edileceği, 4.645.272.17 TL asıl alacağa dava tarihinden itibaren yıllık % 37 temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSMV’nin davalıdan istenebileceği tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı banka tarafından davalı borçlular aleyhine açılan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin başlatılan icra takibine davalılar tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafça dava dışı şirkete kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilerek takibe geçildiğini, kefil olan davalılar tarafından icra takibine yapılan haksız itirazın iptaline ve davalılar aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ise davacı tarafça başlatılan icra takibinin usulsüz olduğunu, takibe itirazın haklı olduğunu, davanın reddine karar verilerek davacı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmişlerdir.
…. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı davacı banka tarafından borçlu davalılar aleyhine genel kredi sözleşmesine dayalı alacağa ilişkin başlatılan adi takip yolu ile icra takibine borçlu davalılar tarafından itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği borçlu davalılar tarafından yapılan itirazın süresinde olduğu ve itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı … tarafından yapılan Mahkememizin ve icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın sözleşmedeki yetki şartı gereği Mahkememiz ve icra dairesi yetkili olduğundan reddine karar verilmiştir.
Genel kredi sözleşmesinin incelenmesinde; davacı banka ile davalı şirket arasında imzalandığı, diğer davalıların genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olarak yer aldığı, toplam kefalet miktarının 18.750.000,00-TL olduğu görülmüştür.
…. Noterliği’nin 03/07/2019 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile genel kredi sözleşmesi hesabının kat edildiği, ihtarnamenin dava dışı asıl borçlu şirkete ve davalı kefillere 04/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarname kapsamında verilen 2 iş günü sonunda davalıların 09/07/2019 tarihinde temerrüte düştüğü anlaşılmıştır.
Bankacı Bilirkişi … … tarafından düzenlenen 12/01/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; Davacı banka kayıtlan üzerinde yapılan inceleme sonunda; Davacı bankanın takip talep tarihi itibariyle; Davalı Müşterek borçlu müteselsil kefillerden, (kefalet limitinin de yeterli olduğu gözetilerek,) Kefalet limiti TL 18.750.000 “Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla,” 19.07.2019 tarihi itibariyle Rotatif ve Iskonto kredilerinden 8.214.167,02 TL alacaklı olduğu hesaplanmıştır. Takipten sonra asıl kredi borçlusunun bankaya tevdü ettiği çeklerin tahsili sonucu bu çek bedelleri borçlunun … nolu hesaplarına alacak geçmiş daha sonrada bu hesaplardan Borçlu cari hesap kedilerine ve iskonto kredi borçlarına mahsup edilmiştir. Takip ile dava tarihi arası temerüt faizi %37 uygulanmıştır. Alacaklı olduğu hesaplanmıştır. davacı banka 4.664.574,00 TL talep etmiştir. Ayrıca, Davacı bankanın takip tarihinden itibaren borç bitene kadar davalılardan % 37 temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisini istemesi uygun olacağı tespit edilmiştir.
Bankacı Bilirkişi … … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda gayri nakdi alacağa ilişkin çek depo bedeli yönünden değerlendirme yapılmaması ve davalı kefillerin temerrüt tarihlerinin hatalı tespit edilmesi nedeniyle karar vermeye elverişli olmadığından, davalı kefillere 04/07/2019 tarihinde yapılan tebligat ve ödeme için verilen 2 iş günü eklendiğinde temerrüt tarihinin 09/07/2019 esas alınmak suretiyle, icra dosyasına yapılan haricen tahsilat beyanları ve ekindeki hesap ekstresi ile tarafların rapora itirazları da değerlendirilerek, gayri nakdi alacağa ilişkin çek depo bedeli ve faizi hakkında da değerlendirme yapılarak, takipten sonra davadan önceki tahsilatların Yargıtay HGK’nın 22/11/2018 tarih, 2017/19-822 E., 2018/1754 Karar sayılı içtihadında belirtilen ” Ödemelerin alacaktan mahsubunda ise; takip tarihinde belirlenen asıl alacak, temerrüt faizi ve ferîleri toplamından mahsubu öncelikle Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak temerrüt faizinden yapılacaktır. Bir başka deyişle, her bir ödeme tarihine kadar takip tarihinde belirlenen asıl alacağa temerrüt faizi ve ferîleri uygulanıp bulunan ve takip öncesi işleyen temerrüt faizi toplamından ödemenin düşülmesi, fazlası var ise asıl alacaktan mahsup edilerek belirlenecek olan asıl alacak miktarı bulunmalıdır. Bu uygulama her bir ödeme için ayrı ayrı yapılmak zorundadır. Bu şekilde yapılan hesaplamaya göre son ödemeden sonra dava tarihine kadar hesaplanacak temerrüt faizi ve ferîleri ile birlikte alacaklının dava tarihindeki alacağı tespit edilmelidir.” açıklamasına uygun şekilde davacı bankanın davalılardan alacaklı olup olmadığı varsa alacak miktarı, faiz oranı ve miktarı, gayri nakdi çek depo bedeli hususunda rapor düzenlenmek üzere farklı bir bankacı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bankacı Bilirkişi … tarafından düzenlenen 13/06/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; Davacı banka ticari kredi alacağına ilişkin, … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itiraz nedeniyle davacı bankanın davalılardan Mahkemece de kabul edilmesi halinde 19.07.2019 takip tarihi itibarı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 7.687.667.49 TL asıl alacak 495.800.44 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.183.467.93 TL alacaklı olduğu, 7.687667.49 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 37 temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSM nin davalıdan istenebileceği, taraflar arasında imzalanan sözleşmede çek depo talebine ilkişkin net bir ifadeye rastlanılamadığı, asıl borçlu ile kefilin gayrinakdi kredilerin deposundan sorumlu tutulabilmesi için açık ve net bir şekilde sorumluluk içeren düzenleme bulunmaması nedeniyle aşağıdaki Yargıtay içtihatları doğrultusunda davacı bankanın çek depo talebinin yerinde olmadığı Mahkemenin takdirlerinde mütalaa olunduğu, Mahkemece davacı bankanın depo talebinin kabul edilmesi halinde ise 403.970.00 TL lık çek depo talebinin yerinde olduğu, takiple dava arasında tahsilatların bulunduğu; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/11/2018 tarih, 2017/19-822 E., 2018/1754 Karar sayılı içtihadında belirtilen ” Ödemelerin alacaktan mahsubunda ise; takip tarihinde belirlenen asıl alacak, temerrüt faizi ve ferîleri toplamından mahsubu öncelikle Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak temerrüt faizinden yapılacaktır. Bir başka deyişle, her bir ödeme tarihine kadar takip tarihinde belirlenen asıl alacağa temerrüt faizi ve ferileri uygulanıp bulunan ve takip öncesi işleyen temerrüt faizi toplamından ödemenin düşülmesi, fazlası var ise asıl alacaktan mahsup edilerek belirlenecek olan asıl alacak miktarı bulunmalıdır. Bu uygulama her bir ödeme için ayrı ayrı yapılmak zorundadır. Bu şekilde yapılan hesaplamaya göre son ödemeden sonra dava tarihine kadar hesaplanacak temerrüt faizi ve ferileri ile birlikte alacaklının dava tarihindeki alacağı tespit edilmelidir.” açıklamasına uygun şekilde davacı bankanın davalılardan alacaklı olduğu tutar aşağıda tespit edileceği, faize faiz işletilmememesi adına faize esas 7.687.667.49 TL asıl alacak alınacak olup,aşağıda tablonun sağ en üst köşesinde takip tarihi itibarı ile biriken faiz ve ferileri BK 100 e göre mahsup edileceği, 4.645.272.17 TL asıl alacağa dava tarihinden itibaren yıllık % 37 temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSMV’nin davalıdan istenebileceği tespit edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, düzenlenen bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi kapsamında, davacı banka tarafından dava dışı … … ve Tic. A.Ş.’ne kredi kullandırıldığı, davalı şirketin vadesinde borçlarını ödememesi üzerine hesabın kat edildiği ve alacağın tahsili için dava dışı asıl borçlu şirket ile müteselsil kefil olan davalılar hakkında icra takibi yapıldığı, dava dışı asıl borçlu şirket tarafından kredi borcunun ödenmediği, kefalet sözleşmesinin yasal şartları taşıması ve geçerli olması nedeniyle davalılar olan müteselsil kefiller tarafından da borcun ödenmemesi nedeniyle nakdi kredi borcundan sorumlu oldukları, davalı kefillere 04/07/2019 tarihinde yapılan tebligat ve ödeme için verilen 2 iş günü sonunda temerrüt tarihinin 09/07/2019 olduğu, gayri nakdi kredi borcu yönünden sözleşmede kefillerin sorumlu olduğuna ilişkin açık ve net düzenleme bulunmadığından sadece dava dışı asıl borçlu şirketin sorumlu olduğu sabit olduğundan düzenlenen dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunan bankacı bilirkişi … tarafından düzenlenen ve takip tarihinden sonra dava tarihinden önce yapılan tahsilat nedeniyle tahsilat yapılan kredi yönünden dava tarihi itibariyle yapılan hesaplamalara ilişkin bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu kredi alacağı yönünden takip tarihinden sonra dava tarihinden önce yapılan ödemelerin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/11/2018 tarih, 2017/19- … E., 2018/ … Karar sayılı içtihadında belirtildiği şekilde mahsubu sonrası davacı bankanın davalılardan dava tarihi itibariyle 4.645.373,17-TL ana para alacağı, 4.774,41-TL işlemiş faiz, 238,72-TL BSMV olmak üzere toplam 4.650.386,30-TL alacaklı olduğu, takibin borçlu davalılar yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla belirtilen miktarlar yönünden dava (26/09/2019) tarihinden itibaren ana para alacağı için uygulanacak yıllık %37 oranında faiz ve bu faize %5 gider vergisi uygulanmak suretiyle kaldığı yerden devamı gerektiği, davacının fazlaya ilişkin isteminin haksız olduğu, gayri nakdi kredi alacağı yönünden davalı kefillerin sorumlu olduğuna dair kredi sözleşmesinde açık düzenleme bulunmadığından gayri nakdi kredi alacağı yönünden borçlu davalı kefillerin sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmış; alacak likit ve itiraz haksız olduğundan asıl alacağın (4.645.373,17-TL’nin) %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ ile; Davacı tarafın başlattığı …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyasındaki;
a) Nakdi kredi alacağı yönünden borçlu davalılar tarafından 4.645.373,17-TL ana para alacağı, 4.774,41-TL işlemiş faiz, 238,72-TL BSMV olmak üzere toplam 4.650.386,30-TL alacağa yönelik yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin borçlu davalılar yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla belirtilen miktarlar yönünden dava (26/09/2019) tarihinden itibaren ana para alacağı için uygulanacak yıllık %37 oranında faiz ve bu faize %5 gider vergisi uygulanmak suretiyle kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b) Gayri nakdi kredi alacağı yönünden borçlu kefil davalıların sorumluluğu bulunmadığından buna yönelik itirazın iptali talebinin reddine,
c) Asıl alacağın (4.645.373,17-TL’nin) %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
2- Davacı tarafça dava açılırken yatırılan peşin harcın alınması gereken 317.667,88-TL harçtan mahsubu ile bakiye 261.341,48-TL karar harcının borçlu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davadaki haklılık durumuna göre 1.315,98-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, geri kalan 4,02-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 44,40-TL başvurma harcı, 56.326,40-TL peşin harç olmak üzere toplam 56.370,80-TL harç giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
5- Davacı tarafça yargılamanın yürütülmesi nedeniyle yapılan 48 adet tebligat-posta gideri 340,40-TL, bilirkişi ücreti 2.000,00-TL olmak üzere toplam 2.340,40-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red durumuna göre 2.333,28-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6- Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nispi 135.128,86-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
7- Davalı taraflar yargılama sırasında kendisini birer vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara eşit şekilde verilmesine,
8- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalılar … ve … vekillerinin yüzlerine karşı, davalı … vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/12/2021

Başkan …
e-imza *

Üye …
e-imza *

Üye …
e-imza *

Katip …
e-imza *

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.