Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/563 E. 2020/84 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/563 Esas
KARAR NO : 2020/84

DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması), Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 26/09/2019
KARAR TARİHİ : 30/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması), Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği 26/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacının şirkette toplamda %21 oranında hisse sahibi olup aralarındaki işbölümü nedeniyle ağırlıklı olarak şirket faaliyetlerine katılmakta olduğunu, daha doğrusu şirket kurulduktan ve özellikle 2013 yılından sonra şirketin büyümesi ve şubelerin açılması neticesinde şirkette %55 payı olan davalı …’ün müvekkilini şirketten uzaklaştırması işyerlerine gelişlerini engellemesi ve hesap vermemesi neticesinde müvekkilinin 2014 yılından beri şirkettin tüm işleyeşinden habersiz kaldığını, şirket ortaklarının kardeşleri olması ve sürekli sorunların üstünü anne ve babalarının kapatması sonucunda iş bu davayı açmalarını geçiktirdiğini, ancak davacının şirket kayıtlarına ulaştıkları uzaktan masa üstü bağlantıları ve muhasebe programı şifrelerine erişimleri, davalılar tarafından bir süre önce kapatıldığını, davacının kısaca şirkete ve kayıtlarına ulaşamadığını, davalı ortaklardan hissedar …’ün 2016 yılında …A.Ş. adı altında dava konusu şirket ile aynı isimde ve aynı sektörde anonim şirketi daha kurduklarını, bu anonim şirketin merkezi de dava konusu …A.Ş.’nin merkezi ile aynı yerde olduğunu, davalıların aynı isimde ancak tüzel kişiliği farklı benzer bir şirketin aynı yerde kurulması haksız rekabet kurallarına aykırı olduğu gibi aynı zamanda da suç teşkil ettiğini, dava konusu şirketin, bu yeni şirket üzerinden içinin boşaltılması tehlikesi mevcut olduğunu, dava konusu şirketin satışlarına ilişkin olarak davalının eylemlerinden ötürü büyük bir zarar doğmakta olduğunu, bu zararın davalı …’e bildirildiğini, fakat yanıt olarak ‘ben nasıl istersem öyle yaparım ‘ gibi hukuki ve ekonomik olmayan bir cevap verildiğini, bu yapılan usulsüz işlemler, TTK kapsamında ağır bir suç teşkil ettiğini, davalılardan … şirket yönetimi arasında fabrikaya alınan hizmetler için teklif mektuplarına aynı imza sirkülerinde olduğu gibi müşterek çift imza atılması gerekirken tek imza ile alım yapıldığını, bu hususun şirket ana sözleşmesine aykırı olduğunu, 2016 yılında şirket ortağı … sürekli dava konusu olan şirketin içini boşaltarak, şirkette bağlı şubeleri zarar ediyor gerekçesi şubelerin bir kısmım kendi nam ve hesabına kurduğu tarafından kurulan …A.Ş.’ne devrini sağladığını, yani davalı …’ün usulsüz bir şekilde diğer şirket ortaklannı zarara uğratacak şekilde dava konusu şirketin şubelerini kendi şirketi olan …A.Ş.’ye devrini sağladığını, bu husus tüm muhasebe, banka ve sair kayıtlar da mevcut olduğunu, yukarıda somut olarak anlatılan vakıalar hep birlikte değerlendirildiğinde; ilerde telafisi imkansız sonuçlar doğmaması adına şirket yönetimine geçici olarak ihtiyati tedbir mahiyetinde kayyım ataması yapılmasına karar verilmesini, davalarının kabulünü davalılardan …’ün dava konusu …A.Ş.’nin temsil yetkisi kalmadığının tespiti ile bu yetkisinin kaldırılmasını, dava konusu şirkete ana sözleşmesi hükümleri kapsamında görev yapmak üzere yönetim kayyumu atanmasını, bu atamaya ilişkin iş ve işlemlerin resen mahkemece belirlenmesini, davalıların şirketi zarara uğratmaları nedeniyle kendilerine maddi ve manevi tazminat haklarının saklı tutulmasını, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği 27/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu iddiaları tümüyle reddettiklerini, davacı asil alı konulduğunu, iddia ettiği eylemlerden, kendi iradesi ile kaçındığını ve şirketin faaliyetlerini aslen kendisi güçleştirmekte olduğunu, davacının gerçek dışı iddialarını, var ise, somut deliller ile ispatlaması gerekmekte olduğunu, davacı kendisinin çalışmaması, kardeşlerinin çalışması ve çalışmadan kazanma amaçlı olarak ….’nin büyümesine engel olmaya çalışmış, diğer kardeşlerin işbu tıkanmayı aşmak için kendisi ikna etmelerini, tavizler vermelerini beklediğini, başlangıçta davacı asili ikna amaçlı çok sayıda fiili taviz veren diğer kardeşler, tavizlerin sonunun olmadığını görünce artık talepleri reddettiklerini, davalı şirket kayıtları TTK hükümleri çerçevesinde tüm ortakların incelemesine açık olduğu gibi, bizzat muhasebe bölümünde çalışan personelden dilediği bilgiyi, belgeyi alabilir durumda olduğunu ve hatta sıkça gidip bilgi, belge almakta olduğunu, davacı asil davalıların kendisini şirketten uzak tutmaya çalıştığını iddia ettiğini, ancak bu hususa ilişkin, bu süreç boyunca davalılara herhangi bir ihtar, uyarı, talep ve benzeri bir istemi olmadığını, müvekkili …, şirketin büyümesinin ve yeni şubeler açılmasının önünün tıkanması üzerine, kendi kazanç elde etme potansiyelinin oldukça altında kaldığını fark ettiğini ve davalı şirkete zarar verme saiki olmaksızın 2002 yılından bu yana şahsen sevk ve idare ettiği işyerini şirkete çevirdiğini, bir isim bulduğunu, patentini aldığını ve markalaşmaya karar verdiğini, davalı …’ün kurucusu olduğu ve haksız rekabet ortamı yarattığı iddia edilen şirketin kuruluş tarihi 22.04.2015 olup, dava tarihi ile kuruluş tarihleri arasında yaklaşık 4.5 yıl bulunmakta olduğunu, eğer davalı müvekkil …, davalı şirketi zarara uğratmayı amaçlamış olsaydı, bu zamana kadar davalı şirket iflas etmiş olmalıydı, huzurdaki dava kötü niyetli olarak açılmış olup, davanın ve ihtiyati tedbir talebinin reddini beyan ve talep etmiştir. Fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıylı davacının, haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli davasının reddini, davalı ….’nin yönetimine kayyım atanması talebinin yersiz olduğunu ve reddini, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin tümüyle reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER: Ticaret Sicil Kayıtları, Soruşturma dosyası, Davalı Şirket yönetim kurulu kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; Dava; davacı tarafça açılan davalının şirket temsil yetkisinin kaldırılması ve dava konusu şirkete yönetim kayyımı atanması istemine ilişkindir.
Davacı taraf davalı şirket yetkilisinin şirketi zarar uğrattığı, haksız rekabet kurallarını ihlal ettiği ve görevini kötüye kullandığından bahisle şirketi temsil yetkisinin kaldırılmasını, ve şirkete yönetim kayyumu atanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf davacının iddiasının yersiz olduğunu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HMK 14/2 maddesinde ” Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” şeklinde yetkiye ilişkin düzenleme yapılmıştır.
Dava; davacı şirket ortağı tarafından dava konusu şirketteki müdürlük görevinin kaldırılması ve şirkete kayyım atanması istemine ilişkin olup davaya bakmaya HMK 14/2 gereğince şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkili olup, kesin yetki hali kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
Bu haliyle dava konusu şirketteki müdürlük yetkisinin kaldırılması ve kayyım atanması istemine ilişkin davada dava tarihinde dava konusu …. ‘nin faliyet merkezinin ve iş yeri adresinin Ardıçlı mah….cad….No:3/A Esenyurt/İstanbul olduğu açık olup, HMK 14/2 maddeleri gereğince belirtilen yetkili mahkeme düzenlemesi kesin yetki hali olup, kamu düzenine ilişkin olmakla davaya bakmakla yetkili mahkemenin şirketin merkezi bulunduğu yer mahkemesi olan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, mahkememizin yetkisizliğine ve dosyanın görevli ve yetkili mahkeme olan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

KARAR: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklanacağı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 14/2, 114/1-ç maddeleri gereğince mahkememizin yetkisiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2- HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili BAKIRKÖY ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere Bakırköy Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3- Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; davacı asil ile taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
30/01/2020

Başkan …
e-imza*
Üye …
e-imza*
Üye …
e-imza*
Katip …
e-imza*

*Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.