Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/562 E. 2021/399 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/562 Esas
KARAR NO : 2021/399

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2019
KARAR TARİHİ : 21/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında … ve … yazılım bakım ve destek sözleşmeleri, … numaralı parça dahil donanım bakım sözleşmesi mevcut olduğunu, hizmet ve mal alım satımına dayanan ticari ilişki söz konusu olduğunu, davacı şirketin ticari ilişkiler kapsamında üzerine düşen tüm yükümlülüklerini usulüne uygun bir şekilde yerine getirdiğini, söz konusu hizmetlere ilişkin düzenlenen faturalar davalı yana tebliğ edildiğini, davalı taraf tebellüğ ettiği faturalara gerekli ödemeyi yapmadığını, davalı tarafa verilen hizmetler kapsamında düzenlenerek tebliğ edilen faturalar sebebiyle davalı şirketin, cari hesap ilişkisi kapsamında davalı borçludan 7.760,60 TL alacaklı olması sebebiyle alacağının ödenmemesi üzerine davalı şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası üzerinden sözleşmelere, faturalara ve cari hesap ekstresine dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, davalının kendisine tebliğ edilen ödeme emrine 05.08.2019 tarihinde borca ve faize itiraz ettiğini, davacı şirketin borçlu ile aralarındaki ticari ilişkiden doğan tüm yükümlülüklerini usulüne uygun bir şekilde yerine getirdiğini, davalı tarafın tebellüğ ettiği faturalara davacı şirket tarafından yapılan tüm yazılı ve sözlü uyarılara rağmen gerekli ödemeyi de yapmadığını, arz ve izah olunan nedenlerle fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itiraz iptali ile takibin devamına, davalının haksız ve kötü niyetli itirazları nedeniyle alacak miktarından %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, kötü niyetli davalı aleyhine HMK m. 329 gereğince disiplin para cezasına çarptırılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin ve alacaklı arasında satış sözleşmesi imzalanmış olup müvekkil şirketin talebi üzerine hizmet iptal talep formu ile sözleşme iptal edildiğini, bu iptal talep formu sözleşmede yazılı süreler içerisinde alacaklıya gönderilerek sözleşmenin yenilenmeyeceği ve feshedildiği bildirildiğini, taraflar arasındaki esas sözleşme satış sözleşmesi olmakla iptal edildiğini ve bu sözleşmeye dayanılarak yapılan diğer yan sözleşmeler de iptal olduğunu, satın alınan hizmetin sözleşmesi feshedilmiş olmakla, feshedilen sözleşmenin içeriğine ilişkin bir bakım ve destek alınması da mümkün olmadığını, müvekkil şirketin faturada yazılı hizmetleri almadığını, bu nedenle de alınmayan bir hizmetin fatura edilmesi hukuka yasaya ve MK 2’ye aykırı olduğunu, davacı şirket ile müvekkil şirket arasındaki mail yazışmalarından da görüleceği üzere 28 Şubat 2019 tarihinde müvekkil şirket çalışanı tarafından Pos entegrasyonunun iptal edilmesi talep edildiğini, aynı gün davacı şirketten gelen cevap maili ile ekteki dilekçenin doldurularak yetkilisince imzalandığını ve kaşelenmiş şekilde iletilmesi talep edildiğini, müvekkil şirketin ise gereken ve istenilenleri eksiksiz olarak yerine getirerek EK:2’de sunulan iptal formunu davacı şirkete gönderdiğini, usulüne uygun şekilde fesih işlemleri gerçekleştiğini, lisans ve donanım sözleşmesinin, sözleşme maddelerine uygun şekilde ve süresinde feshedildiğini, bu hususun alacaklı şirketin de kabulünde olduğunu, satım sözleşmesinin feshine ilişkin hiçbir itiraz da olmadığı bir durumda sözleşme ile satın alınan lisans ve donanıma ilişkin bir bakım/destek alınmadığı sabit olduğundan icra takibinin ve huzurdaki davanın haksız olduğunu, müvekkil şirketin, esas satış sözleşmesinin eki niteliğinde aldığı bir donanımın bakım hizmetini almak amacı ile sözleşme yaptığını, esas sözleşmeyi iptal ederek davacı şirket ile ilişkisini kestiğini, fakat davacı şirketin MK 2’ye aykırı olarak feshedilmiş bir sözleşme içeriği yazılıma ilişkin sürekli olarak destek verdiğini iddia ettiğini, davacı tarafın dilekçesinde ”kullanılan yazılımlarda oluşacak problemlere ilişkin destek hizmeti verildiği”, ”borçlu tarafından işletilen işletmelere yazılım ve donanım bakım hizmetleri verildiği” gibi iddialara yer vermekte ise de; müvekkilinin kullandığı yazılımı iptal ettiğini, verildiği iddia edilen bakım ve yardım hizmeti mantık dışı olduğunu, satın alınan …adında bir yazılım olup müvekkil şirketin yazar kasası ile davacı şirketin sistemi arasındaki bağı kuran bir yazılım olduğunu, müvekkil şirketin sözleşmenin feshi ile bu … yazılımını iptal ettiğini, bağlantıyı kopardığını, bir yazılımın iptalinden sonra artık kullanılması ve erişimi mümkün olmadığından kullanılmayan/olmayan bir şeye ilişkin hizmet alınması da mümkün olmadığını, davacı tarafça müvekkil şirkete kesilen faturaların iade faturalar kesilmek sureti ile kabul edilmediğini beyan ederek davanın reddini diğer talepleriyle birlikte talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası, davacı ve davalı ticari defter ve kayıtları, taraflar arasında düzenlenen 11/04/2017 tarihli satış sözleşmesi, yazılım, bakım ve destek sözleşmesi ile parça dahil donanım bakım sözleşmesi, 17/01/2019 tarihli … numaralı 2.100,60 TL bedelli, 17/01/2019 tarihli … numaralı 424,98 TL bedelli, 04/04/2019 tarihli …numaralı 641,80 TL bedelli, 04/04/2019 tarihli …numaralı 1.975,71 TL bedelli, 04/07/2019 tarihli … numaralı 641,80 TL bedelli, 04/07/2019 tarihli … numaralı 1.975,71 TL bedelli faturalar, hizmet iptal talep formu, arabuluculuk son tutanağı aslı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine faturalardan kaynaklı İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında yazılım, bakım ve destek sözleşmeleri ile parça dahil donanım bakım sözleşmesi düzenlendiğini, taraflar arasında hizmet ve mal alım satımına dayalı ticari ilişki olduğunu, davacının yazılım ve donanım bakım hizmetleri verdiğini, davalı adına kesilen faturaların tebliğ edildiğini ancak ödenmediğini, düzenli bakım hizmeti yanında bildirilen sorunlara ilişkin teknik hizmetin verildiğini belirterek bu nedenle başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlenen satış sözleşmesinin hizmet iptal talep formu ile iptal edildiğini, sözleşmede yazılı süre içerisinde gönderildiğini ve sözleşmenin yenilenmeyeceğinin bildirildiğini, söz konusu faturaların sözleşmenin feshinden sonra hukuka aykırı olarak düzenlendiğini, faturada yer alan hizmetlerin alınmadığını, faturaya konu hizmetlerin verilip verilmediğinin ispat yükünün davacı taraf üzerinde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 7.760,00 TL borcun ödenmesi amacıyla 29/07/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 31/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 05/08/2019 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde hizmet dökümlerine ilişkin flash bellek sunmuşsa da söz konusu flash bellek içeriğinin davalı tarafça kabul edilmediği, hizmetin verildiğini tek başına ispatlayamadığı anlaşılmakla davacı … kayıtları üzerinde hizmetin verilip verilmediğine yönelik olarak bilgisayar mühendisi bilirkişi tarafından bilirkişi incelemesi yapılması ve tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için mali müşavir bilirkişiden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
Taraf delilleri toplandıktan sonra dosya; davacı ve davalının bilgisayar kayıtlarının ve ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için yazılım- bilgisayar mühendisi ve mali müşavirden oluşan ikili bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 12/08/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; “Davacının 2017-2018-2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; Davacının takibe konu ettiği faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının faturalardan dolayı takip tarihi (29.07.2019) itibariyle 7.760,60 TL alacaklı olduğu, davalının 2017-2018-2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı yanın ticari defterlerine göre, davalı yanın takip tarihi (29.07.2019) itibariyle davacı yana borçlu olmadığı, 05.07.2019 tarihinde kesilen 4 adet iade faturalarının ise davacı yan ticari defter kayıtlarında yer almadığı tespit edildiği, taraflar arasında 11.04.2017 tarih … ve … numaralı Yazılım Bakım Destek Sözleşmeleri, … numaralı Parça Dahil Donanım Bakım Sözleşmesi akdedildiği, cari hesaba konud Davacı …Ş. tarafından davalı yana düzenlenen 6 adet E-Arşiv faturası incelendiğinde, Cari hesaba konu 6 adet fatura davacı ve davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görüldüğünden fatura teslimi yönünden taraflar arasında bir çekişmenin mevcut olmadığı tespit edilmediği, davalı tarafından düzenlenen 4 adet iade faturaları incelendiğinde ise; Düzenlenen faturaların davacı yan ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, işbu iade faturaların davacı yana teslimi konusunda dosya kapsamında somut bir veri mevcut olmadığı, neticeten, huzurdaki itirazın iptal davasına konu faturalara davalının, TTK’da ön görülen süre içersinde de itiraz etmediği, içeriğini kabullendiği görüldüğünden Huzurdaki itirazın iptal davasında takip tarihi (29.07.2019) itibariyle davacı tarafın davalıdan 7.760,60 TL asıl alacaklı olduğu” şeklinde rapor düzenlenmiştir. Dosyaya sunulan 12/08/2020 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesi neticesinde dosyada sadece mali yönden ticari defterlerin incelendiği anlaşılmakla dosyanın bilgisayar mühendisi bilirkişisine tevdi edilerek; davacı … kayıtları üzerinde inceleme yapılarak fatura konusu hizmetlerin davalıya verilip verilmediği, verildi ise hangi tarihler arasında verildiği, 01/03/2019 tarihinde iddia edilen hizmet iptalinden sonra davacı tarafça hizmet verilip verilmediği, hizmet verildi ise verilen hizmetlerin davalı tarafça mı istendiği yoksa rutin hizmetler mi olduğu hususunda teknik rapor hazırlanmasına karar verildiği, bilgisayar mühendisi bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 23/02/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; “Davacı şirket sistemlerinden davalıya ait tüm destek kayıtları sorgulandığında, davacı şirketin 07.04.2017 – 23.09.2019 tarihleri arasında davalı şirkete uzaktan veya yerinden birçok kez destek hizmeti sağladığı, 01.01.2019 – 31.03.2019 tarihlerini kapsayan 17.01.2019 tarihli faturalar döneminde 20 adet hizmet kaydına, 01.04.2019 – 30.06.2019 tarihlerini kapsayan 04.04.2019 tarihli faturalar döneminde 2 adet hizmet kaydına, 01.07.2019 – 30.09.2019 tarihlerini kapsayan 04.07.2019 tarihli faturalar döneminde 2 adet hizmet kaydına rastlandığı, Özellikle 01/03/2019 tarihinde iddia edilen hizmet iptalinden sonra davacı şirket sistemlerinde oluşmuş davalı şirket ile ilgili toplam 4 hizmet kaydına ulaşıldığı, bu kayıtlarda geçen hizmet taleplerinden 25.04.2019 ve 23.09.2019 tarihli olan iki talebin “…” isimli aracı kurum üzerinden geldiği, 24.05.2019 tarihli olan bir talebin davalı şirket tarafından geldiği, bilgi amaçlı olduğu ve bu talebin karşılandığı, 16.07.2019 tarihli olan diğer ve son bir hizmet talebinin ise davalı yanın sözleşmeleri iptal ettiklerini, bakım istemediklerini belirtmesi üzerine iptal edildiği” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Taraflar arasında 11/04/2017 tarihli satış sözleşmesi, 11.04.2017 tarihli…yazılım ve … numaralı Yazılım Bakım Destek Sözleşmeleri ile … numaralı Parça Dahil Donanım Bakım Sözleşmesi akdedildiği olup, icra takibine ve davaya konu faturaların sözleşmelerden kaynaklandığı, davalı tarafça sunulan satış sözleşmesinde sözleşmenin sona ermesi ile hüküm bulunmadığı, … numaralı Yazılım Bakım Destek Sözleşmesinin, sözleşmesinin Süresi ve Sona Erdirme başlıklı 8.1 maddesinde; “Bu sözleşme, kullanım hakkı satın alınmış lisansların (Yazılım) müşteri talebi ile üretici firma tarafından müşteriye özel olarak üretildiği ve destek ve bakım faaliyetinin uygulamaya açıldığı tarihte başlar. Sözleşme, bu tarihten itibaren bir yıl yürürlükte kalır. Taraflardan herhangi biri sözleşmenin bitim tarihinden 45 gün önce yazılı fesih ihbarında bulunmadığı takdirde sözleşme otomatik olarak sözleşme bitim tarihinden itibaren birer yıllık sürelerle ve her yıl %5’ten fazla olmamak kaydı artarak uzar. Müşteri sözleşmeyi bildirim süresine uymaksızın feshettiği hallerde müşteri, kalan sürede hizmet verilmediği gerekçesi ile bu bedeli ödemekten kaçınamaz.” denildiği, … numaralı Parça Dahil Donanım Bakım Sözleşmesinin, Sözleşmenin Süresi ve Sona Erdirme ile ilgili 9.1. maddesinde de; “İşbu sözleşmenin 9.5 hükmündeki yürürlük şartının da gerçekleşmesi halinde, kullanım hakkı satın alınmış ürünlerin müşteriye teslimi veya sistem kabul ve teslim tutanağını imzalamasıyla başlar ve bu tarihten itibaren bir yıl yürürlükte kalır. Taraflardan herhangi biri sözleşmenin bitim tarihinden 45 gün önce yazılı fesih ihbarında bulunmadığı takdirde sözleşme otomatik olarak sözleşme bitim tarihinden itibaren birer yıllık sürelerle uzar” denildiği anlaşılmıştır. Aynı sözleşmenin 9.5.1 maddesinde de; “İşbu sözleşme, yukarıdaki hükümlere göre yürürlüğe girme ve yenileme şartları oluşsa bile ayrıca müşterinin… ile … – … ürünleri için yazılım destek bakım sözleşmesi imzalamış olması koşulu ile yürürlüğe girecek ve yazılım bakım sözleşmesi yürürlükte olduğu sürece geçerliliğini koruyacaktır” denildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2013/16596 E. 2014/4917 K. Sayılı ilamına göre; “TTK 23. maddesine göre, faturanın tebliğinden itibaren 8 gün içinde itiraz edilmemesi halinde fatura içeriği kesinleşir. Davalının iade faturasının bu 8 günlük süre içerisinde düzenlenip düzenlenmediğinin ve davacıya tebliğ edilip edilmediğinin, davacının davaya konu faturaları davalıya tebliğ tarihi belirlenerek saptanması ve süresinde olmaması halinde davacının fatura içeriği kesinleşeceğinden davacının alacağının hüküm altına alınması gerekmektedir.”
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında 11/04/2017 tarihli satış sözleşmesi, yazılım, bakım ve destek sözleşmesi ile parça dahil donanım bakım sözleşmesi ve ticari ilişki bulunduğu, davacının takibe konu 17/01/2019 tarihli … numaralı 2.100,60 TL bedelli, 17/01/2019 tarihli …numaralı 424,98 TL bedelli, 04/04/2019 tarihli … numaralı 641,80 TL bedelli, 04/04/2019 tarihli… numaralı 1.975,71 TL bedelli, 04/07/2019 tarihli …numaralı 641,80 TL bedelli, 04/07/2019 tarihli… numaralı 1.975,71 TL bedelli faturaları davalı adına düzenlediği ve faturaların e fatura olduğu ve ayrıca kargo kanalıyla davalı şirkete tebliğ edildiği, söz konusu faturaların davacı ve davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafın ticari defterlerine göre icra takibine konu faturalar yönünden 05/07/2019 tarihinde iade faturası düzenlendiği, 17/01/2019 ve 04/04/2019 tarihli faturalar yönünden süresi içerisinde iade edilmediği, diğer faturalar yönünden ise süresinde iade faturası düzenlenmişse de söz konusu iade faturalarının davacı tarafa tebliğine ilişkin evrak sunulmadığı, söz konusu iade faturasının davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı ve her ne kadar davalı ticari defter ve kayıtlarında faturanın iade edildiği ve iade faturası düzenlendiği anlaşılsa da TTK 21/2 maddesi gereği süresinde faturayı iade etmediği ve tebliğ etmediği anlaşıldığı, faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerektiği, destek ve bakım sözleşmelerinin yürürlülük başlangıç tarihinin bir fiil hangi tarihte başladığı, dosya içeriğindeki mevcut bilgi ve belgelere göre edilemediği ancak, tarafların ticari defter ve kayıtlarından geriye dönük ilk 3 aylık hizmet faturasının 01.09.2017 tarihinde düzenlendiği dikkate alındığında, satış sözleşmesi ile satın alınan sistem donanım ve yazılımlarının davalı işyerine kurulumu yapılıp, destek ve bakım faaliyetinin uygulamaya açıldığı tarihin 01.07.2017 olarak kabulü gerektiği, davalı tarafça dosyaya sunulan hizmet iptal talep formunda herhangi bir tarih olmadığı, davalının 01/03/2019 tarihi olduğunu ifade ettiği, ayrıca iptal talep formunun davacıya tebliğine ilişkin davalı tarafça evrak sunulmadığı, bu nedenle usulüne uygun yapılmış sözleşme fesih bildiriminden bahsedilemeyeceği, geçerli bir fesih bildirimi olsa bile sözleşmedeki düzenlemeye göre sözleşmenin bitim tarihinden itibaren 45 gün önceden yazılı fesih bildiriminde bulunabileceği ve bir sonraki sözleşme dönemini kapsadığı yani fesih bildiriminin sözleşmenin 1 yıl süre daha uzamasını engellediği, böylelikle geçerli bir fesih bildirimi olsa dahi 01/07/2018-01/07/2019 tarihleri arası sözleşmenin geçerli olduğu ve feshin etkisinin 01/07/2019 tarihi sonrasını kapsayacağı bu nedenle davacının sözleşmeye dayalı olarak vermiş olduğu hizmetlere karşılık alacağının bulunduğu, düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporlarına göre; davacının faturaya konu dönemleri de kapsar şekilde 07.04.2017 – 23.09.2019 tarihleri arasında davalı şirkete uzaktan veya yerinden birçok kez destek hizmeti sağladığı, böylece faturaya konu hizmetin davacı tarafça verildiğinin ispat edildiği, davalı tarafça borcu bulunmadığı hususunda ispata yarar delil ibraz edememiştir. Bu haliyle davacı taraf takip konusu faturalardan dolayı davalı şirketten alacaklı olduğunu ispat ettiği anlaşılmakla bu hususta hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporlarının hükme esas alınarak davanın kabulü ile davacı tarafın başlattığı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, icra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, asıl alacağın % 20 si (1.552,00 TL) oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına,
b) Hükmolunan asıl alacağın %20’si (1.552,00 TL) oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 530,13-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 132,54-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 397,59-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-)Davacı tarafça yatırılan 44,40-TL başvuru ve 132,54-TL peşin olmak üzere toplam 176,94-TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan 2.250,00-TL Bilirkişi ücreti ve 142,70-TL posta giderinden ibaret toplam 2.392,70-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
7-)Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 21/05/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır