Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/555 E. 2020/478 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/555 Esas
KARAR NO : 2020/478
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2019
KARAR TARİHİ : 13/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle;
Davacı ile davalı şirket aralarında ticari ilişki bulunduğunu, faturaya dayalı cari hesap ilişkisinin olduğunu, toplam 6.315,73 TL bedelinin davalı şirketin ödemekten kaçındığını bunun üzerine davalı hakkında …. İcra Müdürlüğünün 2019/… E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz ederek, takibi durdurduğunu, borcun sabit olup kötü niyetli itirazın iptali gerektiğini, davalı tarafın teslim almış olduğu faturalar da herhangi bir itirazda bulunmadığını, alacak miktarı likit olduğundan ve davalı tarafça …. İcra Müdürlüğünün 2019/… E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın kötü niyetli olması sebebi ile davalı taraf aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle;
Davacı şirket tarafından İcra Takibine esas teşkil eden faturalara konu pencereler ayıplı olarak monte edildiğini, iş bu durum davacı şirkete bildirildiğine rağmen kusurun giderilmediğini, davacı şirket pencereleri gereği gibi monte edemediğini, davalı şirketin herhangi bir borcun bulunmadığını, davalı tarafından teslim alınan faturalara itiraz edilmemiş olmasının fatura içeriklerinin kabul edildiği anlamına gelmediğini, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ederek, haksız ve dayanaksız olarak ikame edilen davanın bir bütün olarak reddine, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:
… İcra Dairesinin 2019/… E. Sayılı dosyası, İş Teslim Tutanağı, davacı ve davalı ticari defter ve kayıtları, 21/06/2019 tarihli 11.315,73 TL bedelli e-arşiv fatura, davalı tarafça sunulan 01/11/2019 tarihli 10.699,53 TL bedelli irsaliyeli fatura, 02/07/2019 tarihli mail yazışması, bilirkişi raporu, arabuluculuk son tutanak aslı ve tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde davalının fatura ve cari hesaptan kaynaklı 6.315,73 TL borcunu ödemediğini, davalı tarafın faturaya bir itirazının olmadığını, bu nedenle başlattığı icra takibine borçlu davalının haksız itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde icra takibine esas teşkil eden faturaya konu pencerelerin ayıplı olarak monte edildiğini, söz konusu pencerelerin ayıplı şekilde monte edildiğini, bildirilmesine rağmen giderilmediğini, pencerelerin montajı konusunda başka bir firma ile anlaşıldığını, faturalara itiraz edilmemesi fatura içeriklerinin kabul edilmediği anlamına gelmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Fatura tek başına alacağın kanıtı değildir. Faturanın dayanağı olan temel ilişkinin ispatı gerekir. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kayıt edilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaz.
Faturalarda belirtilen malların davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki malların davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Ayıp yönünden; 6102 Sayılı TTK’nın 23. maddesinde “Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır.” düzenlemesine yer verilmekle birlikte, maldaki ayıbın ileri sürülmesi ile ilgili olarak ise 23/c maddesinde “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
6098 Sayılı TBK’nun 223/2. maddesinde ise “alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır.” Hükmüne yer verilmiştir.
TTK m. 23/c uyarınca ticari satışlarda malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir, açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek ve incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa durumu bu süre içerisinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Gizli ayıp basit bir muayeneyle anlaşılamayacak durumda ise bu tür bir ayıbın ortaya çıkması halinde TBK.’nun 223-2. fıkrası uyarınca ayıbın derhal satıcıya bildirilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacının …. İcra Dairesinin 2019/… esas sayılı takip dosyasında 20/08/2019 tarihinde faturadan kaynaklanan 6.315,73 TL asıl alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 23/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun süresi içerisinde 29/08/2019 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mali bilirkişinin 13/05/2020 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; “davacının 2019 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunmadığı, davacı yanın incelenen 2019 yılı ticari defterlerinde davalı yan ile ticari ilişkisinin mevcut olduğu, davacının incelenen ticari defterlerine göre ; Takibe konu 21.06.2019 tarihli … no.lu 11.315,73 TL tutarlı faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olup, takip tarihi (20.08.2019) itibariyle davalı yandan 6.315,73 TL faturadan kaynaklı cari hesap alacaklı olduğu, davalının 2019 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu davalı yanın incelenen 2019 yılı ticari defterlerinde davacı yan ile ticari ilişkisinin mevcut olduğu, davalının incelenen ticari defterlerine göre ; Takibe konu 21.06.2019 tarihli … no.lu 11.315,73 TL tutarlı davacı faturasının davalı ticari defterlerinde kayıtlı olup, takip tarihi (20.08.2019) itibariyle davacı yana 6.315,73 TL faturadan kaynaklı cari hesap borçlu olduğu, davacı şirket tarafından davalı yana 21.06.2019 tarihli … no.lu muhtelif plastik doğrama açıklamalı 11.315,73 TL Tutarlı e-arşiv faturası düzenlendiği, düzenlenen fatura yönünden taraflar arasında çekişmenin mevcut olmadığı, taraflar arası ihtilafa konu çekişmenin faturaya konu … pencere ve kapı sistemlerine ait doğramaların davacı tarafından gereği gibi yapılıp yapılmadığı noktasında toplandığı, davalı tarafından davacı yana ayıp ihbarında bulunulduğu ile ilgili bir belge ve verinin bulunmadığı, davacı tarafından sunulan aşağıdaki İş Teslim Tutanağı Formunda ise … pencere ve kapı sistemlerine ait doğramaların sorunsuz çalışır bir şekilde 08.07.2019 tarihinde … imzasına teslim edildiği görülmüş olup, davalı yanın ayıp iddiaları ile ilgili son karar Sayın Mahkemenize ait olduğu, neticeten, takibe konu 21.06.2019 tarihli … no.lu 11.315,73 TL tutarlı faturanın davacı ve davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, takip tarihi (20.08.2019) itibariyle davacı yanın davalı yandan 6.315,73 TL faturadan kaynaklı cari hesap alacaklı olduğu tespit edildiği, Sayın Mahkemece davacının davasında haklı görülmesi ve takibin devamına takdir edilmesi halinde, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan olan 6.315,73 TL asıl alacağına takip tarihinden (20.08.2019) itibaren davacının talebi ile bağlı olarak faiz talep edebileceği” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; Mahkememizce taraflara tüm delillerini bildirmesi için taraflara verilen kesin süre içerisinde davacı ve davalı şirket tarafından ticari defterleri dosyaya sunulmuş, Davacı ve davalı tarafın dosyaya sunduğu ticari defterlerine takip konusu alacağa ilişkin faturayı işlediği ve davalı tarafın borçlu olduğu yapılan bilirkişi incelemesi ile sabit olduğu, davalı tarafın söz konusu faturayı ve faturaya konu alacağı defterlerine kaydetmekle davalının bu fatura içeriği malları teslim aldığına dair karine oluştuğu, aksinin davalı tarafça ispat edilmesi gerektiği, davalı taraf mail yoluyla davacı tarafa ayıp ihbarında bulunulduğu savunmasında bulunmuşsa da söz konusu mail yazışmasının incelemesinde tarihinin 02/07/2019 olduğu, davalı tarafın cam ve doğramalarda sıkıntı olduğunu belirttiği, davacı tarafın eksiklikleri gidermek için personelin gönderileceğini belirttiği, davacı tarafça sunulan ve itiraza uğramayan İş Teslim Tutanağı Formunda ise … pencere ve kapı sistemlerine ait doğramaların sorunsuz çalışır bir şekilde 08.07.2019 tarihinde … imzasına teslim edildiğinin anlaşıldığı, mail yazışmasının iş tesliminden önce olduğu ve iş teslim tarihinden sonra ayıba ilişkin ihbarın bulunmadığı, davalı tarafça eksik işlerin başka firmaya yaptırıldığı ve buna ilişkin faturanın sunulduğunu belirtmişse de söz konusu irsaliyeli faturanın içeriğinde sadece “doğrama modülü” yazdığı, davalı tarafça iddia edilen eksikliklerin başka firma tarafından giderildiğine ilişkin ispata yarar delil niteliğinde olmadığı, söz konusu davacı tarafça davalı aleyhine başlatılan icra takibine konu faturanın davalı tarafça defterine kaydedildiği, ve faturanın tebliğinden sonra itiraz edilmediği anlaşılmakla; bu haliyle davacının davalı şirketten 6.315,73 TL alacaklı olduğunu ispat ettiği anlaşılmakla, düzenlenen uzman bilirkişi raporunun da mahkememizce dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunması nedeniyle 6.315,73 TL alacağının bulunduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile davacı tarafın başlattığı … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 6.315,73 TL asıl alacağa yönelik yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına ayrıca alacağın likit olması nedeniyle hüküm altına alınan alacağın %20 oranında hesaplanan 1.263,14-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 6.315,73 TL asıl alacağa yönelik yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b) Hükmolunan asıl alacağın %20’si(1.263,14-TL) oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 431,42-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 76,28-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 355,14-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-)Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 3.400-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-)Davacı tarafça yatırılan 76,28-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvuru, 6,40-TL vekalet harcı, 700-TL Bilirkişi ücreti ve 108,90-TL posta giderinden ibaret toplam 859,70-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
7-)Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 13/10/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı