Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/554 E. 2020/320 K. 02.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/554 Esas
KARAR NO : 2020/320

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2013
KARAR TARİHİ : 02/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği 10/05/2013 havale tarihli dilekçesinde özetle; Davalı ile satış sözleşmesi imzaladığını, 140.000,00 TL ödeme taahhütü altına girdiğini bu bedelin 30.000,00 TL’sini peşin ödediğini, geriye kalan 110.000,00 TL’si için ise 10 ayrı çek düzenlediğini, 35.000,00 TL dışındaki bedeli ödediğini, davalının 2012 model ful otomatik küp şeker imalat hattını kurulması ve montajı ve makineleri kullanacak şahısları 10 gün süre ile eğitim verme yükümlülüğü altına girdiğini, davalının süresinde yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ifa borcunu ertelediğini, yaklaşık 6 ay sonra makineleri kurduğunu, makine kurulduktan sonra makinenin belirtilen niteliklere sahip olmadığının farkedildiğini, … Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan tespit sonucu makinelerin çalışır vaziyette olmadığının tespit edildiğini, makinelerin belirtilen teknik özelliklere sahip olmadığını bu nedenle sözleşmeden caydıklarına dair davalıya ihtarda bulunduklarını, bu nedenle borcunu ifa etmeyen davalıya keşide edilen çeklerin iptaline ve müvekkilin borçlu olmadığının tespit edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 09/09/2013 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle;Davacıyla aralarında sözleşme imzaladıklarını kabul ettiğini fakat küp şeker üretimi yapan ikinci el makine ve üretim bandının davacıya teslim etme yükümlüğü altına girdiklerini, teslim etme süresinin 60 gün olduğunu, davacı tarafından nakliyenin ucuza getirilmek istendiğini bu nedenle şeker makinesi ve müştemilatının başka eşya malzemeleri ile birlikte taşıttıklarını ve bu nedenle makinelerin boyalarının aşındığını, makine kurulduktan hemen sonra davacıya ait işyerine ekiplerini gönderdiklerini fakat davacı tarafından şeker kutu ve kolilerinin hazır olmadığından montaj ekibinin geri dönmek zorunda kaldığını, davacının çalışanlarına eğitim verildiğini bu nedenle açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVABA CEVAP:
Davacı vekili 10/07/2013 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edildiği davalı yada vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin yetkili olduğunu bu nedenle açılı davanın … Mahkemelerinin yürümesine engel olmadığını, davalı tarafça gerçekle bağdaşmayan taraflar arasında yaşanmayan bir kısım maddi vakalarında bulunduğunu, davalının bu zamana kadar makineyi kullanır duruma getirmediğini, 110.000,00 TL+%8 KDV olmak üzere toplam 118.800,00 TL davalı yana ödemesi gerektiğini, davalıya şuan için 115.000,00 TL ödeme yaptığını, ödenmeyen bedelin dava konusu edilen makine dışında tarafların haricen anlaştıkları tekli sargı makinesine ait olduğunu, sözleşmede günde 12kg/ton kapasiteli üretim öngörüldüğünü ancak çalışan bir makine olmadığını, teslim borcunu ifa etmediğini, davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, davalının bugün için dahi satmış olduğu malı çalıştırmaya ve günlük 12 kg/ton kapasite ile üretim yapmaya yanaşmadığını, müvekkiline bu davayı açtığı süreye kadar olan borçlarını süresinde davalıya ödediğini beyanla davalı yanın gerçeğe aykırı ve asılsız iddialarının reddine, cevaba cevap ve dava dilekçesindeki hususlar ile davanın kabulünü talep etmiştir.
İKİNCİ CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili tarafından sunulan 09/09/2013 tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle; İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu, yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacının cevaba cevaplarını kabul etmediğini, davacı tarafın sözleşme konusu bedeli bir kısmını çek olarak ödendiğini, çeklerin günü geçmesine rağmen halen ödenmediğini, davacı tarafın çekleri ödememek için iş bu davayı açtığını, davacının iddiası doğrultusunda hatalı üretim var ise Borçlar Kanuna göre ayıp ve fesih ihtarında bulunulmadığını, makinenin hatasız teslim edildiğini üretim yapıldığını, ancak sonrasında hatalı çalıştırma nedeni ile arızalandığını, bu arızaların giderilmesi için parçaların müvekkiline defalarca gönderildiğini, davalı müvekkili tarafından arızanın hatalı kullanımdan kaynaklanmasına rağmen tamir ettirerek gönderdiğini ancak davacı taraf kendi kusurlarının sorumluluğunu davalıya yüklemeye çalıştığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
ISLAH:
Davacı vekili tarafından sunulan 12/02/2014 havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle; davalı tarafından davacıya satılan makinenin ayıplı bir makine olduğunun, bilirkişi raporu ile sabit olan açık ve gizli ayıp nedeniyle sözleşme çerçevesinde davalıya keşide edilen ancak ödenemeyen önceki ilk dava dilekçemizde zikredilen teminatla tedbiren durdurulan … Bankası … Şubesine ait … çek nolu 15/05/2013 ödeme günlü 5.000,00 TL bedelli, … çek nolu 20/05/2013 ödeme günlü 10.000,00 TL bedelli, … çek nolu 30/05/2013 ödeme günlü 15.000,00 TL bedelli … çek nolu 15/06/2013 ödeme günlü 5.000,00 TL bedelli çeklerin iptaline ve bu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine, sözleşmenin feshi ile sözleşme çerçevesinde davalıya ödenen 105.000,00 TL bedelin bankalarca uygulanan en yüksek ticari faiziyle davalıdan istirdadına, sözleşmeye konu makinenin sözleşme özellikleri taşımaması ve bilirkişi raporundaki açık ve gizli ayıbı nedeniyle davalıya iadesine, faiz, masraf ve avukatlık ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAHA CEVAP:
Davalı vekili 03/03/2014 tarihli ıslah dilekçesine karşı cevap dilekçesinde özetle; Islah ile davanın konusunun değiştirilemeyeceğini, davanın 35.000,00 TL tutarındaki çeklerin iptali ile bu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkin olduğunu, ancak davacı ıslah dilekçesi ile davan konusu malın davalıya aynen iadesine, mal için ödenen 105.000,00 TL karar verilmesine talep ettiğini, ıslah ile davanın konusunun ve türünün değiştirilemeyeceğini, bu hususta Yargıtay içtihatlarının bulunduğunu, davacının müvekkile 105.000,00 TL ödeme yapmadığını, davacı taraf KDV hariç yaptığı net ödemenin ispat külfeti altında olduğunu bu hususta bir delil sunmadığını beyanla davanın ve ıslah dilekçesinin reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye konu malın ayıplı olması nedeniyle, sözleşme kapsamında davacı tarafından davalıya verilen çeklerin iptali ile bu çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve sözleşme kapsamında ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.
Yetkisiz … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas… sayılı kararında “taraflar arasında şeker makinesi ve müştemilatı hususunda bir sözleşme yapıldığı, davalının üzerine düşen sorumlulukları zamanında yerine getirmediği, şeker makinesi ve müştemilatının bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarda ayıplı mal kapsamında kaldığının tespit edildiği, Mahkememizce yapılan keşif, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalının teslim ettiği malların ayıplı mal kapsamında kaldığı bu nedenle davacının malın bedelinin iadesini isteyebileceği gibi malın başka bir malla değiştirilmesini de talep etme hakkının bulunduğu, davacının, davalıya ödeyeceği 35.000,00 TL’lik çekin iptalini talep ettiği, Mahkememizce bu talebin kabul gördüğü, davacının celse arasında ıslah dilekçesi sunduğu fakat davacının dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmaması nedeniyle ıslah dilekçesi mahkememize kabul edilmemiş, dava dilekçesi kapsamında davanın kabulüne karar verilerek …bankası … Şubesi’ne ait … çek numaralı, 15.05.2013 ödeme günlü, 5.000,00 TL bedelli çek ile, …bankası … Şubesi’ne ait … çek numaralı, 20.05.2013 ödeme günlü, 10.000,00 TL bedelli çek ile, …bankası … Şubesi’ne ait … çek numaralı, 30.05.2013 ödeme günlü, 15.000,00 TL bedelli çek ile, …bankası … Şubesi’ne ait … çek numaralı, 15.06.2013 ödeme günlü, 5.000,00 TL bedelli çeklerin İPTALİNE, işbu çeklerden dolayı davacının borçlu olmadığının TESPİTİNE, Islahla açılan davanın REDDİNE” şeklinde karar verildiği, kararın davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesine gönderildiği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 10/05/2016 tarih 2015/18398 esas 2016/8604 sayılı kararında: “Davada taraflar tacir olup, 6100 sayılı HMK’ nın 17. maddesine göre yapılan yetki sözleşmesi taraflar açısından bağlayıcıdır. Yetki sözleşmesinde “İstanbul Mahkemeleri” nin yetkili olduğu bildirilmiştir. Davalı vekilinin süresi içerisinde yaptığı yetki itirazı üzerine mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle yetki itirazının reddi ile işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçeli BOZMA kararı üzerine, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 23/01/2018 tarih … Esas, … Karar sayılı yetkisizlik kararı ile dosyanın … 9. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği, … 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 27/04/2018 tarih … Esas, …karar sayılı görevsizlik kararı ile Mahkememize tevzi edildiği ve Mahkememizin 2019/554 esasına kaydedildiği görüldü.
Yetkisiz mahkemece tarafların delilleri toplanarak mahallinde keşif yapılmak suretiyle teknik bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve dosya üzerinde mali müşavir bilirkişi vasıtası ile defter incelemesi yaptırıldığı görüldü.
Teknik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 05/02/2014 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Küp şeker üretim makinesi; R tipi diye tabir edilen bir ürün olup, 4 üniteden oluştuğunu, 1. ünitede toz şekerin karıştırılarak, istenilen gramaj ve hacimce presleme yapıldığı ünite olduğunu, 2.ünitede ayarlınmış hacim ve gramajdaki küp şekerlerin kurutma ve soğutma marifetiyle sertleştirildiğini, aynı zamanda paketlemeye aktarıldığı bantlı taşıyıcı ünite, 3. ünitede söz konusu şekerlerin paketlenmesi için karton kutularının hazırlandığı bir ara ünite olduğunu ve 4.ünitenin hazırlanmış olan karton kutuların içerisine, sertleştirilmiş küp şekerlerin paketlendiği vakumlu nihaî üniteden oluştuğunu, söz konusu makinanın, seri üretim yapan yarı otomatik bir makina olduğunu, makina incelenmesinde üzerinde 4822 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 21. maddesinde belirtildiği üzere “Yurt içinde üretilen veya ithal edilen sanayi mallarının tanıtım, kullanım, bakım ve basit onaranına ilişkin Türkçe kılavuzla ve gerektiğinde uluslararası sembol ve işaretleri kapsayan etiketle satılması zorunludur.” hükmü gereği herhangi bir etiketin olmadığını, ve açık ayıp kapsamında değerlendirildiğini, sözleşmede belirtilen marka ve modelin makina üzerinde herhangi bir etiket olmadığından tespitinin yapılamadığını, söz konusu deneme üretiminde, presleme ünitesinde üretilecek küp şekerin gramajının ve hacimsel boyutunun ayarlanmasının manuel olup, tamamen kullanıcı marifetiyle yapıldığını, dolayısıyla üretimde ortaya çıkan gramaj farklılıklarının doğal olduğunu, net bir gramaj sağlama ihtimalinin olmadığını, tartmalarda ortaya çıkan farklılıkların bundan kaynaklandığını, makinada presleme ünitesi dönen mil etrafında sıkıştırma esasına dayandığı için, sarsıntıya bağlı olarak zamanla başlangıçta kullanıcı marifetiyle yapılan ayarların bozulduğunu ve sürekli takip gerektirdiğini, bu durumun makina için gizli ayıp kapsamında olduğunu, makinanın kurutma, soğutma ve taşıma ünitesi, sağlıklı çalışıyor olup herhangi bir problem olmadığının gözlemlendiğini, taşıyıcı üniteden gelen küp şekerlerin, kutu hazırlama ünitesinden gelen kutuların içerisine vakum marifetiyle yerleştirildiği ünitede, otomatik ayarlama söz konusu olup, ancak zaman içerisinde burada da ayarların bozulacağının gözlemlendiğini, söz konusu makina genel anlamıyla bir seri üretim makinesi olup, sürekli takip ve ayar gerektirmesinin bir gizli ayıp olarak değerlendirildiği” yönünde görüş beyan edildiği görülmüştür.
Mali Müşavir bilirkişi tarafından sunulan 18/12/2014 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; “04.07.2012 tarihli satış sözleşmesinde satışa konu makinanın bedeli 110.000,00 TL olduğunu, ürün tesliminde fatura düzenlenme esnasında % 8 Katma Değer Vergisi hesaplanıp toplama ilave edileceğinin tespit edildiğini, 04.07.2012 tarihinde karşılıklı imza edilen sözleşmenin 5. Maddesine göre alıcı olan Davacı taraf sözleşme bedeli olan 110.000,00 TL yi ödemeyi taahhüt ettiğini, sözleşmeye göre satıcı taraf olan Davalı şirketin sözleşme yükümlülüğünü ifa borcunu 04.09.2012 tarihinde yerine getirmiş olması gerektiğinin, davacı tarafından sunulan 2012 yılı Ticari defterin incelenmesi sonucu Davacının 2012 takvim yılında İşletme esasına göre defter tuttuğunun, işletme defteri İncelemesinde , kayıtlara ait sıra numaraları verilmediği, yıl sonu itibariyle “İşletme Hesabı hulasası'” çıkarılmadığı, envanter ve demirbaş listesi dökümünün yapılmadığından dolayı satış sözleşmesine konu makinenin alış bedelinin görülmediğini, buna göre T.T.K 76. maddesine uygun defter tutulmadığını, 04.07.2012 tarihli satış sözleşmesine konu makine faturasının usulüne uygun defter kayıtlarına intikal ettirildiğini, faturayı düzenleyenin Davalı … Sanayi ve Ticaret Ltd.şti. borçlusunun ise Davacı … olduğu, faturanın “Full Otomatik Küp şeker İmalat hattı ” teslimine istinaden düzenlendiğini, taraflar arasında söz konusu maine satışının şartlarını düzenleyen sözleşmenin bulunduğu tespit edildiğini, satış sözleşmesi ile Davalı tarafın teslim edeceği ürünün bedeli K.D.V. hariç 110.000,00 TL olarak belirlenmiş fakat ürün tesliminde fatura, K.D.V. dahil 110.000,00 TL olarak düzenlendiğini, 2012 yılı yevmiye defteri kaydına göre, Davalı tarafın davacı taraftan , 4 (dört) adet çek teslim aldığını, kayıtların incelenmesinde çeklere ilişkin teslim belgesi ve ödeme günlerine ilişkin bir açıklama yapılmadığı, ihtiyati tedbire konulan çeklerin davalı şirkete verilen çeklerden olduğunun tespit edildiğini, davacı tarafa ait 2012 yılı İşletme defterinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğunun, davalı tarafa ait 2012 yılı Envanter defterinin KATİ delil olma kabiliyetinin bulunmadığını, 2012 yılı Yevmiye defterinin sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğu, davalı tarafın satış sözleşmesinde belirtilen “Ful! otomatik küp şeker İmalat hattı” nın tesliminin İfası İle yükümlü olduğu, ürünün Davacıya teslim edildiğini, 27.09.2012 tarihi itibariyle K.D.V. dahil 110.000,00 TL olarak faturanın tanzim edildiğini, davalı tarafın 2012 ticari defter incelemesinde, satış sözleşmesinin 8. maddesinde belirtildiği üzere toplamda 110.000,00 TL lik çeklerin Davacı tarafından Davalı şirkete verildiğini, İhtiyati tedbir konulan …bankası … şubesine ait … çek nolu 15.05.2013 ödeme günlü 5.000.00 TL bedelli, … cek nolu 20.05.2013 ödeme günlü 10.000.00 TL bedelli, … cek nolu 30.05.2013 ödeme günlü 15.000.00 TL bedelli ve … çek nolu 15.06.2013 ödeme günlü 5.000.00 TL bedelli 4 adet ve toplamda 35.000,00 TL’lik çeklerin davacı tarafa ait olduğunu, satış sözleşmesine konu ödeme yükümlülüğü için davalı tarafa teslim edilen çeklerden olduğunu, davalı tarafın ticari defter kayıtlarındaki hesaba ve Davacı tarafın dava dosyası içeriğindeki belgelelerine göre herhangi bir cari (açık) hesap bakiyesinin bulunmadığı” yönünde görüş beyan edildiği görülmüştür.
Taraflar arasında düzenlenen 04/07/2012 tarihli sözleşmenin incelenmesinde;
2. Maddesinde, uyuşmazlık konusu makinenin ikinci el full otomatik küp şeker imalat hattı olarak nitelendirildiği görülmüştür.
3.1. Maddesinde, siparişin kapsamının, sözleşme konusu komple küp şeker üretim tesisinin imalatı ve bunun yerinde montaj ve ilk üretim ve makinelerin kullanılacak olanların 10 günlük süre ile eğitimini kapsamakta olduğu düzenlenmiştir.
3.3. Maddesinde, 04/07/2012 tarihli sözleşmeye göre teslim süresi sözleşmeden itibaren 60 gün olarak düzenlendiği, bu süre sonunun komple makinenin kamyonun üstüne yükleneceği tarih olarak düzenlendiği görülmüştür.
Teslim belgesine göre uyuşmazlık konusu makinenin demonte olarak 27/09/2012 tarihinde … plakalı araca teslim edilmiş olduğu görülmüştür.
4. Maddesinde makinen garanti süresinin 2 yıl olarak düzenlendiği görülmüştür.
Yetkisiz Mahkemece davalı tanıklarının keşif mahallinde dinlenildiği görülmüştür.
Davalı tanığın …’nin beyanında özetle; Davalı şirketin davacıya sattığı söz konusu şeker presleme makinesini kurulumunda görev yaptığını, söz konusu makinenin kurulumu için davacıya ait şeker fabrikasına geldiğini, geldiği tarihi tam olarak hatırlamadığını, makinenin kurulumunu yaptıktan sonra davacı şirket çalışanlarına söz konusu makinenin çalışması konusunda 10 günlük bir eğitim verdiklerini, eğitim verdiklerine dair yazılı belgelerinin olmadığını, ilk çalıştırmada makinenin hatasız çalıştığını tespit ettiklerini ancak yeterli numune kutu bulunmadığını, beyan ettiği görülmüştür.
Davalı tanığı …’ın beyanında özetle;Davalı şirketin davacıya sattığı söz konusu şeker presleme makinesinin kurulumunda görev yaptığını, söz konusu makinenin kurulumu için davacıya ait şeker fabrikasına geldiğini, geldiği tarihi tam olarak hatırlamadığını, makinenin kurulumunu yaptıktan sonra davacı şirket çalışanlarına söz konusu makinenin çalışması konusunda 1 hafta 10 günlük bir eğitim verdiklerini, eğitime verdiklerine dair yazılı bir belgelerinin olmadığını, makineyi kurduklarında test çalışmaları yaptıklarını ve makinenin hatasız çalıştığını tespit ettiklerini, ilk çalışma sırasında davacı tarafın elinde imalat yapmaya yetecek kadar kutu bulunmadığı için davacının kutu imalat fabrikasından örnek olarak aldığı kutulara şekerlerin kutulamasını da yaptıklarını, paketleme de bir sıkıntı olmadığını, fakat numune kutuların ebatlarında bir sıkıntı olduğunu, söz konusu makinenin manuel ayarlama gerektiren ve 1000 ve 750 gramlık ayrı üretimler yapmak için tekrar makinenin ayarlanması gerektiren bir makine olduğunu, 1000 ve 750 gramlık üretim sırasında ayarlamanın doğru yapılmaması nedeniyle makine çalışmayabileceğini ve arıza yapabileceğini, fakat 1000 ve 750 gramlık üretimlerin yapılmayıp tek üretim yapılması durumunda makinenin ayarı gerekmeyeceğini, sadece gramaj farklılığı nedeniyle ufak ayarlama gerekebileceğini, kendilerinin bu konuda da davacı çalışanına eğitim verdiklerini, Eğitim sırasında kendilerinin 1000 ve 750 gramlık üretimler için gereken eğitimleri de verdiklerini, kendilerine verilen görev bittikten yaklaşık 1 ay sonra kutulama bölümünde ayarsızlık olduğu şikayeti nedeniyle yeniden fabrikaya tek başıma geldiğini, kutulama makinesinin kutu kalıplarında arıza olduğundan bu kalıpları söküp İstanbul’a gönderdiğini, İstanbul’da tamirini kendisinin yapmadığını, İstanbul’dan gelen parçanın kurulumunu kimin yaptığını bilmediğini, beyan ettiği görülmüştür.
Davalı tanığı …’nin beyanında özetle; Diğer 2 çalışan kurulumu yaptıktan sonra 10 günlük eğitim için dava konusu fabrikaya geldiğini, 2013 yılının başlarında söz konusu eğitimi verdiklerini, makinenin kurulumunun da eğitim vermesinden hemen önce yapıldığını, makinenin kurulumunu yaptıktan sonra davacı şirket çalışanlarına söz konusu makinenin çalışması konusunda 1 hafta 10 günlük bir eğitim verdiklerini, eğitim verdiklerine dair yazılı bir belgelerinin olmadığnı, eğitim verirken test çalışmalarını bizzat yaptığını, 750 gramlık şeker üretiminde hiçbir sorun olmadığını, sadece kutu küçük olduğu için 730 gram sığdığını ayrıca kutularda da imalat hatası nedeniyle çabuk yırtılma olduğunu, fakat makinenin parçalarında bir sorun olmadığını, 1000 gramlık şeker üretiminde ise şekerlerin gramajı 970 gramı geçmediğini, 1000 gramlık kutularda bir sorun olmadığını, kendisinin makineyi ayarlamaya çalıştım fakat tam olarak problemi çözemediğini, 1000 gramlık üretim fazla olmadığı için makineyi İstanbul’a göndermediğini, eğitimi tamamladıktan sonra İstanbul’a geri döndüğünü, daha sonra davacının kendisini makinede problem olduğuna dair birkaç defa aradığını, makinedeki sorunları çözmek için 3 defa geldiğini, makinenin kurulup eğitim verildikten yaklaşık 2 ay sonra tek başına fabrikaya tekrar geldiğini, 1000 gramlık üretimde makinenin ürettiği şekerlerin dolumunda hata olduğunu, makineyi incelendikten sonra makineyi İstanbul’a gönderdiğini, İstanbul’da tamirini de bizzat kendinin yaptığını, bu arızanın makineden kaynaklanan bir arıza olduğunu, hava şartlarının da arızayı artırmış olduğunu, makineyi tamir ettikten sonra bu parçanın kurulumunu yaptığını ve makinenin kullanımı tekrar 2 günlük eğitim verdiğini, bu tamirden sonra makine sorunsuz çalışmaya başladığını, daha sonra 2013 yılı yaz sonlarında kendini tekrar aldıklarını, makinede elektronik bir arıza olduğunu söylediklerini, elektronikçi gelip bu arızayı giderdiğini söylediklerini, keşif tarihine kadar bir daha gelmediğini, İstanbul’da makineyi tamir edip geldikten sonra makinenin hatasız çalıştığını bizzat test ettiğini, elektronik arızadan sonra davacıya isterseniz gelip bakayım dediğinde gerek yok taşınıyoruz dediğini, söz konusu makine manuel ayarlama gerektiren ve 1000 ve 750 gramlık ayrı üretimler yapmak için tekrar makinenin ayarlanması gerektiren bir makine olduğunu, 1000 ve 750 gramlık üretim sırasında ayarlamanın doğru yapılmaması nedeniyle makine çalışmayabileceğini ve arıza yapabileceğini, fakat 1000 ve 750 gramlık üretimlerin yapılmayıp tek üretim yapılması durumunda makinenin ayarı gerekmeyeceğini sadece gramaj farklılığı nedeniyle ufak ayarlama gerekebileceğini, makinenin kurulumundan sonraki arızanın bir nedeni de makine parçasının donması olduğunu, hava şartlarının makine parçasının donup kırılmasına neden olduğunu, makinede de bu arızaya sebep olan aksaklıkların mevcut olduğunu, beyan ettiği görülmüştür.
Taraflar arasında yapılan sözleşmede uyuşmazlık konusu makinenin niteliğinin ikinci el full otomatik küp şeker imalat hattı olarak belirlendiği, sözleşme konusunun komple küp şeker üretim tesisinin imalatı ve bunun yerinde montaj ve ilk üretim ve makinelerin kullanılacak olanların 10 günlük süre ile eğitimini kapsamakta olduğu, davalı tanıklarının anlatımlarından davalının maldaki ayıplardan ilk kurulum tarihinden itibaren haberdar olarak problemleri çözmek için bir kısım işlemler yaptığı, Yetkisiz Mahkemece Makine Mühendisi Bilirkişiler …, … ve … marifetiyle yapılan keşif neticesinde alınan bilirkişi raporu ile; uyuşmazlık konusu makinenin seri üretim makinesi olduğu, sürekli takip ve ayar gerektirmesi nedeniyle gizli ayıplı olduğunun tespit edildiği görülmüştür. Alınan bilirkişi raporuna göre maldaki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu saptandığından, 6102 sy. TTK’nın 23/1-c maddesinde yapılan atıfla ayıp ihbarının 6098 sy. TBK’nın 223/2. maddesi uyarınca yapılması gerektiği anlaşılmıştır.
Tanık ifadelerinden makinenin ilk kurulumu ile verilen eğitimlerde bir kısım problemlerin görüldüğü, kurulumdan sonra bir kaç kez daha davalı şirket çalışanları tarafından müdahale yapıldığı, bazı parçaların İstanbul’a tamir için gönderildiği, dosya kapsamında bulunan kargo kaydı ve ambar fişinden 28/03/2013 tarihinde onarılan parçanın kargo yolu ile davacıya teslim edildiği, ancak bu son parçanın tesliminden sonra davalı şirketçe kurulumunun yapılmadığı, davacının 08/04/2013 tarihinde … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası ile tespit talebinde bulunduğu, değişik iş dosyasında yapılan tespit neticesinde alınan bilirkişi raporunun davalıya tebliğ edildiği görüldüğünden, davacı tarafça ayıp ihbarının 6098 sy. TBK’nın 223/2. Maddesi kapsamında davalı satıcıya süresinde yapıldığı kanaatine varılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi marifeti ile yapılan inceleme neticesinde; taraflar arasında imzalanan sözleşme bedelinin 110.000-TL artı KDV olarak belirlendiği, fakat ürün tesliminde faturanın KDV dahil 110.000,00 TL olarak düzenlendiği, davalının ticari defterlerinde 110.000-TL’lik çekin alındığının kayıt altına alındığı, dava konusu çeklerin davacı tarafından davalıya verildiği, satış sözleşmesine konu ödeme yükümlülüğü için davalı tarafa teslim edilen çeklerden olduğu, Davalı tarafın ticari defter kayıtlarındaki hesaba ve Davacı tarafın dava dosyası içeriğindeki belgelelerine göre herhangi bir cari (açık) hesap bakiyesinin bulunmadığının tespit edildiği, davalı vekilinin 05/01/2014 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, “tedbir konulan çekler miktarınca müvekkilinin alacaklı durumda” olduğunu beyan ettiği, alınan rapor ve toplanan delillerden davacı tarafın davalıya 75.000-TL ödeme yaptığının sabit olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı tarafça davalıya toplam 105.000-TL ödeme yapıldığı iddia olunmuş ve 30.000-TL’lik makbuz sureti ibraz edilmiş ise de, alınan bilirkişi raporu ve yapılan yargılama neticesinde bu tutarın uyuşmazlık konusu sözleşme kapsamında yapıldığına dair bir kanaat edinilemediğinden, davacı tarafın iddiasını bu tutar yönünden ispat edemediği kanaatine varılmıştır.
Kural olarak görevsiz mahkeme tarafından yapılan usul işlemleri geçersizdir. Ancak, görevli mahkeme, görevsiz mahkemenin yapmış olduğu işlemleri tekrarlaması için neden yoksa kararına esas alabilir.( Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü. 6. Bası. Cilt 1.SH.347)
Yetkisiz mahkemece alınan bilirkişi raporları ile; tarafların iddia ve savunmalarının detaylı olarak incelendiği, uyuşmazlık konusu hiçbir hususun cevapsız bırakılmadığı, davalı vekilinin rapora karşı itirazlarının önceki savunmalarının tekrarı mahiyetinde olduğu görülmüş, bu hali ile bilirkişi heyetinden alınan teknik inceleme raporunun ve mali müşavir bilirkişiden alınan raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla yeniden rapor alınmasına gerek görülmemiştir.
Davacı vekili 12/02/2014 havale tarihli dilekçesi ile davasını ıslah etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan 03/03/2014 havale tarihli dilekçe ile; Islah ile davanın konusu ve türünün değiştirilemeyeceğini, yine fazlaya dair hakların saklı tutulmadığı dava dilekçesi sonrasında da ıslahın mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 109/1 maddesinde; “Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmının da dava yoluyla ileri sürülebileceği”, 109/3 maddesinde; ” Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hâli dışında, kısmi dava açılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmeyeceği” düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 176. Maddesinde; “Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği, Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceği,” 177. Maddesinde; “Islahın, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği” düzenlenmiştir.
Dava açıldıktan sonra sebebinde, konusunda, delillerde ve diğer hususlarda usulüne ilişkin işlemlerin ıslah yoluyla düzeltilmesi mümkün olduğu gibi davanın konusunda da ıslah mümkündür. Nitekim, HMK’nın 141/2. maddesinde de davacının karşı tarafın rızası olmaksızın ıslah yoluyla davasının mahiyetini tebdil edebileceği kabul edilmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesi ile; taraflar arasında düzenlenen 04/07/2012 tarihli sözleşme gereği müvekkilinin davalıya 140.000-TL ödeme taahhüdü altına girdiğini, müvekkilinin davalı yana noter kanalıyla bildirmiş olduğu fesih iradesi sonrası sözleşme konusu makineyi almaktan vazgeçtiğinden sözleşme ile belirlenen satış bedelinin müvekkiline iadesinin söz konusu olacağını, sözleşme kapsamında davalıya verilen 35.000-TL bedelli çeklerin iptalini ve bu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Dava dilekçesine konu talebin taraflar arasındaki sözleşmeden doğan alacak/borç ilişkisinden kaynaklanmakta olduğu, bölünebilir nitelikte olduğu ve davacı tarafın sözleşmeye konu borcuna istinaden davacı tarafa teslim ettiği çeklerin vadesi gelmeyen 35.000-TL’lik kısmının iptalinin talep edildiği görülmüştür. Davacı tarafın ıslah dilekçesi ile davasını tümden ıslah ederek; gizli ayıplı makinenin davalıya iadesine, dava 04/07/2012 tarihli sözleşme kapsamında davalıya keşide edilen ancak ödenmeyen çeklerin iptaline, bu çeklerden dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, sözleşmenin feshi ile sözleşme çerçevesinde davalıya ödenen 105.000-TL’nin davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davacının dava dilekçesindeki talebinin, taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklandığı, bölünebilir nitelikte olduğu, dava açılırken talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmediği, davacının davasını tümden ıslah ettiği, ıslaha konu talebin davaya konu taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklandığı görülmüştür. Davacının ıslah talebinin açıklanan mevzuat hükümleri çerçevesinde mümkün olduğu anlaşıldığından, davalı tarafın Islah ile davanın konusu ve türünün değiştirilemeyeceği, yine fazlaya dair hakların saklı tutulmadığı dava dilekçesi sonrasında da ıslahın mümkün olmadığı yönündeki itirazlarına itibar edilmemiştir.
Tüm dosya kapsamından; Taraflar arasında otomatik küp şeker imalat makinesi hususunda sözleşme yapıldığı, uyuşmazlık konusu makinenin denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ile gizli ayıplı olduğunun tespit edildiği, dosya kapsamı ve tanık anlatımlarından davalının maldaki ayıplardan ilk kurulum tarihinden itibaren haberdar olarak problemleri çözmek için bir kısım işlemler yaptığı, 6102 sy. TTK’nın 23/1-c maddesinde yapılan atıfla 6098 sy. TBK’nın 223/2. maddesi uyarınca maldaki ayıbın süresinde davalı satıcıya bildirildiği, mali müşavir bilirkişiden alınan rapor ile dava konusu çeklerin uyuşmazlık konusu sözleşmeye istinaden davalıya verildiği, sözleşme kapsamında davalı tarafından 110.000-TL’lik fatura kesildiği, tarafların ticari kayıtlarında açık cari hesap kaydının bulunmadığı hususlarının tespit edildiği, alınan rapor ve toplanan deliller ile sözleşme kapsamında davacının davalıya 75.000-TL ödeme yaptığının sabit olduğu, davacı tarafça talebinin 30.000-TL’lik kısmının uyuşmazlık konusu sözleşme kapsamında ödendiğinin ispatlanamadığı, davacının ıslahının yasaya ve usule uygun olduğu anlaşılmış olup, açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
1-…bankası … Şubesi’ne ait … çek numaralı, 15.05.2013 ödeme günlü, 5.000,00 TL bedelli çek ile,
…bankası … Şubesi’ne ait … çek numaralı, 20.05.2013 ödeme günlü, 10.000,00 TL bedelli çek ile,
…bankası … Şubesi’ne ait … çek numaralı, 30.05.2013 ödeme günlü, 15.000,00 TL bedelli çek ile,
…bankası … Şubesi’ne ait … çek numaralı, 15.06.2013 ödeme günlü, 5.000,00 TL bedelli çeklerin İPTALİNE, işbu çeklerden dolayı davacının borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Dava konusu makinenin ( taraflar arasında imzalanan 04/07/2012 tarihli sözleşmeye konu full otomatik küp şeker imalat hattının) davalıya İADESİ koşuluyla, ödenen 75.000,00-TL’nin malın davalıya iade edildiği tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
Fazlaya dair istemin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 7.514,10 TL nispi karar harcından peşin ve ıslah ile yatırılan toplam 2.475,45 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 5.028,65 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 24,30-TL başvurma harcı,683,10TL, Peşin harç,1.792,35 TL Islah harcı, 3,75 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 2.503,50 -TL harç giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5- Davacı tarafça yargılamanın yürütülmesi nedeniyle yapılan 268,75 TL tebligat, 55,50 müz. bilirkişi ücreti 1.900,00-TL, diğer posta masrafı olmak üzere toplam 2.351,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red durumuna göre 1.847,21 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 14.400,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7- Davalı tarafından yapılan 90 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 19,29 TL sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red ve kabul oranına göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.500,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
¸

Hakim …
¸