Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/53 E. 2021/570 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/172 Esas
KARAR NO:2021/515

DAVA:Tazminat (Kara Taşımacılığı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:13/03/2020
KARAR TARİHİ:21/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Kara Taşımacılığı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP:Davacı vekili 13/03/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin … … Dış Tic. A.Ş. aracılığı ile ithalatçı… şirketine mal satışı yaptığını, bu ihracatın … üzerinden yapıldığını ve akabinde davacı firmaya alacak temliki yapıldığını, dava konusu ihracat ürünlerin taşınması … … … Ltd.Şti tarafından yapıldığını, ihracat konusu ürünler vesaik mukabili teslim şeklinde taşıyıcı firmaya teslim edilerek ihraç edildiğini, davacı şirket tarafından ilgili taşıma ve ihraç işlemleri ile ilgili kendisine verilen evrakları gönderi bankası … … şubesine gönderdiğini, ihraç edilen ürünlerin ihracatının yapılabilmesi için davalı şirkete teslim edildiğini, ancak davalı tarafça ithalatçı olan … firmasına ürün bedelini ödediğine dair gerekli vesaikleri almadan ve davacı şirketin bu yönde talimatı olmadan ürünleri teslim ettiğini, bu zararın tazmini için …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas … karar sayılı dava dosyasına yapılan yargılama sonucunda lehlerine hüküm tesis edildiğini, fazlaya dair haklarının baki kalmak koşulu ile talep edilen kısmi alacağın kabulüne ve %50 müterafik kusurun davacı tarafa verilmesine dair hatalı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi kararı ile kaldırılarak davalının CMR 21 .maddesi uyarınca tam kusurlu olduğuna karar verildiğini, verilen kararın yerleşik Yargıtay içtihatlarına ve CMR ve TTK hükümlerine uygun olduğunu, davacı tarafa verilen mütefarik kusur tenzilinin kaldırılması için dosyanın istinaf edildiğini beyanla oluşan zararın miktarı 28.294,65 GBP ingiliz sterlini üzerinden Borçlar Kanunu 99.maddesi uyarınca fiili ödeme günündeki kur üzerinden hesaplanacak bedelin 3095 sayılı yasanın 4/A maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00-TL kısmının davalıdan alınması yönünde karar verilmesini, vekalet ücreti ve dava giderinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkememize verdiği 18/05/2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle;Dava dosyasında netice i talep kısmında belirtmiş oldukarı 10.000-TL olan taleplerini 50.000 TL olarak ıslah ettiklerini, Davaya yönelik taleplerini aşağıdaki şekilde HMK 176 madde uyarınca taraflarınca Islah edildiğini, oluşan zararın miktarı olan 28.294,65 GBP İngiliz sterlini üzerinden Borçlar Kanunu 99.maddesi uyarınca fiili ödeme günündeki kur üzerinden hesaplanacak bedelin 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50 .000 TL kısmının davalıdan alınarak tarafımıza ödenmesine vekalet ücreti ve dava giderinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili 19/08/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. …. Sayılı ve 06/12/2017 tarihli kararı ile usul ve yasaya aykırı dava, kısmen kabul edilerek müvekkili şirkete %50 kusur atfedilerek 2.500.-TL maddi tazminatın müvekkil şirket tarafından davacıya ödenmesine karar verildiğini, karara karşı taraflarca yapılan istinaf başvuruları neticesinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin … E. ve … K. sayılı ve 05/12/2019 tarihli kararı ile itirazları dikkate alınmaksızın Yerel Mahkeme kararının bozulduğunu, bu sebeple temyiz başvurusunda bulunulduğunu, dosyanın halen derdest olduğunu, davacı taraf bu defa da yeniden bir kısım zararı için alacak davası açtığını, ancak açılan dava haksız ve yersiz olduğunu, davacının bulunduğunu iddia ettiği alacağın zamanaşımına uğradığını, taşıma işinin müvekkili şirket ile hiçbir ilgisi olmadığnı, davacı tarafça müvekkili şirketin taşımayı üstlendiğini gösterir taşıma senedinin aslının sunulması için …. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 03/11/2015 tarihli celsede davacıya 2 hafta kesin süre verilmesine karşın, davacı tarafından bu senedin sunulmasından imtina ettiğini, ayrıca taşıma senedinde ilgili bankanın, teslimde ödenecek mal bedelinin de belirtilmesi gerektiğini, ancak davacı tarafça bu hususlara ilişkin de hiçbir bilgi ve belge ibraz edilmediğini,. CMR Hamule Senedi aslı ibraz edilmiş olsaydı dahi taşımanın vesaik mukabili olduğuna dair bir kaydın olmadığını, taşıyıcı olarak da… Taşımacılığın belirlendiğini, davacı ve dava dışı … A.Ş. arasında taşıma sözleşmesi bulunduğunu, beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER : …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas … karar sayılı dosyası, taraflarca sunulan belgeler ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre;Dava, davalı taşıyıcı tarafından vesaik mukabili yurt dışındaki alıcıya teslim edilmesi gereken malların bu husus yerine getirilmeden teslim edilmiş olması nedeniyle davacının alıcıdan tahsil edemediği mal bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı taraf, dava konusu ihracat ürünleri taşımasının davalı … … … Ltd.Şti tarafından yapıldığını, ihracat konusu ürünlerin vesaik mukabili teslim şeklinde taşıyıcı firmaya teslim edilerek ihraç edildiğini, ithalatçı olan … firmasına ürün bedelini ödediğine dair gerekli vesaikleri almadan ve davacı şirketin bu yönde talimatı olmadan ürünleri teslim etmesi nedeniyle oluşan zararın şimdilik 50.000-TL’lik kısmının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf, davanın zaman aşımı ve husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafça davalı aleyhine …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile davaya konu taşıma işi nedeniyle meydana gelen zararın 5.000-TL’lik kısmının tazmini talepli dava açıldığı anlaşılmakla, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının fiziki olarak celp edilerek incelenmesinde; 06/12/2017 tarih, … karar sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, taraflarca İstinaf yoluna başvurulması üzereni İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin … esas, 05/12/2019 tarih ve … karar sayılı kararı ile “davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne” karar verildiği anlaşılmıştır. Davalı tarafça tarafça temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/1065 esas, 20/01/2021 tarih, 2021/198 karar sayılı kararı ile “Bölge Adliye Mahkemesi’nce verilen kararın onanmasına” karar verildiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı tarafça husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi talep edilmişse de; Davacı ile davalı arasında elektronik posta yazışmaları ile taşıma sözleşmesi kurulduğu, taşıyanın davalı ile grup firması olarak çalıştığı yönündeki beyanına göre davalının akdi taşıyan olduğu ve meydana gelen zarardan öncelikle sorumlu olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki beyan ve itirazlarına itibar edilmeyerek yargılamaya devam olunmuştur.
Somut uyuşmazlıkta; …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dava dosyasına ibraz edilen fatura, gümrük beyannamesi, faturalar, ATR dolaşım belgesinden … … 14/02/2013 tarihinde başlayan taşımaya konu emtianın satış şeklinin CIF, teslim şeklinin vesaik mukabili satış olduğu, tarafların e posta yazışmalarından taşımaya konu malların davalı tarafından ödeme alınmaksızın yapıldığı, davacı şirket tarafından dava dışı (davalı ile grup firması olan) … A.Ş.’ye …. Noterliği’nin 26/03/2013 tarih ve … yevmiyeli ihtarnamesi keşide edilerek “taşımaya konu malların ödeme belgesi ibraz edilmeden mal tesliminin yapılması ve alıcı firma tarafından mal bedelinin ödenmemesi nedeniyle uğranılan zararın ödenmesi, zararın ödenmemesi halinde alacağın tahsili için … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açılacağı” hususunun ihtar edildiği, dava dışı (davalı ile grup firması olan) … A.Ş. tarafından …. Noterliği’nin 04/04/2013 tarih ve … yevmiyeli cevabi ihtarnamesi ile “taşıma sözleşmesine harfiyen riayet edildiği, teslimatın davacı çalışanı …’nın talimatı üzerine yapıldığı alıcı firmanın ödeme yapmamasından sorumluluklarının bulunmadığı” hususunun ihtar edildiği, devamında davacı tarafça 16/09/2014 tarihinde davalı aleyhine “vesaik mukabili teslim şartıyla davalı tarafından taşıması üstlenilen malın, ödeme belgesi alınmadan taşıyıcı tarafından alıcıya teslimi dolayısıyla uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olarak fazlaya dair hakkı saklı tutularak 5.000-TL’lik alacağın tahsili istemli” kısmi dava açıldığı anlaşılmıştır.
CMR’nin 32/1. maddesinde, sözleşme kapsamındaki taşımalardan kaynaklanan davalar bakımından zamanaşımı süresi 1 yıl olarak kabul edilmiş, taşımacının bilerek kötü hareket olarak kabul edilecek kusurlarının söz konusu olması halinde ise 3 yıl olarak belirlenmiştir. Öte yandan, CMR’nin 32/3. maddesi gereğince, zamanaşımının kesilmesi ve durması hususları ile ilgili olarak davanın açıldığı mahkemenin hukuku uygulanacak olup, bu durumda TBK’nun 146 ve devamı maddelerinin uygulanması gerekecektir.
Kısmi davada zaman aşımı yalnızca dava edilen kısım yönünden kesilir. Henüz açılmayan (saklı tutulan) bölüm için zamanaşımı işlemeye devam eder.
Davacı vekilince, … Taşımacılığa keşide edilen …. Noterliği’nin 26/03/2013 tarih ve … yevmiyeli ihtarnamesinin CMR 32/2 maddesine göre, davalı taşıyıcıya gönderilen yazılı talep olduğu, yazılı talep üzerine zamanaşımı süresini durdurduğu, davalı tarafça taşıma işi ile ilgili evrakların müvekkili firmaya iade edilmemesi nedeniyle zamanaşımı süresinin işlemeyeceği ileri sürülmüşse de; CMR 32/2 maddesinde “Yazılı bir istem, taşımacı bunu yazılı bildiri ile geri çevirip, ona ilişkin belgeleri de iade edinceye kadar zaman limitini erteler.” düzenlemesine yer verildiği, somut uyuşmazlıkta yazılı istem içeriğinin “taşımaya konu malların ödeme belgesi ibraz edilmeden tesliminin yapılması ve alıcı firma tarafından mal bedelinin ödenmemesi nedeniyle uğranılan zararın ödenmesi istemine” yönelik olduğu, iddianın ödeme belgesi alınmadan malın teslimi olduğu, davacı tarafça ihtarname keşide edilen … … tarafından …. Noterliği’nin 04/04/2013 tarih ve … yevmiyeli ihtarnamesi ile ihtara cevap verilmek suretiyle davacının yazılı isteminde yer alan talebinin geri çevrildiği, talebin geri çevrildiği ihtarname içeriğinin “teslimatın davacı çalışanı …’nın yönlendirmesi, koordinasyonu ve talimatı üzerine yapıldığı”na yönelik olduğu, cevabi ihtarname içeriğinde yazılı istemde yer alan iddialara cevap verildiği, her hangi bir dayanak belge bildirilmediği, bu hali ile davacının yazılı isteminin usulüne uygun şekilde geri çevrildiği anlaşılmakla davacı vekilinin zaman aşımı süresinin işlemeyeceği beyanına itibar edilmemiştir.
Tüm dosya kapsamından; dava konusu vesaik mukabili teslim şartıyla davalı tarafından taşıması üstlenilen malın dava dışı alıcı ithalatçı firmaya ödeme belgesi alınmadan teslim edildiği, davacı tarafça dava dışı (davalı ile grup firması olan) … A.Ş.’ye …. Noterliği’nin 26/03/2013 tarih ve … yevmiyeli ihtarnamesini keşide ederek zararın tazmin edilmesi hususunda yazılı istemde bulunulduğu, davacının talebinin …. Noterliği’nin 04/04/2013 tarih ve … yevmiyeli ihtarnamesi ile geri çevrildiği, davacı tarafça 16/09/2014 tarihinde uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olarak fazlaya dair hakkı saklı tutularak 5.000-TL’lik alacağın tahsili istemli kısmi dava açıldığı, davacının davasının kabulüne karar verildiği ve kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, kısmi davada zaman aşımının yalnızca dava edilen kısım yönünden kesileceğinden davacı tarafça henüz açılmayan (saklı tutulan) bölüm için zamanaşımının işlemeye devam edeceği, CMR 32. Maddesinde “Bu Sözleşme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerekir. Ancak, bilerek kötü hareket veya mahkeme tarafından bilerek kötü hareket olarak kabul edilen kusurlarda, bu süre üç yıldır” düzenlemesine yer verildiği, her ne kadar kesinleşmiş yargı kararı ile davalının kusurlu olduğu tespit edilmiş ise de huzurdaki davada dava tarihi itibariyle 3 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği ve davalı tarafından süresinde zamanaşımı def’inde bulunulduğu anlaşılmakla, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30-TL karar harcının peşin yatırılan 855,78-TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 746,48-TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istek halinde yatırana iadesine,
3-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 7.300,00- TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize sunulacak bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.21/06/2021

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*