Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/484 E. 2021/698 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/484 Esas
KARAR NO : 2021/698

DAVA : Tespit ve Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/09/2019
KARAR TARİHİ : 30/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 24/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının sahip olduğu kalite sertifikalarından birinin de Almanya’da bulunan “… & … enstitüsü tarafından verilen, uluslararası yüksek kalite sertifikası olan “… ” sertifikası olduğunu, bu sertifika şartları gereği, davacının ürünleri daha fazla maliyetle sağlığa zararlı olabilecek hiç bir içerik kullanılmadan üretmekte olduğu ve ürünlerin Enstitü tarafından detaylı testlerden geçirilerek satışa sunulabildiği, sertifika kuruluşunun, sertifikayı almaya hak kazanan her firma için ayrı bir sertifika numarası verdiğini, davacının özel sertifika numarasının … olduğunu, davalı şirketin Türkiye’nin her yerinde yaygın, farklı şehirlerde 80’den fazla mağazası bulunan … mağazalarının sahibi olduğunu, davalı tarafın … mağazalarında satılan, davacı ürünlerine benzer bebek tekstili ürünlerinde davacıya ait sertifikanın hatta davacının özel numarasının basılı olduğunu, davalının, davacının sertifika kimliğini izinsiz kullanarak sattığı ürünlerin düşük kalitede ürünler olduğunu, davalının, davacı şirkete ait sertifikayı izinsiz, kullandığı ürünlerin, davacının kendi sertifikasıyla ürettiği orijinal ürünlere birebir benzer olarak üretildiğini, ürün bazında davacı şirketin ürünleriyle karıştırılmaya elverişli önlem alınarak davacı şirket ürünlerinin taklit edildiğini, davalının haksız rekabet eylemlerinin tespiti amacıyla … Asliye Ticaret Mahkemesi nezdınde 2019/… D. İş sayılı delil tespiti dosyası üzerinden davalının haksız rekabet eylemlerinin tespit edildiğini, hesap yönünden davalı delil kararttığından bilirkişi raporunun mali hesap kısmının gerçek durumu yansıtmadığını, internetteki haksız kullanımlara ilişkin Noter kanalı ile e-tespit yaptırıldığını, davalı tarafın bir payesi (kalite sertifikası) olmadığı halde payeye, yani kalite sertifikasına malikmiş gibi ürünler üzerinde sertifika sembolü kullanmasının açıkça tüketicileri yanılttığı öne sürülerek davalının haksız rekabet eylemleri nedeniyle davacının uğradığı maddi ve manevi zararlar bakımından öncelikle haksız rekabete konu ürünler hakkında ihtiyati tedbir kararı verilerek, Davalının haksız rekabetinin tespitine, men’ine ve Davalının haksız rekabetinin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, davalının haksız rekabete konu tüm mallarına, ürünlerine ve haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçlarına el konulmasına ve bunların imhasına, Davalının haksız rekabet eylemleri nedeniyle müvekkilin uğradığı maddi zarar bakımından şimdilik HMK m.107 uyarınca belirsiz alacak olarak 10.000-TL maddi tazminatın delil tespiti tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, Davalının haksız rekabet eylemleri nedeniyle müvekkilin uğradığı manevi zarar bakımından 200.000-TL manevi tazminatın delil tespiti tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, Dava sonunda müvekkil lehine verilecek kararın Türkiye çapında tirajı en yüksek üç gazetede birden masrafı davalıdan alınmak üzere ilanına, yargılama giderleri ile … Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/… D.İş sayılı dosyasında yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 15/06/2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; davalının haksız rekabetinin tespitine, davalının haksız rekabetinin men’ine, davalının haksız rekabetinin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, davalının haksız rekabete konu tüm mallarına, ürünlerine ve haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçlarına el konulmasına ve bunların imhasına, davalının haksız rekabet eylemleri nedeniyle müvekkilinin uğradığı maddi zarar bakımından belirli hale gelen satılan ürünlerden dolayı 248.514,30-TL ve eldeki ürünlerden dolayı 176.507,83-TL olmak üzere toplam 425.022,13-TL maddi tazminatın delil tespiti tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, davalının haksız rekabet eylemleri nedeniyle müvekkilinin uğradığı manevi zarar bakımından 200.000-TL manevi tazminatın delil tespiti tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, dava sonunda müvekkili lehine verilecek kararın Türkiye çapında tirajı en yüksek üç gazetede birden masrafı davalıdan alınmak üzere ilanına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin, … Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/… D.İş sayılı dosyasında yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın tamamen dava dışı tedarikçi firmaların hatasından kaynaklanan ve çok sınırlı sayıdaki üründe yer alan etiket kullanımını adeta marka taklidi gibi göstermeye çalıştığını, davalının, davacı tarafça dava konusu edilen etiketlerin kısmen kullanıldığı ürünleri doğrudan üretmemekte, tedarikçi üçüncü firmalara ürettirmekte olduğunu, etiketlerin tedarikçi firmaların ürettiği bir kısım üründe kullanıldığının, davacının yaptırdığı delil tespiti başvurusu sonrasında öğrenilmiş olduğu ve tespitin yapıldığı tarih itibariyle stoklarda bulunan ve sınırlı sayıda üründe kullanıldığı belirlenen etiketlerin derhal söküldüğünü, davacının beyan ve iddiasının aksine dava konusu ihtilafın davacıya ait bir markanın taklidi suretiyle sahte ürün üretilmesi olmadığını, davalının hak sahibi olduğunu, tescilli markalı bir takım ürünlerde bir etiketin kullanıldığı iddiasından kaynaklandığını, davacı tarafça… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… D. İş sayılı dosyasında yaptırılan delil tespitinde tamamen varsayımdan hareket edilerek davacının … etiketi kullanıldığını beyan ve iddia ettiği tüm ürünlerin şirket stoklarındaki miktarları tespit edilerek bu ürünlerde de etiketlerin kullanılmış olabileceğinin beyan edildiğini, ürünlerin hiçbirisinin taklit veya sahte ürün olmayıp tamamen yasal şekilde üretilmiş ve tescil edilmiş markalı ürünler olduğunu, sadece bu ürünlerin sınırlı sayıdaki bir kısmında tedarikçi firmalar tarafından hatalı bir şekilde … etiketlerinin kullanıldığını, bu etiketin, söz konusu ürünün alameti farikası veya önemli bir unsuru olmadığını, bu etiketlerin, söz konusu ürünlere hiçbir artı değer katmayan, ürünün satış değerini etkilemeyen, tüketiciler nezdinde hiçbir bilinirliği olmayan ve hatta sıradan tüketici nezdinde bilinmesi mümkün olmayan bir özellik olduğunu, bu etiketlerin ürünlerde kullanılmasının söz konusu ürünlerin daha yüksek fiyatla satılmasına neden olan ya da tüketicinin ürünü tercih nedeni olan bir olgu olmadığını, satışı yapılan ürünlerin davacı ürünleri ile karıştırılmasının kaçınılmaz olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, etiketlerin ürün satış değerini etkilemediğini ve tercih nedeni olmadığını, ürünlerdeki etiketler söküldükten sonra da ürünlerin aynı hız ve değerde satıldığını bu nedenle davacının zarar iddiasının gerçeği yansıtmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… D. İş sayılı tespit dosyası ve dosya kapsamında düzenlenen 08/04/2019 tarihli bilirkişi raporu, … kayıtları, … Sertifikası, … Ltd. Şti.’nin 31/01/2019 tarihli yazısı, … Noterliği’nin 06/02/2019 tarih ve … yevmiye numaralı e-tespit tutanağı ve ekindeki görüntü kayıtları, ürün fotoğrafları ve listesi, taraf şirketlerin ticari defter ve kayıtları, tanık beyanları, 21/09/2020 tarihli bilirkişi heyet raporu, 26/03/2021 tarihli bilirkişi heyet ek raporu, arabulucu tutanağı, arabulucu ücreti sarf kararı ve tüm dosya kapsamı.
Davalı tanığı … Mahkememizin 27/10/2020 tarihli duruşmasında; “Ben … ticaret isimli şirketin sahibiyim imalatçıyım davalı … Dış. Tic. A.Ş. ve e-bebek, babymall ve lcwaikiki isimli firmalara bebek ürünleri satıyorum benim ürünlerimde bana söylemiş olduğunuz … isimli sertifika bulunmamaktadır, bu sertifika hakkında da bilgi sahibi değilim, bildiklerim bundan ibarettir, söz konusu sertifika Alman kuruluşlu bir sertifikadır, sertifika numarasının …San. Tic. A.Ş. ait olduğunu biliyorum ona ait olduğunu duymuştum, Ben ürünlerimi hiçbir şekilde bu sertifika kullanılarak satmadım, adımın neden raporda geçtiğini anlayamadım daha sonra davacı şirket arayarak bilirkişi raporuna yanlışlıkla yazıldığımı ve benim bu ürünlerimi satmadığımı bildiklerini söylediler” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/06/2021 tarihli duruşmasında; “aradan uzun zaman geçtiği için çok net olayları hatırlamıyorum, ben dava konusu olayla ilgili esas dosya olan … ATM’de beyanda bulunmak istiyorum, çünkü konuyla ilgili detaylı bir araştırma yapıp ayrıntılı beyanda bulunmak istiyorum, bu nedenle şu anda beyanda bulunmayacağım” şeklinde beyanda bulunmuştur.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… Değişik İş sayılı delil tespiti dosyasında düzenlenen bilirkişi raporuna göre; davacıya ait ürünlerin kalite standardının yüksek olduğu, davalıya ati ürünlerin düşük kalitede olduğu, davacıya ait kalite sertifikasının kullanılmasının davalıya ait mağazalarda satılan ürünlerin tercih sebebi olması ve satışını artırması yönünde etki edeceğinin ve davalı şirketin … adet ürün satın aldığı, … adet ürünün tedarikçi firmalara iade edildiği, … adet ürünün davalı müşterilerine satıldığı, davalı müşterileri tarafından 3016 adet ürünün iade edildiği tespit edilmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişi …, Hukukçu Bilirkişi … ile Tekstil Mühendisi Bilirkişi … tarafından sunulan 21/09/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; TTK m. 54, 55/1/a/3 ve 4 hükümleri çerçevesinde davalının kullanım hakkına sahip olmadığı “… ” sertifikası etiketini davacıya ait … sertifika numarasıyla birlikte davacının izni olmadan kullanmasının haksız rekabet fıil teşkil ettiği, Davalı şirket ticari defterlerinin usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş olup delil kudretine haiz olduğu; 2019/… D. İş sayılı dosyada tespiti yapılan ürünlere ilişkin alış fiyatları ve ortalama satış fiyatları dikkate alındığında satılan ürünlerden toplam 497.028,59 TL kazanç temin ettiği; stoktaki ürünlerden de 353.015,66-TL kazanç elde etme imkânı bulunduğu tespit edilmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişi … Hukukçu Bilirkişi … ile Tekstil Mühendisi Bilirkişi … tarafından sunulan 26/03/2021 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; Davalının davacıya ait … sertifika numarasıyla birlikte “… ” sertifikası etiketini kullanmasaydı kök raporda hesaplanan kârın %50sini elde edebileceği, davalının davacıya ait … sertifika numarasıyla birlikte “… ” sertifikası etiketini kullanması sonucu satılan ürünlerden elde ettiği haksız kazancının: 497.028,59 x 0,50 = 248.514,30-TL ve stoktaki ürünlerden elde edeceği haksız kazancının: 353.015,66 x 0,50 = 176.507,83-TL olduğu tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalı aleyhine açılan haksız rekabetin tespiti ve haksız rekabet nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davacı taraf davalı şirketin sattığı ürünlerde davacı şirkete ait kalite sertifikasını kullandığını bu şekilde gerçekte olmadığı halde ürünlerini kalite sertifikası varmış gibi satarak haksız rekabette bulunduğunu bu nedenle haksız rekabetin tespiti ile men’ine, ref’ine ve haksız rekabet nedeniyle uğradıkları maddi ve manevi zararın davalıdan tazminini talep etmiştir.
Davalı taraf ise dava konusu ürünleri kendilerinin değil tedarikçi firmaların ürettiğini, ürünlerde marka taklidi veya sahtelik bulunmadığını, sertifika etiketinin tedarikçi firmalar tarafından hatalı şekilde kullanıldığını, sertifikanın ürünün satış değerine katkısının bulunmadığını ve ürünü tercih sebebi yapmadığını bu nedenle haksız rekabet söz konusu olmadığından davanın reddini talep etmiştir.
Davacı tarafın dava konusu haksız rekabet teşkil eden ürünlere el konulması ve davalının web sitesine erişimin engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir talebinin 26/09/2019 tarihinde reddine karar verildiği, ihtiyati tedbire ilişkin ara kararın istinaf edilmesi üzerine … Hukuk Dairesi’nin 26/12/2019 tarih 2019/… Esas 2019/… Karar sayılı kararıyla davalı şirketin davacıya ait sertifikayı ürünlerinde kullanmasının engellenmesine yönelik tedbir kararı verildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf davacıya ait kalite sertifikasına ilişkin etiketin davalıya ait ürünlerde kullanılmasının haksız rekabet teşkil edip etmediği, teşkil ediyorsa davacının bu nedenle maddi ve manevi zararının bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa tazminat miktarı hususundan kaynaklı olup, davacıya ait kalite sertifikasının davalının sattığı ve satışa arz ettiği ürünlerde kullanıldığı sabit olup bu husus davalının da kabulünde olmakla ürünlerde etiketin kullanılıp kullanılmadığı hususunda ihtilaf söz konusu değildir.
Davacı tarafça dosyaya sunulan davacı ait kalite sertifikaları ile sertifikaları veren … ünvanlı Alman şirketinin Türkiye temsilcisi olan … Ltd. Şti.’nin 31/01/2019 tarihli yazısı ile davacının sattığı ürünlerde sağlığa zararlı kimyasal veya madde bulunmadığına ilişkin “… ” kalite sertifikasının davacı şirkete ait olduğu ve … kodlu sertifikanın davacı şirkete özgü olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafın dava öncesindeki 11/02/2019 tarihli başvurusu üzerine … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… Değişik İş sayılı delil tespiti dosyasında düzenlenen bilirkişi raporuna göre; davacıya ait ürünlerin kalite standardının yüksek olduğu, davalıya ait ürünlerin düşük kalitede olduğu, davacıya ait kalite sertifikasının kullanılmasının davalıya ait mağazalarda satılan ürünlerin tercih sebebi olması ve satışını artırması yönünde etki edeceğinin ve davalı şirketin 141989 adet ürün satın aldığı, 973 adet ürünün tedarikçi firmalara iade edildiği, … adet ürünün davalı müşterilerine satıldığı, davalı müşterileri tarafından 3016 adet ürünün iade edildiği tespit edilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi heyet raporlarına göre; TTK m. 54, 55/1/a/3 ve 4 hükümleri çerçevesinde davalının kullanım hakkına sahip olmadığı “… ” sertifikası etiketini davacıya ait … sertifika numarasıyla birlikte davacının izni olmadan kullanmasının haksız rekabet fıil teşkil ettiği, Davalı şirket ticari defterlerinin usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş olup delil kudretine haiz olduğu; 2019/… D. İş sayılı dosyada tespiti yapılan ürünlere ilişkin alış fiyatları ve ortalama satış fiyatları dikkate alındığında satılan ürünlerden toplam 497.028,59 TL kazanç temin ettiği; stoktaki ürünlerden de 353.015,66-TL kazanç elde etme imkânı bulunduğu tespit edilmiş, davalının davacıya ait … sertifika numarasıyla birlikte “… ” sertifikası etiketini kullanmasaydı kök raporda hesaplanan kârın %50sini elde edebileceği, davalının davacıya ait Z0.T.1617 sertifika numarasıyla birlikte “… …” sertifikası etiketini kullanması sonucu satılan ürünlerden elde ettiği haksız kazancının: 497.028,59 x 0,50 = 248.514,30-TL ve stoktaki ürünlerden elde edeceği haksız kazancının: 353.015,66 x 0,50 = 176.507,83-TL olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında toplanıp değerlendirilen deliller itibariyle davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine davacıya ait kalite sertifikasının davalının sattığı ürünlerde kullanılması nedeniyle haksız rekabette bulunulduğu ve bu nedenle davacının maddi ve manevi zararının oluştuğu iddiasıyla eldeki dava açılmış olup, davacının sattığı ürünlerde sağlığa zararlı kimyasal bulunmadığına ilişkin “… ” kalite sertifikasının davacı şirkete ait olduğu ve … kodlu sertifikanın davacı şirkete özgülendiği açık olup, bu hususun davalı tarafın da kabulünde olduğu ve davalı tarafça davacıya ait bu sertifikanın sattığı ürünlerde bulunduğu hususu kabul edilmiş ancak sertifikanın kendileri tarafından değil ihbar olunun tedarikçi firmalar tarafından hatalı şekilde kullanıldığı beyan edilmekle davacıya ait kalite sertifikasının davalının sattığı ve satışa arz ettiği ürünlerde kullanıldığı sabit olup bu husus davalının da kabulünde olmakla ürünlerde etiketin kullanılıp kullanılmadığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır, bu haliyle davacıya ait olan ve sertifika veren firma tarafından … koduyla davacı şirkete özgülenen “… …” ibareli ürünlerde sağlığa zararlı kimyasal bulunmadığını belirten sertifikanın davalı şirket tarafından satılan ürünlerin aynı nitelik ve kaliteye sahip olmadan kalite sertifikasına sahipmiş gibi ürün etiketlerinde kullanılmasına yönelik eylemin haksız rekabet teşkil ettiği sabittir. Bu nedenlerle davalı şirketin ürünlerinde davacı şirkete ait Z0.T.1617 sertifika numaralı “… in tandart100” sertifikasını kullanması nedeniyle davalının haksız rekabette bulunduğunun tespitine, davalı şirketin ürünlerinde davacı şirkete ait Z0.T.1617 sertifika numaralı “… in… Standart100” sertifikasını kullanmaktan men’ine, davalı şirketin ürünlerinde bulunan davacı şirkete ait Z0.T.1617 sertifika numaralı “… in …100” sertifikaya sahip olduğunu belirten etiket, yazı ve sair ibarelerin ürünlerden kaldırılmasına karar verilmiş, davalının davacıya ait sertifikayı kendisine aitmiş gibi kullandığı haksız rekabete konu ürünlere el konulması ve imhası talebi hakkında ürünler hakkında haksız rekabetin ref’i kararı verildiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davalı tarafın haksız rekabet eylemini oluşturan davalı şirket tarafından davacıya özgülenmiş olan kalite sertifikası ve sertifika kodunun satılan ürünlerde kullanılmasından dolayı davacı şirketin maddi zararının oluştuğu anlaşılmakla, düzenlenen dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunan değişik iş delil tespiti dosyasındaki rapordaki tespitler ile heyet raporlarında yapılan hesaplama ile davalının sattığı ve stoktaki ürünler üzerinden ayrı ayrı hesaplama yapılarak nihai olarak tespit edilen zarar miktarının yarısının talep edilebileceği belirtilmiş ise de söz konusu davacıya ait sertifikanın davalının sattığı ürünlerde kullanılmasına ilişkin haksız rekabet eylemi nedeniyle ürünün satışında sertifikanın tek etken olmaması farklı etkenler ile tüketim tercih ve alışkanlıklarının belirleyici olmasından dolayı raporda belirlenen miktara itibar edilmemiş, bu kapsamda zararın tam olarak tespiti mümkün olmadığından Türk Borçlar Kanunu’nun 50/2 maddesinde yer alan “Uğranılan zararın miktarı tam olarak tespit edilemiyorsa, hâkim olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler” düzenlemesi kapsamında değerlendirme yapılarak söz konusu sertifikanın bebek kıyafeti satışı yapan davacı ve davalı şirket açısından ürüne değer ve kalite katan bir etken olmasıyla birlikte sertifikanın ürünün satışında tek etken olmaması, tüketici eğilimlerinde daha çok kalite, fiyat, işlev ve görselliğin öne çıkması, Ülkemizdeki sosyal ve ekonomik yapı itibariyle tüketici tercihleri ve tüketim alışkanlıkları yönünden dava konusu sertifikanın ürünün tercih edilmesindeki ilk etken olmaması, bu nedenlerle ortalama bir tüketicinin ürünü eline aldığında dava konusu sertifikaya sahip olup olmadığı yönündeki araştırma ihtimalinin son tercihler arasında kalması kanaatine varılmasından dolayı davalının davacıya ait sertifikayı kendisine aitmiş gibi kullanarak sattığı ürünlerden dolayı gerçekleşen haksız rekabet eylemi nedeniyle davalının elde ettiği toplam kazanç miktarı olan 497.028,59-TL’nin TBK 50/2 maddesi gereğince takdiren 1/3’i davacının uğradığı zararı oluşturacağından 165.676,20-TL maddi tazminatın delil tespiti talebi tarihi itibariyle haksız rekabetin varlığı sabit olduğundan 11/02/2019 (delil tespiti başvuru) tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, uğranılan maddi zararın TBK 50/2 maddesi kapsamında hakkaniyet gereği belirlenmesi nedeniyle davacının maddi zarara yönelik fazlaya ilişkin isteminin hakkaniyet gereği reddine karar verilmiştir.
Davalının davacıya ait sertifikayı kendisine aitmiş gibi kullandığı ancak henüz satmadığı elindeki mevcut ürünler yönünden haksız rekabetin ref’i kararı verildiğinden dolayı stoktaki ürünlerden dolayı söz konusu sertifika etiketlerinin kaldırılması kararı ile bu yönde davacı tarafın uğrayacağı zarar bertaraf edilmiş olduğundan ayrıca tazminat ödenmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davacının sattığı ürünlerden dolayı uğradığı maddi zararın TBK 50/2 maddesi uyarınca takdiren belirlenmesi ve satılan ürünlerden dolayı uğranılan maddi zarara yönelik fazlaya ilişkin istemin hakkaniyet gereği reddine karar verildiğinden ve stoktaki ürünler yönünden maddi zarar istemi hakkında ise madde tazminata hükmedilmemiş ise de davalının davacıya ait sertifikayı kendisine aitmiş gibi kullandığı ancak henüz satmadığı elindeki mevcut ürünler yönünden haksız rekabetin ref’i kararı verilmesinden dolayı stoktaki ürünler yönünden söz konusu sertifika etiketlerinin kaldırılmasına kararı ile bu yönde davacı tarafın uğrayacağı zarar bertaraf edilmiş olduğu göz önüne alındığında nihayetinde davacı tarafın stoktaki ürünler yönünden maddi tazminat istemi haklı ve yerinde olsa da bu hususta etiketlerin kaldırılması kararı gereği infazen etiketler kaldırıldığında artık maddi zarar kalmayacağından ayrıca tazminat ödenmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bu yönde davalı tarafça gerekçeli karar yazım aşamasında reddedilen maddi tazminat yönünden vekalet ücreti talebinde bulunulmuş ise de satılan ürünler yönünden fazlaya ilişkin istemin hakkaniyet gereği reddedilmesi, stoktaki ürünler yönünden davacının maddi zararının etiketlerin kaldırılması yönündeki kararının infazı ile maddi zararın oluşmayacağı göz önüne alındığında davacının temelde maddi tazminat istemi haklı olsa da kaldırma kararı ile maddi zarar bertaraf olacağından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğinden dolayı davalının red vekalet ücretine hak kazanmaması nedeniyle reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden davalı lehine vekalet ücreti tayin edilmemiştir.
Davacı tarafın manevi tazminat talebi hakkında davacıya ait kalite sertifikasının davalının sattığı ürünlerde kullanılmasından dolayı haksız rekabet eyleminin oluşması, davalının basiretli tacir olmasına ve basit kontrolle tedarik ettiği ürünlerdeki kalite sertifikasyon etiketini fark edebilmesi mümkün olmasına rağmen sahip olmadığı kalite sertifikasını sattığı ürünlerde kullanması, delil tespiti dosyasında ve mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile davalıya ait ürünlerin daha düşük kalitede olması, davacının ürünlerinin yüksek kalitede olması nedeniyle davalının sahip olduğu kalite sertifikasını kendisininmiş gibi sattığı ürünlerde izinsiz kullanması nedeniyle, aynı sektörde faaliyet gösteren taraf şirketler olması nedeniyle nihai tüketiciyi etkileyebilecek nitelikteki bu eylemin davacının müşteri ve pazar kaybına sebebiyet verecek nitelikte olması göz önüne alındığında davacı şirketin piyasa değerini ve ticari itibarını etkileyebilecek davalının haksız rekabet eylemi nedeniyle de manevi zararı oluştuğundan takdiren belirlenen 30.000,00-TL manevi tazminatın 11/02/2019 (delil tespiti başvuru) tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine ve fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, aynı zamanda Mahkememiz kararının kesinleştikten sonra TTK 59. maddesi gereğince ilan masrafları davalıdan alınmak üzere Ülkemizde yayımlanan tirajı 50.000’in üzerinde olan ulusal gazetede bir kez ilanına dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
a) Davalı şirketin ürünlerinde davacı şirkete ait Z0.T.1617 sertifika numaralı “… in …100” sertifikasını kullanması nedeniyle davalının haksız rekabette bulunduğunun tespitine,
b) Davalı şirketin ürünlerinde davacı şirkete ait Z0.T.1617 sertifika numaralı “… in … sertifikasını kullanmaktan men’ine,
c) Davalı şirketin ürünlerinde bulunan davacı şirkete ait Z0.T.1617 sertifika numaralı “… in …100” sertifikaya sahip olduğunu belirten etiket, yazı ve sair ibarelerin ürünlerden kaldırılmasına,
ç) Davalının davacıya ait sertifikayı kendisine aitmiş gibi kullandığı haksız rekabete konu ürünlere el konulması ve imhası talebi hakkında yukarıdaki (c) bendi uyarınca haksız rekabetin ref’i kararı verildiğinden karar verilmesine yer olmadığına,
d) Davalının davacıya ait sertifikayı kendisine aitmiş gibi kullanarak sattığı ürünlerden dolayı gerçekleşen haksız rekabet eylemi nedeniyle davalının elde ettiği toplam kazanç miktarı olan 497.028,59-TL’nin TBK 50/2 maddesi gereğince takdiren 1/3’i davacının uğradığı zararı oluşturacağından 165.676,20-TL maddi tazminatın 11/02/2019 (delil tespiti başvuru) tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin hakkaniyet gereği reddine,
e) Davalının davacıya ait sertifikayı kendisine aitmiş gibi kullandığı ancak henüz satmadığı elindeki mevcut ürünler yönünden yukarıdaki (c) bendi uyarınca haksız rekabetin ref’i kararı verildiğinden stoktaki ürünlerden dolayı ayrıca tazminat ödenmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
f) Davacının uğradığı manevi taznminat miktarı olan 30.000,00-TL manevi tazminatın 11/02/2019 (delil tespiti başvuru) tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
g) Karar kesinleştikten sonra TTK 59. maddesi gereğince ilan masrafları davalıdan alınmak üzere Ülkemizde yayımlanan tirajı 50.000’in üzerinde olan ulusal gazetede bir kez ilanına,
2- Davacı tarafça yatırılan peşin harcın ve ıslah harcının alınması gereken 13.366,64-TL karar harcından mahsubu ile bakiye 2.520,36-TL karar harcının davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Dava türünün haksız rekabetin tespiti davası olması nedeniyle zorunlu arabuluculuğa tabi olmasa da davacı tarafça davadan önce arabuluculuğa gidilmesi tarafların arabuluculuk görüşmesi sonrasında anlaşamamaları nedeniyle arabulucuya kamudan ödenen giderin yargılama gideri olarak sayılmasına ve ödenen 1.320,00-TL arabulucu ücretinin davadaki haklılık durumuna göre 706,34-TL’sinin davalıdan, bakiye 613,66-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacı tarafça yargılama sırasında yatırılan 44,40-TL başvuru harcı, 3.586,28-TL peşin harç, 7.260,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 10.890,68-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5- Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan 32 adet tebligat-posta gideri 457,70-TL, talimat masrafı 77,00-TL, bilirkişi ücreti 3.000,00-TL, delil tespiti dosyası harcı 117,50-TL, delil tespiti dosyası bilirkişi ücreti 1.600,00-TL, delil tespiti keşif harcı 314,00-TL olmak üzere toplam 5.566,20-TL yargılama giderinin davadaki haklılık durumuna göre 2.978,51-TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6- Davalı tarafça yargılama sırasında yapılan 19 adet tebligat-posta gideri 250,00-TL’den oluşan yargılama giderinin davadaki haklılık durumuna göre 116,22-TL’sinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7- Davacı taraf maddi tazminata ilişkin yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 19.689,24-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8- Davacı taraf manevi tazminata ilişkin yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.500,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
9- Davalı taraf manevi tazminata ilişkin yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/2 maddesi uyarınca hesaplanan 4.500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,

10- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/09/2021

Başkan …
e-imza *
Üye …
e-imza *
Üye …
e-imza *
Katip …
e-imza *

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.