Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/475 E. 2020/404 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/475 Esas
KARAR NO : 2020/404

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2019
KARAR TARİHİ : 24/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 23/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil banka ile davalı … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi arasında akdedilen kredi sözleşmesine istinaden davalı şirkete kredi kullandırıldığını, anılan sözleşmeyi diğer davalılar …, … ile …’ın müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, davalı asıl borçlu şirkete kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi üzerine kredi hesabının 17/12/2018 tarihinde kat edilerek borçlulara … 3. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin gönderildiğini ve alacağın kat tarihi itibariyle muaccel hale getirildiğini, borcun ödenmemesi üzerine, … 33. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyası ile 632.477,86 TL alacak üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe itirazı üzerine takibin durduğunu, davalıların itirazlarının dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu belirterek davalıların takibe yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
CEVAP: Davalılar vekili tarafından sunulan 02/12/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin sayın mahkeme huzurunda davalıya karşı açtığı eldeki davanın haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafın sunmuş olduğu sözleşme örneğinin davacı tarafın alacak iddiasını ispatlamamakla beraber bu sözleşmenin içeriğinin de taraflarınca kabul edilmemekte olduğunu, söz konusu sözleşmenin, davalı aleyhine haksız şartlardan ibaret olduğunu, bu şartların eldeki davada hüküm ve sonuç doğurmasının hukuka aykırı sonuçlara yol açacağından davacı tarafça sunulan sözleşme ve içeriğini kabul etmediklerini, akdedilen sözleşme maddelerinin tartışmaya ve tartışıldığında değiştirilmeye kapalı olduğunu, genel kredi sözleşmesinin diğer bankalarca da yapılan ve matbu bir metinden oluşan, karşı tarafa hak kazandırıp tüketiciye yükümlülük yükleyen bir sözleşme olduğunu, tarafların sözleşmeye ihtirazı kayıt koyma hakkı bulunmadığını, karşı tarafa sözleşmeyi kabul yükümlülüğü yüklendiğini, işbu davaya konu sözleşmenin de davalıya yüklediği yükümlülüklerin, TBK’da düzenlenen “genel işlem koşulu” niteliğinde olduğunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 20 vd. maddeleri uyarınca geçersiz olduğunu, davalı Şirketin davacı yana bahsedildiği şekilde herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı taraf dava dilekçesinde ihtilaf halinde kendi Banka defter ve kayıtlarının kesin delil olarak kararlaştırıldığını belirtmişse de delil sözleşmesinin davalının ispat hakkını ortadan kaldırmakla beraber bu durumun asimetrik bir delil sözleşmesini ortaya çıkardığını, HMK’nın bu konudaki 193/2 hükmünün “Taraflardan birinin ispat hakkının kullanımını imkânsız kılan veya fevkalade güçleştiren delil sözleşmeleri geçersizdir.“ diyerek, asimetrik delil sözleşmelerini geçersiz kıldığını, dolayısıyla davalının defter ve kayıtlarının da incelenmesi gerektiğini, bunlara ek olarak, taraflarına kefalet sözleşmesi tebliğ edilmediği için kefalete ilişkin itiraz haklarını saklı tutmakla beraber, TBK’nın kefaleti düzenleyen hükümlerinden 582. maddesine değinilmesi gerekliliğinin doğduğunu, ilgili maddenin 1. Fıkrasında açık olarak “Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” denilerek kefalet sözleşmesinin geçerliliğinin bazı şartlara tabi tutulduğunu, kefaletin verildiği anda borcun belirli veya belirlenebilir olması gerektiğini, Yargıtay kararlarında kefil olunan miktarın ve yükümlülüklerin belirli olması gerektiğini aksi halde kefalet sözleşmesinin geçersiz olacağının belirtildiğini, bütün bu açıklamalarla beraber, davacı tarafın kat ihtarına karşı da itirazlarının olduğunu, Bankanın tek taraflı tasarrufu ile hesabın kat edilmesinin, kredi müşterisine açılan ve kullandırılan kredinin muaccel olması sonucunu doğurduğunu, kat ihtarının tebliği ile temerrüt oluştuğunu, ancak davacı banka tarafından muacceliyet koşullarını gerçekleştirmek için noter aracılığıyla davalılara hesap kat bildirimi yapılması gerekli iken noter aracılığıyla bildirim yapılmadığını ve yapıldığı iddia edilen söz konusu bildirimlerin hiçbirinin davalılara tebliğ olmadığını, temerrüt koşulları oluşmadığından dava konusu borcun muaccel olmadığını, kefilin sorumluluğuna gidebilmek için ya temerrüde düşülmesine ya da hesabın kat edilmesine ihtiyaç olduğunu, ancak davacının muaccel olmayan bir borca ilişkin haksız ve mesnetsiz bir dava açtığını” belirterek, davanın reddine, Davacı haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine giriştiğinden %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının taraflarına ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini” arz ve talep etmektedir.
DELİLLER : … 33. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası, … 3. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi, kredi sözleşmesi ve ekleri, hesap haraketleri, davacı banka kayıtları, arabulucu tutanağı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
… 33. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı banka tarafından borçlu davalılar aleyhine genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin başlatılan adi takip yoluna mahsus icra takibine borçlu davalılar tarafından süresinde yapılan itiraz neticesinde takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bankacı Bilirkişi … tarafından düzenlenen 25/06/2020 bilirkişi raporuna göre; Davacı banka ile davalı asıl kredi borçlusu/kredi lehtarı … arasında 11.04.2017 tarihinde 1.500.000,00 TL kredi limitli Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşmeyi davalılar/kefiller …, … ve …’nin de 1.500.000,00 TL kefalet limiti ile, mütesesil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin Kredi Geri Ödeme Planları’nda öngörülen süre içinde ödenmemiş oldukları nazara alındığında, davacı bankanın davalı hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği,
Davacı banka tarafından davalılara 19.12.2018 tarihinde hesap kat ihtarnamesi gönderilmiş olduğu, ancak söz konusu ihtarnamenin asıl borçlu … ile müteselsil kefil davalılar …, … Ve …’ne tebliğ edilmemiş olması sebebiyle davalıların kredi ve kefalet sözleşmeleri dolayısıyla temerrüde düşürülmemiş olduğu,
Dava dosyasında mübrez belgelerde ve Kredi Sözleşmesi’nde Akdi Faizin yıllık %14.40 olarak belirtilmiş olduğu dikkate alınarak hesaplama yapıldığı durumda işbu raporun “4.7 Hesaplamalar” bölümünde detaylı olarak açıklandığı gibi;
Asıl borçlu davalı … Tic.A.Ş.’nin 21.01.2019 takip tarihi itibariyle nakdi krediler yönünden toplam 629.270,72 TL borçlu olduğu ve müteselsil kefil davalılar …, … ve …’nin Genel Kredi Sözleşmesi’nde belirtilen kefalet limiti olan 1.500.000,00 TL göz önüne alındığında 629.270,72 TL olarak hesaplanan borcun tamamından sorumlu oldukları tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı banka tarafından davalı borçlular aleyhine açılan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin başlatılan icra takibine davalılar tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafça davalı şirkete kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilerek takibe geçildiğini, davalılar tarafından icra takibine yapılan haksız itirazın iptaline ve davalılar aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ise davacı tarafça muaccel olmayan bir borca ilişkin haksız ve mesnetsiz bir dava açıldığını, davanın reddine karar verilerek davacı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmişlerdir.
… 33. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı banka tarafından borçlu davalılar aleyhine genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin başlatılan adi takip yoluna mahsus icra takibine borçlu davalılar tarafından süresinde yapılan itiraz neticesinde takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Genel kredi sözleşmesinin incelenmesinde; davacı banka ile davalı şirket arasında imzalandığı, diğer davalıların genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olarak yer aldığı, kefalet miktarının 1.500.000,00-TL olduğu görülmüştür.
… 3. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile genel kredi sözleşmesi hesabının kat edildiği, ihtarnamenin davalı şirkete ve diğer davalılara çıkarılan tebligatların 21/12/2018 tarihinde iade edildiği anlaşılmıştır.
Bankacı Bilirkişi … tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre; Davacı banka ile davalı asıl kredi borçlusu/kredi lehtarı … arasında 11.04.2017 tarihinde 1.500.000,00 TL kredi limitli Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşmeyi davalılar/kefiller …, … ve …’nin de 1.500.000,00 TL kefalet limiti ile, mütesesil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin Kredi Geri Ödeme Planları’nda öngörülen süre içinde ödenmemiş oldukları nazara alındığında, davacı bankanın davalı hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği, Davacı banka tarafından davalılara 19.12.2018 tarihinde hesap kat ihtarnamesi gönderilmiş olduğu, ancak söz konusu ihtarnamenin asıl borçlu … ile müteselsil kefil davalılar …, … Ve …’ne tebliğ edilmemiş olması sebebiyle davalıların kredi ve kefalet sözleşmeleri dolayısıyla temerrüde düşürülmemiş olduğu, Dava dosyasında mübrez belgelerde ve Kredi Sözleşmesi’nde Akdi Faizin yıllık %14.40 olarak belirtilmiş olduğu dikkate alınarak hesaplama yapıldığı durumda işbu raporun “4.7 Hesaplamalar” bölümünde detaylı olarak açıklandığı gibi; Asıl borçlu davalı … Tic.A.Ş.’nin 21.01.2019 takip tarihi itibariyle nakdi krediler yönünden toplam 629.270,72 TL borçlu olduğu ve müteselsil kefil davalılar …, … ve …’nin Genel Kredi Sözleşmesi’nde belirtilen kefalet limiti olan 1.500.000,00 TL göz önüne alındığında 629.270,72 TL olarak hesaplanan borcun tamamından sorumlu oldukları tespit edilmiştir.
Düzenlenen bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunduğundan davalı tarafın rapora yönelik itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, düzenlenen bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi kapsamında, davacı banka tarafından davalı … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ne kredi kullandırıldığı, davalı şirketin vadesinde borçlarını ödememesi üzerine hesabın kat edildiği ve alacağın tahsili için davalı şirket ile müteselsil kefil olan davalılar hakkında icra takibi yapıldığı, davalı asıl borçlu şirket tarafından kredi borcunun ödenmediği, kefalet sözleşmesinin yasal şartları taşıması ve geçerli olması nedeniyle diğer davalılar olan müteselsil kefiller tarafından da borcun ödenmemesi nedeniyle nakdi kredi borcundan sorumlu oldukları sabit olduğundan düzenlenen dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre takip tarihi itibariyle davacı bankanın davalılardan 2545301 numaralı kredi alacağı yönünden 20.060,00-TL ana para alacağı, 1.498,73-TL işlemiş akdi faiz, 74,94-TL BSMV olmak üzere toplam 21.633,67-TL alacaklı olduğu, belirtilen miktar yönünden takip tarihinden itibaren ana para alacağına uygulanacak yıllık %54 oranında faiz ve bu faize %5 gider vergisi uygulanmak suretiyle kaldığı yerden devamı gerektiği, … numaralı kredi alacağı yönünden 10.975,11-TL ana para alacağı, 819,98-TL işlemiş akdi faiz, 41,00-TL BSMV, 409,16-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 12.245,24-TL alacaklı olduğu belirtilen miktar yönünden takip tarihinden itibaren ana para alacağına uygulanacak yıllık %33 oranında faiz ve bu faize %5 gider vergisi uygulanmak suretiyle kaldığı yerden devamı gerektiği, … numaralı kredi alacağı yönünden 571,481,64-TL ana para alacağı, 22.771,59-TL işlemiş akdi faiz, 1.138,58-TL BSMV olmak üzere toplam 595.391,81-TL alacaklı olduğu, belirtilen miktar yönünden takip tarihinden itibaren ana para alacağına uygulanacak yıllık %28,80 oranında faiz ve bu faize %5 gider vergisi uygulanmak suretiyle kaldığı yerden devamı gerektiği, davacının fazlaya ilişkin istemin haksız olduğu anlaşılmış; alacak likit ve itiraz haksız olduğundan asıl alacağın (602.516,75-TL’nin) %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ ile; Davacı tarafın başlattığı … 33. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasındaki;
a) … numaralı kredi alacağı yönünden borçlu davalılar tarafından 20.060,00-TL ana para alacağı, 1.498,73-TL işlemiş akdi faiz, 74,94-TL BSMV olmak üzere toplam 21.633,67-TL alacağa yönelik yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin borçlu davalılar yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla belirtilen miktar yönünden takip tarihinden itibaren ana para alacağına uygulanacak yıllık %54 oranında faiz ve bu faize %5 gider vergisi uygulanmak suretiyle kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b) … numaralı kredi alacağı yönünden borçlu davalılar tarafından 10.975,11-TL ana para alacağı, 819,98-TL işlemiş akdi faiz, 41,00-TL BSMV, 409,16-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 12.245,24-TL alacağa yönelik yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin borçlu davalılar yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla belirtilen miktar yönünden takip tarihinden itibaren ana para alacağına uygulanacak yıllık %33 oranında faiz ve bu faize %5 gider vergisi uygulanmak suretiyle kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
c) … numaralı kredi alacağı yönünden borçlu davalılar tarafından 571,481,64-TL ana para alacağı, 22.771,59-TL işlemiş akdi faiz, 1.138,58-TL BSMV olmak üzere toplam 595.391,81-TL alacağa yönelik yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin borçlu davalılar yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla belirtilen miktar yönünden takip tarihinden itibaren ana para alacağına uygulanacak yıllık %28,80 oranında faiz ve bu faize %5 gider vergisi uygulanmak suretiyle kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
ç) Asıl alacağın (602.516,75-TL’nin) %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
2- Davacı tarafça dava açılırken yatırılan peşin harcın alınması gereken 42.985,48-TL harçtan mahsubu ile bakiye 35.346,72-TL karar harcının borçlu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Davalı tarafların zorunlu arabuluculuk görüşmesine katılmaması nedeniyle arabuluculuk faaliyeti sona erdiğinden 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 44,40-TL başvurma harcı, 7.638,76-TL peşin harç olmak üzere toplam 7.683,16-TL harç giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
5- Davalı tarafların zorunlu arabuluculuk görüşmesine katılmaması nedeniyle arabuluculuk faaliyeti sona erdiğinden 6325 Sayılı Kanunun 18/A-11 maddesi uyarınca davacı tarafça yargılamanın yürütülmesi nedeniyle yapılan 22 adet tebligat-posta gideri 221,50-TL, bilirkişi ücreti 800,00-TL olmak üzere toplam 1.021,50-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
6- Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nisbi 48.513,54-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
7- Davalı tarafların zorunlu arabuluculuk görüşmesine katılmaması nedeniyle arabuluculuk faaliyeti sona erdiğinden 6325 Sayılı Kanunun 18/A-11 maddesi uyarınca davalılar lehine vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,
8- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/09/2020

Başkan …
e-imza*
Üye …
e-imza*
Üye …
e-imza*
Katip …
e-imza*
* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.