Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/467 E. 2021/155 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/467
KARAR NO : 2021/155
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 23/09/2019
KARAR TARİHİ : 17/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 23/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Bilgisayar tamir-bakım işini yapmaları nedeniyle lazım olan yedek parçaların davalı taraftan vadeli olarak satın alındığını, alınan ürünlerin bir kısım bedelinin elden ödendiğini, kalan bakiyesi için 04.02.2009 ödeme tarihli 9.290,00-TL tutarında senet düzenlenip imzalandıktan sonra davalı tarafa teslim edildiğini, daha sonra ödeme konusunda sıkıntıya düştüklerini, borcu ödeyemediklerini, davalı-alacaklının …. İcra Dairesinin 2009/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, alacaklının takip talebinde %27 yıllık avans faizi talep ettiğini, yasal süresinde itiraz edilemediğinden dolayı icra takibinin kesinleştiğini, icra dosyasında yapılan kapak hesabı bilgilerinden de anlaşılacağı üzere takip konusu alacağa karşılık 11.456,48-TL yatırıldığını, takip konusu alacak sebebiyle talep edilen %27 avans faizi ile ilişkili taraflar arasında imzalanan herhangi bir sözleşmenin bulunmadığını, fahiş faize ilişkin alacaklı talebine itiraz edilmeden kesinleşmesi halinde belli dönemlerde avans faiz oranının değişiklik göstermesi sebebi ile takip talebiyle istenen faiz oranının borç ödeninceye kadar uygulanmasını gerektirmeyeceğini, o halde değişen avans faiz oranlarının Merkez Bankası tarafından belirlenen oranlara göre hesaplanıp, icra takibinin yapılmasının zorunlu olduğunu, davalının bu zorunluluğu gözetmeyerek haksız kazanç elde ettiğini, haksız elde ettiği kazancı takip konusu asıl alacağın 3. katına yakın olduğunu beyan ederek haklı davanın kabulüne, mevcut fahiş faiz oranının yasal faiz oranı olarak tespitine, icra takibi öncesi ve sonrası hesaplanan %27 avans faizinden dolayı borçlu bulunmadıklarının tespiti ile avans faiz oranının iptaline, …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına, yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan 25/01/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Bilgisayar malzemelerinin dolar kuru üzerinden satıldığını, takibe dayanak senede göre müvekkilinin alacağının 04/02/2009 tarihinde 9.290,00- TL olduğunu, belirtilen tarihte döviz kurunun 1,61-TL olduğunu, döviz kuru arttığından alacağın da artmış olacağını, davacıların dosya borcunu ödemeyerek borcun yükselmesine kendilerinin sebebiyet verdiğini, faiz indirimi talebinin yasal dayanağı olmadığını ve hakkaniyete aykırı olduğunu, icra takibi yapılan tarihte icra takiplerine uygulanan faiz oranın üzerinden talepte bulunulduğunu ve haksız faiz talebi olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER : …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyası, UYAP sistemi üzerinden gönderilen …. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/… esas sayılı dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava; …. İcra Müdürülüğünün 2018/… esas sayılı takip dosyasındaki faiz oranının yasal faiz oranı olarak taspiti, icra takip öncesi ve sonrası hesaplanan %27 avans faizinden dolayı davacıların davalıya borçlu olmadığının tespiti ile avans faiz oranının iptali istemlerine ilişkin tespit davasıdır.
Davacı taraflar, … İcra Müdürlüğü’nün 2009/… esas (2018/… yeni esas) sayılı takip dosyasında uygulanması gereken faiz oranının yasal faiz olarak tespitine, takip öncesi ve takip sonrası hesaplanan %27 avans faizinden dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile avans faiz oranının iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı taraf, icra takibi yapılan tarihte uygulanan faiz oranı üzerinden talepte bulunulduğunu ve haksız faiz talebi olmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı davalı tarafından borçlu davacılar aleyhine 04/01/2009 tanzim tarihli 04/02/2009 vade tarihli 9.290,00-TL bedelli bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile icra takibi başlatıldığı, takip talebinde 9.290,00-TL asıl alacak, 97,29-TL takip öncesi işlemiş faiz, 27,87-TL komisyon alacağı olmak üzere toplam 9.415,16-TL alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek %27 yıllık avans faizi ile tahsili talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
İcra Mevzuatı konusunda nitelikli hesaplama uzmanı Bilirkişi Prof. Dr. … tarafından düzenlenen 19/10/2020 tarihli raporunda özetle;”17.02.2019 tarihli takip talebinde, “… Takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek (% 27,00 yıllık) avans faizi ile tahsili talebidir” ifadesine yer verilmekle, takipten sonraki dönem için alacağa % 27 oranında faiz işletilmesinin talep edildiğinin görüldüğü,
Yargıtayın 2007 yılından itibaren “takipten sonra işleyecek faiz oranları dönem dönem (kademeli olarak) değişkenlik gösterdiğinden bu faiz oranına süresi içinde borçlu tarafından itiraz edilmemiş olsa bile, takip talebinde istenmiş olan faiz oranının kesinleşmiş olmayacağını, bu hususun ‘süresiz şikâyet’ konusu yapılabileceğini’’ kesin biçimde ifade ettiği, Yargıtay’ın 2007 yılında itibaren benimsediği istikrarlı uygulamasına göre, uygulanacak olan avans faizinin, ilk değişiklikten itibaren değişen oranlara göre uygulanması gerekli olduğu, bu bakımdan, takip talebinde ifadesini bulan faiz oranının itiraza uğramaksızın kesinleşmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığı, icra dairesince değişen avans faizi oranını Merkez Bankasına sorulması ve tespit edilen oran üzerinden alacağa faiz işletmeye devam edilmesi gerektiği, davaya konu olayda, alacağa takip tarihinden itibaren günümüze kadar takip talebinde belirtilen ve % 27 oranında olması nedeniyle avans faizi olduğu anlaşılan oran üzerinden faiz işletilmesinin yerinde olmadığı, tüm bu açıklamaların yanında, her ne kadar işletilen faiz oranının değişen oranlara göre yeniden hesaplanması gerektiği belirtilmekte ise de bu yönde bir uygulama yapılmaması menfî tespit davasının değil, icra memuru muamelesini şikâyetin konusunu teşkil edeceği, faizin hatalı şekilde işletilmesi bir icra memuru muamelesi olduğundan, bu hususun süresiz şikâyete konu edilebilen ve düzeltilebilen bir niteliğe haiz olduğu, memurun hatalı şekilde işlettiği faiz oranı dayanak gösterilerek süresiz şikâyet imkânından faydalanmak yerine menfi tespit davası açılmasında hukukî yarar olmadığı kanaatinde oldukları, açıklanan nedenlerle ve uygulanacak faiz oranının icra mahkemesince şikâyet üzerine düzeltilmesi gerekeceğinden, davacının borçlu olmadığtnı iddia ettiği miktar yönünden hesaplama yapılamadığı,
Takip talebiyle takipten sonraki dönem için % 27 oranında talep edildiğinden, avans faizi olduğu anlaşılan faiz oranının, ilk değişiklik tarihinden itibaren değişen oranlara göre hesap edilerek alacağa faiz işletilmesi gerektiği ve Yargıtay’ın 2007 yılından itibaren bu yönde istikrarlı içtihatları bulunduğu, İcra takibinden günümüze kadar takip talebinde belirtilen % 27 oranındaki sabit oran üzerinden avans faizi işletilmesinin hatalı olduğu,
Bu şekilde faiz işletilmesinin memur muamelesini şikâyete konu edilebileceği ve şikâyetin süreye bağlı olmadığı, Süresiz şikayet yoluna başvurmak yerine menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar olmadığı” şeklinde görüş beyan edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, düzenlenen bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre; Taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacılar tarafından dava konusu takibe dayanak bononun düzenlenerek davalıya verildiği, taraflar arasında bononun vadesinde ödenmemesi halinde uygulanacak temerrüt faizine ilişkin bir sözleşme bulunmadığı, borcun vadesinde ödenmemesi nedeniyle davalı tarafça davacılar aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… esas sayılı takip dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile icra takibi başlatıldığı, takip talebinde asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek %27 yıllık avans faizi talep edildiği görülmüştür.
Her ne kadar düzenlenen bilirkişi raporunda davacıların dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı belirtilmiş ise de; İcra takibine süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle kesinleşen takibe karşı borçlu menfi tespit davası açabileceği gibi borcu ödedikten sonra da İİK’nun 72. maddesi uyarınca istirdat davası açabilir. Süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle takip yönünden kesinleşen faiz oranına karşı menfi tespit davası açılmasına yasal bir engel bulunmamaktadır. (Yargıtay 19. H.D. 2011/12143 Esas, 2012/2950 Karar). Somut uyuşmazlıkta, dava konusu takipte uygulanması gereken faiz oranının yasal faiz olarak tespiti ve takip öncesi ve sonrası uygulanan %27 avans faizinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti talep edildiği, dava konusu takip dosyasına bir kısım ödemelerin yapıldığı ancak dava tarihi itibariyle takibin hala derdest olduğu ve dosya alacağına istinaden davacı …’ın maaşından kesinti yapılmaya devam edildiği, bu hali ile davacıların dava açmakta hukuki yararı bulunduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nun 3. maddesi; “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanunun 19/2. maddesinde ise; taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmelerin, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılacağı belirtilmiştir. Diğer taraftan, faiz oranı konusunda, alacaklı ile borçlu arasında düzenlenmiş olan bono dışında yapılacak bir sözleşme ile öngörülen ve bono nedeniyle alınacak faizi belirleyen akdi faiz tarafları bağlar. 3095 sayılı Kanun’un 2. maddesine göre de, sözleşme ile yasal faizin aksinin kararlaştırılabileceği hüküm altına alınmıştır. Sözleşmede öngörülen faiz oranının uygulanabilmesi için ise, sözleşmede takip dayanağı bonoya açık atıf yapılmış olması, bir diğer ifade ile bono bedeli hakkında sözleşmede kararlaştırılan faizin uygulanacağının, bononun vade ve tanzim tarihleri ile miktarı belirtilmek suretiyle açıklanması şarttır.
Somut olayda, taraflar arasında düzenlenmiş faiz oranına ilişkin bir sözleşme bulunmamaktadır. Takip dayanağı bono kambiyo senedi vasfında olduğundan, alacağa 3095 Sayılı Kanun’un 2/2. maddesinde öngörülen ticari işlerdeki temerrüt faiz olan avans faizi oranının uygulanması gerekmektedir. Dolayısıyla davacıların icra takibine uygulanması gereken faiz oranının yasal faiz oranı olarak tespit edilmesi talebinin yerinde olmadığı, bononun vade tarihinin 04/02/2009 olması ve takip tarihinin 17/02/2009 olması nedeniyle takip öncesi işleyen faiz döneminde TCMB avans faiz oranının %27 olduğu (Uyap TCMB Faiz Oranları Sorgulama Entegrasyonları ekranından tespit edilmiştir), bu hali ile davacıların takip öncesi %27 avans faizinden dolayı borçlu olmadıklarının tespiti taleplerinin de yerinde olmadığı, ancak yapılan takipte, takipten sonraki dönem için % 27 oranında faiz talep edildiği, takip talebinde belirtilen % 27 oranındaki sabit oran üzerinden faizi talep edilmesi ve işletilmesinin hatalı olduğu, asıl alacağa değişen oranlarda avans faizi uygulanması gerektiği anlaşıldığından, davanın kısmen kabulü ile; …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı takip dosyasında asıl alacağa takip tarihinden itibaren uygulanması talep edilen %27 yıllık faiz oranının iptali ile, takipte uygulanacak faizin “asıl alacağa takip tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar değişen oranlarda avans faizi” olarak tespitine, fazlaya dair istemin reddine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı takip dosyasında asıl alacağa takip tarihinden itibaren uygulanması talep edilen %27 yıllık faiz oranının İPTALİ ile, takipte uygulanacak faizin “asıl alacağa takip tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar değişen oranlarda avans faizi” olarak tespitine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 59,30-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 14,90-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafça yatırılan 44,40-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvuru harcı, 172,70-TL posta masrafı, 700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 917,10-TL’nin kısmen kabül ve kısmen red oranına göre gerekli indirim yapılarak 458,55-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
6-Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının davacı tarafa resen iadesine,
Dair, davacı asillerin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.17/02/2021

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.