Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/444 E. 2020/570 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/444 Esas
KARAR NO : 2020/570

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/09/2019
KARAR TARİHİ : 10/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davacı …Ş. ile dava dışı borçlu … Ltd. Şti. arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi gereği borçlu şirkete Ticari Kredili Mevduat …ve Çek Taahhüt Kredisi kredileri açılıp kullandırıldığını,İtiraz eden davalılar … ve … de Genel Kredi Sözleşmesini müştere borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, Davacı banka ile imzalanan kredi sözleşmeleri hükümlerinin ihlal edilmesi ve bakiye borcun ödenmemesi üzerine 04.05.2018 tarihi itibarı ile hesap kat edildiği ve borçlulara Kahramanmaraş … Noterliğinin 07.05.2018 tarihli, … yevmiye numaralı borcun ödenmesi ihtarlarını ve kullanılan kredilere ilişkin hesap özetlerini içeren ihtarnameler keşide edilerek gönderildiğini, davalı borçlular hakkında talep edilen muaccel borcun ihtara rağmen ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin …D. İş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alındığı ve ödeme emrini tebliğ alan davalı borçlular; tüm borca, faize ve ferilerine itiraz ettiklerini,.İtirazın iptali davası açmadan önce 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve 6102 sayılı TTK’ nın 4. maddesi çerçevesinde Arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunduğundan, … başvuru numarası ile arabuluculuk başvuru yapılmış olup yapılan görüşmeye borçlunun mazeretsiz olarak katılmaması neticesinde anlaşma sağlanamadığını, açıklanan nedenlerle; davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına yaptığı haksız itirazın iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla aynen devamına, kötü niyetli davalılar aleyhine %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ve dava giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Dava şartı olarak arabuluculuk süreci yasalara uygun şekilde yürütülmediğini,davacı ile asıl borçlu dava dışı … Ltd. ŞTİ. Arasında genel kredi sözleşmesi mevcut olduğunu,bu sözleşmenin kefilleri ise şirketin aynı zamanda temsil ve ilzam yetkilisi …, … Ltd. Şti., … ve … olduğunu,müvekkillerine genel kredi sözleşmesinden kaynaklı müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla İstanbul … İcra Müd. … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olmakla bu takibe yasal süresi içerisinde itiraz edildiğini,açılan işbu dava ve davaya konu icra takibini kabul etmediklerini, Kefîllerden dava dışı …27/09/2018 tarihinde vefat ettiğini,dava dışı… LTD. ŞTİ. Ve … LTD. ŞTİ. İstanbul … Ticaret Mahkemesinin… E. Dosyası üzerinden saat: 15:50 itibari ile iflasına karar verilmiş olmak ile tasfiye işlemleri İstanbul … Ve … İflas Dairesi… İflas dosyası üzerinden yapıldığını, Müvekkil … imzalanan kefalet sözleşmesi ile asıl borçlu dava dışı … Ltd. Şti.’ne müşterek borçlu meteselsil kefil olduğu sırada evli olmakla birlikte eş rızasının düzenlendiği TBK md.584’te “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.” hükmü ile söz konusu kefilliğin geçerli olması eşin muvafakatine bağlandığını,ancak taraflar arasında imzalanan sözleşmeden de görüleceği üzere …’in sözleşme kurulurken eşin muvafakat verdiğine ilişkin ibare yer almamakla birlikte eş muvafakatinin eksik olduğunu,ayrıca aynı yasa hükmünde düzenlenen istisnai olarak düzenlenen eş muvafakatinin aranmayacağı durumların düzenlendiği TBK584/3 ” Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.” şeklinde belirtildiğini, Müvekkil …Ltd.Şti’ne ortak ya da yönetici olmadığını, Bu sebeple verilecek kefaletlerde eş muvafakati kesin olarak olması gerektiğini, işlemiş bir yıllık ve işlemekte olan yıla ait akdî faizler ile gerektiğinde tahvil karşılığında ödünç verilen anaparanın işlemiş bir yıllık ve işlemekte olan yıla ait faizleri.” hükmü uyarınca kefilin sorumlu olduğu borç kalemleri belirtildiğini, Söz konusu kredi kullanımına ilişkin asıl borçlunun akdi sorumluluğundan dolayı oluşan zararlardan dolayı kefillerin sorumlu olmadığını, izah edilen ve mahkememizin re’sen takdir edeceği diğer nedenlerle;Usule ve yasalara aykırı olan davanın reddine, davacı tarafın kötüniyetli olarak müvekkillerime karşı icra takibine başlandığı için %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine;yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra dosyası, Arabuluculuk Son Tutanağı Aslı, ihtarname, Genel Kredi Sözleşmesi, ekstreler, banka defter ve kayıtları, ticaret sicil kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı alacaklı banka tarafından davalı borçlular aleyhine İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili davalı borçluların davalıdan tahsili amacıyla genel krediden kaynaklanan banka alacağına ilişkin yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini ve davalı borçlu aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile dava dışı asıl borçlu şirketin iflasına karar verildiğini, davalı …’in evli olmasına rağmen eş rızasının alınmadığını, kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davalı …’nın eşi vasıtasıyla şirkete ortak edildiğini, şirkette herhangi bir aktif çalışmada yer almadığını, asıl borçlunun akdi sorumluluğundan dolayı oluşan zararlardan kefillerin sorumlu olmadığını belirterek davanın reddine ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilinin arabuluculuk sürecinin usul ve yasaya uygun olarak yapılmaması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddine ilişkin itirazının dosya kapsamında bulunan arabuluculuk son tutanağı aslının usul ve yasaya uygun olarak düzenlendiği anlaşıldığından itirazın reddine karar verilmiştir.
İstanbul … İcra Müdürlüğü …Esas sayılı icra dosyasında Davacı alacaklı banka tarafından borçlular …Tic Ltd Şti, …, … aleyhine genel kredi sözleşmesinden kaynaklı 30.794,94 TL asıl alacak, 4.847,55 TL işlemiş faiz, 242,38 TL BSMV ve 1.193,84 TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 37.078,71 TL alacak için başlatılan ilamsız icra takibine davalı borçluların tarafından itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bankacı Bilirkişi… tarafından düzenlenen 02/06/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; ” Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu …LTD.ŞTİ arasında,12.12.2013 tarihinde 1.000.000.00 TL limitli “GENEL KREDİ SÖZLEŞMESİ” imzalandığı,iş bu imzalanan sözleşme kapsamında davalı asıl borçluya krediler kullandırılması nedeniyle ticari bir ilişkinin doğduğu, davalı kefiller … ve … ’de söz konusu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıklarından kefalet limiti kapsamında sorumlu oldukları, davalı kefil … sözleşmenin akdedildiği tarihde şirket ortağı olduğu, Diğer davalı kefil … şirket ortağı olmadığı ayrıca medeni durumu bilinmediğinden eş muvafakatnamesi bulunmadığı, davacı bankanın 04.05.2018 kat tarihi itibarı ile işlemiş faizlerde dahil olmak üzere davalı kefillerden 38.217.29 TL alacaklı olduğu, davacı banka takip talebinde %30.24 oranında temerrüt faizi talebinde bulunduğundan taleple bağlılık ilkesi gereği talebiyle bağlı kalacağı, Dava dışı asıl borçlu,…LTD.ŞTİ ve davalı kefil …’ya gönderilen ihtarnamenin 10.05.2018 tarihinde tebliğ edildiği, Davalı kefil …’e gönderilen ihtarnamenin 10.05.2018 tarihinde iade edildiği, davalı kefile ihtarnamenin tebellüğ edilmemesi karşısında, Yasa ve emsal Yargıtay kararlarına göre, temerrüdünün 15.11.2018 takip tarihi itibarı ile gerçekleşmiş sayılabileceği, davalı …’nın Asıl alacak 29.719.67 TL, İşlemiş faizi 2.246.81 TL, BSMV 112.34TL, Masraf 1.193.84 TL olmak üzere Toplam 33.272.16 TL borçlu olduğu, davalı …’in Asıl alacak 29.424.62 TL, İşlemiş faizi 1.986.16 TL, BSMV 99.31TL, Masraf 1.193.84 TL olmak üzere Toplam 32.703.93 TL borçlu olduğu, takip tarihinden başlamak üzere asıl alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık % 30.24 ve değişen oranlarda temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisinin davalıdan istenilebileceği” şeklinde rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Toplanan deliller, icra dosyası ve düzenlenen bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında dava dışı borçlu şirket ile davacı arasında ticari kredi sözleşmesinin varlığı ve davalıların bu kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı hususunda ihtilaf olmayıp, ihtilafın davalının müteselsil kefil sıfatıyla takibe konu borçtan sorumlu olup olmadığı hususundan kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Dava konusu alacağa ilişkin taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesinin ticari kredi olması ve dava dışı şirketin ve davalının davacı bankanın ticari müşterisi olması nedeniyle her iki tarafın ticari işiyle ilgili olması nedeniyle dava konusu ihtilafı çözmeye mahkememiz görevlidir.
Davalı … Yönünden;
6098 Sayılı TBK’nın 584. Maddesindeki “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.” düzenlemesi gereğince davalı kefil … yönünden genel kredi sözleşmesinin düzenlendiği tarihte evli olduğu ve dosya kapsamında eş rızasına ilişkin belgenin bulunmadığı bu nedenle kefalet sözleşmesinin geçerlilik koşulu bulunmadığından davalı … yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı … Yönünden;
Toplanan deliller, icra dosyası ve düzenlenen bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında dava dışı borçlu şirket ile davacı banka arasında kredi sözleşmesinin varlığı ve davalı borçlunun bu kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı hususunda ihtilaf olmayıp, ihtilafın davalının borçlu olup olmadığı, borçlu ise miktarı ve davalının müteselsil kefil sıfatıyla takibe konu borçtan sorumlu olup olmadığı hususundan kaynaklandığı anlaşılmıştır. Davalı tarafından takibe itirazında borca ve faize yönelik itirazda bulunarak borçlu olmadığını ileri sürmüşse de, dava dışı borçlu şirketin asıl borçlu olarak davalının dava konusu kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, kredi ve kefalet ilişkisinin kurulduğu açık olup, takip konusu borcun davalı yönünden kefil sıfatıyla imzaladığı Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklandığı, davalının kefil olarak attığı imzaya yönelik itirazının bulunmadığı, kefalet tarihi itibariyle davalının davalı şirketin ortağı olduğu bu nedenle eş rızası da gerekmediğinden müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan ve hesaplanan kefalet tutarı kapsamında borçtan sorumlu olduğu , davalı taraf her ne kadar davalı … yönünden kefalet borcundan kurtulduğundan birlikte kefalet söz konusu olduğundan davalı …’nın da kefalet borcundan kurtulduğu yönünde itirazda bulunmuşsa da davalı …’nın müşterek ve müteselsil kefil olduğu, her bir kefilin sorumluluğu ve borcunun ayrı olduğu bu nedenle diğer kefillerin durumundan etkilenmeyeceği anlaşıldığından, davacı tarafın dosyaya sunduğu genel kredi sözleşmesi, ticaret sicil kayıtları ve yapılan bilirkişi incelemesi ile sabit olmakla davalı tarafın itiraz ettiği miktar yönünden borcunun bulunmadığına ilişkin soyut iddia dışında takip konusu borcun doğmadığına ve itfa edildiğini ilişkin her hangi bir ispata yarar delil ibraz edememiştir. Bu haliyle davacı tarafın takip konusu genel kredi sözleşmesinden dolayı davalıdan bilirkişi tarafından tespit edilen miktar ve faiz oranı yönünden alacaklı olduğunu ispat ettiği anlaşılmakla, düzenlenen uzman bilirkişi raporunun da mahkememizce dosya kapsamına uygun olması ve denetime elverişli bulunması nedeniyle hükme esas alınarak davacı tarafın davalıdan takip konusu genel kredi sözleşmesinden dolayı davacı bankanın davalı borçlu hakkında başlattığı icra takibi haklı olup, (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) davalı …’nın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın kısmen iptali ile, 29.719,67 TL asıl alacak, 2.246,81 TL işlemiş faiz, 112,34 TL BSMV, 1.122,92 TL masraf (her ne kadar 1.193,84 TL ihtar masrafı talep edilmişse de dosyada bulunan ihtar masrafına ilişkin belgeden 1.122,92 TL olduğu anlaşılmakla) olmak üzere toplam 33.201,74 TL üzerinden; takip tarihinden itibaren 29.719,67 TL asıl alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık %30,24 ve değişen oranlarda temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5’i oranında BSMV ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı borçlu …’dan tahsili ile takibin devamına, fazlaya dair istemin reddine, asıl alacağın %20’si (5.943,93 TL) oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesi 11.fıkrasında yer alan “taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmez.” düzenlemesi gereğince dosyada bulunan arabuluculuk son tutanağın incelemesinde davalıların mazeret göstermeksizin arabuluculuk görüşmesine katılmadığı anlaşıldığından yargılama giderlerinin tamamının davalılara yükletilmesine ve davalılar kısmen ve tamamen haklı çıkması nedeniyle vekalet ücreti verilmemiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … yönünden eş rızası bulunmadığından kefaletin geçersiz olması nedeniyle reddine,
2-a)Davalı …’nın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın kısmen iptali ile, 29.719,67 TL asıl alacak, 2.246,81 TL işlemiş faiz, 112,34 TL BSMV, 1.122,92 TL masraf olmak üzere toplam 33.201,74 TL üzerinden; takip tarihinden itibaren 29.719,67 TL asıl alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık %30,24 ve değişen oranlarda temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5’i oranında BSMV ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı borçlu …’dan tahsili ile takibin devamına, fazlaya dair istemin reddine,
b)-Asıl alacağın %20’si (5.943,93 TL) oranındaki icra inkar tazminatının davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
3-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 2.268,01-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 447,96-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.820,05-TL harcın davalı …’dan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 4.980,26-TL nisbi vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-) 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesi 11.fıkrasındaki düzenleme gereğince davalılar lehine vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,
4-)Davacı tarafça yatırılan 447,96-TL peşin harcın davalı …’dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvuru, 6,40-TL vekalet harcı, 800-TL Bilirkişi ücreti ve 97,60-TL posta giderinden ibaret toplam 948,40-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
7-)Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı, davalılar vekili ve davalı …’nın yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 10/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalı ¸e-imzalı