Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/422 E. 2020/364 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/422 Esas
KARAR NO:2020/364

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:13/09/2018
KARAR TARİHİ:15/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle;
Davalı şirketin müvekkili şirketten 161,68.Ton … satın aldığını, alınan ürüne istinaden müvekkili tarafından 10/05/2018 tarihli … nolu 24.673,85.USD lik faturanın düzenlendiğini, davalı tarafından kısmi bir ödeme yapıldığı, ancak kalan 17.673,85.USD lik tutarın ödenmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalının itirazları üzerine takibin durdurulduğunu beyanla neticeten itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz mahkemede açılmış olduğunu, bu nedenle dosyanın yetkili … Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini, müvekkilinin ticari sözleşmeden davacı yana hiçbir borcu bulunmadığını, müvekkili ile davacı ile yapılan sözleşme kapsamında ticari faaliyet yürütüldüğünü ve tarafların üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, davacının açmış olduğu davanın sebepsiz zenginleşme amacıyla açmış olduğunu beyanla neticeten yetki itirazlarının kabulü ile davanın yetkili mahkemelere gönderilmesine, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vakelet ücretinin davacı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davacı vekilinin mahkememize verdiği cevaba cevap dilekçesinde özetle; Davaya cevap dilekçesinin mümkün olmadığını, davalı tarafın davanın yetkisiz mahkeme de açıldığına dair cevaplarını kabul etmediklerini, müvekkil yasalar ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince icra takibini …’da yapmak yetkisine sahip olduğunu, davalı tarafın cevap dilekçesinde; “müvekkili ile davacı yan ile yapılan sözleşme kapsamında ticari faaliyet yürütülmüş ve bu ticari faaliyet nihayetinde de taraflar üzerlerine düşen edimleri ifa etmiştir” beyanının yer aldığını, davalı tarafça bu beyanı ispat edecek nitelikte herhangi bir ödeme belgesinin ibraz edilmediğini, taraflar arasındaki ticari ilişki maden alım satımı olup, müvekkilinin sattığı madenin parasını davalı borçludan alamadığını, davalı tarafın edimlerini ifa ettiği yani madenin parasını ödedikleri iddiasını yazılı delil ile kanıtlaması gerektiğini, davalı tarafın, alacaklı davacının açtığı olan davanın sebepsiz zenginleşme amacı taşıdığı ve yargıyı haksız kazanç elde etme aracı olarak kullandığı iddiası ise izahtan vareste ve müvekkilinin itibarını zedeler niteklikde olduğunu, sözleşmede … Tic.San.A.Ş.’nin e-mail adreslerlerinin belirlendiğini, sunulan yazışma ve mailler sözleşmede gösterilen mail adresi ile tamamen ticari iş ilişkisi amacıyla yapıldığını, bu nedenle kişisel veri niteliğinin olmadığı, davalı taraf ticari defter kayıtlarını delil olarak bildirdiğini, bahse konu ticari kayıtların mahkemeye ibrazı ya da bilirkişi incelemesinin yapılacağı mahallin bildirilmesinin zaruri olduğu, davacı müvekkile ait ticari defter ve kayıtlar bilgisayarlı muhasebe tekniği ile tutulduğundan, ticari defter ve kayıtlarının üzerinde yapılacak incelemenin mahallinde yaptırılmasını beyan ve talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği ikinci cevap dilekçesinde özetle; Davacının, davanın yetkili yer mahkemesinde açıldığı yönündeki beyanları hukuka uygun olmadığını, huzurda mevcut davada yetkili mahkemenin alenen hatalı belirlendiğini, cevap dilekçelerinde de belirttikleri gibi huzurda mevcut uyuşmazlıkta her iki tarafında tacir olduğunu, taraflar arasında 30/04/2018 tarihinde yapılmış sözleşmenin 12. maddesinde açıkça açıkça görülmektedir ki, mevcut sözleşme sebebi ile doğması muhtemel tüm uyuşmazlıklarda … Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili kılındığını, bu halde yetki sözleşmesinin varlığına ve taraflarca kabulüne rağmen İstanbul Mahkemeleri yerine …’da işlem yapılmış olması, açıkça hukuka aykırılık teşkil ettiğini, davacı yapılmış ticari sözleşmeler sebebi ile müvekkillerinin kendilerine borçlu bulunduğu iddiasını her ne kadar mahkememiz huzurunda ileri sürmüş ve dava dosyasına bu borcu kanıtlar nitelikte bir takım mesaj ve mail yazışmaları ibraz etmiş olsa da müvekkilin izni dışında aleyhine delil olarak sunulan işbu yazışmaların delil sıfatı ile hükme esas alınmasına muvafakatlarının bulunmadığını, müvekkilinin davacıya borçlu bulunmadığı ise müvekkil adresinde yapılacak inceleme ile açıkça ortaya çıkacağını, müvekkilinin mevcut ticari sözleşme sebebi ile davacı yana hiç bir borcunun bulunmadığını, müvekkili firma iddia edilen ticari ilişki sebebi ile davacı yana borçlu olmadığını, bu hususun aksinin ispatı mümkün olmamakla, müvekkilinin borçlu bulunduğunun ispatı davacının sorumluluğunda olduğunu, cevap dilekçelerinde ki talepleri gibi karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER
…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, taraflar arasında düzenlenen mangan cevheri alım-satım sözleşmesi, 10/05/2018 tarihli … sıra numaralı … açıklamalı 24.673,85 usd bedelli fatura, sevk fişi ve sevk irsaliyeleri, … Vergi Dairesinin davalıya ait BA formları, … Vergi Dairesinin davacıya ait BS formları, … Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları, davacının ve davalının ticari defter ve kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Fatura tek başına alacağın kanıtı değildir. Faturanın dayanağı olan temel ilişkinin ispatı gerekir. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kayıt edilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaz.
Faturalarda belirtilen malların davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki malların davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, davacının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için talimat mahkemesinden bilirkişi raporu alınmış, daha sonra Mahkememizce davalı ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ve karşılaştırmalı rapor hazırlanması için uzman mali müşavirden bilirkişi raporu alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacının …. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında 17/07/2018 tarihinde faturadan kaynaklanan 17.673,85 USD üzerinden icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin 18/07/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 23/07/2019 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Talimat Sayılı dosyasından davacı ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için alınan mali bilirkişinin 29/01/2020 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; davacının 2018 yılına ait yevmiye, defteri kebir ve envanter defterlerinin defter tasdiklerinin yapıldığı ve yevmiye defterinin 2018 yılına ait kapanış tasdikinin yapıldığı, davacı defterlerinde davalıya ait işlemlerin 120 F 01 hesabında izlendiği, cari hesap şeklinde çalışıldığı, davacının davalıya düzenlediği mal ve hizmet satış faturalarının davacının ticari defterlerine yasal süre içerisinde kayıt edildiği, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davalıya 2018 yılı içerisinde 1 adet fatura kesildiği, fatura tutarı 24.673,85 USD olduğu ve fatura tarihindeki TCMB USD döviz kuru 4.27045 TL olup fatura tutarı muhasebe kayıtlarında 105.368,44 TL işlenildiği, davacı Mayıs 2018 BS beyannamesinde 20/05/2018 tarihinde kesilen faturanın beyanını vermiş olduğu, Mayıs 2018 KDV beyannamesinde davalının 20/05/2018 tarihinde kesilen faturanın beyanını vermiş olduğu, davacı kayıtlarına fatura tarihi itibariyle kur değerlemesiyle intikalini yapmış olduğu bu nedenle 10/05/2018 tarihi itibariyle bakiye alacağı değerlenmiş haliyle 76.748,44 TL olduğu, işlemiş faiz hesaplamasının 1.304,72 TL olduğu şeklinde rapor hazırlanmıştır.
Davalı ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ve davacı ticari defter ve kayıtları ile karşılaştırmalı rapor hazırlanması için Mahkememizce alınan mali bilirkişinin 22/06/2020 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; davalıya ait 2018 yılı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu ve defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulmuş olduğu, davacı ile davalı arasında 30/04/2018 tarihli bir mangan cevheri alım satım sözleşmesi akdedildiği, söz konusu sözleşmenin her iki yanın da kabulünde olduğu, davalının kendi defterlerinde takip tarihi itibariyle davacıya 17.673,85 USD karşılığı 76.837,52 TL borçlu olduğu, ancak 31/12/2018 tarihinde borç kapama ve kur değerleme işlemiyle bu hesabın herhangi bir borç ya da alacak bakiyesi vermediği, “hesap kapama” açıklaması ile davacı hesabına yapmış olduğu bu borç kaydının muhasebe tekniği gereği yıl sonunda yapılan mutad bir işlem olduğu, davalının davacıya yapılan bir ödeme olduğu iddiasında ise bunu ispatlaması gerektiği, dava konusu faturanın davacı ve davalıya ait BA/BS formlarında kayıtlı olduğu, dosya kapsamına göre davacının MK 6 gereği teslim edimini yerine getirmiş olduğu şeklinde rapor hazırlanmıştır.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında 30/04/2018 tarihli bir mangan cevheri alım satım sözleşmesi akdedildiği, söz konusu sözleşmenin her iki yanın da kabulünde olduğu ve taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının faturaya dayalı alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacının ve davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, faturaların davacının ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, tarafların BA ve BS formlarında faturaların kayıtlı olduğu ve vergi dairesine bildirildiği, bu durumda davalının bu fatura içeriği malları teslim aldığına dair karine oluştuğu, davalı taraf sözleşmenin gereklerini yerine getirdiğine ilişkin savunmada bulunmuşsa da ödemenin yapıldığını yazılı delil ile ispatlayamadığı, her ne kadar davalı ticari defterlerinde yıl sonu itibariyle bakiye alacağın sıfır olduğu belirtilmişse de bunun muhasebe tekniği yapılan mutad bir işlem olduğu ve ödemenin ispat edildiği anlamına gelmeyeceği anlaşıldığından bu haliyle davacı taraf takip konusu faturadan dolayı davalıdan alacaklı olduğunu ispat ettiği anlaşılmakla, düzenlenen uzman bilirkişi raporlarının da mahkememizce dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunması nedeniyle davacı tarafın davalıdan takip konusu faturadan kaynaklanan alacağının bulunduğu, davacı tarafın başlattığı …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 17.673,85 USD alacağa yönelik yapılan itirazın iptali ile, takibin belirtilen miktarlar yönünden takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi ile birlikte kaldığı yerden devamına, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, hüküm altına alınan alacağın takip tarihindeki kur üzerinden TL’ye çevrilmesi ile belirlenen miktarın %20 oranında hesaplanan 17.149,29-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 17.673,85 USD alacağa yönelik yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b) Hüküm altına alınan alacağın takip tarihindeki kur üzerinden TL’ye çevrilmesi ile belirlenen miktarın %20 oranında hesaplanan 17.149,29-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 7.745,67-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 1.507,67-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 6.237,98 -TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-)Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 14.722,05-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-)Davacı tarafça yatırılan 1.507,69-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvuru, 5,20-TL vekalet harcı, 1.350-TL Bilirkişi ücreti ve 228,80 TL posta giderinden ibaret toplam 1.619,90-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6)Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-)Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
15/09/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)