Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/420 E. 2020/98 K. 04.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/420 Esas
KARAR NO : 2020/98

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/09/2017
KARAR TARİHİ : 04/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin İstanbul… Asliye Hukuk mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkiline olan borcuna karşılık İstanbul ilin’de düzenlenen 22.03.2013 düzenleme tarihli 7.500 TL, 22.03.2013 düzenleme tarihli 8.000 TL ve 22.03.2013 düzenleme tarihli 8.000 TL bedelli toplam 23.500,00 TL bedelli 3 adet senetin düzenlenerek müvekkiline verildiğini, bu senetlerin ödenmeyince müvekkili davacı İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nde alacaklı olarak …E sayılı dosyasıyla borçlu tarafa takip başlattığını, takibe konu 22.03.2013 tarihli 3 adet senedin borca karşılık düzenlenerek müvekkiline verildiğini ve senetlerin vade tarihinde ödenmediğini, davalının itiraz ettiğini, takibin durduğunu ileri sürerek, haksız olarak itiraz edilip durdurulan takibin devamına ve itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapıldığı halde, süresinde cevap sunmamıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava; ilamsız icra yoluyla bonoya dayalı olarak yapılan icra takibine itirazın iptali davası istemine ilişkindir.
Dosyamız arasında bulunan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde; davacı/alacaklı … tarafından davalı/borçlu … aleyhine keşidecisi …, lehdarı … olan 22.03.2013 düzenleme 30/06/2013 vade tarihli 7.500,00 TL bedelli, 22.03.2013 düzenleme 30.09.2013 vade tarihli 8.000,00 TL bedelli, 22.03.2013 düzenleme 15.12.2013 vade tarihli 8.000,00 TL bedelli üç adet bonoya dayalı 02/06/2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 06.06.2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 12.06.2017 tarihinde borca itiraz ettiği, 12.06.2017 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Hukuk mahkemelerinin hangileri olduğu ve bunların kuruluşu 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 4 ve 5 inci maddelerinde düzenlenmiştir.
Kanunun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre asliye hukuk mahkemeleri, sulh hukuk mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakar. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2.maddesiyle de teyit edilmiştir. Anılan maddenin ikinci bendi Hukuk Muhakemeleri Kanununda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğunu vurgulamıştır.
Asliye Ticaret Mahkemeleri de 5235 sayılı Kanunun üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5.maddesinin 1 numaralı bendi uyarınca bu mahkemeler, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
Bir davanın ticari nitelikte olup olmadığı, bir diğer ifade ile asliye ticaret mahkemesinde görülüp görülmeyeceğinin belirlenmesi işi de Türk Ticaret Kanununun 4.maddesinde gösterilen ilkelere göre yapılmalıdır. Öğretide de benimsenen görüşe göre ticari davalar mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrılmaktadır. Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinin 1.bendinin (a) alt bendi uyarınca bu Kanunda düzenlenen hukuk davaları mutlak ticari davalardır. Nispi ticari davalar ise konusu ne olursa olsun, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarıdır (TTK.m.4/1). Kanuni düzenleme uyarınca sadece mutlak ya da nispi ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemesinde görülürken, bunlar dışında kalan davalar (istisnalar saklı kalmak kaydıyla) Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmelidir.
Hemen belirtmek gerekir ki itirazın iptali davaları takip hukuku kaynaklı, icra takibine sıkı sıkıya bağlı ve alacağın varlığını maddi hukuk kuralları çerçevesinde belirlemeye yarayan kendine özgü davalardır. Dava ile takip arasındaki bu sıkı ilişki nedeniyle dava konusu, ancak takip talepnamesinde yazılı alacak dayanağı, tutar ve benzeri talepler olabilir ve kural olarak ispat vasıtaları da bu çerçevede değerlendirilir.
Dosya kapsamına göre davacı bonoya bir kambiyo senedi olarak değil de bir ispat vasıtası olarak dayanmaktadır, bu durumda somut olay bakımından bono ile ilgili TTK hükümlerinin tartışılması ve değerlendirilmesi gerekmemektedir. Kaldı ki dava TTK’nın 778. Maddesi atfıyla bonolar için de uygulanan ve poliçelerde sebepsiz zenginleşmeyi düzenleyen 732. Maddesine dayalı bir istem de içermemektedir. Bu belirlemeye göre uyuşmazlığın münhasıran bonoya dayanmadığı ve davanın da mutlak ticari dava sayılamayacağı sonucuna varılmaktadır. (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi … E. … K. Ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi … E. … K. Sayılı ilamları da bu yöndedir.)
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde somut olayda 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanamayacağı ve uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığı kuşkusuzdur. Genel görevli mahkeme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yasal düzenlemeler, içtihatlar ve tüm bu açıklamalar uyarınca Mahkememizin görevli olmaması, eldeki davaya ilişkin aksine bir düzenleme bulunmadığından İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması sebebiyle davanın HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, İSTANBUL … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,
2- Mahkememizce verilen görevsizlik kararı istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşirse olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın merci tayininde görevli İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ … HUKUK DAİRESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3- Karar kesinleştiğinde merci tayini ile görevli mahkeme İstanbul… Asliye Hukuk Mahkemesi olarak tespit edildiği takdirde dosyanın re’sen görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4- Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)