Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/413 E. 2021/339 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/413 Esas
KARAR NO : 2021/339
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2019
KARAR TARİHİ : 13/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri firmanın, inşaat alanında faaliyet göstermekte olup davalı firma tarafından faturadan kaynaklı alacaklı olduğunu, … seri no.lu 13.05.2019 tarihli 354.000,00 TL bedelli fatura davalı borçlu tarafından alındığını ve müvekkillerine kısmi ödeme yapıldığını, ancak kalan bakiye kısmı davalı tarafından kötü niyetli olarak ödemediğini, davalı borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından açılan takibe haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz edildiğini, Neticeten; kötü niyetli itirazın iptaline, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı borçluya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirket, müvekkilleri şirket ile aralarında yapılan anlaşma neticesinde müvekkil şirket tarafından işletilen ve “… Mah. … Cad. … Kat …, İstanbul” adresinde yer alan “… ” isimli işletmenin (“İşletme”) elektrik işlerini ile inşaat işlerini yapmayı üstlendiğini, davalı şirket kendisini alanında oldukça uzman ve deneyimli olarak tanıttığını, müvekkilleri şirket’te yeni açacağı İşletmesinin elektrik işleri ile inşaat işlerini yapmak üzere davalı şirket ile anlaştığını, müvekkilleri şirket söz konusu İşletme’nin açılış tarihini ve yapılacak işleri tek tek davalı şirket’e bildirmiş, taraflar bu hususta da anlaştıklarını, bu anlaşma kapsamında da anlaşılan miktar üzerinden müvekkilleri şirket tarafından iş devam ederken ödemeler yapıldığını, davalı şirket akabinde işe başlamış, fakat sürekli olarak yapılan her işte sorunlar oluştuğunu, bu husus defaatle davalı şirket’e gerek yazılı gerekse de sözlü olarak bildirildiğini, yapılan onca uyarıya rağmen davalı şirket göstermesi gereken dikkat ve özeni hiçbir şekilde göstermemiş, İşletme’nin açılışına 3 gün kala işlerin belirlenen tarihte bitirilemeyeceği anlaşıldığını, açılışını yapacağı tarihi tüm mecralarda duyuran müvekkilleri şirket, davalı şirket’in eksik ve ayıplı işlerini düzeltmek ve tamamlatmak için 3. bir kişi ile anlaşmak zorunda kaldığını, tüm bu yaşananlar sonrasında müvekkil tarafından iş devam ederken devamlı olarak ödemeler yapılmış olmasına rağmen, davalı Şirket tarafından müvekkil’e 13.05.2019 tarihli ve A seri … sıra numaralı fatura gönderildiğini, şirket tarafından yapılmayan işlerin bedelleri hesaplanarak 14.05.2019 tarihinde A seri … sıra numaralı iade faturası düzenlenmiş ve davalı Şirket’in ticaret sicil kayıtlarında yer alan adresine gönderildiğini, davalı şirket adresi sicil kayıtlarından teyit edilerek yazılmasına ve herhangi bir adres değişikliği söz konusu olmamasına rağmen fatura iade edildiğini, ayrıca yapılan ayıplı işlerin düzeltilmesi için … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve 21.10.2019 tarihli ihtarnamesi davalı şirket’in ticaret sicil adresi gönderilmiş ancak iade edildiğini, davalı şirket’in gerek icra takibinde gerekse de huzurdaki davada aslında hiç yapmadığı ve bu nedenle de müvekkilleri şirket tarafından 3. bir kişiye yaptırılan işlerin bedelini istediği ortada olduğunu, müvekkilleri şirket’i bir sebepsiz zenginleşme aracı olarak görmeye çalışan davalı şirket’in bu talebinin hiçbir mesnedi ve haklı sebebi olmadığını, kaldı
ki, davalı şirket ile de iade faturası olarak kesilecek kısım ile ilgili olarak anlaşıldığını, bu nedenle de icra takibine taraflarınca haklı olarak itiraz edildiğini, davalı şirket’in hiç yapmadığı işlerin bedeli ile malzeme bedelini istemesi hiçbir şekilde kabul edilebilir olmadığından davanın reddi gerektiğini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER: …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı icra dosyası, Arabuluculuk son tutanağı aslı, davacı ve davalı ticari defter ve kayıtları, davacı tarafından davalıya kesilen Seri A sıra … numaralı, 13/05/2019 tarihli 354.000,00 TL bedelli fatura, davalı tarafından davacıya 14/05/2019 tarihli A seri … seri numaralı iade faturası, 3. Kişiler tarafından davalı adına kesilen irsaliyeli fatura suretleri, davalı tarafından sunulan rapor ve mail yazışmaları, cari hesap dökümü suretleri, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre dava davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine bakiye alacağından kaynaklanan İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından … numaralı, 13/05/2019 tarihli 354.000,00 TL bedelli faturanın alındığını ve davalı tarafça kısmi ödemede bulunulduğunu, bakiye kısmın davalı tarafça ödenmediğini bu nedenle davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından davalı tarafça işletilen işletmenin elektrik ve inşaat işlerinin üstlenildiğini, davacı tarafından işlerin eksik ve ayıplı yapıldığını, bu nedenle 3. Kişilerle anlaşılmak zorunda kalındığını, 3. Kişilere yaptırılan işlerin bedelinin davacı tarafa ödenmediğini, 14/05/2019 tarihli A seri … seri numaralı iade faturası düzenlendiğini, davacı şirketin ticaret sicil adresine gönderilmesine rağmen iade faturasının tebliğ edilemediğini bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas Sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 56.333,00 TL asıl alacak ve 777,86 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 57.110,86 TL borcun ödenmesi amacıyla 09/07/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 11/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 12/07/2019 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/ … Talimat Sayılı dosyasından davacı ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için alınan mali müşavir bilirkişinin 02/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Ticari defterlerin bilgisayar ortamında tutulduğu açılış ve kapanış kayıtlarının zamanında yapıldığı, defterlerinin T.T.K. hükümlerine göre sahibinin lehine kesin delil olma vasfına haiz olduğu, ancak bilgisayar ortamından Noter onaylı deftere dökümü yaptırılırken,detaysız olarak ana hesaplarla yazdırdığı, detaysız döküm yazdırıldığı için defter kayıtlarından davalı ile ilgili ticari faaliyet kayıtlarının tespitinin mümkün olmadığı, davacı/Alacaklının bilgisayar ortamında tutulmuş kayıtları incelendiğinde davalının 56.333,20 TL borçlu olduğu tespit edilebilmekte, Davalının davacı adına düzenlemiş olduğu 14.05.2019 tarih ve 51503 sayılı faturanın kayıtlarda olmadığı, davacı ile davalı arasındaki alacağın davalı tarafından davacı adına düzenlemiş olduğu fiyat farkı faturasından kaynaklandığı, ancak fiyat farkı faturasının davacıyla anlaşarak düzenleyip düzenlemediği, bahse konu fiyat farkı faturasının davacıya teslim edilip edilmediği, davacının da teslim alıp almadığı konusunda davalı tarafın kanıtlayıcı belge ile ispat etmediği takdirde davacının 56.333,20 TL alacağının mümkün olabileceği” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Mahkememizce davalı ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir Bilirkişi tarafından 19/10/2020 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre; “Davalının 2019 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; Takibe konu davacı tarafından davalı adına düzenlenen 13.05.2019 tarihli … no.lu 354.000,00 TL tutarlı faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, düzenlenen faturaya karşılık davalı tarafından davacı yana çek ve nakit olmak üzere toplamda 297.666,00 TL tutarlı ödeme yapıldığı ve davacı yana 14.05.2019 tarihli … no.lu “Fiyat farkı” açıklamalı 56.333,20 TL tutarlı fatura düzenlenerek hesabın kapatılmış olduğu, davalı şirketin kayıtlarına göre takip tarihi (09.07.2019) itibariyle davalının davacı yana cari hesap olarak borç ve alacağının bulunmadığı bakiyenin (0) sıfır olduğu tespit edildiği, yapılan değerlendirmeler neticesinde taraflar arasındaki çekişmenin davalı tarafından davacı adına düzenlenen 14.05.2019 tarihli … no.lu “Fiyat farkı” açıklamalı 56.333,20 TL tutarlı faturadan kaynaklı olduğu tespit edildiği, davalı tarafından davacı adına düzenlenen 14.05.2019 tarihli … no.lu “Fiyat farkı” açıklamalı 56.333,20 TL tutarlı fatura incelendiğinde; Mübrez faturanın açık fatura (bedeli tahsil edilmemiş) şeklinde usulüne uygun olarak tanzim edildiği, faturanın davacı yana tebliğ edildiği ile ilgili bir belgenin dosyada yer almadığı, davalı yan cevap dilekçesinde, davacı yanın yapmış olduğu işlerde eksikliklerin bulunduğunu ve bunları davacı yanın yapmadığından 3. kişilere yaptırıldığını, davacı şirket tarafından yapılmayan iş bedelleri hesaplanarak ilgili faturanın düzenlendiğini beyan ettiği, dosyaya sunulu mail yazışmaları incelendiğinde, davalı tarafından davacı yana eksikliklerle ilgili maliyet çalışmasını mail ile bildirmiş olup, dosyaya sunulu yapılan işlerle ilgili raporda toplam maliyetin 44.450,60 TL olduğu, davacının yapmadığı, 3. kişilere yaptırılan işlere ilişkin faturaların dosyaya ibraz edildiği görüldüğü” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davalı vekili tarafından davacı tarafından talimat bilirkişi raporu alınması için bilirkişi ücretinin kesin süre içerisinde yatırılmaması nedeniyle kesin sürenin verilmiş olması ve sonuçlarının hatırlatılması nedeniyle raporun hükme esas alınmaması yönünde itirazda bulunmuşsa da Mahkememizin verdiği kesin süre şekli anlamda usulüne uygun ise de, yargılamayı uzatmadığı sürece, savunma hakkının kutsallığının içeriğine dokunmadan kullanılması gereken bir usul hukuku yöntemi olduğu da dikkate alındığında davacı tarafından bilirkişi ücretinin kesin süreden sonra yatırılması yargılamayı uzatmadığından itirazlarının reddine karar verilmiş ve talimat raporu hükme esas alınmıştır. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2017/2438 E.2017/1576 K. Sayılı ilamı)
Taraflar arasında faturaya dayalı ticari ilişki bulunduğu, davacı ve davalı ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde davacı tarafından davalıya kesilen Seri A sıra … numaralı, 13/05/2019 tarihli 354.000,00 TL bedelli faturanın davacı ve davalı defterinde kayıtlı olduğu, itirazın iptali davasın konu alacağın Seri A sıra … numaralı, 13/05/2019 tarihli 354.000,00 TL bedelli faturanın ödenmeyen bakiye alacağından kaynaklandığı, davacı ticari defter kayıtlarına göre davalıdan 56.333,20 TL bakiye alacağının bulunduğu, davacı ve davalı tarafın incelenen ticari defter kayıtlarına ve davalının kabulüne göre davalı tarafın faturaya ilişkin olarak kısmi ödeme yaptığı, bilindiği üzere kısmi ödeme malın ya da hizmetin alındığına karine teşkil edeceği anlaşılmakla, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2007/2400 Esas, 2007/7281 Karar sayılı 09/07/2007 tarihli emsal içtihadı) davalı tarafça borcu bulunmadığı hususunda ispata yarar delil ibraz etmesi gerektiği, ispat yükünün davalı tarafta olduğu, taraf defterleri arasındaki farkın davalı şirket tarafından düzenlenen 14/05/2019 tarihli A seri … seri numaralı 56.333,00 TL “fiyat farkı” açıklamalı iade faturasından kaynaklandığı, söz konusu iade faturasının davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı ve davalı tarafın iade faturasının tebliğ edildiğini ispatlayamadığı, davalı tarafça eksik işlerin başka firmaya yaptırıldığı ve buna ilişkin faturaların sunulduğunu belirtmişse de söz konusu faturaların davalı tarafça iddia edilen eksikliklerin başka firma tarafından giderildiğine ilişkin ispata yarar delil niteliğinde olmadığı, ayrıca davalı tarafça ayıp ihbarının yapılmadığı da anlaşılmakla davalı tarafça borcu bulunmadığı hususunda ispata yarar delil ibraz edemediği, bu haliyle davacı taraf takip konusu bakiye fatura alacağından dolayı davalıdan alacaklı olduğunu ispat ettiği anlaşılmakla, düzenlenen uzman bilirkişi raporlarının da mahkememizce dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunması nedeniyle davacı tarafın davalıdan takip konusu bakiye fatura alacağından kaynaklanan 56.333,00 TL alacağının bulunduğu sabit olmuştur.
Davacı tarafın başlattığı … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyasına yönelik borçlu davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, ayrıca alacağın likit olması nedeniyle takibe haksız itiraz eden borçlu davalı aleyhine hükmolunan asıl alacağın %20’si (11.267,00-TL) oranında icra inkar tazminatı yüklenmesine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 56.333,00 TL asıl alacağa yönelik yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına,
b) Hükmolunan asıl alacağın %20’si(11.267,00-TL) oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 3.848,11-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 676,48-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 3.171,63-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 8.123,29-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-)Davacı tarafça yatırılan 44,40-TL başvuru ve 676,48-TL peşin olmak üzere toplam 720,88-TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan 1.450,00-TL Bilirkişi ücreti ve 298,10-TL posta giderinden ibaret toplam 1.748,10-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
8-)Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 13/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır