Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/403 E. 2021/31 K. 13.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/403 Esas
KARAR NO : 2021/31

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2019
KARAR TARİHİ : 13/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 18/09/2019 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde, Müvekkil Şirket’in cari hesap alacağının tahsili amacıyla borçlu/davalı …Anonim Şirketi aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü nezdinde … E. Sayı ile icra takibi yapıldığı, davalı tarafından söz konusu icra takibinde gönderilen ödeme emrine itiraz edildiği ve takip durduğu, davalı tarafın, söz konusu itiraz dilekçesinde Müvekkili Şirket’e herhangi bir borcu olmadığını beyan etmek suretiyle ödeme emrinde yer alan borcu inkar etmek suretiyle borç ile birlikte borcun tüm fer’ilerine ve faize de itiraz ettiği, davalı tarafından yapılan itirazın açıkça haksız ve hukuka aykırı olduğu, takibe konu borcun, taraflar arasındaki uzun yıllardır süregelen cari hesap ilişkisine dayanmakta olduğu, davalı şirketin cari hesap ilişkisini inkar etmemekle beraber borca ve tüm ferilerine itiraz etmiş olmasına karşın işbu mesnetsiz iddiasını destekler herhangi bir belgeyi icra dosyasına sunmadığı, gerek HMK’nun atıf yapılan maddesi gerekse de anılan Yargıtay ilâmı uyarınca, ispat külfetinin cari hesap ilişkisini kabul edip borca itiraz eden davalı borçluya geçtiğinin alenen ortada olduğu, dava dilekçesi ekinde sunulan cari hesap özeti ile de Müvekkili Şirket’in alacağının açıkça sabit olduğunu beyanla davalı/borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yaptığı haksız itirazın iptali ile takibin devamına, kötüniyetli karşı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere üst hatten icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan 23/10-2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkili mahkeme olan İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemelerinde görülmek üzere yetkisizlik kararı verilerek gönderilmesini talep ettiğini, davacı vekili tarafından işbu dava ikame edilirken herhangi bir delilin dosyaya ibraz edilmediği, dosyaya ibraz edilen bir delil var ise de bu delillerin müvekkili Şirkete tebliğ edilen dava dilekçesi ekinde yer almadığını, Mahkeme dosyası haricen incelendiğinde de mahkeme dosyasına tensip zaptına rağmen bir delil sunulmadığının görüldüğü, HMK’nın amir hükümleri çerçevesinde de dava dilekçesi ile birlikte dosyaya ibraz edilmeyen delillerin, tensip zaptında da davacıya süre verilmiş olmasına rağmen dosyaya delil ibraz edilmediğinin görüldüğü, davacı tarafından delil ibraz edilmiş olmasına rağmen taraflarına tebliğ edilmemiş ise, bu hususun müvekkili Şirketin savunma hakkını kısıtlar nitelikte olduğu, dosyada davacının iddialarını ispatlar nitelikte herhangi bir delil bulunmadığı dikkate alınırsa dosya üzerinde karar verilmesinin mümkün olduğu, kural olarak, icra takibinin yürütüldüğü icra dosyasına vekil aracılığı ile itiraz edilmiş ise itirazın iptali davasının dava dilekçesi itirazı yapan avukata tebliğ edilmesi gerektiği, davacı tarafından başlatılan icra takibi bir belgeye dayanılarak yapılmadığından, ispat yükünün yer değiştirmesi hukuken mümkün olmadığı, ispat yükünün davacıda olduğu, ancak davacının da dava dilekçesine delillerini eklemediği, tensip zaptında yer alan ara karara rağmen de dosyaya delil ibraz etmediği, bu sebeple de davacının davasını ispat edemediği aşikar olduğundan davanın esastan da reddini talep ettiklerini, müvekkil Şirket ile davacı Şirket arasında kurulan lojistik işi kapsamında, davacı Şirket müvekkil Şirketin ürünlerini müşterilerine hasarsız bir şekilde teslim etmesi gerektiği, ancak davacı Şirketin müvekkili Şirketin müşterisi olan… Şirketine teslim etmesi gereken …’se taşıma esnasında zarar verdiği ve müvekkili Şirketin müşterisinin de bu ürünü almadığı, bahse konu bu ürünün de taşıma esnasında zarar gördüğünün raporlarla da tespit edildiği, davacı Şirketin, müvekkili Şirketin bu zararını karşılamamış olmasına rağmen bir de üstüne alacağı olduğunu iddia ettiği, bunun yanı sıra davacı Şirketin müvekkili Şirkete vermiş olduğu hizmet kapsamında tüm ödemelerini yapmış olduğu, davalının davacı Şirkete herhangi bir borcu bulunmadığı, müvekkili Şirketin cari hesap kayıtları ile de sabit olduğu ve davacı Şirket tarafında da dosyaya aksine herhangi bir delil sunulmadığından müvekkili Şirketin borcu bulunmadığı, bu kapsamda da yapılan itirazın hukuka uygun ve kötüniyetli olmadığı, bu sebeple de davacının söz alacağı yargılamayı gerektirdiğinden likit bir alacağı da bulunmadığı, bu sebeple de icra inkar tazminatının reddini talep ettiklerini, davacının yapmış olduğu icra takibinin haksız ve kötüniyetli olduğundan davacı aleyhine icra takibinin konusu olan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini beyanla davacının davasının reddine, davacı aleyhine haksız talep edilen meblağın %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesi ve yargılama giderinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Tarafların ticari defter ve kayıtları, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası, 04/05/2020 tarihli bilirkişi raporu, 23/11/2020 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı davacı şirket tarafından borçlu davalı aleyhine başlatılan adi takip yolu ile icra takibine borçlu davalı tarafından süresinde itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği ve itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mali Müşavir… tarafından düzenlenen 04/05/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”Dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, davacı ve davalı yana ait 2018 ve 2019 yılları ticari defter-belgeleri ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; dava konusunun davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan 85.134,33 TL tutarlı alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacı yan tarafından alacağının tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasıyla 24.05.2019 tarihinde takibe geçtiği, davalı yan tarafından borca itiraz edildiği ve takibin durduğu, davacı yan tarafından yapılan itirazın iptali talebi doğrultusunda 18.09.2019 tarihinde T.C. İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi … E. sayılı huzurdaki davanın ikame edildiği belirlendiği, davacının 2018 ve 2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (24.05.2019) itibariyle davacının davalı yandan 85.134,33 TL alacaklı olduğu, davalının takip tarihinden sonra farklı tarihlerde yapmış olduğu ödemeler sonucunda dava tarihi (18.09.2019) davacının davalı yandan 19.852,63 TL bakiye alacağının kaldığı, davalının 2018 ve 2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (24.05.2019) itibariyle davacının davalı yandan 65.281,70 TL alacaklı olduğu, davalının takip tarihinden sonra farklı tarihlerde yapmış olduğu ödemeler sonucunda dava tarihi (18.09.2019) davacının davalı yandan alacağının kalmadığı, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi (24.05.2019) itibariyle davacının davalı yandan 85.134,33 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre ise takip tarihi (24.05.2019) itibariyle davacının davalı yandan -65.281,70 TL alacaklı olduğu, taraflar arasındaki cari farkın 85.134,33 – 65.281,70 = 19.852,63 TL olduğu, taraflar arasındaki cari farkın, davacının sehven mükerrer kaydı haricinde, davalı yanın düzenlemiş olduğu iade faturalarından kaynaklandığı, davalı yanın, davacı yanın lojistik hizmetleri esnasında taşınan ürünlerine zarar vermiş olduğu için uğradığı zarardan dolayı düzenlemiş olduğunu beyan ettiği, davalı yanın düzenlemiş olduğu iade faturalarının geçerli olup olmadığı hususunun uzmanlık alanımız dışında olduğundan iş bu yönde inceleme ve değerlendirme yapılamadığı, tarafların cari kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde, Sayın Mahkemeniz davalı yanın düzenlemiş olduğu 26.10.2018 tarihli… Nolu 19.100,83 TL tutarlı iade faturası ve 28.12.2018 tarihli… Nolu 944,00 TL tutarlı iade faturasının geçerli olduğu yönünde kanaate varması halinde takip tarihi (24.05.2019) itibariyle davacının davalı yandan 65.281,70 TL alacaklı olduğu dava tarihi (18.09.2019) itibariyle ise alacağının olmadığı, aksi yönde kanaate varılması halinde ise takip tarihi (24.05.2019) itibariyle davacının davalı yandan 85.134,33 TL alacaklı olduğu dava tarihi (18.09.2019) itibariyle ise 20.044,83 TL alacaklı olduğunun kabulünün gerekeceği, davacının davasında haklı görülmesi ve takibin devamına takdir edilmesi halinde, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan olan asıl alacağına takip tarihinden (24.05.2019) itibaren davacının talebi ile bağlı olarak faiz talep edebileceği” şeklinde görüş beyan etmiştir.
Lojistik konusunda uzman… tarafından düzenlenen 23/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”Davacının, 22.09.2018 tarihinde Erzincan’ dan aldığı regülatör yükünü 25.09.2018 tarihinde Kars’taki teslim adresine teslim ettiği, yükün Erzincan’ dan alınması esnasında henüz demontajının yapılmadığı taraflarca görüldüğü, burada söz konusu emtianın kullanılmış ikinci el bir emtia olduğu, Kars’a varış adresine teslim edilmesi esnasında emtiada her hangi bir hasar olup olmadığı ile ilgili yükün teslim evrakına alıcı tarafından her hangi bir eksik ya da hasar şerhi düşülmediğinin görüldüğü, bu netice ile alıcı tarafından hasarsız, tam ve eksiksiz teslim alındığının anlaşıldığı, teslimata ait alıcı ve taşıyıcı tarafından hasara dair iki taraflı bir tutanak tutulmadığının da ayrıca gözlemlendiği, teslimat akabinde tutulan raporda “taşımada yetersiz paketlemeden dolayı hasar görmüştür. Direkt palet üzerine yatırılmıştır.” şeklinde not tutulduğu, bu durumda yetersiz ambalajlamadan dolayı kaynaklanan ziya veya hasarlarda taşıyıcının sorumluluğunun ortadan kalmakta olduğu, burada sorumluluğun gönderen tarafında olduğu, TTK’ nun 862(1), 863(1), 878(lb) maddelerinin de açıklayıcı olarak değerlendirilmesi gerektiği,
“MADDE 862- (1) Eşyanın niteliği, kararlaştırılan taşıma dikkate alındığında, ambalaj yapılmasını gerektiriyorsa, gönderen, eşyayı zıya ve hasardan koruyacak ve taşıyıcıya zarar vermeyecek şekilde ambalajlamak zorundadır. Ayrıca gönderen, eşyanın sözleşme hükümlerine uygun şekilde işleme tabi tutulabilmesi için işaretlenmesi gerekiyorsa, bu işaretleri de koymakla yükümlüdür.
MADDE 863- (1) Sözleşmeden, durumun gereğinden veya ticari teamülden aksi anlaşılmadıkça! gönderen, eşyayı, taşıma güvenliğine uygun biçimde araca koyarak, istifleyerek, bağlayarak, sabitleyerek yüklemek ve aynı şekilde boşaltmak zorundadır. Taşıyıcı, ayrıca yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür.
MADDE 878- (1) Zıya, hasar veya teslimdeki gecikme, aşağıdaki hâllerden birine bağlanabiliyorsa taşıyıcı sorumluluktan kurtulur: b) Gönderen tarafından yapılan yetersiz ambalajlama.”
Sonuç olarak; Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi ile yukarıda yapılan tespitler ve yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirmeler sonucunda,
Teslimat esnasında olduğu var sayılan hasarın davacı olan taşıyıcının sorumluluğu dışında gerçekleştiği, davalının oluşan hasardan dolayı kesmiş olduğu faturanın geçersiz olduğu, her hangi bir maddi teknik hasar tespiti yapılmadan davacının mevcut cari alacağı kadar iade faturası düzenlemesinin kötü niyet teşkil ettiği, muhasebe bilirkişisinin hesaplaması sonucu tespit edilen ve ödenmeyen 20.044,83 TL cari alacağının davalı tarafından davacıya ödenmesinin gerektiği, davacının 24.05.2019 tarihinden itibaren faiz talep edebileceği, ayrıca davacı, davalıdan dava inkar veya kötü niyet tazminatı talebinde haklı olarak bulunabileceği sonuç ve kanaatine varıldığını” şeklinde görüş beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf, icra takibine davalı borçlu tarafça yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, kötüniyetli karşı tarafın icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf, yetkili mahkeme olan İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiği, davalının davacı Şirkete herhangi bir borcu bulunmadığı, bu nedenle davanın reddine ve kötüniyetli alacaklı tarafın kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı davacı şirket tarafından borçlu davalı aleyhine başlatılan adi takip yolu ile icra takibine borçlu davalı tarafından süresinde itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği ve itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı tarafça davaya yetki itirazında bulunulmuş ise de; 6098 sayılı TBK’nun 89. maddesine göre davacı tarafça kendi yerleşim yerinin bulunduğu icra dairelerinin ve mahkemelerin de yetkili olduğu anlaşıldığından, davalı tarafın davaya yaptığı yetki itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mali Müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporu ile; tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi (24.05.2019) itibariyle davalı yandan 85.134,33 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre ise takip tarihi (24.05.2019) itibariyle davacının davalı yandan -65.281,70 TL alacaklı olduğu, taraflar arasındaki cari farkın 85.134,33 – 65.281,70 = 19.852,63 TL olduğu, taraflar arasındaki cari farkın, davacının sehven mükerrer kaydı haricinde, davalı yanın düzenlemiş olduğu iade faturalarından kaynaklandığı, tarafların cari kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davalı yanın düzenlemiş olduğu 26.10.2018 tarihli …Nolu 19.100,83 TL tutarlı iade faturası ve 28.12.2018 tarihli… Nolu 944,00 TL tutarlı iade faturasının geçerli olduğu yönünde kanaate varması halinde takip tarihi (24.05.2019) itibariyle davacının davalı yandan 65.281,70 TL alacaklı olduğu dava tarihi (18.09.2019) itibariyle ise alacağının olmadığı, aksi yönde kanaate varılması halinde ise takip tarihi (24.05.2019) itibariyle davacının davalı yandan 85.134,33 TL alacaklı olduğu dava tarihi (18.09.2019) itibariyle ise 20.044,83 TL alacaklı olduğu, tespit edilmiştir.
Lojistik uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporu ile; Teslimat esnasında olduğu var sayılan hasarın davacı olan taşıyıcının sorumluluğu dışında gerçekleştiği, davalının oluşan hasardan dolayı kesmiş olduğu faturanın geçersiz olduğu, her hangi bir maddi teknik hasar tespiti yapılmadan davacının mevcut cari alacağı kadar iade faturası düzenlemesinin kötü niyet teşkil ettiği, muhasebe bilirkişisinin hesaplaması sonucu tespit edilen ve ödenmeyen 20.044,83 TL cari alacağının davalı tarafından davacıya ödenmesinin gerektiği, davacının 24.05.2019 tarihinden itibaren faiz talep edebileceği, tespit edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, düzenlenen bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasında taşıma hizmetinden kaynaklı ticari ilişki ve buna bağlı olarak cari hesaba dayalı ilişkinin bulunduğu, davacı tarafça cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili için icra takibi yapıldığı, davalı tarafın süresinde itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve davacı tarafından süresi içinde 20.134,33-TL yönünden itirazın iptali istemli dava açıldığı anlaşılmakla, yargılamaya devam olunmuştur.
Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi marifeti ile yapılan inceleme neticesinde; davacının ticari defterlerine göre 24/05/2019 tarihi itibariyle davalıdan 85.134,33-TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre ise takip tarihi itibariyle davacıya 65.281,70-TL borçlu olduğu, taraflar arasındaki cari farkın 19.852,63-TL olduğu, cari farkın davalı yanın düzenlemiş olduğu iade faturalardan kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Davalı tarafça, davacı taraf ile kurulan lojistik hizmeti kapsamında ürünlerini müşterilerine hasarsız bir şekilde teslim yükümlülüğü bulunduğu, davacının müvekkilinin müşterisi…şirketine teslim etmesi gereken emtiaya taşıma esnasında zarar verdiği, ürünün taşıma esnasında zarar gördüğünün … yetkililerinin de imzaladığı raporla tespit edildiği, iade faturaların ispat edilen maddi vakıaya dayandırıldığı savunmasında bulunulduğu anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde lojistik konusunda uzman bilirkişi marifeti ile yapılan inceleme neticesinde; varış adresinde ilgili yükün teslim evrakına alıcı tarafından her hangi bir eksik ya da hasar şerhi düşülmediği, bu netice ile alıcı tarafından hasarsız, tam ve eksiksiz teslim alındığının anlaşıldığı, teslimata ait alıcı ve taşıyıcı tarafından hasara dair iki taraflı bir tutanak tutulmadığı, teslimat akabinde tutulan raporda “taşımada yetersiz paketlemeden dolayı hasar gördüğü, direkt palet üzerine yatırıldığı”na dair not tutulduğu, bu durumda yetersiz ambalajlamadan dolayı kaynaklanan ziya veya hasarlarda taşıyıcının sorumluluğunun ortadan kalkacağı, sorumluluğun gönderen tarafında olacağı tespit edilmiştir.
Davalı tarafça cevap dilekçesi ekinde sunulan sevk irsaliyesinin incelenmesinde teslim eden ve teslim alan imzalarının yer aldığı,
… nolu 25/09/2018 tarihli Servis Raporunun incelenmesinde, “Devreye alma işlemi için mağazaya gelindi. Cihaz taşımadan ve paketlemeden dolayı hasar görmüştür. Kurulum yapılamadı. Paketleme yapılmamış. Paletin üzerine yatırılmış” şeklinde rapor düzenlendiği, raporun davalı yetkilisi ve davalı taraf müşterisi… yetkilisi tarafından imzalandığı, görülmüştür.
Davalı tarafça 09/12/2020 tarihinde Uyap üzerinden sunulan rapora itiraz dilekçesinde, taşıması gereken ürünün davacıya tam ve eksiksiz olarak teslim edildiğinin beyan edildiği, hasarın taşıma esnasında meydana geldiğine dair dilekçe ekinde paketleme şeması başlıklı paketleme işlemini gösterir fotoğrafları sunduğu görülmüştür. Ancak sunulan fotoğrafların paketleme işleminin yapılma süreçlerini gösterir örnek fotoğraflar ve genel talimatlar içerdiği görülmüş, uyuşmazlık konusu emtianın paketlenmesine ait olmadığı anlaşılmıştır.
25/08/2018 tarihli davalı yetkilisinin de imzasının yer aldığı servis raporunda taşınan emtia ile ilgili “paketleme yapılmadığının” tutanak altına alındığı, taraflar arasında taşınacak emtianın paketleme işleminin davacı tarafça yapılacağına dair özel bir anlaşmanın olmadığı, 6102 sayılı TTK’nın 862 maddesinde “Eşyanın niteliği, kararlaştırılan taşıma dikkate alındığında, ambalaj yapılmasını gerektiriyorsa, gönderen, eşyayı zıya ve hasardan koruyacak ve taşıyıcıya zarar vermeyecek şekilde ambalajlamak zorundadır. Ayrıca gönderen, eşyanın sözleşme hükümlerine uygun şekilde işleme tabi tutulabilmesi için işaretlenmesi gerekiyorsa, bu işaretleri de koymakla yükümlüdür. ” düzenlemesine yer verildiği, taşınan emtianın ziya ve hasarı önleyecek şekilde paketlenerek davacıya teslim edildiği ve hasarın davacının özensiz taşımasından meydana geldiği hususunun davalı tarafça ispatlanamadığı, bu hali ile iade faturaların dayanağı olduğu iddia edilen maddi vakıanın ispatlanamamış olduğu, davalının takip tarihinden sonra yapmış olduğu ödemeler sonucunda davacının davalı yandan 19.852,63-TL bakiye alacağı olduğu anlaşılmış olup, davacı tarafın başlattığı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 19.852,63-TL asıl alacağa yönelik yapılan itirazın iptaline, takibin belirlenen miktar üzerinden takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, ayrıca alacağın likit ve takibe itirazın haksız olması nedeniyle asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 3.970,52-TL icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 19.852,63-TL asıl alacağa yönelik yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin belirlenen miktar üzerinden takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b) Hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 3.970,52-TL icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 1.356,13-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 343,85-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.012,28-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davadaki haklılık durumuna göre 1.301,52-TL’sinin davalıdan, geri kalan 18,48-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 343,85-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvuru harcı, 133,90-TL tebligat gideri, 1.300,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.478,30-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red durumuna göre 1.457,60-TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 281,70-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
8-Yatırılan gider avanslarından karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.13/01/2021

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*

*Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.