Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/39 E. 2021/779 K. 28.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/39 Esas
KARAR NO : 2021/779

BİRLEŞEN DAVA : Alacak (Teminat İadesi), Maddi ve Manevi Tazminat
ASIL DAVA TARİHİ : 03/09/2019
BİRLEŞEN DAVA : İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas 2019/183 Karar sayılı dosyası.
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 27/09/2019
KARAR TARİHİ : 28/10/2021
YAZIM TARİHİ : 03/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan Cezai Şart ve Kar Kaybı) Alacak (Teminat Mektubunun İadesi), Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA TALEP: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 03/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; … A.Ş ile davalı arasında, Kira Sözleşmesi ve İstasyonlu Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi’nin akdedildiğini, davalı şirket’e …Mahallesi …Caddesi no:..Ada:.., Pafta:.., Parsel …Gebze/KOCAELİ adresinde akaryakıt bayiliği ve işletmecilik hakkının tesis edildiğini, …A.Ş ile davacı şirket … A.Ş 14.02.2019 tarihli Genel Kurul Kararı ve 25.02.2019 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi uyarınca davacı şirket bünyesinde birleşmiş olduğunu, …Dağıtım A.Ş’nin infisah ettiğini, Şirket birleşmesi gerçekleşmeden evvel davalı ile davacı şirket arasında 31.05.2018 tarihinde, İstasyonlu Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi akdedildiğini, davalının …Bayiliğinden doğmuş olduğunu ve doğacak tüm hak ve yükümlülüklerinin davacıya devredildiğini, Sözleşme ve Protokoller uyarınca yükümlendiği edimleri yerine getirmek ve davacı şirket’e karşı doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil edilmek üzere, davalı şirket tarafından, davacı şirket lehine 100.000-TL tutarında Banka Teminat Mektubu düzenlendiğini, taraflar arasında akdedilen Protokol’ün 4’üncü maddesi uyarınca, akaryakıt işletmeciliği yapabilmesi ve bayilik faaliyetini eksiksiz gerçekleştirebilmesini teminen, davacı şirket tarafından davalı şirket’e ariyet malzemelerinin teslim edildiğini, taraflarca akdedilen Protokol hükümleri uyarınca asgari ürün alım taahhüdünde bulunan davalının, sözleşme’nin yürürlük süresi boyunca, davacı şirket’ten 1.437,59 m3 akaryakıt alımı gerçekleştirdiğini, böylelikle davalı şirket’in ayrıntılı olarak izah edileceği üzere tonaj taahhüdünün oldukça gerisinde kaldığını, davalı şirket’in, kira sözleşmesi tahtında yükümlendiği kira borcunu ödeme edimini de zamanında ifa etmemek suretiyle malik nezdinde davacı … bir hayli zor durumda bıraktığını, davalının 1240 Sayılı Kurul Kararı’na aykırı faaliyetlerinin tespit edildiğini, kendisine, Üsküdar … Noterliği’nin 23.05.2019 Tarihli … Yevmiye Numaralı ihtarnamesi ile, otomasyon sistemine aykırı faaliyetlerde bulunduğu, veri kaybına sebebiyet verdiği, bazı satışları otomasyon sistemine yansıtmadığı, EPDK’ ya iletilmesi gereken verilerin eksik ve sağlıksız bir şekilde raporlanmasma sebebiyet verdiğini ve davacı şirket ile akdedilen Bayilik Sözleşmesi ve eki niteliğindeki Protokollere ve Kira Sözleşmesi’ne uygun davranmadığı gerekçeleri ile, 3 aylık bildirim süresi sonunda geçerli olmak üzere Bayilik Sözleşmesi ve Kira Sözleşmesinin feshedildiğini, fesih tarihi itibari ile tonaj taahhüdünün ihlalinden doğmuş olan cezai şartın ödenmesi ve kendisine ariyeten teslim edilen ekipmanların iadesinin ihtar ve ihbar edildiğini, davalı şirkete tanınan 3 aylık mühlet henüz tamamlanmadan evvel, 14.06.2019 tarihinde, davalı’ mn … Şirketi’nin bayilik lisansını aldığının tespit edildiğini,
31.05.2018 tarihli Bayilik Sözleşmesince davalı bayiinin başkaca bir dağıtıcı firmadan lisansının yayınlanmış olmasının bayilik sözleşmesinin sürdürülmesine engel teşkil ettiğini, bayilik sözleşmesi uyarınca sözleşmelerin haklı feshi için haklı neden olarak sayılmakta olduğunu, başka bir dağıtıcı firmaya geçiş yaparak, sözleşmenin süresinden evvel feshine sebebiyet veren davalı şirkete, bu kez Üsküdar … Noterliği’nin 21 Haziran 2019 tarihli … Yevmiye Numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, asgari ürün alım taahhüdünden kaynaklanan cezai şart borcunun ödenmesi gerektiğini ve sözleşmenin feshedildiğinin ihtar edildiğini, davalı şirket’in temerrüde düşürüldüğünü, davalı şirket’in başka bir dağıtıcı firma ile anlaşması dolayısıyla sözleşmenin sona ermiş olduğunu, davacı şirketçe görevlendirilen teknik ekip tarafından, Protokol’ün 4’üncü maddesi ile davalı’ya ariyet olarak verilen tüm menkullerin demontajı için istasyona gidildiğini, lâkin davalı şirket yetkilisinin söküme izin vermemesi sebebiyle yalnızca tutanak tutulmak suretiyle istasyondan ayrılmak durumunda kalındığını, davalının başka dağıtıcı firma ile anlaşmasının sözleşmenin davacı şirket nezdinde haklı nedenle feshine sebebiyet verdiğini, EPDK, petrol piyasasında faaliyet gösteren dağıtıcı lisansı sahiplerinin tescilli markalan altında piyasaya sunulan akaryakıta ilişkin kalite kontrol izlemesinin etkin biçimde yapıldığı ve bayilerinde kaçak akaryakıt satışının önlenmesini teminen denetim sistemi kurması ve uygulamasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacını taşıyan …Piyasasında Dağıtıcı Lisansı Sahiplerinin Bayi Denetim Sistemine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında 27.06.2007 tarihli ve 1240 sayılı Kurul Karan’nı kabul ederek yürürlüğe koyduğunu, 1240 Sayılı Kurul Karan’mn 4’üncü maddesinin l’inci fıkrasının (a) bedindeki “Akaryakıt istasyonlarında akaryakıt hareketlerini elektronik ortamda izlenebilmesine yönelik istasyon otomasyon sistemi kurar. Bayi denetim sistemi ile bayilerindeki akaryakıt hareketlerini izler ve raporlar” ve aynı Kurul Karan’mn 5’inci maddesinin l’inci fıkrasının (a) bendindeki “Akaryakıt istasyonlarında tadilat dışında kalan her yerde (tank, geçici tank, pompa vs.) istasyon otomasyon sisteminin çevrim içi olmasını ve bayi denetim sistemi kapsamında veri kaybı oluşmamasını sağlar.” ifadeleri ile Dağıtıcı lisansı sahiplerine, bayileri tarafından ikmal edilen ve nihai tüketiciye satışı gerçekleştirilen her bir litre akaryakıtın takibini yapma yükümlülüğünün getirildiğini, keza taraflar arasında akdedilen Sözleşme’nin 5’inci maddesinde “Bayi Sözleşmede yer alan tüm işlem ve faaliyetlerini, 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve diğer ilgili mevzuata uygun bir şekilde yapmayı kabul ve taahhüt eder. Bayi mevzuata aykırı hareketlerinden dolayı, TP ‘nin uğrayacağı her türlü zarar ve ziyandan sorumlu olup tazmini ile de mükelleftir “hükmünün yer aldığını, sözleşme’nin 21’inci maddesinde, davacı şirket’in hangi koşullarda sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebileceğinin belirlendiğini, buna göre Bayii’nin Petrol Piyasası Kanunu ve ilgili sair mevzuat hükümlerine aykırı harekette bulunmasının, Bayilik Sözleşmesi’nin haklı nedenle feshine sebebiyet vereceğini, Bayilik Sözleşmelerinde, bayiinin sözleşme konusu ürünleri satın alma ve işletmekte olduğu istasyonda petrol piyasası yasal mevzuat ve teamüllere uygun bir şekilde satışa arz etme yükümlülüğünün asli yükümlülükleri arasında olduğun, lâkin davalının, otomasyon sistemine izinsiz müdahalede bulunmak suretiyle yükümlülüklerini ihlal ettiğini, söz konusu durumun, davacı şirket tarafından EPDK’ya rapor edildiğini, davalı Şirket’in, başka bir dağıtıcı firma ile bayilik sözleşmesi akdettiğini, petrol piyasası mevzuat hükümleri uyarınca Davacı Şirket ile münfesih Sözleşme’nin feshedilmesine sebebiyet verdiğini, Davalı Şirket’in, Davacı Şirket’in iyi niyetli tüm girişimlerini sonuçsuz bıraktığını, arabuluculuk toplantısında da anlaşılamaması üzerine işbu davanın açılması gerekliliğinin hasıl olduğunu, Sözleşme ve protokollerin tarafların birbirine uygun irade beyanları ile imza altına alındığım, 13. Anayasa’nın 48’inci maddesinin 1. fıkrasında “Herkes dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahiptir ” hükmünün mevcut olduğunu, yine Türk Borçlar Kanunu’nun 27’inci maddesinde tarafların sözleşmenin içeriğini özgürce belirleyebilecekleri hüküm altına alındığım, TBK’nun 179’uncu maddesinde”Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir. Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.” amir hükmünün havi olduğunu , TBK’mn 180’inci maddesine göre, alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile, kararlaştırılan cezanın ifasının gerekeceğini, TBK’mn 182’inci maddesi ile ise, tarafların cezai şartın belirlenmesinde serbest bırakıldığını, tüm bu emredici hükümlerden anlaşılacağı üzere, taraflara sözleşmenin karşı tarafını ve içeriğini serbestçe belirleyebilme hakkı tanındığını, tarafların sözleşmeye serbestçe cezai şart hükümleri ekleyebileceklerini, cezai şart miktarının tayininde de özgür bırakıldıklarını, dağıtıcı şirketler ile belirli bir mali yeterliliğe sahip güçlü şirketler olan bayilerin de söz konusu sözleşme ve protokolleri Anayasa, TBK ve dürüstlük kuralına uygun olarak karşılıklı irade beyanları ile imza altına almakta olduklarını, sözleşme ve protokollerin içeriğini bilen ve kendi ticari işletmesi ile ilgili mevcut duruma vakıf olması beklenen basiretli bir tacirin aksi yönde iddiasının hukuken kabul edilebilir olmadığını, alacaklının borcun hiç ya da gereği gibi yerine getirilmemesi ya da eksik ifa edilmesi halinde, asıl ifanın yanında uğramış olduğu zararların da tazminini isteme hakkı bulunduğunu, akaryakıt sektöründe cezai şart ve teminat mektubu, söz konusu hakkı talep ve tahsil etmeye yönelik hukuki müesseseler olarak karşılaşıldığını, Dağıtım şirketlerinin, bayilerine yapmış oldukları yatırımların geri dönüşü ile sözleşmeden bekledikleri faydayı sağlayabilmek ve sözleşmenin bayi tarafından süresinden evvel feshedilmesi nedeni ile söz konusu menfaatlerinin bir nebze dahi olsun karşılanabilmesi adına, sözleşmelere asgari ürün alım taahhüdünün ihlali ve erken fesihten kaynaklı cezai şart maddelerinin de eklenebildiğini, davalının asgari ürün alım taahhüdüne aykırı hareket ettiğini, Protokol’ün 6’ıncı maddesi uyarınca Davalının, Protokol süresince; 7.500 m3 Beyaz Ürün Davacı Şirket’ten satın almayı kabul ve taahhüt ettiğini, lâkin Davalının, sözleşmenin yürürlük süresince, Davacı Şirket’ten 1.437,59 m3 ürün aldığını ve taahhüdünün 6.062,40m3 gerisinde kaldığını, işbu Protokol’ün 6’ıncı maddesinde “Asgari Ürün Alım Taahhüdünden Kaynaklanan Cezai Şart” belirlendiğini, buna göre; beher yılda taahhüdünden eksik kalan beyaz ürün için m3 başına 15 USD cezai şart ödeyeceğini kabul ve taahhüt ettiğini, davalının 6.062,40 m3 eksik beyaz ürün alımı olduğunu, bu nedenle 90.936,09-USD asgari ürün alım taahhüdünden kaynaklı cezai şart borcun meydana geldiğini, Davacı Şirket’in cezai şart alacağı talep edebileceğini, Davalı Şirket’in söz konusu bu alacakları ödemekle mükellef olduğunu ve işbu hususların tarafların iradelerine uygun olarak defaatle hem Protokol’de hem de Sözleşme’de kararlaştırıldığına dair somut deliller olduğunu, dolayısıyla, Davalı Şirket’in asgari ürün alım taahhüdünden kaynaklı muaccel hale gelmiş 90.936,09 USD tutarında borcu bulunduğunun anlaşılmakta olduğunu, kar mahrumiyeti alacağının bulunduğunu, taraflar arasında akdedilen Sözleşme’nin 22’nci maddesinde feshin sonuçlan düzenlendiğini, söz konusu maddede yer alan “Bayi, TP’nin uğrayacağı kar mahrumiyetini ve sair zarar ve ziyanını da ayrıca tanzim eder” ibaresi ile, Davacı Şirket’e, Sözleşme’nin Davalının kusurundan kaynaklı bir nedenle sona ermesi neticesinde olduğunu, kar mahrumiyeti talep etme imkanı yaratıldığını, davalının, petrol piyasası mevzuat ve teamüllerine aykırı hareket ettiğini, Sözleşme’nin feshine sebebiyet verdiğini, taraflar arasında 31.05.2018 yılında 5 yıl süre ile imzalanan bayilik sözleşmesinin, Davalının başka bir dağıtıcıdan lisans alma tarihi olan 14.06.2019 tarihinde sona erdiğini, bu düşünüldüğünde kalan yıllara ilişkin kar mahrumiyeti alacağının doğduğunu ve söz konusu alacağın sözleşme hükümleri uyarınca talep edilebileceğinin izahtan vareste olduğunu, bu itibarla Sayın Mahkemeniz tarafından tayin edilecek alanında uzman bilirkişiler tarafından hesaplanacak kar mahrumiyeti alacağından şimdilik 1.000-TL’nin talep edilmesi gerekliliğinin hasıl olduğunu, Davacı şirket’in kira alacağının bulunmakta olduğunu, Davacı Şirket’in,… Tic. A.Ş’ nin maliki olduğu söz konusu istasyonun kiracılık hakkını, Davalı Şirket ile imza altına almış olduğu Bayilik Sözleşmesi eliyle kullanmakta olduğunu, bir diğer ifade ile istasyonu Davalının alt kiralama yolu ile işletmesine müsaade etmekte olduğunu, lâkin, Davalı tarafça kiracılık edimlerinin de zamanında ifa etmediğini, Davacı Şirket’i çoğu zaman müşkül durumda bıraktığım, neticeten fesih tarihi itibariyle Davalının Davacı Şirket’e olan 25.980,78 TL kira borcunun aşağıda izah edileceği üzere tam da bu gayeyle tesis edilen BTM’nin nakde tahvil edilmesi suretiyle tahsil edildiğini, banka teminat mektubunun haklı nedenle nakde tahvil edildiğini, protokol’ün 3’üncü Davalı Şirket’e teminat verme zorunluluğu getirildiğini, “Bayi Adayı …’a 100.000 TL Banka Teminat Mektubu verecektir.” ifadesinin hüküm altına alındığını, anılan maddenin devamında Bayiinin BTM miktarı satış taahhütlerinin gerçekleşmesini müteakip ve bayiinin başkaca bir borcunun bulunmaması kaydı ile sözleşme süresi sonunda iade edilecektir hükmünün havi olduğunu, söz konusu madde hükmünün mevhumu muhalifine göre, bayinin satış taahhütlerini gerçekleştirememesi halinde, BTM nakde tahvil edilebileceğini, Sözleşme’nin Fiyat ve Ödeme Usulleri başlıklı 7. Maddesinde”Bayinin işbu sözleşmeye göre doğacak herhangi bir borcunu vadesinde ödememesi halinde, hiçbir ihbar ve ihtara gerek kalmaksızın TP, Bayi aleyhinde her türlü yasal takibe başvurma, banka teminat mektuplarını paraya çevirme,ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz uygulamasını isteme hakkına sahiptir” ibaresinin yer almakta olduğunu beyanla Davacı Şirket’in, asgari ürün alım taahhüdünden kaynaklı cezai şart ve cari hesap alacaklısı olduğunu, Sözleşmenin ve taahhütlerin teminatı olarak Davacı Şirket lehine tanzim edilen teminat mektubu, sözleşme şartlarının davacı bayi tarafından taahhüt ettiği şekilde yerine getirilmemesi nedeni ile yine Sözleşme hükümleri uyarınca tazmin edildiğini, Davalının öncelikle kira borçlarından mahsup edilmek üzere, Davalı tarafından Davacı Şirket lehine düzenlenmiş olan 100.000-TL bedelli teminat mektubunun nakde çevrildiğini, Davacı Şirket tarafından ikame edilen ve geçtiğimiz günlerde karara çıkan; Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı kararında “…taraflar arasında 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi kurulduğu, 16/12/2013-26/06/2014 tarihleri arasında ticari ilişki olduğu, 26/06/2014 tarihinden sonra davalı tarafın akaryakıt alımını durdurması üzerine sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, davacı tarafın sözleşme uyarınca almayı taahhüt ettiği 1.600 m3 beyaz üründen ise 387,567 m3 satın aldığını, davacının eksik alman beyaz ürün miktarından kaynaklanan 140.642,23 USD ile eksik alınan madeni yağ miktarından kaynaklanan 10.000 USD cezai şart ile sözleşmenin feshinden kaynaklanan 59.600 USD maktu cezai şart alacağı bulunduğunu, davalıya ait teminatın paraya çevrilmesi nedeniyle karşılığı olan 11.832,97 USD’nin mahsubu sonucu davacı tarafın davalıdan 198.409,26 USD alacak talep edebileceğini, ihtarın 22/01/2016 tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiğini, ödemede bulunmayan davalının 26/01/2016 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşıldığından, davanın kabulüne, asgari alım taahhüdünden kaynaklanan 25.111,63 USD cezai şart alacağı ile sözleşmenin haklı nedenlerden feshinden kaynaklanan 59.600 USD cezai şart alacağı olmak üzere toplam 84.711,63 USD’nin 26/01/2016 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4-a maddesi uyarınca devlet bankaları USD cinsinden açılmış olduğunu, 1 yıllık mevduata uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir.” ifadelerine yer verilerek davanın tümden kabulüne karar verildiğini, yine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, 2013/6584 E. 2014/4127 K. sayılı kararında”…bayi yükümlülüklerini yerine getirmemesine karşılık olmak üzere şirkete talep tarihindeki 50.000 (elli bin) Amerikan Doları karşılığı Türk Lirası ceza şartı ödemeyi kabul, taahhüt ve beyan etmiştir. Şirket dilerse ceza şartının Bayi tarafından verilen teminatları paraya çevirmek yolu ile tahsil edebilir.” şeklinde zikredildiği üzere, Davacı Şirket’in uhdesinde doğmuş alacakların BTM aracılığı ile tahsil edilebilmesinin önünde bir engel bulunmadığı sonucuna varıldığını, alacak taleplerinin tespitinde Davacı Şirket’in defter ve kayıtları esas alınmasını, Sözleşme’nin 10. Maddesi ile hüküm altına alınan taraflar arasındaki delil anlaşması kapsamında kesin delil teşkil eden Davacı Şirket kayıtları nezdinde az önce izah edilen Sözleşme ve Protokol maddeleri mucibince, Davacı Şirket kayıtlarındaki meblağların tahsilinin gerekmekte olduğunu, Davalı Şirket’in mevzuat, sözleşme ve protokol hükümlerine aykırı hareket etmek suretiyle Davacı Şirket’in zararına neden olduğunu, yukarıda izahı yapılan sebepler neticesinde ilgili meblağların tahsili için alacakların işleyecek faizi, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin birlikte tahsiline ilişkin karar verilmesi amacıyla dava açılması zarureti doğduğunu beyanla fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, ödenmesi gereken taahhüt edilen akaryakıt alımının gerçekleştirilmediğinden kaynaklanan şimdilik kısmi olarak 2.000-USD cezai şart borcunun işleyecek Devlet Bankalarının yabancı para cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesaplarına uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili, Sayın mahkeme tarafından tayin edilecek, alanında uzman bilirkişiler tarafından hesaplanacak kar mahrumiyeti alacağından belirsiz alacak davası niteliğinde olmak üzere şimdilik 1.000-TL’nin, Davalının temerrüt tarihinden itibaren başlatılacak 3095 Sayılı Kanun’un 2’nci maddesi gereğince TCMB’nin kısa vadeli avanslar için uyguladığı değişen oranlı faizi ile birlikte tahsili, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin Davalı yana yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.BİRLEŞEN DAVADA TALEP : Davacı vekili tarafından sunulun 27/09/2019 tarihli birleşen dosya dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili vermiş olduğu 27.09.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı … ile davacı arasında 31.05.2018 tarihli Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, îş bu sözleşmenin hukuka aykırı şekilde süresinden önce ve tek taraflı şekilde davalı tarafından feshedildiğini, davalının Üsküdar …Noterliğinin 23/05/2019 tarih … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile bayilik sözleşmesini feshettiğini bildirdiğini, Bayilik sözleşmesinin süresinden önce haksız feshi ile davacının Kadıköy …Noterliğinin 14/06/2019 tarihli …yevmiye no.lu ihtarnamesi ile teminat olarak verdiği 100.000 TL’nin iadesi için ihtarname gönderdiğini ancak olumlu bir sonuç alınamadığını, davalının feshini haklı bir nedene dayandırma gayreti ile, davacıyı eksik akaryakıt alımı, otomasyon sistemine aykırı faaliyetlerde bulunma, EPDK’ya verilerin sağlıksız olarak raporlandığı vb. iddialarda bulunduğunu ve sözleşmeyi feshettiğini davacıya bildirdiğini, ancak gerek EPDK kayıtlannda gerek şirket defter ve kayıtlarında sektör bilirkişisi tarafından yapılacak incelemelerde, davacının feshe neden olacak bir faaliyetinin veya sözleşmeye aykırı bir ediminin bulunmadığının açıklığa kavuşacağını, davalının sözleşmeyi haksız feshettiğinin ve teminatı iade etmemesini gerektirecek bir neden bulunmadığının görüleceğini, davalı tarafından fesih sonrası davacıya gönderilen 23/07/2019 tarihli 74.019,22 TL bedelli cezai şart bedeli olarak düzenlenen faturanın, Kartal … .Noterliğinin 25/07/2019 tarih …yevmiye nolu ihtarnamesi ile iade edildiğini, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin …E sayılı cezai şart ve kar mahrumiyeti talepli davanın derdest olduğunu, davacıyı haksız yere zarara uğratan, bayilik sözleşmesini süresinden önce feshederek yasal zorunluluk nedeni ile davacıyı başka bir dağıtım şirketiyle anlaşmak mecburiyetinde bırakan, teminatı tahsil ederek maddi olarak kayıplar yaşatan davalının, açmış olduğu davada dilekçesinde başka bir dağıtıcı şirket ile bayilik sözleşmesinin akdedilmesini de fesih sebebi olarak gösterdiğini, davacıya yönelik mevzuata aykırı hareket ithamıyla başlayan fesih sürecinde istasyonu almak isteyen davacı mevzuatı gerekçe göstermiş ise de;7164 Sayılı Kanun – Maden Kanunu İle Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile akaryakıt sektörüne ihtar müessesinin getirildiğini, bu değişiklik ile EPDK’nin kurul kararı alarak bayilere mevzuata aykırı işlemleri belli sürelerde gidermeleri ve bir daha tekrarlanmaması şeklinde liste halinde eylemleri yayınladığını, davacının bayilik lisansını sona erdirecek bir eyleminin olmadığının, herhangi bir idari yaptırım uygulanmadığının EPDK kurum kayıtlarıyla sabit olduğunu, davalının fesih gerekçesinin dayanaksız olmakla sözleşmeyi süresinden önce fesheden ve haksız şekilde davacıyı zarara uğratan dağıtım şirketinin davalının kendisi olduğunu, davacının haklı davasının kabulünün gerektiğini, kanun değişikliği ve EPDK tarafından alman kurul karan nazara alınmadan davacıya herhangi bir ihtar dahi gönderilmeden akaryakıt istasyonun tahliyesinin talep edilmiş olmasının, makul süre dahi aranmaksızın mevzuata aykınlık gerekçe gösterilerek fesih iradesinin yansıtılmasının hukuka aykırı olup kabul edilemeyeceğini, davalının davacıyı zor durumda bırakmak gayesiyle hareket ettiğini, uhdesindeki teminatı davacıya iade etmek yerine tahsil ettiğini, bunu da cezai şart tahsili olarak nitelendirdiğini, ancak cezai şart ödemeyi gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığının açık olduğunu, davacıyı maddi ve manevi olarak zor durumda bırakan, bayilik sözleşmesinin süresinden önce ve haksız iddiaları ile feshederek davacıyı maddi ve manevi olarak zarara uğratan, yeni bir dağıtım şirketi ile anlaşmak zorunda bırakan ve kayıplar yaşatan davalı aleyhine davacının fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak, bilirkişi incelemesinden sonra arttırılmak kaydıyla şimdilik 100 TL maddi tazminat 5000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ettiklerini, davacının erken feshedilen sözleşme gereği hem cari hesaptan kaynaklı alacağımn, 100.000 TL teminat bedelinin, hem de maddi manevi tazminat alacağımn bulunduğunu, davalı ile yapılan arabuluculuk görüşmesinden anlaşamamazlık sonucu alındığını, iş bu davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu beyanla davanın kabulü ile, sözleşmenin haksız ve süresinden önce feshedildiğinin tespiti ile 100.000 TL teminatın davacıya iadesine, maddi ve manevi zarann tazmini adına davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak, bilirkişi incelemesinden sonra arttırılmak kaydıyla şimdilik 100 TL maddi tazminat, 5000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ettiklerini beyanla davanın kabulü ile sözleşmenin haksız ve süresinden önce feshedildiğinin tespitinin, 100.000 TL teminatın davacıya iadesine, maddi ve manevi zararın tazmini adına fazlaya ilişkin davacının hakları saklı kalmak, bilirkişi incelemesinden sonra arttırılmak kaydıyla şimdilik 100 TL maddi tazminat, 5000 TL manevi tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 11/05/2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; Cezai şart alacak miktarının 17.226,40 USD arttırılarak toplam 19,226,40 USD; kar mahrumiyeti alacağının 397.012,11 TL arttırılarak toplam 398.012,11 TL olmak üzere, işbu artırımlar kapsamında harca esas değer olan 540.234,12 TL’ye tekabül eden harç miktarının ödenmiş olması sebebiyle ıslah talebinin kabulüne, toplamda 19,226,40 USD cezai şart alacağının ve 398.012,11 TL tutarındaki kar mahrumiyeti alacağının doğrultusunda haklı davanın kabulüne ve alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
ASIL DAVADA CEVAP: Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 27/09/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında öncelikle …ile Yakıtsan arasında sözleşme akdedildiğini, ardından … vekilince Türkiye deki tüm bayilere dayatma içerisinde dağıtıcı lisansının iptal edileceği bildirilerek yakıt vermemek baskısı ve tehdidi ile … petrol ile anlaşma yapılmasının sağlandığım, ancak davalı ile bayilik sözleşmesi yapıldıktan sonra, davacı tarafından tek taraflı ve süresinden önce, gerçek dışı beyan ve iddialar ile feshedilerek, davalı tarafından verilen teminatın tahsil edildiğini ve iade edilmediğini, Sözleşmenin feshi hususu ve sektördeki 28.02.2019 resmi gazete yayın tarihli kanun değişikliği hakkında davacının sözleşmeyi davalının EPDK mevzuat ve yönetmelik hükümlerini ihlal ettiği gerekçesiyle feshettiğini, cezai şart ve kar mahrumiyeti iddiası ile haksız talepte bulunduğunu belirttiklerini, davalı aleyhine EPDK tarafından verilmiş uyarı veya ceza olmadığını, anlık denetimde ibraz edilemeyen belgelerin daha sonra teslim edildiğini, 7164 Sayılı Kanun- Maden Kanunu İle Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile akaryakıt sektörüne ihtar müessesinin getirildiğini, bu değişiklik ile EPDK’nin kurul kararı alarak bayilere mevzuata aykırı işlemlerini belli sürelerde gidermeleri ve bir daha tekrarlanmaması şeklinde liste halinde eylemleri yayınladığını, davalının bayilik lisansını sona erdirecek bir eyleminin olmadığının, herhangi bir idari yaptırım uygulanmadığı kurum kayıtlarıyla sabit olduğunu, davacımn fesih gerekçesinin dayanaksız olmakla sözleşmeyi süresinden önce fesheden ve haksız talep ve iddiaları ile davalıyı zarara uğratanın davacı olduğunu, Üsküdar …Noterliğinin 23/05/2019 tarih…yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalıya fesih bildirimi yapan davacının, davalıya 3 ay süre vererek 6.081,495 m3 üzerinden her eksik m3 alım için 15 USD cezai şart talep ettiğini, davacının talep etmiş olduğu birim akaryakıt alım taahhüdünün 3 ay içerisinde davalının almasını beklemesinin ve bunun taahhüdünü talep etmesinin hayatın olağan akışına ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, Yasa gereği davacının tek taraflı ve haksız şekilde fesih bildirimi yaptığı için yönetmelik gereği davalının en geç 3 ay içerisinde lisansının sona ermemesi için başka dağıtım firmasıylaanlaşmak zorunda olduğunu, davacının fesih iradesiyle davalı ile dikey anlaşmaların tamamım sona erdirmek durumunda olduğunu, davacının dilekçesinde ariyet olarak verilen menkullerin demontajı için söküme izin verilmediği ve tutanak tutulduğuna dair beyanının, tek taraflı bir tasarrufla yapılmış bir işlem olup delil vasfının olmadığım, davacının öncelikle fesih iradesinde bahsettiği 1240 sayılı kurul kararına aykırılığını ispat etmesi gerektiğini, davacının cezai şart talep edebilmesi için öncelikle alınan taahhütnamenin geçerli olması gerektiğini, davalı bayinin bulunduğu mevki, satış şartları ve süregelen dönemde satış marjları düşünülerek ortalama bir mal alım taahhüdü alınması gerekirken, zenginleşme amacı güden, davalının ekonomik mahvına sebebiyet veren cezai şartın haksız olduğunun yüksek mahkemece bir çok kararda dile getirildiğini, bu emsal kararları bilen davacının, kanunu dolanmak adına, bu defa faturaya konu ettiği, davalı tarafından süresinde noter ile iade ve itiraz edilen, Sözleşmeyi fesheden taraf olarak, davalıdan kar mahrumiyeti ya da tazminat talep hakkının olmadığını, davacının cezai şart talebine ilişkin göndermiş olduğu faturanın Kartal … Noterliğinin 25/07/2019 tarihli… yevmiye no.lu ihtarnamesi ile davacıya iade edildiğini, dilekçenin 11 maddesinde kaçak akaryakıttan bahisle davalıya ithamda bulunan davacının davalının otomasyon sistemine izinsiz müdahalede bulunmak suretiyle yükümlülüklerini ihlal ettiğini ifade ettiğini, iş bu konu ile ilgili davalının talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla; davalının EPDK tarafından denetlenmiş olduğunu, tüm belgelerini sunduğunu ve herhangi bir idari yaptınm kararı olmaksızın idari soruşturma süreci sona erdiğinin EPDK kayıtlarının celbi halinde anlaşılacağını, hakkında bir iddia dahi olsa kesinleşmeyen hususlarla davalıya karşı fesih iradesinde bulunan davacının mektup tazminine zemin hazırlama gayreti içinde olduğunun nakit teminatları iade etmemek için yasal zemin hazırlamaya çalıştığının açık olduğunu, davacının dilekçesinde; sözleşmenin, davalının başka dağıtım şirketiyle anlaştığı için sona erdirildiğini söylediğini, oysaki kayıtlann bu durumun aksini ispat ettiğini, sözleşmenin TP tarafından feshedildikten sonra başka şirketle yasal zorunluluk gereği sözleşme imzalandığını, davalıyı başka bir dağıtım şirketi ile sözleşme yapmak mecburiyetinde bırakanın bizzat davacının kendisi olduğunu, EPDK kayıtlarının, ticari defter ve kayıtlarının, taraflar arasındaki yazışmaların sektör bilirkişilerince de irdeleneceği üzere davalıya ihtar müessesi işletilmeden ithamda bulunulmasının açık hak ihlali olduğunu, davacının, davalının teminatını iade etmeden, cezai şart, ariyetler, kar mahrumiyeti gibi mesnetsiz alacak kalemleri olduğu iddiası ile davalıya karşı haksız talepler ileri sürdüğünü, Sözleşmelerdeki haksız şartlar yüksek mahkemece iptal edildiği için bu defa Anayasa 48 ve BK. 179 gibi maddelerdeki hükümlere dayanan davacının, taraflar arası sözleşmenin tek satıcılık sözleşmesi niteliği, tip sözleşme olgusu ve mahiyetinin 5015 sayılı yasanın belirlediği sınırlar dahilinde yükümlülüklere uygun olarak hazırlanması hususlarını nazara almadığının açık olduğunu, davacının teminat mektubu hususunda alacak temlikine dayanarak hak iddiasında bulunduğunu ancak bedel bildirmekten kaçınmış olduğunun aşikar olduğunu, bu aşamada teminat mektubunun tarafları bağladığını, …Petrole borcu bulunmayan davalının mektubunun tazmini nedeniyle zarara uğradığının yargılama sonucunda ortaya çıkacağını, 31.05.2018 tarihli sözleşme bulunmasına rağmen 2017 tarihli bir temlikname ile ortaya atılan hak iddiasını kabul etmediklerini, asgari mal alım taahhüdü denilen belgenin geçersiz bir belge olduğu gibi davalıdan alınan taahhüt miktarının da geçersiz olduğunu, tüzel kişi dahi olsa sözleşmenin diğer tarafından talep edilen cezai şartın sözleşmeden elde edilebilecek kardan yüksek olmasının, davalının ekonomik mahvına sebebiyet verecek olması ile birlikte değerlendirildiğinde cezai şart ve kar mahrumiyeti talebinin haksız olduğunun aşikar olduğunu, davacının kira alacağı bulunduğunu iddia ettiğini, ancak öncelikle dava dosyasına sunulan ve maddi değer taşıyan bu sözleşmelerle ilgili damga vergilerinin ödendiğine dair makbuzların ibrazımn istenmesi gerektiğini, esas yönünden … ve… arasında ve davalıya işletmecilik hakkı tanındığı söylenen üçlü ilişki içerisinde sözleşme davacı tarafından feshedildiği için kira borcunun malike yönelik borç haline geldiğini ve malik ile davalı arasında anlaşma sağlandığını, Rekabet Kurulu kararı gereği bayilik ilişkisi sona erdirilmekle, taraflar arası tüm sözleşmeler münfesih hale gelmiş olduğundan var olmayan sözleşmeden kira borcu doğmayacağını, davacının her bir iddiasına karşılık davalının emsal olarak sunduğu yargı kararlan ve EPDK kayıtlannın yargılama aşamasında davalının haklılığını ortaya koyacağı gibi huzurda açılan davanın haksız olduğunu da göstereceğini beyanla davacı tarafından açılan haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini, sözleşmeyi haksız yere ve süresinden önce fesheden davacının haksız ve mesnetsiz taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA CEVAP: Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 04/11/2019 tarihli birleşen dosya cevap dilekçesinde özetle; … A.Ş ile Davacı arasında, Kira Sözleşmesi ve istasyonlu Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi akdedilerek, Davalıya … Mahallesi …Caddesi No: … Ada:.., Pafta:.., Parsel … Gebze/KOCAELİ adresinde akaryakıt bayiliği ve işletmecilik hakkı tesis edildiğini, …A.Ş ile davalı …Ş.’nin 14.02.2019 tarihli Genel Kurul Karan ve 25.02.2019 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi uyarınca davalı bünyesinde birleşmiş olup, … Dağıtım A.Ş’nin infisah ettiğini, Şirket birleşmesi gerçekleşmeden evvel davacı ile davalı arasında 31.05.2018 tarihinde, Istasyonlu Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi akdedilerek davalının …Bayiliğinden doğmuş ve doğacak tüm hak ve yükümlülükleri davalıya devredildiğini, Sözleşme ve Protokoller uyarınca yükümlendiği edimleri yerine getirmek ve davalıya karşı doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere, davacı tarafından, davalı lehine 100.000-TL tutarında Banka Teminat Mektubu düzenlendiğini, taraflarca akdedilen Protokol hükümleri uyannca asgari ürün alım taahhüdünde bulunan davacının, Sözleşme’nin yürürlük süresi boyunca, davalıdan 1.437,59 m3 akaryakıt alımı gerçekleştirdiğini, ancak, davacının tonaj taahhüdünün oldukça gerisinde kaldığını, davacının, kira sözleşmesi tahtında yükümlendiği kira borcunu ödeme edimini de zamanında ifa etmemek suretiyle malik nezdinde davalıyı bir hayli zor durumda bıraktığını, son olarak Davacının 1240 Sayılı Kurul Karan’na aykırı faaliyetleri tespit edildiğini, kendisine, Üsküdar … Noterliği’nin 23.05.2019 Tarihli … Yevmiye Numaralı ihtarnamesi ile, otomasyon sistemine aykırı faaliyetlerde bulunduğu, veri kaybına sebebiyet verdiği, bazı satışlan otomasyon sistemine yansıtmadığı, EPDK’ya iletilmesi gereken verilerin eksik ve sağlıksız bir şekilde raporlanmasına sebebiyet verdiği ve davalı ile akdedilen Bayilik Sözleşmesi ve eki niteliğindeki Protokollere ve Kira Sözleşmesi’ne uygun davranmadığı gerekçeleri ile, 3 aylık bildirim süresi sonunda geçerli olmak üzere Bayilik Sözleşmesi ve Kira Sözleşmesinin feshedildiğinin fesih tarihi itibari ile tonaj taahhüdünün ihlalinden doğmuş olan cezai şartın ödenmesi ve kendisine ariyeten teslim edilen ekipmanların iadesinin ihtar ve ihbar edildiğini, davacıya tanınan 3 aylık mühlet henüz tamamlanmadan, 14.06.2019 tarihinde, davacının… Dağıtım Limited Şirketi’nin bayilik lisansını aldığının tespit edildiğini, 31.05.2018 tarihli Bayilik Sözleşmesince Davalı bayiinin başkaca bir dağıtıcı firmadan lisansının yayınlanmış olmasının, bayilik sözleşmesinin sürdürülmesine engel teşkil ettiği gibi taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi uyarınca Sözleşmelerin haklı feshi için haklı neden olarak sayıldığını, başka bir dağıtıcı firmaya geçiş yaparak, sözleşmenin süresinden evvel feshine sebebiyet veren davacıya, bu kez Üsküdar … Noterliği’nin 21 Haziran 2019 tarihli… Yevmiye Numaralı ihtarnamesi keşide edilerek, asgari ürün alım taahhüdünden kaynaklanan cezai şart borcunun ödenmesi gerektiği ve sözleşmenin feshedildiğinin ihtar edildiğini, davacının temerrüde düşürüldüğünü, açıklanan sebepler dolayısı ile taraflar arasındaki sözleşmelerin verdiği yetkiye dayanarak davalının, lehine düzenlenen banka teminat mektubunu haklı nedenle tahvil ettiğini ancak ilgili tutarın davalının borcunu karşılamadığından bakiye cezai şart alacağının tahsili için İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ..E. Sayılı dosyası ile dava ikame edildiğini, dosyada halihazırda henüz dilekçeler teatisinin tamamlandığını, davacının dava dilekçesinde ikrar etmiş olduğu üzere davalı ile davacı arasında İstanbul …Asliye Ticaret
Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile derdest bir alacak davası bulunduğunu, söz konusu dava dilekçesinin içeriğinin de işbu davanın konusunu oluşturan banka teminat mektubunun içeriği, diğer bir deyişle davalının mevcut bir alacağının bulunup bulunmadığının tespitine ve edasına ilişkin olduğunu, mevzu bahis dava dosyasında davalının, sözleşme ve protokoller kapsamında davacının taahhüt etmiş olduğu akaryakıt ikmallerini tamamlamamış olması hasebiyle cezai şart talep ettiğini, davacının temerrüde düşürüldüğünü, bu sebeple davalının alacağının doğduğunu, sözleşmede yer alan hak ve yetkileri kapsamında banka teminat mektubunun haklı nedenle nakde tahvil edildiğini, söz konusu banka teminat mektubu tutarının davalının alacağını karşılamadığından bakiye cezai şart alacağı talepli davanın ikame edildiğini, huzurdaki dava dosyasının içeriği ve konusu ile aynı kapsam ve içerikte derdest bir dosya bulunması sebebi ile işbu dosyanın esasa girilmeden usulden reddedilmesi gerektiğini, huzurdaki dava konusunu oluşturan banka teminat mektubunun haklı nedenle tahvil edilip edilemeyeceğine ilişkin halihazırda derdest bir dosya bulunduğundan Sayın Mahkemeden davanın usulden reddedilmesini talep ettiklerini, davacı tarafından dava değerinin 105.000-TL olarak gösterildiğini, harca esas değer üzerinde harçların yatırılmadığını, ilgili harç ve giderlerin kesin süre içerisinde yatırılmaması halinde HMK m.l15 gereği davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddinin gerektiğini, Mahkeme tarafından usule ilişkin itirazların kabul görmemesi halinde İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasının usul ekonomisi müessesi kapsamında son derece elzem ve gerekli olduğunu, zira ilgili banka teminat mektubunun haklı nedenle tahvil edilip edilmediğinin anılan dava dosyasımn sonuçlanması için zaten inceleneceğini, davacının dava dilekçesinde, lisansını sona erdirecek herhangi bir eyleminin bulunmadığını, EPDK tarafından kendisine herhangi bir idari yaptırım uygulanmadığını beyan ettiğini, davacının hiçbir iddiasını davalının kabul etmediği üzere anılan iddiasımn da kabul edilebilir bir tarafı bulunmadığını, her ne kadar davacıya EPDK nezdinde bir ceza verilmemiş ise de davalının, dağıtıcı firma olmasından dolayı bu hususlarda gözetim yükümlülüğüne sahip olup, doğacak zararlardan da sorumlu tutulduğunu, bundan bahisle, davacının EPDK nezdinde kesinleşmiş bir cezasının bulunmadığından sözleşmenin haksız şekilde feshedildiği iddiasının da somut olayla uyuşmadığını, zira dağıtım şirketi olan davalının zaten herhangi bir sorumluluğu/yükümlülüğü doğmadan ihlale son vermesinin son derece olağan ve olması gereken olduğunu, davalının akaryakıt dağıtım sektöründe öncü ve pazar payı yüksek bir tüzel kişilik olmasının yanında dağıtıcı lisansına sahip olması nedeniyle EPDK nezdinde yüksek tutarda müeyyideler öngören yükümlülüklere tabi olduğunu, bu itibarla, bayisi tarafından gerçekleştirilen mevzuat ihlallerini EPDK’ya bildirme zorunluluğunun davalıya atfedilen kanuni bir zorunluluk olduğunu, akaryakıt istasyonlarında, genel iş akışının kontrol ve idaresini sağlayan, dağıtıcı firma ana monitörleri ile entegre bir sistem olan otomasyon sisteminin bulunmasının, kanuni bir zorunluluk olduğunu, otomasyon sistemi ile, pompadan yapılan satışların, satışı yapan personelin takip ve kontrolü, tüm bu süreçlerin raporlaması, gerçekleşen satışların anlık olarak sisteme kaydedilmesi sağlanarak kaçak akaryakıt ile mücadelenin amaçlandığını, davalının, dağıtıcı firma olması hasebi ile, bayilerinin otomasyon sisteminde meydana gelen arıza ve/veya ihlalleri akaryakıt istasyonu ile entegre bir sistem olan kendi ana monitörleri aracılığı ile tespit edebildiğini, davacımn, otomasyon sistemine aykırı faaliyetlerde bulunduğunu, veri kaybına sebebiyet verdiğini, bazı satışları otomasyon sistemine yansıtmadığını, EPDK’ya iletilmesi gereken verilerin eksik ve sağlıksız bir şekilde raporlanmasına sebebiyet verdiğini, tüm bunların, dağıtıcı firma olan davalının sisteminden tespit edildiğini ve derhal EPDK’ya bildirildiğini, öte yandan davalının itibarına ve marka değerine sahip bir tüzel kişiliğin hiç ihlal olmamasına karşın EPDK’ya bu yönde bir bildirimde bulunmasının mümkün olmadığını, dolayısıyla davacının mevzuatı ihlal etmesinin, her daim lisans iptaline sebebiyet vereceği şeklinde yorumlanmaması gerektiğini, Sözleşme hükümlerinde, Sözleşme’nin sona erme sebepleri olarak yalnızca bayilik lisansının iptal edilmesinin sayılmadığını, salt mevzuat ihlalinin dahi davalıya Sözleşmeyi haklı nedenle fesih hakkı verdiğini, taraflar arasındaki Sözleşmede apaçık hüküm varken, davalının sözleşme hükümlerine dayanarak Sözleşmeyi feshetmesinin haksız fesih olarak nitelendirilmesinin ise abesle iştigal olduğunu, protokol’ün 3’üncü maddesi ile davacıya teminat verme yükümlülüğünün zorunlu kılındığını, “Bayi Adayı …’a 100.000 TL Banka Teminat Mektubu verecektir” ifadesinin hüküm altına alındığını, anılan maddenin devamında Bayiinin BTM miktarının satış taahhütlerinin gerçekleşmesini müteakip ve bayiinin başkaca bir borcunun bulunmaması kaydı ile sözleşme süresi sonunda iade edilecektir hükmünün havi olduğunu, söz konusu maddenin hükmünün mevhumu muhalifine göre, bayiinin satış taahhütlerini gerçekleştirememesi halinde, BTM’nin nakde tahvil edilebileceğini, sözleşme’nin Fiyat ve Ödeme Usulleri başlıklı 7. maddesinde “Bayiinin işbu sözleşmeye göre doğacak herhangi bir borcunu vadesinde ödememesi halinde, hiçbir ihbar ve ihtara gerek kalmaksızın TP, Bayi aleyhinde her türlü yasal takibe başvurma, banka teminat mektuplarını paraya çevirme, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz uygulamasını isteme hakkına sahiptir” ibaresinin yer aldığını, davalının, asgari ürün alım taahhüdünden kaynaklı cezai şart ve cari hesap alacaklısı olduğunu, Sözleşmenin ve taahhütlerin teminatı olarak davalı lehine tanzim edilen teminat mektubunun, sözleşme şartlarının davacı tarafından taahhüt ettiği şekilde yerine getirilmemesi nedeni ile yine Sözleşme hükümleri uyarınca tazmin edildiğini, Davacının öncelikle kira borçlarından mahsup edilmek üzere, davacı tarafından davalı lehine düzenlenmiş olan 100.000-TL bedelli teminat mektubunun nakde çevrildiğini, davalı tarafından ikame edilen ve geçtiğimiz günlerde karara çıkan; Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… E. …K. sayılı kararında”…taraflar arasında. 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi kurulduğu, 16/12/2013-26/06/2014 tarihleri arasında ticari ilişki olduğu, 26/06/2014 tarihinden sonra davalı tarafın akaryakıt alimini durdurması üzerine sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği, davacı tarafın sözleşme uyarınca almayı taahhüt etliği 1.600 m3 beyaz üründen ise 387,567 m3 satın aldığı, davacının eksik alman beyaz ürün miktarından kaynaklanan 140.642,23 USD ile eksik alman madeni yağ miktarından kaynaklanan 10.000 USD cezai şart ile sözleşmenin feshinden kaynaklanan 59.600 USD maktu cezai şart alacağı bulunduğu, davalıya ait teminatın paraya çevrilmesi nedeniyle karşılığı olan 11.832,97 USD’nin mahsubu sonucu davacı tarafın davalıdan 198.409,26 USD alacak talep edebileceği, ihtarın 22/01/2016 tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiği, ödemede bulunmayan davalının 26/01/2016 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşıldığından, davanın kabulüne, asgari alım taahhüdünden kaynaklanan 25.111,63 USD cezai şart alacağı ile sözleşmenin haklı nedenlerden feshinden kaynaklanan 59.600 USD cezai şart alacağı olmak üzere toplam 84.711,63 USD’nin 26/01/2016 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4-a maddesi uyarınca devlet bankaları USD cinsinden açılmış 1 yıllık mevduata uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir..” ifadelerine yer verilerek davalının davasımn tümden kabulüne karar verdiğini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, 2013/6584 E. 2014/4127 K. sayılı kararında:”…bayi yükümlülüklerini yerine getirmemesine karşılık olmak üzere Şirket’e talep tarihindeki 50.000 (elli bin) Amerikan Doları karşılığı Türk Lirası ceza şartı ödemeyi kabul, taahhüt ve beyan etmiştir. Şirket dilerse ceza şartının Bayi tarafından verilen teminatları paraya çevirmek yolu ile tahsil edebilir.”şeklinde hükmedildiği üzere, davalı uhdesinde doğmuş alacakların … aracılığı ile tahsil edilebilmesinin önünde bir engel bulunmadığı sonucuna varıldığını, davalı tarafından banka teminat mektubunun haksız nedenle nakde tahvil edildiği iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olup, davacının muaccel borçları sebebiyle banka teminat mektuplarının nakde tahvil edildiğini, taraflar arasındaki Sözleşmede apaçık hüküm varken, davalının sözleşme hükümlerine dayanarak Sözleşmeyi feshetmesinin haksız fesih olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından şimdilik 100-TL maddi tazminat talep edilmiş olup, bu talebin davalı tarafından anlamlandırılamadığını, zira davacının, banka teminat mektuplarının nakde tahvil edilmesi sonucu bir zararı doğmadığını, somut olayda alacaklı olduğu apaçık ortada olan davalının alacağını tahsil edemediği gibi bir de maddi tazminat talebine maruz kalmasının son derece abesle iştigal olduğunu, davacının huzurdaki davayı ikame etmesinin tek sebebinin, davalının alacağına geç kavuşması saiki ile yapılmış boş bir çaba ürünü ve Mahkemeler nezdinde algının değiştirilmeye çalışılmasından başka bir şey olmadığını, Maddi tazminat talep edilebilmesi için oluşması gereken kusur, zarar, illiyet bağı ve hukuka aykırılık unsurlarının hiçbirinin gerçeklemediğini ve dolayısı ile tazminat talebinin hukuki hiçbir gerekçe ile ilişkilendirilemediğini, Sayın Mahkemece de bu hususun açıkça görülebilir nitelikte olduğunu, davacı tarafından, davalının zor durumda kalması sebebi ile 5.000-TL manevi tazminatın ödenmesi talep edildiğini, davacının da malumu olduğu üzere manevi tazminatın esaslı unsurunun, bireylere ait olabilecek değerlerin korunması amacıyla kişilik haklarının herhangi bir suretle ihlal edilmesi olduğunu ve manevi tazminat talepli davanın ancak bu kapsamda gerçek kişilere karşı açılabileceğini, kanun tarafından tüzel kişiliklere bu hakkın tanınmadığını, dolayısı ile huzurdaki davada da manevi tazminat talebinin esaslı unsurları ve şartları oluşmadığından davanın reddinin gerektiğini, davacının manevi tazminat talep edebileceğine ilişkin kanaat halinde dahi- hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydı ile- davacı ile davalı arasında manevi tazminata hükmedilmesini gerektiren hiçbir olayın yaşanmadığını, manevi tazminat alacağı doğuracak hiçbir hukuki hadisenin meydana gelmediğini, zira defaatle belirtildiği üzere davacının muaccel borçlarına mahsup edilen ve sözleşme imzalanırken alacağına teminat amacı ile alman banka teminat mektuplarının haklı nedenle tahvil edilmesi ile davacının ne gibi bir manevi kaybımn olduğunun anlamlandırılamadığını, davacı tarafından kanun değişikliği ile ihtar müessesinin getirildiğinin belirtildiğini ve taraflarına ihtarname gönderilmediğinin iddia edildiğini, ancak dosya mündericatından anlaşılacağı üzere davalının, davacıyı müteaddit kereler uyardığını nihayetinde sözleşmeyi feshetmek mecburiyetinde kaldığını, söz konusu mecburiyeti ve sözleşmenin feshi neticesinde muaccel hale gelen alacaklarını da yine davacıya bildirme yükümlülüğünü yerine getirdiğini, her ne kadar davacıya EPDK nezdinde bir ceza verilmemiş ise de davalının, dağıtıcı firma olmasından dolayı bu hususlarda gözetim yükümlülüğüne sahip olup, doğacak zararlardan da sorumlu tutulduğunu, bundan bahisle, davacının EPDK nezdinde kesinleşmiş bir cezasının bulunmadığından sözleşmenin haksız şekilde feshedildiği iddiasının da somut olayla uyuşmadığını, zira dağıtım şirketi olan davalının zaten herhangi bir sorumluluğu/yükümlülüğü doğmadan ihlale son vermesinin son derece olağan ve olması gereken olduğunu, davalının akaryakıt dağıtım sektöründe öncü ve pazar payı yüksek bir tüzel kişilik olmasının yanında dağıtıcı lisansına sahip olması nedeniyle EPDK nezdinde yüksek tutarda müeyyideler öngören yükümlülüklere tabi olduğunu, bu itibarla, bayisi tarafından gerçekleştirilen mevzuat ihlallerini EPDK’ya bildirme zorunluluğunun davalıya atfedilen kanuni bir zorunluluk olduğunu, davalının EPDK karşısında bayilerden çok daha fazla sorumluluğu bulunmakta olup bu sorumluluklarının bir kısmını bayiler aracılığı ile yerine getirebileceğinden sözleşme ve ek protokoller ile bu hususların hüküm altına alınmasının son derece olağan olduğunu, bayinin sorumluluklarını yerine getirmemesi üzerine sözleşmede tanınan haklar kapsamında sözleşmenin ileriye etkili olacak şekilde feshedileceğinin bildirildiğini, ancak sözleşmenin feshedileceği tarihe kadar tarafların hak ve yükümlülüklerinin devam ettiğini, bu hususa riayet etmeyerek söz konusu süreçte başka bir akaryakıt dağıtım şirketinin bayisi olan davalının huzurdaki davayı ikame etmesinin son derece manidar olduğunu, davacının, dava dilekçesinde hem erken feshedilen sözleşme gereği hem de cari hesaptan kaynaklı alacağı sebebi ile 100.000-TL teminat bedeli, maddi-manevi tazminat alacağı bulunduğunu iddia ettiğini, ancak davacının neye, hangi belge ve bilgiye dayanarak cari hesaptan kaynaklanan alacak talep etmiş olduğunun belirsiz olduğunu, bu durumun dahi davacının alacak taleplerinin gerekçesiz olduğunun kanıtı olduğunu beyanla davalının fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun huzurdaki davanın öncelikle usulen reddine, usule ilişkin itirazların kabul edilmemesi halinde ise esastan reddine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Akaryakıt bayilik sözleşmesi, temlik sözleşmesi, Üsküdar … Noterliği’nin 21/06/2019 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi, Üsküdar … Noterliği’nin 23/05/2019 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ve tebliğ şerhi, Kadıköy … Noterliği’nin 14/06/2019 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kayıtları, istasyon denetim tutanakları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
Akaryakıt ve LPG Sektör Uzmanı Bilirkişi …, Borçlar Hukuku Bilirkişi … ile Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından sunulan 18/01/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; Davacı tarafın ticari defter, kayıt ve belgelerin incelenmesi sonucu 03.09.2019 dava tarihi tarihi itibariyle davalı taraftan …Alıcılar Hesabında 74.019,22 TL alacak ve 326 Alman Depozito ve Teminatlar Hesabında 74.019,22 TL. borç kaydettiği,
Davalı tarafın yevmiye defteri kayıtlarının incelenmesi sonucu, 03.09.2019 dava tarihi itibariyle davacı tarafa 614.388,93 TL borç kaydettiği,
Davacı tarafın davalı taraftan cezai şart alacağının olup olmadığı Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
Mahkeme davacı tarafın davalı taraftan Çalışılan Yıllara Ait Cezai Şart Tutarı alacağı olduğu kanaatine ulaşır ise, Taraflar arasında düzenlenen sözleşme başlangıcı olan 23.08.2016 tarihinden, sözleşme feshi ihtarnamesi 24.06.2019 tarihine kadar, çalışılan sözleşme dönemi olarak kabul edilen 23.08.2016-24.06.2019 tarihleri arasında davalının 2.819,18 m3 eksik alım yaptığı, eksik alım nedeni ile 42.287,70 USD cezai şart hesaplandığı,
Mahkeme davacı tarafın davalı taraftan İhtirazı Kayıtlı Dönem Cezai Şart Tutarı alacağı olduğu kanaatine ulaşır ise,
Davacı tarafın davalı taraf adına düzenlemiş olduğu 1. Sözleşme dönemi ile 2. Sözleşme döneminde düzenlenen faturalar üzerinde ihtirazi kayıt olmadığı, davacın davalı adına düzenlemiş olduğu faturalar üzerinde 3. Sözleşme Dönemine isabet eden 03.09.2018 tarihli ilk fatura üzerinde “ihtirazi kayıt: Beyaz ürün, LPG ve madeni yağ satış taahhütlerinizdeki alım miktarlarının gerçekleştirmeniz” yazılı olduğu,
İlgili döneme ilişkin davalının 1.281,76 m3 eksik alım yaptığı, eksik alım nedeni ile 19.226,40 USD cezai şart hesaplandığı,
Mahkeme davacı tarafın davalı taraftan Sözleşmenin Feshinden Sözleşmenin bitiş tarihine kadar olan Dönem Cezai Şart Tutarı alacağı olduğu kanaatine ulaşır ise,
Davalı tarafın, sözleşme feshi ihtarnamesi 24.06.2019 tarihinden, sözleşmenin bitiş tarihi 15.08.2021 tarihine kadar alması gerekenden 3.242,47 m3 eksik alım yaptığı, eksik alım nedeni ile 48.637,05 USD cezai şart hesaplandığı,
Mahkeme davacı tarafın davalı taraftan tüm sözleşme dönemi Cezai Şart Tutarı alacağı olduğu kanaatine ulaşır ise,
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme başlangıcı olan 23.08.2016 tarihinden, sözleşme bitiş 15.08.2021 tarihleri arasında davalının 6.061,65 m3 eksik alım yaptığı, eksik alım nedeni ile 90.924,75 USD cezai şart hesaplandığı,
Davacı tarafın davalı taraftan kar mahrumiyeti alacağının olup olmadığı Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
Mahkeme davacı tarafın davalı taraftan kar mahrumiyeti alacağı olduğu kanaatine ulaşır ise,
Davacı tarafın 2019 yılına ilişkin olarak 96.768,52 TL kar kaybı olduğu,
Davacı tarafın devam eden yıllara ait 301.243,58 TL. kar kaybı olduğu,
Davacı tarafın 2019-2020-2021 yılları için toplam 398.012,11 TL. kar kaybı olduğu bildirilmiştir.
Akaryakıt ve LPG Sektör Uzmanı Bilirkişi …, Borçlar Hukuku Bilirkişi… ile Mali Müşavir Bilirkişi… tarafından sunulan 12/09/2021 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; Davacı tarafın davalı taraftan kar mahrumiyeti alacağının olup olmadığı Mahkemenin takdirinde olduğu,
Mahkeme davacı tarafın davalı taraftan kar mahrumiyeti alacağı olduğu kanaatine ulaşır ise,
Akaryakıt İstasyon Bayilik Sözleşmesi yapabilmek için makul süre 3 (üç) ay olarak kabul edildiği takdirde davacı tarafın 01.01.2019 tarihinden 22.09.2019 tarihine kadar olan süreye ilişkin olarak 68.171,87 TL kar kaybı olduğu,
Davacının fesih tarihi olan 24.06.2019 tarihinden yeni bayilik anlaşması yapılan 03.04.2020 tarihine kadar olan süre kabul edildiği takdirde, 01.01.2019 tarihinden 03.04.2020 tarihine kadar olan süreye ilişkin olarak 129.458,58 TL. kar kaybı olduğu,
Davalının incelenen ticari defter, kayıt ve Kurumlar Vergisi Beyannameleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda davalının,
2018 yılında Öz kaynaklar Toplamının 51.116,41 TL.,
2019 yılında Öz kaynaklar Toplamının 94.265,38 TL.,
2020 yılında Öz kaynaklar Toplamının (-) 91.261,58 TL. olduğu,
Davacı tarafından talep edilen cezai şartın davalının ekonomik olarak mahvına neden olup olmayacağı hususunun Mahkemenin takdirinde olduğu bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; asıl dava, davacı tarafça davalı aleyhine açılan taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinin davalı bayinin haksız feshinden kaynaklı cezai şart ve kar mahrumiyeti alacağı istemine ilişkin olup, birleşen dava taraflar arasındaki akaryakıt sözleşmesinin davacı dağıtıcının haksız feshinden dolayı teminatın iadesi, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf davalı bayinin mevzuata aykırı şekilde kayıt dışı akaryakıt satışı yaptığının istasyon denetimi sonucunda tespit edilmesi üzerine çekilen ihtarname kapsamında verilen süre sonunda akaryakıt bayilik sözleşmesinin feshedileceğinin bildirildiğini buna rağmen davalı bayinin süre dolmadan başka dağıtıcının bayiliğini alarak satış yapması üzerine taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinin davalının haksız feshi ile sona ermesi üzerine sözleşme gereği ödenmesi gereken cezai şart ve kar mahrumiyeti alacağının tahsilini, birleşen davanın reddini talep etmiştir.
Davalı taraf ise davacı dağıtıcının sözleşmeyi haksız feshinden dolayı başka dağıtıcı ile anlaşmak zorunda kaldığını, bu nedenle asıl davanın reddi ile birleşen dava yönünden sözleşme gereği verdiği teminatın iadesine ve sözleşmenin davacı dağıtıcı tarafından haksız feshi nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep etmiştir.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, …Karar sayılı birleşen dava dosyası ile asıl dosyada davalı olan davacı bayi tarafından dağıtıcı aleyhine sözleşmenin haksız feshi nedeniyle teminatın iadesi, maddi ve manevi tazminatın tahsiline yönelik açılan davanın Mahkememiz dosyası ile bağlantılı olmasından dolayı birleştirilmesine karar verilmiştir.
Asıl ve birleşen dava zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olup dosyaya sunulan 22/08/2019 ve 06/08/2019 tarihli arabuluculuk son anlaşmazlık tutanakları ile asıl ve birleşen dosyada davacı tarafça zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve tarafların arabuluculuk görüşmesi sonucunda tarafların anlaşamadığı anlaşılmıştır.
Asıl ve birleşen dava konusu ihtilaf taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinin kim tarafından haksız feshedildiği ve bu nedenle tarafların birbirlerinden alacaklı olup olmadıkları ve tazminat talebinin haklı olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
Mahkememizce taraflar arasındaki sözleşmeler, protokoller, ihtarnameler incelenmiş ve davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi heyeti tarafından yapılan bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen bilirkişi raporuna göre;
Akaryakıt ve LPG Sektör Uzmanı Bilirkişi …, Borçlar Hukuku Bilirkişi …ile Mali Müşavir Bilirkiş… tarafından sunulan 18/01/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; Davacı tarafın ticari defter, kayıt ve belgelerin incelenmesi sonucu 03.09.2019 dava tarihi tarihi itibariyle davalı taraftan …Alıcılar Hesabında 74.019,22 TL alacak ve 326 Alınan Depozito ve Teminatlar Hesabında 74.019,22 TL. borç kaydettiği,
Davalı tarafın yevmiye defteri kayıtlarının incelenmesi sonucu, 03.09.2019 dava tarihi itibariyle davacı tarafa 614.388,93 TL borç kaydettiği,
Davacı tarafın davalı taraftan cezai şart alacağının olup olmadığı Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
Mahkeme davacı tarafın davalı taraftan Çalışılan Yıllara Ait Cezai Şart Tutarı alacağı olduğu kanaatine ulaşır ise, Taraflar arasında düzenlenen sözleşme başlangıcı olan 23.08.2016 tarihinden, sözleşme feshi ihtarnamesi 24.06.2019 tarihine kadar, çalışılan sözleşme dönemi olarak kabul edilen 23.08.2016-24.06.2019 tarihleri arasında davalının 2.819,18 m3 eksik alım yaptığı, eksik alım nedeni ile 42.287,70 USD cezai şart hesaplandığı,
Mahkeme davacı tarafın davalı taraftan İhtirazı Kayıtlı Dönem Cezai Şart Tutarı alacağı olduğu kanaatine ulaşır ise, Davacı tarafın davalı taraf adına düzenlemiş olduğu 1. Sözleşme dönemi ile 2. Sözleşme döneminde düzenlenen faturalar üzerinde ihtirazi kayıt olmadığı, davacın davalı adına düzenlemiş olduğu faturalar üzerinde 3. Sözleşme Dönemine isabet eden 03.09.2018 tarihli ilk fatura üzerinde “ihtirazi kayıt: Beyaz ürün, LPG ve madeni yağ satış taahhütlerinizdeki alım miktarlarının gerçekleştirmeniz” yazılı olduğu,
İlgili döneme ilişkin davalının 1.281,76 m3 eksik alım yaptığı, eksik alım nedeni ile 19.226,40 USD cezai şart hesaplandığı,
Mahkeme davacı tarafın davalı taraftan Sözleşmenin Feshinden Sözleşmenin bitiş tarihine kadar olan Dönem Cezai Şart Tutarı alacağı olduğu kanaatine ulaşır ise,
Davalı tarafın, sözleşme feshi ihtarnamesi 24.06.2019 tarihinden, sözleşmenin bitiş tarihi 15.08.2021 tarihine kadar alması gerekenden 3.242,47 m3 eksik alım yaptığı, eksik alım nedeni ile 48.637,05 USD cezai şart hesaplandığı,
Mahkeme davacı tarafın davalı taraftan tüm sözleşme dönemi Cezai Şart Tutarı alacağı olduğu kanaatine ulaşır ise,
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme başlangıcı olan 23.08.2016 tarihinden, sözleşme bitiş 15.08.2021 tarihleri arasında davalının 6.061,65 m3 eksik alım yaptığı, eksik alım nedeni ile 90.924,75 USD cezai şart hesaplandığı,
Davacı tarafın davalı taraftan kar mahrumiyeti alacağının olup olmadığı Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
Mahkeme davacı tarafın davalı taraftan kar mahrumiyeti alacağı olduğu kanaatine ulaşır ise,
Davacı tarafın 2019 yılına ilişkin olarak 96.768,52 TL kar kaybı olduğu,
Davacı tarafın devam eden yıllara ait 301.243,58 TL. kar kaybı olduğu,
Davacı tarafın 2019-2020-2021 yılları için toplam 398.012,11 TL. kar kaybı olduğu bildirilmiştir.
Akaryakıt ve LPG Sektör Uzmanı Bilirkişi …, Borçlar Hukuku Bilirkişi … ile Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından sunulan 12/09/2021 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; Davacı tarafın davalı taraftan kar mahrumiyeti alacağının olup olmadığı Mahkemenin takdirinde olduğu,
Mahkeme davacı tarafın davalı taraftan kar mahrumiyeti alacağı olduğu kanaatine ulaşır ise,
Akaryakıt İstasyon Bayilik Sözleşmesi yapabilmek için makul süre 3 (üç) ay olarak kabul edildiği takdirde davacı tarafın 01.01.2019 tarihinden 22.09.2019 tarihine kadar olan süreye ilişkin olarak 68.171,87 TL kar kaybı olduğu,
Davacının fesih tarihi olan 24.06.2019 tarihinden yeni bayilik anlaşması yapılan 03.04.2020 tarihine kadar olan süre kabul edildiği takdirde, 01.01.2019 tarihinden 03.04.2020 tarihine kadar olan süreye ilişkin olarak 129.458,58 TL. kar kaybı olduğu,
Davalının incelenen ticari defter, kayıt ve Kurumlar Vergisi Beyannameleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda davalının,
2018 yılında Öz kaynaklar Toplamının 51.116,41 TL.,
2019 yılında Öz kaynaklar Toplamının 94.265,38 TL.,
2020 yılında Öz kaynaklar Toplamının (-) 91.261,58 TL. olduğu,
Davacı tarafından talep edilen cezai şartın davalının ekonomik olarak mahvına neden olup olmayacağı hususunun Mahkemenin takdirinde olduğu bildirilmiştir.

Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça davalı aleyhine taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinden kaynaklı davalı tarafın mevzuata aykırı şekilde kayıt dışı akaryakıt satışı gerçekleştirdiğini, bu nedenle sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğinden bahisle sözleşmenin 3 ay sonra feshedileceğinin ihtarına rağmen davalı bayinin bu süre içerisinde farklı bir dağıtıcı firma ile anlaşarak akaryakıt satışı yaptığını bu şekilde davalı bayinin taraflar arasındaki akaryakıt bayiliği sözleşmesine aykırı hareketlerinden dolayı sözleşmenin haklı şekilde feshedilmesinden dolayı sözleşmede belirlenen eksik ürün alım nedeniyle cezai şartın ve sözleşmenin erken feshinden dolayı kar mahrumiyeti alacağının tahsiline yönelik dava açılmış, davalı bayi tarafından ise sözleşmenin davacı dağıtıcı tarafından haksız feshedildiği iddiasıyla verilen teminatın iadesi ve uğranılan zarara ilişkin maddi ve manevi tazminat talepli birleşen dava açılmış olup, taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesi gereği taraflara karşılıklı edim ve yükümlülükler yüklendiği, sözleşmede belirlenen eksik ürün alım halinde ödenecek cezai şart ve kar mahrumiyeti hususunun belirlendiği açık olup, dosya kapsamındaki Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kayıtları ile düzenlenen istasyon denetim tutanakları kapsamında davalı bayi tarafından mevzuata aykırı şekilde otomasyon sistemlerine yansıtılmadan kayıt dışı akaryakıt satışı yapıldığının tespit edildiği bu haliyle davalı bayinin mevzuata aykırı davrandığı ve taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinde belirlenen yükümlülüklerine aykırı hareket ettiği anlaşılmakla, bu kapsamda davacı dağıtıcı tarafından davalı şirkete hitaben gönderilen Üsküdar … Noterliği’nin 23/05/2019 tarih ve … yevmiye sayılı fesih ihtarnamesi ile tarafların arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği sabit olup, bu ihtarname kapsamında verilen 3 aylık fesih süresi dolmadan davalı bayinin farklı dağıtıcı ile anlaşma yaparak ürün satmaya başladığı, bu hususun davalının da kabulünde olduğu, taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinin davacı dağıtıcı tarafından haklı feshedilmesi nedeniyle, davalı tarafın eksik ürün alımından dolayı sözleşmede belirlenen cezai şart bedelini ve sözleşmenin erken feshi nedeniyle kar mahrumiyeti alacağını davacıya ödemesi gerektiği anlaşılmakla, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunan bilirkişi kök ve ek raporu doğrultusunda davalının eksik ürün alımından dolayı ödemesi gereken cezai şart tutarının Yargıtay HGK’nun 20.01.2013 T. 2012/19-670 E. 2013/171 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, sözleşme süresi içinde çekince konmadan uzun süre ifaya devam edilmesi üzerine borçluda, “ceza koşulu istenmeyeceği” ne dair haklı bir güven oluşmuş ise oluşan bu haklı güven ve dürüstlük ilkesi nedeniyle önceki yıla veya yıllara ait ceza koşullarının talep edilemeyeceği belirtildiğinden davacı dağıtıcı tarafından itirazi kayıt konulan döneme ilişkin 19.226,40-$(USD) cezai şart alacağının ödenmesi gerektiğinden ve bu miktarın davalı şirketin ekonomik mahvına sebep olacak düzeyde olmaması nedeniyle asıl dosyada davacı tarafın taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinden kaynaklı 19.226,40-$(USD) cezai şart alacağının davalının temerrüt tarihi olan 28/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek USD döviz cinsine kamu bankalarınca uygulanan en yüksek yıllık mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, davacı tarafın kar mahrumiyeti alacağı yönünden Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 20/11/2018 tarih 2018/2392 Esas 2019/5916 Karar sayılı ilamında belirttiği “davacının, davalının akaryakıt satış istasyonunun bulunduğu yere çok yakın başka bir bayisi olup olmadığı ve yoksa yeni bir bayilik tesisi için ne kadar süre gerektiği konusunda bilirkişiye inceleme ve tespit yaptırılıp davacının başka bir bayisi varsa davalıca satılmayan ürünlerin o bayice satılacağı kabul edilerek kar mahrumiyeti talebinin reddi, eğer böyle bir bayi yoksa davacının o bölgede yeni bir bayi tesis etmesi için gerekli süre kadar davalının hizmetinden mahrum kalacağı değerlendirilip sadece bu miktar için kar mahrumiyetine hükmedilmesi gerekir” gerekçesinde belirtildiği şekilde dava konusu ihtilaf yönünden bilirkişi ek raporunda davalı bayinin bulunduğu Gebze ilçesinde … Ürünleri isimli bayi ile 03/04/2020 tarihinde bayilik anlaşması yapıldığı belirtilmiş ise de söz konusu bayinin davalıya ait bayiye 5 km uzakta farklı bölgede olduğuna yönelik davacı tarafların itirazları yerinde görüldüğünden anılı Yargıtay içtihadında belirtildiği üzere davacının davalı bayiye yakın bayisi olmadığı göz önüne alınarak bilirkişiler tarafından o bölgede yeni bir bayi tesis etmesi için gerekli sürenin 3 ay olduğuna yönelik tespit ve bu sürenin mahkememizce de makul ve yeterli bir süre olarak kabulü nedeniyle asıl dosyada davacı tarafın taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinden kaynaklı 68.171,87-TL kar mahrumiyeti alacağının dava tarihi olan 03/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş ve davacının bu yöndeki fazlaya ilişkin istemi haksız olduğundan reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava yönünden ise yukarıda bahsedildiği üzere dosya kapsamındaki Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kayıtları ile düzenlenen istasyon denetim tutanakları kapsamında davalı bayi tarafından mevzuata aykırı şekilde otomasyon sistemlerine yansıtılmadan kayıt dışı akaryakıt satışı yapıldığının tespit edildiği bu haliyle davalı bayinin mevzuata aykırı davrandığı ve taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinde belirlenen yükümlülüklerine aykırı hareket ettiği anlaşılmakla, bu kapsamda davacı dağıtıcı tarafından davalı şirkete hitaben gönderilen Üsküdar… Noterliği’nin 23/05/2019 tarih ve… yevmiye sayılı fesih ihtarnamesi ile tarafların arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği sabit olup, bu ihtarname kapsamında verilen 3 aylık fesih süresi dolmadan davalı bayinin farklı dağıtıcı ile anlaşma yaparak ürün satmaya başladığı hususu davalının da kabulünde olup, taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinin davacı dağıtıcı tarafından haklı feshedilmesi nedeniyle birleşen dosyada davalı bayi tarafından talep edilen teminatın iadesi talebinin haksız olması ve davalı tarafın iddia ettiği maddi ve manevi tazminata konu zarar olgusunun gerçekleşmemiş olması ve asıl dosyada davalı birleyen dosyada davacı tarafça birleşen davaya esas alacak ve tazminat talepleri yönünden ispat şartı yerine getirilmediğinden birleşen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Asıl dosyada davacı tarafça açılan ASIL DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
a) Asıl dosyada davacı tarafın taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinden kaynaklı 19.226,40-$(USD) cezai şart alacağının davalının temerrüt tarihi olan 28/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek USD döviz cinsine kamu bankalarınca uygulanan en yüksek yıllık mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
b) Asıl dosyada davacı tarafın taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinden kaynaklı 68.171,87-TL kar mahrumiyeti alacağının dava tarihi olan 03/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2- Birleşen dosyada davacı tarafça açılan İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Eses, 2019/183 Karar sayılı BİRLEŞEN DAVANIN REDDİNE,
3- Asıl dosyada davacı tarafça asıl dava açılırken yatırılan peşin harcın ve ıslah harcının alınması gereken 12.263,38-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.822,78-TL karar harcının borçlu davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Birleşen dosyada davacı tarafça birleşen dava açılırken yatırılan peşin harçtan alınması gereken maktu 59,30-TL karar harcının mahsubu ile fazla yatırılan 120,19-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde birleşen dosyada davacı tarafa iadesine,
5- Asıl dosyada tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davadaki haklılık durumuna göre 465,23-TL’sinin davalıdan, geri kalan 854,77-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
6- Birleşen dosyada tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin haksız çıkan taraf olan birleşen dosyada davacı taraftan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
7- Asıl dosyada davacı tarafından dava açılırken yatırılan 44,40-TL başvurma harcı, 214,60-TL peşin harç, 9.226,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 9.485,00-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8- Asıl dosyada davacı tarafça yargılamanın yürütülmesi nedeniyle yapılan 24 adet tebligat-posta gideri 167,80-TL, bilirkişi ücreti 4.405,80-TL olmak üzere toplam 4.573,60-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red durumuna göre 1.611,96-TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına
9- Asıl dosyada davalı tarafça yargılamanın yürütülmesi nedeniyle yapılan 14 adet tebligat-posta gideri 77,80-TL, bilirkişi ücreti 394,20-TL olmak üzere toplam 472,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red durumuna göre 305,64-TL’sinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına

10- Birleşen dosyada davacı tarafça yargılama sırasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
11- Asıl dosyada davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nisbi 21.004,91-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
12- Asıl dosyada davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nisbi 31.538,82-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
13- Birleşen dosyada davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nisbi 13.934,50-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
14- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; asıl dosyada davacı-birleşen dosyada davalı vekilinin ve asıl dosyada davalı-birleşen dosyada davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/10/2021

Başkan …
e-imza *
Üye …
e-imza *
Üye …
e-imza *
Katip …
e-imza *

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.