Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/382 E. 2021/188 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/382 Esas
KARAR NO : 2021/188

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 18/09/2019
KARAR TARİHİ : 25/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 18/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı …’in … Ticaret Sicilini… sicil numarasında kayıtlı bulunan davalı şirketin 50.000,00-TL esas sermayesinin 20.000,00-TL itibari değerli %40 hissesinin sahibi ve şirketin kurucusu olduğunu, davalı şirketin kurulduğu andan itibaren zarar etmeye başladığını, 2018 yılı sonu itibariyle şirketin öz kaynaklarının 33.956,33-TL’ye düştüğünü, 01.01.2019 itibariyle mizan incelendiğinde şirketin aktifinde hiçbir değer kalmadığını, öz kaynaklar kağıt üzerinde 36.685,03-TL görünmekte ise de gerçekte böyle bir öz kaynakda bulunmadığını, neticeten, davalı şirketin münfesih olduğunun tespitine ve tasfiye memuru atanmasına, bu mümkün olmadığı takdirde şirketin haklı sebeple feshine ve tasfiye memuru atanmasına, taraf teşkilinin teminine yönelik olarak şirkete temsil kayyımı atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 24/02/2021 tarihli dilekçede özetle; şirketin TTK 376 uyarınca münfesih olduğunun tespitine, bu mümkün olmadığı takdirde, şirketin haklı sebeple feshine, bu dahi mümkün olmadığı takdirde, müvekkilin şirket ortaklığından ve yönetim kurulu üyeliğinden çıkmasına ve kendisine payının gerçek değerinin “feragat” sebebiyle ödenmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa çıkarılan tebligatın davalıya usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf davaya cevap vermeyerek HMK 128. maddesi gereğince davacının iddialarının tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
Davalı Şirket Yetkilisi … Mahkememizin 15/10/2021 tarihli duruşmasında; “Bilirkişi raporunda şirketin %60 oranıyla sermayesinin korunmakta olduğunu belirtilirken hemen akabinde kanuni yedek akçeler toplamının 3/2 sinin karşılıksız kaldığı belirtilmiştir, sermayenin %60 korunduğu belirtilirken 3/2 sinin karşılıksız kaldığının belirtilmesi çelişkilidir, sermayenin %33 oranından daha azının korunması gerekmekte olup, böyle bir durum söz konusu değildir. Davacı tarafın TTK 376. Maddesi uyarınca şirketin kendiliğinden sona erdiği iddiası haksızdır, diğer yandan şirketin haklı sebeple fesih talep edilmiş ise de anonim şirketin haklı feshine neden olabilecek herhangi bir husus bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın reddini talep ediyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLER: … Ticaret Sicili Müdürlüğü kayıtları, Davalı şirketin esas sözleşmesi, … Vergi Dairesi kayıtları, davalı şirket yetkilisini şirket adresine ilişkin beyanı, şirket adresinin nakline ilişkin yönetim kurulu kararı, kolluk araştırma tutanakları, bilirkişi kök ve ek raporu ve tüm dosya kapsamı.
Mali Müşavir Bilirkiş…tarafından sunulan 21/07/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; Davalı şirketin… Ticaret Sicil Müdürlüğünde 28.11.2014 tarihinde tescil edilerek kurulmuş olduğu, sermayesinin 50.000-TL olup, yönetim kurulunun …, …, …’dan oluştuğu… Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 07.11.2019 tarihli yazılarında davalı şirketin 31.08.2019 tarihi itibariyle ise re’sen terk ettirildiği yönünde beyanda bulunulduğu, davalı şirketin 01.01.2019-31.12.2019 tarihli mizanı incelendiğinde; davalı şirketin 31.12.2019 tarihi itibariyle kayıtlı değerlere göre özkaynaklarının 30.370,23-TL olup, 50.000,00-TL tutarlı sermayenin 30.370,23-TL tutarlı özkaynak içerisinde %60 oranında korunmakta olduğu, davalı şirketin 01.01.2019- 31.12.2019 tarihli mizanı incelendiğinde; davalı şirketin satışının olmadığı, 404,40-TL faaliyet giderinin mevcut olduğu, neticeten, davalı şirketin 31.08.2019 tarihi itibariyle ise re’sen terk ettirildiği ve gayri faal durumda olduğu, şirketin aktifinde kayıtlı demirbaş, gayrimenkul, araç vb. menkullerin bulunmadığı, 31.12.2019 tarihi itibariyle kayıtlı değerlere göre özkaynaklarının 30.370,23-TL olup, 50.000,00-TL tutarlı sermayenin 30.370,23-TL tutarlı özkaynak içerisinde %60 oranında korunmakta olduğu, diğer bir anlatımla TTK. 376/2 maddesine göre şirket sermayesi ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin karşılıksız kaldığı tespit edilmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından sunulan 22/10/2020 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; 21.07.2020 tarihli kök raporda belirtildiği gibi 31.12.2019 tarihli kaydi değerlere göre şirketin sermayesi olan 50.000,00-TL, öz kaynak olan 30.370,23-TL içerisinde %60,74 oranında korunmakta olduğu, kök raporda belirtilen hususun şirketin sermayesi olan 50.000,00-TL’nin 2/3’ünün korunmadığı konusudur ki, buda %66,67 oranına tekabül ettiği, neticeten; yapılan mali incelemelerde; şirketin 50.000,00 TL olan sermayesinin öz kaynaklar içerisinde %60,74 oranında korunduğu tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalı şirket aleyhine açılan davalı şirketin münfesih olduğunun tespiti olmadığı takdirde şirketin haklı nedenle feshi istemine ilişkindir.
Davacı taraf şirketin aktifinde hiçbir değer kalmadığını, öz kaynaklar kağıt üzerinde 36.685,03 TL görünmekte ise de gerçekte böyle bir öz kaynakda bulunmadığını bu nedenle şirketin TTK 376 uyarınca münfesih olduğunun tespitine, bu mümkün olmadığı takdirde, şirketin haklı sebeple feshine, bu dahi mümkün olmadığı takdirde, müvekkilin şirket ortaklığından ve yönetim kurulu üyeliğinden çıkmasına ve kendisine payının gerçek değerinin “feragat” sebebiyle ödenmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa çıkarılan tebligatın davalıya usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf davaya cevap vermeyerek HMK 128. maddesi gereğince davacının iddialarının tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
Davalı Şirket Yetkilisi … duruşmadaki beyanlarıyla; sermayenin %33 oranından daha azının korunması gerekmekte olup, böyle bir durumun söz konusu olmadığını, davacı tarafın TTK 376. Maddesi uyarınca şirketin kendiliğinden sona erdiği iddiasının haksız olduğunu, diğer yandan şirketin haklı sebeple fesih talep edilmiş ise de anonim şirketin haklı feshine neden olabilecek herhangi bir husus bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarının incelenmesinde; feshi istenilen davalı şirketin … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı ve… A.Ş. unvanlı şirket olduğu ve ticaret merkezinin Şişli – İstanbul olduğu, şirketin son tescilini 25/12/2015 tarihinde yaptırdığı ve şirket hissedar ve yetkililerinin …, … ve … olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı tarafın iddiası doğrultusunda davalı şirketin TTK 376 maddesi gereğince şirket öz kaynaklarının 2/3’sini kaybedip kaybetmediğinin tespiti açısından bilirkişi raporu alınmış, bilirkişi tarafından sunulan 21/07/2020 tarihli kök raporda, 31.12.2019 tarihi itibariyle kayıtlı değerlere göre özkaynaklarının 30.370,23 TL olup, 50.000,00 TL tutarlı sermayenin 30.370,23 TL tutarlı özkaynak içerisinde %60 oranında korunmakta olduğu, diğer bir anlatımla TTK. 376/2 Maddesine göre şirket sermayesi ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin karşılıksız kaldığı tespit edilmiş ise de raporda hem öz kaynakların %60’nın korunduğu hem de kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin karşılıksız kaldığının belirtilmesi çelişkili olduğundan ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişi…tarafından sunulan 22/10/2020 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; 21.07.2020 tarihli kök raporda belirtildiği gibi 31.12.2019 tarihli kaydi değerlere göre Şirketin sermayesi olan 50.000,00 TL, Öz kaynak olan 30.370,23 TL içerisinde % 60,74 oranında korunmakta olduğunu, kök raporda belirtilen hususun şirketin sermayesi olan 50.000,00 TL’nin 2/3’ünün korunmadığı konusudur ki, buda %66,67 oranına tekabül ettiği, neticeten; şirketin 31.12.2019 tarihli kayıtlı bilançosu üzerinden yapılan mali incelemelerde; şirketin 50.000,00 TL olan sermayesinin öz kaynaklar içerisinde %60,74 oranında korunduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Davacı tarafın öncelikle davalı şirketin TTK 376 gereği münfesih olduğunun tespiti olmadığı takdirde şirketin haklı nedenle feshine yönelik terditli talebi nedeniyle davalı şirketin faal/gayrifaal olup olmadığı ve şirketin merkezinin tespiti açısından yapılan kolluk araştırmalarına göre;
… Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan kolluk araştırması ile; davalı şirketin 4. Levent Büyükdere Cad. …No:.. K:8 Şişli/İstanbul adresini bir yıl önce terk ettiği ve yeni adresinin bilinmediği,
… Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan kolluk araştırması ile; davalı şirketin Cennet mah. Yeşilova yan yolu, No:.. Küçükçekmece /İstanbul adresini 2,5 yıl önce terk ettiği ve Çanakkale iline gittiğinin,
… Jandarma Komutanlığı tarafından yapılan kolluk araştırması ile; davalı şirketin İzmir Yolu, 10.km Dardanos Kavşağı Kepez-Merkez/Çanakkale adresinde yapılan araştırma sonucu davalı şirketin faaliyette olmadığı, Aralık-2018’de adresten ayrıldığı, aynı adreste… Oto (Vergi No:…) adına bekçilik yapan şahsın bulunduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilafa ilişkin TTK’daki yasal düzenlemelere bakılacak olursa;
“Madde 376- (2) Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer.”
“MADDE 529- (1) Anonim şirket;
a) Sürenin sona ermesine rağmen işlere fiilen devam etmek suretiyle belirsiz süreli hâle gelmemişse, esas sözleşmede öngörülen sürenin sona ermesiyle,
b) İşletme konusunun gerçekleşmesiyle veya gerçekleşmesinin imkânsız hâle gelmesiyle,
c) Esas sözleşmede öngörülmüş herhangi bir sona erme sebebinin gerçekleşmesiyle,
d) 421 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarına uygun olarak alınan genel kurul kararıyla,
e) İflasına karar verilmesiyle,
f) Kanunlarda öngörülen diğer hâllerde, sona erer.”
“Madde 531- (1) Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.” şeklinde yasal düzenleme yapılmıştır.
Davacı tarafça davalı şirketin TTK 376. maddesi gereğince şirket öz kaynaklarının 2/3’sinin karşılıksız kalması nedeniyle davalı şirketin münfesih olduğunun tespiti talep edilmiş ise de düzenlenen dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunan bilirkişi ek raporuna göre davalı şirketin 50.000,00-TL olan sermayesinin öz kaynaklar içerisinde %60,74 oranında korunduğu tespit edildiğinden davalı şirketin münfesih sayılmasını gerektiren koşulun gerçekleşmemesi nedeniyle bu talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafın terditli olarak talep ettiği davalı şirketin haklı nedenle feshi talebi yönünden, davalı şirketin esas sözleşmesinin 4. maddesinde; adres değişikliğinde yeni adresin ticaret sicilde tescil ve ticaret sicil gazetesinde ilan ettirileceği, tescil ve ilan edilen adresinden ayrılmış olmasına rağmen, yeni adresin süresi içinde tescil ettirilmemesi şirketin feshi sebebi sayılmakla, davalı şirketin halen ticaret sicil adresi olarak gözüken 4. Levent Büyükdere Cad…. No:…K:8 Şişli/İstanbul olan merkez adresinin dosyaya sunulan davalı şirketin 30/05/2017 tarih ve 2017/01 sayılı yönetim kurulu kararı ile Cennet mah. Yeşilova yan yolu, No:..Küçükçekmece /İstanbul adresine nakline karar verildiği, yapılan kolluk araştırmaları ile davalı şirketin ne ticaret sicilde kayıtlı olan adresinde nede nakil kararı verilen Cennet mah. Yeşilova yan yolu, No:.. Küçükçekmece /İstanbul adresinde faaliyette bulunduğu, yargılama aşamasında davalı şirket yetkilisi tarafından sunulan 15/10/2020 tarihli dilekçe ile davalı şirketin adresinin İzmir Yolu, 10.km Dardanos Kavşağı Kepez-Merkez/Çanakkale olduğu belirtilmiş ise de yapılan kolluk araştırmasına göre davalı şirketin bu adreste de faaliyette olmadığı, Aralık-2018’de adresten ayrıldığı, aynı adreste Miller Oto adında farklı vergi numarasına sahip bir şirketin bulunduğu anlaşıldığından TTK 529/1-c bendinde belirtilen esas sözleşmede öngörülmüş herhangi bir sona erme sebebinin gerçekleşmesi koşulunun; davalı şirketin esas sözleşmesindeki düzenlemeye rağmen adres değişikliklerinin tescil talebinin TTK 30/1 maddesinde belirtilen 15 günlük süre içerisinde talep edilmediği, davalı şirketin vergi kaydına göre de adreste bulunmama nedeniyle resen terk işlemine tabi tutulduğu sabit olup, davalı şirketin TTK 529/1-c gereğince esas sözleşmede belirlenen sona erme koşulunun gerçekleştiği sabit olup, TTK 531. maddesinde ki; haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilir düzenlemesi ile de davalı şirkete %40 oranında hissedar olan davacının davalı şirketin haklı nedenle feshini istemekte hukuki yararının bulunması ve yukarıda açıklanan nedenlerle TTK 529/1-c bendi gereği esas sözleşmedeki koşula rağmen adres değişikliği süresi içinde tescil ettirilmeyen gayri faal nitelikteki davalı şirketin haklı nedenle fesih koşulları gerçekleşmiş ise de TTK 531 maddesinin ikinci cümlesindeki; Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir düzenlemesi kapsamında davacı tarafın şirketin haklı sebeple feshi mümkün olmadığı takdirde şirket ortaklığından ve yönetim kurulu üyeliğinden çıkarılmasına ve kendisine payının gerçek değerinin feragat” sebebiyle ödenmemesine karar verilmesi yönündeki talebi de göz önüne alınarak dava konusu olan … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı davalı… Anonim Şirketi’nde % 40 oranında hissedar olanan davacının, TTK 531. maddesi ikinci cümlesi uyarınca davacının talebiyle bağlı kalınarak davacı tarafa sahip olduğu pay değeri ödenmeksizin davalı şirket ortaklığından çıkarılmasına dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ ile,
a) …Ticaret Sicil Müdürlüğünün …sicil numarasında kayıtlı davalı …Anonim Şirketi’nde % 40 oranında hissedar olanan DAVACININ, TTK 531. maddesi ikinci cümle uyarınca taleple bağlı kalınarak davacı tarafa sahip olduğu pay değeri ödenmeksizin DAVALI ŞİRKET ORTAKLIĞINDAN ÇIKARILMASINA,
b) Davacı tarafın davalı şirketin münfesih olduğunun tespiti talebinin reddine,
2- Karar kesinleştiğinde Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil ve Ticaret Sicil Gazetesinde ilanına,
3- Davacı tarafça yatırılan peşin harcın alınması gereken 59,30-TL karar harcından mahsubu ile bakiye 14,90-TL karar harcının davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacı tarafça yargılama sırasında yatırılan 44,40-TL başvurma harcı, 44,40-TL peşin harç toplamı 88,80-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5- Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan 13 adet tebligat-posta gideri 165,80 -TL, bilirkişi ücreti 800,00-TL olmak üzere toplam 965,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6- Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davacı tarafça yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının davacı tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.25/02/2021

Başkan …
e-imza *
Üye …
e-imza *
Üye …
e-imza *
Katip …
e-imza *

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.