Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/364 E. 2019/266 K. 11.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/364 Esas
KARAR NO : 2019/266

DAVA : Alacak (Tellallık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2019
KARAR TARİHİ : 11/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Tellallık Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil ile davalı arasında 13/03/2019 tarihinde gayrimenkul aracılık sözleşmesi akdedildiğini, işbu hususların taraflar arasındaki … yazışmaları ile sabit olduğunu, … Cad. … Sk. …Apt. No:… Bebek-Beşiktaş/İSTANBUL adresinde bulunan davalıya ait taşınmazın satışı işi için gerekli hizmeti vermek üzere tarafların anlaştığını, sözleşmenin müvekkil şirketin veri tabanına kaydedildiğini, sözleşmenin imzalanmasına müteakip müvekkilin taşınmaza 15/03/2019 tarihinde afişini astığını, aynı zamanda şirketin internet sitesinde ilam yayınladığını, potansiyel müşterilerle görüşerek taşınmazı göstermeye başladığını, davalının sözleşmeye aykırı biçimde müvekkili bertaraf ederek İhram Hamza isimli kişi ile anlaştığını, satış için Nisan ayı içerisinde tapuya başvurduğunu ve 07/05/2019 tarihinde taşınmazı 5.500.000,00-TL bedelle bu kişiye sattığını, bu hususun tapu kayıtları ile sabit olduğunu, durumun ortaya çıkması üzerine müvekkil, konunun sulhen çözümü için davalı ile görüştüğünü, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği 04/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından taraflar arasından Gayrimenkul Aracılık Sözleşmesi akdedildiği, davalının sözleşmeye aykırı bir şekilde …isimli kişiyle anlaşma sağladığı iddiası ile sözleşmeden kaynaklı hizmet bedeli, cezai şart ile yönetmelikten kaynaklı hizmet bedeli taleplerinde bulunulduğununu, somut olayda; davacının simsar olup bu hukuki işlem içerisinde davalı müvekkilinin ise tüketici konumunda olduğunu, bu nedenle taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekmekte ve davanın Tüketici Mahkemeleri’nde görülmesi gerekmekte olduğunu, taraflar arasında taşınmazının satışı için bir Gayrimenkul Aracılık Sözleşmesi imzalandığını, Sözleşmenin 5.1. Maddesinin, “İşbu sözleşmenin süresi, taraflarca imzalandığı tarihten itibaren 90 gündür. Müşteri bu süre içerisinde sözleşmeyi haklı veya mücbir sebebi olmaksızın fesih edemez.” hükmüne havi olduğunu, gayrimenkul danışmanı tarafından sözleşme süresi içerisinde taşınmazın satışı gerçekleştirilemediğini, sözleşme süresinin sona erdikten bir süre sonra müvekkil kendi çevresi ve tanıdıkları aracılığıyla İhram Hamza isimli kişiyle tanışmış ve gayrimenkulün satışı konusunda anlaşmış bulunduğunu, davacı tarafından sözleşmenin 4.2. maddesine göre satış bedelinin %2+KDV’si olarak hizmet ücreti talep edilmiş olduğunu, sözleşme süresi içerisinde sözleşmenin 3. Maddesine uygun olarak gayrimenkul satımını sağlayamamış olup müvekkilin sözleşme sona erdikten sonra kendi imkanlarıyla gerçekleştirdiği satış üzerinden sözleşmenin 4.2. maddesine göre talepte bulunması usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafından müvekkilin sözleşmeye aykırı davrandığı iddiası ile sözleşmenin 4.4. maddesi uyarınca satış bedelinin %2+KDV’si olarak belirlenmiş cezai şart talebinde bulunulmuş olduğunu, davacının cezai şart talebine dayanak gösterdiği sözleşmenin 4.4. maddesi şartları oluşmamış olup, müvekkil tarafından sözleşme süresi içerisinde aksi bir fiil gerçekleştirilmemiş ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafından sözleşmenin 4.4. maddesi dayanak gösterilerek talep edilen %2+KDV cezai şart fahiş olup öncelikle reddi ile aksi halde müvekkilin ekonomik durumu gözetilerek ve araştırılarak indirilmesi gerektiğini, davacı tarafından Taşınmaz Ticareti Hakkına Yönetmelik’in 20. Maddesi dayanak gösterilerek alıcıdan alınacak satış bedelinin %2+KDV şeklinde komisyon ücreti talep edilmiş olup işbu talebin reddi gerekmekte olduğunu belirterek öncelikle davacının davasının görevsizlik sebebiyle reddini ve dosyanın görevli Tüketici Mahkemeleri’ne gönderilmesini, esasa ilişkin yapılacak incelemeler neticesinde davanın ve davacının tüm taleplerinin ayrı ayrı esastan reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmilini talep edmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde tüm dosya kapsamına göre; dava, tellallık sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemini konu almaktadır.
İstanbul… Tapu Müdürlüğü’nden dava konusu sözleşmeye konu taşınmaza ait kayıtlar celp edilerek incelenmiş; taraflar arasındaki sözleşmeye konu taşınmazın Mesken olduğu, davalı tarafından dava dışı İrhan Hamza’ya satıldığı görülmüştür.
Dava dışı … A.Ş.’den dava konusu sözleşmeye konu taşınmaza ait gayrimenkul değerleme raporu celp edilerek incelenmiş; taraflar arasındaki sözleşmeye konu taşınmazın “21 bağımsız numaralı Mesken nitelikli taşınmaz” olarak tespit edildiği görülmüştür.
… Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak; davalı …’in vergi levhası olup olmadığının, varsa hangi usulde vergilendirildiğinin, işletme hesabına göre defter tutup tutmadığının, tutuyor ise VUK 177/1’deki limitleri aşıp aşmadığının, esnaf işletmesini aşan düzeyde gelir sağlayıp sağlamadığının, esnaf veya tacir sayılıp sayılmadığı hususunun araştırılarak Mahkememize bilgi verilmesi istenilmiş, verilen cevapta davalının ticari kazançtan kaynaklı herhangi bir mükellefiyet kaydına rastlanamadığı bildirilmiştir.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir.
Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu olayda uyuşmazlık, davalıya ait Mesken niteliğindeki taşınmazın satış işi için gerekli hizmetin sağlanması hususunda taraflar arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Toplanan delillerden davalının tacir olmadığı, sözleşmeye konu taşınmazın Mesken niteliğinde olduğu, davalının ticari veya mesleki amaçla hareket etmeyen tüketici olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikte olmadığı anlaşılmıştır. Bu haliyle uyuşmazlığın, anılan Kanunun 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca, tüketici mahkemesi tarafından çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde, TTK 5. Maddesi ve 6502 sayılı yasanın ilgili maddeleri gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3- Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/12/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır