Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/362 E. 2021/30 K. 13.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/362 Esas
KARAR NO : 2021/30

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/02/2018
KARAR TARİHİ : 13/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili 03/02/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Rekabet Kurulu … tarihli … sayılı kararı uyarınca Türkiye’de bankacılık sektöründe faaliyet gösteren 12 bankanın kendi aralarında kredi, kredi kartı ve mevduat hizmetlerine ilişkin faiz oranlarını birlikte belirlenmesi konusunda anlaşma ve / veya uyumlu eylem (kartel) içerisinde bulunmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesini ihlal ettiklerinin tespit edildiği, söz konusu 12 bankanın içinde davalı bankanın da bulunduğunu, müvekkilinin davalı bankanın … Şubesi … kredi hesap numarasından 05.01.2011 tarihinde toplamda 690.136,03-TL olmak üzere kredi kullandığını, davalı bankanın da dahil olduğu kartel eylemi sonucunda, belirledikleri kartel faiz oranı üzerinden kredi kullanıldığından dolayı müvekkilinin zarara uğratıldığını, söz konusu rekabeti kısıtlayıcı eylem olmasaydı, müvekkilinin kredi maliyetinin daha düşük olacağını, işbu davaya konu olan zararın, davalının diğer bankalarla yaptığı rekabete aykırı anlaşmalar yoluyla mevduatta uygulanacak azami faiz oranları ve kredi faizinde yapılacak artışların birlikte belirlenmesi, faiz oranları gibi rekabete duyarlı bilgilerin rakiplerle paylaşılması yoluyla fiyat koordinasyonu yapılması nedeniyle oluşmuş ve müvekkil (söz konusu rekabete aykın anlaşmalar olmasaydı) ödeyeceği faizlerden daha yüksek faiz oranları ile kredi ödemesi yapmak zorunda bırakıldığını, davalı bankanın, Rekabet Kurulu’nun verdiği para cezasının iptali talepli … 2. İdare Mahkemesinde dava ikame etmiş olsa da, yerel mahkemece “davanın reddine” karar verildiği, Danıştay 13. Dairesi 2015/2447E. 20I5/4606K. 16.12.2015 karar tarihi ile yerel mahkemenin kararını onandığını, somut verilerle incelemek gerekirse, kartel eylemde bulunan davalı banka ile birlikte diğer bankaların pazarda sahip oldukları aktif büyüklüğün, sektörün %91,02’ ini oluşturmakta olduğu, pazardaki mevduatın %94,15’ini ellerinde bulundurduklarını, yine sektör içerisindeki toplam kredilerin %91,22’sini karşıladıklarını, kartel içinde olan davalı banka ve diğer bankaların pazarda sahip oldukları ağırlıktan faydalanarak anlaşma içerisine girerek, müşterilerinden haksız kazanç elde ettiklerini, tüketici olan müşterilerin ise daha düşük kredi maliyeti ödeyecek iken, daha fazla maliyetle karşı karşıya kaldıklarını, davalı … ve diğer 11 bankanın RKHK’nın 4. maddesine aykırı anlaşmalar ile rekabeti ortadan kaldırmamış olsalardı, piyasada fiyatların arz – talep dengesine göre belirleneceğini ve bankalar arasındaki rekabet nedeniyle de faizlerin tüketici lehine olarak daha düşük olacağını, şu halde işbu davanın konusu olan fiili zararın, rekabet ihlali yapan davalı banka ile 11 banka şayet mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri pazarlarında rekabeti kısıtlamasaydı, bir diğer ifade ile müvekkilinin, davalı banka ile kredi sözleşme ilişkisi neticesinde kredi pazarında rekabetin kısıtlanması sonucu yüksek faiz oranlı kredi kullanmasaydı, müvekkilin malvarlığı hangi durumda bulunacak idiyse, söz konusu durumla hâlihazırdaki rekabetin kısıtlanmasından sonraki durumu arasındaki fark kadar müvekkilin zarara uğradığının ve uğranılan zararın tam tutarının mahkeme tarafından tespitini talep ettiklerini, mezkûr maddenin son fıkrasında “ Ortaya çıkan zarar, tarafların anlaşması ya da kararı veya ağır ihmalinin olduğu hallerden kaynaklanmaktaysa, hâkim, zarar görenlerin talebi üzerine, uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan kârların üç katı oranında tazminata hükmedebilir.” maddesi gereği ikame edilen işbu davada, davalı … Bankasının ihlali gerçekleştirdiği Rekabet Kurulu kararı ve Danıştay’ın kararı ile sabit olduğundan, kartel eylemde bulunmaktan ve rekabet engellenmesinden kaynaklanan zararın tespiti ile zararın ve doğan zararın 3 katının tazminini talep etme gereği hasıl olduğunu beyanla, davalı … AŞ’ nin, 21 Ağustos 2007 ve 22 Eylül 2011 arasında kartel eylem neticesinde yüksek faiz uygulamak ve re-fınansman duyurusu yapmamak suretiyle müvekkile vermiş olduğu zararın tespiti ile birlikte zararın ve doğan zararın 3 katının , fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000.00 TL’nin kredi kullanım tarihinden itibaren işleyecek olan en yüksek avans faiz ile birlikte ödetilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan 09/04/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle;Dava konusu ticari kredilerin rekabet kurulu kararı soruşturması kapsamı dışında olduğunu, HMK 17. Maddesi gereğince taraflar arasında “yetki sözleşmesi” bulunduğundan dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, davacının talebinin zaman aşımına uğradığını, davacının iddia ettiği gibi Rekabet Kurulu kararına bağlı bir zararının söz konusu olmadığını, emsal dosyalarda verilen 2017 ve 2018 tarihli bilirkişi raporları ve kararlar(1) doğrultusunda davanın reddi gerektiğini beyanla davanın reddine yargılama giderinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Genel Kredi Sözleşmesi, Rekabet Kurumu Müzekkere cevabı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Bankacı Bilirkişi … tarafından düzenlenen 30/11/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre;”Davalı banka tarafından davacı firmaya 05.01.2011 tarihinde 36 ay vadeli 600.000.00 TL’lik Taksitli Ticari Kullandırıldığı ve faiz oranının aylık %0.74 yıllık ise %8.88 olduğu, bir an davalı bankanın % 0.15 oranında faiz artışı yapıldığı düşünülse bile 0.74-0.15=%0.59 oranında faiz uygulamasının 05.01.2011 yılında pek mümkün görünmediği, somut olayda zararın varlığını belirlemek, miktarını tespit etmek noktalarında davalı bankanın hangi aşamada, hangi konuda anlaşmaya uyduğuna yönelik tespitler önem arz ettiği, bu yönden Soruşturma Raporuna bakıldığında; mutabakatın uygulamaya konulmasının önem arzetmediğinin belirtildiği ve fakat buna rağmen … Paragrafta uzlaşmaya konu fiyat koordinasyonunun uygulamaya konulup konulmadığının da değerlendirildiği ve 2. 3, 4, 6, 9, 25, 26 ve 27 numaralı belgeler incelendiğinde tarafların tesis ettikleri uzlaşmaya uygun olarak birlikte ve iletişim içerisinde belirledikleri fiyatları fiilen uyguladıklarının tespit edildiğinin belirtildiği, adı geçen belgelere bakıldığında ise, 6 numaralı belgenin görülmekte olan davada davalı banka ile ilgili olduğunun görüldüğü, davalı banka vekilinin savunmasında Rekabet Kurulu kararında ticari kredilerin soruşturma kapsamı dışında bırakılmış olduğunu belirttiği,
Rekabet Kurulu Kararının 69. Paragrafında yer verilen 6 nolu belgesinin (69) Belge 6: …’de yapılan yerinde incelemede alınan, 23.10.2008 tarihinde … Kanallarından sorumlu … ( ) tarafından … ( ) gönderilen ve Hâzineden sorumlu GMY ( ) bilgi verilen “konut kredisi faizleri” konulu iç yazışma niteliğindeki elektronik postada şu ifadelere yer verildiği;
“Konutta 5 puan daha artırmayı öneriyoruz.
1,84 e geleceğiz (24,45 bileşik). İndirimliyi de 1,82 yapmayı düşünüyoruz (24,16 bileşik). Rekabet ile de anlaştık, hepsi geliyor.
Sizin için uygunsa yarından itibaren yapmak için apko mail atmak isliyoruz. …
Not: aynı artışı (5 puan), oto ve destekde de yapacağız.”
Rekabet Kurulu Kararında bu belge dayanak alınarak, 163. Paragrafta “Bu ifadelerden, “rekabet” şeklinde gruplandırılan bankaların ve …’nin konut, taşıt ve ihtiyaç kredilerinde birlikte bir artış yapmak yönünde uzlaşmaya vardıklarının anlaşılmaktadır.” denilmek suretiyle davalı Bankanın konut taşıt ve ihtiyaç kredisinde diğer bankalarla uzlaşmaya varmak suretiyle faiz artışı yaptığı sonucuna gidildiği,
Burada huzurdaki dava konusu yönünden açıklığa kavuşturulması gereken husus; Rekabet Kurulu Kararında irdelenen kredi türünün tüketici kredisi mi, yoksa ticari kredi mi olduğunun tespit edilmesi gerektiği,
Bu hususta tespit yapılabilmesi yönünden, Tek Düzen Hesap planına bakıldığında;
Tüketici Kredilerinin;
-Konut Kredileri, -Taşıt Kredileri, -İhtiyaç Kredileri, -Diğer
Şeklinde,
Taksitli Ticari Krediler;
-İşyeri Kredileri, -Taşıt Kredileri , -İhtiyaç Kredileri, -Diğer
Şeklinde tasnif edilmiş olduğu,
Rekabet Kurulu Kararında ise;
-Konut Kredileri, -İhtiyaç Kredileri, -Taşıt Kredileri
Başlıkları altında değerlendirmede bulunulmuş olduğu, Rekabet Kurulu Kararında Belge 6’dan yola çıkılarak yapılan değerlendirmede 166 ve 167. Paragraflarda Konut Kredileri, 168 ve 169. Paragraflarda İhtiyaç Kredileri 170 ve 171. Paragraflarda Taşıt Kredileri hakkında değerlendirmeler yapılmış olduğu, bu sistematiğe göre İhtiyaç Kredisi olarak adlandırılan kredilerden tüketici kredisinin anlaşılması gerektiği, Rekabet Kurulu Raporunda İhtiyaç Kredisi olarak değerlendirilen kredi türünün ticari kredi olmadığı, zira; öyle olmıış olsa idi, başka ifade ile ticari krediler de irdelenmiş olsa idi, İşyeri Kredilerinden de söz edilmiş olması gerekeceği, 6 nolu belgeye istinaden yapılan değerlemelerin tüketici kredileri yönünden yapılmış olduğu, 6 numaralı belge ile ilgili değerlendirmelere yakından bakıldığında; 6 Numaralı belgenin Rekabet Kurulu Kararının … ve …Nolu paragraflarında ele alındığı,
… Nolu paragrafta aynen;”Diğer taraftan e-postanın … tarihli olması sebebiyle uzlaşmanın bu tarihle ve sonraki birkaç gün içinde Han adilen faiz oranlarını kapsadığı görülmektedir. Bu doğrultuda … Perşembe ve … Cuma günlerinde ilan edilen faiz oranlarında yapılan artışların, uzlaşmanın tespiti bakımından anlamlı olduğu değerlendirilmiş ve aşağıda kredi türü bazında teşebbüslerin ilgili döneme ilişkin ilan edilen faiz oranları incelenmiştir. ” denildiği,
Huzurdaki davada davalı banka tarafından davacıya kullandırılan kredinin ticari nitelikli kredi olduğu Rekabet Kıırtılıı Kararı kapsamında olmadığı, Rekabet kurulu raporu kapsamı dışında kaldığı,dolayısıyla Bölge Adliye Mahkemeleri ve Yargıtay kararları doğrultusunda davacının bir zararı oluşmadığı,
Huzurdaki davadaki ihtilafın: Rekabet Kurulunun … dosya sayılı … karar sayılı, 08,03.2013 tarihli kararı ile 12 bankanın 21 Ağustos 2007 ve 22 Eylül 2011 tarihleri arasında kartel oluşturduğunun tespit ettiğini 12 bankanın kartel oluşturarak faiz oranlarını birlikte belirlemesi nedeniyle serbest piyasa koşullarının bozulduğu, faiz oranlarının arttığı,bu yüzden de o dönemde çekilen krediler ve kredi kartlarına olağandan yüksek faiz, mevduatlara ise olağandan düşük faiz uygulandığını 12 banka içinde yer alan davalı bankanın haksız kazanç elde ederken, davaeı şirketin mağdur edildiğinin iddiası üzerine çıkmış bulunduğu,
Rekabet kurulunun kararı incelendiğinde I- Konut kredileri,(sayfa …) 2-İhtiyaç kredileri (sayfa …) 3-taşıt kredileri (sayfa …) dikkate alınarak tablo hazırlandığının görüldüğü (sayfa…), görüldüğü üzere rekabet kurulu kararında ticari krediler başlığı altında herhangi bir bir değerlendirmeye rastlanılamadığı, davacının kullandığı kredilerin ticari kredi olduğu, dolayısıyla davacının davalı ….’den talep edebileceği bir zararının bulunmadığı” şeklinde görüş bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava taraflar arasında düzenlenen kredi sözleşmesinden kaynaklı ve davalının 21 Ağustos 2007 – 22 Eylül 2011 tarihleri arasındaki kartel eylem uygulamaları sonucunda yüksek faiz uygulaması neticesinde davacıya verdiği iddia olunan zararı tespiti ve tazmini istemine ilişkindir.
Dava dosyası … 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/06/2019 tarih, … esas, … karar sayılı yetkisizlik kararı ile Mahkememize tevzi edildiği ve Mahkememizin 2019/362 esasına kaydedildiği görüldü.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı bankanın da aralarında bulunduğu 12 ticari kuruluşun, mevduat, kredi ve kredi kartları hizmetlerinde uygulanacak faiz oranlarını belirlemek için görüşüp görüşmedikleri, uzlaşma ve anlaşma yapıp yapmadıkları, uzlaşma ve anlaşma kabul edilebilecek eylemleri var ise bu eylemlerinin 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki kanunun 58. Maddesinde müeyideye bağlanan Rekabetin ihlali olup olmadığı, Rekabetin İhlaline ilişkin Rekabet Kurulu Kararının ve bu kararın iptali için davacı tarafından … 2. İdare Mahkemesine açılan davanın somut olay için dava şartı yada bekletici mesele kabul edilip edilemeyeceği, Rekabetin ihlali söz konusu ise davacı şirketin bu eylemden zarar görüp görmediği, zarar görmüşse miktarı ve bu zarardan davalı Bankanın Sorumlu olup olmadığı, Davacı şirket yararına gördüğü zararın üç katı oranında tazminata hükmedilip edilemeyeceği, Davacı yararına faize hükmedilip edilemeyeceği edilecek ise türü ve başlangıç tarihine ilişkindir.
Dava konusu 05/01/2011 tarihli Genel Kredi sözleşmesi ve Rekabet Kurulu’nun … Tarih ve … sayılı kararı celp edilerek, dosya banka kayıtları üzerinde ve uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzim edilmesi için dosya konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bankacı bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda; Huzurdaki davadaki ihtilafın: Rekabet Kurulunun … dosya sayılı … karar sayılı, 08,03.2013 tarihli kararı ile 12 bankanın 21 Ağustos 2007 ve 22 Eylül 2011 tarihleri arasında kartel oluşturduğunun tespit ettiğini 12 bankanın kartel oluşturarak faiz oranlarını birlikte belirlemesi nedeniyle serbest piyasa koşullarının bozulduğu, faiz oranlarının arttığı,bu yüzden de o dönemde çekilen krediler ve kredi kartlarına olağandan yüksek faiz, mevduatlara ise olağandan düşük faiz uygulandığını 12 banka içinde yer alan davalı bankanın haksız kazanç elde ederken, davacı şirketin mağdur edildiğinin iddiası üzerine çıkmış bulunduğu,
Rekabet kurulunun kararı incelendiğinde 1- Konut kredileri,(sayfa …) 2-İhtiyaç kredileri (sayfa …) 3-taşıt kredileri (sayfa …) dikkate alınarak tablo hazırlandığının görüldüğü (sayfa4l/l69), rekabet kurulu kararında ticari krediler başlığı altında herhangi bir değerlendirmeye rastlanılamadığı, davacının kullandığı kredilerin ticari kredi olduğu, dolayısıyla davacının davalı ….’den talep edebileceği bir zararının bulunmadığı, tespit edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, düzenlenen bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre; Rekabet Kurulu Kararında bankaların anlaşmalı olarak yüksek faiz oranı belirledikleri tespit edilen kredilerin tüketici kredisi olduğu, ticari kredileri kapsamadığı, davacının kullandığı kredilerin ise Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında kullanılan ticari kredi olduğu, davacı Şirketin zarara uğradığına yönelik bulguya rastlanılmadığı, davacı şirketin işbu krediler yönünden herhangi bir zararının sözkonusu olmadığı anlaşıldığından ispat edilmeyen davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 24,90-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/01/2021

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*
* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.