Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/313 E. 2020/454 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/313
KARAR NO : 2020/454
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2019
KARAR TARİHİ : 07/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği 16/09/2019 havale tarihli dilekçesinde özetle;… -… ile davalı … İnşaatı Adi Ortaklığı arasında hafriyat, kazı, taşıma ve serme işlerinin yapılması hususunda anlaşma yapıldığını, bu anlaşma kapsamında edimlerini yerine getiren … -…’ın yaptığı işleri faturalandırdığını, …’nın çeşitli tarihlerde ödemeler yaptığını, …’ın bakiye alacaklarının mevcut olduğunu, …’ın davacıya bu alacaklarını temlik ettiğini, TBK m. 183’te “Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça borçlunun rızasını aramaksızın alacağın üçüncü bir kişiye devredilebileceğinin düzenlendiğini, ticari ilişkiye dayalı alacağın ödenmemesi, TTK 89 uyarınca oluşturulmuş cari hesap sözleşmesi kapsamında cari hesap ekstresinin talep edilmesine rağmen taraflarına her hangi bir bilgi ve belge sunulmadığını, dava şartı olan arabuluculuk başvurusunun gerçekleştirildiğini, arabuluculuk sürecinin anlaşamaya varılmadan sonlandığını beyanla ticari sözleşmeden kaynaklı alacakların tam ve kesin belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere şimdilik harca esas olmak üzere 10.000-TL’nin hakkın doğum tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı ortaklıktan tahsiline yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı taraf her ne kadar davalı olarak … Adi Ortaklığı Tic. İşletmesi hakkında dava açmış ise de Adi Ortaklığın taraf sıfatının bulunmadığı, Adi Ortaklığı oluşturan kişiler hakkında dava açılması gerektiği, davacı tarafın dava dilekçesinin bu haliyle temsilcide yanılma niteliğinde bulunduğu anlaşılmakla, Adi Ortaklığı oluşturan ortaklara dava dilekçesi, tensip zaptı, duruşma zaptı ve duruşma gününün tebliği ile davaya dahil edilmelerine karar verilmiştir.
Adi Ortaklığı oluşturan ortaklar … Ticaret A.Ş., … Ticaret A.Ş., … Ticaret A.Ş., … Ticaret A.Ş. Ve … A.Ş.’ye dava dilekçesi, tensip ve duruşma günü usulüne uygun olarak tebliğ edilerek davaya dahil edilmiştir.
Davalılar vekilinin mahkememize verdiği 27/02/2020 havale tarihli dilekçesinde özetle; Somut uyuşmazlık alacağın temlikinden doğduğundan davanın görev yönünden reddini talep ettiklerini, tarafların yapmış oldukları bir sözleşmede alacak hakkının devrini (alacağın temlikini) tamamen yasaklayabilecekleri gibi kısmen veya şarta bağlı olarak da yasaklayabileceklerini, dava dışı … … ile müvekkil ticari işletme … arasında imzalanan sözleşmenin 18.8. Maddesinde “İşbu alt sözleşme tahtında, …’nın ayrıca ve açıkça vereceği muvafakati olmadan yapılan tüm alacağın devri/temliki sözleşmeleri geçersizdir. İşbu Alt Sözleşme konusu alacak kural olarak devredilemezdir.” hükmü mevcut olduğunu, davalı tarafın temliğin geçersiz olduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber belirlenebilir mitkarların belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği, …’nın muvafakati olmadan yapılan tüm alacağın devri işlemlerinin geçersiz olduğu, kaldı ki söz konusu temlikin hangi alacak kalemlerine ilişkin olduğu belirsiz olduğundan davacının, haksız ve kötü niyetli olarak ikame etmiş olduğu davanın reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava; davacı tarafından davalılar aleyhine ticari ilişkiden kaynaklanan alacağa ilişkin alacak istemine ilişkindir.
Davacı, dava dışı … ile davalılar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın temlik alınmış olması nedeniyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir.
Davalılar davanın reddini talep etmektedir.
TBK’nın 183. maddesine göre; Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı borçlunun rızasını aramaksızın alacağını 3. kişiye devredebilir. Normal şartlarda alacaklının alacağını 3. bir kişiye devretmesi borçlunun rızasına gerek olmaksızın mümkündür. Tarafların alacağın temlikine ilişkin getirmiş olduğu yasaklama ve sınırlamalar temlik engeli olarak ortaya çıkmaktadır. Alacaklı ve borçlu yapacakları anlaşma ile alacağın temlikini mutlak suretle yasaklayabilir veya temlikin yapılabilmesini bazı sınırlamalara tabi tutabilir yada bazı tamamlayıcı unsurların gerçekleşmesi şartına bağlayabilirler. Alacaklı alacağını dilediği kişiye temlik etmekte özgürdür. Ancak taraflar aralarındaki anlaşma ile temlik yasağı ve kısıtlaması getirebilirler. Tarafların aralarındaki anlaşmaya göre alacağın temlik edilmesi gerekmektedir. Taraflar temlik yasağı sözleşmesini TBK’nın sözleşme serbesitesi prensibi gereğince diledikleri kayıtlara bağlayabilirler. Sözleşme ile karıştırılan temlik yasağına rağmen alacaklı alacağını 3. bir kişiyle devir ederse temlik işlemi geçersizdir.
Davalılar ile dava dışı … arasında yapılan sözleşmenin 18.8 maddesinde; “İşbu alt sözleşme tahtında, …’nın ayrıca ve açıkça vereceği muvafakati olmadan yapılan tüm alacağın devri/temliki sözleşmeleri geçersizdir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Madde içeriğine göre yüklenicilerin onayı olmadan sözleşme kapsamındaki her türlü hak ve borçların temlik edilemeyeceği, başka bir ifadeyle temlik yasağı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşmenin 18.8. maddesi ile alacağın temlik edilebilmesi, davalıların onayına bağlı tutulmuş olup, yasal düzenlemeler ile sözleşmenin ilgili hükmü birlikte değerlendirildiğinde, sözleşmenin temlik yasağı hükmüne dayanılarak geçerli bir temlik işlemi olmadığı anlaşıldığından, davacının aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın aktif husumet-dava şartı yokluğundan reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın aktif husumet-dava şartı yokluğundan REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 54,40-TL harcın peşin alınan 170,78-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 116,38-TL’nin davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalılar yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 1.700,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair, davacı asilin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.07/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır