Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/248 E. 2019/29 K. 16.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/248 Esas
KARAR NO : 2019/29

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/02/2019
KARAR TARİHİ : 16/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacının dava dilekçesinde özetle;Davalı … ile aralarında herhangi bir borç alacak ilişkisi bulunmadığını, yanında muhasebeci olarak yanında çalışan …’ın …’a borcu olduğunu, bu nedenle …’ya vermiş olduğu 6.000 TL’lik senedin üzerinde oynama yapılıp 16.000 TL olarak düzenlenip davalıya verildiğini, bu durumu muhasebecisine sorduğunda ise bu işi halleceğini söylediğini, ancak davalının bu senedi yine de takibe konu yaptığını, ancak davalıya kesinlikle borcunun bulunmadığını, kendisi ile hiç bir alış verişinin olmadığını, muhasebecine vermiş olduğu 600 TL’lik senedin üzerinde oynama yapılarak davalıya verildiğini, senedin tahrifatlı olduğunu aynı zamanda zamanaşımına uğradığını, aleyhine başlatılan takiplere de itiraz ettiğini, bu nedenlerle davalı tarafa borçsuz olduğunun tespitine yönelik karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap tarihli dilekçesinde özetle; Davacının borçlu müvekkilinin ise alacaklı olduğu 30/03/2006 vade tarihli ve 16.000 TL miktarlı bono gerek davacı borçlunun gerekse de dosyada ki diğer cirantaların ödeme yapmaması üzerine … 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takibe konulduğu ve davacı borçluya ödeme emri 28/03/2007 de tebliğ edildiğini, davacı bu takibe itiraz etmediğini, ancak 12 yıl sonra bu davayı açarak borca itiraz ettiğini, ayrıca davacının davalıyı tanıması zorunlu olmayıp bonoya ekleme yapıldı iddiasının yazılı belge ile ispatının yasal zorunluluk olduğunu, ayrıca bononun takibe konulduğu tarih ile icra takip işlemleri birlikte değerlendirildiğinde zamanaşımına uğramadığını, ayrıca davacının bilgisi dahilinde davacı murisinin adına kayıtlı taşınmaz icra müdürlüğünce satışa çıkarılmış alıcısı olmadığından satışın düştüğünü, davacının 12 yıldır müvekkil alacağına karşı hiçbir işleme karşı itiraz etmediğini, 12 yıl sonra iş bu davayı açarak kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle açılan davanın reddine, İİK 72 maddesi gereği %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve her türlü harç, masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı tarafça davalı aleyhine açılan kambiyo senedine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Eldeki dava … 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/336 esas, 2019/221 Karar sayılı dosyasından verilen görevsizlik kararı üzerine mahkememize tevzi edilmiş olup dava açılış tarihi 26/02/2019’dur.
HMK’nın 115/1 maddesi gereğince Mahkemeler dava şartının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
HMK 137 ve devam maddeleri gereğince dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir. Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. HMK 138.maddesi gerekçesinde de belirtildiği üzere yargılamada usule ilişkin iddia ve savunma sebeplerinin hallinden sonra işin esasına girilerek uyuşmazlık çözümlenir. Usule ilişkin hususlar ya dava şartıdır ya ilk itiraz niteliğindedir. Usule ilişkin hususlar şekli nitelik taşıdığından yargılamanın başında dosya üzerinden de incelenerek karar bağlanabilir. Ancak Mahkeme kararını vermek için tarafların dinlenmesine ihtiyaç duyuyorsa bunu da tahkikat aşamasında değil ön inceleme oturumunda yapacaktır. Aynı husus Yasanın 140/1.maddesinde de belirtilmiş olup ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verebilmek için hakimin gerekli gördüğü takdirde tarafları dinleyebileceği hükme bağlanmıştır.
Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkındaki 7155 sayılı kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A-1 maddesinde; bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olduğu hükmü getirilmiştir.
Dava dilekçesinde dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulduğuna ilişkin herhangi bir beyan bulunmadığı gibi dava dilekçesine arabuluculuk anlaşamama tutanağının eklenmediği, buna göre arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açıldığı, dava menfi tespit davası olup temelinde taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisinden kaynaklı ihtilaf olması nedeniyle TTK’nın 5/A-1 maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurmanın zorunlu davalardan olduğu, bu nedenle dava şartının bulunmadığı anlaşıldığından HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan DAVANIN, TTK’nın 5/A-1, HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 44,40 TL harcın peşin alınan 341,55 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 297,15 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca maktu 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize gönderilecek veya sunulacak dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.16/09/2019

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*

*Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.