Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/230 E. 2022/696 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/230 Esas
KARAR NO : 2022/696

DAVA : Alacak ( Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti )
DAVA TARİHİ : 12/09/2019
KARAR TARİHİ : 24/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak ( Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti ) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

TALEP: Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan 12/09/2022 tarihli Dava dilekçesinde özetle; Davacı firma ile davalı firma arasında 03/05/2018 tarihli … Tesis Yapım İşi, ( 7.426.008,00-TL ) 03/05/2018 tarihli … Tesis Yapım İşi ( 7.485.855,00-TL ) 08/05/2018 tarihli … Elektrik Tesisleri Yapım İşi ( 7.249,591,00-TL ) sözleşmenin akdedildiğini, sözleşmenin 9.1.1 Maddeleri gereği her bir iş için sözleşme bedelinin % 3’ü oranında sözleşme teminatı, sözleşmenin %10’u oranında malzeme teminatının davalı şirkete verildiğini, 3 grup yapım işi için, 6 grup yapım işi için ve 7 grup yapım işi için toplamda 3.767.448,00-TL tutarında teminat mektubunun verildiğini, her 3 sözleşme için yer teslimlerinin 16/05/2018 tarihinde gerçekleştiğini, zaman geçirmeden gerekli malzemelerin alındığını, şantiyelerin kurulduğunu, makine parkı ve araçların inşaat sahasına getirildiğini, yaklaşık 3 milyon civarında malzemenin alındığını ve imalatlara da başlandığını, ancak bir süre sonra davalının gerek kendisinden gerekse belirttiği yerlerden malzeme sevkiyatlarının durdurulduğunu, şifahi görüşmelerde de işin durdurulduğunun bildirildiğini, bunun üzerine davacı şirket tarafından davalı şirkete yazılan 28/06/2018 tarihli yazıda işin durdurulması durumunda olası maliyat artışlarının ekibi tekrar toplanmasının güçlülüğünün diğer sorunların giderilmesi gerektiğinin bu nedenle malzeme temin ve bekleme sürelerinin bildirilmesi gerektiği aksi takdirde mağduriyetleri yaşanacağının bildirildiğini, davalı tarafından söz konusu yazıya cevap verilmediğini, sorunlarda bir iyileşmenin sağlanmadığını, sözleşmeler gereği davacı firma tarafından bazı edimlerin yerine getirildiğini, belirsizlikler ve bekleme süreleri nedeniyle şantiyelerin bir kısmının kapatıldığını, faaliyetsiz geçen günler nedeniyle davacı şirketin alternatif kazançlardan mahrum kıldığını, süre geçmesi nedeniyle ekiplerin oluşturulmasının ve işe başlamanın güçleştiğini, satın alınan 3.000.000,00-TL tutarında malzemenin atıl olarak beklediğini, maliyet artışları nedeniyle davacı şirket aleyhine oluşan maliyetlerin dikkate alınıp alınmayacağını, işe devam edilmeyecekse hangi hukuksal işlemlerin yapılacağı konusunda 5 iş günü içinde bilgi verilmesinin istendiğini, davalının bu ihtarnameye de herhangi bir cevabın verilmediğini, bekleyiş sürerken yapılan işler için hazırlanan bazı hak edişlerinin davalı tarafından ödendiğini, süreçte sürekli olarak davalı tarafın bilgilendirildiğini, bu sırada yeniden söz konusu işler için ihaleye çıkılacağı duyumunun alındığını, bu sırada davalı tarafından 12/03/2019 tarihli e-posta ile … kapsamında imzalanan sözleşmenin fesih edilmesine ilişkin protokolün gönderildiğini, protokol tetkik edildiğinde sözleşmelerin 30/09/2018 tarihi itibariyle fesih edildiğinin ibaresinin olduğunu, sözleşmede ayrıca davalıdan herhangi bir hak alacak ve cezai şart ve tazminatın talep edilemeyeceğini, protokolün imzalanmasından sonra kesin teminat mektuplarının iade edileceğinin, davalının ibra edildiğini belirtildiğini, davalının gönderdiği yeni bir e-posta ile 30.09.2018 tarihinde tamamlanan yapım işi sözleşmelerine ait tasfiye hak edişlerinin tarafından imzalanmasına müteakip teminat mektuplarının iade edileceğinin bildirildiğini, davacının Ankara … Noterliğinin 20.05.2019 tarih ve … yevmiye numarası ile ihtarname ile ” İmalat nakliye işçilik malzeme vb nedenlerle şimdilik KDV hariç 1.019.287,76.TL harcandığını, bu tutardan ara hak ediş tutarı olarak ödenen 210.459,50 TL nin tenzili sonucu 808.828,26 TL daha alacağının olduğunu, davacı şirket tarafından bedeli ödenerek satın alınan KDV hariç 2.403.843,59 TL malzeme bedellerinin ödeme tarihlerine göre hesaplanan avans faiz bedellerinin, bankalardan çekilen kredi karşılığı ödenen 1.003.457,82 TL kredi komisyonunun, ayrıca iki hak ediş tutarından bloke tutulan 11.076,80 TL nin vadesinden itibaren işleyecek yasal faizinin, davacı şirketten yoksun kaldığı 5.540.363,50 TL kar bedelinin sözleşmelerin sona ereceği 30.09.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizin davacının banka hesabına aktarılması gerektiğini, ayrıca sözleşmeler gereği verilen toplam 6 adet teminat mektubunun davacı firmaya iade ve tesliminin istenildiğini”, davalı tarafından davacıya çekilen Beyoğlu … Noterliğinin 11.06.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamede “İşin süresinin 30.09.2018 tarihinde tamamlandığının kullanılmayan malzemelerin iade edilmesi gerektiğini, aksi takdirde söz konusu tutarın fatura edileceğinin” bildirildiğini, bunun üzerine kullanılmayan malzemelerin 13.06.2019 tarihinde davalıya teslim edildiğinin, belirtildiğini dava dilekçesinin tetkikinde Arabulucuya başvurdukları ancak görüşmelerden sonuç alınmadığını, alacak taleplerine ilişkin olarak müvekkil firmanın ticari defter ve kayıtlarıma göre malzeme bedelleri düşüldükten sonra kalan bakiye KDV hariç 835.300,68 TL alacağın H.M.K 109 uncu maddesi uyarınca şimdilik 10.000,00 TL”sinin, her bir barcama kaleminin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, müvekkil firma tarafından bedeli ödenmek suretiyle satın alınmış ve fakat davalı yüzünden yüklenilen işlerde kullanılamamış KDV hariç 2.403.843,59 TL tutarındaki malzemeler için her bir malzemenin bedelinin ödendiği tarihten elden çıkarıldığı tarihe kadar hesaplanımış 740.644,77 TL faiz bedelimin şimdilik 10.000,00 TL’sinin davalıdan tahsiline, sözleşme gereği her hak ediş ödemesinden (%5) oramnda kesilerek bloke tutulan KDV hariç 11.076,82 TL alacağın şimdilik 10.000,00 TL’sinin, bloke tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, müvekkil firmanın yoksun kaldığı kâr bedelinden şimdilik KDV hariç 10.000,00 TL’sinin sözleşmelerin sona ereceği tarih olarak belirlenen 30 Eylül 2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdar tahsiline, teminat mektupları ve ihtiyati tedbir talebimize ilişkin olarak; her bir sözleşme için sözleşme teminatı olarak verilmiş 24.04.2018 tarih …numaralı 519.821,00 TL bedelli ve…numaralı 524.010,00 TL bedelli ile 24,05.2018 tarih … numaralı 507.471,00 TL bedelli kesin teminat mektuplarının nakde çevrilmemesi için öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilmesine, sayılan kesin teminat mektuplarının müvekkil firmaya iadesine, her durumda hükümsüzlüğüne, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı öüzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH :Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 20/10/2022 tarihli Islah dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde talep edilen alacak kalemleri için toplam 1.681.302,00-TL üzerinden harcın yatırıldığını, 01/08/2022 tarihli bilirkişi 3. Ek raporunda ise davacı firmanın tüm alacaklarının toplamının 4.353.222,91-TL olarak hesaplandığını, alacak taleplerimize ilişkin olarak a-)Tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre müvekkil firmaya ödenmemiş cari alacaklar için talep edilen KDV hariç 100.000,00 TL’nin 712.288,74 TL daha arttırılarak 812.288,74 TL’ye yükseltilmesine, işbu alacağın işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkil firmaya ödenmesine, b-)Müvekkil firma tarafından bedeli ödenmek suretiyle satın alınmış ve fakat davalı yüzünden yüklenilen işlerde kullanılamamış malzemeler için her bir malzeme bedelinin ödendiği tarihten malzemenin elden çıkarıldığı tarihe kadar işlemiş faiz için talep edilmiş KDV hariç 10.000,00 TL’nin 417.253,57 TL daha arttırılarak 427.253,57 TL’ye yükseltilmesine, işbu alacağın işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile Müvekkil firmaya ödenmesine, c-)Sözleşme gereği her hak ediş ödemesinden (%5) oranında kesilerek bloke tutulan KDV hariç 10.000,00 TL’nin, 1.076,82 TL daha arttırılarak 11.076,82 TL’ye yükseltilmesine, işbu alacağın işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile Müvekkil firmaya ödenmesine, d-)Müvekkil firmanın yoksun kaldığı kâr bedeli için talep edilen KDV hariç 10.000,00 TL’nin 1.541.301.78 TL daha arttırılarak 1.551.301,78 TL’ye yükseltilmesine, işbu alacağın davalı yanca sözleşmelerin feshedildiği tarih olarak bildirilen 30.09.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkil firmaya ödenmesine, Teminat Mektupları ve İhtiyati Tedbir Talebimize İlişkin Olarak; a-) Sayın Mahkemenizin 23.09.2019 tarihli kararı ile üzerlerinde ihtiyati tedbir kararı bulunan ve davalıya sözleşme teminatı olarak verilmiş 24.04.2018 tarih… numaralı 519.821,00 TL bedelli ve… numaralı 524.010,00 TL bedelli ile 24.05.2018 tarih …numaralı 507.471,00 TL bedelli kesin teminat mektuplarının müvekkil firmaya iadesine veya mektupların hükümsüzlüğüne, b-)İhtiyat-i Tedbir kararı için mahkemenize sunulan … Bankasına ait 27.09.2019 tarih ve …mektup numaralı, 232.695,30 TL bedelli kesin teminat mektubu’nun müvekkil firmaya iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından Mahkememize sunulan11/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının edimlerini yerine getirmediğini, süreçte davalının kusuru olmadığı onun için 30.09.2018 tarihli fesih sözleşmesini imzalamadığını, sözleşmelerin yapım işi sözleşmeleri olduğunu, davalının defterlerde sabit olan 3.182.414,35 TL borcunun olduğunu, bu tutardan işler için alınan ancak kullanılmayarak satılan 2.347.113,67 TL nin tenzil edilmesi sonucu 835.300,68 TL alacak kaldığının belirtildiğini, davacının alacak tutarlarını kesin olarak hesaplayabildiği durumda davayı asgari tutarlardan açmasının Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kararı gereği usülden ret edilmesi gerektiğinin belirtildiğini, esasa ilişkin davacı ile davalı arasında imzalanan … ve… tesisi yapım işi sözleşmelerinin imzalandığını, sözleşmelerin 8.3. maddesi uyarınca davacı olan yüklenicinin en geç 30.09.2018 tarihine kadar işleri tamamlayarak geçici kabule hazır hale getirmesi gerektiğini, oysa davacının kendi ikrarı ile de sabit olduğu üzere anılan tarihe kadar işleri tamamlayamadığını, davacının hak ettiği hak ediş ödemelerinin kendisine yapıldığını, taraflar arasındaki sözleşmeler işin tamamlanma süresi sonu olan 30.09.2018 tarihinde konusuz kaldığını, davacının sahayı terk etmemesi üzerine kendisine 12.03.2019 ve 09.04.2019 tarihli e-postaların gönderildiğini, sözleşmenin 9.3. maddesinde teminat mektuplarının “taahhüdün sözleşme ve ihale dokümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirilmesini, geçici kabul tutanağının onaylanması ve SSK ilişiksiz belgesinin ibraz edilmesi gerektiğini, oysa mevcut durumda işin tamamlanamadığını, davalının iyi niyetli olarak işleri yapılan kadarki hali ile tasfiye etmek adına davacıya tasfiye hak ediş tutarlarının gönderildiğini, söz konusu belgelerin ve fesih protokolünün imzalanması halinde teminat mektuplarının iade edileceğinin bildirildiğini, ancak davacının tutanakları imzalamadığı sözleşmenin 34.3 maddesi uyarınca “İşveren, dilediği zaman sebep bildirmeksizin sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih edebileceğini, bu durumda yükleniciye yapılacak ödeme fesih anına kadar ifa edilen işler nedeniyle hak edilen ödemeler olacağını, davacının haksız ve hukuksuz olarak malzeme bedeli olarak kdv hariç 835.300,68 TL talep edilmekte olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmelerin malzeme satımı sözleşmesi olmadığını, eser sözleşmesi olduğunu, davacının söz konusu malzeme bedelini talep edecekse kabul anlamına gelmemek üzere söz konusu malzemeleri davalı şirkete teslim etmesi gerektiğini, davacının ayrıca 740.644,77 TL finansman bedeli istediğini, oysa sözleşmelerde davalının finansman maliyeti ile ilgili bir yükümlülüğünün olmadığını, davacının menfi zarar ile müspet zarar iddialarını birlikte dile getirdiğini, yoksun kalınan kar bedelini müspet zarar olarak dikkate aldığını, Yargıtay içtihatlarına göre müspet zarar veya menfi zarardan birisini dikkate alması gerektiğini” belirtilerek haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER: 03/05/2018-03/05/2018-08/05/2018 tarihli sözleşmeler, iş programları, aylık planlar, fiyat icmal cetvelleri, ihale birim fiyat listeleri, teminat mektupları sureti, yer teslim protokolleri, SGK iş yeri açılış müracaatları, Davacı şirket tarafından davalıya hitaben yazılan 28/06/2018 tarihli yazı, Ankara … Noterliğinin 17/07/2018 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi, Hakediş ve İstihkak raporları, e-posta yazışmaları, Davalının 12/03/2019 tarihli e-posta ve eki örnek fesih protokolü, Davalı tarafından davacıya hitaben yazılan 09/04/2019 tarihli yazılar, Ankara … Noterliğinin 20/05/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, Beyoğlu … Noterliğinin 11/06/2019 tarih… yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi, 13/06/2019 tarihli teslim tesellüm tutanakları, sevk irsaliyeleri, faiz tabloları, faturalar, masraf belgeleri, taraf şirketlere ait ticari defter ve kayıtlar, arabulucu son anlaşmazlık tutunağı, bilirkişi heyet raporları ve tüm dosya kapsamı.
Bağımsız Denetçi YMM Bilirkişi …, Bağımsız Denetçi SMMM Bilirkişi …, Borçlar Nitelikli Hesap Uzmanı Bilirkişi… tarafından hazırlanan 22/05/2020 alındı tarihli bilirkişi raporuna göre; Davacı yapımcı firma ile davalı işveren firma arasında imzalanan 03.05.2018, 08.05.2018 ve 08.05.2018 tarihli yapım işi sözleşmelerinde yapılacak iş tanımlanmış, tarafların hak ve yükümlülükleri düzenlendiğini, sözleşmede yüklenici …Ticaret Anonim Şirketinin süreçte yapması gerekenlerin açıklandığını, sözleşmenin 34.3. maddesinde işveren davalı firmanın sözleşmeleri tek taraflı olarak istediği zaman fesih edileceğinin belirtildiğini, sözleşmelere istinaden düzenlenen yer teslim protokollerinde yer teslim tarihi, işe başlama tarihi ve işin tamamlanma tarihinin de belirtildiğini, davalı işveren …nin sözleşme ve protokol kapsamında yerine getirmediği edimin bulunduğunu, davacı süreçte işin durdurulması, var olan malzeme ile yapılabilecek kadar işin yapılması gibi şifahi talimatların işveren tarafından verildiğinin belirtildiğini, ancak iddia edilen bu durumun ispat edilmesinin gerektiğini, zira söz konuşu işlerin, davalı talimatı ile yapılamamış olması halinde davacı yanın katlanmak zorunda kaldığı zararları talep edebileceğinin açık olduğunu, diğer taraftan davacının davalının kusuru nedeniyle süresinde imalatları yapamadığını belirtmişse de sahada davacı uhdesinde bulunan davalı tarafından tedarik edilen 2.3 milyon TL den fazla malzemenin bulunduğu, bu malzemenin imalatta neden kullanılmadığının izahının olmadığının görülmekte olduğunu, kaldı ki davacı yan, işler için alınan malzemelerden 2.347.113,67 TL lik kısmın satıldığını beyan ettiğini, bu durumda davacı yanın talep ettiği 835.300,68 TL lik bakiyenin, işte kullanılamayan ya da satılamayan malzeme bedeli olduğu anlaşılmakla, sözleşmelerin hükümleri dikkate alındığında, bu bedeli davalı yandan talep edemeyeceği, bu talebin ancak, yukarıda belirtildiği gibi işlerin davalı yancça durdurulduğunun ispatı halinde ve davacı yanın 835.300,68 TL tutarındaki malzemeyi davalı yana teslim etmesi ile mümkün olabileceği değerlendirildiğini, davacı yanın dava dosyasına “…işleri için alınan malzemelerden kaynaklanan faiz gider tablosu’ başlıklı 740.644,77 TL tutarındaki excell dökümünü sunmuş olduğu görülmekle, söz konusu döküm davacı yan tarafından hazırlanmış olup, herhangi bir resmi niteliğinin bulunmadığını, ayrıca davacı yanın münhasıran davalı şirket şantiyesinde kullanmak üzere satın aldığını beyan ettiği malzemeler için kredi kullandığını, buna dayalı olarak da excell dökümünde yer alan faiz giderini üstlenmek zorunda kaldığını ispat edebilmesi için, bankalardan kullanılan kredilerin direkt olarak muhatap satıcılara aynı gün içerisinde gönderilmiş olduğunu belgelemesi gerekmekte olduğunu, aksi halde kredi kullanılmış olsa dahi bu kredinin salt bu amaçla kullanılmış olduğunun ispatının mümkün görünmediğini, söz konusu excell dosyasında davacı yanın davaya konu işler için alındığını beyan ettiği fatura bilgilerinin yer aldığı, ekinde de bu faturaların sunulu olduğu görülmekle, bu faturalar muhteviyatı ürünlerin ne kadarının iş ile ilgili sarf edildiği, ne kadarının davacı tarafın beyan etmiş gibi satılmış olduğu, hususlarının davacı tarafın varsa detay mizahında söz konusu şantiye için yapmış olduğu alt kırılımlı maliyet hesaplarında görülebileceğini, davacı şirket mizahında bu yönde bir kayıt düzeninin kullanılmamış olması halinde ise beyanların kayıtlar ile tevsiki mümkün olmayacağını, zira davacı tarafın sunmuş olduğu excell dökümüne göre davaya konu iş için toplamda 2.828.434,22 TL tutarında malzeme alınmış, bunun 2.358.977,81 TL’lik kısmının şantiyeye sevk edildiğini, 469.456,41 TL’lik kısmın ise uhdesinde kaldığının anlaşıldığını, oysa davacı tarafın talebi 835.300,68 TL olduğunu, dayanağının anlaşılamadığını, diğer yandan heyette teknik bilirkişinin olmadığından davacı tarafından satın alınan şantiyeye sevk edildiği iddia edilen fatura muhteviyatı malzemelerin sözleşme konusu işlerle kullanılan malzemeler olup olmadıklarını öyle ise hak edişler incelenerek bu malzemelerin ne kadarlık kısmının imalatta kullanılmış olduğu ve toplamda maliyetin ne kadar olduğu hususlarının da uzmanlık alınında olmadığı için değerlendirilemediğini, takdirin mahkememize ait olduğu görüşüne varılmıştır.
Hesap Uzmanı Bilirkişi …, İnşaat Mühendisi Bilirkişi …, Borçlar Nitelikli Hesap Uzmanı Bilirkişi … ve Elektrik mühendisi …tarafından hazırlanan 28/12/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; Davalı tarafın şifahi talimat ile işi durdurduğu iddialarına karşı bir itirazı veya TBK m.473/1 uyarınca bir dönme beyanı bulunmadığını, bu durumun yukarıdaki … da dikkate alındığında davalı lehine yorumlanamayacağını, ayrıca davalının sessiz kalmak suretiyle Sözleşmenin 20.1.maddesinin son cümlesi uyarınca sözleşmenin uzamasına zımnen muvafakatinin kabulü halinde, davacının edimlerini süresi içinde yerine getirmediğinden bahsedilemeyeceğini, sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde genel hükümlere (TBK) müracaat edileceğinden, davacı yüklenicinin haklarının ve talep edebileceği hususların TBK hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiğini, bu kapsamda TBK m.485 uyarınca davacının yaptığı işin değerini ve bu değere girmeyen giderleri ile davalının işin durmasında kusurlu olduğunun kabulü halinde ayrıca davalıdan tazminat isteyebileceğini, somut olayda sözleşme, davalı tarafından 12.03.2019 tarihinde feshedildiğine ve böylece sözleşme sona erdiğine göre, davacının ifa menfaatini yani müspet zararını talep etmesinin mümkün olmadığını, bu kapsamda davacının, somut olay kapsamında menfi zararlarını talep edebileceğini, menfi zararların içine ise söz konusu sözleşmeye güvenerek yaptığı tüm masraflar ile fesih tarihine kadar yaptığı işlerin bedelinin girebileceğini, bu kapsamda davacının taleplerinden; elden çıkarılan malzeme bedeli düşüldükten sonra bakiye kalan bir malzeme masrafı varsa bu bedelin ve faizinin, satılan bu malın bekleme sürecinde kullanılamamış olmasından kaynaklanan zararın ve faizinin, bloke tutulan hakedişin ve faizinin talep edilebileceğini, buna mukabil müspet zarar mahiyetindeki kâr mahrumiyetini talep edemeyeceğini, bilirkişilerin tespitlerine gör, raporumuz içeriğindeki tespitler doğrultusunda davacının 3 sözleşme için ayrı ayrı tutulan muavin defter kayıtlarına göre davalının borç hesabı tutarının 3.000.175,35 TL olduğunu, bu bedel içerisinde 2.079.985,79 TL’lik malzeme tutarı bulunduğu anlaşılmış olup malzeme tutarının düşülmsi sonucu kalan bakiye alacağın (3.000.175,35 TL -2.347.113,67 TL) 653.061,68 TL olduğu ve bu alacağın işçilik, şantiye, sigorta, Yemek, Market gibi vb giderlerden oluştuğunu, yapılan bu giderlerin faturaları dosyaya ibraz edilmiş olup bir kısmının ise belgesiz gider adı altında listenmiş olduğu görüldüğünü, bilirkişi heyetince davacının faiz tablosunda beyan ettiği Malzeme ve Malzeme tutarlarının yerinde olup olmadığı ile ilgili inceleme yapılamadığını, şöyle ki bu malzemelerin nerede kullanıldığının bu konuda uzman teknik bilirkişi tarafından yerinde ve görülerek incelenmesi halinde, faiz tablosundaki tutarların yerinde olup olmadığının tespit edilebileceği kanaatine varıldığını, dosya üzerinden yapılan incelemede davaya konu ekipman ve malzemenin yerinde görülerek değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, sağlıklı bir çalışma yapılabilmesi için davacı dilekçesinde belirtildiği gibi bu cihaz ve malzemelerin tam marka, model, tip, birim – somut biçimde tespiti ve bir … Excel dosyası halinde tarafımıza sunulması amacı ile bu konuda uzman bilirkişi tarafından incelenip teslim edilip edilmediğinin belirlenmesi gerektiği kanaati hasıl olduğunu, davacı tarafın söz konusu şantiyeye getirdiği elektrik tesisatı malzemelerinin önemli olduğunu, daha önemlisi davacı tarafın elektrik tesisatı olarak imalatını yaptığını iddia ettiği elektrik malzemelerinin tarafların onayladığı hak edişlerdeki miktarları ve bedelleri olduğu kanaatine varıldığını, elektrik tesisatının imalatında yapılan hakedişleri incelendiğinde fatura/ sevk irsaliyesinde bulunan elektrik malzemelerinin söz konusu imalatta kullanıldığının tespitinin yapıldığını, davacı tarafından satın alınarak şantiyeye getirilen fatura/sevk irsaliyesi muhteviyatında bulunan elektrik tesisatı malzemelerinin, taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında bulunan işlerde kullanılan malzemeler olduklarının tespitinin yapıldığını, ortalama giriş fiyatlarına göre malzeme ve malzeme tutarlarının yerinde olup olmadığı ile ilgili takdir mahkememize ait olduğunu, dosya içeriğinde davacı yanın kullanmış olduğunu iddia ettiği kredilere ait bir belge ve verinin mevcut olmadığı görülmüş olup, bu bağlamda tarafımızdan davacı talebi doğrultusunda kullanıldığı iddia edilen Kredi Faiz oranları üzerinden ve %49 yasal faiz oranı üzerinden seçenekli hesaplama yapılmış olup, davacı – talebi doğrultusunda Kredi Faiz oranları üzerinden yapılan faiz hesabına göre faiz alacağının 730.510,07 TL olduğunu, %49 yasal faiz üzerinden yapılan hesaplamaya göre ise 209.305,05 TL faiz alacağının olduğu hesap edildiğini, tespit edilen teminat mektuplarının sürelerinin sona erdiğinden etkisiz hale geldiğini, henüz süresi dolmayan teminat mektupları ise hükümsüz olmamakla birlikte, taraflar arasındaki sözleşmelerin 9’uncu maddeleri uyarınca ancak zarar, hasar, ceza veya kesintilerin karşılanması için paraya çevrilebileceği gözetildiğinde, bu yönde bir talebi olmayan davalı tarafın, söz konusu sözleşmelerden dolayı bir zarara, hasara, cezaya veya kesintiye maruz kaldığını ispat etmediği sürece, teminat mektuplarını iade etmekle yükümlü olduğu görüşüne varılmıştır.
Hesap Uzmanı Bilirkişi …, İnşaat Mühendisi Bilirkişi …, Elektrik mühendisi …tarafından tarafından hazırlanan 31/08/2021 tarihli bilirkişi ön raporuna göre; Rapor içeriğinde yapılan açıklamalar muvacehesinde, dosyaya mübrez belge, bilgi, dava dosyası, davalı ticari defterleri ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde davalının 2018-2019-2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalı şirketin davacı taraf ile olan 2018 yılına ait 120. Alıcılar hesabında borç alacak bakiyesinin 0,00 TL olduğunu, davalının ticari defterlerine göre; Davalı tarafın incelenen 2018-2019-2020 yılları ticari defterlerinde 01.02.2019 tarihi itibariyle davacı yana 208.068,96 TL tutarında borçlu olduğunu, raporun içeriğindeki tespitler doğrultusunda davacının 3 sözleşme için ayrı ayrı tutulan muavin defter kayıtlarına göre davalının borç hesabı tutarının 3.000.175,35 TL olduğunu, bu bedel içerisinde 2.079.985,79 TL’lik malzeme tutarı bulunduğunun anlaşıldığını, malzeme tutarının düşülmsi sonucu kalan bakiye alacağın (3.000.175,35 TL -2.347.113,67 TL -) 653.061,68 TL olduğu ve bu alacağın işçilik, şantiye, sigorta, Yemek, Market gibi vb giderlerden oluştuğunu, yapılan bu giderlerin faturaları dosyaya ibraz edilmiş olup bir kısmının ise belgesiz gider adı altında listenmiş olduğu görüldüğünü, bilirkişi heyetince davacının faiz tablosunda beyan ettiği Malzeme ve Malzeme tutarlarının yerinde olup olmadığı ile ilgili inceleme yapılamadığını, şöyle ki bu malzemelerin nerede kullanıldığının bu konuda uzman teknik – bilirkişi tarafından yerinde ve görülerek incelenmesi halinde, faiz tablosundaki tutarların yerinde olup olmadığının tespit edilebileceği kanaatine varıldığını, dosya üzerinden yapılan incelemede: davaya konu ekipman ve malzemenin yerinde görülerek değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, sağlıklı bir çalışma yapılabilmesi için davacı dilekçesinde belirtildiği gibi bu cihaz ve malzemelerin tam marka, model, tip, birim somut biçimde tespiti ve bir … Excel dosyası halinde tarafımıza sunulması amacı ile bu konuda uzman bilirkişi tarafından incelenip teslim edilip edilmediğinin belirlenmesi gerektiği kanaatin hasıl olduğunu, davacı tarafın söz konusu şantiyeye getirdiği elektrik tesisatı malzemelerinin önemli olduğunu, daha önemlisi davacı tarafın elektrik tesisatı olarak imalatını yaptığını iddia ettiği elektrik malzemelerinin tarafların onayladığı hak edişlerdeki miktarları ve bedelleri olduğu kanaatine varıldığını, ortalama giriş fiyatlarına göre malzeme ve malzeme tutarlarının yerinde olup olmadığı ile ilgili takdirin mahkememize ait olmak üzere; Dosya içeriğinde davacı yanın kullanmış olduğunu iddia ettiği kredilere ait bir belge ve verinin mevcut olmadığı görülmüş olup, bu bağlamda tarafımızdan davacı talebi doğrultusunda kullanıldığı iddia edilen Kredi Faiz oranları üzerinden ve %9 yasal faiz oranı üzerinden seçenekli hesaplama yapılmış olup, davacı talebi doğrultusunda Kredi Faiz oranları üzerinden yapılan faiz hesabına göre faiz alacağının 730.510,07 TL olduğunu, %9 yasal faiz üzerinden yapılan hesaplamaya göre ise 209.305,05 TL faiz alacağının olduğu hesap edildiğini, teknik Yönden Değerlendirmeler; Kök raporda, işin süresinde tamamlanamayacağı yönündeki olunan kanaatte bir değişiklik olmadığını, elektrik tesisatı olarak yukarıda belirtildiği gibi, davacı tarafından satın alınarak şantiyeye getirilen fatura/sevk irsaliyesi muhteviyatında bulunan elektrik tesisatı malzemelerinin taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında bulunan işlerde kullanılan malzemeler olduklarını belirlemek için bu konuda elektrik malzemelerinde ve elektrik işlerinde uzman tespit bilirkişisinin yerinde inceleme ve değerlendirme yaparak elektrik malzemelerinin tespitini yapması ve rapor hazırlaması gerektiği kanaatine varıldığını, ancak elektrik malzemelerinin ve elektrik işlerinin tespitleri yapıldıktan sonra davacı tarafından satın alınarak şantiyeye getirilen fatura/sevk irsaliyesi muhteviyatında bulunan elektrik tesisatı malzemelerinin taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında bulunan işlerde kullanılan malzemeler oldukları hakkında kanaate varılabiliniğini, ancak davalı taraf imalatta uygun olmayan malzemelerinin kullanıldığını belgelerle ispatlarsa değerlendirileceği kanaatine varıldığını, Hukuki Yönden Değerlendirmeler; Hukukçu bilirkişi tarafından henüz görüş bildirilmediği beyan edilmiştir.
Hesap Uzmanı Bilirkişi …, İnşaat Mühendisi Bilirkişi …, Borçlar Nitelikli Hesap Uzmanı Bilirkişi…ve Elektrik mühendisi … tarafından hazırlanan 06/09/2021 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; Rapor içeriğinde yapılan açıklamalar muvacehesinde, dosyaya mübrez belge, bilgi, dava dosyası, davalı ticari defterleri ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde davalının 2018-2019-2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalı şirketin davacı taraf ile olan 2018 yılına ait 120. Alıcılar hesabında borç alacak bakiyesinin 0,00 TL olduğu, davalının ticari defterlerine göre davalı yanın incelenen 2018-2019-2020 yılları ticari defterlerinde 01.02.2019 tarihi itibariyle davacı yana 208.068,96 TL tutarında borçlu olduğunu, bilirkişi raporunun içeriğindeki tespitler doğrultusunda davacının 3 sözleşme için ayrı ayrı tutulan muavin defter kayıtlarına göre davalının borç hesabı tutarının 3.000.175,35 TL olduğunu, bu bedel içerisinde 2.079.985,79 TL’lik malzeme tutarı bulunduğu anlaşılmış olup Malzeme tutarının düşülmsi sonucu kalan bakiye alacağın (3.000.175,35 TL -2.347.113,67 TL -) 653.061,68 TL olduğu ve bu alacağın işçilik, şantiye, sigorta, Yemek, Market gibi vb giderlerden oluştuğu, yapılan bu giderlerin faturaları dosyaya ibraz edilmiş olup bir kısmının ise belgesiz gider adı altında listenmiş olduğu görüldüğünü, bilirkişi heyetince davacının faiz tablosunda beyan ettiği Malzeme ve Malzeme tutarlarının yerinde olup olmadığı ile ilgili inceleme yapılamadığını, şöyle ki bu malzemelerin nerede kullanıldığının bu konuda uzman teknik bilirkişi tarafından yerinde ve görülerek incelenmesi halinde, faiz tablosundaki tutarların yerinde olup olmadığının tespit edilebileceği kanaatine varıldığını, dosya üzerinden yapılan incelemede davaya konu ekipman ve malzemenin yerinde görülerek değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, sağlıklı bir çalışma yapılabilmesi için davacı dilekçesinde belirtildiği gibi bu cihaz ve malzemelerin tam marka, model, tip, birim somut biçimde tespiti ve bir MS Excel dosyası halinde tarafımıza sunulması amacı ile bu konuda uzman bilirkişi tarafından incelenip teslim edilip edilmediğinin belirlenmesi gerektiği kanaati hasıl olduğunu, davacı tarafın söz konusu şantiyeye getirdiği elektrik tesisatı malzemelerinin önemli olduğunu, daha önemlisi davacı tarafın elektrik tesisatı olarak imalatını yaptığını iddia ettiği elektrik malzemelerinin tarafların onayladığı hakedişlerdeki miktarları ve bedelleri olduğu kanaatine varıldığını, ortalama giriş fiyatlarına göre malzeme ve malzeme tutarlarının yerinde olup olmadığı ile ilgili takdirin mahkememize ait olmak üzere dosya içeriğinde davacı tarafın kullanmış olduğunu iddia ettiği kredilere ait bir belge ve verinin mevcut olmadığı görülmüş olup, bu bağlamda tarafımızdan davacı talebi doğrultusunda kullanıldığı iddia edilen Kredi Faiz oranları üzerinden ve %9 yasal faiz oranı üzerinden seçenekli hesaplama yapılmış olup, davacı talebi doğrultusunda Kredi Faiz oranları üzerinden yapılan faiz hesabına göre faiz alacağının 730.510,07 TL olduğu, %9 yasal faiz üzerinden yapılan hesaplamaya göre ise 209.305,05 TL faiz alacağının olduğu hesap edildiğini, kök raporda, işin süresinde tamamlanamayacağı yönündeki kanaatimizde bir değişiklik olmadığını, elektrik tesisatı olarak yukarıda belirtildiği gibi, davacı tarafından satın alınarak şantiyeye getirilen fatura/sevk irsaliyesi muhteviyatında bulunan elektrik tesisatı malzemelerinin taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında bulunan işlerde kullanılan malzemeler olduklarını belirlemek için bu konuda elektrik malzemelerinde ve elektrik işlerinde uzman tespit bilirkişisinin yerinde inceleme ve değerlendirme yaparak elektrik malzemelerinin tespitini yapması ve rapor hazırlaması gerektiği kanaatine varıldığını, ancak elektrik malzemelerinin ve elektrik işlerinin tespitleri yapıldıktan sonra davacı tarafından satın alınarak şantiyeye getirilen fatura/sevk irsaliyesi muhteviyatında bulunan elektrik tesisatı malzemelerinin taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında bulunan işlerde kullanılan malzemeler oldukları hakkında kanaate varılabilineceğinin, ancak davalı taraf imalatta uygun olmayan malzemelerinin kullanıldığını belgelerle ispatlarsa değerlendirileceği kanaatine varıldığını, tazminat talepleri yönünden yapılan değerlendirmelerde menfi zarar ile müspet zararın kural olarak aynı anda istenemeyeceği, ancak aşkın zarar olarak talep edilebileceğini, işin süresinde bitirilmesine davalının engel olduğu sonucuna ulaşılırsa, TMK m.2 uyarınca davalının feshi haklı olarak değerlendirilemeyeceğini, ancak sözleşme konusu işinin davalıdan kaynaklanmadığı sonucuna ulaşılırsa işin süresinde feshin haklı olarak kabul edilebileceğini, sözleşmenin feshi haklı görülmez ise davacının kâr mahrumiyetini isteyebileceğini, fesih haklı ise veya ortak kusur var ise kâr mahrumiyetinin talep edilemeyeceğini, nihai değerlendirme ve takdirin mahkememize ait olduğunu, özel hüküm olan TBK m.485 yerine TBK m.112 vd. hükümlerine göre davalıdan tazminat istenebileceğini,
Hesap Uzmanı Bilirkişi …, İnşaat Mühendisi Bilirkişi…, Borçlar Nitelikli Hesap Uzmanı Bilirkişi … ve Elektrik mühendisi … ve Elektrik mühendisi bilirkişi… tarafından hazırlanan 17/02/2022 tarihli rapora göre; İşbu Ek Rapor içeriğinde yapılan açıklamalar muvacehesinde, tarafların itirazları, önceki kök ve ek raporlar, dosyaya mübrez belge, bilgi, dava dosyası, davalı ticari defterleri ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde davalının 2018-2019-2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalı şirketin davacı yan ile olan 2018 yılına ait 120. Alıcılar hesabında borç alacak bakiyesinin 0,00 TL olduğunu, davalının ticari defterlerine göre davalı yanın incelenen 2018-2019-2020 yılları ticari defterlerinde 01.02.2019 tarihi itibariyle davacı yana 208.068,96 TL tutarında borçlu olduğunu, bu alacak kaleminin içerisinde 11.076,82 TL bloke tutulan hak ediş bedelinin de bulunduğunu, raporumuz içeriğindeki tespitler doğrultusunda davacının 3 sözleşme için ayrı ayrı tutulan muavin defter kayıtlarına göre davalının borç hesabı tutarının 3.000.175,35 TL olduğunu, bu bedel içerisinde 2.347.113,67 TL’lik malzeme tutarı bulunduğu anlaşılmış olup malzeme tutarının düşülmesi sonucu kalan bakiye alacağın (3.000.175,35 TL – 347.113,67 TL -) 653.061,68 TL olduğu ve bu alacağın işçilik, şantiye, sigorta, Yemek, Market gibi vb giderlerden oluştuğu, yapılan bu giderlerin faturaları dosyaya ibraz edilmiş olup, 37.765,08 TL’sinin belgesiz gider adı altında listenmiş olduğunu, dava dosyasına Ek-18 de sunulmuş malzemelere İilişkin irsaliyeler, faturalar ve Malzemelerin marka, model, tip, birimlerinin gösterildiği tablo ile Ek-1 deki iş programlarında yaptığı eşleştirme, inceleme ve değerlendirmeler sonucunda, davacının satın aldığı malzemelerin tamamının, dava konusu sözleşmeler kapsamında yüklenilen işe özgü malzemeler olduğunu, yüklenici tarafından temin edilmiş malzeme miktarlarının iş programlarında belirtilen malzeme miktarları ile uyumlu olduğunu, irsaliyelerdeki tarih ve adreslere bakıldığında da söz konusu malzemelerin dava konusu işlerde kullanılmak amacıyla satın alınmış olduğunu, davacı tarafın söz konusu şantiyeye getirdiği elektrik tesisatı malzemelerinin önemli olduğunu, daha önemlisi davacı tarafın elektrik tesisatı olarak imalatını yaptığını iddia ettiği elektrik malzemelerinin tarafların onayladığı hakedişlerdeki miktarları ve bedelleri olduğu kanaatine varıldığını, her ne kadar dosya içeriğinde, davacı yanın kullanmış olduğunu iddia ettiği kredilere ilişkin bir kısım banka kredi belgeleri olduğu görülmüş ise de, bu kredilerin dava konusu malzemelerin satın alınması amacıyla kullanılıp kullanılmadığının belli olmadığını, takdiri mahkememize ait olmak üzere yine de davacı talebi doğrultusunda kullanıldığı iddia edilen Kredi Faiz oranları üzerinden, %9 yasal faiz oranı üzerinden ve avans faizi üzerinden seçenekli hesaplama yapılmış olup, davacı talebi doğrultusunda Kredi Faiz oranları üzerinden yapılan faiz hesabına göre davacının faiz alacağının 730.510,07 TL olduğunu, %9 yasal faiz üzerinden yapılan hesaplamaya göre 209.305,05 TL faiz alacağının olduğunu, avans faizi üzerinden yapılan hesaplamaya göre ise 427.253,57 TL faiz alacağının olduğunun hesap edildiğini, teknik yönden yapılan değerlendirmelerde, takdiri mahkememize ait olmak üzere bu kez heyete dahil olan elektrik dağıtım işinde uzman bilirkişi ile birlikte dosyada yapılan incelemede; yer teslim tutanaklarına göre yer teslimlerinin 16.05.2018 tarihinde yapılmış olması, dava dilekçesi ekinde dosyaya ibraz edilen ve dava konusu her 3 sözleşme için ayrı ayrı düzenlenerek verilmiş ve davalı tarafından 22.05.2018 tarihinde onaylanmış “iş programları”nda, 2018 Haziran ayında işlerin %10’unun, 2018 Temmuz ayında %35’inin, 2018 Ağustos ayında %40’ının, 2018 Eylül ayında da %15’inin gerçekleştirileceğinin kararlaştırılmış olması, buna göre 2018 Mayıs ayının tamamının hazırlık süreci olarak öngörüldüğü, bu hali ile 2018 Haziran ayının tamamında işin en fazla %10’unun tamamlanması gerektiğinin anlaşılması, davacının yazılı ihtarları karşısında basiretli tacir gibi davranması gereken davalının sessiz kalması, işin geciktiği veya sözleşmeden dönme iradesinin bulunduğuna dair davacıya herhangi bir bildirimde bulunmaması, 12.03.2019 tarihine kadar sessiz kaldığı anlaşılan davalı tarafın işin süresinin uzatılmasına zımnen muvafakat ettiği sonucuna ulaşılması, yine takdiri mahkemeye ait olmakla beraber, sözleşmenin uzadığı dikkate alındığında davacının edimlerini süresi içinde yerine getirmediğinden bahsedilemeyeceğini, davacının iş programına göre Haziran 2018 ayında işin %10’unu gerçekleştirmesi gerekirken, … işinin%1,77’sini, … işinin %1,20’sini gerçekleştirip, … işinde ise herhangi bir imalat yapamamasında haklı nedenlerinin olduğu, davalının sözleşmelerin feshinde haklı olmadığını, davalı taraf imalatta uygun olmayan malzemelerinin kullanıldığını belgelerle ispatlarsa değerlendirileceğini tazminat talepleri yönünden yapılan değerlendirmelerde menfi zarar ile müspet zararın kural olarak aynı anda istenemeyeceğini, ancak aşkın zarar olarak talep edilebileceğini, işin süresinde bitirilmesine davalının engel olduğu sonucuna ulaşılırsa, TMK m.2 uyarınca davalının feshi haklı olarak değerlendirilemeyeceği, ancak sözleşme konusu işin gecikmesinin davalıdan kaynaklanmadığı sonucuna ulaşılırsa işin süresinde bitirilmesi mümkün olmadığını, için feshin haklı olarak kabul edilebileceğini, sözleşmenin feshi haklı görülmez ise davacının kâr mahrumiyetini isteyebileceği, fesih haklı ise veya ortak kusur var ise kâr mahrumiyetinin talep edilemeyeceği, nihai değerlendirme ve takdirin mahkemeye ait olduğunu, özel hüküm olan TBK m.485 yerine TBK m.112 vd. hükümlerine göre davalıdan tazminat istenebileceğini, Yargıtay 15 H.D.’sinin kararından hareketle ve takdiri mahkemeye ait olmak üzere; davalının 12 Mart 2019, 20 Mart 2019 ve 09 Nisan 2019 tarihli e-postalarında ve eklerinde gönderilen belgelerde,… Grubunun feshine ilişkin, 03 ve 06 gruplarının tasfiye hak edişinin imzalanmasına ilişkin bildirimlerinin “sözleşmelerin nedensiz feshi” olarak değerlendirilmesi halinde bu durumda TBK’nun 484. maddesi uyarınca davacının yoksun kalınan kar kaybının ve zararlarının “toplama yöntemine” göre hesaplanmasının gerekeceğini, yine takdirin mahkememize ait olmak üzere TBK 484. maddesinin uygulanmaması ve işbu ek raporda yapılan tespit ve değerlendirmelere göre davalının sözleşmeleri feshinde haklı olmadığı sonucuna varılırsa davacının ” yoksun kaldığı karının “eksiltme yöntemine” göre hesaplanabileceğini, bilirkişi heyetince davacının yoksun kaldığı karını ve zararlarını hesaplayabilecek uzman bir bilirkişinin bulunmadığını, bu hesaplamanın yapılabilmesi için eser sözleşmelerinde eser sözleşmelerinde tazminat hesabında uzman bir bilirkişinin gerektiğinin görüşüne varılmıştır.
Hesap Uzmanı Bilirkişi…, İnşaat Mühendisi Bilirkişi…, Borçlar Nitelikli Hesap Uzmanı Bilirkişi…ve Elektrik mühendisi …, Elektrik Mühendisi Bilirkişi … ve İşletme Mühendisi … tarafından hazırlanan 11/08/2022 tarihli rapora göre; İşbu Ek Rapor içeriğinde yapılan açıklamalar muvacehesinde, tarafların itirazları, önceki kök ve ek raporlar, dosyaya mübrez belge, bilgi, dava dosyası, davalı ticari defterleri ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde davalının 2018-2019-2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalı şirketin davacı taraf ile olan 2018 yılına ait 120. Alıcılar hesabında borç alacak bakiyesinin 0,00 TL olduğunu, davalının ticari defterlerine göre davalı tarafın incelenen 2018-2019-2020 yılları ticari defterlerinde 01.02.2019 tarihi itibariyle davacı tarafa 208.068,96 TL tutarında borçlu olduğunu, bu alacak kaleminin içerisinde 11.076,82 TL bloke tutulan hak ediş bedelinin de bulunduğunu, raporumuz içeriğindeki tespitler doğrultusunda davacının 3 sözleşme için ayrı ayrı tutulan muavin defter kayıtlarına göre davalının borç hesabı tutarının 3.000.175,35 TL olduğunu, bu bedel içerisinde 2.347.113,67 TL’lik malzeme tutarı bulunduğu anlaşılmış olup malzeme tutarının düşülmesi sonucu kalan bakiye alacağın (3.000.175,35 TL -2.347.113,67 TL -) 653.061,68 TL olduğu ve bu alacağın işçilik, şantiye, sigorta, Yemek, Market gibi vb giderlerden oluştuğu, yapılan bu giderlerin faturaları dosyaya ibraz edilmiş olup, 37.765,08 TL’sinin belgesiz gider adı altında listenmiş olduğunu, dava dosyasına Ek-18 de sunulmuş malzemelere ilişkin irsaliyeler, faturalar ve Malzemelerin marka, model, tip, birimlerinin gösterildiği tablo ile Ek-1 deki iş programlarında yaptığı eşleştirme, inceleme ve değerlendirmeler sonucunda, davacının satın aldığı malzemelerin tamamının, dava konusu sözleşmeler kapsamında yüklenilen işe özgü malzemeler olduğunu, yüklenici tarafından temin edilmiş malzeme miktarlarının iş programlarında belirtilen malzeme miktarları ile uyumlu olduğu, irsaliyelerdeki tarih ve adreslere bakıldığında da söz konusu malzemelerin dava konusu işlerde kullanılmak amacıyla satın alınmış olduğunu, davacı tarafın söz konusu şantiyeye getirdiği elektrik tesisatı malzemelerinin önemli olduğunu, daha önemlisi davacı tarafın elektrik tesisatı olarak imalatını yaptığını iddia ettiği elektrik malzemelerinin tarafların onayladığı hakedişlerdeki miktarları ve bedelleri olduğu kanaatine varıldığını, her ne kadar dosya içeriğinde, davacı yanın kullanmış olduğunu iddia ettiği kredilere ilişkin bir kısım banka kredi belgeleri olduğu görülmüş ise de, bu kredilerin dava konusu malzemelerin satın alınması amacıyla kullanılıp kullanılmadığının belli olmadığını, takdirin mahkememize ait olmak üzere yine de davacı talebi doğrultusunda kullanıldığı iddia edilen Kredi Faiz oranları üzerinden, %9 yasal faiz oranı üzerinden ve avans faizi üzerinden seçenekli hesaplama yapılmış olup, davacı talebi doğrultusunda Kredi Faiz oranları üzerinden yapılan faiz hesabına göre davacının faiz alacağının 730.510,07 TL olduğu, %9 yasal faiz üzerinden yapılan hesaplamaya göre 209.305,05 TL faiz alacağının olduğunu, avans faizi üzerinden yapılan hesaplamaya göre ise 427.253,57 TL faiz alacağının olduğunun hesap edildiğini, teknik yönden yapılan değerlendirmeler takdiri mahkememize ait olmak üzere bu kez heyete dahil olan elektrik dağıtım işinde uzman bilirkişi ile birlikte dosyada yapılan incelemede; yer teslim tutanaklarına göre yer teslimlerinin 16.05.2018 tarihinde yapılmış olması, dava dilekçesi ekinde dosyaya ibraz edilen ve dava konusu her 3 sözleşme için ayrı ayrı düzenlenerek verilmiş ve davalı tarafından 22.05.2018 tarihinde onaylanmış “iş programları”nda, 2018 Haziran ayında işlerin %10’unun, 2018 Temmuz ayında %35’inin, 2018 Ağustos ayında %40’ının, 2018 Eylül ayında da 9615’inin gerçekleştirileceğinin kararlaştırılmış olması, buna göre 2018 Mayıs ayının tamamının hazırlık süreci olarak öngörüldüğünü, bu hali ile 2018 Haziran ayının tamamında işin en fazla %10’unun tamamlanması gerektiğinin anlaşılmasını, davacının yazılı ihtarları karşısında basiretli tacir gibi davranması gereken davalının sessiz kalması, işin geciktiği veya sözleşmeden dönme iradesinin bulunduğuna dair davacıya herhangi bir bildirimde bulunmaması, 12.03.2019 tarihine kadar sessiz kaldığı anlaşılan davalı tarafın işin süresinin uzatılmasına zımnen muvafakat ettiği sonucuna ulaşılmasını, takdiri mahkememize ait olmakla beraber, sözleşmenin uzadığı dikkate alındığında davacının edimlerini süresi içinde yerine getirmediğinden bahsedilemeyeceğini, davacının iş programına göre Haziran 2018 ayında işin %10’unu gerçekleştirmesi gerekirken, …işinin %1,77’sini, … işinin %1,20’sini gerçekleştirip, …işinde ise herhangi bir imalat yapamamasında haklı nedenlerinin olduğunu, davalının sözleşmelerin feshinde haklı olmadığını, davalı taraf imalatta uygun olmayan malzemelerinin kullanıldığını belgelerle ispatlarsa değerlendirileceğini, tazminat talepleri yönünden değerlendirmelerde menfi zarar ile müspet zararın kural olarak aynı anda istenemeyeceğini, ancak aşkın zarar olarak talep edilebileceğini, işin süresinde bitirilmesine davalının engel olduğu sonucuna ulaşılırsa, TMK m.2 uyarınca davalının feshi haklı olarak değerlendirilemeyeceğini, ancak sözleşme konusu işin gecikmesinin davalıdan kaynaklanmadığı sonucuna ulaşılırsa işin süresinde bitirilmesi mümkün olmadığı için feshin haklı olarak kabul edilebileceğini, sözleşmenin feshi haklı görülmez ise davacının kâr mahrumiyetini isteyebileceğini, fesih haklı ise veya ortak kusur var ise kâr mahrumiyetinin talep edilemeyeceğini, değerlendirmenin mahkememize ait olduğunu, özel hüküm olan TBK m.485 yerine TBK m.112 vd. hükümlerine göre davalıdan tazminat istenebileceğini, Yargıtay 15 H.D.sinin kararından hareketle ve takdiri mahkememize ait olmak üzere davalının 12 Mart 2019, 20 Mart 2019 ve 09 Nisan 2019 tarihli e-postalarında ve eklerinde gönderilen belgelerde, …Grubunun feshine ilişkin, 03 ve 06 gruplarının tasfiye hak edişinin imzalanmasına ilişkin bildirimlerinin “sözleşmelerin nedensiz feshi” olarak değerlendirilmesi halinde bu durumda Davacının yoksun kaldığı karın; Raporda detayları yer aldığı üzere takdiri mahkememize ait olmak üzere sektörde kabul edilen karlılık oranın %7 olarak alınması durumunda … ve … yapım işinin feshi sonucu davacının mahrum kaldığı karın 1.551.301,78-TL olduğu sonuç ve kanaati hasıl olmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sırasındaki taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine açılan taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklı alacak ve teminat mektubunun hükümsüzlüğü davasından ibarettir.
Davacı şirket, davalı ile aralarında elektrik tesis yapım sözleşmesi imzalandığını, yer teslimlerinin yapıldığını, malzemelerin alındığını, ancak daha sonra davalının işi durdurduğunu, işin akıbetinin davalıya sorulmasına rağmen davalı tarafça cevap verilmediğini, davalının yapılan işe ilişkin hak ediş ödemesi yaptığını, davalı tarafça daha sonra e-posta ile sözleşmenin feshine ilişkin protokol gönderildiğini, hakedişlerin imzalanmasından sonra verilen teminat mektuplarının iade edileceğinin bildirildiğini, davalının işleri başka firmaya ihale ettiğinin duyulduğunu, davalının sözleşmeyi haksız feshettiğini, bu nedenle davalıdan ödenmemiş cari alacak, satın alınan malzeme bedeli faizi, bloke tutulan hakediş bedeli faizi, yoksun kalınan kar alacaklarının tahsiline ve davalıya verilen banka teminat mektuplarının hükümsüzlüğü ile iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket ise davacı ile aralarındaki sözleşme gereği davacının belirlenen tarihte işleri tamamlayamadığını, sahayı terk etmediği için e-posta ile sözleşmenin feshedildiğinin ve teminat mektuplarının iadesi husunun davacıya bildirildiğini, davacının hakediş tutanaklarını imzalamaktan imtina ettiğini, feshin haklı olduğunu bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizin 23/09/2019 tarihli ara kararı ile davacı tarafın ihtiyat tedbir talebinin kabulü ile dava konusu banka teminat mektuplarının %15 teminat halinde nakde çevrilmesinin engellenmesine karar verildiği davacı tarafça teminat yatırıldığından bu hususta ilgili bankaya müzekkere yazıldığı anlaşılmıştır.
Dava alacak davası olduğundan zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olup davacı tarafça dosyaya sunulan 25/07/2019 tarih ve … numaralı arabuluculuk son anlaşmazlık tutanağı ile davacı tarafça zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve tarafların görüşme sonucu anlaşamadığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf; davacı şirket ile davalı şirket arasındaki elektrik tesisi yapımına ilişkin eser sözleşmesi kapsamında tarafların sözleşmeden kaynaklı edim ve yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, sözleşmenin davalı tarafça haklı feshedilip edilmediği, bu nedenle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı ve davalıya verilen teminat mektuplarının hükümsüz olup olmadığı hususlarından kaynaklıdır.
Mahkememizce taraflarca dosyaya sunulan sözleşmeler, ihtarlar, kayıtlar ve yazışmalar incelenmiş, davacı vekilinin de keşif yapılmasına gerek olmadığı hususunda beyanları ile işin yapıldığı yerde toplanması gereken delil bulunmadığından keşif yapılmasına gerek olmadığından dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan ilk bilirkişi raporu olan Bağımsız Denetçi YMM Bilirkişi …, Bağımsız Denetçi SMMM Bilirkişi …, Borçlar Nitelikli Hesap Uzmanı Bilirkişi … tarafından hazırlanan 22/05/2020 alındı tarihli bilirkişi raporunda teknik bilirkişi bulunmadığından bahisle hesaplama yapılamadığı belirtildiğinden yeni heyetten rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan daha sonraki heyet raporlarında heyette yer alan teknik bilirkişilerin dava konusu eser sözleşmesinin konusu alanında uzman olmaması nedeniyle karar vermeye elverişli tespit ve hesaplama yapılamamasından dolayı bilirkişi heyetine alanında uzman yeni bilirkişiler eklenerek bilirkişilerden ek heyet raporu alınmış, bu kapsamda Hesap Uzmanı Bilirkişi …, İnşaat Mühendisi Bilirkişi…, Borçlar Nitelikli Hesap Uzmanı Bilirkişi …ve Elektrik mühendisi …, Elektrik Mühendisi Bilirkişi … ve İşletme Mühendisi … tarafından hazırlanan 11/08/2022 tarihli rapora göre; davalı şirketin davacı taraf ile olan 2018 yılına ait 120. Alıcılar hesabında borç alacak bakiyesinin 0,00 TL olduğunu, davalının ticari defterlerine göre davalı tarafın incelenen 2018-2019-2020 yılları ticari defterlerinde 01.02.2019 tarihi itibariyle davacı tarafa 208.068,96 TL tutarında borçlu olduğunu, bu alacak kaleminin içerisinde 11.076,82 TL bloke tutulan hak ediş bedelinin de bulunduğunu, raporumuz içeriğindeki tespitler doğrultusunda davacının 3 sözleşme için ayrı ayrı tutulan muavin defter kayıtlarına göre davalının borç hesabı tutarının 3.000.175,35 TL olduğunu, bu bedel içerisinde 2.347.113,67 TL’lik malzeme tutarı bulunduğu anlaşılmış olup malzeme tutarının düşülmesi sonucu kalan bakiye alacağın (3.000.175,35 TL -2.347.113,67 TL -) 653.061,68 TL olduğu ve bu alacağın işçilik, şantiye, sigorta, Yemek, Market gibi vb giderlerden oluştuğu, yapılan bu giderlerin faturaları dosyaya ibraz edilmiş olup, 37.765,08 TL’sinin belgesiz gider adı altında listenmiş olduğunu, dava dosyasına Ek-18 de sunulmuş malzemelere ilişkin irsaliyeler, faturalar ve Malzemelerin marka, model, tip, birimlerinin gösterildiği tablo ile Ek-1 deki iş programlarında yaptığı eşleştirme, inceleme ve değerlendirmeler sonucunda, davacının satın aldığı malzemelerin tamamının, dava konusu sözleşmeler kapsamında yüklenilen işe özgü malzemeler olduğunu, yüklenici tarafından temin edilmiş malzeme miktarlarının iş programlarında belirtilen malzeme miktarları ile uyumlu olduğu, irsaliyelerdeki tarih ve adreslere bakıldığında da söz konusu malzemelerin dava konusu işlerde kullanılmak amacıyla satın alınmış olduğunu, davacı tarafın söz konusu şantiyeye getirdiği elektrik tesisatı malzemelerinin önemli olduğunu, daha önemlisi davacı tarafın elektrik tesisatı olarak imalatını yaptığını iddia ettiği elektrik malzemelerinin tarafların onayladığı hakedişlerdeki miktarları ve bedelleri olduğu kanaatine varıldığını, her ne kadar dosya içeriğinde, davacı yanın kullanmış olduğunu iddia ettiği kredilere ilişkin bir kısım banka kredi belgeleri olduğu görülmüş ise de, bu kredilerin dava konusu malzemelerin satın alınması amacıyla kullanılıp kullanılmadığının belli olmadığını, takdirin mahkememize ait olmak üzere yine de davacı talebi doğrultusunda kullanıldığı iddia edilen Kredi Faiz oranları üzerinden, %9 yasal faiz oranı üzerinden ve avans faizi üzerinden seçenekli hesaplama yapılmış olup, davacı talebi doğrultusunda Kredi Faiz oranları üzerinden yapılan faiz hesabına göre davacının faiz alacağının 730.510,07 TL olduğu, %9 yasal faiz üzerinden yapılan hesaplamaya göre 209.305,05 TL faiz alacağının olduğunu, avans faizi üzerinden yapılan hesaplamaya göre ise 427.253,57 TL faiz alacağının olduğunun hesap edildiğini, teknik yönden yapılan değerlendirmeler takdiri mahkememize ait olmak üzere bu kez heyete dahil olan elektrik dağıtım işinde uzman bilirkişi ile birlikte dosyada yapılan incelemede; yer teslim tutanaklarına göre yer teslimlerinin 16.05.2018 tarihinde yapılmış olması, dava dilekçesi ekinde dosyaya ibraz edilen ve dava konusu her 3 sözleşme için ayrı ayrı düzenlenerek verilmiş ve davalı tarafından 22.05.2018 tarihinde onaylanmış “iş programları”nda, 2018 Haziran ayında işlerin %10’unun, 2018 Temmuz ayında %35’inin, 2018 Ağustos ayında %40’ının, 2018 Eylül ayında da 9615’inin gerçekleştirileceğinin kararlaştırılmış olması, buna göre 2018 Mayıs ayının tamamının hazırlık süreci olarak öngörüldüğünü, bu hali ile 2018 Haziran ayının tamamında işin en fazla %10’unun tamamlanması gerektiğinin anlaşılmasını, davacının yazılı ihtarları karşısında basiretli tacir gibi davranması gereken davalının sessiz kalması, işin geciktiği veya sözleşmeden dönme iradesinin bulunduğuna dair davacıya herhangi bir bildirimde bulunmaması, 12.03.2019 tarihine kadar sessiz kaldığı anlaşılan davalı tarafın işin süresinin uzatılmasına zımnen muvafakat ettiği sonucuna ulaşılmasını, takdiri mahkememize ait olmakla beraber, sözleşmenin uzadığı dikkate alındığında davacının edimlerini süresi içinde yerine getirmediğinden bahsedilemeyeceğini, davacının iş programına göre Haziran 2018 ayında işin %10’unu gerçekleştirmesi gerekirken, … işinin %1,77’sini, … işinin %1,20’sini gerçekleştirip, …işinde ise herhangi bir imalat yapamamasında haklı nedenlerinin olduğunu, davalının sözleşmelerin feshinde haklı olmadığını, davalı taraf imalatta uygun olmayan malzemelerinin kullanıldığını belgelerle ispatlarsa değerlendirileceğini, tazminat talepleri yönünden değerlendirmelerde menfi zarar ile müspet zararın kural olarak aynı anda istenemeyeceğini, ancak aşkın zarar olarak talep edilebileceğini, işin süresinde bitirilmesine davalının engel olduğu sonucuna ulaşılırsa, TMK m.2 uyarınca davalının feshi haklı olarak değerlendirilemeyeceğini, ancak sözleşme konusu işin gecikmesinin davalıdan kaynaklanmadığı sonucuna ulaşılırsa işin süresinde bitirilmesi mümkün olmadığı için feshin haklı olarak kabul edilebileceğini, sözleşmenin feshi haklı görülmez ise davacının kâr mahrumiyetini isteyebileceğini, fesih haklı ise veya ortak kusur var ise kâr mahrumiyetinin talep edilemeyeceğini, değerlendirmenin mahkememize ait olduğunu, özel hüküm olan TBK m.485 yerine TBK m.112 vd. hükümlerine göre davalıdan tazminat istenebileceğini, Yargıtay 15 H.D.sinin kararından hareketle ve takdiri mahkememize ait olmak üzere davalının 12 Mart 2019, 20 Mart 2019 ve 09 Nisan 2019 tarihli e-postalarında ve eklerinde gönderilen belgelerde, Afyon 07 Grubunun feshine ilişkin, 03 ve 06 gruplarının tasfiye hak edişinin imzalanmasına ilişkin bildirimlerinin “sözleşmelerin nedensiz feshi” olarak değerlendirilmesi halinde bu durumda Davacının yoksun kaldığı karın; Raporda detayları yer aldığı üzere takdiri mahkememize ait olmak üzere sektörde kabul edilen karlılık oranın %7 olarak alınması durumunda …, … ve…yapım işinin feshi sonucu davacının mahrum kaldığı karın 1.551.301,78-TL olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında toplanan deliller kapsamında; taraflar arasında elektrik tesis yapımına ilişkin eser sözleşmelerinin akdedildiği, dosyaya sunulan belgelerle, davalı şirket tarafından davacıya yer teslimlerinin yapıldığı, davacının işe başladığı, davalı tarafça belli miktar hakedişlerin ödendiği, davacı tarafça işin davalı tarafça durdurulduğu ve sözleşmenin haksız feshedildiği iddiasında bulunulduğu, davalı tarafça davacının süresinde işleri tamamlamadığı için sözleşmenin feshedildiği ileri sürülmüş olup, taraflar arasındaki sözleşmelere bakıldığında, sözleşmenin 26. maddesinde taahhüdün yerine getirilmemesi başlığı altında davacının sözleşmesel yükümlülüklerini ihlal etmesi özellikle işi süresinde bitirmemesi halleri de dahil olmak üzere davalı şirketin en az on gün süreli ve nedenleri açıkça belirtilen ihtarına rağmen aynı halin devam etmesi durumunda sözleşmenin davalı tarafça feshedileceği belirtilmiş, yine sözleşmenin 27.1 maddesinde gecikme halinde uygulanacak cezalar başlığı altında yüklenicinin sözleşmeye uygun olarak işi süresinde bitirmediği takdirde 20 iş günü süreli yazılı ihtar ile gecikme cezası uygulanacağı, 27.2 maddesinde iş miktarının iş programında belirtilen tutara ulaşmaması halinde de durumun düzeltilmesi için ihtarda bulunularak hakedişlerin yapılmaması şeklinde yaptırım uygulanacağı belirtilmiş ve sözleşmenin feshine ilişkin 34.3 maddesinde işverenin dilediği zaman ve sebep bildirmeksizin ancak ihtarda bulunarak sözleşmeyi tek taraflı feshedebileceği şartı getirildiği açık olup, davalı tarafça davacının işleri süresinde yapılmadığı yönünde savunmada bulunmasına rağmen dosya kapsamında bu yönde davacıya çekilmiş bir ihtar bulunmadığı anlaşılmakla davalının işin gecikmesi hallerine ilişkin sözleşmede belirtilen şekilde davacıya ihtar şartını yerine getirmediği sabittir, kaldı ki davacı tarafça davalıya hitaben gönderilen 28/06/2018 tarihli yazı ve Ankara … Noterliği’nin 17/07/2018 tarih…yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sözleşmeye devam edip etmeme iradesinin bildirilmesi davalıya ihtar edilmesine davalı tarafça bu yönde davacıya bir açıklama yapılmadığı ve ihtarlara karşılık verilmediği anlaşılmakla, davalı tarafça davacının işi süresinde yapmadığı iddia edilmesine rağmen yukarıda belirtilen sözleşmenin 27/1 maddesi gereği ihtarla uyarması ve gecikme cezası uygulaması, 27/2 maddesi gereği hakediş ödemelerini ertelemesi buna rağmen davacının işi süresinde yapmaması halinin devamında sözleşmenin 34.3 maddesi gereği ihtarda bulunarak sözleşmeyi feshetmesi mümkünken davalı tarafın üzerine düşen ihtar yükümlülüğünü yerine getirmediği, işin gecikmesi nedeniyle sözleşmeyi haklı fesih ettiği iradesini ihtar yoluyla açıkça ortaya koymadığı sabit olup davacının ihtar yazısına rağmen davacıya cevap vermediği bu haliyle davalının, davacının işi süresinde bitirmemesine zımnen muvafakat ederek sözleşmeyi devam ettirme iradesini ortaya koyduğu ve davacının işin davalının talimatıyla durdurulduğu yönündeki iddialara karşı da davalının itirazda bulunmadığı bu kapsamda davacının işin davalının talimatıyla durdurulduğu iddiasının gerçeği yansıttığı açık olup, davalı tarafça aksi yöndeki davacının işi süresinde bitirmediği, davacının sözleşmesel yükümlülüklerini ihlal ettiği hususlarını ispata yarar delil ortaya koyamadığından davacının davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmeden kaynaklı ödenmemiş cari alacak, bloke tutulan hakediş bedeli, davalının sözleşmeyi haksız feshi nedeniyle yoksun kalınan kara ilişkin alacak taleplerinin yerinde ve haklı olduğu, davacını bunu genel hükümler (TBK 112 vd.) çerçevesinde davalıdan talep edebileceği ayrıca sözleşme kapsamında davacı tarafça davalıya verilen teminat mektuplarının da bedelsiz kalması nedeniyle hükümsüz olduğu, davacı tarafça malzeme finansmanı için kredi kullanıldığı bu nedenle malzeme finansmanı/faizi alacağı talebinde bulunulmuş ise de davacının söz konusu kredileri dava konusu eser sözleşmesi kapsamında alınması gereken malzemeler için kullanıldığının sabit olmadığı kaldı ki bu bedelden davalının sözleşme ve yasa gereği sorumlu tutulması mümkün olmadığından malzeme finansmanı/faizi alacağının ispatlanamadığı, bu kapsamda düzenlenen son bilirkişi heyeti ek raporunun dosya kapsamına uygun ve karar vermeye elverişli bulunması nedeniyle Davacı tarafça açılan davanın kısmen kabulü ile; Davacı şirketin davalı şirketten olan cari alacak ve masraf kalemine ilişkin toplam 812.288,74-TL alacağının davalının temerrüt tarihi olan 01/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, Davacı şirketin davalı şirketten olan bloke edilen hakediş bedeline ilişkin toplam 11.076,82-TL alacağının davalının temerrüt tarihi olan 01/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, Davacı şirketin davalı şirketten olan yoksun kalınan kar bedeline ilişkin toplam 1.551.301,78-TL alacağının davalının temerrüt tarihi olan 01/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, Davacı şirket tarafından davalı şirkete sözleşme kapsamında teminat olarak verilen 24/04/2018 tarih… numaralı 519.821,00-TL bedelli, 24/04/2018 tarih … numaralı 524.010,00-TL bedelli, 24.05.2018 tarih … numaralı 507.471,00-TL bedelli kesin teminat mektuplarının hükümsüzlüğünün tespiti ile davacıya iadesine, Davacı şirketin malzeme finansmanı/faizi bedeli alacağına yönelik talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
a) Davacı şirketin davalı şirketten olan cari alacak ve masraf kalemine ilişkin toplam 812.288,74-TL alacağının davalının temerrüt tarihi olan 01/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
b) Davacı şirketin davalı şirketten olan bloke edilen hakediş bedeline ilişkin toplam 11.076,82-TL alacağının davalının temerrüt tarihi olan 01/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
c) Davacı şirketin davalı şirketten olan yoksun kalınan kar bedeline ilişkin toplam 1.551.301,78-TL alacağının davalının temerrüt tarihi olan 01/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
ç) Davacı şirket tarafından davalı şirkete sözleşme kapsamında teminat olarak verilen 24/04/2018 tarih … numaralı 519.821,00-TL bedelli, 24/04/2018 tarih … numaralı 524.010,00-TL bedelli, 24.05.2018 tarih … numaralı 507.471,00-TL bedelli kesin teminat mektuplarının hükümsüzlüğünün tespiti ile davacıya iadesine,
d) Davacı şirketin malzeme finansmanı/faizi bedeli alacağına yönelik talebinin reddine,
2- Davacı tarafça yargılama sırasında yatırılan peşin harcın ve ıslah harcının alınması gereken 268.182,96-TL harçtan mahsubu ile bakiye 193.110,52-TL karar harcının davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davadaki haklılık durumuna göre 1.190,45-TL’sinin davalıdan, geri kalan 129,55-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacı tarafından yargılama sırasında yatırılan 44,40-TL başvurma harcı, 28.712,44-TL peşin harç, 46.360,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 75.116,84-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5- Davacı tarafça yargılamanın yürütülmesi nedeniyle yapılan 25 adet tebligat-posta gideri 90,70-TL, bilirkişi ücreti 10.200,00-TL olmak üzere toplam 10.290,70-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red durumuna göre 9.280,70-TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6- Davalı tarafça yargılamanın yürütülmesi nedeniyle yapılan 5 adet tebligat-posta giderinden oluşan 40,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red durumuna göre 3,92-TL’sinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
7- Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nispi 266.519,39-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8- Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nispi 62.815,50-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,

9- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/11/2022

Başkan …
e-imza *
Üye …
e-imza *
Üye …
e-imza *
Katip …
e-imza *

*Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.