Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/225 E. 2021/902 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/225 Esas
KARAR NO : 2021/902

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/09/2019
KARAR TARİHİ : 21/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; 31.07.2013 tarihinde davalı… adına tescilli olan, davalı … ‘ in kazaya karışan Taksi’yi kiralayan kişi ve davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS poliçesi ile teminat altında olan davalı… sevk ve idaresindeki… plakalı ticari taksinin davacıların desteği… sevk ve idaresindeki… plakalı motosiklete çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında, müvekkili Hasan ve Hamide’ nin müşterek çocukları…’ ın vefat ettiğini, ceza dosyasına alınan 16.12.2013 tarihli ATK raporunda davalı Ticari taksi sürücüsü…’ in tam ve asli kusurlu olduğu kanaatine ulaşıldığını,…’ ın kaza sebebi ile oluşan genel beden travması, kafatası kırıklarına bağlı beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti nedeni ile öldüğünü, trafik kazası tespit tutanağında ve alınan ceza dosyası için bilirkişi raporlarında da davalı sürücüsünün kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müteveffanın… adlı merkezde “kişisel antrenör” olarak çalıştığını, özel ders verdiğini, buna ek olarak vücut geliştirme spor dalında uzmanlığı ve lisansının bulunduğunu, çalışmış olduğu işyerinden maaş+ prim olarak 2013 yılında ortalama 3.258,00 TL gelirinin bulunduğunu, davalı sigorta şirketine yapılan başvuru sonrasında 16.11.2018 tarihinde 124.636,00 TL maddi tazminat ödemesi yapıldığını ancak yapılan bu ödeme ile müvekkillerinin maddi zararının karşılanmadığını, kısmi olarak yapılan bu ödemenin tenzili ile davalı anne ve baba için şimdilik toplam 10.000,00 TL (her biri için ayrı ayrı 5.000,00 TL olmak üzere) maddi tazminatın davalı sigorta şirketinin sorumluluk limitleri dahilinde olmak üzere ve sigorta şirketi yönünden 09.11.2018 tarihinden diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ve her bir davacı için ayrı ayrı 50.000,00 TL olmak üzere toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi dışında olan diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı …vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … plakalı aracın maliki olmadığını ve husumet yokluğu nedeni davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin trafik kazasından dolayı sorumlu olduğu kabul edilse dahi müvekkilinin davaya konu olay ile ilgisi ve kusurunun belirli olmadığını, davacıların talep etmiş oldukları manevi tazminatın fahiş olduğu belirterek ihtiyati tedbir talebinin ve davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı …Sigorta A.Ş vekilinin cevap dilekçesinde özetle; 31.07.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle açılan davanın zamanaşımına uğradığını, davalı … adına kayıtlı… plakalı aracın müvekkil sigorta şirketi nezdinde 21.01.2013/2014 vadeli… numaralı ZMMS sigorta poliçesi ile teminat alında olduğunu ve azami sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde bulunduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacılar müteveffanın anne ve babası için toplam 16.11.2018 tarihinde 124.636,00 TL ödeme yapıldığını ve sorumluluklarının yerine getirdiklerini, davaya konu trafik kazasında kusur oranlarının tespitinin gerektiğini ve müteveffanın kaza sırasında kasksız olması nedeni ile müterafık kusurlu olduğu, otopsi tutanağında kafatası kırıkları ile birlikte beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti nedeni ile vefat ettiğinin tespit edildiğini ve kaza tespit tutanağında da koruyucu tertibat Kask kullanılmadığının tespit edildiğini, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilmeleri için müteveffanın desteğinde olduklarının ispatının gerektiğini, tazminat hesaplamasında TRH 2010 yaşam tablosunun kullanılması gerektiğini, ayrıca SGK tarafından rücuya tabi bir ödeme olması halinde tespit edilecek tazminattan tenzil edilmesini, dava konusu kaza nedeniyle birden fazla kişinin zarar görmüş olması halinde teminatın paylaştırılması gerektiğini, avans faizi talep edilemeyeceğini, yerleşik Yargıtay içtihatları gereği yasal faiz talep edilebileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kaza tarihinde …’ in sevk ve idaresinde bulunan aracın maliki olduğunu ancak işleten sıfatının aracı kiralayan … ‘e ait olduğunu, arabuluculuk görüşmelerine de…‘ in katıldığını ve bu nedenle müvekkiline husumet yönetilemeyeceğini, ayrıca davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla kusur durumunun tespitinin gerektiğini, davacıların maktulun desteğinde olduğunu ispata muhtaç olduğunu ve talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğu belirterek, , davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığını, müteveffanın gelirinin 3.258,00 TL olduğu iddia edilmiş olmasına karşın SGK hizmet dökümünden tespitinin gerektiğini, kazadan yaklaşık 8 yıl sonra açılan dava için manevi tazminat talebinin yerinde olmadığını ve talep edilen miktarın fahiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Arabuluculuk son tutanak aslı, müteveffanın nüfus kayıt örneği ve mirasçılık belgesi, müteveffaya ait ücret bordroları, … plakalı araca ilişkin zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ve … no lu hasar dosyası, dava öncesi ödenen 124.636,00 TL ödemeye ilişkin ödeme dekontu, 31/07/2013 tarihli kaza tespit tutanağı, ölü muayene ve otopsi tutanağı, araç ruhsat ve sürücü belgeleri, araç trafik kayıtları, müteveffaya ait celp edilen SGK hizmet dökümü, İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası, müteveffa, davacılar ve davalıların sosyal ekonomik durum araştırmasına yönelik yazılan müzekkere cevapları, … A.Ş tarafından celp edilen müteveffanın son 3 aylık bordrosu, davalı …, tarafından sunulan 30/01/2013 tarihli plaka kira sözleşmesi ve dekont,… Cumhuriyet Başsavcılığı Sahtecilik ve Dolandırıcılık Bürosunun … soruşturma sayılı dosyası, davacılar ile davalı …Sigorta A.Ş arasında yapılan 25/02/2021 tarihli sulh protokolu,… ve…Vergi Dairesine yazılan müzekkere cevabı, davalı …’in ticari defter ve kayıtları, ATK Trafik İhtisas Dairesinin 16/12/2013 tarihli raporu, ATK Trafik İhtisas Dairesinin 05/05/2020 tarihli raporu, aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen kök ve ek raporlar, mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 09/08/2021 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 31/07/2013 tarihinde davalı sürücü… sevk ve idaresindeki davalı…’un maliki, davalı …’in işleteni, davalı … Sigorta A.Ş’nin sigortacısı olduğu …plakalı ticari taksinin seyir halinde iken davacıların murisi olan…’ın sevk ve idaresindeki… plakalı motorsikletin çarpması sonucu…’ın vefat ettiğini, meydana gelen kazada davalı…’in kusurlu olduğunu belirterek müteveffanın annesi ve babası için her biri için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tüm davalılardan tahsilini, davacıların tümü için her biri için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı …Sigorta A.Ş hariç diğer davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili araç üzerinde işleten sıfatının bulunmadığını belirterek davanın husumet yokluğu nedeniyle aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili aracın işletenin … olduğunu belirterek davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili davanın zamanaşımına uğradığını, dava açılmadan önce müteveffanın anne ve babasına 124.636,00 TL ödeme yapıldığını sorumluluğunun kalmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müteveffa…’ın nüfus kayıt örneği ve mirasçılık belgesinin incelemesinde geriye davacı anne …ve davacı baba …’ın kaldığı ve davacı anne ve babanın destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunabilecekleri anlaşılmıştır.
Davalı …Sigorta A.Ş vekili zamanaşımı definde bulunmuşsa da; cevap dilekçesinin süresi içerisinde sunulmadığı böylece süresinde zamanaşımı definde bulunulmadığı, KTK 109/1 maddesi gereğince 5237 sayılı TCK’nın 85/1 ve 66/1-d maddelerinde öngörülen ceza zamanaşımı süresi 15 yıl olup, davanın uzatılmış ceza zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmakla zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
31/07/2013 günü saat 21:40 sıralarında müteveffa sürücü … sevk ve idaresindeki… plakalı motorsiklet ile Büyükdere caddesi üzerinde seyri sırasında Gayrettepe yol ayrımına geldiğinde aracının ön kısmıyla kendisi ile aynı yönde ve sağ ilerisinde yolcu alarak sol manevra ile Gayrettepe yönüne geçmek üzere sola doğru dönüşe geçen davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobilin sol ön yan kısımları ile çarpışması sonucu dava konusu ölümlü trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmıştır.
İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinin… E. Sayılı dosyasının incelemesinde; davalı… hakkında 31/07/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu …’ın taksirle ölümüne neden olma suçundan …Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı, yapılan keşif sonucunda alınan bilirkişi raporunda sürücü …’in Karayolları Trafik Kanunun 56. Maddesinin a fıkrasının 1 ve 2. Bentlerini ihlal ettiğinden asli kusurlu, müteveffa…’ın Karayolları Trafik Kanunun 52. Maddesinin a bendini ihlal ettiğinden tali kusurlu olduğu, dosyanın ATK Trafik İhtisas Kuruluna gönderildiği, ATK Trafik İhtisas Kurulunun 16/12/2013 tarihli raporu ile; sürücü … sevk ve idaresindeki otomobille seyri esnasında hatalı doğrultu değiştirme manevrası ile arkadan gelmekte olan müteveffa idaresindeki aracın önünü kapatarak neden olduğu olayda asli kusurlu olduğu, müteveffa sürücü… sevk ve idaresindeki motorsiklet ile seyri sırasında kask takmamış olmakla alt düzeyde tali kusurlu olduğunun belirtildiği, İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinin 04/12/2018 tarihli … 2018/730 K. Sayılı ilamı ile ATK Trafik İhtisas Kurulunun 16/12/2013 tarihli raporu hükme esas alınarak sanık sürücü … hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan TCK 85/1, TCK 62/1 maddeleri gereğince neticeten 2 yıl 6 ay hapis cezası verildiği ve hapis cezasının ertelenmesine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi sonucu Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2019/4039 E. 2019/7528 K. Sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verildiği ve hükmün 19/06/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan ATK Trafik İhtisas Dairesinin 05/05/2020 tarihli raporuna göre; davalı sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile olay mahalli yolda sola manevrasını yapmadan önce gerisinde seyir halinde olan araçlara dair gerekli ve yeterli kontrolleri yapması, yolun müsait olduğu durumda manevrasını kontrollü ve tedbirli bir şekilde gerçekleştirmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, yolun en sağından soluna doğru manevra yapması neticesi sol gerisinde seyir halinde olan müteveffa sürücü idaresindeki motorsikletin seyir istikametini kapatması neticesi meydana gelen olayda asli kusurlu olduğu, müteveffa sürücü … sevk ve idaresindeki motorsiklet ile seyirle olay mahalli yol ayrımına geldiğinde sağ ilerisinde yolcu alarak kontrolsüzce sol manevra ile yol ayrımına geçmeye çalışan davalı sürücü idaresindeki araçla çarpıştığı olayda atfı kabil kusurunun bulunmadığının belirlendiği anlaşılmıştır. Düzenlenen raporda müteveffa motorsiklet sürücüsüne, meydana gelen kazada kesinleşen ceza dosyasında alınan ATK Trafik İhtisas Kurulunun 16/12/2013 tarihli raporunda kask takmamak dışında kusur atfedilememiş olup dolayısı ile müteveffa sürücü kusursuzdur. Müteveffanın kasksız şekilde nizamlara aykırı ve kendi can emniyetini tehlikeye atacak şekilde yolculuk yapması ise sürüş kusurlarından olmayıp, tazminattan indirim sebebi olarak kabul edilmesi gerektiği, yolculuk yapmaya uygun olmayacak şekilde kasksız yolculuk yapmak gibi hususlar bilirkişi tarafından kusur oranı belirlenirken dikkate alınacak hususlar olmadığından kazanın oluş şekli bakımından her iki raporun aynı nitelikte olduğu anlaşılmakla Mahkememizce alınan ATK Trafik İhtisas Dairesinin 05/05/2020 tarihli raporu dosya kapsamında bulunan kaza tespit tutanağı, ceza dosyası ve ceza dosyasında dinlenen sanık ve tanık beyanları ile uyumlu olduğu da anlaşıldığından hükme esas alınmıştır. Müterafik kusur durumuna ilişkin araştırmanın re’sen yapılması gerektiği, mevcut kaza tespit tutanağında müteveffanın kask kullanmadığının belirlendiği, ölüm hadisesinin, kaza sebebiyle oluşan genel beden travması- kafatası kırıklarına bağlı beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti sonucu gerçekleştiği, dolayısıyla nedensellik bağının bulunduğu, ceza dosyasında dinlenene tanık beyanlarından müteveffanın kaza esnasında kask takmadığının beyan edildiği anlaşıldığından bu hususların müterafik kusur teşkil ettiği Mahkememizce kabul edilerek tazminattan TBK’nun 52.maddesi uyarınca tazminat miktarından %20 oranında indirim yapılmasına karar verilmiştir. (emsal nitelikte Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/6586 E. 2020/4667 K. Sayılı ilamı)
Mahkememizce alınan 04/02/2021 tarihli aktüer bilirkişi raporunda; “müteveffanın hizmet dökümünde 11/05/2009 tarihinden itibaren…Tesisler adı verilen kurumda düzenli olarak çalıştığı, gelirinin 2010 yılı başından itibaren asgari ücretin üzerinde olduğu2 013 yılı 2. Dönemi asgari ücretin 4,04 katı gelir elde ettiği, 60 yaş sınırına kadar bekar …eklenmek suretiyle davacı anne ve baba için maddi tazminat hesaplaması yapıldığı, müteveffa… vefat tarihinde 32 yaşında olup, PMF 1931 yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü 36 yıl olup muhtemelen 68 yaşına kadar yaşayacağı, müteveffanın aktif yaşam süresinin 23/06/2041 tarihine kadar pasif hayat süresinin ise 8 yıllık süre için 23.06.2049 tarihine kadar hesaplanması gerektiğini, davacı …’ın müteveffanın desteğinden 16 yıl süre, davacı …’ın müteveffa desteğinden 20 yıl süre ile yoksun kaldığı, PMF 1931 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi ile yapılan hesaplamada 16/11/2018 ödeme tarihi dikkate alınarak yapılan hesaplamada davacı anne ve babanın toplam zararının 363.789,91 TL olduğu ve davacıların maddi zararının karşılanmadığı, rapor tarihi itibariyle yapılan hesaplamada ödenen tazminatın güncel değeri olan 149.590,52 TL’nin düşülmesi sonucu davacı anne ve babanın toplam zararının 405.372,63 TL olduğu, anne ve baba için ödenmesi gereken tazminat tutarının ayrı ayrı belirlenmesi için ödemenin kuruşlandırılması gerektiği” şeklinde rapor düzenlenmiştir. Mahkememizce TRH 2010 tablosu uygulanarak ve dava sonrası yapılan ödeme dikkate alınarak taraf itirazları da değerlendirilmek suretiyle aktüer bilirkişiden rapor hazırlanmasına karar verilmiş, Mahkememizce alınan 26/04/2021 tarihli aktüer bilirkişi ek raporunda; “müteveffa … vefat tarihinde 32 yaşında olup, TRH 2010 yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü 43 yıl olup muhtemelen 75 yaşına kadar yaşayacağı, müteveffanın aktif yaşam süresinin 23/06/2041 tarihine kadar pasif hayat süresinin ise 15 yıllık süre için 23.06.2056 tarihine kadar hesaplanması gerektiğini, davacı …’ın müteveffanın desteğinden 19 yıl süre, davacı…’ın müteveffa desteğinden 28 yıl süre ile yoksun kaldığı, TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi ile yapılan hesaplamada 16/11/2018 ödeme tarihi dikkate alınarak yapılan hesaplamada davacı anne ve babanın toplam zararının 363.789,91 TL olduğu ve davacıların maddi zararının karşılanmadığı, rapor tarihi itibariyle yapılan hesaplamada ödenen tazminatın güncel değeri olan 152.079,82 TL’nin dava sonrasında sigorta şirketi tarafından ödenen 125.364,00 TL’nin düşülmesi sonucu davacı anne ve babanın toplam zararının 532.276,45 TL olduğu, anne ve baba için ödenmesi gereken tazminat tutarının ayrı ayrı belirlenmesi için ödemenin kuruşlandırılması gerektiği” şeklinde rapor düzenlendiği anlaşılmıştır. Mahkememizce …Sigorta A.Ş’ye dava öncesi ve dava sonrası davacının anne ve babasına ayrı olarak ne kadar ödeme yapıldığı sorulmuş olup, davalı …Sigorta A.Ş vekilinin 18/10/2021 tarihli dilekçesi ile dava açılmadan önce 16/11/2018 tarihinde müteveffanın annesi …’a 68.570,98 TL, müteveffanın babası …’a 56.065,02 TL olmak üzere toplam 124.636,00 TL ödeme yapıldığı, davacı ile yapılan 25/02/2021 tarihli protokol çerçevesinde müteveffanın annesi …’a 68.971,49 TL, müteveffanın babası …’a 56.392,51 TL olmak üzere toplam 125.364,00 TL ödeme yapıldığı, dava öncesi ve sonrası olmak üzere toplam 250.000,00 TL ödeme yapıldığı şeklinde cevap verildiği anlaşılmıştır. Davacıların alabileceği tazminat miktarının ayrı ayrı hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, Mahkememizce alınan 10/11/2021 tarihli aktüer bilirkişi 2. ek raporunda; “Davacı baba …” in destekten yoksun kalma zararının 278.674,92 TL olduğu, 16.11 2018 dava öncesinde davacı Hasan’a ödenen 56.065,02 YL maddi tazminat ödemesinin 10.11.2021 ek rapor tarihindeki güncel değeri 71.147,28 TI. tenzil edildiğinde; (278.674,92-71.147,28) 207.527,64 TL olacağı, dava sonrası sulh anlaşması ile ödenen 56.392.51 TL nin ise güncellenmeden tenzili ile; bakiye maddi zararının (207.527,64 – 56.392,51) 151.135,13 TL bakiye maddi zarar alacağının bulunduğu, davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti 250.000,00 TL nin tamamen tüketilmiş olması nedeni ile sorumluluğundan söz edilemeyeceği, davacı anne …’ın destekten yoksun kalma zararının 531.045,35 TL olduğu, 16.11.2018 dava öncesinde davacı Hamide’ye ödenen 68.570.98 TL maddi tazminat ödemesinin 10.11.2021 işbu ek rapor tarihindeki güncel değeri 87.017,51 TL tenzil edildiğinde; 531 045,35-87.017.51) 444.027,84 TL olacağı, dava sonrası sulh anlaşması ile ödenen 68.971,49 TL’nin ise güncellenmeden tenzili ile; bakiye maddi zararının (444 027.84 68.971.49) 375.056,35 TL, bakiye maddi zarar alacağının bulunduğu, davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti 250.000,00 TL nin tamamen tüketilmiş olması nedeni ile sorumluluğundan söz edilemeyeceği” şeklinde rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Yargıtay 17. HD’nin 2016/4075 E. 2018/12151 K. Sayılı ilamında; destek tazminatı öncelikle ödeme tarihindeki verilere göre hesaplanmalı, ödenmesi gereken miktarla ödenen miktar arasında KTK’nın 111. maddesinde belirtildiği şekilde fahiş bir fark olup olmadığı değerlendirilmelidir. Şayet ödenmesi gereken maluliyet tazminatı ile ödenmiş olan miktar arasında fahiş fark olduğu saptanırsa, davacı tarafından daha önce verilen ibranamenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilerek, rapor tarihindeki verilere göre hesaplanan tazminat tutarından, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemelerin güncellenerek düşülmesi sonucunda oluşan duruma göre karar verilmesi gerektiği, Yargıtay 17. HD’nin 2018/5776 E. 2020/5051 K. Sayılı ilamında; dava sırasında ödediği bedellerin herhangi bir güncelleme işlemi yapılmadan hesaplanan tazminatlardan doğrudan düşülmesiyle hesaplama yapılması gerektiği belirtilmiş olup, Yargıtay 17. HD’nin güncel son içtihatlarında ve Yargıtay 17. HD’nin 2019/3292 E. 2021/1848 K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere tazminat hesaplamasında bakiye ömrün belirlenmesi için TRH 2010 tablosunun esas alınması ve hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen işleyecek devredeki gelirlerin her yıl için %10 arttırılıp %10 iskonto edilmesi suretiyle tazminat hesaplamasının yapılması gerektiği kabul edilmiş olup Mahkememizce aktüer bilirkişiden alınan 10/11/2021 tarihli 2. Ek raporunda belirtilen içtihatlar doğrultusunda TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemiyle davalı sigorta şirketi tarafından dava öncesi yapılan ödemeler güncelleştirilerek, dava sonrasında yapılan ödemeler güncelleştirilmeden maddi zarardan düşülerek davacı anne ve babanın destekten yoksun kalma tazminatını hesaplandığı anlaşılmakla düzenlenen raporun dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olması nedeniyle hükme esas alınmıştır.
Davacılar vekili 22/11/2021 tarihli talep arttırım dilekçesi ile davacı … yönünden talebini 146.135,13 TL arttırarak 151.135,13 TL’ye çıkardığı, davacı …yönünden talebini 370.056,35 TL arttırarak 375.056,13 TL’ye çıkardığı anlaşılmıştır.
Maddi Tazminat Talebi Yönünden
Davacılar … ve …tarafından davalı … Sigorta A.Şye yönelik destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunulmuşsa da davacılar vekilinin 20/04/2021 tarihli duruşmada alınan beyanında davalı … Sigorta A.Ş ile sulh olunduğunu ve vekalet ücreti, yargılama gideri talebinin bulunmadığını beyan ettiği, davalı … Sigorta A.Ş’nin 01/03/2021 havale tarihli dilekçesi ile davacı ile sulh olunduğunu ve yapılan protokol kapsamında poliçe limitinin ödendiği, davalı …Sigorta A.Ş’nin vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinde bulunmadığı anlaşılmakla davacılar …ve … tarafından davalı… Sigorta A.Ş’ye yönelik olarak açılan maddi tazminat davası hakkında tarafların karşılıklı sulh olduğu ve davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
2918 sayılı KTK hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Davalı …’e yönelik olarak aracın işleteni sıfatıyla davacılar tarafından maddi ve manevi tazminat davası açılmışsa da gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Davalı … tarafından davalı … ve davalı … tarafından imzalandığı iddia edilen 30/01/2013-30/01/2014 tarihli plaka kira sözleşmesinin fotokopisini dosyaya sunmuş olsa da davalı …’in sözleşmedeki imzaya itiraz ettiği, davalı …’a plaka sözleşmesinin aslını sunmak üzere kesin süre verildiği, ancak sunulmadığı, bu nedenle imza incelemesinin yapılamadığı, davalı …tarafından kira sözleşmesi gereğince yapılan ödemeye ilişkin olarak dekontlar dosyaya sunulmuşsa da söz konusu dekontlarda tarafların uyuşmadığı ve kira sözleşmesi gereğince yapılan bir ödeme olduğunun anlaşılamadığı, davalıların kayıtlı olduğu vergi dairelerine yazılan müzekkere cevabında kira sözleşmesi ve kira bedelinin bildirilmediği, kayıtlı olmadığı, Mahkememizce davalılar … ve …’in ticari defter ve kayıtları üzerinde ve faturaların defter ve kayıtlarında bulunup bulunmadığı ve davalı …in işleten sıfatının bulunup bulunmadığı noktasında mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 09/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda davalı …’in sunmuş olduğu 2013 tarihli işletme defterinde … plakalı araca ilişkin ve diğer davalı …’a ilişkin herhangi bir doneye rastlanılmadığı bu nedenle davalı …’in işleten sıfatına haiz olduğu ispatlanamadığından davacılar … ve … tarafından davalı…’e yönelik olarak açılan maddi tazminat ve davacılar …, …, … ve… tarafından davalı…’e yönelik olarak açılan manevi tazminat davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre davalı …’un… plakalı aracın maliki, davalı …’in… plakalı aracın sürücüsü olarak müteveffanın ölümünden dolayı davacılar …ve …’ın müteveffanın desteğinden yoksun kalmaları nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları anlaşılmakla davacılar … ve …tarafından davalılar … ve …a yönelik olarak açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile; TBK 52. Maddesi gereğince takdir olunan %20 müterafik kusur indirimi sonucunda davacı … için 120.908,11 TL, davacı … için 300.045,08 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi 31/07/2013 tarihinden itibaren… plakalı aracın ticari araç olması da gözetilerek işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar …ve …’dan tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Davanın maddi tazminat yönünden kısmen reddine karar verilmiş olup, davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Zira, yasal düzenlemeler gereği, TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmeyecektir. (Y.17.H.D. 2015/14413E-2018/4944K ilamı)
Manevi Tazminat Talebi Yönünden
Davacılar …,…,… ve … tarafından dava dilekçesinde müteveffanın vefatından dolayı davalılar …ve …’a yönelik olarak yönelik olarak ayrı ayrı manevi tazminat talebinde bulunmuş olmakla; manevi tazminatın miktarını tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber, hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli; manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Ayrıca Yargıtay HGK’nın 23.6.2004 tarih ve 2004/13-291E.-2004/370K. sayılı kararında manevi tazminat ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede; “Manevi tazminat, gelişmiş ülkelerde artık eski kalıplarından çıkarılarak caydırıcılık unsuruna da ağırlık verilmektedir. Gelişen hukukta bu yaklaşım, kişilerin bedenine ve ruhuna karşı yöneltilen haksız eylemlerde veya taksirli davranışlarda tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gereğini ortaya koymakta; kişi haklarının her şeyin önünde geldiğini önemle vurgulamaktadır. Bu ilkeler gözetildiğinde; aslolan insan yaşamıdır ve bu yaşamın yitirilmesinin yakınlarında açtığı derin ızdırabı hiçbir değerin telafi etmesi olanaklı değildir. Burada amaçlanan sadece bir nebze olsun rahatlama duygusu vermek; öte yandan da zarar veren yanı da dikkat ve özen göstermek konusunda etkileyecek bir yaptırımla, caydırıcı olabilmektir.” denilmek sureti ile manevi tazminatın belirlenmesine caydırıcılık unsuru ve insan yaşamının önemine özellikle vurgu yapılmıştır.
Davaya konu somut olay anılı yasal düzenlemeler ve yukarıdaki ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde; davaya konu trafik kazası neticesinde, kazanın oluş şekli, kaza tarihi, tarafların kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının ve müteveffanın yaş, ülkenin ekonomik koşulları, paranın alım gücü birlikte değerlendirilerek kaza nedeniyle davacılarda yarattığı elem ve ızdırabın ağırlığı ve manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin tüm ilke ve kurallar nazara alınarak manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; davacı… için 25.000,00 TL, davacı… TL, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 31/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar…ve…’dan tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar …ve …tarafından davalı …Sigorta A.Ş’ye yönelik olarak açılan maddi tazminat davası hakkında tarafların karşılıklı sulh olduğu ve davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacılar … ve … tarafından davalı …’e yönelik olarak açılan maddi tazminat ve Davacılar …, …, … ve… tarafından davalı …’e yönelik olarak açılan manevi tazminat davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
3-Davacılar … ve … tarafından davalılar … ve …’a yönelik olarak açılan maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile; TBK 52. Maddesi gereğince takdir olunan %20 müterafik kusur indirimi sonucunda davacı… için 120.908,11 TL, davacı … için 300.045,08 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi 31/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar… ve …’dan tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Davacılar …, …, … ve…tarafından davalılar… ve …’a yönelik olarak açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile; davacı … için 25.000,00 TL, davacı … için 25.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 31/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar… ve…’dan tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 34.903,21-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 717,26 TL ile 1.763,06 TL tamamlama harcın mahsubu ile bakiye kalan 32.422,89 TL harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-) Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00 TL’nin davadaki haklılık durumuna göre 926,75-TL’sinin davalılar… ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile geri kalan 393,25-TL’sinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
7-) Davacılar tarafından dava açılırken yatırılan 44.40-TL başvurma harcı, 717,26-TL peşin harç, 1.763,06 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.524,72-TL harç giderinin davalılar… ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-)Davacılar tarafından yargılamanın yürütülmesi nedeniyle yapılan tebligat-posta gideri 225,70 TL, adli tıp kurum fatura bedeli 300,00-TL, bilirkişi ücreti 2.200,00-TL olmak üzere toplam 2.725,70-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red durumuna göre 1.917,80 TL’sinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılar tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
9-)Davacılar tarafından davalı …Sigorta A.Ş ile … yönünden yapılan posta giderinden ibaret toplam 169,90 TL yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
10-) Davacı … maddi tazminat yönünden yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 29.453,16-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
11-)Davacı … maddi tazminat yönünden yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 15.436,27-TL vekalet ücretinin davalılar … ve…’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
12-)Davacı… manevi tazminat yönünden yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
13-)Davacı … manevi tazminat yönünden yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılar …ç ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
14-)Davacı … manevi tazminat yönünden yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
15-)Davacı… manevi tazminat yönünden yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
16-) Davalılar… ve … yargılama sırasında kendilerini birer vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 3/2, 10/2 maddelerine göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara eşit şekilde verilmesine,
17-)Davalılar… ve… yargılama sırasında kendilerini birer vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 3/2, 10/2 maddelerine göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara eşit şekilde verilmesine,
18-)Davalılar … ve…ırasında kendilerini birer vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 3/2, 10/2 maddelerine göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacı…’dan alınarak davalılara eşit şekilde verilmesine,
19-)Davalılar … ve …yargılama sırasında kendilerini birer vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 3/2, 10/2 maddelerine göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara eşit şekilde verilmesine,
20-)Davalı … maddi tazminat talebi yönünden yargılama sırasında kendisini birer vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/2 maddesine göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
21-)Davalı … manevi tazminat talebi yönünden yargılama sırasında kendisini birer vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/2 maddesine göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
22-)Davalı … Sigorta A.Ş yönünden davacıların vekalet ücreti talebi bulunmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
23-)Davalı… Sigorta A.Ş lehine davalının vekalet ücreti talebi bulunmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
24-)Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair, davacılar vekilinin ve davalı …, … vekillerinin yüzüne karşı davalı sigorta şirketi ve … vekilinin yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 21/12/2021

Başkan
e-imzalı*
Üye
e-imzalı*
Üye
e-imzalı*
Katip
e-imzalı*

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.