Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/18 E. 2021/958 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/18 Esas
KARAR NO : 2021/958

DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/09/2019
KARAR TARİHİ : 30/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili tarafından sunulan 03/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerin murisi …’ın rahatsızlığı nedeniyle davalı sağlık kuruluşuna başvurduğunu, gerekli dikkat ve özenin gösterilmemiş olması, yanlış/eksik tedavi uygulanması sonucu aynı tarihte yaşamını yitirdiğini, soruşturma kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 20.04.2017 tarihli … karar no’lu raporunda ise, kişinin ölümünün tedavisi için verilen antibiyotiğe (…) karşı gelişen anafilaktik reaksiyon sonucu meydana geldiğini; adli dosyada kayıtlı bilgilerde kişinin 08.08.2016 tarihinde burun akıntısı, hapşırık, öksürük şikayetleriyle davalı sağlık kuruluşuna başvurduğunu, muayenesinin yapıldığını, muayene bulgularına göre tedavisinin yapıldığını, verilen ilaçların konulan tanıya uygun olduğunu, tedavi öncesi kişinin alerjisi olduğuna dair bilgi verilmediğinden ortaya çıkan anafilaktik reaksiyonun öngörülebilir bir durum olmadığını ancak anafilaktik reaksiyonun ortaya çıkması üzerine kişiye yapılması gereken tedavinin (adrenalin, sıvı tedavisi, histamin antagonistleri, kortikosteroidler, monitörizasyon, O2 tedavisi…) yapılmamış olması nedeniyle Dr….’un kusurlu olduğuna oy birliğiyle karar verildiğini, yaşanan olayda, müteveffanın davalı özel sağlık kuruluşuna başvurduğunu ve davalı sağlık kuruluşunun onun tedavisi için bir hekim görevlendirdiğini, hekimin özel sağlık kuruluşunun “yardımcı kişisi” konumunda olduğunu, bu durumda, davalı sağlık kuruluşunun TBK madde 116 uyarınca, hastaya karşı “yardımcı kişiden sorumlu” olacağını, buna göre, davalı hekim ile özel sağlık kuruluşunun hastaya karşı sorumluluklarının “ortaklaşa ve zincirleme” olduğunu, olaya ilişkin Gaziosmanpaşa … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında ceza yargılamasının görüldüğünü, müteveffanın 12.01.1958 doğumlu olup, işçi emeklisi olduğunu, emekli maaşı aldığını, ayrıca kendisine ait … marka 3230 (kırkayak) model aracı ile nakliyecilik yaptığını, aylık gelirinin ortalama net 10.000-12.000 TL civarında olduğunu, onun ölümüyle eşi davacı …’ın destekten yoksun kaldığını, davacı eş …’ın ev hanımı olup, eşi müteveffanın desteği dışında herhangi bir gelirinin bulunmadığını, HMK m.107 gereği, toplanacak delillere, ceza ve hukuk mahkemelerinde belirlenecek kusur oranlarına ve uzman bilirkişilerden alınacak tazminat hesap raporuna göre, davacı eş …’ın talep ettiği tazminat tutarı belli olduktan sonra peşin harcı yatırmak suretiyle, davacı …lehine destekten yoksun kalma zararlarının davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiğini, yaşanan haksız fiil niteliğindeki elim hadise neticesinde, eşi, babaları ve dedesini kaybeden davacıların acısının giderilmesi hiçbir surette mümkün olmadığını, olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa hafifletilmesi için, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde manevi tazminat talep etme zarureti hasıl olduğunu, davalı doktor ve özel sağlık kuruluşuna ait 11.09.2015-11.09.2016 tarihleri arasında geçerli…poliçe sayılı Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasını düzenleyen davalı şirkete yapılan 07.05.2019 tarihli başvurunun yanıtsız bırakıldığını, limiti aşmamak kaydıyla, sigorta şirketinin de tazminattan sorumlu olduğunu buna göre, hekim ve sağlık kuruluşunun kusuru, olayın meydana geliş şekli, davacıların müteveffaya yakınlık derecesi göz önüne alındığında, davacı eş…çin 200.00-TL, davacı iki çocuk … ve …için 80.000-TL (her biri için 40.000-TL) davacı torun … için ise 20.000-TL olmak üzere, toplam 300.000-TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davacılar vekili tarafından sunulan 08/12/2021 tarihli talep arttırım dilekçesinde özetle; Tıbbi hata sonucu eşini kaybeden müvekkilin davacı eş …lehine destekten yoksun kalma tazminatı belirsiz alacak olarak 1.000 TL talep edildiğini, bilirkişi raporlarında davacı …’ın maddi zararı 252.433,60 TL hesaplandığını taleplerini 251.433,60 TL arttırdıklarını, bu kapsamda 252.433,60 TL davacı eş … lehine destekten yoksun kalma tazminatının 200.000 TL davacı eş …lehine manevi tazminatın, 40.000 TL davacı çocuk…lehine manevi tazminatın 40.000 TL davacı çocuk … lehine manevi tazminatın 20.000 TL davacı torun … lehine manevi tazminatın dava dilekçemizde belirtildiği üzere olay tarihinden itibaren yasal faizleriyle birlikte davalılardan mütelselsilen tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP : Davalı… Sigorta vekili tarafından sunulan 27/09/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; öncelikle ceza dosyasının celbi gerektiğini, dava konusu taleple ilgili müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, davacı tarafın haksız talep ve iddialarını kabul etmediklerini, müvekkili tarafından yapılan sigorta poliçesinin olay tarihi itibari ile vade dışında olduğunu, zaman aşımı itirazında bulunduklarını, hekimin sorumluluğunun doğabilmesi için gerçekleştirilen teşhis ve tedavi yöntemlerinde tıbbi standardın uygulanmamış olması gerektiğini, tıbbi standardın uygulandığı yerde müdahale tıp biliminin gereklerine de uygun ise hekimin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, hastane kayıtlarının celbi gerektiğini, illiyet bağının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, davacı tarafın tazminat taleplerinin dayanaksız ve fahiş olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı…Sağlık Şirketi vekili tarafından sunulan 14/10/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tıp merkezi tarafından tüm yükümlülüklerin yerine getirildiğini, müteveffa hastaya gerekli müdahale ve işlemlerin yapıldığını, hastanın vefat etmesinin tıbbi uygulama hatası sonucu değil komplikasyon olarak geliştiğini, bu nedenle hekimin kusurundan ve hastanenin sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, davacıların tazminat taleplerinin haksız ve yüksek olduğunu, tüketici mahkemesinin görevli olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… vekili tarafından sunulan 14/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle ; mahkemenin görevsiz olduğunu zaman aşımı itirazında bulunduğunu, davacının iddia ve taleplerinin reddi gerektiğini, ceza dosyasının bekletici yapılmasını talep ettiklerini, müteveffanın tıp merkezi başvurusunda ve kendisine yapılan tıbbi müdahalede özen yükümlülüğüne aykırı veya haksız fiil oluşturabilecek bir işlem bulunmadığını müteveffada gelişen rahatsızlığın tıbbi uygulama hatasından kaynaklı olmadığını bu nedenle müvekkile sorumluluk yüklenemeyeceğini, tüm müdahalelerin tıbbi standartlara uygun gerçekleştirildiğini, müteveffanın ölümü ile müvekkilinin eylemi arasında illiyet bağı bulunmadığını, taraflarca talep edilen tazminatların yüksek olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Gaziosmanpaşa … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesi’nin 2019/778 Esas, 2020/100 Karar sayılı ilamı, Gaziosmanpaşa … Noterliği’nin 12/08/2016 tarih … yevmiye sayılı mirasçılık belgesi, … Sigorta tarafından gönderilen hasar dosyası ve sigorta poliçesi, davacıların ve davalının sosyal ve ekonomik araştırma tutanakları, müteveffa…’ın tedavi kayıtları, Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 20/04/2017 tarih … karar numaralı raporu, nüfus kayıtları, …İl Sağlık Müdürlüğü kayıtları, davalı hastane kayıtları, Adli Tıp Kurumu Adli Tıp Asli Üst Kurulu’nun 21/11/2019 tarih … karar sayılı raporu, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları, müteveffanın vergi kayıtları, sigorta bilgi ve gözetim merkezi kayıtları, aktüer bilirkişi kök ve ek raporu, tanık beyanları, arabuluculuk tutanağı, arabulucu saf kararı ve tüm dosya kapsamı.
Davacı tanığı… talimat mahkemesindeki duruşmada; “Ben 112 acil serviste Paramedik olarak çalışırım. Olay zamanı, İstanbul’da, … Numaralı acil sağlık istasyonuna gelen çağrı üzerine ekip arkadaşlarımla birlikte çok yakın olan… Merkezine gittik. Orada, hasta olduğu söylendi. İkinci katta serviste yatan hastanın başında doktor ve hemşireler müdahale ediyorlardı. Odada monitör yoktu. Anlattıklarına göre, soğuk algınlığı şikayeti ile gelen erkek hastaya … ilacı iğne yapmışlar. Serumun içine de …isimli ilaçtan vermişler. Yatağında ex vaziyette olduğunu görünce başındaki hemşire ampu ile müdahale ediyor, doktor da yatağın üzerinde elle kalp masajı yapıyordu. Biz de ambulanstan aletlerimizi getirerek monitöre bağladık. Diğer acil müdahale aletlerini de getirerek müdahaleye başladık. Ancak hastayı geri getirmek mümkün olmadı. Bir saate yakın müdahale yaptık. Monitörden düz çizgi şeklinde çıktı aldık. Hastanın EX olduğu bu şekilde belgelenmiş oldu” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … duruşmada; “Şuan parametrik olarak görev yapmaktayım, olay tarihinde acil tıp teknisyeni olarak 112’de görev yapıyordum. Görev yerimiz olayın gerçekliği tıp merkezine 5-6 dk mesafededir. Olay günü ihbar üzerine tıp merkezine acil çıkış yaptık. Mavi kod uyarısı ile gittik. Bu durumun ağır olduğunu gösteren bir işarettir. Hasta ikinci yada üçüncü kattaydı. Yanında hemşire yada doktor vardı. Doktor bey hasta sedyedeyken kalp masajı yapıyordu. Hemşire ise hastaya hava veriyordu. Daha sonra hastaya biz müdahalede bulunduk, bulunduğu sedyeden sert zemin olan yere indirdik. Kalp masajının sert zemin üzerinde yapılması gerekir, biz entübasyon yaptık. Kalp masajına devam ettik. Biz müdahaleye başladığımızda hastanın vefat edip etmediğini bilmiyorduk. Defibülatör dediğimiz kalp atışlarını gösteren cihaza bağlı değildi. Biz hepsini ambulanstan getirdik. Ayrıca bizden önce adrenalin iğnesi de yapılmamıştı. Hemşire hanım yapılmadığını söyledi. 45-50 dakika müdahalede bulunduk, hastadan cevap alamadık, sorumlu hekimimize durumu anlattık. Duruma ilişkin tutanak tuttuk, eks kararı verdik. Biz müdahalemizi elektro şok cihazı ile yaptık. Hastayı ilk gördüğümüzde doktor el ile kalp masajı yapıyordu. Bizde ilk başta elle kalp masajı yaparız. Ritim belirtisi aldığımızda elektro şok cihazına geçeriz. Savcılıkta verdiğim ifade doğrudur. Aynen tekrar ederim. Biz hastayı gördüğümüzde entübasyon cihazı yoktu, çünkü hasta acil serviste değildi. Dediğimiz cihazlar acil serviste bulunur. Bizde arabadan getirip işlemde bulunduk. Böyle durumlarda hastaya ilk başta adrenalin iğnesi yapılır. Ben yapılıp yapılmadığını sorduğumda burada bulunmaz dedi. Böyle durumlarda hastanın acile indirilip indirilmesi çok önemli değildir, önemli olan hastanın sert zemine alınarak hemen kalp masajına başlanması önemlidir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı…Sağlık tanığı … duruşmada: “Ben davalı Kut-Ana sağlık şirketinde gece idare amiri olarak halen görev yapmaktayım, olay tarihinde de çalışıyordum, ölüm anında da görevimin başındaydım. Davacıların murisi olan… rahatsız olduğunu söyleyerek hastanemize geldi, ilgili birimde kaydını yaptırarak, gece nöbetçi doktor olan …’un odasına geçti, gerekli muayene yaptıktan sonra servis katına yönlendirildi, Hastane Tıp Merkezi’dir tam teşekküllü hastane değildir bu nedenle tek bir servis vardır, hastanın yatışı yapıldı, o akşam nöbetçi hemşire …’dü, ilgili ekibin talimatları doğrultusunda hastaya tedaviyi uyguladı, hangi ilaçların verildiğini görevim itibariyle bilmem mümkün değildir, sıvı takviyesi yapıldığını serum verildiğini biliyorum, tedavi sırasında hastanın şikayetleri olması üzerine ilgili hemşire hanım ve ilgili doktora bilgi verdi, bilgi vermesi üzerine doktor hastanın bulunduğu odaya geldi, orada hem şikayetlerini hemde hastanını rütun durumunu kontrol etti, hastanın bağlı olduğu nabız ve tansiyon cihazlarını kontrol ettikten sonra 112 birimini doktor … kendisi aradı, 112 birimi yakın olduğu için çabucak geldi, 112 ekibi ve hoca hastaya müdahale etmek zorunda kaldılar, 112 gelene kadar hastanın başında kalp masajı yapıldı 112 geldikten sonrada devam edildi ama maalesef hasta kurtarılamadı, hastanın ailesini ben kendim aradım, hasta hastaneye tek başına gelmişti yanında refakatçisi yoktu, hasta kayıt yaptırırken ve tiraj bölümünde de ben yanındaydım, göğüs kısmında şiddetli ağrı olduğunu söyledi başka bir şikayeti olduğunu yada alerjisi yada ciddi bir hastalığı olduğuna dair bir şey söylemedi, hastanın o gün kaç kere hastaneye geldiğini bilmiyorum, ben bu anlattığım kısımda geldiğine şahit oldum. Ben ikinci kez gelip gelmediğini ve ikinci kez gelmişse hastanede yığıldığına dair bilgim ve görgüm yoktur, ben akşam saat 18:00’da mesaiye başlarım, sabah saat 08:00’de mesaiden ayrılırım, ben hastanın bir kere geldiğine şahit oldum, benim mesai sürecimde bir kere geldi, onun dışında geldiyse bilmiyorum, hastanede EKG cihazı vardır, aynı zamanda şok cihazı da vardır, servisteyken kalp ritim atışlarına bakan cihaza bağlıydı, aynı zamanda parmak izinden nabız ölçüyordu, EKG çekilip çekilmediğini bilmiyorum çekilmişse kayıtlarda vardır. Grip nezle rahatsızlığı olduğuna dair beyanda bulunduğunu duymadım, hastaya kalp masajı serviste yatakta yattığı sırada yapıldı, 112 geldikten sonra hasta onlara devredilir, hastanede entübasyon cihazı da vardır, hasta şikayeti sorulduğunda gaz var gibi karnım ağrıyor şeklinde cevap verdi, bunun dışında grip veya nezle rahatsızlığı olduğuna dair bir şey duymadım.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı … Sağlık tanığı… duruşmada;”Şuan… Hastanesinde çalışmaktayım. Olay tarihinde …Tıp Merkezi7Sultangazi’de ebe olarak çalışmaktaydım. Olay günü hasta öncesinde acile grip şikayetiyle başvuru yapmış, acilde doktor … tarafından muayenesi yapıldıktan sonra … … …. müsküler(kas içerisine enjekte) olarak uygulanmış, sonrasında hasta evine gönderilmiş, yarım saat sonra hasta tekrar gelerek kendisinin serum olmadan iyileşmediğini söylemesi üzerine yine doktor … tarafından servise serum için yatışı yapıldı, ben hastayı ikinci kere geldiğinde gördüm, geldiğinde ben serumunu hazırladım, serum içeriği izolem…’dır, serum takmadan önce hastanın vital bulgularına baktım, hafif terlemesi vardı ve tansiyonu hafif yüksekti, bu konuda doktor …’u bilgilendirdim, hasta yalnızdı, refakatçisi yoktu, sonrasında doktor Ender bey hastayı yeniden muayene etti, bir şikayeti olup olmadığını sordu, göğsünü dinledi, sonrasında hasta biraz ağırlaşmaya başladığı için ve çalıştığımız yer tıp merkezi olduğu için 112 acili aradık, 112yi aradıktan sonra hastanın durumu ağırlaştığı için hastaya müdahale etmeye başladık, hastada bilinç kaybı oluşmaya başlamıştı, 112nin gelmesi 3-4 dakika sürdü, hastanın kalp krizi belirtileri mevcuttu, 112 gelene kadar hastaya sedye üzerinde kalp masajı uyguladık, odada iki kişiydik, hastayı yere indirmemiz mümkün değildi, sonrasında 112 geldi, onlarla birlikte müdahaleye devam ettik, 45 dk sürmesi gerekirken daha fazlası uygulandı, ancak hastayı kurtaramadık, hastanın yanında refakatçi yoktu, hiçbir yakınına ulaşamadık, hasta yakınına 112 ekibi ile birlikte açıklama yapmak için ekibi göndermedik, daha sonra hastanın 1 ay önce eşinin tedavi için getirdiğini tespit ettik, buradan tespit ettiğimiz numaradan yakınına ulaştık, daha sonra oğlu geldi, çalıştığımız yer tıp merkezidir, acil müdahale ekipmanları vardır ancak acil bölümündedir ancak serviste bulunan ilaçlarımız mevcuttur, serviste adrenalin yeteri kadar vardı, 112 geldikten sonra biz adrenalin uyguladık, 112 zaten kısa sürede geldi, gelmeden önce kalp masajı uygulandı, tıp merkezinin acil bölümündeki ekipmanların yetersiz olabileceğini düşünerek 112 acili çağırdık, biz ilk başta iki kişi müdahale ettikten sonra tıp merkezinin acil bölümünden de görevliler 112 acille birlikte bize yardımcı oldu, gelen 112 ekibi kendi malzemelerini ve hastanenin malzemelerini kullandı, bizim verdiğimiz adrenalini de kullandı, bizim hemşire dolabımızda adrenalin mevcuttu, monitör ve EKG de serviste mevcuttu, tıp merkezi cerrahi tıp merkezidir, hastaya ilk iğne acilde yapılmış, orada hastaya alerjik durumu olup olmadığının sorulup sorulmadığını bilmiyorum, sistem üzerinde hastaya ilişkin herhangi bir alerjik bildirim yoktu, iğne yapılmasıyla tekrar servise gelmesi arasında geçen süre yarım saat kadardır, ben serumu takmadan hasta serviste kötüleşmeye başlamıştı” şeklinde beyanda bulunmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesi’nin 2019/778 Esas, 2020/100 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; sanık … hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan yapılan yargılama sonucunda Gaziosmanpaşa … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından verilen mahkumiyet kararı kaldırılarak sanık…un beraatine karar verildiği ve kararın temyiz edilmesi nedeniyle kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 20/04/2017 tarih … karar numaralı raporunda özetle; Kişinin ölümünün tedavisi için verilen antibiyotiğe (…) karşı gelişen anaflaktik reaksiyon sonucu meydana geldiği, Adli dosyada kayıtlı bilgilerde kişinin 08/08/2016 tarihinde tarihinde burun akıntısı, hapşırık, öksürük şikayetleriyle … Cerrahi Merkezi’ne başvurduğu, muayenesinin yapıldığı, muayene bulgularına göre tedavisinin yapıldığı, verilen ilaçların konulan tanıya uygun olduğu, tedavi öncesi kişinin allerjisi olduğuna dair bilgi verilmediğinden ortaya çıkan anafilaktik reaksiyonun öngörülebilir bir durum olmadığı ancak anafilaktik reaksiyonun ortaya çıkması üzerine kişiye yapılması gereken tedavinin (adrenalin, sıvı tedavisi, histamin antagonistleri, kortikosteroidler, monitörizasyon, O² tedavisi…) yapılmamış olması nedeniyle Dr….’un kusurlu olduğu oy birliğiyle mütalaa olunmuştur.
Adli Tıp Kurumu Adli Tıp Asli Üst Kurulu’nun 21/11/2019 tarih … karar sayılı raporunda özetle; Kişinin ölümünün tedavisinde verilen ilaçlara (…, …) karşı gelişen hipersensivite ve anaflaksiye bağlı akut koroner sendrom sonucu meydana gelmiş olduğu; 08/08/2016 tarihinde kişinin burun akıntısı, hapşırık, öksürük şikayetleriyle …Cerrahi Merkezi’ne başvurduğu, muayenesinin yapıldığı, muayene bulgularına göre tedavisinin yapıldığı, verilen ilaçların konulan tanıya uygun olduğu, tedavi öncesi kişinin allerjisi olduğuna dair bilgi verilmediğinden dolayı ortaya çıkan anafilaktik reaksiyonun ilaç öngörülebilir bir komplikasyon olmadığı, ancak anafilaktik reaksiyonun ortaya çıkması üzerine kişiye yapılması gereken tedavinin (adrenalin, sıvı tedavisi, histamin antagonistleri, kortikosteroidler, monitörizasyon,O² tedavisi…) yapılmamış olması nedeniyle komplikasyon yönetiminin tıp kurallarına uygun olmadığı, bu nedenle Dr. …’un tıbben hatalı olduğu, ancak zamanında uygun müdahale edilmiş ve tedavisi verilmiş olması halinde de kişinin kurtulmasının kesin olmadığı oybirliğiyle mütaala olunmuştur.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 31/05/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; Davaya konu, 08.08.2016 günü sabaha karşı başvurduğu davalı şirket tarafından işletilen … Tıp Merkezi acilinde, nöbetçi davalı Dr. … tarafından yapılan müdahelesi sonrası vefatında; Davalı Dr….’un kardiyopulmoner resusitasyon (…) konusunda yetkin olmaması, allerji (anaflaksi) potansiyeli olan bir çok ilacı birbirine karıştırarak müteveffaya enjekte ettirmesi ve nöbet tutacağı sağlık tesisindeki malzemenin varlığını sorgulamaması yüzünden ASLİ kusurlu olduğu, diğer davalı şirket de … uygulaması esnasında elzem ilaç ve malzemenin içinde bulunduğu …donanımını bulundurmadığı için TALİ kusurlu olduğu davacı …’ ın nihai ve gerçek maddi zararının 252.433,60 TL olduğu, davacının maddi zararının davalı ve ihbar olunan sigorta şirketlerince düzenlenen poliçelerin vadesi dışında kaldığı; davalı ve ihbar olunan sigorta şirketlerinin sorumluluğuna gidilemeyeceği mütalaa olunmuştur.
Aktüer Bilirkişi tarafından düzenlenen 11/10/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; Davacı …’ ın nihai ve gerçek maddi zararının 252.433,60 TL olduğu, Sigorta Bilgi ve Gözetim merkezine müzekkere cevabı ekinden davalı doktor için olay tarihinde geçerli ve 11.09.2015-11.09.2016 Tıbbi Kötü Uygulama Sigorta Poliçesinin davalı sigorta şirketlerince düzenlendiği, bu durumda; davacının maddi zararı yönünden davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilebileceği bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacılar tarafından davalılar aleyhine açılan destekten yoksun kalma nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların giderilmesi istemine dayalı tazminat davasıdır.
Davacılar, müteveffa …’ın tedavi olmak için gittiği hastanede tedaviyi uygulayan davalı hekimin hatalı tıbbi uygulaması nedeniyle vefat ettiğini, bu nedenle davalı hekimle birlikte sağlık kuruluşu olan davalı şirket ve tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında davalı sigorta şirketinin meydana gelen olaydan dolayı sorumlu olduğunu, bu nedenle uğradıkları maddi ve manevi zararların davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar ise davacıların yakını olan müteveffaya uygulanan tıbbi tedavinin tıbbi standartlara uygun olduğunu, tıbbi hata veya ihmal bulunmadığını, olayla ölüm arasında illiyet bağı bulunması gerektiğini, talep edilen tazminat miktarlarının haksız ve fahiş olduğunu bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Dava konusu ölüm olayı müteveffa …’ın 08/08/2016 tarihinde rahatsızlığı nedeniyle gittiği özel hastanede tedavi için uygulanan ilaçlar sonrası anafilaktif reaksiyon sonrası yapılan tıbbi müdahalelere rağmen kurtarılamaması sonucu gerçekleşmiştir.
Dava konusu ihtilaf davacıların eşi, babaları ve dedesi olan müteveffa …’ın tedavi gördüğü hastanede ölümü üzerine, davalıların ölüm olayında kusur ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, destekten yoksun kalan davacı eşin maddi ve manevi zararının ve diğer davacıların manevi zararlarının bulunup bulunmadığı varsa miktarı hususundan kaynaklıdır.
Destek yoksun kalma tazminatı TBK 55. maddesindeki ; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” şeklindeki düzenlemeye göre belirlenecektir.
Davalılar tarafından mahkememizin görevine ve zamanaşımına yönelik itirazda bulunulmuşsa da dava konusu zorunlu olarak yaptırılan sigortadan kaynaklanan sigorta davalarının TTK’da düzenlenmiş olması nedeniyle davaya bakma görevi mahkememize ait olduğundan ve zamanaşımı süresinin dolmaması nedeniyle zamanaşımı itirazı yerinde olmadığından davalıların görev ve zamanaşımı itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Dava konusu olayda tıbbi müdahaleyi yapan doktor olan davalı… hakkında Gaziosmanpaşa… Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında yapılan verilen mahkumiyet kararının istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesi’nin 2019/778 Esas, 2020/100 Karar sayılı ilamı ile sanık… hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan yapılan yargılama sonucunda Gaziosmanpaşa … Asliye Ceza Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyasından verilen mahkumiyet kararı kaldırılarak sanık …’un beraatine karar verildiği ve kararın temyiz edilmesi nedeniyle kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Davalı… hakkında yapılan ceza yargılamasına ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesi’nin 2019/778 Esas, 2020/100 Karar sayılı dosyasında alınan kusur durumuna ilişkin Adli Tıp Kurumu Adli Tıp Asli Üst Kurulu’nun 21/11/2019 tarih… karar sayılı raporunda; Kişinin ölümünün tedavisinde verilen ilaçlara (…, …) karşı gelişen hipersensivite ve anaflaksiye bağlı akut koroner sendrom sonucu meydana gelmiş olduğu; 08/08/2016 tarihinde kişinin burun akıntısı, hapşırık, öksürük şikayetleriyle… Tıp Cerrahi Merkezi’ne başvurduğu, muayenesinin yapıldığı, muayene bulgularına göre tedavisinin yapıldığı, verilen ilaçların konulan tanıya uygun olduğu, tedavi öncesi kişinin allerjisi olduğuna dair bilgi verilmediğinden dolayı ortaya çıkan anafilaktik reaksiyonun ilaç öngörülebilir bir komplikasyon olmadığı, ancak anafilaktik reaksiyonun ortaya çıkması üzerine kişiye yapılması gereken tedavinin (adrenalin, sıvı tedavisi, histamin antagonistleri, kortikosteroidler, monitörizasyon, O² tedavisi…) yapılmamış olması nedeniyle komplikasyon yönetiminin tıp kurallarına uygun olmadığı, bu nedenle Dr. …’un tıbben hatalı olduğu, ancak zamanında uygun müdahale edilmiş ve tedavisi verilmiş olması halinde de kişinin kurtulmasının kesin olmadığı oybirliğiyle mütaala olunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında toplanan deliller, tanık beyanları ve ceza dosyası kapsamında tıbbi uygulamayı gerçekleştiren hekim ve tıbbi tedavinin yapıldığı hastane olan davalıların kusur durumuna ilişkin alınan 31/05/2021 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre; davaya konu, 08.08.2016 günü sabaha karşı başvurduğu davalı şirket tarafından işletilen …linde, nöbetçi davalı Dr. …tarafından yapılan müdahelesi sonrası vefatında; Davalı Dr….’un kardiyopulmoner resusitasyon (…) konusunda yetkin olmaması, allerji (anaflaksi) potansiyeli olan bir çok ilacı birbirine karıştırarak müteveffaya enjekte ettirmesi ve nöbet tutacağı sağlık tesisindeki malzemenin varlığını sorgulamaması yüzünden asli kusurlu olduğu, diğer davalı şirket de … uygulaması esnasında elzem ilaç ve malzemenin içinde bulunduğu … donanımını bulundurmadığı için tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Davacı eşin uğradığı maddi zarar hususunda aktüer bilirkişiden alınan ilk rapora göre davacı…’ ın nihai ve gerçek maddi zararının 252.433,60 TL olduğu, davacının maddi zararının davalı ve ihbar olunan sigorta şirketlerince düzenlenen poliçelerin vadesi dışında kaldığı; davalı ve ihbar olunan sigorta şirketlerinin sorumluluğuna gidilemeyeceği belirtilmiş, Aktüer Bilirkişi tarafından düzenlenen 11/10/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; Davacı …’ ın nihai ve gerçek maddi zararının 252.433,60 TL olduğu, Sigorta Bilgi ve Gözetim merkezine müzekkere cevabı ekinden davalı doktor için olay tarihinde geçerli ve 11.09.2015-11.09.2016 Tıbbi Kötü Uygulama Sigorta Poliçesinin davalı sigorta şirketlerince düzenlendiği, davacının maddi zararı yönünden davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilebileceği bildirilmiştir.
Gaziosmanpaşa … Noterliği’nin 12/08/2016 tarih … yevmiye sayılı mirasçılık belgesine göre müteveffa …’ın mirasçılarının davacılar …, …ve … olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında taraflarca bildirilen tanıklar dinlenmiş, hasar dosyası, tedavi ve hastane kayıtları, ceza dosyası ve içeriğindeki adli tıp raporları incelenmiş ve mahkememizce ayrıca bilirkişi raporu alınmıştır.
Dava konusu olaya ilişkin doktor olarak çalışan davalı sigortalı …tıbbi müdahalelerinden kaynaklı risklere karşı davalı … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenen 11/09/2015 başlangıç, 11/09/2016 bitiş tarihli … poliçe numaralı Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin bulunduğu, poliçe limitinin olay başına 400.000,00-TL olduğu ve poliçe özel şartlarına göre teminat tutarının maddi, manevi tazminat, yargılama giderleri ve hükmolunacak faiz tutarlarını kapsadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde, ceza dosyasında sanık olan doktor davalı … hakkında beraat kararı verilmiş ise de hem ceza yargılamasında düzenlenen adli tıp raporları hem mahkememizce alınan bilirkişi heyet raporuna göre müteveffanın davalı doktor …’a rahatsızlığı nedeniyle başvurduğu, davalı hastanede davalı doktor… tarafından yapılan tıbbi müdahalenin hatalı olması nedeniyle davalı …’un kusurlu ve sorumlu olduğu, davalı hastanenin de gerekli donanımı bulundurmaması nedeniyle kusurlu olmasının yanı sıra davalı doktoru çalıştırmasından kaynaklı olarak da istihdam edenin sorumluluğu kapsamında sorumluluğunun bulunduğu, davalı sigorta şirketinin de davalı…un gerçekleştirdiği tıbbi müdahale ve eylemleri olay tarihi (08/08/2016) itibariyle kapsayan Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin bulunması nedeniyle poliçe limiti dahiline sorumlu olduğu bu haliyle davalıların davacıların yakını olan müteveffa …’ın vefatından dolayı davacıların uğradığı maddi ve manevi zararlardan dolayı müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları açıktır.
Davacı tarafça müteveffanın işçi emeklisi olduğu ayrıca kendine ait araçla nakliyecilik yaptığı ileri sürülmüş ise de davacı tarafça dosya kapsamına bu yönde bir delil ibraz edilmemesi ve müteveffa…’ın vergi ve sgk kayıtlarına göre davacı iddialarını doğrulayan bir bulguya rastlanılmaması nedeniyle aktüer bilirkişi raporunda asgari ücret üzerinden yapılan hesaplama sonucunda belirlenen tazminat miktarının doğru olduğuna kanaat getirilmiştir.
Mahkememizce tarafların kanaat edilen kusur durumuna ve tazminat hesabına ilişkin bilirkişi raporlarının dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunması nedeniyle, aktüer bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere davacı eş …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle talep edebileceği maddi tazminatın 252.433,60-TL olduğu ve poliçe limiti dahilinde, kaldığı bu miktardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları anlaşıldığından davacı …’ın uğradığı maddi zararlar karşılığı olan 252.433,60-TL maddi tazminatın temerrüt (olay) tarihi olan 08/08/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı…Türk Sigorta A.Ş. yönünden tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi limiti dahilinde ve davacılar tarafından yapılan başvurunun davalı sigorta şirketi tarafından reddedilmesi nedeniyle sigortaya başvuru yani temerrüt tarihi olan 07/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizinden sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı taraflar uğradıkları manevi zararlara ilişkin manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmasına ilişkin gerekli araştırma yapılmıştır.
Manevi tazminatın miktarını tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber, hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli; manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Ayrıca Yargıtay HGK’nın 23.6.2004 tarih ve 2004/13-291E.-2004/370K.sayılı kararında manevi tazminat ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede; “Manevi tazminat, gelişmiş ülkelerde artık eski kalıplarından çıkarılarak caydırıcılık unsuruna da ağırlık verilmektedir. Gelişen hukukta bu yaklaşım, kişilerin bedenine ve ruhuna karşı yöneltilen haksız eylemlerde veya taksirli davranışlarda tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gereğini ortaya koymakta; kişi haklarının her şeyin önünde geldiğini önemle vurgulamaktadır. Bu ilkeler gözetildiğinde; aslolan insan yaşamıdır ve bu yaşamın yitirilmesinin yakınlarında açtığı derin ızdırabı hiçbir değerin telafi etmesi olanaklı değildir. Burada amaçlanan sadece bir nebze olsun rahatlama duygusu vermek; öte yandan da zarar veren yanı da dikkat ve özen göstermek konusunda etkileyecek bir yaptırımla, caydırıcı olabilmektir.” denilmek sureti ile manevi tazminatın belirlenmesine caydırıcılık unsuru ve insan yaşamının önemine özellikle vurgu yapılmıştır.
Davaya konu somut olay anılı yasal düzenlemeler ve yukarıdaki ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde; davaya konu tıbbi müdahale sonrası meydana gelen anafilaktif reaksiyon sonrası hatalı tıbbi uygulama neticesinde davacıların yakını olan müteveffa…’ın kurtarılamayarak vefat ettiği, davalı hastanede davalı doktor … tarafından yapılan tıbbi müdahalenin hatalı olması nedeniyle davalı …’un kusurlu ve sorumlu olduğu, davalı hastanenin de gerekli donanımı bulundurmaması nedeniyle kusurlu olmasının yanı sıra davalı doktoru çalıştırmasından kaynaklı olarak da istihdam edenin sorumluluğu kapsamında sorumluluğunun bulunduğu, davalı sigorta şirketinin de davalı …un gerçekleştirdiği tıbbi müdahale ve eylemleri olay tarihi (08/08/2016) itibariyle kapsayan Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin bulunması ve manevi tazminatın poliçe kapsamında olması nedeniyle poliçe limiti dahiline sorumlu olduğu bu haliyle davalıların davacıların yakını olan müteveffa …’ın vefatından dolayı davacıların uğradığı manevi zararlardan dolayı da müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, bu haliyle Mahkememizce olayın vefat ile sonuçlanması, vefat olayının oluş şekli, vefat tarihi, tarafların kusur oranı ve sorumlulukları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, müteveffa ve davacıların yaşı, ülkenin ekonomik koşulları, paranın alım gücü birlikte değerlendirilerek olay ve vefatın davacılarda yarattığı elem ve ızdırabın ağırlığı ve manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin tüm ilke ve kurallar nazara alındığında Davacı eş …’ın uğradığı manevi zararlar karşılığı olan 50.000,00-TL, Davacı çocuk …’ın uğradığı manevi zararlar karşılığı olan 20.000,00-TL, Davacı çocuk …’ın uğradığı manevi zararlar karşılığı olan 20.000,00-TL, Davacı torun …’ın uğradığı manevi zararlar karşılığı olan 8.000,00-TL manevi tazminatın temerrüt (olay) tarihi olan 08/08/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı … Anonim Türk Sigorta A.Ş. yönünden tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi limiti dahilinde ve davacılar tarafından yapılan başvurunun davalı sigorta şirketi tarafından reddedilmesi nedeniyle sigortaya başvuru yani temerrüt tarihi olan 07/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizinden sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacılar tarafından açılan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
a) Davacı eş …’ın uğradığı maddi zararlar karşılığı olan 252.433,60-TL maddi tazminatın temerrüt (olay) tarihi olan 08/08/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı … Türk Sigorta A.Ş. yönünden tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi limiti dahilinde ve temerrüt tarihi olan 07/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizinden sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı eş …’ın uğradığı manevi zararlar karşılığı olan 50.000,00-TL manevi tazminatın temerrüt (olay) tarihi olan 08/08/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı …Türk Sigorta A.Ş. yönünden tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi limiti dahilinde ve temerrüt tarihi olan 07/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizinden sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
c) Davacı çocuk…’ın uğradığı manevi zararlar karşılığı olan 20.000,00-TL manevi tazminatın temerrüt (olay) tarihi olan 08/08/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı…Türk Sigorta A.Ş. yönünden tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi limiti dahilinde ve temerrüt tarihi olan 07/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizinden sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,

ç) Davacı çocuk …’ın uğradığı manevi zararlar karşılığı olan 20.000,00-TL manevi tazminatın temerrüt (olay) tarihi olan 08/08/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı … Türk Sigorta A.Ş. yönünden tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi limiti dahilinde ve temerrüt tarihi olan 07/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizinden sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
d) Davacı torun …’ın uğradığı manevi zararlar karşılığı olan 8.000,00-TL manevi tazminatın temerrüt (olay) tarihi olan 08/08/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı … Türk Sigorta A.Ş. yönünden tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi limiti dahilinde ve temerrüt tarihi olan 07/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizinden sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2- Davacılar tarafından dava açılırken yatırılan peşin harcın ve tamamlama harcının alınması gereken 23.938,11-TL harçtan mahsubu ile bakiye 18.616,00-TL karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davadaki haklılık durumuna göre 837,34-TL’sinin davalılardan, geri kalan 482,66-TL’sinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacılar tarafından dava açılırken yatırılan 44,40-TL başvurma harcı, 1.028,07-TL peşin harç, 4.294,00-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 5.366,47-TL harç giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
5- Davacılar tarafından yargılamanın yürütülmesi nedeniyle yapılan 55 adet tebligat-posta gideri 551,00-TL, bilirkişi ücreti 3.000,00-TL olmak üzere toplam 3.551,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red durumuna göre 2.252,56-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
6- Davalı …Sağlık şirketi tarafından yargılamanın yürütülmesi nedeniyle yapılan 2 adet tebligat-posta gideri 38,00-TL’den oluşan yargılama giderinin davanın kabul ve red durumuna göre 13,89-TL’sinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı … Sağlık şirketine verilmesine, bakiye kısmın davalı … sağlık şirketi üzerinde bırakılmasına,
7- Davacı…maddi tazminata ilişkin yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 26.120,35-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
8- Davacı … manevi tazminata ilişkin yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 7.300,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
9- Davacı … manevi tazminata ilişkin yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
10- Davacı …manevi tazminata ilişkin yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
11- Davacı …manevi tazminata ilişkin yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
12- Davalılar manevi tazminata ilişkin yargılama sırasında kendilerini birer vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 3/2, 10 maddelerine göre belirlenen 7.300,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara eşit şekilde şekilde verilmesine,
13- Davalılar manevi tazminata ilişkin yargılama sırasında kendilerini birer vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 3/2, 10 maddelerine göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara eşit şekilde şekilde verilmesine,
14- Davalılar manevi tazminata ilişkin yargılama sırasında kendilerini birer vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 3/2, 10 maddelerine göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalılara eşit şekilde şekilde verilmesine,
15- Davalılar manevi tazminata ilişkin yargılama sırasında kendilerini birer vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 3/2, 10 maddelerine göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara eşit şekilde şekilde verilmesine,
16- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacılar vekilinin, davacı asil …’ın, davalı…, davalı…Sağlık şirketi, davalı…Anonim Türk Sigorta A.Ş. vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/12/2021

Başkan
e-imza*
Üye
e-imza*
Üye
e-imza*
Katip
e-imza*

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.