Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/179 E. 2020/146 K. 21.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/102 Esas
KARAR NO : 2020/148
DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 13/02/2020
KARAR TARİHİ : 21/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkil … ‘in dava konusu İstanbul İli … İlçesi, … Köyü, … Ada, … Parsel, 4 numaralı bağımsız bölümdeki taşınmazı 21/07/2015 tarihinde diğer davacı …’dan bedelini ödeyerek satın aldığını, davacı müvekkili …’ında dava konusu taşınmazı 05/06/2015 tarihinde bedelini ödeyerek davalı … A.Ş’den satın aldığını, davalı …’ın söz konusu taşınmazı dava dışı bir üçüncü kişinin konut kredini ödememesi neticesinde cebr-i icra yoluyla 16/05/2011 tarihinde iktisap ettiğini, söz konusu taşınmazın inşa edilmesi için dava dışı arsa sahibi … ile dava dışı yüklenici / müteahhit … arasında T.C … Noterliğinin 18/01/2006 tarih ve … yevmiye numaralı ”Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” düzenlendiğini, …. Asliye Hukuk … Esas, … Karar sayılı 04/06/2013 tarihli kararı temyiz incelemesinden geçerek Yargıtay … Hukuk Dairesi … Esas, … Karar sayılı 27/03/2014 tarihli ilamı ile onandığını ve arsa sahibi ile yüklenici müteahhit arasındaki sözleşmenin geriye etkili olarak feshedildiğini, sözleşmenin feshedilmesinin akabinde dava dışı arsa sahibi …’in 10/10/2016 tarihinde müvekkili … adına kayıtlı taşınmazın tapu iptali ve kendi adına tescili için dava açtığını, … Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas, … Karar sayılı 08/02/2018 tarihli kararı ile davanın kabulüne, müvekkili … adına kayıtlı tapunun iptaline arsa sahibi … adına tesciline hükmedildiğini, yerel mahkeme kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup … Mahkemesi … Hukuk Dairesi … Esas, … Karar sayılı 27/09/2018 tarihli kararı ile istinaf başvurusu esastan reddedildiğini, bunun üzerine temyiz yoluna başvurulduğunu ve Yargıtay … Hukuk Dairesi … Esas, … Karar sayılı 22/10/2019 tarihli ilamı ile Yerel Mahkemenin kararınıın onanarak kesinleştiğini, müvekkil … adına kayıtlı olan tapunun iptal edilerek Yargıtay İlamı doğrultusunda arsa sahibi adına tescil edildiğini, müvekkillerinin bedelini ödeyerek satın almış oldukları malın daha sonradan ayıplı çıkması nedeniyle mağdur olduğunu ve hak kaybına uğradıklarını, müvekkillerinden davacı …’in halen dava konusu taşınmaz için … Bankası’na konut kredisi ödediğini, müvekkili …’ın dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek davalı …’tan satın aldığını, … tarafından satılan dava konusu taşınmazın gerekli iskanın olmaması sebebiyle taşınmazın tapusunun iptal edildiğini, davalının bir tacir olarak iskan yükümlülüğünü yerine getirmeden iskanı olmayan bir taşınmazı müvekkillerine sattığını, … Tüketici Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile huzurdaki dilekçemiz ile aynı talepleri içeren davanın ikame edilmiş olup davanın görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olması ve arabuluculuk dava şartına tabi olması nedeniyle usulden reddedildiğini, dava konusu uyuşmazlık ile ilgili dava şartı olan Arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, görüşmelerin uzlaşamama ile sonuçlandığını beyan ederek davanın kabulüne, İstanbul İli, … İlçesi, … Köyü, … Ada, … Parsel, 4 numaralı bağımsız bölümdeki ayıplı çıkan taşınmaz malın bedeli olan bilirkişi raporu ile taşınmaz değerinin daha yüksek çıkması halinde artırılmak kaydıyla şimdilik 20.000 TL’nin, müvekkili …’a dava konusu taşınmazın satışının yapıldığı ve ayıbın meydana geldiği tarih olan 05/06/2015’ten dava tarihine kadar işlemiş faizi ve dava tarihinden kesinleşmeye kadar işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak ödenmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde tüm dosya kapsamına göre; Dava, ayıplı çıkan taşınmaz malın bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç Başlıklı 1. maddesinde Kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Satıcı; “kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”; tüketici ise “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade etmektedir. Aynı Kanunun 3. maddesinde de “Tüketici işlemi”, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir.
Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken, 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; davacıların, satıcı bankadan aldıkları taşınmazın ayıplı çıktığı iddiasıyla bedel iadesi istemiyle eldeki davayı açtıkları, davacıların tacir olmadığı, dava konusu taşınmazın tapuda 4 nolu bağımsız bölüm-daire olarak kayıtlı olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikte olmadığı anlaşılmıştır. Bu haliyle uyuşmazlığın, tüketici mahkemesi tarafından çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde, TTK 5. Maddesi ve 6502 sayılı yasanın ilgili maddeleri gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/02/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır