Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/17 E. 2020/702 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/17 Esas
KARAR NO : 2020/702
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/09/2019
KARAR TARİHİ : 22/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirkete … poliçe numarasıyla Nakliyat Emtia Blok Abonman Alt Sigorta Poliçesi ile sigortalı dava dışı … San. ve Tic, Ltd. Şti, tarafından üretilen nem alma kabininin, dava dışı … … şirketine, düzenlenecek olan elektronik fuarında sergilenmek üzere Biçici olarak gönderimi konusunda anlaşılmakla, müvekkil şirkete sigortalı emtianın Ankara’dan Macaristan’a taşınması işi için davalı … A.ş, ile anlaşılmış, taşıma işlemi için davalı … A.Ş. tarafından 14.02.2019 tarih ve … no’lu navlun faturası düzenlenmiş, taşıma işine konu sigortalı emtia 13.02.2019 tarihinde sigortalı şirketin müdürü tarafından … plakalı araç sürücüsü dava dışı … …’a düzenlenen tutanak karşılığı teslim edilmiş, davalı … A.Ş. tarafından taşınacak olan sigortalı emtia için 12.02.2019 tarih ve … no’lu konşimento düzenlenerek 14.02.2019 tarih ve … no’lu Gümrük Çıkış Beyannamesi ile ihracat İşlemleri gerçekleştirilmiş, 28.02.2019 tarihinde dava dışı alıcı … şirketine ulaşan sigortalı emtia üzerinde yapılan kontrol ve tespitlerde, dış ambalajında herhangi bir darbe görülmeyen sigortalı emtianın kabin tavanında oluşan ezilme veya darbe nedeniyle kabinin iç tavan kısmında yer alan sensör ve kartlarının kırılmak suretiyle hasar gördüğü, tek parçadan imal edilmiş olan sigortalı emtianın metal kapaklarının ezilme neticesi ile tam olarak kapanmadığı ve kapı sensör selenoid kilit bağlantı noktalarının yerinden ayrılmış olduğu, gövdenin metal gövde ve kontrol ünitelerini tutan kısımların zarar gördüğü düzenlenen tutanakla kayıt altına alındığını, sigortalı emtianın yekpare gövdeye sahip olması nedeniyle meydana gelen hasar sonucunda kullanılamaz durumda olduğu ve gerçekleşen testler sonucu emtiadaki fonksiyonel sensör ve kartlarının çalışamaz durumda bulunmaları nedeni ile emtianın tamamının onarım ve tekrar kullanımının mümkün olmadığı, onarım olanağı bulunmayan parçaların değişme imkanı olmadığı ve fuarda sergilenmek amacıyla gönderilmiş olan emtianın herhangi bir onarım imkanının da bulunmadığı anlaşılmış, sigortalı emtianın davalı taşıyıcının sorumluluğunda nakliye edilmesi esnasında hasar meydana gelmiş ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili için …. İcra Müd. 2019/… E, sayılı dosyasından başlatılan icra takibine yapıla itirazın kaldırılmasını, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Geçerli bir sigorta sözleşmesine dayanamayan davacı sigorta şirketinin müvekkile karşı TTK. 1472 vd. Maddeleri uyarınca ileri sürebileceği halefıyet hakkı bulunmadığını, davacı nezdinde geçerli bir sigorta sözleşmesi bulunmamasına rağmen dava dışı sigortalısına ödeme yapması lütuf ödemesinin kanıtı olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği hiçbir delil, müvekkil şirkete tebliğ edilmediğini, davacı tarafın delillerinin müvekkil şirkete tebliğ edilmemesi ve davacı tarafın dava dilekçesinde hiçbir açıklama yapılmaması, iddia edilen hasarın hangi tarihte olduğun belirtmemesi sebebi ile ile müvekkil kapsamlı bir savunma yapamadığını, dava konusu iddiadan müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmamakla birlikte; dava konusu iddia edilen zarar müvekkil şirkete usulüne uygun şekilde ihbar edilmemiş, CMR Konvansiyonun 30. Maddesine göre, açıkça görülebilen hasarlarda teslim anında, açıkça görülemeyen hasarlarda teslimden 7 gün içinde taşımacıya yapılması lazım gelen yazılı ihbar yapılmadığından iddia edilen zarardan müvekkilin sorumlu tutulması haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Konvansiyonunun 30. Maddesinde düzenlenen yedi günlük süre içinde yapılması lazım gelen yazılı ihbar şartı yerine getirilmediğinden müvekkilin iddia edilen hasardan sorumlu tutulması hukuka aykırı olacağını, davacı taraf, dava dilekçesinde fazlaya dair haklarını saklı tuttuğunu belirtmişse de söz konusu beyanın hukuken kabul edilebilirliği bulunmadığını, sigorta şirketi olan davacı sigortalısına gerçek zararı ödemekle yükümlü olup, işbu rücuen tazminat davasında da gerçek zarar miktarından fazlasını haksız şekilde müvekkile rücu etmesi mümkün olmadığından beyanın reddini, davacı şirketin konu ettiği zarar bedeli ve talep ettiği faizin türü ve oranının kabulü mümkün olmadığını, somut olaya uygulanacak olan CMR Konvansiyonunun 27. Maddesinde taşımacıdan talep edilebilecek faizin yıllık %5 oranında olduğu ve başlangıç tarihinin de taşımacıya yazılı istem tarihi olduğu öngörülmüş, davacı şirket ise dava dilekçesinde ticari avans faizi talebinde bulunmuşsa da talebin, haksız ve Konvansiyona aykırı olduğundan reddedilmesini, müvekkil şirket takibe İtirazında haklı olduğundan davacı şirketin değerin %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER: …. İcra Müdürlüğü 2019/… esas sayılı icra dosyası, … numaralı sigorta poliçesi, ekspertiz raporu, ödeme belgesi, navlun faturası, 28/02/2019 tarihli hasar tutanağı, 14/02/2019 tarihli gümrük beyannamesi, konşimento, arabuluculuk son tutanak aslı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre Dava; davacı sigorta şirketi tarafından nakliyat emtia blok abonman alt sigorta poliçesi ile sigortalı emtianın davalı şirket tarafından Ankara’dan Macaristan’a taşınması sonucunda meydana gelen hırsızlık eylemi neticesinde davacı sigorta şirketinin sigortalısına ödediği ödemenin rücuen tahsili için davacı tarafça davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi tarafından nakliyat emtia blok abonman alt sigorta poliçesi ile sigortalanan nem alma kabininin Ankara’dan Macaristan’a taşınması için davalı ile anlaşıldığını, emtianın 13/02/2019 tarihinde … plakalı araç sürücüsüne teslim edildiğini, 28/02/2019 tarihinde dava dışı şirket tarafından yapılan kontrollerde emtianın hasarlı olduğu, tamamının onarım ve tekrar kullanımının mümkün olmadığını, sigortalı emtianın davalı taşıyıcının sorumluluğunda nakliye edilmesi esnasında hasarın meydana geldiğini, davalının sorumlu olduğunu, hasar miktarı olan 13.014,00 euro nun 19/03/2019 tarihinde sigortalıya ödendiğini, bu nedenle ödenen bedelin rücuen tahsili için başlatılan icra takibinde davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulundukları, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davada CMR hükümlerinin uygulanması gerektiğini, zararın usulüne uygun şekilde ihbar edilmediğini, emtianın hasarlanmasının yükleme hatası olduğunu ve davacının sigortalısının hatasından kaynaklandığını, yapılan ödemenin hatır ödemesi olduğunu ve müvekkilinin kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, tazminat talebinin fahiş olduğunu, CMR 23. Maddesindeki esaslara göre hesaplanması gerektiğini, sovtaj bedelinin talep edilen miktardan düşülmesi gerektiğini, faizin türü ve oranını kabul etmediklerini belirterek davanın reddine ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
…. İcra Müdürlüğünün 2019/… E. Sayılı icra dosyasının incelemesinde; alacaklı … Sigorta A.Ş tarafından borçlu … A.Ş. Aleyhine 13.014,00 euro asıl alacak ve 78,44 euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.092,44 Euro (87.195,65 TL) borcun ödenmesi amacıyla 03/05/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiğine dair tebligat parçasının dosyada bulunmadığı, borçlu vekilinin 07/05/2019 tarihinde süresinde icra takibinin yetkisine, borca ve ferilerine itiraz ettiği, 09/05/2019 tarihinde borçlu yönünden takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf icra dairesinin ve Mahkemenin yetkisine itirazda bulunmuşsa da; davacı sigorta şirketinin sigortalısına yapmış olduğu ödeme ile TTK 1472. Maddesi kapsamında sigortalının haklarına halef olduğu bu kapsamda HMK 16 maddesi uyarınca zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi ve HMK 10. Maddesi gereğince dava konusu para borcu olması nedeniyle alacaklının yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olduğundan davacının seçimlik hakkını kullanarak icra takibini İstanbul icra dairelerinde ve davayı İstanbul Mahkemelerinde açtığı anlaşılmakla davalı tarafın icra dairesinin ve Mahkemenin yetkisine ilişkin itirazın reddine karar verilmiştir.
Davacı sigorta şirketinin sigortalısına yapmış olduğu ödeme ile TTK 1472. Maddesi kapsamında sigortalının haklarına halef olduğu bu kapsamda aktif husumet ehliyeti bulunduğundan davalının aktif husumet ehliyeti yönünden itirazının reddine karar verilmiştir.
Sigorta uzmanı … ve Lojistik, Taşımacılık ve Kargo Uzmanı … tarafından düzenlenen 03/01/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; “dava konusu uyuşmazlığın yükün istiflenmesinin uygun olup olmadığı noktasında ortaya çıktığı, ekspertiz raporuna göre “ezilme ve darbe sonucu” hasarın meydana geldiği, ekspertiz raporu uyarınca yapılan tespitlerin yasal olarak geçerliliğin mevcut olduğu, yükün gönderen tarafından taşıyıcıya teslimi sırasında hasarlı olabileceğine dair dosyada herhangi bir bulgu olmadığı, olayda meydana gelen hasarın ambalaj hatalı olarak değil, taşıyıcının kusurundan kaynaklı bir hasar olarak değerlendirilebileceği, dosyadaki deliller kapsamında davalının, taşıyıcının meydana gelen hasardan sorumluluk sınırı dahilinde davacıya karşı sorumlu olduğu, TTK 880 ve 882. Maddeleri doğrultusunda hesaplamaya yapılması gerektiği, TTK daki taşıyıcının sınırlı sorumluluğuna ilişkin maddeler doğrultusunda, olaydaki hasara ilişkin olarak davalının sorumlu olduğu alt sınır ve sorumluluk limitinin, hasar tespit tarihi itibarıyla 14.864,25-TL olduğu, sigortalıya yapılan 19.03.2019 tarihli ödemeden itibaren faiz talep edilebileceği” şeklinde rapor düzenlenmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 24/06/2020 tarihli ek raporunda; “olayda meydana gelen hasarın ambalaj hatası olarak değil, taşıyıcının kusurundan kaynaklı bir hasar olarak değerlendirilebileceği, sovtaj ederinin hesaplanmasında heyetin uzmanlık alanında bulunmadığı, SDR üst sınır sorumluluğunun uygulanıp uygulanmayacağı bakımından takdirin Mahkemede olduğu, faiz ve icra inkar tazminatı konusunda takdirin Mahkemede olduğu” şeklinde rapor düzenlenmiştir. Davalı vekilinin sovtaj bedeli konusundaki itirazlarının değerlendirilmesi ve sovtaj bedelinin varsa hesaplanması konusunda elektrik mühendisi bilirkişi … tarafından düzenlenen 06/11/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre;”ağır hasarlanarak tamamen kullanılamaz duruma gelen nem alma kabininin yaklaşık sac ağırlığının 150-200 kg arasında olduğu, bu sac maruz kaldığı darbeden sonra artık kullanılamaz hale geldiği, hurda olarak değerlendirilmesi gerektiği, günümüzde hurda demirin fiyatı yaklaşık 2,30 TL/kg olup bu durumda söz konusu cihaz sacının hurda değerinin 460 TL olduğu, bu hurdanın Budapeşte kentinde bulunmasından dolayı Türkiye’ye nakledilmesi kendi değerinden daha fazla nakliye ücretine mal olacağı, bu bakımdan hurdanın Türkiye’ye getirtilerek paraya çevrilmesinin uygun olmadığı, hasar uğrayan cihazın sıfır kullanılmış ve nakledildiği yerde pert olmuş olmasından dolayı cihaz için sovtaj işleminin yapılmasının uygun olmadığı, olayın meydana gelmesinde davalı … A.Ş şirketinin ve nakliyeyi yapan şahsın sorumlu olduğu” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı sigorta şirketi tarafından tarafından nakliyat emtia blok abonman alt sigorta poliçesi ile sigortalanan nem alma kabini emtianın Ankara’dan Macaristan’a taşınması için davalı şirket ile anlaşıldığı, emtianın 28/02/2019 tarihinde dava dışı şirkete teslim edildiği ve yapılan kontrollerde dosyada bulunan tutanaklar ve ekspertiz raporu kapsamında emtianın tavanından darbeye maruz kaldığı ve sensör ve ilgili elektronik kartların kırılarak hasara uğradığı, kasa kapısının kapanmadığı, söz konusu hasarın cihazın ambalajlanması tekniği ile bir ilgisinin bulunmadığı, hasarlı kabinin tavandan darbe aldığı, davalı tarafın bu kapsamdaki itirazlarının yerinde olmadığı, taşıma hukukundaki temel prensibe göre davalı olan taşıyıcının yükü teslim aldığı andan teslim ettiği zamana kadar yükte meydana gelecek hasar ve zararlardan sorumlu olduğu, dava konusu hasarın yükün ezilmesi veya düşme gibi taşıma esnasında oluşabilecek nedenlerden kaynaklandığı ambalaj kusurundan ziyade taşıma kusuru söz konusu olduğundan davalı şirketin taşıyıcı olarak sorumluluğunun bulunduğu, tazminat hesabının TTK daki taşıyıcının sınırlı sorumluluğuna ilişkin maddeler kapsamında hesaplanması gerektiği, bu kapsamda bilirkişi heyeti tarafından kök raporda yapılan hesaplamanın doğru olduğu ve hükme esas alındığı, davacı taraf her ne kadar TTK 886/1 maddesi gereğince davalının zarara kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği, bu nedenle sorumluluk sınırlandırmalarından yararlanma durumunun olmadığını ileri sürmüşse de dosya kapsamında davalı taşıyıcının taşıma işlemini kasten veya pervasız bir davranışla gerçekleştirdiğine yönelik delil bulunmadığı ve ispatlanamadığından davalı tarafın sınırlı sorumluluk ilkesi gereği tazminat hesabından sorumlu olması gerektiği kabul edilmiş, davalı taraf hasarlanan emtianın sovtaj bedelinin hesaplanması ve zarar miktarından düşülmesi gerektiğini ileri sürmüşse de Mahkememizce alınan 06/11/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre hasar uğrayan emtianın sıfır kullanılmış ve nakledildiği yerde pert olmuş olmasından dolayı emtia için sovtaj işleminin yapılmasının uygun olmadığının belirtildiği ve düzenlenen raporun da dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla sovtaj bedeli bulunmadığından zarar miktarından düşülmesi gerekmemiş, davacı tarafın ödeme tarihi olan 19/03/2019 tarihinden takip tarihine 02/05/2019 kadar itibariyle ticari avans faizi talep edebileceği Mahkememizce kabul edilerek bilirkişi raporunda her ne kadar faiz hesaplaması yapılmamışsa da bu yönden usul ekonomisi ilkesi gereği tekrar ek rapor alınması gerek görülmemiş ve Mahkememizce faiz hesaplaması yapılarak ( 14.864,25 TLx44 günx19,50/36500=349,41 TL) 349,41 TL faiz talep edebileceği Mahkememizce kabul edilerek davacı tarafça açılan davanın kısmen kabulü ile davacı tarafın başlattığı … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 14.864,25 TL asıl alacak ve 349,41 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.213,66 TL alacağa yönelik yapılan itirazın iptaline, takibin takip tarihinden itibaren asıl alacak olan 14.864,25 TL üzerinden 3095 sayılı Yasa’nın 2/2 maddesi gereğince değişen oranlarda avans faizi ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 14.864,25 TL asıl alacak ve 349,41 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.213,66 TL alacağa yönelik yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip tarihinden itibaren asıl alacak olan 14.864,25 TL üzerinden 3095 sayılı Yasa’nın 2/2 maddesi gereğince değişen oranlarda avans faizi ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b)Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 1.039,25-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 1.489,09-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 449,84-TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 10.157,66-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 44,40 TL başvuru harcı 1.039,25-TL peşin harç olmak üzere toplam 1.083,65 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 1.800,00-TL Bilirkişi ücreti ve 142,10-TL posta giderinden ibaret toplam 1.992,90-TL yargılama giderinin kabul ve red oranları dikkate alınarak 347,56-TL sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına;
7-Davalı tarafından yatırılan 650,00-TL bilirkişi ücretinin kabul ve red oranları dikkate alınarak 536,64-TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye kısmının davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk sarf kararı düzenlenmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 22/12/2020

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı