Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/169 E. 2021/254 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/169 Esas
KARAR NO : 2021/254
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2019
KARAR TARİHİ : 17/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; 14/11/2017 tarihinde … Mahallesi, …. Sokak, No: … /İSTANBUL adresinde davalılar tarafından yapılan çalışma sırasında davacı şirkete ait tesislere hasar verildiğini, müvekkili şirket personelince arızanın giderilmesi ve enerji verilmesine müteakip hasara maruz kalan tesislerin onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedelleri kapsayan hasar bedeli olan 467,58-TL’nin hasar verenler aleyhine tahakkuk ettirildiğini, davalılar tarafından hasar bedelinin ödenmemesi üzerine davalı borçlular aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… esas sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapılarak borçlulara ödeme emri gönderildiğini, borçlu davalılar tarafından takibe haksız olarak itiraz edildiğini, borçluların itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, bu nedenlerle haksız ve yersiz itirazın iptali ile takibin devamına, davalılar/borçlular aleyhine hükmolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; İcra takibi ve dava konusu iddia haksız fiile dayalı olduğundan tarih itibariyle ihtilaf söz konusu olmasına binaen ve hak kaybı oluşmaması açısından zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarını bildirdiklerini, işbu davada adli yargı/idari yargı yolu uyuşmazlığı söz konusu olduğunu, tam yargı davası niteliği olan davalarda, yargı yolunun idare mahkemeleri olduğunu, adli yargı yolu açısından da görev ve işbölümü itirazında bulunduklarını, işbu davada tazminat isteminin haksız fiile dayanması nedeniyle görevli mahkeme asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, davanın görevsizlik ve yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, husumet itirazında bulunduklarını, zira söz konusu adreste idareleri personelinin herhangi bir çalışması olmadığını, davacıya ait tesislere zarar verilmiş olup olmadığı, kim tarafından zarar verildiği hususu dahi bilinmediğini, söz konusu yerde hasara neyin neden olduğu hususunun tetkik edilmesi gerektiğini, kabul etmemekle birlikte velev ki hasar, müvekkili idarenin müteahhitliğini yapan diğer davalı firmanın eyleminden kaynaklanmış olsa bile, davanın idareleri açısından husumet yokluğundan reddi gerektiğini, zira, eser sözleşmesi uyarınca idarenin üçüncü kişilere verilen hasardan sorumluluğu bulunmadığını, zarar ile idarelerinin eylem ve işlemleri arasında illiyet bağı bulunmadığını, … ’nin davacının iddia ettiği adreste hiçbir faaliyeti bulunmadığını, söz konusu adreste, davacıya ait tesis ve kabloların ilgili yönetmeliğin emredici hükmü ve diğer hükümlerine uygun olarak imal edilmediğinin ortaya çıktığını, dava dilekçesinde ispat yükümü kapsamında davayı ispat etmeye yetecek delil sunulmadığını, usul ve esas bakımından hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini, iş bu davanın husumetten reddine, esastan incelemeye giderilmesi halinde, yersiz ve mesnetsiz davanın esastan reddine, mahkeme giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti. cevap dilekçesinde özetle; Davanın zaman aşımı nedeniyle reddini talep ettiklerini, talep edilen bedelin haksız ve fahiş olduğunu, yapılan maliyetin üzerinden %25 ceza bedeli talep edilmesinin yasal dayanağı bulunmadığını, haksız fiil borçlusuna KDV tahakkuk ettirilmesinin hukuken mümkün olmadığını, hasara uğradığı iddia edilen alt yapının yasal standartlara uygun olarak imal edilmediğini, yasal standartlara uygun olarak alt yapı tesislerini imal etmeyen davacının zararın oluşmasında %100 kusurlu olduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacı aleyhine haksız talep edilen meblağın %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesi ve yargılama giderinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı icra dosyası, hasar tespit ve hasar keşif tutanakları, tanık anlatımları, arabuluculuk son tutanak aslı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf, haksız fiilden kaynaklanan zarar nedeniyle başlatılan icra takibine davalı borçlu taraflarca yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, kötüniyetli karşı tarafın icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, uyuşmazlığın hizmet kusurundan kaynaklanması nedeniyle idari yargının görevli olduğunu, uyuşmazlığa konu adreste kendileri tarafından çalışma yapılmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … Ltd. Şti., alacağın zaman aşımına uğradığını, alep edilen bedelin haksız ve fahiş olduğunu, davalı şirketlerin kusurunun bulunmadığını bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … ‘nin kuruluşu hakkındaki 2560 sayılı Kanun’da bu kurumun Genel Kurul, Yönetim Kurulu ve Genel Müdürlük ile yönetileceği, denetçileri vasıtasıyla denetim yapılacağı, yıllık faaliyet ve yatırımlarının bilançolarda belirlenip, genel kurulun onayına sunulacağı ve bütçesinin kamu iktisadi teşebbüslerinde uygulanan bütçe formülüne göre düzenleneceği açıklandığına göre, bu kuruluşun özel hukuk hükümlerine göre idare edilen bir kamu kuruluşu olduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da, 2560 sayılı Kanuna tabi olan … ‘nin gördüğü hizmet kamu hizmeti ise de, faaliyetini özel hukuk kuralları altında yapması itibariyle 6762 sayılı TTK.’nin l8/l. maddesi anlamında tacir sayılacağını ve tacir olan davalı ile davacı arasındaki haksız fiilden kaynaklanan (TTK.’nun 3. maddesi) davaya bakma görevinin adli yargının görevine girdiğini belirtmiş, YHGK.nun 2l.09.l983 gün ve Esas l980/ll -272l Karar, l983/823 ve YHGK.nun 29.ll.l995 gün Esas l995/ll-647 Karar l995/l043, 03.10.2007 gün ve 2007/4-597 Esas-2007/694 Karar sayılı kararlarında da aynı görüşü benimsemiştir. Bu nedenlerle somut olayda idari yargının görevli olmadığı, davacı tarafın ve davalı … Genel Müdürlüğünün tacir olması kapsamında mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
…. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı şirket tarafından borçlu davalı aleyhine 14/11/2017 tarihinde meydana gelen hasarlara dayalı alacağa ilişkin başlatılan adi takip yolu ile icra takibine borçlu davalılarca itiraz edildiği, icra takibinin durdurulmasına karar verildiği ve itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Huzurdaki davada uyuşmazlığın; 14/11/2017 tarihinde davalılar tarafından yapıldığı belirtilen kazı çalışması sırasında davacı şirkete ait tesislere zarar verilip verilmediği, davacının hasar bedelinin tahsili amacıyla başlatmış olduğu icra takibine davalı tarafın itirazının iptaline karar verilip verilemeyeceği hususunda toplandığı anlaşılmıştır.
Dava zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olup davacı tarafça dosyaya sunulan 01/03/2019 tarihli arabuluculuk son anlaşmazlık tutanağı ile davacı tarafça zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve tarafların anlaşamadığı anlaşılmıştır.
Davalılar tarafından zaman aşımı itirazında bulunulmuş ise de; uyuşmazlığa konu zararı oluşturan çalışmanın 14/11/2017 yapıldığı ve zararın bu tarihte meydana geldiği, davacı tarafça icra takibinin 10/01/2018 tarihinde başlatıldığı, takibin TBK 72. maddesinde düzenlenen iki yıllık zaman aşımı süresi içinde başlatıldığı, bu hali ile davalı tarafın zaman aşımı itirazının yerinde olmadığı anlaşılmakla davalı tarafın zaman aşımı itirazına itibar edilmeyerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı tanığı … mahkememizin 09/09/2020 tarihli duruşmasında ; “ben …’ta arıza bakım ve onarım biriminde çalışıyorum ben …’ın kendi çalışanıyım, bana gösterilen hasar tutanağı formundaki imza bana aittir, formu ben düzenlenmedim ben olay yerine gittim, ben olay mahaline gittim arızayı gördüm bu olayda hasarı kepçeninmi verdiğini net olarak hatırlamıyorum hasar tutanağı formu biz olay yerine fotoğraf çekip hasar fotoğrafları işi yapanlara ait tabela fotoğralarını çekip hasar tutanağı forumunu işyerine geldikten sonra düzenliyoruz, bana göstermiş olduğunuz hasar fotoğraflarını benim çekip çekmediğimi hatırlamıyorum, üzerinden zaman geçtiği ve günlük bayağı hasarlara gittiğimiz için şuan detayları hatırlayamıyorum, ben hasarın gerçekleşmiş olduğu sokakta elektrik hattı geçip geçmediğine dair herhangi bir uyarı levhası görmedim, ayrıca hasarın meydana gelmiş olduğu elektrik hattının hangi derinlikte olduğunu hattın üzerinde uyarıcı şerit kum veya tuğla olup olmadığını hatırlamıyorum zaten kazılmış olduğundan bunların görünmesi mümkün olmaz, elektrik hattı imalatları bazen uygun derinlikte yapılıyor genellikle yapılmıyor ama bu olaydaki hat hangi derinlikte olduğunu hatırlayamıyorum, elektrik hattı çekilen bina sahipleri hattın geçeceği kanalı çukuru bazen kendileri kazıyor, bu durumlarda biz derinlik kontrolü yaparak uygun olması halinde elektrik hattı çekiyoruz bina sahiplerinin kazmış olduğu çukur ve kanallar uygun derinlikte olmadığından elektrik hatlarının uygun derinlikte çekilmiş olduğu oluyor” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 09/09/2020 tarihli ara kararı gereği dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş, Bilirkişi … tarafından düzenlenen 18/08/2020 tarihli raporunda özetle;”… koordinesinde … İnş. Tic. Ltd. Şti. tarafından yürütülmekte olan iş kapsamında … Mah. … sok. no: … /İSTANBUL adresinde 14/11/2017 tarihinde … A.Ş.’nin; … yeraltı kablosu hasara uğratılması akabinde … A.Ş. yetkililerince 15/11/2017 tarihinde hasar tespit tutanağı ve akabinde kullanılan malzeme ve işçilikle ilgili olarak Hasar ve Giderilme Detayı düzenlendiği, hasar nedeniyle davacı şirketin 474,84-TL (KDV Dahil) maddi zaran meydana geldiği, ödenen tutarın makul tutarlar içinde ve … birim fiyatlarına uygun olduğu, Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon merkezleri Yönetmeliği’ 4. maddesinde tanımlandığı gibi alt yapı çalışması müsaadesi alınmadan, çalışmaya başlamadan önce alt yapı araştırması yapılmadan, alt yapı çalışma müsaadesi alınmış olsa bile … A.Ş.’ne uyarı yapılmadan ve gözcü talep edilmeden kazıya başlanılmış olması sebebiyle kabloya zarar verildiğinin görüldüğü, şayet … A.Ş.’den gözcü talep edilmiş olunsaydı … A.Ş, bölgede kablo ve alt yapı tesisinin olduğuna dair ikazda bulunacağı, çalışma yapanın daha dikkatli olmasının sağlanacağı, bu nedenle hasarın … Tic. Ltd. Şti.’nin kusurundan kaynaklandığı, Yargıtay 3. Hukuk dairesinin E.2007/16515 ve K.2007/17740 sayılı 22/11/2007 tarihli içtihatı gereği davalıların hasardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaları gerektiği, Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği madde S8/6-11-13 ‘e göre kablo derinliğinin 80 cm. olması, dtp genişliğinin 40 cm. olması, ağız genişliğinin 60 cm. olması gerektiği kanaatine varıldığı, Hasar keşif özetinde, 2.061,68-TL şirket zararının tespit edildiği, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2010/1940E, 2010/4477 K. Sayı ve 01.10.2009 Tarihli ilamı gereği hasar davacının kendi adamları tarafından yaptırılmış ise işçilik ve araç personel bedelinin hasara dahil edilemeyeceği ( 65,11 TL+203,76 TL= 268,87 TL), aksi durumda söz konusu bedelinin hasara dahil edilebileceği, dava dosyasında bu husus ile ilgili bir bilgi bulunmadığından takdirin mahkemenin olduğu, Yargıtay 3. Hukuk dairesinin E.2007/16515 ve K.2007/17740 sayılı 22/11/2007 tarihli içtihatı gereği davalı … İnş. Tic. Ltd. Şti.’nin yanı sıra, diğer davalı …’nin müştereken ve mütelselsiten sorumlu tutulmaları gerektiğinin değerlendirildiği” yönünde görüş beyan ettiği görülmüştür.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 12/12/2020 tarihli ek raporunda özetle;” … Elektrik Dağıtım Tesislerinde Yeraltı Arıza Onarım Ve Bakım İşlemleri Hizmet Alım Sözleşmesi – … İle Yüklenici … Tic. A.Ş. arasında 30/12/2014 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiği, yeraltı elektrik tesisatı arızalarının bakım ve onarımını yüklenici … Tic. A.Ş.’nin yapılan sözleşmeden de anlaşılacağı üzere yaptığı kanaatine varıldığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurul Kararı 08/12/2010 T.- 2010/7-530 E.- 2010/636 K. Tarihli ilamı gereği hasar davacının kendi adamları tarafından yaptırılmış ise işçilik ve araç personel bedelinin hasara dahil edilemeyeceği (65,11 TL+ 203,76 TL : 268,87 TL), aksi durumda söz konusu bedelinin hasara dahil edilebileceği, bu durum mali bir konu olduğundan Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu kanaatine varıldığı, Hasar keşif özetinde, görüleceği üzere 467,58 TL şirket zararının olduğu, dava takip tarihine kadar yıllık yasal faiz bedeli 7,26 TL olduğu kanaatine varıldığı, ödenen tutarın makul tutarlar içinde ve … birim fiyatlarına uygun olduğu, Hasarın onarımı için kullanılan emtiaların kullanılması gerekli ve hasar onarım bedelinin haddi layığında olduğu, Hesaplamalarda … birim fiyat tarifelerinin dikkate alındığı, Yargıtay … Hukuk dairesinin E.2007/16515 ve K.2007/17740 sayılı 22/11/2007 tarihli içtihatı gereği; Davalı hasarın …’nin de ve … İnş. Tic. Ltd. Şti.’nin de müştereken ve mütelselsilen sorumlu tutulması gerektiği kanaatine varıldığı, alt yapı çalışması müsaadesi alınmadan, çalışmaya başlamadan önce alt yapı araştırması yapılmadan, alt yapı çalışma müsaadesi alınmış olsa bile … A.Ş.’ne uyarı yapılmadan ve gözcü talep edilmeden kazıya başlanılmış olması sebebiyle kabloya zarar verildiğinin görüldüğü, şayet … A.Ş.’den gözcü talep edilmiş olunsaydı … A.Ş. bölgede Kablo ve alt yapı tesisinin olduğuna dair ikazda bulunacak, çalışma yapanın daha dikkatli olması sağlanacaktı, bu nedenle hasarın … Tic. Ltd. Şti.’nin de kusurundan kaynaklandığı,”yönünde görüş beyan ettiği görülmüştür.
Elektrik Mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre; … İnş. Tic. Ltd. Şti. tarafından çalışmaya başlamadan önce alt yapı araştırması yapılmadan, alt yapı çalışma müsaadesi alınmış olsa bile … Elk.A.Ş.’ne uyarı yapılmadan ve gözcü talep edilmeden kazıya başlanılmış olması sebebiyle hasarın … İnş. Tic. Ltd. Şti.’nin kusurundan kaynaklandığı, talep edilen hasar bedelinin … birim fiyatlarına uygun olduğu, onarımın davacının kendi adamları tarafından yaptırılmış ise işçilik ve araç personel bedelinin hasara dahil edilemeyeceği, aksi durumda söz konusu bedelinin hasara dahil edilebileceği, dava dosyasında bu husus ile ilgili bir bilgi bulunmadığı, tespit edilmiştir. Tarafların itirazları üzerine Elektrik Mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen ek raporda; çalışmaya başlamadan önce alt yapı araştırması yapılmadan, alt yapı çalışma müsaadesi alınmış olsa bile … A.Ş.’ne uyarı yapılmadan ve gözcü talep edilmeden kazıya başlanılmış olması sebebiyle kabloya zarar verildiğinin görüldüğü, Şayet … A.Ş.’den gözcü talep edilmiş olunsaydı … A.Ş. bölgede Kablo ve alt yapı tesisinin olduğuna dair ikazda bulunacak, çalışma yapanın daha dikkatli olması sağlanacağı, bu nedenle hasarın … İnş. Tic. Ltd. Şti.’nin de kusurundan kaynaklandığı, tespit edilmiştir.
Davalı taraflarca, hasarlanan kabloların kazı derinliği yeter şartını sağlamadan döşendiği belirtilmişse de, bu konuda dosyada delil bulunmadığı, kazı çalışmasından sonra hasarın davacı tarafça giderildiği ve yeni kablonun döşendiği, uyuşmazlığa konu kazı mahallinde keşif yapılsa dahi kazı sonrasındaki gerçek durumu ortaya çıkarmayacağı, bu hali ile meydana gelen hasar nedeniyle davacının kusuru bulunduğu hususunun ispatlanamadığı anlaşılmakla Mahkememizce davalıların tam kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Alınan bilirkişi raporu ile davacı tarafından talep edilen hasar beledinin makul ve … birim fiyatlarına uygun olduğu, onarımın davacının kendi adamları tarafından yaptırılmış ise işçilik ve araç personel bedelinin hasara dahil edilemeyeceği, aksi durumda söz konusu bedelin hasara dahil edilebileceği tespit edilmiştir. Davacı tarafça rapora itiraz dilekçesinde onarım işlemlerinin yüklenici şirket olan … İşletme Müdürlüğünün komutasında olan Arıza Onarım ve Bakım birimi tarafından gerçekleştirildiği beyan edilmiş ise de; davacının anonim şirket olduğu, Şirket faaliyetinin devamlılığının sağlanması için sürekli olarak istihdam ettiği işçilerinin bulunmakta olduğu, davacı şirket tarafından dava konusu hasarın giderilmesi için özel olarak işçi tutulup, araç temin edilerek harcama yapıldığına dair her hangi bir delil ve fatura sunulmadığı, bu nedenle davacı tarafça montaj, personel ve araç bedeli olan tutarların talep edilemeyeceği, gerçek zarar ilkesine göre davacının davalılardan 48,13-TL malzeme bedeli ve 8,66-TL KDV’si olmak üzere toplam 56,79-TL asıl alacağın zararın oluşmasında kusuru bulunan davalı … İnş. Tic. Ltd. Şti.’den talep edebileceği, her ne kadar davalı … tarafından zarar nedeni ile hasar bedelinden yüklenicisi firmanın sorumlu olduğunu savunmuş ise de davalı iş sahibi …’nin TBK’nın 66. maddesi gereğince “adam çalıştıran” sıfatıyla olmak üzere sorumlu olacağı, taraflar arasındaki sözleşmenin bunun aksine olan ve iç ilişkiyi düzenleyen hükümlerinin zarar gören üçüncü kişilere karşı öne sürülmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla davalıların tespit olunan zarar bedelinden müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları anlaşılmıştır.
Takip talebinde; davacı tarafça hasar tarihinden itibaren takip tarihine kadar asıl alacağa işleyecek yasal faiz talep edildiği görülmekle, yapılan hesaplamada [(56,79-TL x9x67)/36500=0,94-TL] asıl alacağın haksız fiil tarihi olan 14/11/2017 tarihinden itibaren takip tarihine kadar hesap olunan 0,94-TL işlemiş yasal faizi talep edilebileceği anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacının davalılardan 14/11/2017 tarihinde ” … Mah. … sok. no: … /İSTANBUL ” adresinde meydana gelen hasar nedeniyle takip tarihi itibari ile 56,79-TL asıl alacak, 0,94-TL işlemiş faiz talebinde bulunabileceği, bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlularının vaki itirazının haksız olduğu, dava konusu alacak miktarının belirlenmesi yargılamayı gerektirdiğinden ve likit (muayyen) olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı takip dosyasına davalılar tarafından 56,79-TL asıl alacak, 0,94-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 57,73-TL alacağa yönelik yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin belirtilen miktarlar yönünden takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faizi ile birlikte kaldığı yerden devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 59,30-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 14,90-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davadaki haklılık durumuna göre 160,51-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, geri kalan 1.159,49-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 44,40-TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvuru harcı, 199,90-TL posta masrafı, 500,00-TL bilirkişi ücreti, 35,00-TL tanık ücreti olmak üzere toplam 779,30-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red durumuna göre 94,76-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 57,73-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Davalılar yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 417,11-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzüne karşı diğer davalı şirket vekilinin yokluğunda miktar itibari ile KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/03/2021

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.