Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/166 E. 2019/241 K. 27.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2019/166 Esas
KARAR NO: 2019/241

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/12/2018
KARAR TARİHİ: 27/11/2019

İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… Esas … Karar sayılı 26/04/2019 tarihli görevsizlik kararı verilerek gönderilen dosya mahkememiz yeni esasına kaydı yapılıp, yapılan açık yargılamasının sonunda dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının Almanya’da … şirketini iki ortak olarak kurarak şirkete yatırımcı arayışına girdiğini, davacının davalınında aralarında bulunduğu çok sayıda kişiden para topladığını, davalının şirkete ait paraları göstermelik işlemlerle yok ettiğini, davacı ve daha bir çok kişinin dolandırıldığını, davalının bu eylemleri nedeniyle Hamburg Asliye Ceza Mahkemesi’nin 09/04/2013 tarihli kararı ile dolandırıcılık suçundan 5 yıllık mahkumiyet kararı aldığını, borçlunun şirkete yatırılan paraları amaç dışı kullandığını ve yatırımcıları dolandırdığının ceza mahkumiyeti kararı ile sabit olduğunu, işlediği haksız fiil sebebiyle davalı hakkında Hamburg Sulh Hukuk Mahkemesince tüketici iflası açıldığını, davacının haksız fiilden doğan alacağını iflas masasına yazdırdığını, davalının …’deki taşınmazını kötü niyetli olarak iflas tasfiyesinde beyan etmediğini beyanla, 16.625,40 Euro’nun davalının Almanya’daki iflas masasına kayıt tarihi olan 01/09/2008 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının … den olduğu iddia edilen alacağının ticari alacak kapsamına girdiğini, mahkemenin görevsiz olduğunu, asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemelerin Berlin Mahkemeleri olduğunu, Alacağın zamanaşımına uğradığını, husumetin … şirketine yöneltilmesi gerektiği, davalı müvekkilinin dava dışı … şirketinin üyesi olduğunu, ticari ilişki ile müvekkilinin sorumlu olmasının mümkün olmadığını, müvekkili aleyhine açılmış başka davalar varsa bu davanın derdestlik sebebiyle reddedilmesi gerektiğini, bu sebeplerle davanın reddedilmesi gerektiğini beyan etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 115/1 maddesi gereğince Mahkemeler dava şartının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
Davacısı farklı olup, davalısının ve dava konusunun aynı olduğu dava neticesinde verilen görevsizlik kararının istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin… E. … Karar nolu ilamında “Somut olayda davacının ; davadışı şirketin yatırımcısı olduğu şirkete yatırılan paranın davacıya geri dönmediği ,Almanya da şirket yöneticisi olan davalının sorumluluğuna gidildiğini ve şirkete yatırılan paradan sorumlu tutulduğunu,açılan iflas davasında iflas ettiğini ,ancak açılan iflas prosedüründe Türkiyede ki taşınmazını iflas masasına bildirmediği ve masa dışı kaldığını ,davalının haksız fiilinden sorumlu tutularak kesinleşmiş alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesi istemine yöneliktir.
Mahkemece dava kayıt kabul ve yöneticinin sorumluluğu nedeniyle açılmış tazminat davası olarak nitelendirilmiştir. Almanya-Berlin Sulh Mahkemesinde iflas ettiği anlaşılan davalının iflas masasına alacağın kayıt edildiği davacı vekilinin beyanından anlaşılmaktadır.Buna göre iflasın külli bir tasfiye şekli olduğu ,ülkemizde de tanınıp tenfiz edilmediği müddetçe etki göstermeyeceği dikkate alındığında mahkemenin davayı kayıt kabul davası olarak nitelemesi yerinde olmamıştır.
Buna karşın TTK nun 553.maddesine göre kurucular,yönetim kurulu üyeleri ,yöneticiler ve tasfiye memurları ,kanundan veya esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini *kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde hem şirkete ,hem pay sahibine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.
Anonim ortaklık, organlarının haksız eyleminden dolayı sorumludur.Ayrıca,haksız eylemde bulunan yönetim kurulu üyeleri de kişisel olarak sorumludur.(Yargıtay 11.HD nin 25.3.1994,E.1248-K.2289)” denildiği görülmektedir.
Başka bir davacı tarafından aynı davalı hakkında açılan İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesinin … , … E.nolu dosyalardan verilen kararların istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … E., … Karar, … E., … Karar nolu ilamlarında “Davalıya yüklenen “ortağı ve yetkilisi olarak yatırımcılardan toplanan (şirkete yatırılan) paraları başka amaçlarla kullanmış olması haksız fiili” olay tarihinde ( 2008 veya 2005) yürürlükte bulunan 6762 sy. TTK’nın 336/5. Maddesi kapsamında kalmaktadır. Bu maddeye göre, idare meclisi azaları (yönetim kurulu üyeleri) gerek kanunların gerekse esas mukavelelerinin kendilerine yüklediği sair vazifelerin kasten veya ihmal neticesi olarak yapılmamasından şirkete, münferit pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı müteselsilen mesuldürler. 6762 sy. TTK’nın 321/son maddesindeki; “Temsile veya idareye salahiyeti olanların vazifelerini yaptıkları sırada işledikleri haksız fiillerden anonim şirket mesul olur. Şirketin rücu hakkı mahfuzdur.” düzenlemesi, 4721 sy. TMK’nın 50/son Maddesindeki; “Organlar, kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumludurlar.” düzenlemesi, 818 sy. BK’nın 41, 50 ve 51. Maddelerindeki düzenlemeler de göz önünde bulundurulduğunda aynı sonuca varılmaktadır.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sy. TTK’nın 553/1. Maddesinde de 6762 sy. TTK’nın 336/5. Maddesine benzer bir düzenleme yer almaktadır ve 561. Maddeye göre, sorumlular aleyhine açılacak davanın şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde açılması gerekmektedir. Davalının eyleminin haksız fiil oluşturduğu gerekçesine dayanarak bu davanın açılmış olması HMK’nın 33. Maddesi gereğince olaya uygulanması gereken Kanun maddelerinin yukarıda açılananlar olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/5113 E – 2017/4391 Karar sayılı kararında da olayımızla çok benzer bir dava hakkında aynı yönde değerlendirmeler yapılmıştır. Yine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2016/3595 E – 2016/3434 K, 2016/145 E – 2016/2046 K sayılı kararlarında da benzer değerlendirmeler yapılmıştır.” denildiği tespit edilmiştir.
Yukarıda belirtilen Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında da belirtildiği üzere, ortağı ve yetkilisi olarak yatırımcılardan toplanan ve şirkete yatırılan paraların başka amaçlarla kullanılmış olması haksız fiil olup 6762 sayılı TTK nun 336/5.maddesi kapsamında kalmaktadır. Bu maddeye göre yönetim kurulu üyeleri şirket alacaklılarına karşı müteselsilen sorumludur. 6102 sayılı TTK nun 553/1.maddesinde de 6762 sayılı TTK’nun 336/5.maddesine benzer bir düzenleme yer almaktadır ve TTK 561.maddesine göre sorumlular aleyhine açılacak davanın şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinde açılması gerekmektedir. Davalının eyleminin haksız fiil oluşturduğu gerekçesine dayanarak bu davanın açılmış olması sonucu değiştirmeyecektir. Dava konusu şirket ise tarafların kabulünde olduğu üzere Almanya da faaliyet gösteren bir şirkettir.
Davalı tarafça milletlerarası yetki itirazında bulunulmuştur. Kaldı ki TTK’nun 561.maddesi kesin yetki halini düzenlemektedir. Dava konusu şirketin Almanya da kurulan şirket olması nedeniyle mahkememiz yetkisiz olduğu, yetkili mahkemenin söz konusu şirketin faaliyet gösterdiği Almanya Hamburg Mahkemesi olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 114/1-a ve HMK 115.maddeleri gereğince davalının milletler arası yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliği nedeni ile davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından kullanılmayan kısmın iadesine,
5-Bu dava sebebiyle 44,40 TL maktu harç alınması gerektiğinden peşin alınan 1.716,13-TL’den mahsubu ile fazla alınan 1.671,73 TL’nin davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır