Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/149 E. 2019/295 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/149 Esas
KARAR NO : 2019/295
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2019
KARAR TARİHİ : 25/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği 09/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkil firma ile davalı şirket arasındaki sözleşme ile üstlenilen işler gereği yapılan işlemler karşılığında faturalar düzenlendiğini, ticari defter ve kayıtlara işlendiğini, yapılan ticari iş gereği müvekkil şirket tarafından düzenlenmiş ve davalı kayıtlarına işlenmiş olması gereken 15/08/2018 tarihinden itibaren düzenlenen faturaların toplam bedelinin 454.689,55-TL olduğunu, ayrıca müvekkil firma ile davalı arasındaki cari hesap gereği davalı yanın müvekkil firmaya 26.889,48-TL cari hesap borcu bulunduğunu, ödenmeyen fatura bedeli toplamı ile oluşan bedelin tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, icra takibine davalı tarafından itiraz edilerek kararın durdurulduğunu, davalı tarafın itirazlarının hiçbirinin gerçek olmadığını, müvekkil şirket tarafından tanzim edilen futaralar sonucu oluşan cari hesap bedelini ödemeyen ve ödenmediğini bilmesine rağmen kötü niyetli olarak müvekkilin alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla icra dosyasına itiraz edildiğini, davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 14/10/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; görülmekte olan dava itirazın iptali davası olduğundan yazılı yargılama usulünün uygulanması gerektiğini, dava dilekçesinde eksik ve ayıplı olmadığının idda edildiğini ve davacı yanın iddiasının kabul edilmediğini, müvekkil şirket unvanı kullanılarak tanzim edilen ve iş bu davada delil olarak dayanılan sahte geçici kabul tutanağı kapsamında ilgililer hakkında yasal yollara başvuru haklarını saklı tuttuklarını, 04/12/2019 tarihli geçici kabul tutanağının ekindeki kırkdokuz kalem işte eksiklik olduğunun belirlendiğini, tutanakta imzası geçen kişilerce imza altına alındığını, tutanakta belirtilen eksik ve kusurlu işler listesinin davacı şirkete bildirildiğini, dava konusu … Elektrik işlerindeki eksik ve kusurların davacı tarafından giderilmesine karşın davacının, müvekkil şirket tarafından tanzim ve imza edilmemiş 19/12/2019 tarihli sahte geçici belgeye dayalı olarak alacak talebinde bulunabilmesinin mümkün olmadığını, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, İİK’nın 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davasıdır.
… İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasının UYAP’tan temin edilerek dosyamız arasına alınmıştır. İcra dosyasının yapılan incelemesinde; alacaklı … Tic. A. Ş tarafından borçlu … İnş. Ve Tic. A.Ş. Aleyhine 26.889,48-TL borcun ödenmesi amacıyla 24/05/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 28/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 31/05/2019 tarihinde yetkiye, takibe ve borca itiraz ettiği, borçlu yönünden takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davalarında, mahkemenin yetkisiyle birlikte, İcra Dairesi’nin yetkisine de itiraz edilmiş olması halinde öncelikle İcra Dairesi’nin yetkisine ilişkin itirazın incelenip değerlendirilmesi Yargıtay içtihatları gereğidir. İcra Dairesi’nin yetkisiz olması halinde de usulüne uygun bir icra takibinden bahsedilemeyeceğinden bahisle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekir.
Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır (HMK md. 17). Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hâllerinde, yetki sözleşmesi yapılamaz. Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır (HMK md. 18).
Açıklanan bu madde hükmüne göre; taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa, takip ve dava, yalnızca yetki sözleşmesi ile belirlenen (yetkili) icra müdürlüğünde ve mahkemede açılır. Bu durumda, yetki sözleşmesi, kanunen yetkili kılınan genel veya özel yetkili icra dairelerinin ve mahkemelerin yetkisini ortadan kaldırmaktadır.
Davacı ve davalı Anonim Şirkettir. Taraflar arasında dosyada mübrez 15/08/2018 tarihinde düzenlenmiş genel satın alma ve kalite sözleşmesi yapılmış ve bu sözleşmenin 20. Maddesinde sözleşme tatbikatından doğacak anlaşmazlıklar oluşması durumunda İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğuna ilişkin yetki şartı mevcuttur. Tarafların her ikisinin de 6102 sayılı TTK hükümlerine göre kurulmuş şirket olması nedeniyle sözleşmede yazılı olan bu yetki koşulu HMK’nın 17. Maddesine göre geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşmeye göre ihtilaf halinde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğu hususunun kararlaştırıldığı, her ikisi de şirket olan taraflar arasında usulüne uygun şekilde yetki sözleşmesi yapıldığı, 6100 Sayılı HMK’nın 17/1. maddesine göre usulüne uygun yetki sözleşmesi düzenlenmesi durumunda davanın sadece sözleşmede öngörülen mahkeme/icra dairesinde açılabileceği, mahkememize açılan davada usulüne uygun icra takibinin yetkisine ilişkin itirazın bulunduğu hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalı tarafça süresinde ve usulünce yapmış olduğu yetkiye itirazının kabulü ile yetkisiz icra dairesinde takip yapılmış olduğunun anlaşılmasına göre usulüne uygun bir takipten de bahsedilemeyeceğinden davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İcra takibinın yetkisiz icra dairesinde başlatıldığı ve usulüne uygun bir takipte bulunulmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Usulüne uygun bir takip bulunmadığından ve şartlar oluşmadığından icra inkar ve kötüniyet tazminatları taleplerinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 44.40-TL maktu karar harcının peşin alınan 324,76-TL harçtan mahsubu ile artan 280,36-TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7. Madde gereğince hesap olunan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/12/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır