Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1340 E. 2022/383 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
“Kısmen Kabul – Kısmen Red”
ESAS NO : 2019/1340 Esas
KARAR NO : 2022/383
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2019
KARAR TARİHİ : 07/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalının, …. İcra Dairesindeki 2019/… E. Sayılı dosyası ile aleyhine yürüttükleri 50.754,92 TL tutarındaki icra takibi nedeniyle düzenlenen alacağa itiraz ettiğini, borcun itirazının haksız olup, borçlunun itirazında kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında kargo sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme unsurları gereği taşıyıcının taşıma taahhüdünde bulunduğunu, gönderenin ise taşıma ücretini vermeyi borçlandığını, bu sözleşme içerisinde mesafelere ulaştırma saatleri, davalı ve müvekkili şirketin yükümlülükleri, ücret tarifesi ve ödeme şekli, uyuşmazlık durumunda yetkili mahkemeleri hususlarının belirtildiğini, müvekkili şirketin, davalı ile aralarındaki kargo sözleşmesindeki taşıma taahhüdünü özen ve ivedilikle yerine getirmiş olup yapılan taşıma işlemleri neticesinde 14 adet fatura kestiğini, buna karşılık davalının, müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilmiş olan taşıma hizmetine karşılık olarak ödenmesi gereken ücreti ödemediğini, bu fatura değerlerinin toplamının 50.754,92 TL olarak çıktığını, müvekkili şirketin taraflar arasında imzalanan kargo sözleşmesi gereğince ifa yükümlülüğünde olduğu kendisine verilen kargoları tam ve özenle taşıma olan tüm edimleri eksiksiz bir şekilde yerine getirmiş olmasına rağmen davalı borçlu tarafın tek yükümlülüğü olan para verme edimini gereği gibi ifa etmediğini, toplam tutarı 50.754,92 tl olan 14 adet faturanın dilekçeleri ekinde sunulduğunu, belirtmek gerekir ki; işbu davaya ve ilgili icra takibine konu faturaların çoğu e arşiv fatura olarak düzenlendiğinden e-arşiv fatura uygulaması kapsamında oluşturulan faturaların elektronik mali mühür ve zaman damgası ile imzalanarak elektronik ortamda arşive alındığını, bu sebeple dosyaya sunulan faturaların asıl niteliğinde olduğunu, e-arşiv fatura kapsamında elektronik belge biçiminde oluşturulan faturaların davalı tarafa hem elektronik ortamda hem de fiziken teslim edildiğini, dava dilekçelerinin ekinde yer alan faturaların üzerinde de not olarak yazdığı üzere e- arşiv izni kapsamında elektronik ortamda iletildiğini, söz konusu e – arşiv faturaların ulaştırılması sorumluluğunun Türkkep üzerinde olduğunu, müvekkili şirket tarafından bahse konu alacağın tahsili amacıyla davalı borçlu taraf ile defalarca iletişime geçilmiş olsa da bu borcu ödemekten kaçındıklarını, bunun neticesinde müvekkili şirket tarafından …. İcra Müdürlüğü 2019/… E. Numaralı dosyasıyla icra takibi başlatılmış olup borçlu tarafından bu takibe kötü niyetli olarak itiraz edilmesi neticesinde takibin durduğunu, bu doğrultuda, davalı borçlu tarafından haksız ve alacağı sürüncemede bırakmak amacıyla takibe yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, zira müvekkili şirketin faturaya ilişkin edim borcunu yerine getirmesine rağmen davalı borçlu tarafından bedel ödeme borcunun tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmediğini, T.C. Yargıtay … Hukuk Dairesi E. 2017/… K. 2018/… T. 6.11.2018 kararının bu yönde olduğunu iddia ederek, davalarının kabulüne, borçlunun …. İcra Müdürlüğünün 2019/… E. Sayılı takibine yaptığı itirazının iptaline ve takibin devamına, kötü niyetli olarak takibe itiraz eden borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı yan üzerine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa çıkarılan tebligatın davalıya usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf davaya cevap vermeyerek HMK 128. maddesi gereğince davacının iddialarının tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER: …. İcra Müdürlüğü 2019/… esas sayılı dosyası, arabuluculuk son tutanağı, tarafların ticari defter ve kayıtları, fatura ve dekont suretleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; Dava, faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Fatura tek başına alacağın kanıtı değildir. Faturanın dayanağı olan temel ilişkinin ispatı gerekir. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kayıt edilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaz.
Faturalarda belirtilen malların davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki malların davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacının …. İcra Dairesinin 2019/… esas sayılı takip dosyasında 26/06/2019 tarihinde faturalardan kaynaklanan 47.831,00 TL asıl alacak, 2.923,92 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 50.754,92 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin 27/06/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 02/07/2019 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı ve davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından 04/11/2020 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre; “davacı ile davalı arasında kargo taşımacılığı ile ilgili ticari bir ilişkinini olduğu, davacının ticari defter kayıtlarına göre 19.04.2019 tarihi itibarı ile davalıdan 47.858,03 TL alacağı olduğu, davalının 30.05.2019 tarihinde toplam 47.858,08 TL ödeme yaparak cari hesap borcunu kapattığı, davalının ticari defter kayıtlarına göre davacıya 54.904,49 TL borcu olduğu, davalının ticari defter kayıtlarına göre 26 06.2019 takip tarihi itibarı ile davacıya 54.928,27 TL borcu olduğu, davacının ticari defter kayıtlarında görülen davalı tarafından yapılmış 30,.05.2019 tarihli 47.858,08 TL tutarlı ödemelerin davalının ticari defter kayıtlarında yer almadığı, davacı ile davalı arasında cari hesap yönünden mutabakat olmadığı,davacının, kendi ticari defter kayıtlarına göre davalı aleyhine26.06.2019 tarihi itibarı ile … icra Müdürlüğü 2019/… E. Sayılı dosyası ile 47.831,00 TL asıl alacak, 2.923,92 TL işlemiş faiz hesaplayarak toplamda 50.754,92 TL toplam alacak yönünden icra takibi başlattığı, davacının ticari defter kayıtlarına göre 26.06.2019 takip tarihi itibarı ile davalıya borcu olmadığı” şeklinde rapor düzenlendiği anlaşılmıştır. Bilirkişi raporuna göre davacı ticari defter ve kayıtlarında yer alan davalı ödemesinin davalı ticari defter ve kayıtlarında yer almaması ve davalı ticari defter ve kayıtlarına göre borçlu durumda olmasından dolayı davalı vekiline ödeme dekontlarını sunmak üzere kesin süre verildiği, ancak ödeme dekontlarının sunulmadığı, taraflar arasında 25/01/2021 tarihli sulh ve ödeme protokolü düzenlendiği, davalı tarafın davacı tarafa 29/01/2021-01/03/2021-29/03/2021-29/04/2021-29/05/2021 tarihli 14.000 TL bonoları verdiği, bonoların vade tarihinde ödenmesi üzerine davalının davacıdan hak ve alacağının kalmayacağının kararlaştırıldığı, son bononun vade tarihinin beklendiği ancak tarafların sulh protokolü doğrultusunda anlaşmaya varamadıklarının anlaşıldığı, davacı vekili tarafından duruşmada alınan beyanında dava sırasında ödeme yapılmadığının beyan edildiği, davalı tarafça dava sırasında ödeme varsa sunulması için süre verildiği ancak ödeme dekontlarının dosyaya sunulmadığı, bankalara yazılan müzekkerelere olumsuz yanıt verildiği, Mahkememizce alınan 04/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu faturaların ticari defter ve kayıtlarda bulunup bulunmadığı belirtilmemesi ve davacı tarafça bilirkişi raporuna itiraz edilmesi üzerine yeniden taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, Mahkememizce davacı ve davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından 01/05/2022 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre; “taraflar arasında kargo hizmeti alım-satımına yönelik bir ticari ilişkinin bulunduğu, usulüne uygun tutulan davacı şirket defterlerine göre 26.06.2019 takip tarihi itibariyle davalı şirketin 47.831,87 TL borç bakiyesinin bulunduğu, söz konusu bakiyenin davacı şirket tarafından takip ve dava konusu edildiği, usulüne uygun tutulan davalı şirket defterlerine göre ise aynı tarih itibariyle davacı şirketin 54.928,27 TL alacak bakiyesinin bulunduğu, davalı şirketin, takip ve dava konusu faturaların tebliği ve içeriği hizmetin teslimine ilişkin herhangi bir itirazının bulunmadığı, davacı şirket tarafından keşide edilen 12.03.2019 tarihli ihtarname ile davalı şirkete, 46.579,63 TL borç bakiyesinin 3 gün içerisinde ödenmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin tebliğine ilişkin dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, taraflar arasında imzalanan 25.01.2021 tarihli Sulh ve Ödeme Protokolü ile bu kez; … İcra Müdürlüğünün 2019/… E. sayılı takip dosyasının borçlu tarafından taksitler halinde 5 adet bono ile belirlenen vadelerde ödenmesi ve tarafların karşılıklı olarak … Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1340 E. sayılı dava dosyasından tüm yargılama giderleri, karşı vekalet ve sair tüm giderler üzerlerinde kalacak şekilde feragat edilmesi hususunda mutabakata vardıkları, mutabakat kapsamında düzenlenen, 29.01.2021, 01.03.2021, 29.03.2021,29.04.2021, 29.05.2021 vadeli 14.000,00 TL tutarlı toplam 70.000,00 TL lık 5 adet senet düzenlendiği, senetlerin davalı şirket tarafından ödendiğine ilişkin dosyada herhangi bir belge ve bilgi bulunmadığı, başlatılan ilamsız takipte; 47.831,00 TL asıl alacak, TTK m. 1530/7 kapsamında 2.923,92 TL işlemiş faiz talep edildiği, davacı şirket tarafından düzenlenen ihtarnamenin tebliğine ilişkin dosyada herhangi bir belge ve bilgi bulunmamakla birlikte; Sayın Mahkemece takip tarihi itibariyle davacı şirketin 47.831,00 TL alacaklı olduğunun ve işlemiş faiz talebinin kabulü halinde; 12.03.2019 ihtarname tarihi dikkate alınarak hesaplanan işlemiş faiz alacağının talebi gibi 2.923,92 TL olarak hesaplandığı” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında kargo hizmeti alım-satımına yönelik ticari ilişki bulunduğu, davacının faturalara dayalı alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, davalı şirketin takip ve dava konusu fatura içeriği hizmetlerin alınmadığı yönünde herhangi bir itirazının bulunmadığı, davacının ve davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, faturaların ve alacağın davacının ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, bu durumda davalının bu fatura içeriği malları teslim aldığına dair karine oluştuğu, davalı tarafça borcu bulunmadığı hususunda ispata yarar delil ibraz edemediği, davalı tarafça ödeme yapıldığı ve ödemelerin mahsup edilmediği itirazında bulunmuşsa da ödemelere ilişkin yazılı bir belge sunamadığı, ticari defter ve kayıtlardan anlaşılamadığı bu haliyle davacı taraf takip konusu faturalardan dolayı davalıdan alacaklı olduğunu ispat ettiği anlaşılmakla, düzenlenen 01/05/2022 tarihli uzman bilirkişi raporunun da mahkememizce dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunması nedeniyle davacı tarafın davalıdan takip konusu faturalardan kaynaklanan 47.831,00 TL alacağının bulunduğu sabit olmuştur.
Davacı tarafın başlattığı … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 47.831,00 TL asıl alacağa yönelik yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, her ne kadar takipten önce işlemiş faiz talep edilmişse de; somut olayda davacının davalıyı takip tarihinden önce temerrüde düşürmediğinden temerrüt şartları oluşmadığından işlemiş faiz talebinin reddine, ayrıca alacağın likit olması nedeniyle takibe haksız itiraz eden borçlu davalı aleyhine asıl alacağın %20’si(9.566,20-TL) oranında icra inkar tazminatı yüklenmesine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 47.831,00 TL asıl alacağa yönelik yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, temerrüt koşulları oluşmadığından faize yönelik fazlaya ilişkin istemin reddine,
b) Hükmolunan asıl alacağın %20’si(9.566,20-TL) oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 3.267,34-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 866,76-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.400,58-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 7.018,03-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-)Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 2.923,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafça yatırılan 44,40-TL başvuru harcı ve 866,76-TL peşin harç olmak üzere toplam 911,16-TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Davacı tarafından yatırılan 1.650,00-TL Bilirkişi ücreti ve 121,90-TL posta giderinden ibaret toplam 1.771,90-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 1.669,83-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin kabul red oranına göre 1.243,96-TL’sinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine, 76,04-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
8-)Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 07/06/2022

Katip …
e-imzalı*

Hakim …
e-imzalı*