Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1336 E. 2021/389 K. 17.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1244 Esas
KARAR NO : 2021/408
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2019
KARAR TARİHİ : 24/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 20/11/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle;Taraflar arasında 01/04/2019 tarihinde danışmanlık sözleşmesi imzalandığını, danışmanlık sözleşmesinin 4. Maddesinde “İş bu sözleşme 01/04/2019 tarihinde yürürlüğe girer ve 6+6 aylık periyota devam etmek üzere 01/10/2019 tarihinde herhangi bir bildirme gerek olmaksızın kendiliğinden sona erer” şeklinde kararlaştırıldığını, danışmanlık sözleşmesinin devam ettiği aşamada davalının maddi sıkıntıda olduğunu müvekkiline bildirdiğini ve Temmuz ayı itibari davalı tarafından ödeme yapılmadığını, bu süreçte davacının ödeme konusunda taksitlendirme yolluna gidilebileceğini, kendilerine ödeme imkanı sunulabileceğini bildirdiğini, ödemelerin ne şekilde gerçekleşeceğine dair görüşmelerin devam ettiği bir aşamada müvekkili aleyhine davalı borçlu tarafından … Noterliği’nin 10/07/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bir kısım hizmetlerin yerine getirilemediği iddialarını içerir ihtarnamenin keşide edildiğini, keşide edilen ihtarnamenin gerçeği yansıtmadığını, bunun üzerine davacı tarafından … Noterliği’nin 25/07/2019 tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ile davalının haksız ve mesnetsiz iddialarının kabul edilmediğini, davacının danışmanlık sözleşmesi kapsamında hizmet sunduğu döneme ilişkin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, bildirilen sözleşme süresi sonu olan döneme ait 64.500,00-TL+KDV’nin 15 gün içerisinde ödenmemesi durumunda yüm yasal haklarnı kullancağını karşı tarafa bildirdiğini, borcun 15 gün içerisinde ödenmemiş olması nedeniyle … İcra Müdürlüğü 2019/ … esas sayılı dosyası ile ilamsız haciz yoluyla takibe geçildiğini, davalının borca ve tüm ferilerine, faize itiraz ettiğini beyanla icra dosyasına yapılan asıl alacak üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına, kötüniyetli karşı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere üst hatten icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan 27/01/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında danışmanlık sözleşmesinin imzalandığını, davacı yan her ne kadar söz konusu hizmetlerin eksiksiz bir şekilde yapılmış olduğunu ileri sürse de sözleşmenin imzalandığı tarihten sözleşmenin müvekkilince feshedildiği tarihe kadar olan süreçte hizmetler sağlanmadığını, eksik sağlandığını ve müvekkili firmaya bir çok mağduriyet yaşatıldığını, davalının sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren sözleşmede yer alan ve aylık bazda anlaşılan rakam olan ”21.500TL + KDV ” olan ücreti ve içerik çekimleri (ağırlanacak olan ünlüler için ödenen ücret) ücreti olarak da 3.000-TLyi her ay düzenli bir şekilde davacının hesabına yatırdığını, davacı yanın ise kendisine yüklenen edimleri ve hizmetleri hiçbir şekilde layıkıyla yerine getirmediğini, davacı yan dilekçesinde, müvekkilin ödeme güçlüğü çektiğini, bu nedenle sözleşmeyi feshettiğini iddia etmiş ise de bu iddiaların gerçek dışı olduğunu, davalı tarafça sözleşmenin 8. maddesi gereğince eksik/kısmi ifa sebebiyle olan edimlerin yerine getirilmesi için haklı olarak süre verdiğini, bu süre içerisinde edimler yerine getirilmediğini, bunun için bir girişim bile yapılmadığını, bu nedenle yasal hakkı olan ve sözleşmenin 8. maddesine dayanan fesih hakkını kullandığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER : … İcra Müdürlüğünün 2019/ … Esas sayılı icra dosyası, UYAP sistemi üzerinden GİB kaydı, tanık anlatımları, … Vergi Dairesi yazı cevabı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu olan … İcra Müdürlüğü’nün 2019/ … esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı davacı şirket tarafından borçlu davalı aleyhine, 64.500,00-TL asıl alacak ve 174,95-TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 76.284,95-TL alacak için icra takibi başlatıldığı, davalı tarafça borca itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
Ticaret Mahkemesinin görev alanını düzenleyen 6102 Sayılı TTK’nın 4 ve 5 maddeleri şu şekildedir:
“MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447,  yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”
6100 Sayılı HMK’nın 2.maddesinde ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanı düzenlenmiş olup, bu madde;
” Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmünü haizdir.
Dava konusu ihtilaf, taraflar arasında imzalanan danışmanlık sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine dair başlatılan … İcra Müdürlüğü’nün 2019/ … esas sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olup, bu haliyle eldeki dava mutlak ticari davalardan olmadığından uyuşmazlığın çözümünde tarafların tacir olup olmamalarına göre, davaya bakma konusunda mahkemenin görev hususunun belirlenmesi gerekmekmiştir.
TTK’nın 14.maddesine göre “bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Yasa’nın 17.maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanun’unun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nun 1463.maddesinde de, önce 17.maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17.maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir.
19.02.1986 tarih 19024 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile T.T.K.’nun 1463.maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre;
1- Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre, defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usul Kanunu’nun 177.maddesinin 1.fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar,
2- Vergi Usul Kanunu’na istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
Davacının bağlı bulunduğu … Vergi Dairesinden getirtilen kayıtlarından, bilanço esasına göre defter tuttuğu, bu hali ile davacının tacir sayılması gerektiği anlaşılmıştır.
Davalının bağlı bulunduğu … Vergi Dairesinden getirtilen kayıtlarından, davalının İşletme Esasına göre defter tuttuğu ve 2019-2020 yılı Gelir vergisi beyannamelerinde iş hasılatlarının VUK.177/1 maddesindeki hadleri aşmadığı, bu hali ile esnaf sınırını aşmadığı, davacı taraf tacir olsa da davalı tarafın esnaf olduğu, tacir olmadığı anlaşılmıştır. Eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve davada asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunun kabul edilebilmesi için uyuşmazlık konusu kapsamında her iki tarafın tacir olması ve yine işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur.
Somut olayda dava konusu ihtilaf, davacı ile davalı arasındaki sözleşmeden kaynaklı alacağa ilişkin başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup, mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, davalının tacir olmaması ve dava konusu alacağın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili ve ticari iş niteliğinde olmadığından, bu kapsamda taraflar arasındaki uyuşmazlığın da ticari nitelikte bulunmadığı açıktır. Bu nedenle, somut olayda; 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanamayacağı ve uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığı kuşkusuzdur. Genel görevli mahkeme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yargıtay içtihatları, yasal düzenlemeler ve tüm bu açıklamalar uyarınca Mahkememizin görevli olmaması, eldeki davaya ilişkin aksine bir düzenleme bulunmadığından Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması sebebiyle davanın görev yönünden usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
KARAR:Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına resen karar verilmesine,
3-Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.24/05/2021

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*

Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.